Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2004 CUMA
OLAYLAR VEGORUSLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Salaklığın Yanar
KÖRFEZ savaşlarının sonrasjndafcjfkeâşaşır-
mıştı. Irak halkı yenilgiyi ve işûaİl yamacaklhiçbir
şey yokjfruşygjbi tam bir edftaliklHkj^'şılAmak-
taydı. Hsftta SBSbdarrîfyan Kumjldük~" diyasevi-
nenler vardı. Onjar .bule, "Saddam'dan kurûılduk
ama, özgühükçü bir rejim ve yeni bir devlet kur-
manın ilk adımı herhalde işgalciye karşı mücade-
le etmek olmalıdır" diye düşünemez durumdaydı-
lar Tek tük direnenler çıksa da onlar azınlıkta kal-
maktaydı.
Bereket, Amerika sık görünen salaklıklanndan bi-
rini daha yaptı: önce "demokrasiye geçiş" baha-
nesıyle bir kukla yönetim kurarak onun güvenlik gü-
cünü halka karşı kullanmaya kalkıştı; sonra da di-
renenlerin üzerine silah üstünlüğüyle gidip hoyrat-
lığı cami bombalamaya kadar vardırdı.
Sonuçta, busalaklıkSünnilerieŞiiler arasında bi-
le ciddi bir ulusal toparlanmaya ve ardından ba-
ğımsızlıkçı, giderek de özgürlükçü bir rejime yol aça-
bilir Böyle bir tabloda, kuzeydeki işbirlikçi Kürtle-
rin alın yazısı bu yeni rejimle Türkiye arasına sıkı-
şıp kalmaktan başka bir şey olamaz.
Kıbrıs'ta da Birîeşmiş Milletler'e ve AB'ye ege-
men olanların salaklığı Türkiye'dekilerin sabır-
sızlığıyla birleşince, kendiliğinden doğal sonucuna
varabilecek bir süreç "kaos"a sokulmuştur. Ama,
şimdi yarattığı tepkilerle aynı doğal sonuca daha
çabuk varılmasını kolaylaştıracak olan bir kaos.
Doğal sonuç, adadaki iki devletin serbest gidiş-
gelişlerle, tıcaretle, turizmde işbirliğiyle karşılıklı
güven ortamı yaratmalan ve daha sonra birkaç ko-
nuda basit eşgüdüm organları kurmalarıyla gele-
bilecek olan sonuçtu. Güven ortamı yaratmadan
hoyratça zoıianmış planlarla çözüme gitmeye ça-
lışmak, her iki kesimde de tepki uyandırmıştır.
Denktaş la Papadopulos'un birbirine benzertep-
kilerini küçümseyip bunların etkisiz kalacağını dü-
şünmek yanlıştır. Sonuçta, geniş halk kesimlerin-
den yankı bulacak olan tepkilerin yapay Plan'ı çö-
kertmesi yüksek bir olasılık. Çöküşün ardından
doğal sonuç daha çabuk gelebilir.
Bölge dışındaki salaklann Doğu Akdeniz ve Or-
tadoğu halklarına çözüm biçmeleri kadar yan-
lış bir şey olamaz. Ne farklı kültürleri buna elveriş-
lidir ne de bilgelik dereceleri. Üstelik, yöre insan-
larının mutluluğundan daha çok kendi hesaplannı
düşündükleri de gün gibi bellidir.
Böyle olunca, bölge insanlannın mutluluğu ba-
kımından birınci koşul, uzaktakilerin ellerini yöre-
den çekmeleri ve buradakileri kendi hesapları uğ-
runa kullanmaktan vazgeçmeleridir. Bunu kendi-
liklerinden yapmazlar "Gidin, bizibırakın"demek
gerekir onlara.
Ne var ki, bu davranışı göstermek, her şeyden
önce kendine güven ister. O güven olduktan son-
ra, başkalannın musallat oluşundan kurtulmuş de-
neyimli bilge liderlerin halklar arasındaki sorunları
çözmesi kolaylaşacaktır Herhalde bir Denktaş ile
bir Papadopulos arasındaki diyalog, Mister De
Soto ile yanındaki iki çömezin acemi işgüzarlıkla-
rından çok daha iyi sonuç verici olabilir
î
Darüşşafaka'nın Yakacık Bağışçılar Sitesi, Maltepe
Bağışçılar Sitesi ya da Maltepe Özel Bakım Ünitesi'nden
Nasıl Yararlanabilirsiniz?
4 4 4 1863 no'lu telefonu arayın.
Sizi hemen bilgilendirelim, yönlendirelim, yardımcı olalım.
Dünden Bugüne Kıbns...
Annan planı, Kıbns'ı Türklerden koparmak için adeta bir dantel gibi örülen
ortak senaryonun son perdesini oluşturmaktadır.
Prof. Dr. Metill K A L E Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Klınığı
T
arihe bakalım: 1823'teki Yu-
nan'Mora isyanmdan beri de-
vamedegelen Yunan yayılmacı-
lığının son perdesi Kıbrıs'ın
Enosis'i, bugünlerde gerçekleş-
tirilme yolunda. Batılı devletlerin Yunanis-
tan'a arka çıkma geleneği o tarihten beri de-
vam etmektedir. Dönemin Osmanlı Dışiş-
leri Bakanı Mehmet Sait Pertev Efendi,
"Rumlarm yaşadığı her bir kara parçasuu,
her adayı ele geçirmeye kalkacağmı,yayıbna-
cı bir politika" izleyeceklerini düşünerek
yabancı elçilere "Yunanistan'ın genişleme-
sinin nasıl önleneceğmi" sorduğunda, onlar,
antik çağlann Atina ve Sparta topraklann-
dan ibaret olan "Klasik Yunan" topraklan-
nın ötesine taşmayacağına dair sözde garan-
ti veriyorlardı.
Tarihsel gelişmeler, Yunanlılann klasik
topraklanyla yetinmeyip Anadolu'ya ka-
dar yayılmak istediklerinin kanıtlanyla do-
ludur. Yunan devlet politikasında "Hele-
nizm süreklüik gösterir" anlayışı mevcuttur.
Yunanhlar, megalo idea da denen yayılma-
cılık konusunda öylesine örgütlenmişlerdir
ki Osmanlı Devleti'nden kurtanlacak eya-
letlere göre Dışişleri Barkanlığı'nda Ma-
kedonya, Teselya, Epir, Girit ve Kıbns gi-
bi ayn daireler kurmuşlardır. Megalo ide-
ayla başı dönen Kral Konstantin. tngiliz
Ataşe Albay Nairne'ye "5 Eylül 1921'de
Ankara'da görüşme" randevusu bile vere-
biliyordu. Tam yüzyıldır engel tanımayan me-
galo idea, ilk kez Sakarya "da durduruldu ve
Dumlupınar'da bozguna uğratıldı. Atatürk
döneminde gündemden düşen megalo idea,
2. Dünya Savaşı sonunda, Kuzey Ege'de
Limni, Midilli ve Sisam'la Türkiye'yi ba-
tıdan Menteşe, Rodos ve Meis'le güneyden
kuşatmak suretiyle yeniden dirildi. Şimdi-
lerde Yunanistan, AB destekli Annan pla-
nıyla KKTC'yi ele geçirmek suretiyle çem-
beri tamamlıyor ve Türkiye'yi kuşatarak
Anadolu'ya hapsetmeyi planlıyor.
Yunanistan, 50 yıldır hazırlandığı Kıb-
ns'ın Enosis'ini, Annan planının açık ve
gizli hükümleriyle gerçekleştirmek için
epeyce mesafe almıştır. Zamanlaması, or-
taya konuluş tarzı ve amaçlan itibanyla bir
bütün oluşruran bu plan, İngiliz (David
Hanny), Amerikan (Thomas VVeston) ve
Rum (Makrides ve Vasilu) ortak yapımıdır.
Bazılannca bir Tann buyruğu gibi yere gö-
ğe sığdırılamayan Annan planı, Kıbns'ı
Türklerden koparmak için adeta bir dantel
gibi örülen ortak senaryonun son perdesini
oluşturmaktadır. Bu planla Rumlann kısa v e
orta dönemdeki bütün istekleri gerçekleşti-
riliyor ve 1960 antlaşmalanyla Türkiye'run
kazanılmış haklan tümüyle ortadan kaldın-
lıyor. Türkiye için çok yaşamsal olan Doğu
Akdeniz'in ve Bakû-Ceyhan petrol boru hat-
tının güvenliği de tehlikeye giriyor. Adada-
ki asker sayısının 10 binin altına düşmesi, gü-
venlik sorununu daha da büyütüyor.
Bu ülkenin tarihi bir bakıma Enosis'ler
tarihidir. "Yunanistan dışındaki Helenlerin
bagımsı/JığıveYunanistan'labuieşrirünıesi''
demek olan Enosis, 1830'lardan beri süre-
gelmektedir. Yunanistan, Enosis'ler saye-
sinde 1830-1947 arasında topraklannı üç
kat arttırarak 132532 km2'ye çıkarmıştır.
"Bir Helen bin yıl bile geçse Enosis'ten vaz-
geçmez, Kıbns ergeç Yiıııanistan'la birleşe-
cektir" anlayışıyla hareket eden Yunanhlar.
1963 ve 1974'tetekrarEnosis'e kalkıştılar.
1974'te sürgünden dönen eski Başbakan Ka-
ramanlis, "Bundan sonra diptomatikyofla sa-
vaşacağız ve hedefımizi mutlaka gerçekleş-
tireceğE" derken bu geleneği vurguluyordu.
Enosis nasıl biri Yunan geleneği ıse Yuna-
nistan'a yeni Enosis'ler sunmak da vazge-
çilmez bir tngiliz geleneğidir. ingiliz Baş-
bakanı Gladstone (1868-1974) "Türkkr As-
ya'dan gelmiştir, Asya'ya aülmahdır" dıyor
ve Balkan topraklannın Yunanistan'a bıra-
kılmasını istiyordu. "HilaTdençıkan toprak
bir daha'Hilal'e dönmez", "Türklerden ab-
nan toprak bir daha Türklereverilmez'' şek-
linde özetlenen İngiliz patenth bu haçlı pren-
sibı gereğince, Yunanhlar Türklere kaybet-
tıği her savaştan tngıltere'nin araya girme-
siyle toprak kaybetmeden çıktı. Kıbns da "Hi-
lal'den çıkan toprak" tarifine uymaktaydı.
1974'teki Türk Banş Harekâtı sırasında. in-
giliz Dışişleri Bakanı olan Callagan, "Kıb-
ns şimdi Türk askerinin rutsağu ama yann
Türk askeri adanın tutsağı olacakrjr" der-
ken de tngiltere'nın Yunanistarfın arkasın-
da olduğunun işaretini venyordu.
lngılızlerbaşındanberi KKTC'nin tanın-
masını çeşıtli yöntemler kullanarak engel-
lediler. Kıbns'ın tahmınlerin de ötesinde
çetin. ciddi ve hayati bir sorun olduğu iyi
bılinmelidir. Sadece Türkiye ile Yunanistan
arasında değil. Batı ile Türkiye arasındaki
bir hesaplaşmadır da. 'Hilal'den çıkan top-
rağın bir daha 'Hilal'e dönmeyeceğınin gös-
terilmesi çabasıdır. Eskıden sadece "karşı-
dakiler" ile boğuşan Türkiye, şimdilerde
"içimizdekiler'' ile de mücadele etmek du-
rumundadır. 1920'lerde "Mütareke Bası-
nı" vardı. şirndilerde''KıbrIs'ıVerKurtu]-
cu" birtakım Türk basını var. Yeni AB Ke-
mal'ler Cumhuriyet Türkıyesi'ni "savaş
mağlubuOsmanh" zannıylata\ızvermek
zorundaymış gibi göstermeye gayret sarf
ediyorlar. Geçmişte 150'lıkler arasında 13
gazeteci varken bugün kim bilir kaç 150'lik
gazeteci çıkar? Yine geçmişte "Mütareke
Basını"nı organize eden, besleyen ve taktik
veren ingiliz Büyükelçiliği Baştercümanı
olan AndrevvRyan'ın yeni versiyonu ,\B'nin
Türkiye temsilcısı ingiliz Karen Fogg, hem
Türkiye'de hem de KKTC'de çırkin birpsi-
kolojik harekât yürüterek Kıbnsın kahra-
man lıderi Denktaş a karşı darbe tertibıne
bile kalkıştı. Bayan Fogg. "Mütareke"de
bazı gazetecileri maaşa bağlayan. bir dizi "ce-
mijet" kuran Ryanı aratmamıştır.
Geçmişm yarattığı bir aşağılık duygusu
kültürünü. çağdaşlık adına sa\ıınan medya-
ya hâkim "Hberal aydın" denilen ve "a>-
dın"lıklan kendınden menkul bir grup kö-
şe yazan ve TV yorumculanna rağmen Tür-
kiye ve KKTC, haklannı sa\-unmasını ve çı-
karlannı korumasını bılecektırdileğindeyiz.
Sayın Deniz Baykal'a...
Av. Burhaneddin AKDAG Eski Sakarya Milletvekili
Y
üzlerce eski
Cumhuriyet
Halk Partisı
(CHP) milletvekilinin
bu yerel seçimler hak-
kında yapmış olduklan
tahminleri doğru çıktı.
Çünkü sizin yönetimi-
nizde CHP, altı ok kim-
liğini kaybetti.
Bende 1950-60 yılla-
n arasında Sakarya ilin-
de CHP il başkanlığı yap-
tım. O zaman CHP il bi-
nası (köylünün, esnafın.
işçinin, memurun parti-
si olarak) dolup taşardı.
Şu sıralarda sizin yöne-
timinizde olan birçok
CHP il ve ilçe teşkilatla-
nnı ziyaret ettim.
Coğunun kapısı kapa-
lıydı. Açtırmak için il ve
ilçe başkanını bulmak ge-
rekiyordu, çünkü anah-
tarlar onlardaydı. Birçok
il ve ilçe teşkilatı ancak
Ankara'dan büyükler ge-
lince parti binalannı açı-
yor, CHP ileri gelenle-
rinden ziyaret parası top-
lanıyor, o toplantılarda
ziyafetler düzenleniyor,
aynı akşam iktidarlar dev-
riliyor, iktidarlar oluştu-
ruluyordu. Maalesef bu
teşkılatlar sizin eseriniz,
Sayın Baykal.
CHP'nın yasalara en
saygılı partı olduğunu
çok iyi bıliyorsunuz. Biz-
de "adaybelirleme(bele-
di> e başkanhğı ya da mil-
lervekilbği olsun) ön yok-
lanıa ile parth e kavırJı bü-
tün üyetertarafindan >ar-
gıç (hâkim) huzurunda
>apıhr" koşuluna hiç uy-
madınız. Yaptığınız bütün
atamalar ile teşkilatı küs-
rürdünüz. Bu bir haksız-
lık ve yanlışlıktı. Bu yüz-
den Antalya ılını de kay-
bettiniz.
Sn. Baykal, CHP'nin
emektar millervekilleri
olarak CHP'nin her pu-
an yitirişinde çok derin
üzüntü yaşamaktayız.
Bizler sizin 'altı ok'un
hangi özelliğini temsil et-
tiğinizi anlayamadık, an-
lamakta da güçlük çeki-
yoruz. Ara sıra duymak-
ta olduğumuz yetersiz çı-
kışlarınızdan sonra he-
men sessizliğe bürünü-
yorsunuz. Hiçbir zaman
solu birleştirmek için bir
çabanıza tanık olmadığı-
mız gibi, ne sendikalan,
ne sivil toplum örgütle-
rini, ne de eski emektar
milletvekillerinı ziyaret
etme nezaketinı gösterdi-
niz.
Mizacınızda hiçbir an-
lamda birleştincı, topla-
yıcı ve sevecen bir lcişi-
lik sergilemedığiniz gi-
bi "az obun benim olsun"
zihniyeti ile hareket etti-
niz ve rakip gördüğünüz
herkesi dışladınız. Bu
olumsuzluklara karşın
CHP'ye yapmış olduğu-
nuz hizmetler için size
teşekkür ediyoruz. An-
cak bu yerel seçimlerden
sonra o makamda kalma-
nız, CHP'nin geleceği-
nın de DSP gibi olacağı-
nın işaretidır.
Sn. Baykal, bir at bin yıl
koşmaz. Sizden İsmetPa-
şa'nın daha önce örneğı-
ni sergılemiş olduğu dev-
let adamlığını gösterme-
nizi bekliyoruz.
CHP teşkilatılarında
pınl pınl gençler yetiş-
miş. Her biri üç yabancı
dil bılen, bilgisayar ağla-
n ile dünyaya ayak uydu-
ran bu gençlerin politi-
kada da önünü açmak ve
olanak tanımak için Ata-
türk'ün CHP'sinin yeni
bir yapılanmaya gitme-
sine yardımcı olacağını-
zı dilemekteyız.
nim adım Işık... Benim adım Ali... Benim adım Rüzgar... Benim adım Renk... Benim
ım Dünya... Benim adım Umut... Benim adım Çocuk... 900 ayn adım var benim...
Saymakla bitmez... Tek başıma kalabalık bir orduyum ben...
Yüregim, Darüşşafaka'da babası hayatta olmayan tam 900 yetenekli çocuğun eğitimi
için çarpıyor. Bağışlarımı onlar için yaptım. Onlarla çoğalıyorum Onlarla çocuk
oluyorum. Onlarla gelecek oluyorum. Her gün 900 kez yeniden doğuyorum.
1997'den bu yarta Yakacık Bağışçılar Sitesi'nde yaşıyorum. Kuzenim yeni açılan
Maltepe Bağışçılar Sitesi'ni tercih etti. Tüm siteler birbirinden güzel... Bebekler gibi
|arıp sarmalantyorum burada... Güleryüzlu doktorlar, melek hemşireter, pınl pınl
görevliler... Ve bana benzeyen arfcadaşlar... Sıcacık, apaydınlık, kocaman, layık
olduğum bir yer burası... insan olduğum için değer gördüğüm, güven ve onur
. duydugum bir yer... içimde tatlı bir huzur...
İcnim adım Gelecek. Bu yaşımda başka ne isterim?
s t a n b u
HAFTADA 4 SAAT'LE
İTALYANCAYI
ÖĞRENEBİLİRSİNİZ.
12 Nisan - 20 Haziran 2004
Pazartesi/Çarşamba - Salı/Perşembe
11:00-13:00 /14:30-16:30 /17:00-19:00 /19:30-21:30
Cuma
11:00-15:00
17:30-21:30
Cumartesi
10:00-14:00
15:00-19:00
Pazar
11:00-15:00
15:30-19:30
KAYIT: Hatta içi ve Hafta Sonu 09:30 -19:30
italyan Kültür Merkezi: Tel. 293 98 48
Meşrutiyet Cad. 161 Tepebaşı • http//www.ıicıst.org,tr
Darüşşafaka
Türkiye Gazetecıler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ülke sorunlanna ilişkın raporianyla. araştırmalanyia,
köşe yazılanyla, tarafsız haberieriyle sıvıl toplumlann gazetesi.
Düzenli okumak ıçın aİMne olun. Tel: 0.212.51108 75
PENCERE
Felluce'deki Caminin
Musalla Taşı...
Sabahın körü..
TV'yi açtım..
Irak..
Insanlar koşuşuyor, bombalar ortalığı yerle bir et-
miş, şaşkınlık egemen, başörtülü kadınlar ağlıyor,
yüzü gözü kapalı adam elindeki silahı sallıyor, kı-
yamet kopuyor..
Cesetler. cesetler.
TV haber kameramanlarında sanki sinema yö-
netmeni yeteneği uç veriyor..
Üstü örtülü bir cesedin ayağı ekranda yakın pla-
nageliyor..
Çıplak bir ayak..
Ayağın tabanı ekranda birkaç saniye kalıyor, ar-
dından sahne değişıyor, televizyon namaz kılanla-
rı gösterip sergiliyor...
Amerikan ışgal kuvveti camiyi bombalamış..
Kırkı aşkın ölü..
•
Ne yapıyor bu Amerikalı?..
Kutsal camiyi nasıl bombalar?..
Biribadet yeri..
Tapınak..
İster cami olsun, ister sinagog, ister kilise, ko-
runması, savunulması, saygı duyulması uygarlığın
birincil şian değil mi!..
Uygarlık mı dediniz?..
Çağımızın uygarlığı televizyondan gürül gürül
akan bir çirkef gibi odaya doluyor...
Bu çirkefin dalgalarında vicdan sahibi bir insa-
nın kulaç atıp yüzmesi kolay değil..
Boğuluyorum.
•
Cami bombalandıktan sonra Başkan Bush Tek-
sas'taki çiftliğinden bir açıklama yapmış:
"- Katiller ve teröristler bizi sarsamayacak. Bu
katillerin hiçbir değeri yok. Zorlu saldırılarta karşı
karşıyayız, ancak yolumuzu değiştirmeyeceğiz."
Oysa Bush'un ayna karşısına geçıp suretıne bak-
tıktan sonra sorması gerek:
- Katil kım?..
Işgal kuvvetine karşı vatanını savunan Arap mü-
cahidi mi katil?..
Yoksa işgalci mi katil?..
•
Felluce'de bombalanan cami bizim mahallede-
ki caminin ta kendisidir.
Kubbesi bir.
Minaresi bir..
Şerefeden okunan ezanı bir.
Minberi bir
Musalla taşı bir.
Camide bombalanan Müslüman hiç kuşkusuz
Hayyam'ın şiirini okumamış olsa da biliyordu:
"Bu dünyadan mı korkar sanırsınız beni,
ölmekten mi korkar sanırsınız,
canımın, bırakıp bedenimi, gitmesinden mi?
ölüm gelmiş, gelmemiş, umurumda değil.
Yolumu kesen, insanca yaşayamamak."
•
Irak'taki Arap ister Şii olsun, ister Sünni, direni-
şini sürdürebilirse, dünyanın yazgısını değiştirebi-
lir; Küreselleşmenin anlamını insanlığın ortak pay-
dasına oturtabilir.
Dilerim ki Arap bu işin üstesinden gelebilir.
Uygarım diyene uygarlık dersi verebilir!..
CUMHURİYET KİTAP KULUBU
NİSAN AYI ETKİMİKlfRİ
Fransız Kadın Şairler
Erotik Şiirler
Arzunun Karanlık Odası
Konuşmacı: Gül İLBAY
9 lisan 2004 Cuma
Saat : 18.00
Yer : Cumhuriyet Krtap Kulübü
(Fransız Konsolosluğu'nun Yanı)
Istıklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1 -2
Beyoğlu/İSTANBUL
Etkinlikler KOOP-C tarafindan düzenlenmektedir.
Ücretsiz ve herkese açıktır.
Kafeten amız pazar dahıl her gün saat 10 00 - 21.00 arası açıktır
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ
NİSAN AYI ETKİNÜKLBtİ
Cumartesi Söyleşileri
"Türkiye'de Müzik Karmaşası"
Selmi AIMDAK
Yöneten: Nejat ÇETİNOK
(10 Nisan 2004 Cumartesi Saat: 15.00)
CDİmzası : Selmi ANDAK
Yer : Cumhuriyet Krtap Kulübü
(Fransız Konsolosluğu'nun Yanı)
Istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2
Beyoğlu/İSTANBUL
Etkinlikler KOOP-C tarafindan düzenlenmektedir.
Ücretsiz ve herkese açıktır.
Kafetenamız pazar dahıl her gün saat 1000-2! 00 arası açıktır