18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2004 CUM/ 14 J V I J İ J J . UJhL kuttur@ cumhuriyet.com.tr Tiyatro Stüdyosu Arthur Miller'm 'Çift Yönlü Ayna' adlı oyunuyla izleyiciyle buluşacak Aslolan gerçeğimiz mi?..SELCEVAKSEL 'Kusursuz bir karma- şıkhk olduğu doğnı.'-' Yaşamda ne varsa, bi- çim \e ışleyışe göre ta- nımlar getınrken kendı- mızı de tanumlıyoruz bel- ki. Değışen kurallara uyum sağlarken gerçekte ne ıstedığımızı çoktan unut- muş oluyoruz. Ya da gerçeğın ne ol- duğunu. Aslolan bır şeylenn yünitül- mesı mı'7 Çağdaş ve o çok ınaruyor gıbı yap- tığımız yaşam oyküJenmızın neresin- de kendı gerçeklığımız saklı0 Bıreysel veya başka bır deyımle özel ılışkılen- mızden, ellenmizle ınşa ettığımiz bır sısteme, amacından sapmışlıksa soz konusu oJan, gerçeğiygerçeğımizi ara- yışta bırbınmız ıçın ne yapabılıyoruz İM yonetmen... Iki öyküsü var anlatacak Tiyatro Stüdyosu'nun, 'Çift Yönlü Ayna'nın parçalanolan OzgürErkekh'nınyö- netmenlığınj yaptığı 'Bir Bayana Ağıf ve Ahmet Leventoğlu'nun yönettığı 'Bir Tür Sevda ÖykÜMTArthur Mffl- ler'ın ülkemızde sahnelenen dığer oyun- lan gıbı, ılk dönemınde kaleme aldığı bir oyunun ıkı parçası olarak. Oyunu topluluk ıçın aynı zamanda sanat yönetmenı olan Levendoğlu Türk- çeleştırmış OyundaDeryaAlaborave Mehmet Ali Kaptanlar ıkı öykünün ıkı 'insanını* canlandınyorlar Kusur- suz olan bır şey yok. onJar var 20. yy ınsaruna ait bır oyun bu. Bır kadın ve bır erkek, ısimJennın ve han- gı ülkeden olduklannın onemını yıtır- dıği bır noktada, ıkı farklı öykünün derirüennde aynı şeyin peşındeler. Ken- dılerinın ve gerçeğın . Bu kelımeler, A. çağımızın kaçınılmaz yazgısına boyun eğıyor... Yanılgı nerede başlıyorsa ora- da Enzorubusoruyuyanıtlamayaça- lışmak kimi zaman Farkh dramatik dıller ve olay örgüsü ıçınde ortak olan ızleyıciyi yakalıyor sonunda. 'Bir Bayana Ağrt' Gereğınden fazla yakınlaşılmayan bırşehırh aşk öyküsun- de, ertelenrruş temel sorulann soruldu- ğu zaman ve yer oldukçasıradışı Bek- lenmedik bir şekılde sevgılinin olası ölümüyle "neyi söylemeye hakkı okhı- gunu" bıle kendıne soran bır adamın 'o'na bir hedıye almak ıstemesı ve duk- kâna ginşiyle başlayan bır öykü. Sonunda ahllanna gelır ama dukkân sahıbesının adını söylemesine gerek kalmayacaktır, adam da sormaz zaten. Nasıl olur da.. Denn ve yoğun bır dı- yalogda ılışkjsı \ e kendısı olur sorgu- ladığı Cerçeğl aramalc... Kışısel bıreysel bır boyutta, 'kadın- erkek Uişkisi' ıçınde olsa da gucun bu kez gerçeğı sunanda olduğu uzun bır an yaşanır Bıreysel bovutta başlayan ve toplumsal, tüme 'resmen' ait bır ya- pıda da ayru yanılsama var olabılır. 'Bir Tür Sevda Öyküsü' başlar. Top- lumsal bır yapıda, 'adalet'ı sağlaması . hmeî Levendoğlu ve Özgür Erkekli 'nin yönettikleri oyunda, 20. yüzyıla ilişkin sorgıılama kişisel ve toplumsal boyutlarda da olsa iki öykünün teması salt gerçekliğin arayışmda birleşiyor. ıçın kurulan bır sıstemin en önemlı uzuvlanndakı çurümuşlük, gerçeğın anahtannı elınde tutan bır kadın Fa- hışe, psıkıyatri uzmanlannca •kişilik parçalanması" olarak (anımlanan kı- şısel karmaşası ıçınde, parçaparça su- nuyordur bıldıklennı. Soz konusu olan bır kışınin suçsuz yerde hapıste olmasına rağmen. Gız- ledıklen, aslında ınanmaya çok ihtıya- cımız olduğu bır sıstemin çürümüşlü- ğüne daır olduğu ıçın belki. Gerçeğın peşındeyken özel ılişkıler ve kurallar- la inşa edılmış bır yapı bile olsa aynı engel çıkabılır ınsanın karşısına... Levendoğlu. kıiçük ölçekJı bır yapım olduğu söylenebılecek bu oyunun tek- nık açıdan çok ıstemlen olduğunu söy- Iüyor. Teknık açıdan oyunlardakı ana öğe nedir denildığınde ıse soruna 'ti- vatrocu bakışıyla' yanıtlıyor. "Bu bir oyuncu oyunu, her ikisinde de oyuculann omzunda taşınan. yük- selen. Genellikle çağdaş tiyatroda ya da klasiktiyatroda,oyuncuyu tamam- layan ya da atfoaşı koşan ögeler \ardır. ama burda oyuncunun gücünü tama- men öne çıkaran bir yapı söz konusu.* Oyunun karşılığını bulması bağla- mında ise şöyle yaklaşryor "Mifler'm 60 >ıl önce başlayan oyun vazarfağı se- rüveninde, özeüikk ilk döneminden baş- la\ arak ele ahndıgmda, Amerikan top- hımunu \e Amerikan rmasının sonu- nu ve sonucunu sorgulama süreci bü- tünmııniarındaçokgüçhıbirvaıtğıoian bir temel, bir karman olarak karşınu- za çılayor. Belki geçen >ıDar arasında- ki farkhhk bunu temel olgu olarak işle- mek yerine geri planda duran ama \ar- hğmı her an bize duyumsatan bir olgu olarak kuflann or olması."" O\ıınu oluşturan ıkı öykünün bır- leştığı temel noktayı açıklıyor Erkek- Iı "Tabü ki ola> örüleri, genel drama- tik difleri vc\a karakterier göz önüne alındığında çok farklı iki oyun. Ama te- marik olarak bir ortaklıklan \^r ki salt gerçeğın aravışı olarak sözlere döküle- bilir. Vaşamda salt gerçeklık" diyebi- leceğîmizbirşe\\armıdırgenelaniam- da. -genel anlamda demek durumun- da\ız- çiinkü bir munda toplumsalbaz- da bir gerçeğin araşıyı üzerinde, diğe- rinde daha kişiselgjbi görünen bim so- runlan üzerinde \ogunlaşılr>or.Ama as- lında o da toplumsal bir boyut, söz ko- nusu olan bır uygarlık' sonınsau. (Oyun 28 Mayıs ta 20 30 da, 29 Ma- yıs ta 15.00ve20 İOdaAKMOda 77- vatrosu nda izlenebdir.) Olmayan uzamdan 'doğu duygulu' resimler... OfaayAnılanmertson dönemyapıtlanyla lOHaziran 'a dek TEM Sanat Galerisi 'nde sanatseverlerle buluşuyor Kültür Servisi - TEM Sanat Galerisi 10 Hazıran'a dek Oktay Anılanmert kişisel resım sergısını sanatseverlerle buluşturuyor Sanatçının 'Oünayan Mekânın Resimleri' adını verdığı sergısinde, ağırlıkJı olarak 2004"te gerçekleştırdiğı son dönem çalışmalan yer alıyor Tuval üzenne kanşık teknık ve aknlık resımlerinin yanı sıra sanatçı, bu sergısinde, seramik çalışmalanna da yer venyor Türk resmının önemli temsilcılennden olan sanatçı, 1964'te resım eğitımını tamamladığı Mimar Sinan Güzel Sanaüar Üniversitesi nde halen oğretım üyelığı görevını yürutüyor. Bugune dek yurtıçı ve yurtdışında karma ve kaşısel sergıler açan, resmın yam sıra 'mim' çalışmalan da yapan Anılanmert'ın sanatına, Emre Zeytinoglu şu • Türk resminin önemli adlanndan Oktay Anılanmert sergısinde tuval üzerine kanşık teknık ve akrilik resimlerinin yanı sıra seramik çalışmalanna da yer veriyor. sözcüklerle yaklaşıyor "_. O figürier her ne kadar bir mekânın içinde değiilerse de, resim düzkminin her \amna bıraktüdan lekeier, çizgüer ve aralanna aldıklan boşluklaıia bizzat kendi mekânını oluşturnıava da niyetlenirler. Bu mekâo anlayışı, resimsel düzkmin bölünmesinden çok, yarartığı atmosferde anlamını bulur. Örneğin AmJanmert'in bu sergısinde, flgürii oluşturan renk ve leke katmanlan, a>TU zamanda, yine o figüriin içinden yayılan (ama \ine de asla sanneye dönüşrneyen) bir Doğu duygusu' vayar. Bu dujgu, figürden doğan ve sarnıal bir harekede fıgürii de yeniden içine alan bir mekân oluşturur. Kısacası figür, kendi yaratügı mekânın içine sıgmır. Bu durum, 'mekândan önceb mekânuı' ve aynı zamanda da fıgurden dnceb figüriin' bir arada resmedilmesidir.'' (0 212 24 7 08 99) Oktay Aıulanmert'in 'Olmayan Mekânın Resimleri" adını verdiği sergısinde ağuiıkb olarak 2004 yıhnda gerçekleştirdiği çalışmalar yer alıyor. NATO'YAKARSINOTALAR Sumru Ağıryürüyen •Yasemin Göksu «Yeninur Ada aynur doğan burfaftberken enresaiök fenalaer adnan ozyaiç'ner atao! behramoglu «cezrm ersöz J gûlaüm cengiz "jûlidetet gökhanbiften sennursezer hasancihatöner , f f ^ ^ ^ t ^ e r e (Smailiiakkı dewooğiuÂIÜ2r bakırköy beyaz adam komaçiyâ — nure'finpfsç metin kahraman servet kocakaya PSAKD semah etebi karadeniz haîkoy^ınlan guneyocğu ı^eyuniaıt tevfktaş (föjjpjitenmı) başka küJtur merkezi beksav beyoğlu metropoi muzik beyoğlu pentimento esenyurt öncü kırtasiye *d*l kültür merkezı kadıköy seyhan müzik kartaf dersim kasetçttfk şirinevler anatolia kafe şişli kelepir kitabevi'nden ulaşabıiırsina 'T 1 9 : 3 0 harbiye açıkhava tiyatrosu Bu ılanCumhuriyet m katkjlarnla \a>ımlanmışfıt Haziran • 21.30 Babylon (Biletler: Biletix ve Babyton gişelerinde) H«SW« Cumhurfyet SAHİBİNDEN Sapanca Şükriye'de 6500 metrekarelik satılık, göl ve orman manzaralı arsa. Tel: 0212 522 07 03 / 0532 611 71 22 IMAZİM HIKMET ORATORYOSU 200 KıŞıLıK DEV ÛRKESTRA VE KOROYLA . - Ulml johj ywri*rlı - Bilgi icmTtl: 0.242. 242 36 S6 Aıllufru KÛKûr * W İ « > :il 3309, M g n » - Vokkorora 2 ' S>X Akd«nh Ünivfflhsi "'~ HA3 khdrjra l|hom AJtı itUütr Çmiuı Önû ' Ajptndo» Gt|« 7 CJ T 32" Alonya l ı y m Kırtuiyt 512 2292 «tanoygo* WKrf fofe ? « 2Vi3 , S«l> « t t u a 753 1C06 Kodny» Uro Opt* -15 SC3 KBIMT ToıMm Voidı 8 £ 5>5 ' Anlatyfl Muııu u w j t ı ı«flt 14 30 isn tf^ntnn üaett okroV Aıpfnifft 9 grf s ionui ^ıfıtJef bu»uniiQklftdK "ilonyc Msncvjs: S.dı Bıiek lem<f it> KfHti slvok »sperıio. 0 ydü ıbnu) stıvıjttı bulu»mı>lm*r S g •. - C 342 247 5( 54 K L M t R —1 YAZIODASI SELİMİLERİ Bayan Şıpıldak InciAral'ın yeni kitabıAnlarlzler Tutkular'i oku- yorum. Selçuk Baran'ı dile getiren acı yazı. Edebıyat ve yayın dünyasının ıncelıkli bır yaza- n küstürüşü... Ama o yazıdan uzaklaşmak istiyoıum şimdi Inci Aral, "Okumaktan Yazmaya" serüvenıni anlatırken, "Çizgi romanlarhep küçümsenmiş- tir" dıyor. "Oysa benim deneyımim bunun tam tersı oldu." Aynı çizgi romanları okumuşuz. Aynı karika- türle vurulup kalmışız. Sözgelimı Cemal Na- dir'in eserleri. Bakmaya doyamazdı. Dondurul- muş kare bırden harekete geçer, Cemal Na- dir'in kışilerı yaşamaya koyulurdu... Çizgi romanlar, öyle sanıyorum kı, entelektü- el burnu büyüklüğünden küçümsenir bızde. In- ci Aral gibı ben de çizgi romanlara epey borç- luyum. Gözümün önünde Doğan Kardeş dergilerinin lacıvertsı mavi ciltleri. 194O'lı yıllarda bıriktirılip cittlenmış, saklanmış. Bu dergılerdeSelma Emi- roğlu'nun çızgı romanı Karakedı Çetesi! Kim bilir kaç kez "tatmışımdır" Karakedı Çe- tesı'n't. Karakedı, Sarman, Pamuk ve bır kargay- la adı galiba Fındık olan bir köpek. Onların se- rüvenleri gönlümü okşardı. Sonra bütün bır serüvenı baştan sona dıle ge- tiren, yine Selma Emıroğlu'nun bır çizgi romanı daha vardı. Ondan en çok Bayan Şıpıldak'ı ha- tırlıyorum. Küçük, afacan bır çocuk, bir yaz günü, küçü- cük, sevımlı, (irkek bır balığı mantartıpalı şışe- ye sokuyor, hapsedıyor, onu öytece denızlere ge- ri bırakıyordu. Çizgi romanın konusu, şimdı adını unuttuğum bu tutsak balığın başından geçenlerdı. Bayan Şıpıldak onu denızler altındaki bir an- tikacıdan satın alıyordu. Evet, denizler altında- ki hayattada evler, eşyalar, möbleler vardı. Char- les Dickens'ınki gibi bir antıkacı dükkânı var- dı. Bayan Şıpıldak'a gelince, süslü püslü bır ha- nımdı. Dudaklannı kırklann moda dergılennde boy göstermış manken hanımlar gıbı boyamıştı. Uzun, kıvrık kirpıkler, badem gözler. Kolunda çantası. Şimdi daha seçık hatırlayabılıyorum: Başka süs- lü hanım balıklar, şışedekı küçük, ürkek balığı gör- meye, Bayan Şıpıldak'ın evıne geliyorlardı. Hep- si de hayret içinde kalıyordu. Neyse ki, kurtuluyordu en sonda tutsak yav- ru balıklar. Elbette bırçok tehlıkeyı atlatarak. Kapkara ahtapotlar, sarı ve mavı denızyıldızla- rı, pembemsı kırmızı yengeçler... Bu güzel çizgi roman, denizlerın gızli, gızem- h dünyasını ılk kez gösteriyordu bana. Denızyıl- dızını ilk kez onda görüyor, büyülenip kalryor- dum. Düşgücümü kışkırtıp duruyordu. Inci Aral Pekos Bıll'den soz açıyor. Çızgı ro- man An Maya'dan. An Maya'yı Varlık Yayınla- n'nın çocuk klasikleri sensınden okumuştum. Re- simsizdi. Tenten'üen söz açmamış. En çok sevdığim çiz- gi romanlardan bındirTenten Galatasaray Lıse- sı'nın kıtaplığında keşfetmiştim. Çat pat Fran- sızcamla sökebildiğım kadar. O zamanlar Hürnyet gazetesınde bir de Nılü- fer adlı çizgi roman yayımlanırdı. Nılüfer'ın ina- nılmaz güzellıği gönül yakardı. Fatoş, Basn, Ma- vış, Aptı ve Şaban'la Tonton evimize gelıp gi- den ahbaplarımızdı benim için. Güngörmüşler'i ve Fatoş'u Gramofon Hâlâ Ça- lıyor'da anlattım. Onlarla birlıkte yasamak hiç mı hiç kalp kırmazdı. Ama Inci Aral, "Bır Yazma Kırgını" adlı nefıs yazısında, kalbi kırılmış bır yazan, Selçuk Ba- ran'ı söylüyor. Ne kadar kaçmak ıstersem isteyeyım, o yazı, Selçuk Baran'ın anıları. Belki yarın Bayan Şıpıldak avutur... Öneriler Kitap / Cezaevinden Babıâli'ye Babıâli'den TlP'e, Şükran Kurdakul'un anıları, Evrensel Basım Yayın, 2004. K Ü L T Ü R 0 Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle