18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 2004 ÇARŞAM 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istaibul Ed.ne Kocaelı Çarakkale Izmr Majıısa Ayon Denzli B B Y B B B B B 20 22 22 20 28 28 29 28 Sinop Y 19 Adana Zonguldak Y 19 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas Y Y Y Y Y B Y 17 16 17 22 21 23 21 B 30 B 27 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkân Van B B B B B B B 28 33 35 30 32 25 21 Y 20 Yurdun kuzey kesımlen parçalı ve çok öulMu, Marmaranın doğusu. Karadenız ıle Iç Anaûo- lu'nun kuzey ve doğusu sağanak ve gokguruftu- lu sağanak yağışlı, dığer /erier az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun kuzeybatısında artacak. ıç ve doğu ke- sımlende azaJacak. diğer yerterde önemlı bir deği- şıklık olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Heisınki Stockholm Londra Amsterdam Brûksel Paris Bonn Y Y Y B B B B B 15 15 13 17 15 16 22 17 Münih B 21 Beriın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B Y B B B B B B 15 23 18 21 22 20 23 24 Moskova Y 15 Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam B B B B Y Y B B 31 21 29 29 24 17 34 36 Taşfce Tahran Parçalı bulutlu k Ç<?k buMfu , Yağnunu Sulukar V Gök gumttü GUNCEL CL'NEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada cep din kardeşiyiz" diyecek. "Kendi dışında herkes için heryer zaten karan- lık". Sanki bu cümlenin hemen arkasından şarkı- dakı gibi "pürnuromevki" diyecek. O mevki ise Başbakanlık koltuğu! Daha neler neler söylüyor, kara mizaha malze- me. Varsın söylesin, başbakanlık Sffatını bir kez ya- kalamış ya; bakalım ne söyleyecek, yine fos çı- kan neler vaat edecek diye yalakası da dinleyeni debol. • • • Gerçeklerefendi hazretlerini hırçınlaştınyor. Mu- halefetin dile getirdiği gerçeklere abartılı rakam- larla karşı çıkarken rahmetli Şinasi Nahrt'in sık sık dediği gibi. yüzüne yüzüne söylenen, yazılanlar, oysa "çatlasa da patlasa da gerçek". Dışardan gelen sarsıntıları önlemek için ekono- mik yapıyı daha sağlam ternellerfe oturtmadıy- san, sosyal güvenlik reformu ile kamunun bütçe açığını ve özel sektörün istihdam maliyetini azal- tamadıysan. vergi reformu ile vergi yükünü geniş bir tabana yayamadıysan, tüketicilere ve sanayi- ye daha ucuz enerji sağlayamadıysan vs. vs. Te- laşın neden? Ekonominin başanlı düzeye gelmesi için ger- çekleşmesi gereken bu temel ilkelerden hangile- rini başardığını veya başarmaya çalışacağını an- latacagı yerde, kendıni övüyor kı öylesine övüyor. Başbakan'ın uyanlara tahammülü yok ve kötü alışkanlığa dönüşen bu tutumu sürdürmekte ka- rarlı görünüyor. Ekonominin komadan çıkmakla birlikte sağlığına tam anlamıyla kavuşmadığını söyleyenlere de hiddet ve şiddetle karşı çıkıyor. örneğin, içerde ve dışarda Türkiye'de yat/rım yapmak isteyenlerin yakınılarına kısa sürede çö- züm bulacaklarını söyledi durdu, nâlâ da aynı gö- rüsü yineliyor. Iki yıl geçti aradan, herşey olduğu gibi duruyor. Bürokraside hantallığa çare bulunamadığına ka- nrt: Bir yatınmcın/n sadece izin alabilmek için 5 ay- n bakanlıktaki 10 ayrı kurumdan 170 imza alma- sı gerekiyor. Yakın günlere kadar IMF'yi en geç 2004'te ka- pının önüne koyacaklarmı söyleyen Başbakan; VVashington öhhööö deyince, eski söylemlerini unutuverdi. Rakamlar ortada: Bugün vazgeçemeyeceğini ilan ettiği IMF ve politikalan sayesinde iç borç sto- ku Kasım 2003'te 144 milyar dolar seviyesinde iken 31 Mart 2004 tarihi itibanyla bu rakam 203 milyar dolara yükseldi. Dış borcumuz AKP iktidannda 131 milyar do- lardan 147 milyar dolara tırmandı. Nisan ayı sonuna kadar ödenen faiz miktan 3 milyar 326 milyon dolar oldu. Bu ortalamaya bun- dan önceki hiçbir hükümet döneminde ulaşıla- mamıştı. • • • Başbakan, uçak küçük bir türbülansa gırince paniğe kapılanlardan söz ediyor. "Uçak sağlam, pilot soğukkanlı, sakin, mürettebat işibiliyor. Otur koltuğuna sen manzarayı seyret" diyor. Soğukkanlı, deneyimli olduğunu söylediği pilo- tun, tabii zat-ı devletlinin farkında olmadığı, lüks otomobil koltuğundan, özel Başbakanlık uçağ/n- dan göremediği, görse bile başını çevirdiği şu manzaraları halkımız her gün izliyor Işsizlik 10 milyon dolayında, artıyor. Başbakan, 1 milyon üyeli TOBB'nin her üyesi bir işsizi işe al- sa, bir milyon işsizin işsizlikten kurtulacağı gibi düşsel önerilersunuyor. Yoksulluk heray giderek büyüyor. 4 kişilik birailenin geçim sının bir milya- nn çoook üstünde. Açlık sınırını geçenlerin sayısı da kabarıyor. Gıda harcamalarına daha önce 100 harcayan şimdi 90 harcıyor. Sadece dayanıklı tüketim harcamalarında artış gözleniyor. Bu artışın nedenj de üst gelirgrubuna ait. Geliri düşen çoğu insan kredi kartı sarmalında. Eminönü'de bir blue jean 5 milyon liraya satılıyor. (Prof. Güngör Uras soruyor, yanıtlıyor) Gelin ba- kalım, insanlarımız bunu alabiliyor mu? Alamıyor. Essavurusta pilot, konuş, söyle; heyecanlıolu- yor. Nereye kadar! Erdoğan, medyanın NATO Zirvesi için alınan önlemlere yer vermesine tepki gösterdi YineANKARA (Cumhuriyet Bnro- su) - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan NATO zirvesiyle ilgili ha- berlerde medyanınTürkıye"nin gü- venli bir iilke olmadığı imajını ver- mekten kaçınmasını isteyerek. bir kez daha haber yazımında dikkatli olunmasını istedi. Erdoğan,YÖK gerilimi nedeniy- le mesaj olarak yorumlanabilecek konuşmasını da kürsüde değiştir- di. AKP grup toplantısında konu- şan Erdoğan, uluslararası IKÖ ve NATO toplantılan nedeniyle alınan güvenlik önlemlerini haberleştiren basını serl dille uyardı. "Saçma sa- pan, uydurma haberlerle Tiirki- ye'nin zafiyet içinde gösterildiği- ni" iddıa eden Başbakan, "Kimse kar suyu kaçırmaya çalışmasın" diye konuştu. "Bizleri üzen bazı konnlar var. ÖzellikJe burada medyaya ses- lenmek istiyorura" diye söze baş- layan Erdoğan, "Türkiye'niıı gü- venli bir iilke olmadığı imajını verecek haberler yayımlandığı- nı" savTindu. Erdoğan, "Bu rür haberleri üretenler acaba kime çalışıyorlar, ne yapmak isrivor- lar?\'ani iilkeyi dünvadan dışla- nıak niyetinde misiniz? Bu ha- berlerle güvenlik güçlerimizde de zafiyet oluşturulabilir. Milli menfaatlerimize terstir bu ha- berler" diye konuştu. Aynı medyarun, dıgerülkelerden Operasyonlar sürüyor NATO öncesi 25 gözaltı daha tstanbul Haber Servisi - Istan- bul Emnıyeti NATOzinesi öncesi terör örgütlerine yönelik operas- yonlarına hız verirken dün de El Kaıde, DHKP/C ve PKK Kong- r&'Gel üyesi olduğu iddia edilen toplam 25 kişi gözaitına alındı. Terörle Mücadele Şubesi ekiple- rince gerçekleştirilen El Kaide ör- giitüne yönelik operasyonda 20 ki- şi gözaitına alınırken bu kişilerden bazılannın daha önce Çeçenistan'a sa\aşmaya gıttiklerinin ve NATO zirvesinde de bombalı eylem ya- pabilecek kişiler olduğunun tespit edildıği belırtildi. Vehabi-Selefı ınancı etrafinda örgütlenmiş kişiler olduğu belirtilen 20 kişinin emni- yetteki sorgulan sürüyor. Terör ör- gütü DHKP C'ye yönelik operas- yonda 3 kişi gözaitına alınırken P- KK Kongra Gel 'e yönelik operas- yonda ise hakJannda arama karan bulunduğu öğrenılen 2 kişi yaka- landı. Operasyonlarda gözaitına alınanJann emniyetteki sorgu ve iş- lemlerinin sürdüğü bıldirildi. sansur gürşımıBASBAKAIM 'HABER ÖZCÜRLÜĞÜfMÜ' SİNDİREMEDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan RecepTayyip Erdoğan, iktidara geldiğı dönemden beri gergınlık v eya bunaluna neden olan birçok ko- nuda basının tavTinı eleştirdi \eya doğrudan "san- sür" istedi. NATO toplantısıyla ilgıli dünkü çıkışın- dan önce Erdoğan"ın basuıa dönük bir diğer uyan- sı Kıbns konusunda olmuşfu. AnJcara Palas'ta med- ya temsilcileri ve genel yayın yönetmenlerini top- layan Erdoğan, Kıbns'ta yapılan açıkJamalan Tür- kiye'deki yazılı ve görsel basın organlannın kendi içinde sansür etmesini istemişti. "Bu sizden özel bir ricamdır" diyen Erdoğan, detaylann çok faz- la konuşulmasının işi koparabileceğini söylemişti. Öctidaruı basına birdiğer sansür girişimi Yunanis- tan gezisinde görüldü. Emine Erdoğan ın Kara- manlis tarafmdan öpülme görüntüsü, Başbakanlık Basın Müşaviri'nin "ricasıyla" TRT ve AA tara- findan sansürlendi. Özel televizyonJar da Basın Mü- şaviri'nin istemine uydu. Basın Müşaviri Ahmet Tezcan "Emine Erdoğan'ın rahatsız oJabileceği- ni diişünerek bu ricada bulunduğunu" belirtme- sine karşın, sansür olayında Erdoğan çiftinin tavn- nın etkili olduğu öğrenilmişti. Erdoğan, ABD'nin Irak operasyonundan önce de sık sık Türk basınını uyardı. Başbakan, "Haberlerde, devletin, ülkenin menfaatları ciddi bir şekilde gözetilmiyor. Biz hükümeti nasıl yıpratacağız diye uğraşılıyor" görüşünü dile getirmişti. Erdoğan, Kuzey Irak'ta gerginliğe neden olan gelişmeleri de "Tflrk bası- nının abarrfığını" savunmuştu Başbakan, basını halka şikâyet ederken, "Kuzey Irak'ta olan olay- da, Türkiye'deki basını gördünöz. 'Hükümet nerede, niye bunu yapmıyor?' diye özerimize gel- diler. Yine böyle bir olayda her tarafı velveleye verseydik zarar ederdik" demişti. Hükümet ile Genelkurmay arasında zaman za- man kamuoyuna yansıyan gerilim nedeniyle de Er- doğan basını suçladı. toplam 1500 medya patronunun Türkiye'de bulunacak olması nede- niyle herhangı bir güvenlik zafiye- ti görmediğine işaret eden AKP lı- deri, "Bunlar çelişki dejil mi? Daha hassas olmalılar. L'ikemiz burada kazanacak. Biz bu konu- da kendimize güvenivoruz" dedı. önemlt tumceyl atladı Cumhurbaşkanlığı'ndakı ıncele- me süreci devam eden \ r ÖK Yasa- sı 'yla ilgıli Başbakan RecepTayvip Erdoğan'ın grupta mesaj vermesi beklenirken AKP liderinin konuş- ma metnındeki önemJi bir tümceyi "atlaması" dikkat çekti. Erdoğan. •'Toplumun önüne koyduğumuz hedefleri geri adım atmadan, te- reddüt gösterraeden gerçekleşti- riyoruz" ifadesıni, metinde yeral- masına karşın kürsüden okumadı. Erdoğan, devam eden bölümde şunlan söyledi: "Demokrasi baş- ta olmak üzere ekonominin, si- yasetin, kamu düzeninin sarsılan dengeleri yerli yerine oturuyor. Alınan mesafe bütün alanlarda Çevrecilerin isyonyürüyüşü Çerkezköy Organize Sanavi Bölgesi'ndeki fabrika ve lojmanlarda yaşayan yurftaşJar, çevre kirliliğine isyan ettiler. Bölgede toplanan çevreciler, İstanbul S.O.S Gönüllüleri Platformu sözcüsü Türksen Başer Kafaoğlu ile yönetim kurulu üyeleri ellerinde pankartlarla doğaya zarar verdiği belirtilen HENA tekstil fabrikâsına kadar yûrnyüş yaparak slogan attılar. Tesislerin kirliliğinden efkiJenen HENA Endöstri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hartat'ın oğlu fbrahim, kızları İpek ve Eiçin de eyleme destek verdiler. Yurttaşlar yürüyüş sırasında, "Zehirli atıklarla çe\Temizi kirletmeyelim", "Zehirli kumaşlarla halkımızı ve Avrupa'yı gıydiremezsiniz" yazılı pankartlar taşıdıiar. ÇevTeeiler, 1994'ten bu yana HE.VA fabrikasının yanında buiunan HENATEKS tesislerinden zehirli gaz yayıldığını söylediler. (ERDAL ÖZCAN) hissediliyor ve toplumu durdur- mak isteyen yanlış gündemler ar- tik yankı bulmuyor. halkın gün- deminde yer almıyor. Törkiye'yi girdiği büyüme yolunda tökez- letme çabalan beyhude çabalar ve çırpınışlar olarak kalıyor. Top- lumun aklı ve vicdanı en doğru, en sahici ayarlamayi kendiliğin- den yapıvor. Kimsenin gücü bu milletin ayannı bozmaya yetme- yecek. Her vatandaşımıan huku- kunu korumak için canla başla çalışıyoruz." Fransa yasakta kararlı Türbanlı Türk okuldan atıldı STRASBOURG (AA) - Fran- sa'nın doğusundaki Thann kasaba- sında, altı ay önce türban taktığı için okuldan atılan, ancak banda- na takarak yine aynı kasabada baş- ka bir okulda derslere girmesine izin verilen 12 yaşındaki Hilal isimli Türk kızının, türbanla ders- lere girmekte ısrar etmesi üzerine ikinci kez okulla ilişiği kesildi. Okul yönetimınde görevli Phi- lippe Hemez, basına yaptığı açık- lamada. okul müdüriinün kızm ai- lesiyle görüşmesine rağmen rür- ban yerine bandana takma konu- sunda anlaşmanın hiçbir zaman uygulanmadığını söyledi. Ortaokuldaki öğretmenler, ge- çen martta. Türk kızının bandana yerine türbanla derslere girmesi- ni bir günlük grev yaparak protes- to etmişlerdi. Hilal'in ailesinin, okulun karanna bir hafta içinde itiraz etme hakkı bulunuyor. Fran- sa Parlamentosu, dini simge ve giysilerin devlet okullannda ya- saklanmasıyla ilgili yasayı geçen nisanda kabul etmişti. Yargıtay 8. Ceza oairesi: 'Türban laikliğe saldın aracı' • Baştarafı 1. Sayfada nevi işkenceier yapıldığı, çocuk ve gençlerin Kuran okumalarının engel- lendiği, Allah' diyenlere hakaret edil- diği" görüşlenne yer verdiğine işaret edildi. Kararda şöyle denildi: "Sanık, hatta Kuran'ı Müsliimanlann elin- den nasıl alırız planlarının yapıldığı- nı, aynı zihniyerin. bugün de 8 yıllık temel eğitinü millete dayatmak. imam hatip okuilannı sayısını azaltmak ve Kuran kurslarında 12 yaşından kü- çük çocukların okumasını engelle- mek suretiyle faaliyetini sürdürmek- te olduğunu, istikbalin yalnız ve yal- nız tslamiyetin olacağını belirtmek suretiyle, dini esaslara dayalı bir dev- let düzeni istek ve özlemi içinde oldu- ğunu açığa vurmaktadır." Kararda, yerel mahkemenin sanığuı bu eylemini TCY'nın 312. maddesinin değişen ikinci fikrası kapsamında de- ğerlendirmesinde bir isabetsizlik bulun- madığı vurgulandı. Türban dlnl emtr1 Kararda, 8 yıllık temel eğitim ile ge- rek ulusal mahkemeler gerekse AlH- M'nin karanyla, kamusal alanda türban takılmaması uygulamasının yasal ve hu- kuka uygun olduğu vurgulandı. Karar- da aynca,Anayasa Mahkemesi'nin, tür- banı "çağdaş bir görünüm taşımayan başörtüsü ve onunla birlikte kullanı- lan belli biçimdeki giysi, bir ayrıca- lıktan ötede bir aynm aracı niteliğin- de" gören karan da anımsatıldı. Daire üyesi Aktan ise karann değişik gerek- çeyle onanması yönünde görüş bildirdi. Aktan, "înanç söylemi bağlamında yaklaşıldığında türbanın, bâkimiyet halinde özgürlük değil, emir olduğu da düşünülmelidir" dedi. Aktan deği- şik onama gerekçesinde, bireylerin dile- dikleri gibi giyün-kuşamda serbest ol- duklannı belirterek "Fakat, kamu ku- rumlarında idarenin düzenleraeler yapabileceği ve kamu hizmerinin ge- rekleri çerçevesinde takdir yetkisi ol- duğu öğretide de belirtilmektedir" de- nildi. Aktan, kamu düzeni açısından ko- nuyu tartışırken, "Kamu düzeninin ko- runması, bir ideolojinin korunması demek olmayıp. belli bir sosyal ve hu- kuki düzenliliği korumak anlamında- dır. Amerikan Federal Mahkemesi de küfür. iftira ve saldırgan nitelikteki birtakım düşünce açıklamalarının düşünee özgürlüğünün hukuksal ko- nımasından yararlanamayacağını ka- rarlajtırmıştır"' görüşüne yer verdi. Yerel mahkemenin karannın bozul- ması yönünde oy kullanan Yargıtay 8. Ceza Dairesı Başkanı ZekiAslan i]e üye Nuri Yümaz, suçun oluşabilmesı için eylemin yakın ve somut tehlike içerme- si gerekriğini belirtti. Aslan ve Yılmaz, bunun dışındaki eylemlerin düşünce açıklama özgürlüğu kapsamında değer- lendirihnesi gerektiğini savundular. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN "... Türküm' Demek, Kolay mı?./' • Baştarafı Arka Sayfada her tarafta parlayan isyanları, şimşek gibi nasıl bastırdığını anlatırken de, ger- çeği. gerçeğe en yakın şekliyle, anlat- maya çalıştım; kitap yayınlanalı çok ol- du, hayli de satıldı ve okundu, böyle bir şikâyet, vâki değildir; oysa, hiç değilse, kırk yıldır nazımın geçtiği Çerkez dost- lanm, çekip bir kenara söyleyebilirlerdi, ilk defa kulağıma geliyor. Zaten Millî Mücadelede, kimin Türk, kimin Çerkez ya da Kürt, oldu- ğu değil; kimin ne yaptığı, neye hiz- met ettiği mühimdi; sakın bu vehim, Sedat Dipşo'nun; -daha önce mektu- bunu paylaştığımız; Istiklâl Madal- ya'sı sahibi 'er' Kevork'un oğfu gibi,- kolayca ve gönül rahat/ığıyla; 'Ne Mutlu, Türküm.'..', diyemeyişinden ileri gelmesin? Belgeli cevap arayan bir soru... / M J ünasebetsiz bir çağnşım/1. I I V I Mecidiyeköy'ün, dutluk ve in- cırlik dönemınde, çay bahçelerinden bi- rinde otumnuşuz; 'Mustafa Suphi'nin 'neferi', 'San' Mustafa (Börklüce), pi- posunun dumanları arkasında saklı, bense önürnde çay bardağı ve semâ- ^er. onun anlartıklannı dinlemekten, ya-r ı yanya rüya ıçindeyim: Milfî Mücade- e yıllannın 'perdearkası'n, yaşamış bi- inin agzından dınlemek, kolay mı? 'Çerkez' Ethem Bey, sohbette adı ;ık geçen 'eşhas'tan biri: şundan ki, Veşil Ordu 'nun da, 'Iştirâkryun Fırka- ı'nın da, er önde gelen isimlerinden-: ir; 'Sosyalist Sol'dan nice kişi, onu Türk Sosyalizmi'nın 'doruk/anndan'sa- yıyor. 'San' Mustafa, onu bilirdi: Eski- şehir"de yayınlanan *Yeni Dünya'nın yjldızlan, Arrf Oruç'u da Nizamettin Nazif'i de tanımış; ıştirâkiyun 'takiba- fr'başlayınca, nasıl 'derdestolunup'ls- tik/âl Mahkemesi'nde yargılandıklannı biliyor, falan filan.. Sohbetin biryerinde, ister istemez söz, Iştirâkiyun Reisi 'Baytar' Binbaşı, Salih'e (Hocaoğlu) dokunuyor; nasıl mahkemede ağır baş- lıymış, nasıl mahkûmiyeti sinesine çek- miş, ve müddeti dolunca nasıl çekip Sovyetler Birliği'ne gitmiş... 'San' Mustafa bir zaman dalıp, pipo- sunun dumanını seyrettikten sonra; ba- na mı, yoksa kendi kendisine mi sordu- ğunu asla öğrenemeyeceğim o soruyu, ikimizın arasına çırpınan bir balık gibi bırakmıştı: •'...birtürlü anlaşılamayan, asıl mû- cib-i münâkaşa husus odur ki, Et- hem, eğer hakikaten Bolşevik değil idiyse, neden öyle görünmüştür; yok eğer Bolşevik idiyse, neden 'Baytar' Salih gibi Sovyetler'e değil de, Ingi- lizlerin kuklası Yunanistan'a iltica et- miştir? Ağabeyferinin Yunanlılarla te- mâsı, o tarihlerde, sık sıkrivâyetedil- miştir; hatta ilticâyı müteâkip, Hıris- tiyan olduklan vesaire...." Yakın tarihimızın, sağlam belgeli ve kesin cevap arayan, vahim sorulann- dan birisi, o gün bugün, bence budur. Hele Işgâl Izmir'inde, Yunanlıların ter- tıpledigi, 'Şark-ı Karip Çerkesleri Te- min-i Hukuk Cemiyeti' Kongresi'ne (1921), üç kardeşten birisinin delege olarak katıldığı da bilinirse...) 1. DERECE DOĞAL SİT ALANINDAN ÇIKARILDI Tarikatvittalannaafyolu LEVENT GENCELLt BLHSA - Bursa Kültür ve Tabiat Var- hklannı Koruma Kurulu (BKTV'KK), kaçak tarikat villalannın yapıldığı LHu- dağ'daki Hüseyinalan Köyü'nün büyük oölümünü I. derece doğal sit kapsamın- dan çıkardı. Kurul. AKP'nin baskısıyla Bursa Bayındırhk II Müdürlüğü'nün i- mar planını onayladı. Kararla bölgede buiunan ve çoğu tarikat villası olan ya- pılara af yolunun açıldığı öne sürüldü. Osmangazi Belediyesi. 2 yıl önce Uludağ yamaçlannda binden fazla ka- çak yapı saptamış, bunlann yıkımlan- na başlamıştı. Kaçak tarikat villalannın yanı srra kaçak yatılı Kuran kurslan bi- naları Jandarma Bölge Komutanhğı 'nin desteğı ile yıkılmıştı. AKP'nin iktidara gefmesinın ardından, Osmangazi Bele- diyesi 'nin Uludağ yamaçlanndakı 11 köy ile ilişkisi "mücavir alan sınır de- ğişikliği" ile kesilmiş, ımar yetkisi Ba- yındırlık ve Iskân ll Müdürlügu'ne dev- redilmişti. Hüseyinalan Köyü'ne yönelik imar düzenlemesi Bursa Bayındırhk ve Is- kân İl Müdürlüğü tarafindan yapıimış, yasal prosedür gereği BKTVKK'ye gönderilmişti. Kurul, 16 Nisan 2004 ta- rihinde aldığı kararda. daha önce 1. de- rece doğal sit kapsammdaki Hüseyina- lan yerleşim alanının. yapılaşma nede- niyle özelliklerini yıtirdiğıni öne sürdü. PERŞEMBE SÖYLEŞİLERİ 27 MAYIS VE TÜRKİYE KONUŞMACI: PROF. DR. EROL MANİSALI I4RİH: 27 MAYIS 2004 PERŞEMBE-SAAT: 18.00 YER: KADIKÖY EVLENDİR.ME DAlRESlÜST SALON KADIKÖY İLÇE BAŞKANLIÖI ACI KAYBIMIZ Kusursuz bir insanı, miikemmel bir eşi, babayı,dedeyi, M. SALİH GÜVEN'i kaybettik. Acjmız çok büyük. Cenazesi 26 Mayıs çarşamba günü (bugün) öğle namazından sonra Ataköy 5. Kısım Camii'nden kaldınlacaktır. Tann rahmet eylesin. Eşi Züleyha GÜVEN Kızları Birgen KELEŞ Birsen ARPAT Damatları:Ruşen KELEŞ Erdal ARPAT TorunIarı:Evren KELEŞ Burç ARPAT Deniz ARPAT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle