18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 Cumhuriyet SPOR Kadrosunda kaliteli futbolculan bulundurmasına karşın Bursaspor ligden düştü. Güle güle Bursaspor Acar Idmanyurdu, Akınspor, Çelikspor, Istiklalspor ve Pınarspor'un birieşmesiyle 13 Haziran 1963'te kurulmuştu Bursaspor... Kentin ortak istenciyle biraraya gelen eski köklü kulüplere vefa gösterilerek o kulüpleri simgeleyen 5 küçük yıldız Bursaspor'un formasına konulmuştu. LEVENT GENCELLİ eursaspor mu, kent mi kü- me düştü ? Bursa, Bur- saspor'un 38 yıllık I.Lig macerasına kısa sürelı ara verdiğine inanmak istıyor ama sorgulama yapan- lar, Bursa'nın kulübe rengini veren özel- liklerinden uzaklaşmasıyla 'kaçınılmaz' sonunun geldiğinde birleşıyorlar. Şoku atlatan sağduyu sahibi Bursasporlular, küme düşmenin gerçek nedeninin fut- bol dışındakı olumsuzluklarda aranma- sında buiuşuyorlar. Acar Idmanyurdu, Akınspor, Çe- likspor.lstiklalsporve Pınarspor'un bir- ieşmesiyle 13 Haziran 1963'te kurul- muştu Bursaspor... Kentin ortak isten- ciyle biraraya gelen eski köklü kulüp- lere vefa gösterilerek o kulüpleri simge- leyen 5 küçük yıldız Bursaspor'un for- masına konulmuştu. Bursa. 'yeş/V'di, Uludağ'da kar kırlenmemişti. Kentin doğasının dünyaca ünlü 'yeş/7'i ile Ulu- dağ karının henüz kırlenmeyen 'beyaz'\ renkleri olarak seçilmiştı. Bursa o dö- nemlerde gerçekten 'yeşil'd\, Uludağ'da kirlilik ve çok katlı kaçak yapılar yoktu. Bursaspor'daki beyaz belki de futbo- lun oyıllardaki temizliğini simgeliyordu. Yeşıl-Beyaz Bursaspor, Profesyo- nel 2. Lig'teki ilkyılını 8. sıradatamam- . lamış, 1965-66 sezonunda şampiyon- luğu averajla Vefa'ya kaptırmış ve 1 yıl sonra 1967'de 1 .Lig'e çıkmıştı. 2004'ün 15 Mayıs'ına kadar süren 1 .Lig serüve- ninde önemli başarılara imza atmıştı. 1973-74 sezonunda Türkiye Kupası fi- nalinde Fenerbahçe'ye elenmesine kar- şın, Sarı - Lacivertliler o yıl Türkiye Ligi şampiyonu olduğu için ülkemizi Avru- pa Kupa Galipleri Kupası'nda temsil et- ti ve çeyrek finali gördü. 1980 sezonunda Lig'deki en iyi derecesi olan 4.lüğe ulaşan Bursaspor, 1985-1986'da kume düştü. Aynı yıl Tür- kiye Kupası'nı kazandığı ıçin yoluna de- vam etti. Ders alınmadığı için 1 yıl son- ra 1987'de ligin dıbine demir attı. Kü- me düştü ama bu kez Danıştay kararı ile Kocaelispor'la birlikte 1.Lig'e dön- dü. 1994-95'te Intertoto'nun en ünlü Türk takımı oldu. Grup maçlarını geç- ti. Bu yıl son 5 maçı kazanan Teknik Di- rektör Nejat Biyediç, Bursa'nın unutul- maz isimlerinden yardımcı antrenör ÜLUDAGLİ Bursasporiu taraftarlann çıkardıklan olaylar hala hafızalarda. merhum Ercüment Şeftalioğlu'nun katkısıyla Avrupa'daki en başanlı döne- mini geçınyordu. İki takımla temsil edilecekti 1989'dan bir başka notu aktara- rak, 'kronolojity 2004'egetirelim. 1989, Bursaspor altyapısından destek alan 2. Lig'teki Bursasporşampıyon oldu. Ay- nı Lig'de aynı isimle 2 takım olamaya- cağı için şampıyon takım dağıtıldı. Ay- nı anda 2 takımı bırden 1 .Lig'de müca- dele edebilecek duruma gelen Bursas- por, şimdi Süper Lig'de yok!.. Peki ne- den? Kent sosyolojısiyle futbol sosyo- tojisinin birbiriyte kesışen özelliklerine dik- kat ettiğınizde bir kent kulübünün kent- le birlikte çöküşe nasıl gittiğini Bursas- por'un düşüşünde görebilirsiniz. Önce anahtar kelimelerimizi verelim: Yeşil... Beyaz... Siyah... Timsah... 1980 belki de dönüm noktasıydı. Zaten Türkiye'dekı toplumsal yozlaşma- nın hızlandığı milat Bursa ıçin de geçer- liydi. 1980-2004 arasında kentte ve ül- kede yapılan yanlışlara ses çıkanlma- dı. Futboldakı 'çete/eşme'nintemelle- ri Bursa'da atıldı. Susurluk sürecınin önemli isımlerinin futbol üzerıne racon kesenlerı Bursa'yı mekan tuttu. Bursa, yargı kararlarının uygulanmadığı en önemli merkez oldu. Çokuluslu güçler kenti staj merkezi yaptı. Kimsenin sesi çıkmadı. Anadolu'nun gözü kulağı, ömeği Bursa Basını, 'Bursa Medyası' oldu. Ikitelliye benzemeye başladı. Bursas- por'un kongrelerinde bu satırlann ya- zarı ve birkaç Bursasporlu dışında kim- se konuşmaz, hesap sormaz oldu. Yıl- lar içinde ovada yeşil kalmadı. Ulu- dağ'da kar kirlendi. Birçoğu Bursas- por'da yöneticlik yapan kentin ilerige- lenleri yok oluşa seyirci kaldılar. Konuşmayan, hesap sormayan Bursa, aynı özelliklerleyüklü Bursaspor'u yaratıyordu. Bu arada UEFA, Avrupa kupalannda oynayacak takımlann for- malarına 3. renk koşulunu getiriyordu. Bursaspor'un 3. rengi "siyah" olarak seçiliyordu. Kuruluşunu gerçekleştıren eski amatör kulüplere saygı gereği for- masına konulan 5 yıldız gidiyor, batak- lıklann kralı timsah kulübün simgesı olu- yordu. Gazeteci 'yaşadığı çağın tanığı- dır' ilkesinden yola çıkarak sosyolojik açıdan bir başka örtüşmeyi spor tari- hinetaşıyalım. Bursaspor'un kümedüş- tüğü 2004 yılında yapılan yerel seçim- lerde AKP yüzde 53 ile Bursa'da son yıl- lann en büyük başansını kazanıyor ve Bursa Büyükşehir Belediyesi'ni alıyor- du. Yeni kurtancı! Bursa'da şimdi AKP'li Bursa Bü- yükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şa- hin, kurtancı(!) olarak görülüyor. Kentin ege- menlen ağızbırlığı etmışçesıne Şahın'ı gö- reve çağırdılar. Bu fîlmı, eski Bursa Bü- yükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bi- lenser 2002-2003 sezonunda Bursas- por başkanlığına taşınırken görmuştuk. Bursaspor, Istanbulspor'untartışmalı maç- ta Altay'ı yenmesiyle üg'de kalabilmişti. Bu sezon futbolda bilinen çevreler bir şekılde Bursaspor'u kurban olarak seçmışlerdi. Bu gerçeğı gözardı etmıyo- ruz, Bursaspor'un son maçta sürgüne gönderilmesi, Rizespor'un, AkçaabatSe- batspor'un, Istanbulspor'un aralannda Beşıktaş ve Galatasaray'ın da bulundu- ğu Istanbul'un büyüklerıni rahatlıklayen- meleri, silahların gölgesınde Ankaragu- cü'nün maça çıkması. yaşamayla galibi- yet arasında tercih yapılmaya zorlanan futbolculann ısyanlan sporseverien çile- den çıkaracak boyuttaydı. Bursaspor böy- le bir ortamda Süper Lıg'den duştü. Şim- di kentte herkes şapkasını önüne alıp so- ruyor: "Biz nerede hata yaptık ? Bur- sa'nın yeşili, Uludağ'ın karbeyazı yok ol- du. Bursaspor'un renkleri, yeşil, beyaz ve siyah olarak tescillendi. Amblemi timsah oldu. Bunlarhep rastlantı mıydı?" Maddi olanaksızlıklara karşın takımını kümede tutan ünlü teknik adam artık Anadolu'da stanbul'un Kocaman öyküsü Aykut Kocaman, "Her alanda güçlülerin istediklerini yapabildikleri- ni görüyoruz. Bu futbol sahalanna da yansıdı. Mali ya da mevki olarak belli bir güce sahip insanlar istediklerini yaptırabili- yorlar" diyor. NEVZAT DÎNDAR S üper Lig'de üç büyük ta- kımda oynayan bir fut- bolcunun maliyeti fiyatı- na bir takım kuruldu ve mucizelere imza attı... Evet; Aykut Kocaman'ın yönetiminde güçlülerle mücadele eden, ezilmeyen ve en önemlisi pes etmeyen Istanbulspor'un başansı biz- ce tez konusu yapılmalı. Futbolunun sonbahanna gelmiş Uche'yı bile Kon- ya maçından sonra hüngür hüngür ağlatan kümede kalma mücadelesin- de en büyük başarı profesyonelliğin yanı sıra amatör bir aşkla ekibi yok- tan vareden Aykut Kocaman'a ait. - Istanbulspor'un kurtuluş öy- küsünü anlatır mısınız? -Her açıdan zor bir sezondu. Başlangıçtan sonuna kadar bizim için yorucu bir dönem oldu. Istanbuls- por'un sorunu sadece mali etkenler de- ğildi. Çünkü Türkiye liglerinde herta- kımın benzersıkıntılan var. Işimizı güç- leştiren nedenlerın başında idari an- lamdaki belirsizliklerin çok büyük rol oynaması vardı. Oyuncularımızı tuta- madık. Oyuncu sayısı bakımından bir erime oldu. Var olan oyunculann psi- kolojileri bozuldu. Dolayısıyla çok ba- şanlı başladığımız birsezonu son de- rece sıkıntılı bir süreç takip etti. Ama sonunda Bursa maçıyla başlayan di- renme duygusu takımda oluştu. Bu duygu ile beraber gerçek oyun kimliğimizi net olarak ortaya koyama- mıza karşın hiç olmazsa bir direnç ka- zandık. Bu direnç duygusuyla bera- ber gerekli olan puanları elde ettık. Zoru başardık. -Arkasında taraftar desteği olmayan ve büyük sıkıntılar çeken bir ekibin başansımn sırn neydi? -Bunun adını söyleyebilmek ko- lay değıl. Istanbulspor'a çok önem veriyordum. Bu takımı çocuğum gibi görüyordum. Istifa ettiğim gün bile içim kan ağlamıştı. Sadece Istanbuls- por'un çıkarlannı düşünerek, kilitlen- me olayına çözüm getirmek için böy- le bir şey yapmıştım. Sonra bu zortuk- lan göze olarak yine de devam et- mem gerektiğini düşündüm. Burada en önemlisi sahiplenme duygusu ol- sa gerek. Sadece ben değil, profes- yonel çalışan tüm arkadaşlar aynı duy- gu ile hareket etti. - Bir maçtan sonra çıkıp "Bu ülke güçlülerin ülkesi ve hep onlar kazanacak" dediniz. Sizi bu açıkla- maya iten neydi? -Her alanda güçlülerin, istedik- lerini yapabildiklerını görüyoruz. Bu futbol sahalanna da yansıdı. Mali ya- da mevki olarak belli bir güce sahip insanlar istediklerini yaptırabiliyorlar. Galatasaray maçından sonraki duy- gularımın kaynağı o günkü rakipleri- mizin çok zorlu engelleri çok kolay geçebilmeleriydi. Bunlar sadece be- nim düşünceterim değil. Sağduyulu her Türk insanı aynı düşüncededir. Kalite yüksek değil Ligde kalrteyi nasıl buluyor- sunuz? - Ligin kalitesı yüksek değil. Es- tirilen hava gibi çok düşük olduğunu düşünmüyorum. Geçen son 5-10 yı- la bakarsak kalite anlamında az da olsa bir kalkınma var. 40 puanlı bir ta- kımın düşmesi nasıl bir çekişme oldu- ğunun göstergesi. 4 büyük takım dı- şındaki ekiplerin bu yıl aşamayaptık- lan da ortada. Futbol ve Şiddet Şampiyonluk ve kümede kal- ma mücadeleleri ligimizi şike ve şa- ibe dedikodulanyla kirletirken, Bur- saspor'un küme düştüğü Samsuns- por maçı sonrası yaşanan görüntü- leri tüyterim diken diken izledım. Hem gözü dönmüş fanatiklerin, hem deye- terti eğitimi olmayan polisin ındırdi- ği coplan görürken yüreğım cız et- ti... Futbol ve şiddet kavramları öze- likle son 20 yıldafutbolumuzun gün- deminde yerini almıştır. Olaylara kimler karışıyor ? Benim çocukluğumda ve maç- lara seyirci olarak gfttiğimdönemler- de şiddet olgusu iki tarafin fanatikya da holigan dediğimiz gruplannın maç öncesinde birbirine psikolojik üstün- lük sağlama çabası olarak başlamış- tı. Ama bence olayın geneline bir sosyal yara olarak bakmak gerek- mektedir. Çünkü ülkemızin içinde bulunduğu ekonomik kriz yıllardır halkın büyük bir bölümünü etkisi al- tına almıştır. Geçim sıkıntısı ileyıpranan ke- simin, özellikle yetmişli yıllarda bü- yük kentlere göçüyle başlayan bir yapılanma, sporda şiddeti de ön pla- na çıkardı. Bu olaylara kanşanlann profiline baktığımızda 16-25 yaş arası ışsiz, eğitim düzeyi düşük in- sanları görüyoruz. Hayat kavgasının henüz başında özellikle büyük kentlerde toplumda yer edinmekte zorlanan bu kişiler çıkardıklan olay- larla övünerek bulunduklan çevrede bir statü kazanma çabası içerisine gir- mektedir. Çözüm yolu belli Çözümün birinci derecede em- niyet güçlerinin işi olduğuna inan- mıyorum. Emniyetin görevi olaylar başladığı anda müdahale etmektir. Ama olayların başlamaması için ne yapmalı. Yapılacak tek şey insanla- rayaptıklannın yanlış olduğuna inan- dırmak, karşısındakınin de bir insan olduğunu, eğer kavga sonunda bin yaralanır veya ölürse onunla birlikte bir çok kişinin de üzeleceğini ve ta- rtfsiz acılar içinde kalacağını anlatmak. Ekonomik sorunlan bız çözemeyız ama biz ınsanları eğitebilirız. O yüz- den belki de beden eğitimi, sosyo- loji gibi derslerde bu konularda öğ- rencılere brifingler verilmeli. Sevgisiz bir toplum Bir de şuna bakalım neden bun- dan 30 - 40 yıl önce stadlarda iki ta- kımın taraftarları beraber maç ızle- yebiliyordu, neden o zamanlarda olaylar çıkmıyordu. Yine aynı sonu- ca geliyoruz. Ülkemizın ne yazık ki içinde bulunduğu ekonomik zorluk- lar, eğitim düzeyinin düşmesi bızle- ri bu sorunlarla karşı karşıya bıraktı. Bir de sanki şiddet sadece sporda mı var? Bu soruyu da kendımize sor- mamız gerekir. Kırmızı ışıkta geç kalk- tığı için ya da bir arabayı solladığı için, barda eğlenırken yanlışlıkla bi- rine çarptığı için dayak yıyen hatta kurşunlanan insanlann sayısı sanınm emniyetin arşivlerinde mevcuttur. Medyanın rolü Toplumun sorunlarından bah- sederken medyayı da art olduğu top- lumdan ayırmak mümkün mü? Dü- şünün her gün bir spor gazetesi çı- kanyorusunuz, 16sayfaveriyorsunuz ve sadece futbol o da 3 büyükler bi- raz daTrabzonspor. Her gün 4 takım- dan ne haberi verebilirsiniz ki. Işte burada gazeteyidoldurmavedikkat çekme çabaları birleşince ortaya ne çıkryor? Reklam yapma çabasıyla yanıp tutuşan yöneticiler farkında ol- madan tiraj kavgasının içine çekili- yor. "Abi ver bir manşet" mantığıy- la yaşananlar haftasonu iki grubu karşı karşıya getirebiliyor. Aynca ucuz adam çalıştırma zihniyetinin yaygın olması da eleman kalitesini düşürü- yor. Ve kalitesiz bir muhabirin de iki sayfa kulüp haberini her gün ortaya çıkarma çabalan yalanı ve aspara- gası doğuruyor. Burada çözüm ga- zetelerin içeriğini zenginleştirmek. Ben insanlann iyi şeylere layık oldu- ğunu düşünüyorum. Burada sevgili' Cumhuriyet edıtörlerini kutlamak is- tiyorum. Siz basketbola, voleybola, motor sporlarına, dış haberlere da- ha çok yer verirseniz hem daha faz- la kesime uiaşırsınız, hem tirajınız ar- tar hem daha gerçekçi haberler verirsiniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle