19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2004 CUMA HABERLER DmYADABUGUN ALt SİRMEN Bir Üyelik öykiisü Her şey ne güzel gidiyordu!. Annan Planı'nı kabul etmiş, rnızıkçı, oyunbozan Denktaş'ı ku- lakarkasına itmiş, büyük bir hamle ile Türkiye'nin önünü açmış, AB yolunda emin adımlarla iler- liyorduk ki, Fransız Dışişleri Bakanı pişmiş aşa soğuk su kattı. Evet ya, ne güzel binmiştik, Tayyip'in kayı- ğına, Annan Planı'nı da kabul ederek gidiyor- duk, nurlu Avrupa ufkuna!.. Işte tam bu sırada, Fransız Dışişleri Bakanı Michel Barnier ile iktidardaki UMP'nin şaibe- fi başkanı Alain Juppe, yıl sonunda Türkiye'ye üyelik müzakereleri için tarih verilmesine karşı olduklarını, Türkiye'nin, bütün çabalarına kar- şın üyelik koşullannı haizolmadığını söyleyiver- diler. Şu sıralarda telefonum sıkça çalıyor ve he- men herkes aynı şeyi soruyor: - Ne diyorsun?.. - Durmadan, bıkmadan, usanmadan söyle- dik bu iş olmayacak diye, şimdi ne soruyorsu- nuz ki, diyorum. özlemim, AB üyeliğimizdeydi, gözlemim ise bunun mümkün olmadığını gösteriyordu. Daha Annan Planı temelli çözüm imzalan- madan çıkardı ağzından baklayı elin keferesi. • • • Avrupa'nın Fransa ile birlikte iki büyüğünden biri olan Almanya'da da iktidar adayı Hıristiyan Demokratlar, Türkiye'nin üyeliğine karşı. önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimle- rinde, görün bakın Türkiye için neler söylene- cek, ne suçlamalar yapılacak.. Almanya'da da, Fransa'da da, Türkiye'nin üyeliğine karşı olmayanlar bile, bu görüşlerini karşıtların karşısında savunacak güce sahip değiller. Nitekim Fransa'da, hızlı Türkiye karşıtı millet- vekili Pihileppe de Villiers'nin sorusu üzerine yapmıştır açıklamasını Dışişleri Bakanı. De vllliers ve Fransa ile Almanya'daki ben- zerleri, Türkiye'nin adaylığının çok değil, biraz ciddi bir olasılığa dönüşmesi halinde, konuyu halkoylamasına götüreceklerdir. Ama yine de sağ olsun Fransız Bakan, Tür- kiye'nin ağzına bir parmak bal da çalmış, Mağ- rip ülkeleri yani eski sömürgeleri ve eski Sov- yet Bloku üyeleri ile Türkiye'ye özel ortaklık önerilmesi gerektiğini söylemiş. Bravo Fransa'ya! Eskiden kimi Türklere Bon Pour L'Orient, yani yalnızca Doğu'da geçer dip- lomalar veriyorlardı, şimdi Türkiye'ye Bon Po- ur L'Orient üyelik öneriyorlar. • • • Adamlara kızmayalım. Türkiye ne? Patronumuzun Dışişleri Bakanı'nın açıkça ifa- de ettiği gibi, "ı/ımlı birlslam ülkesi". Bu durumda laik Avrupa'da işi ne? ABD'nin Türkiye'ye BOP içinde biçtiği ılımlı Islam ülkesi kaftanına, Genelkurmay Ikinci Baş- kanı karşı çıkıyor. Ama biziçağa taşıyan siviliktidann başı, Tay- yip Erdoğan" Türkiye'yi bir Islam ülkesi, hem de ılımlısı mılımlısı ne kelime, halis muhlis en safından bir Islam ülkesi haline getirmek için ça- lışıyor, hızla da yol alıyor. "Çağdaş demokratlar" korusu ise hep bir ağızdan bağırıyor: "Tayyip bizi Avrupa'ya taşıyor, derin devlet, dinozorlar, statükocular, oyunbozanlık etme- yin!" Her neyse bir öykü ile bağlayalım konuyu. Son zamanlarda moda ya! Uyanığın biri, sı- nıf atlamak, ihale almak, köşe dönmek için ta- rikata girmeye karar vermiş, başvurmuş. - Yoo olmaz, demişler, öyle langırt diye tari- kata girilmez, bunun koşullan var. Sonra eklemişler: - Hoca Efendi'nin, şu eserlerini okuyacaksın, konuk üye olarak toplantılara katılacaksın, son- ra nefsini deneyeceksin, kadın, kumar, içki, si- gara yok. Altı ay sonra bakarız. Bizimki bütün koşullara "olur" deımiş. Süre işlemeye başlamış, bitime birkaç gün ka- la, bizim uyanık (vtigros'a girmiş, alışverişini yapmış, kasaya doğru giderken, önünde mini eteklibirtaze, paketinidüşürmüşve almak için dizlerini kırmadan yere eğilmiş... Sürenin hitama ermesinden birkaç gün son- ra, bir arkadaşı bizim uyanığa rastlamış yolda, - Ne oldu, demiş, tarikata girebildin mi? Bizimkinde surat bir karış: - Yok, demiş giremedim, onu boş ver de bir haftadır Migros'a da giremiyorum. 10 Nisan Laiklik Cünü Kadıköy <den Ata'ya Sevgi Seferi İstanbul Haber Servi- si - Kadıköy Belediye- si 10 Nisan Laiklik Gü- nü'nü ve belediyenin 20. kuruluş yıldönümü- nü Kadıköy'den Anıt- kabir'e İIOO kişilik "Sevgi Seferi" düzenle- yerek kutlayacak. Kadıköy Belediye- si'nin "Sevgi Seferi'ne çeşitli dernek ve sivil toplum kuruluşlan üye- leri, belediye çalışanla- n ve Kadıköy 'ün 28 mahallesinden seçilen yurttaşlarkatılacak. Bu- gün saat 22.00'de Hay- darpaşa Gan'ndan ha- teket edecek grup, cu- martesi sabahı Anıtka- bir'deolacak. Yolculuk. 10 otobüs ve Haydar- paşa Gan'ndan hareket edecek özel bir trenle gerçekleştirilecek. Ka- dıköy'den Ankara'ya hareket edip Anıtka- bir'de Ata'sıyla buluşa- cak olan 1100 kişiye Kadıköy Belediye Baş- kanı Selami Oztürk de ailesiyle katılacak. 10 Nisan günü Saat 10.00'da Anıtkabir'de buluşacak olan Kadı- köylüler, saygı duru- şundan sonra Anka- ra'nın çeşitli yerlerini de gezecekler. İstihbarat raporuna göre PKK, 400 dolayında şirketi özel bir yapılanmayla denetliyor UluslamrasıticaretağıİLHANTAŞCI ANKARA - PKK'nin, Irak'ta si- yasi faaliyet amacıyla kurduğu Kür- distan Demokratik Çözüm Parti- si'yle hedeflediği açılımı saglaya- maması üzerine, yeniden örgütsel eğitime hız verdiği saptandı. Gü- venlik birimlerince hazırlanan ra- porda, örgütün yeniden yapılandır- dığı 9 kampta, 4 bin 700 militana eği- tim verildiği vurgulandı. Örgütün en fazla militanının bulunduğu kam- pın ise 800 örgüt üyesiyle Zeli kam- pı olduğu belirlendi. "Konkurt" ad- lı bir üst yapılanmayla da örgütün şir- ketlerinin denetiminin yapıldığı be- lirtildi. Şirketlerin takibini güçleştir- mek için de aç'-kapa yönteminin be- 'Zafiyet yaratıyor' Bakırhan DEHAP yan kuruluş değil ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve avukatlar, parti hakkındaki kapatma davasında sözlü savunma yaptılar. Bakırhan'ın Anayasa Mahkemesi'ndeki sözlü savunmasından önce çevrede yoğun güvenlik önlemleri alındı. Yaklaşık 1 saat 40 dakika süren sözlü savunmanın ardından Bakırhan, gazetecilere açıkJamalarda bulundu. Sözlü savunmada, partisi hakkında açılan kapatma davasının reddi talebinde bulunduklannı belirten Bakırhan, "Partimiz herhangi bir örgüt ya da ayasi partinin yan kuruluşu değüdir, bunu defalarca açıkladık" dedi. nimsendiğine işaretedildi. Raporda, örgütün uluslararası ticaret şirketle- rini de tek merkezden yönettiği vur- gulandı. Irak'ta kurulan ve bazı bürolanna ABD'nin "göstermeHk" operasyon düzenlediği KDÇP'den umduğunu bulamayan PKK, eğitim kamplan- na yenilerini de ekJeyerek tekrar ör- gütsel faaliyete başladı. Türkiye ta- rafından, bölgede kontrolü elinde bulunduran ABD ile ikili görüşme- lerde gündeme getirilmesi beklenen güvenlik raporunda, Türkiye'nin ta- rihsel süreçte PKK ile mücadelesi ir- delendi. Raporda, diğer örgütlerin konumu değerlendirilirken Türki- ye'nin terörle mücadeledeki yeri ve konumu anlatıldı. Güvenlik birimlerinin belirleme- lerine göre, örgütün uluslararası alan- da faaliyette bulunan 400 dolayın- da şirketi var. Bu şirketler, Konİaırt adı verilen birüst yapılanmayla kont- rol ediliyor. Cst yapılanma, bazı Av- rupa ülkelerinde sorun yaşayan şir- ketlerin kapatılarak yeni isimle tek- rar faaliyetlerini sürdürmesine dönük çalışma da yapıyor. Örgütün, sık sık şirketlerin isimlerini değiştirerek ta- kibi güçleştirmeyi amaçladığına işa- ret ediliyor. Şirketlerin "aç-kapa" yöntemiyle faaliyetlerini perdele- meye çalıştığı vurgulandı. ZeH üç doğurdu Hem Iran hem de Irak'ta toprağı bulunan Zeli kampının üçe bölündü- ğü belirlenirken bu bölgede 800 mi- litana eğitim verildiği saptandı. Ör- gütün, Zeli kampını sınır ticaretinin "üssü" olarak da kullandığına işa- ret edildi. Genelkurmay bedelliye soğuk ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Recep Tayjip Erdoğanın seçımler öncesınde gün- deme getirdiği, bazı mil- letvekillerinin TBMM'ye tasan sunduğu bedelli as- kerlik konusunda Genel- kurmay'ın olumsuz gö- rüşü sürüyor. Genelkur- may ın bu konudaki ge- rekçesi, "Personel kay- nagında zafiyete neden ohnası, görev etkinligini olumsuz etkilenmesi ve öncekj uygulamalann beklentileri karşdama- ması" olarak sıralanıyor. Hükümet sözcülerinın değişik dönemlerde gün- deme getirdiği bedelli as- kerlik konusuna ilişkin Genelkurmay'ın olum- suz tavn devam ediyor. Genelkurmay'da konuya ilişkin yapılan değerlen- dirmelerde, daha önceki bedelli askerlik uygula- malarında başvurular beklentilerin gerisinde kaldı. Askerlik hizmetinin bedelli uygulama yeri- ne. süresinin kısaltılarak herkesin yararlanması şeklındeki yaklaşım ge- çen yaz uygulamaya kon- duğu için yenı bir süre kısaltmasının da söz ko- nusu olmadığı öğrenil- di. Genelkurmay"da yapı- lan lOyıllıkaskerkayna- ğı çalışmalan sonucu be- dellı uygulaması ve as- kerlik süresinin kısaltıl- masının Türk Silahlı Km-vetleri'nin (TSK) gö- rev etkinliği açısından olumsuz etki yapacağı belirlendi. Söz konusu uygulama- lara gidilmesi durumun- da TSK'de personel kay- nağında zaafa yol açabi- leceği dile getirildi. Bedelli askerlik uygu- laması için askerlik şube- lerine başvuranlann ba- kaya veya yoklama kaça- ğı olanlar hakkında he- men askere alma işlem- leri başlatıldığı da dile getınldi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Sürekli hastalığı bulunduğuna karar verdikleri hükümlüyü 6 ayda iyileştirdiler AdK Tıp'tan ^mucize tedavT Turan Talav 50 yaşuıda ALPERTURGUT Türkiye'deki birçok cezaevin- de yaşamının 18 yılını geçiren 50 yaşındakı hükümlü Turan Ta- la>. "organik bir akıl hastahğT olarak adlandınlan 'VVernicke Korsakoff Sendromu'na yaka- landı. Adli Tıp Kunımu Başkan- lığı, sürekli hastalığı bulunduğu- nu saptadığı Talay'ı 6 ay sonra verdiği 2. raporla iyileştirdi! "Kendine bakamayacak" du- rumdaki Talay, aynı uzmanlann •»erdiği ikinci raporla cezaevi- ne gönderildi. Tunceli'nin Ovacık ilçesinde doğan ve TKP ML davasından aralıklarla toplam 18 yıl ceza- evinde kalan Turan Talay, katıl- dığı birçok açlık grevi nedeniy- le hafizasını kaybetti. 12 Eylül sonrası gördüğü işkence sonucu bel fitığı olan, akciğer ve kara- ciğerinde ise Idst bulunan Talay, örgütün Erzincan sorumlusu ol- duğu iddiasıyla hüküm giydi. devreye girdi ve alınan 6 ayhk raporun dolmasına 12 gün kala serbest bırakıldı. Adli Tıp Kunımu, tedavi için Toplum ve Hukuk Araştırmala- n Vakfi'na (TOHAV) gidip ge- • Adli Tıp Kurumu'nda görev yapan aynı uzmanlann 6 ay arayla verdiği iki farklı rapor, "iyileşilemeyen hastalık" olan 'Wemicke Korsakoff Sendromu'na yakalanan Turan Talay'm tekrar cezaevine gönderilmesine neden oldu. Adli Tıp Kunımu Başkanlıgı, 24 Ekim 2002 günü Talay hak- kında "Korsakoff Sendromu teş- hishiecezasmm ertelenmeg" ka- rannı verdi. Ancak cezaevinden çıkamayan TaJay için Avrupa In- san Haklan Mahkemesi (AİHM) Ien Talay için avukatlannın tek- rar başvurması üzerine Haziran 2003'te verdiği raporda, Talay'da saptanan 'Wernicke-Korsakoff Sendromu'nun organik bir akıl hastahgı olduğunu, cezasının er- telenmesinin uygun bulunduğu- nu bildirdi. Şişli Etfal Hastanesi'ndenyüz- de 80'lik iş göremez raporu alan Talay ile ilgili olarak, kurumlar arasuıda "kocama ohnadığı'' ve "ölüm orucuna kaühp kanhna- d^" beurlenemediğı gerekçesiy- le sorunlar çıktı. Adli Tıp Kurumu'nun 15 Ara- lık 2003 günlü raporu ise Ta- lay'ın avukatlannıntepkisini çek- ti. Aynı kurum ve aynı doktor- lar, "Kitap okuyııp tarûşabilen, kry'afeti ve üraşı düzgün olan, ke- çi sakal da bırakan" Talay hak- kında 6 ay sonra "sürekH hasta- hkvekocamahah'" olmadığı ge- rekçesiyle yeni bir rapor verdi. Talay, hakkındaki ikinci sağlıklı raporu nedeniyle Kandıra F Ti- pi Cezaevi'ne gönderildi. İstanbul DCM • işkence davasında yine karar çıkmadı • Yaşı küçük çocuklann gözaltında ağır işkence görmeleri nedeniyle '2. Manisadavasf olarak adlandınlan dava, sanıklann savunmalannı yapmalan için ertelendi. İstanbul Haber Servisi - Sanıklannın gözaltma alındıklan tanhte gördüklen ağır işkence ve yaşlannın küçüklüğü nedeniyle kamuoyunda "2. Manisa" olarak bilinen davada yine karar çıkmadı. istanbul 5 No'lu DGM'de dün yapılan duruşmaya sanıklar katılmadı. Mahkeme başkanı, geçen duruşmanın ardından yapılan "gizli ceJse"de tahliye edilen ErbilKızıl'ın. Topluma Kazandırma Yasasfndan yararlanamayacağına ilişkin Içişleri Bakanlığı yazısını tutanağa geçirdi. Davanın tek tutuklu sanığı Bülent Gedik'in avukatı Gülizar Tuncer ise Kızıl'ın tahliye edildigni avukatının haberi olmadığını belirterek "GMceisedetahliye karar \erilmesi hukuka aykındır. Erbil Kızü, hakkındaki iddialar çok daha ciddi iken tahn>e edildi Ancak beninı müvekkflim Pişmanhk Vasası'na başvıırmadığı için cezalandırüı\or" dedi. Duruşmanın sonunda Gedik'in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmalann yapılması için duruşmayı erteledi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] ABD'nin Irak'ta saplandığı batak giderek derinleşiyor. ABD kuwetle- rinin, son Felluce baskınında işi ca- miyi bombalamaya kadar vardırma- sı ve 40 kişiyi öldürmesi, işin iyice için- den çıkılmaz hale geldiğini gösteri- yor. ABD Başkanı Bush ve yakın çevresindeki şahinler dünyaya yeni bir düzen verebilmek amacıyla Or- tadoğu'yayüklendiler. Bütün dünya- nın gözü önünde yalanlar söyleye- rek Irak'ı işgal ettiler. Bu işgalin ABD'ye çok pahalıya mal olacağı söylendiği zaman, kuv- vete tapanlar, bu iddiayı gülümseye- rekizlediler. "Koca ABD karşısında, Irak'ın ne hükmü vardı ki!.." Kuvve- te tapanlar yanıldılar. ABD emperya- lizmi, Ortadoğu'da gücünün ötesin- de bir hesabın içine girmişti. ABD'nin gücü Irak halkıyla baş etmeye yet- miyordu. Bu arada, Irak'taki yangın dünya- ya yayılmaya başladı. Türkiye'yi, Su- udiArabistan'ı, Ispanya'yı vuran şid- ABD'nin Felluce Baskını... det eylemleri, asıl malzemesini, Irak'taki ve Filistin'deki haksızlığa duyulan öfkeden alıyordu. El-Kaide örgütü bir anda dünyanın birçok ye- rinde eylem yapma yeteneğini nasıl kazanmıştı? Afganistan'da ilkel ko- şullarda dağlarda yaşayan Bin La- din ve adamlan nasıl bu kadar muk- tedir hale gelmişlerdi? ABD'ye ve Israil'deki Şaron yöne- timine öfke, dünyayı sonu belli olma- yan bir girdabın içine soktu. ABD'li yurttaştan Ispanyol'a, Türk'e, Kürt'e, Arap'a kadar her milliyetten insan- lar, yani başlannda patlayacak bom- banın endişesi içine girdiler. Gerçek- ten bütün bu korkutucu eylemleri El- Kaide mi yapıyordu, yoksa Bush ve Şaron yönetimine öfke duyan ve yapılan haksızlıklar karşısında çılgın bir fanatiğe dönüşen insanlar mı? Irak'ta son Felluce baskınıyla or- taya çıkan manzara, işlerin iyice ka- nştığını da gözler önüne seriyor. Bush yönetimi, Irak'ta Saddam'ı devirir- ken bu ülkeye demokrasi getirece- ğini iddia ediyordu. Aradan geçen bir yıl içinde, demokrasi yolunda bir adım atıldığı söylenebilir mi? Irak'ta özellikle Şiiler arasında dini liderler öne geçtiler. Yeni Irak anayasasının şeriata bağlı olacağını söylediler. Ya- ni Irak, demokrasi yerine dini kural- ların egemen olduğu teokratik bir yönetime doğru ilerliyor. İşin bir bo- yutu bu. Asıl ve ikinci boyutu ise ar- tık Şii olsun Sünni olsun, Irak halkı- nın çoğunluğu ABD'ye başkaldırmış durumda. Sonu nerede biteceği bel- li olmayan kanlı süreç daha da ça- tışmalan kışkırtarak ilerliyor. Irak'ta bundan sonra neler olabi- lir, anlamak ve sonuç çıkarmak çok zor. Çünkü, ABD'nin dünya çapın- daki desteği her geçen gün azalıyor. ABD'deki kamuoyu yoklamaları da işgalci Bush yönetiminin gidici oldu- ğunu gösteriyor. Bush yönetimi, sonbahardaki se- çimlerden önce neleryapabilir? Irak'ta yönetimi Iraklılara devredebilir mi? Devrederse, orada düzen kurulabi- lir mi? Devrederse kime devreder? Bütün bu soruların net bir cevabı yok. Bilinen tek şey, Irak'ta işgale olan öfkenin her geçen gün yüksel- mesi. Felluce baskınının ardından yüzü poşulu bir Iraklının öfke içinde poşusunu çıkanp, "Artık yeter" di- ye bağınp savaşmaya karar verdiği- ni açıklaması, Irak halkının genel öf- kesini çok iyi yansıtıyordu. • • • Bush ve müttefikleri açısından iş- ler giderek zorlaşıyor. Irak halkı açı- sından da durum çok acı verici. Çün- kü her gün onlarca insan yaşamını yitiriyor. Ülke harap olmuş durumda, üstelik gelecekte nasıl bir çözüme ula- şılacağı da belli değil. ABD çekilmek zorunda kalsa, bu kez Irak'taki çeşitli etnik, dini, mez- hepsel farklılıklardan kaynaklanan gerilimler gündeme gelecek. Şeriat yönetimi isteyenlerle, laiklik isteyen- ler nasıl uzlaşacaklar? Bütün bunlar da bilinmiyor. Bilinen tek şey var, o da önümüzdeki sürecin acılarla de- vam edeceği. ABD ordusunun Felluce'de birca- miyi bombalayarak 40 kişiyi öldür- mesi yeni bir duruma işaret ediyor. Irak'taki muhalif güçlerle ABD ara- sındaki çatışmalarda ABD artık, hal- kı toptan karşısına alacak daha şid- detli bir yol seçiyor. Bunun bölgede- ki dengeleri ne yönde etkileyeceği- ni de düşünmek gerekiyor. VVashington'da "yeni Ortadoğu projesi" yapmak kolay. Uygulamak ise o kadar kolay değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle