Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 SJİSAN 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
:
taJ Ali Aydın ne yaptı?
^ Son kırmızı kartı
£ kendisine gösterdi!
ESektronft posta: demzsom@cumhuriyetcom.tr www.detiizsoin.cofn Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 0?
- Amerika, Irak'ta camileri
bombalıyormuş...
"llımlı deâil kıvımlı hlam!"
BarmenBann tuvaletinden
çıkan şuh bir kadın,
barmene göz kırpmış.
Barmen tezgâha
yaklaşınca iki etiyle
adamın sakalım
sıvazlamış ve
"Yöneticiyle
4 görüşebilir
miyim" diye
sormuş. Barmen
yutkunarak "Şimdi
burada değil"
diyebilmiş. Kadın,
parmaklannı barmenin
saçlarının arasına
geçirip okşamaya
başlamış, "Yöneticiye
bir mesajım olacaktı"
demiş. Barmen nefes
nefese, "Söyleyin, ben
iletirim" demiş. Kadın,
parmak uçlannı
barmenin dudaklarında
gezdirdikten sonra iki
parmağını barmenin
ağzına sokmuş.
Barmen zevkten
bayılmak üzereyken
kadın: "Yöneticiye
söyle, kadınlar
tuvaletinde hem tuvalet
kâğıdı bitmiş hem de
sabun."
vukat Selim Sanibrahimoğlu, 10 yıl kadar
önce "Sosyal Demokrasi" konulu doktora
tezini hazırlarken Tevfik Çavdar'ın tesadü-
fi örnekleme yöntemine göre ve Türker Al-
kan ile Ahmet Taner Kışlalı'nın saptadığı sorular
ışığında Çankaya delegelerine bir dizi soru yönelt-
miş... 28 Mart yerel seçimlerinden sonra ise 10 yıl ön-
cesinin sonuçlannı alıp günümüz CHP'sine uyarla-
mış. Işte çıkan sonuçlardan kısa bir alıntı:
"Ankete katılan delegelerin büyük bir çoğunluğu-
nun işçiler yerine, emekliler ve diğer marjinal kesim-
lerden oluşması çağdaş Batılı anlamda sosyal de-
mokrat kimliğe uymamaktadır. Bu yapısal değişiklik
CHP delegelerince en çok okunan gazete olarak bi-
linen Cumhuriyet'ten Milliyet'e kaymasıyla belirgin-
leşmiştir.
Milliyet bir anlamda Cumhuriyet'in boşluğunu dol-
durmuş, hatta Hürriyet'in bile altında kalmış. Bu CHP
delegelerinin medyanın iki tekeline teslim olduğunu
Analiz
göstermektedir.
Ancak, Milliyet'in de bu arada CHP düşüncesine
ters düşecek bir yayında bulunması halinde tirajının
düşebileceği de söylenebilir. Bu nedenle Milliyet'in
CHP'nin sosyal demokratlannca gerek Türkiye'ye
geliş ve gerekse CHP'ye giriş şekli itibarıyla uygun
saymadıklan Kemal Derviş yayınlarının sürmesi ha-
linde okurlarının önemli bir kısmının başka bir gaze-
teye kayma olasılığı var görünmektedir.
CHP'de esas sorun Deniz Baykal ve arkadaşları-
nı yaşatan yapı karşısında sorunlara çözüm üretme-
yen muhalefetin kendisidir.
Bu itibarla, CHP'nin bundan sonra yaşayabilme-
si için büyük bir yapısal dönüşüm geçirmesi, halka
açılması gerekmektedir. Bunu yaparken de 'Baykal'ı
Sevmeyenler Siyasi Kulübü'nden oluşan yeni yöne-
time talip muhaliflerin halka projelerle gelmesi gere-
kir. Sözgelimi enerji satış anlaşmalan varken, enerji
piyasası kurulunun vartığının gereksizliğini CHP hiç
tartışmamıştır.
Batık bankalardaki paralara yönelik tahsilat irade-
sizliğinigündemetaşımamışlardır, GümrükBirliği'nin
Türkiye'ye ve sanayiye verdiği zararian halka anlata-
mamışlardır, yarınlann çalışarak ve ancak mücadele
ederek onların olabileceğini gençlere anlatamamış-
lardır.
Kemal Derviş'in göreve gelir gelmez Türkiye'de
fazlası bankacılıkta hortum olarak bilinen ve banka-
nın hâkim hissedarlannın iştiraklerine açabileceği kre-
di miktarı oranını yüzde 25'ten yüzde 75'e yükseltti-
ğini bile halka anlatamamışlardır.
Kemal Derviş'in sosyal demokrat bir partide bulun-
ması da gerçek bir çelişki ve CHP'deki az da olsa var
olan sosyal demokrat yapıyı engelleyici bir unsurdur."
Yeşil
Anıl Öçal: "Yeşil
sermayenin
politikacısına yeşil
kart yakışır elbet:
Sağlık hizmetlerini
özelleştiriyorlar ya."
Atatüpk, 'Ben sizi izHyorum' dedi mi?
Şişli Belediye Başkanı Mustafa
Sangül, yerel seçim sonrası
televizyon kanallanndan birinde
konuşurken söylemişti; geçen gün
bizim gazetede çıkan
söyleşisinde de aynı konuya
değinmiş. Sangül şöyle diyor:
"Şişli Belediye Başkanlığı'na
seçildikten sonra Atatürk'ün çok
önemli saydığım bir sözünü afişler
halinde Şişli'nin hertarafına astım.
Atatürk diyor ki Ben sizi izliyorum.'
Bu çok önemli birsöz. O bizi izliyor...
Bütün anahtar burada. Atatürk bizi
izliyor."
Bunca yıldır Atatürk'ün söylev ve
demeçlerini okurum; Atatürk'ün
böyle bir sözüne hiçbir yerde
rastlamadım. Anımsadıgım, beş-altı
yıl önce otomobillerin camına
yapıştınlmak üzere bir çıkartma
yapılmıştı. Atatürk'ün resminin
yanında "Sizi izliyorum" yazıyordu;
"Atam izindeyiz" gibisinden bir şeydi.
Prof. Dr. Çetin Yetkin şu sıralar
Atatürk'ün hayatı üzerine bir kitap
hazırlıyor. Eğer Atatürk'ün "Ben sizi
izliyorum" diye bir sözü varsa, Çetin
Yetkin bilir diye düşündüm.
Bilmiyor. Üstelik, Prof. Dr. Çetin
Yetkin böyle bir ifadenin Atatürk'ün
üslubuna uymadığını da söylüyor. Bu
durumda, konuyu açıklığa
kavuşturacak tek kişi Mustafa
Sangül oluyor:
Atatürk bu sözü ne zaman, nerede
ve kime ya da kimlere hitaben
söylemiş? Biz de öğrenelim.
Yüksek Yerilim Hatt
Medyamız boyalı, çok renkli ama
düşünceler siyah beyaz!
erdincutkufg yahoo.com
Yeşil Tuzak...
SÖNMEZTARGAN
AKP, 28 Mart yerel seçimlerin-
den oylann yaklaşık yüzde 41 'ini
alarak birinci parti olarak çıktı. Ay-
nı parti 2002 yılı milletvekili seçim-
lerinde de toplam oylann yaklaşık
yüzde 34'ünü alarak yine birinci
parti olarak çıkmıştı. Her iki seçim
arasında 17 ay var. Ne uzun ne de
kısa denilebilecek böylesi bir za-
man aralığında hem de hükümet-
te olan bir partinin oylannı yakla-
şık yüzde 7 arttırarak önde yürü-
yor olması küçümsenecek bir ol-
gu değildir.
Gerçi AKP kurmaylan ile bizim
medya ve iletişim kurumlannın
beklentisi bu artış oranının çok üs-
tünde sayılar içeriyordu. Bu bek-
lenti de gerçekleşmemekle birlik-
te seçime katılma oranı da önem-
li ölçüde düşüktü. Seçime katıl-
mayanlann oylannın da katıldığını
varsayarak yeniden bir hesap ya-
pılacak olunursa AKP'nin oy ora-
nının daha da düşeceğine ilişkin
yorumlaryapıldı.
Bu konuda yorumlar ne olursa
olsun bu seçimlerde de seçmenin
yeğlemesinın sağda olduğu kesin.
Orneğin sağdaki partilerin oylan-
nın yüzdesinin topiamı yüzde
72'nin üzerine tırmanırken sol oy-
lann tümü yüzde 27'lik bir orana
ancak ulaşabilmiştir.
Böylesi bir sıralamada birinci
neden, Türkiye son 50 yıldır öyle-
sine kötü yönetildi ki geleneksel
sağ seçmen umudunu, daha geri
de olsa, iç ve dış odaklann da pro-
voke etmesiyle yine sağda arama-
ya itildi.
Ikincisi, böylesi kötü yönetilen
bir ülkede sol, yığınlann umudu
olacak bir çekim merkezini hiçbir
dönem oluşturamadı.
Üçüncüsü, son iki seçime de
Türkiye büyük işsizlik veyoksulluk
ortamında girdi. Özellikle ekono-
mik durgunluk nedeniyle binlerce
orta ve küçük işletme ya batmış ya
da batma noktasına gelirken işsiz-
lik yakın tarihimizin en yüksek dü-
zeyine ulaşmtştı. Bırakın düz işçi-
liği, okumuş eğitimli işgücü içinde
işsizlik oranı yüzde 29'lara değin u-
laşmıştı.
Dördüncüsü, gerek ulusal, ge-
rekse uluslararası poiitikalarda
özellikle solda açık ve net bir söy-
lem yoktu. AB, Ortadoğu, Kıbns,
Kürt sonjnu gibi konularda tam bir
belirsizlik egemenken dinci kesim
Türkiye'nin geleceğini yakından il-
gilendiren böylesi dirimsel konu-
larda tam bir faydacı anlayış ve
Makyavelıst bir tutumla toplumun
karşısına çıkıp yetki isteminde bu-
lundu.
Kabul etmek gerekirse Türkiye
hâlâ içinde küçük üreticilerin, es-
naf ve sanatkârlann, değişik bur-
juva altı katmanlann yoğunlukta
olduğu bir küçük burjuvalar ülke-
sidir. Kendisinin özgün bir ideolo-
jisi oimamakla birlikte her zaman
güçlü ideolojilerin çekim alanına
giren bu toplumsal katman son se-
çimlerde de, bir önceki genel se-
çimlerde olduğu gibi kendini yeşil
siyasete teslim etti. Siz buna etti-
rildi de diyebilirsiniz, çünkü iç ve
dış etki odaklannın da katkısıyla
aslında seçmene hazırlanan ortam
tam bir yeşil tuzaktı.
Bugün yeşil siyasetin seçmen
tabanı çoğunlukla bu küçük bur-
juva katmanlardan oluşmaktadır.
Küçük burjuva katmanlar yaşama
genellikle günlük çıkarlar açısın-
dan yaklaşır. Ömeğin özellikle kış
aylannda gereksınmesi daha çok
duyulan elektrik, su, doğalgaz gi-
bi zorunlu tüketim kalemlerinde
göreceli de olsa hükümetçe top-
luma sağlanan iyileştirme ve ucuz-
latma uygulamalan, esnaf ve sa-
natkârlar için yaşamsal bir önemi
olan kredi ve olanaklannın çapının
genışletilmesınin bu seçmenlerin
yön değıştirmesindeki etkisi yad-
sınamaz. Yine buna koşut olarak
Türkiye'de önemli bir toplumsal
kesimi oluşturan emeklilerin aylık-
lanna bir anda eşit olarak (seyya-
nen) 75 ila 100 milyon lira tutann-
da akçal ödenek konulması, Istan-
bul'u bilemem ama Anadolu'nun
birçok yerindeki sofralara büyük
ölçüde katkılar sağladığı açıktır.
Çünkü yıllarca açlık, yoksulluk ve
sefalet ıçine itilmiş kitleler yaşam
koşullannın iyileştirilmesinden
bakmakta ve siyasal yeğlemelen-
ni de buna göre yapmaktadırlar.
Şimdi gelelim seçim sonuçlan-
nın öğrettiklerine. Bu seçimlerden
de çıkanlacak bize göre üç önem-
li ders var. Birincisi, Kürt seçmen-
lennin vermek istedığı ıletı. 2002
seçimlerinde DEHAP tek başına
girmiş ve ülke çapındakı oylann
yüzde 6.17'sini almıştı. 28 Mart ye-
rel seçimlerine SHP şemsiyesi al-
tında dört partiden oluşan Demok-
ratik Güç Birliği olarak gidilmesine
karşın hepsinin aldıklan toplam oy
oranı ancakyüzde 5'e ulaşabilmiş-
tir. Ve üstelik DEHAP'ın Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'da değilse
bile güney ve batı bölgelerindeki
oyu büyük ölçüde gerilemiştir.
Bu resimden de iki sonuç çıkar-
tılabilir. Birincisi, Kürt seçmen ra-
dikalizmden daha ılımlı bir politik
çizgiye doğru kayma eğilimi gös-
termektedir, Ikincisi, özellikle met-
ropollerde yaşayan Kürt seçme-
nin giderek etnik istemden daha
çok kentsel istemlennın öne çık-
makta olduğu gözlenmektedir.
özetle Kürt kimliğinin önüne artık
kentsel kimliğini koymak istemesi-
nin ilk işaretleridir bunlar. Ama din-
sel ve tutucu bir kültürden geldiği
için de bu yeğlemesini doğal ola-
rak AKP'de göstermektedir,
Genel anlamda çıkartılması ge-
reken ikinci ders, kendine göre iz-
lencesi, hedefi, amacı ne olduğu
açık ve net olmayan birlik model-
lenne halk güven d uymamaktadır.
Geçmişte yaşanan birlik girişimle-
ri bunun en canlı kanıtlandır. Tür-
kiye Işçi Partisi ile Türkiye Komü-
nist Partisi birleşerek Türkiye Bir-
leşik Komünist Partisi'ni kurmuş-
lar, yaşamamıştır. SODEP öyle...
SBP ve BSP varlık gösterememiş,
bunlara yeni katılımlarla ÖDP ku-
rulmuştur, geldiği durum ortadadır.
Son olarak SHP şemsiyesi altında
Demokratik Güç Birliği oluşturul-
muştur ki, o da katılan tüm parti-
leıie birlikte bu seçimlerde büyük
bir kan yitimine uğramıştır. Gerçi
Kürt oylannın DGB'ye gitmeme-
sinde Kürtlerin bu birlikteki önder-
liğe güven duymamasının payı bü-
yük olmaklabirlikte(*), bizceyuka-
ndayaptığımızasıl saptamanın ni-
teliğini değiştirmemektedir.
Seçmen böylesi bir güvensizlik
ortamından kaçayım derken yeşil
tuzağa düşüyorsa, bunda salt bir
partinin önderinin değil, bütün
kadrolarının ortak sorumluluğu
yok mu? Çünkü partilerin ideolo-
jikyapılannı, politik duruşlannı be-
liıieyen tek başına önderiik değil-
dir. Bir bütün olarak o partinin tem-
sil ettiği sınıf ve katmanlan adına
görev ve sorumluluk alan tüm kad-
rolardır.
KİM KLME DUM DUMA BEHIÇAK behicakuı turk.net
ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci ı mynet.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA BILGI
EMINE ALİOĞLU'NUN (CARTI;
"&OLAR YE5ÎLÎ".
FAKÎR HALKIN KARTT;
"CENNET yESİLİO)"DtR.
AKP'LI KADIN YÖNETICI
FAKtRLERE VERİLEN
"YE5ÎL KART'
SAHÎBtyMÎS ı..
İKİ YEŞİL KART ARASIN-
DAKÎ TON FARKINI AYIRT
EDEMİYORŞANIZ
SUC SİZIN...
1 1 I I I İ
TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAX 9NUan ieictc.nuantaz-arikan.com
LA/K DEVLET
1328"PE BUGÜN, TBMM, AMAYASANIH İKİSKİ
ÛBSİMİ PEĞİÇTİIİMİÇ, BĞYLECE CAkU-İK <LK£Sİ
YÜRÜ£UJĞ£ GİGMİÇrİ- SÖZ KONUSU MADDENİ
"TÛRICİYe DEVLETİ'NİU OİUİ, Dl'Ul İSLAMO/ga
£I
Ml ÇJKARILIYOR, TÜZEL. tHiŞİ OulSUMUNDAa' PEV
LErtH DlUİNİN OlAMrYACAĞI KABUL EDİLİYOSDU},
BU, GeHÇ£K K/ŞİLE&N İNANÇLAtZlüA BİR KtSmA
MA AULAMINA GELMİYO&PU. bİM, İUSAM VİCCANl-
MA 8AĞU BlR. İNAMÇTt VE PEI/LET İŞLeEJYLe
İLGİZİ YOKTU. OYSA, YtMLAM OSMANU DeVtE-
Tİ'NPB Pİ/J VE DÜNYA tŞLERİ AYNI POTADAVOt'.
DEISLET İŞLESİ, OİNİN SINIISIAA4ASINA UYMAK
ZOR.UNPAYO1. ÇAĞOAÇ Bİfi ÜLKEPE İSE,BU PU-
RUM ONAYLANAMAZPf. Solda, o ytllann baf-
kjenh¥KJe.,TBMM binail ve çevrtii göriilüyor
C) Sayın Tank Ziya Ektnci ile yaptığım te-
lefon gvruşmesınde yorumu da bu bı-
çimdeydı.
TAVŞANLIASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 2003 771
Davacı Hacer Özyeşil ve Sibel Özyeşil vekili Av. M. Uslu, Av. Nefı Sel ile davacı Emel Özyeşil vekili Av. Ali Osman Türe tarafından
davah Mustafa Özyeşil aleyhine Hacer için aylık 300.000.000.-TL, Sibel için aylık 200.000.000.-TL tedbir nafakası ile Emel için aylık
120.000.000.-TL yardım nafakası davası açılmış olup davalının adresi tüm araştırmalara rağmen tespit edilemediğinden. 7201 sayılı
teblıgat kanununun 28. 29, 30 ve 31. maddeleri uyarınca gazete yoluyla ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş, ilan tarihinden itiba-
ren 15 gün sonra dava dilekçelerinin adı geçen davalıya teblig edılmiş sayılacağı \e dunışma gün ve saatinin 18.05.2004 günü saat
9.25 te olduğundan haberdar edilmiş sayılacağı, duruşmaya bizzat gelmediği, mazeret bildirmediği veya kendisıni bir vekille temsil et-
tirmedıği takdirde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 213 ve 377'nci maddeleri uyannca yargılamaya yokluğunda devam edile-
rek esas hakkında hüküm verileceği ilanen tebliğ olunur. 23.3.2004
Basın: 15254
ANKARA...ANKA...
MUŞERREF HEKİMOGLU
Resimleri Dinlerken
Bahar sergileri güzel bir özlemi yansıtıyor. Ama
özlem diniyor mu, derinleşiyor mu, karar veremi-
yor insan. örneğin Feridun Oral'ın resimleri. Do-
ğadan, çevremizden çizgilerle selam veriyor. Dal-
lan bastı, yalı çapkını, satırkeçisi, pulluk kuşu der-
ken ezeli rekabeti yansıtan tablolarıyla resimlerine
ironik dünyasını taşıyor sanatçı. Kimi tabloda se-
ramik dünyasını aktanyor. Beykoz Cevizi adlı tab-
loda ironik çağrışımlar yapıyor. Ancak ironik birlik-
teliği kurmak kolay değil! Kocaman bir kuşun ga-
gasını hissediyor, gaga sesleri duyuyor gözünde,
kulağında. Kocaman bir gaga, bir satırkeçisi, bir
de pulluk kuşu; toplumdan bir uyarı gibi hissedi-
yor insan. "Ceviz oynamaya gelenlerin sesini du-
yuyor", belki de ben böyle algılıyorum. Ressam ne-
ler hissediyor kim bilir? Sanatçı ne diyor, bilmiyo-
rum.
Resim yapmak kolay değil, olumlu yorumla da
belirli bir düzeyi yansıtıyor, ötesini göremiyorum.
Belli renkler arasında bocalıyoruz. Renkler ve çiz-
gi birlikteliğini kurabilen ressamların saygınlığına
karşı saygısız fırçalar, resimler var. Resimseverli-
ğimiz de gagalanıyor. Yazarken üzülüyorum, ama
olumlu sözcükler direniyor. O direnci kurabilenle-
re merhaba!
Resimseverler arasında ilginç tartışmalar oluyor
son günlerde. Ailemde, dost çevremde buluştuğu-
muz zaman resimden, şiirden, romandan ya da
heykelden, kitaplardan söz eder, güzellikleri pay-
laşır, kimi zaman da paylaşamamanın üzüntüsü-
nü duyarız.
Sevda Şener'i kutluyorum. Duvanna güzel bir
tablo astı. Mürşide Içmeli'den bir gravür. Daha
önce de belirttim duygularımı. Duvarımıza resim
asmak kolay değil. Sevdiğiniz gibi sanyorsizi. Sev-
dalı bir diyalog oluşuyor. Bir kezlik, on kezlik bir-
liktelikle yürümüyor bu diyalog, vazgeçilmezliği
yakalamak var! Sevda Şener, bu tabloyu almakla
çok hoşlanmış, mutlanmış. Bir gün buluşunca, din-
leyici izlenimlerini anlatacak bana. Dost çevrele-
rinde güzel biıiikteliği, sanat söyleşileri yaparak
hissederiz her zaman.
Biraz önce telefon çaldı, Adalet Ağaoğlu. Bir
gün için gelmişAnkara'ya. Karşılaşmadık ama ses-
leştik! Dostlarımızın sesini duyarak üzüntüleri ge-
ride bırakır, yeni ufuklara, sevince, mutluluğa ula-
şırız. Kara haberleri taşıma gücünü buluruz en
azından. Adalet Ağaoğlu da neler yaşadı. Ama
üzüntüye, hastalığa yenik düşmedi hiç. Dün sa-
bahki telefonda bana çok güzel şeyler söyledi, yü-
reklendirdi. Ama yüreklenmeyi en güzel biçimde o
duyurdu dostlanna. Hastalığa, üzüntüye yenilme-
den dimdik direndi. İç savaşlan çok güzel verdi.
Her zaman yürek ve soluk verdi bana. Yaşamak
seyincini duyurdu.
Ülkemizde çok kanşık olaylaryaşanıyor. Savaş,
işsizlik, açlık da var. Ama bu koşullar nedeniyle
küsmek değil, banşı yaşamak gerekiyor. Güçlük-
lere dayanmak, direnmek için başka yol yok. He-
pimize iyi yolculuklar.
BULMACA SEDATYAŞAYA*'
1 2 3 4
SOLDANSAĞA:
1/ Zıhnin an-
lama ve kav-
rama yetisi.
2/ Soyundan 3
gelinen kim-
se... Dişi ge-
yik.3/Galibı- 5
yet... Fotoğ-
raf duyarlığı-
nı belirtmek-
te kullanılan
sayısal değer.
4/ Ağırbaşh,
uslu, 5/ "Ufiıklar"
anlamında eski söz-
cük... Iri ve boru bi-
çiminde beyaz ya da
san renkli çiçeğ
olan bir süs bitkisi.
6/ " — sesleri sönü-
yor perde perde At-
lılar kayboluyor gü- 8
neşin battığı yerde" 9
(N. Hikmet)... Uzaklık işareti... Bir sayı. 7/ "Ah-
med — " : Şairimiz... Unlü caz saksofoncusu
CharBe Parker'm lakabı. 8/Özgün çızim. harita,
plan gibi şeylerin fotoğraf tekniğiyle çoğaltılma-
sı. 9/Türk karikatür sanatınm. 1882-1950 yıllan
arasında yaşamış ünlü ustası... "Süsen" de deni-
lenbir süs bitkisi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Başıboş hayvanların salındığı çayırlık. 2/ Tan-
ntanımaz... Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde, Da-
nimarka'ya bağlı takımada. 3/Eski kültür ve sa-
nat yapıtlannı yakıp yıkma düşünce ve davranı-
şı. 47 " — parçası, dal demeti. kuş tüyü Alıştığı-
mız bir şeydi yaşamak'" (C.S. Tarancı)... Bir no-
ta. 5/Etken... Adlan sıfat yapanbir yapım eki. 6/
Bir nota... Kendini beğenmiş kimseler için kulla-
nılan bir alay sözü. 7/îri taneli bezelye... Itici ne-
den, güdü. 8/ Bir spor takımının gözde oyuncu-
su... Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. 9/Deniz
teknelerinin iç yanlan.
DATÇA ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 2002.'119
Davacı: Maliye Hazinesi
Davah: Abdülmecit Se\im, Efendı Restoran Iskele
Mahallesi, Datça
Davacı Maliye Hazinesi vekili Av. Emine Kaya ta-
rafından viıkanda ismı ve adresi yazılı davah ve Dat-
ça Belediye Başkanhğı hakkında Datça ilçesi, Iskele
Mahallesi, Liman mevkii, 163 ada. 1 parsel sayılı ta-
şınmazda bulunan deniz doldurularak yapılan 90 m2
yüzölçümündekı bınanın müdahalesinın men'ı ile ta-
şınmaz üzerindeki binanın yıkılması talep edılmiş,
yargüama sırasuıda davah Abdülmecıt Sevimin ya-
pılan zabıta araştırmasına rağmen adresi tespit edile-
memiştir. Duruşma 15.04.2004 günü saat 10.05'te
Datça Adhyesi duruşma salonunda yapılacak olup,
belirtilen duruşma gün ve saatinde duruşma salonun-
da hazır bulunmadığı veya kendısini bir vekille tem-
sil ettirmediği takdirde yargılamaya yokluğunda de-
vam edilerek hüküm verileceği davetiye yerine geç-
mek üzere tebliğ olunur. 10.2.2004
Basın: 9640