Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2004 CUMA
HABERLER
DmYADABUGUN
ALt SİRMEN
Bir Üyelik öykiisü
Her şey ne güzel gidiyordu!. Annan Planı'nı
kabul etmiş, rnızıkçı, oyunbozan Denktaş'ı ku-
lakarkasına itmiş, büyük bir hamle ile Türkiye'nin
önünü açmış, AB yolunda emin adımlarla iler-
liyorduk ki, Fransız Dışişleri Bakanı pişmiş aşa
soğuk su kattı.
Evet ya, ne güzel binmiştik, Tayyip'in kayı-
ğına, Annan Planı'nı da kabul ederek gidiyor-
duk, nurlu Avrupa ufkuna!..
Işte tam bu sırada, Fransız Dışişleri Bakanı
Michel Barnier ile iktidardaki UMP'nin şaibe-
fi başkanı Alain Juppe, yıl sonunda Türkiye'ye
üyelik müzakereleri için tarih verilmesine karşı
olduklarını, Türkiye'nin, bütün çabalarına kar-
şın üyelik koşullannı haizolmadığını söyleyiver-
diler.
Şu sıralarda telefonum sıkça çalıyor ve he-
men herkes aynı şeyi soruyor:
- Ne diyorsun?..
- Durmadan, bıkmadan, usanmadan söyle-
dik bu iş olmayacak diye, şimdi ne soruyorsu-
nuz ki, diyorum.
özlemim, AB üyeliğimizdeydi, gözlemim ise
bunun mümkün olmadığını gösteriyordu.
Daha Annan Planı temelli çözüm imzalan-
madan çıkardı ağzından baklayı elin keferesi.
• • •
Avrupa'nın Fransa ile birlikte iki büyüğünden
biri olan Almanya'da da iktidar adayı Hıristiyan
Demokratlar, Türkiye'nin üyeliğine karşı.
önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimle-
rinde, görün bakın Türkiye için neler söylene-
cek, ne suçlamalar yapılacak..
Almanya'da da, Fransa'da da, Türkiye'nin
üyeliğine karşı olmayanlar bile, bu görüşlerini
karşıtların karşısında savunacak güce sahip
değiller.
Nitekim Fransa'da, hızlı Türkiye karşıtı millet-
vekili Pihileppe de Villiers'nin sorusu üzerine
yapmıştır açıklamasını Dışişleri Bakanı.
De vllliers ve Fransa ile Almanya'daki ben-
zerleri, Türkiye'nin adaylığının çok değil, biraz
ciddi bir olasılığa dönüşmesi halinde, konuyu
halkoylamasına götüreceklerdir.
Ama yine de sağ olsun Fransız Bakan, Tür-
kiye'nin ağzına bir parmak bal da çalmış, Mağ-
rip ülkeleri yani eski sömürgeleri ve eski Sov-
yet Bloku üyeleri ile Türkiye'ye özel ortaklık
önerilmesi gerektiğini söylemiş.
Bravo Fransa'ya! Eskiden kimi Türklere Bon
Pour L'Orient, yani yalnızca Doğu'da geçer dip-
lomalar veriyorlardı, şimdi Türkiye'ye Bon Po-
ur L'Orient üyelik öneriyorlar.
• • •
Adamlara kızmayalım.
Türkiye ne?
Patronumuzun Dışişleri Bakanı'nın açıkça ifa-
de ettiği gibi, "ı/ımlı birlslam ülkesi".
Bu durumda laik Avrupa'da işi ne?
ABD'nin Türkiye'ye BOP içinde biçtiği ılımlı
Islam ülkesi kaftanına, Genelkurmay Ikinci Baş-
kanı karşı çıkıyor.
Ama biziçağa taşıyan siviliktidann başı, Tay-
yip Erdoğan" Türkiye'yi bir Islam ülkesi, hem
de ılımlısı mılımlısı ne kelime, halis muhlis en
safından bir Islam ülkesi haline getirmek için ça-
lışıyor, hızla da yol alıyor.
"Çağdaş demokratlar" korusu ise hep bir
ağızdan bağırıyor:
"Tayyip bizi Avrupa'ya taşıyor, derin devlet,
dinozorlar, statükocular, oyunbozanlık etme-
yin!"
Her neyse bir öykü ile bağlayalım konuyu.
Son zamanlarda moda ya! Uyanığın biri, sı-
nıf atlamak, ihale almak, köşe dönmek için ta-
rikata girmeye karar vermiş, başvurmuş.
- Yoo olmaz, demişler, öyle langırt diye tari-
kata girilmez, bunun koşullan var.
Sonra eklemişler:
- Hoca Efendi'nin, şu eserlerini okuyacaksın,
konuk üye olarak toplantılara katılacaksın, son-
ra nefsini deneyeceksin, kadın, kumar, içki, si-
gara yok. Altı ay sonra bakarız.
Bizimki bütün koşullara "olur" deımiş.
Süre işlemeye başlamış, bitime birkaç gün ka-
la, bizim uyanık (vtigros'a girmiş, alışverişini
yapmış, kasaya doğru giderken, önünde mini
eteklibirtaze, paketinidüşürmüşve almak için
dizlerini kırmadan yere eğilmiş...
Sürenin hitama ermesinden birkaç gün son-
ra, bir arkadaşı bizim uyanığa rastlamış yolda,
- Ne oldu, demiş, tarikata girebildin mi?
Bizimkinde surat bir karış:
- Yok, demiş giremedim, onu boş ver de bir
haftadır Migros'a da giremiyorum.
10 Nisan Laiklik Cünü
Kadıköy <den Ata'ya
Sevgi Seferi
İstanbul Haber Servi-
si - Kadıköy Belediye-
si 10 Nisan Laiklik Gü-
nü'nü ve belediyenin
20. kuruluş yıldönümü-
nü Kadıköy'den Anıt-
kabir'e İIOO kişilik
"Sevgi Seferi" düzenle-
yerek kutlayacak.
Kadıköy Belediye-
si'nin "Sevgi Seferi'ne
çeşitli dernek ve sivil
toplum kuruluşlan üye-
leri, belediye çalışanla-
n ve Kadıköy 'ün 28
mahallesinden seçilen
yurttaşlarkatılacak. Bu-
gün saat 22.00'de Hay-
darpaşa Gan'ndan ha-
teket edecek grup, cu-
martesi sabahı Anıtka-
bir'deolacak. Yolculuk.
10 otobüs ve Haydar-
paşa Gan'ndan hareket
edecek özel bir trenle
gerçekleştirilecek. Ka-
dıköy'den Ankara'ya
hareket edip Anıtka-
bir'de Ata'sıyla buluşa-
cak olan 1100 kişiye
Kadıköy Belediye Baş-
kanı Selami Oztürk de
ailesiyle katılacak. 10
Nisan günü Saat
10.00'da Anıtkabir'de
buluşacak olan Kadı-
köylüler, saygı duru-
şundan sonra Anka-
ra'nın çeşitli yerlerini
de gezecekler.
İstihbarat raporuna göre PKK, 400 dolayında şirketi özel bir yapılanmayla denetliyor
UluslamrasıticaretağıİLHANTAŞCI
ANKARA - PKK'nin, Irak'ta si-
yasi faaliyet amacıyla kurduğu Kür-
distan Demokratik Çözüm Parti-
si'yle hedeflediği açılımı saglaya-
maması üzerine, yeniden örgütsel
eğitime hız verdiği saptandı. Gü-
venlik birimlerince hazırlanan ra-
porda, örgütün yeniden yapılandır-
dığı 9 kampta, 4 bin 700 militana eği-
tim verildiği vurgulandı. Örgütün
en fazla militanının bulunduğu kam-
pın ise 800 örgüt üyesiyle Zeli kam-
pı olduğu belirlendi. "Konkurt" ad-
lı bir üst yapılanmayla da örgütün şir-
ketlerinin denetiminin yapıldığı be-
lirtildi. Şirketlerin takibini güçleştir-
mek için de aç'-kapa yönteminin be-
'Zafiyet yaratıyor'
Bakırhan
DEHAP yan
kuruluş
değil
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
DEHAP Genel Başkanı Tuncer
Bakırhan ve avukatlar, parti
hakkındaki kapatma davasında sözlü
savunma yaptılar. Bakırhan'ın
Anayasa Mahkemesi'ndeki sözlü
savunmasından önce çevrede yoğun
güvenlik önlemleri alındı. Yaklaşık
1 saat 40 dakika süren sözlü
savunmanın ardından Bakırhan,
gazetecilere açıkJamalarda bulundu.
Sözlü savunmada, partisi hakkında
açılan kapatma davasının reddi
talebinde bulunduklannı belirten
Bakırhan, "Partimiz herhangi bir
örgüt ya da ayasi partinin yan
kuruluşu değüdir, bunu defalarca
açıkladık" dedi.
nimsendiğine işaretedildi. Raporda,
örgütün uluslararası ticaret şirketle-
rini de tek merkezden yönettiği vur-
gulandı.
Irak'ta kurulan ve bazı bürolanna
ABD'nin "göstermeHk" operasyon
düzenlediği KDÇP'den umduğunu
bulamayan PKK, eğitim kamplan-
na yenilerini de ekJeyerek tekrar ör-
gütsel faaliyete başladı. Türkiye ta-
rafından, bölgede kontrolü elinde
bulunduran ABD ile ikili görüşme-
lerde gündeme getirilmesi beklenen
güvenlik raporunda, Türkiye'nin ta-
rihsel süreçte PKK ile mücadelesi ir-
delendi. Raporda, diğer örgütlerin
konumu değerlendirilirken Türki-
ye'nin terörle mücadeledeki yeri ve
konumu anlatıldı.
Güvenlik birimlerinin belirleme-
lerine göre, örgütün uluslararası alan-
da faaliyette bulunan 400 dolayın-
da şirketi var. Bu şirketler, Konİaırt
adı verilen birüst yapılanmayla kont-
rol ediliyor. Cst yapılanma, bazı Av-
rupa ülkelerinde sorun yaşayan şir-
ketlerin kapatılarak yeni isimle tek-
rar faaliyetlerini sürdürmesine dönük
çalışma da yapıyor. Örgütün, sık sık
şirketlerin isimlerini değiştirerek ta-
kibi güçleştirmeyi amaçladığına işa-
ret ediliyor. Şirketlerin "aç-kapa"
yöntemiyle faaliyetlerini perdele-
meye çalıştığı vurgulandı.
ZeH üç doğurdu
Hem Iran hem de Irak'ta toprağı
bulunan Zeli kampının üçe bölündü-
ğü belirlenirken bu bölgede 800 mi-
litana eğitim verildiği saptandı. Ör-
gütün, Zeli kampını sınır ticaretinin
"üssü" olarak da kullandığına işa-
ret edildi.
Genelkurmay
bedelliye soğuk
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayjip Erdoğanın
seçımler öncesınde gün-
deme getirdiği, bazı mil-
letvekillerinin TBMM'ye
tasan sunduğu bedelli as-
kerlik konusunda Genel-
kurmay'ın olumsuz gö-
rüşü sürüyor. Genelkur-
may ın bu konudaki ge-
rekçesi, "Personel kay-
nagında zafiyete neden
ohnası, görev etkinligini
olumsuz etkilenmesi ve
öncekj uygulamalann
beklentileri karşdama-
ması" olarak sıralanıyor.
Hükümet sözcülerinın
değişik dönemlerde gün-
deme getirdiği bedelli as-
kerlik konusuna ilişkin
Genelkurmay'ın olum-
suz tavn devam ediyor.
Genelkurmay'da konuya
ilişkin yapılan değerlen-
dirmelerde, daha önceki
bedelli askerlik uygula-
malarında başvurular
beklentilerin gerisinde
kaldı.
Askerlik hizmetinin
bedelli uygulama yeri-
ne. süresinin kısaltılarak
herkesin yararlanması
şeklındeki yaklaşım ge-
çen yaz uygulamaya kon-
duğu için yenı bir süre
kısaltmasının da söz ko-
nusu olmadığı öğrenil-
di.
Genelkurmay"da yapı-
lan lOyıllıkaskerkayna-
ğı çalışmalan sonucu be-
dellı uygulaması ve as-
kerlik süresinin kısaltıl-
masının Türk Silahlı
Km-vetleri'nin (TSK) gö-
rev etkinliği açısından
olumsuz etki yapacağı
belirlendi.
Söz konusu uygulama-
lara gidilmesi durumun-
da TSK'de personel kay-
nağında zaafa yol açabi-
leceği dile getirildi.
Bedelli askerlik uygu-
laması için askerlik şube-
lerine başvuranlann ba-
kaya veya yoklama kaça-
ğı olanlar hakkında he-
men askere alma işlem-
leri başlatıldığı da dile
getınldi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Sürekli hastalığı bulunduğuna karar verdikleri hükümlüyü 6 ayda iyileştirdiler
AdK Tıp'tan ^mucize tedavT
Turan Talav 50 yaşuıda
ALPERTURGUT
Türkiye'deki birçok cezaevin-
de yaşamının 18 yılını geçiren 50
yaşındakı hükümlü Turan Ta-
la>. "organik bir akıl hastahğT
olarak adlandınlan 'VVernicke
Korsakoff Sendromu'na yaka-
landı. Adli Tıp Kunımu Başkan-
lığı, sürekli hastalığı bulunduğu-
nu saptadığı Talay'ı 6 ay sonra
verdiği 2. raporla iyileştirdi!
"Kendine bakamayacak" du-
rumdaki Talay, aynı uzmanlann
•»erdiği ikinci raporla cezaevi-
ne gönderildi.
Tunceli'nin Ovacık ilçesinde
doğan ve TKP ML davasından
aralıklarla toplam 18 yıl ceza-
evinde kalan Turan Talay, katıl-
dığı birçok açlık grevi nedeniy-
le hafizasını kaybetti. 12 Eylül
sonrası gördüğü işkence sonucu
bel fitığı olan, akciğer ve kara-
ciğerinde ise Idst bulunan Talay,
örgütün Erzincan sorumlusu ol-
duğu iddiasıyla hüküm giydi.
devreye girdi ve alınan 6 ayhk
raporun dolmasına 12 gün kala
serbest bırakıldı.
Adli Tıp Kunımu, tedavi için
Toplum ve Hukuk Araştırmala-
n Vakfi'na (TOHAV) gidip ge-
• Adli Tıp Kurumu'nda görev yapan aynı uzmanlann
6 ay arayla verdiği iki farklı rapor, "iyileşilemeyen
hastalık" olan 'Wemicke Korsakoff Sendromu'na
yakalanan Turan Talay'm tekrar cezaevine
gönderilmesine neden oldu.
Adli Tıp Kunımu Başkanlıgı,
24 Ekim 2002 günü Talay hak-
kında "Korsakoff Sendromu teş-
hishiecezasmm ertelenmeg" ka-
rannı verdi. Ancak cezaevinden
çıkamayan TaJay için Avrupa In-
san Haklan Mahkemesi (AİHM)
Ien Talay için avukatlannın tek-
rar başvurması üzerine Haziran
2003'te verdiği raporda, Talay'da
saptanan 'Wernicke-Korsakoff
Sendromu'nun organik bir akıl
hastahgı olduğunu, cezasının er-
telenmesinin uygun bulunduğu-
nu bildirdi.
Şişli Etfal Hastanesi'ndenyüz-
de 80'lik iş göremez raporu alan
Talay ile ilgili olarak, kurumlar
arasuıda "kocama ohnadığı'' ve
"ölüm orucuna kaühp kanhna-
d^" beurlenemediğı gerekçesiy-
le sorunlar çıktı.
Adli Tıp Kurumu'nun 15 Ara-
lık 2003 günlü raporu ise Ta-
lay'ın avukatlannıntepkisini çek-
ti. Aynı kurum ve aynı doktor-
lar, "Kitap okuyııp tarûşabilen,
kry'afeti ve üraşı düzgün olan, ke-
çi sakal da bırakan" Talay hak-
kında 6 ay sonra "sürekH hasta-
hkvekocamahah'" olmadığı ge-
rekçesiyle yeni bir rapor verdi.
Talay, hakkındaki ikinci sağlıklı
raporu nedeniyle Kandıra F Ti-
pi Cezaevi'ne gönderildi.
İstanbul DCM
•
işkence
davasında
yine karar
çıkmadı
• Yaşı küçük
çocuklann gözaltında
ağır işkence
görmeleri nedeniyle
'2. Manisadavasf
olarak adlandınlan
dava, sanıklann
savunmalannı
yapmalan için
ertelendi.
İstanbul Haber Servisi -
Sanıklannın gözaltma
alındıklan tanhte
gördüklen ağır işkence
ve yaşlannın küçüklüğü
nedeniyle kamuoyunda
"2. Manisa" olarak
bilinen davada yine
karar çıkmadı. istanbul 5
No'lu DGM'de dün
yapılan duruşmaya
sanıklar katılmadı.
Mahkeme başkanı,
geçen duruşmanın
ardından yapılan
"gizli ceJse"de tahliye
edilen ErbilKızıl'ın.
Topluma Kazandırma
Yasasfndan
yararlanamayacağına
ilişkin Içişleri
Bakanlığı yazısını
tutanağa geçirdi.
Davanın tek tutuklu
sanığı Bülent Gedik'in
avukatı Gülizar
Tuncer ise Kızıl'ın
tahliye edildigni
avukatının haberi
olmadığını belirterek
"GMceisedetahliye
karar \erilmesi hukuka
aykındır. Erbil Kızü,
hakkındaki iddialar çok
daha ciddi iken tahn>e
edildi Ancak beninı
müvekkflim Pişmanhk
Vasası'na başvıırmadığı
için cezalandırüı\or"
dedi. Duruşmanın
sonunda Gedik'in
tutukluluk halinin
devamına karar veren
mahkeme heyeti, esas
hakkındaki
savunmalann yapılması
için duruşmayı erteledi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
ABD'nin Irak'ta saplandığı batak
giderek derinleşiyor. ABD kuwetle-
rinin, son Felluce baskınında işi ca-
miyi bombalamaya kadar vardırma-
sı ve 40 kişiyi öldürmesi, işin iyice için-
den çıkılmaz hale geldiğini gösteri-
yor. ABD Başkanı Bush ve yakın
çevresindeki şahinler dünyaya yeni
bir düzen verebilmek amacıyla Or-
tadoğu'yayüklendiler. Bütün dünya-
nın gözü önünde yalanlar söyleye-
rek Irak'ı işgal ettiler.
Bu işgalin ABD'ye çok pahalıya
mal olacağı söylendiği zaman, kuv-
vete tapanlar, bu iddiayı gülümseye-
rekizlediler. "Koca ABD karşısında,
Irak'ın ne hükmü vardı ki!.." Kuvve-
te tapanlar yanıldılar. ABD emperya-
lizmi, Ortadoğu'da gücünün ötesin-
de bir hesabın içine girmişti. ABD'nin
gücü Irak halkıyla baş etmeye yet-
miyordu.
Bu arada, Irak'taki yangın dünya-
ya yayılmaya başladı. Türkiye'yi, Su-
udiArabistan'ı, Ispanya'yı vuran şid-
ABD'nin Felluce Baskını...
det eylemleri, asıl malzemesini,
Irak'taki ve Filistin'deki haksızlığa
duyulan öfkeden alıyordu. El-Kaide
örgütü bir anda dünyanın birçok ye-
rinde eylem yapma yeteneğini nasıl
kazanmıştı? Afganistan'da ilkel ko-
şullarda dağlarda yaşayan Bin La-
din ve adamlan nasıl bu kadar muk-
tedir hale gelmişlerdi?
ABD'ye ve Israil'deki Şaron yöne-
timine öfke, dünyayı sonu belli olma-
yan bir girdabın içine soktu. ABD'li
yurttaştan Ispanyol'a, Türk'e, Kürt'e,
Arap'a kadar her milliyetten insan-
lar, yani başlannda patlayacak bom-
banın endişesi içine girdiler. Gerçek-
ten bütün bu korkutucu eylemleri
El- Kaide mi yapıyordu, yoksa Bush
ve Şaron yönetimine öfke duyan ve
yapılan haksızlıklar karşısında çılgın
bir fanatiğe dönüşen insanlar mı?
Irak'ta son Felluce baskınıyla or-
taya çıkan manzara, işlerin iyice ka-
nştığını da gözler önüne seriyor. Bush
yönetimi, Irak'ta Saddam'ı devirir-
ken bu ülkeye demokrasi getirece-
ğini iddia ediyordu. Aradan geçen bir
yıl içinde, demokrasi yolunda bir
adım atıldığı söylenebilir mi? Irak'ta
özellikle Şiiler arasında dini liderler
öne geçtiler. Yeni Irak anayasasının
şeriata bağlı olacağını söylediler. Ya-
ni Irak, demokrasi yerine dini kural-
ların egemen olduğu teokratik bir
yönetime doğru ilerliyor. İşin bir bo-
yutu bu. Asıl ve ikinci boyutu ise ar-
tık Şii olsun Sünni olsun, Irak halkı-
nın çoğunluğu ABD'ye başkaldırmış
durumda. Sonu nerede biteceği bel-
li olmayan kanlı süreç daha da ça-
tışmalan kışkırtarak ilerliyor.
Irak'ta bundan sonra neler olabi-
lir, anlamak ve sonuç çıkarmak çok
zor. Çünkü, ABD'nin dünya çapın-
daki desteği her geçen gün azalıyor.
ABD'deki kamuoyu yoklamaları da
işgalci Bush yönetiminin gidici oldu-
ğunu gösteriyor.
Bush yönetimi, sonbahardaki se-
çimlerden önce neleryapabilir? Irak'ta
yönetimi Iraklılara devredebilir mi?
Devrederse, orada düzen kurulabi-
lir mi? Devrederse kime devreder?
Bütün bu soruların net bir cevabı
yok. Bilinen tek şey, Irak'ta işgale
olan öfkenin her geçen gün yüksel-
mesi. Felluce baskınının ardından
yüzü poşulu bir Iraklının öfke içinde
poşusunu çıkanp, "Artık yeter" di-
ye bağınp savaşmaya karar verdiği-
ni açıklaması, Irak halkının genel öf-
kesini çok iyi yansıtıyordu.
• • •
Bush ve müttefikleri açısından iş-
ler giderek zorlaşıyor. Irak halkı açı-
sından da durum çok acı verici. Çün-
kü her gün onlarca insan yaşamını
yitiriyor. Ülke harap olmuş durumda,
üstelik gelecekte nasıl bir çözüme ula-
şılacağı da belli değil.
ABD çekilmek zorunda kalsa, bu
kez Irak'taki çeşitli etnik, dini, mez-
hepsel farklılıklardan kaynaklanan
gerilimler gündeme gelecek. Şeriat
yönetimi isteyenlerle, laiklik isteyen-
ler nasıl uzlaşacaklar? Bütün bunlar
da bilinmiyor. Bilinen tek şey var, o
da önümüzdeki sürecin acılarla de-
vam edeceği.
ABD ordusunun Felluce'de birca-
miyi bombalayarak 40 kişiyi öldür-
mesi yeni bir duruma işaret ediyor.
Irak'taki muhalif güçlerle ABD ara-
sındaki çatışmalarda ABD artık, hal-
kı toptan karşısına alacak daha şid-
detli bir yol seçiyor. Bunun bölgede-
ki dengeleri ne yönde etkileyeceği-
ni de düşünmek gerekiyor.
VVashington'da "yeni Ortadoğu
projesi" yapmak kolay. Uygulamak
ise o kadar kolay değil.