27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2004 CUMA OLAYLAR VEGORUSLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Salaklığın Yanar KÖRFEZ savaşlarının sonrasjndafcjfkeâşaşır- mıştı. Irak halkı yenilgiyi ve işûaİl yamacaklhiçbir şey yokjfruşygjbi tam bir edftaliklHkj^'şılAmak- taydı. Hsftta SBSbdarrîfyan Kumjldük~" diyasevi- nenler vardı. Onjar .bule, "Saddam'dan kurûılduk ama, özgühükçü bir rejim ve yeni bir devlet kur- manın ilk adımı herhalde işgalciye karşı mücade- le etmek olmalıdır" diye düşünemez durumdaydı- lar Tek tük direnenler çıksa da onlar azınlıkta kal- maktaydı. Bereket, Amerika sık görünen salaklıklanndan bi- rini daha yaptı: önce "demokrasiye geçiş" baha- nesıyle bir kukla yönetim kurarak onun güvenlik gü- cünü halka karşı kullanmaya kalkıştı; sonra da di- renenlerin üzerine silah üstünlüğüyle gidip hoyrat- lığı cami bombalamaya kadar vardırdı. Sonuçta, busalaklıkSünnilerieŞiiler arasında bi- le ciddi bir ulusal toparlanmaya ve ardından ba- ğımsızlıkçı, giderek de özgürlükçü bir rejime yol aça- bilir Böyle bir tabloda, kuzeydeki işbirlikçi Kürtle- rin alın yazısı bu yeni rejimle Türkiye arasına sıkı- şıp kalmaktan başka bir şey olamaz. Kıbrıs'ta da Birîeşmiş Milletler'e ve AB'ye ege- men olanların salaklığı Türkiye'dekilerin sabır- sızlığıyla birleşince, kendiliğinden doğal sonucuna varabilecek bir süreç "kaos"a sokulmuştur. Ama, şimdi yarattığı tepkilerle aynı doğal sonuca daha çabuk varılmasını kolaylaştıracak olan bir kaos. Doğal sonuç, adadaki iki devletin serbest gidiş- gelişlerle, tıcaretle, turizmde işbirliğiyle karşılıklı güven ortamı yaratmalan ve daha sonra birkaç ko- nuda basit eşgüdüm organları kurmalarıyla gele- bilecek olan sonuçtu. Güven ortamı yaratmadan hoyratça zoıianmış planlarla çözüme gitmeye ça- lışmak, her iki kesimde de tepki uyandırmıştır. Denktaş la Papadopulos'un birbirine benzertep- kilerini küçümseyip bunların etkisiz kalacağını dü- şünmek yanlıştır. Sonuçta, geniş halk kesimlerin- den yankı bulacak olan tepkilerin yapay Plan'ı çö- kertmesi yüksek bir olasılık. Çöküşün ardından doğal sonuç daha çabuk gelebilir. Bölge dışındaki salaklann Doğu Akdeniz ve Or- tadoğu halklarına çözüm biçmeleri kadar yan- lış bir şey olamaz. Ne farklı kültürleri buna elveriş- lidir ne de bilgelik dereceleri. Üstelik, yöre insan- larının mutluluğundan daha çok kendi hesaplannı düşündükleri de gün gibi bellidir. Böyle olunca, bölge insanlannın mutluluğu ba- kımından birınci koşul, uzaktakilerin ellerini yöre- den çekmeleri ve buradakileri kendi hesapları uğ- runa kullanmaktan vazgeçmeleridir. Bunu kendi- liklerinden yapmazlar "Gidin, bizibırakın"demek gerekir onlara. Ne var ki, bu davranışı göstermek, her şeyden önce kendine güven ister. O güven olduktan son- ra, başkalannın musallat oluşundan kurtulmuş de- neyimli bilge liderlerin halklar arasındaki sorunları çözmesi kolaylaşacaktır Herhalde bir Denktaş ile bir Papadopulos arasındaki diyalog, Mister De Soto ile yanındaki iki çömezin acemi işgüzarlıkla- rından çok daha iyi sonuç verici olabilir î Darüşşafaka'nın Yakacık Bağışçılar Sitesi, Maltepe Bağışçılar Sitesi ya da Maltepe Özel Bakım Ünitesi'nden Nasıl Yararlanabilirsiniz? 4 4 4 1863 no'lu telefonu arayın. Sizi hemen bilgilendirelim, yönlendirelim, yardımcı olalım. Dünden Bugüne Kıbns... Annan planı, Kıbns'ı Türklerden koparmak için adeta bir dantel gibi örülen ortak senaryonun son perdesini oluşturmaktadır. Prof. Dr. Metill K A L E Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Klınığı T arihe bakalım: 1823'teki Yu- nan'Mora isyanmdan beri de- vamedegelen Yunan yayılmacı- lığının son perdesi Kıbrıs'ın Enosis'i, bugünlerde gerçekleş- tirilme yolunda. Batılı devletlerin Yunanis- tan'a arka çıkma geleneği o tarihten beri de- vam etmektedir. Dönemin Osmanlı Dışiş- leri Bakanı Mehmet Sait Pertev Efendi, "Rumlarm yaşadığı her bir kara parçasuu, her adayı ele geçirmeye kalkacağmı,yayıbna- cı bir politika" izleyeceklerini düşünerek yabancı elçilere "Yunanistan'ın genişleme- sinin nasıl önleneceğmi" sorduğunda, onlar, antik çağlann Atina ve Sparta topraklann- dan ibaret olan "Klasik Yunan" topraklan- nın ötesine taşmayacağına dair sözde garan- ti veriyorlardı. Tarihsel gelişmeler, Yunanlılann klasik topraklanyla yetinmeyip Anadolu'ya ka- dar yayılmak istediklerinin kanıtlanyla do- ludur. Yunan devlet politikasında "Hele- nizm süreklüik gösterir" anlayışı mevcuttur. Yunanhlar, megalo idea da denen yayılma- cılık konusunda öylesine örgütlenmişlerdir ki Osmanlı Devleti'nden kurtanlacak eya- letlere göre Dışişleri Barkanlığı'nda Ma- kedonya, Teselya, Epir, Girit ve Kıbns gi- bi ayn daireler kurmuşlardır. Megalo ide- ayla başı dönen Kral Konstantin. tngiliz Ataşe Albay Nairne'ye "5 Eylül 1921'de Ankara'da görüşme" randevusu bile vere- biliyordu. Tam yüzyıldır engel tanımayan me- galo idea, ilk kez Sakarya "da durduruldu ve Dumlupınar'da bozguna uğratıldı. Atatürk döneminde gündemden düşen megalo idea, 2. Dünya Savaşı sonunda, Kuzey Ege'de Limni, Midilli ve Sisam'la Türkiye'yi ba- tıdan Menteşe, Rodos ve Meis'le güneyden kuşatmak suretiyle yeniden dirildi. Şimdi- lerde Yunanistan, AB destekli Annan pla- nıyla KKTC'yi ele geçirmek suretiyle çem- beri tamamlıyor ve Türkiye'yi kuşatarak Anadolu'ya hapsetmeyi planlıyor. Yunanistan, 50 yıldır hazırlandığı Kıb- ns'ın Enosis'ini, Annan planının açık ve gizli hükümleriyle gerçekleştirmek için epeyce mesafe almıştır. Zamanlaması, or- taya konuluş tarzı ve amaçlan itibanyla bir bütün oluşruran bu plan, İngiliz (David Hanny), Amerikan (Thomas VVeston) ve Rum (Makrides ve Vasilu) ortak yapımıdır. Bazılannca bir Tann buyruğu gibi yere gö- ğe sığdırılamayan Annan planı, Kıbns'ı Türklerden koparmak için adeta bir dantel gibi örülen ortak senaryonun son perdesini oluşturmaktadır. Bu planla Rumlann kısa v e orta dönemdeki bütün istekleri gerçekleşti- riliyor ve 1960 antlaşmalanyla Türkiye'run kazanılmış haklan tümüyle ortadan kaldın- lıyor. Türkiye için çok yaşamsal olan Doğu Akdeniz'in ve Bakû-Ceyhan petrol boru hat- tının güvenliği de tehlikeye giriyor. Adada- ki asker sayısının 10 binin altına düşmesi, gü- venlik sorununu daha da büyütüyor. Bu ülkenin tarihi bir bakıma Enosis'ler tarihidir. "Yunanistan dışındaki Helenlerin bagımsı/JığıveYunanistan'labuieşrirünıesi'' demek olan Enosis, 1830'lardan beri süre- gelmektedir. Yunanistan, Enosis'ler saye- sinde 1830-1947 arasında topraklannı üç kat arttırarak 132532 km2'ye çıkarmıştır. "Bir Helen bin yıl bile geçse Enosis'ten vaz- geçmez, Kıbns ergeç Yiıııanistan'la birleşe- cektir" anlayışıyla hareket eden Yunanhlar. 1963 ve 1974'tetekrarEnosis'e kalkıştılar. 1974'te sürgünden dönen eski Başbakan Ka- ramanlis, "Bundan sonra diptomatikyofla sa- vaşacağız ve hedefımizi mutlaka gerçekleş- tireceğE" derken bu geleneği vurguluyordu. Enosis nasıl biri Yunan geleneği ıse Yuna- nistan'a yeni Enosis'ler sunmak da vazge- çilmez bir tngiliz geleneğidir. ingiliz Baş- bakanı Gladstone (1868-1974) "Türkkr As- ya'dan gelmiştir, Asya'ya aülmahdır" dıyor ve Balkan topraklannın Yunanistan'a bıra- kılmasını istiyordu. "HilaTdençıkan toprak bir daha'Hilal'e dönmez", "Türklerden ab- nan toprak bir daha Türklereverilmez'' şek- linde özetlenen İngiliz patenth bu haçlı pren- sibı gereğince, Yunanhlar Türklere kaybet- tıği her savaştan tngıltere'nin araya girme- siyle toprak kaybetmeden çıktı. Kıbns da "Hi- lal'den çıkan toprak" tarifine uymaktaydı. 1974'teki Türk Banş Harekâtı sırasında. in- giliz Dışişleri Bakanı olan Callagan, "Kıb- ns şimdi Türk askerinin rutsağu ama yann Türk askeri adanın tutsağı olacakrjr" der- ken de tngiltere'nın Yunanistarfın arkasın- da olduğunun işaretini venyordu. lngılızlerbaşındanberi KKTC'nin tanın- masını çeşıtli yöntemler kullanarak engel- lediler. Kıbns'ın tahmınlerin de ötesinde çetin. ciddi ve hayati bir sorun olduğu iyi bılinmelidir. Sadece Türkiye ile Yunanistan arasında değil. Batı ile Türkiye arasındaki bir hesaplaşmadır da. 'Hilal'den çıkan top- rağın bir daha 'Hilal'e dönmeyeceğınin gös- terilmesi çabasıdır. Eskıden sadece "karşı- dakiler" ile boğuşan Türkiye, şimdilerde "içimizdekiler'' ile de mücadele etmek du- rumundadır. 1920'lerde "Mütareke Bası- nı" vardı. şirndilerde''KıbrIs'ıVerKurtu]- cu" birtakım Türk basını var. Yeni AB Ke- mal'ler Cumhuriyet Türkıyesi'ni "savaş mağlubuOsmanh" zannıylata\ızvermek zorundaymış gibi göstermeye gayret sarf ediyorlar. Geçmişte 150'lıkler arasında 13 gazeteci varken bugün kim bilir kaç 150'lik gazeteci çıkar? Yine geçmişte "Mütareke Basını"nı organize eden, besleyen ve taktik veren ingiliz Büyükelçiliği Baştercümanı olan AndrevvRyan'ın yeni versiyonu ,\B'nin Türkiye temsilcısı ingiliz Karen Fogg, hem Türkiye'de hem de KKTC'de çırkin birpsi- kolojik harekât yürüterek Kıbnsın kahra- man lıderi Denktaş a karşı darbe tertibıne bile kalkıştı. Bayan Fogg. "Mütareke"de bazı gazetecileri maaşa bağlayan. bir dizi "ce- mijet" kuran Ryanı aratmamıştır. Geçmişm yarattığı bir aşağılık duygusu kültürünü. çağdaşlık adına sa\ıınan medya- ya hâkim "Hberal aydın" denilen ve "a>- dın"lıklan kendınden menkul bir grup kö- şe yazan ve TV yorumculanna rağmen Tür- kiye ve KKTC, haklannı sa\-unmasını ve çı- karlannı korumasını bılecektırdileğindeyiz. Sayın Deniz Baykal'a... Av. Burhaneddin AKDAG Eski Sakarya Milletvekili Y üzlerce eski Cumhuriyet Halk Partisı (CHP) milletvekilinin bu yerel seçimler hak- kında yapmış olduklan tahminleri doğru çıktı. Çünkü sizin yönetimi- nizde CHP, altı ok kim- liğini kaybetti. Bende 1950-60 yılla- n arasında Sakarya ilin- de CHP il başkanlığı yap- tım. O zaman CHP il bi- nası (köylünün, esnafın. işçinin, memurun parti- si olarak) dolup taşardı. Şu sıralarda sizin yöne- timinizde olan birçok CHP il ve ilçe teşkilatla- nnı ziyaret ettim. Coğunun kapısı kapa- lıydı. Açtırmak için il ve ilçe başkanını bulmak ge- rekiyordu, çünkü anah- tarlar onlardaydı. Birçok il ve ilçe teşkilatı ancak Ankara'dan büyükler ge- lince parti binalannı açı- yor, CHP ileri gelenle- rinden ziyaret parası top- lanıyor, o toplantılarda ziyafetler düzenleniyor, aynı akşam iktidarlar dev- riliyor, iktidarlar oluştu- ruluyordu. Maalesef bu teşkılatlar sizin eseriniz, Sayın Baykal. CHP'nın yasalara en saygılı partı olduğunu çok iyi bıliyorsunuz. Biz- de "adaybelirleme(bele- di> e başkanhğı ya da mil- lervekilbği olsun) ön yok- lanıa ile parth e kavırJı bü- tün üyetertarafindan >ar- gıç (hâkim) huzurunda >apıhr" koşuluna hiç uy- madınız. Yaptığınız bütün atamalar ile teşkilatı küs- rürdünüz. Bu bir haksız- lık ve yanlışlıktı. Bu yüz- den Antalya ılını de kay- bettiniz. Sn. Baykal, CHP'nin emektar millervekilleri olarak CHP'nin her pu- an yitirişinde çok derin üzüntü yaşamaktayız. Bizler sizin 'altı ok'un hangi özelliğini temsil et- tiğinizi anlayamadık, an- lamakta da güçlük çeki- yoruz. Ara sıra duymak- ta olduğumuz yetersiz çı- kışlarınızdan sonra he- men sessizliğe bürünü- yorsunuz. Hiçbir zaman solu birleştirmek için bir çabanıza tanık olmadığı- mız gibi, ne sendikalan, ne sivil toplum örgütle- rini, ne de eski emektar milletvekillerinı ziyaret etme nezaketinı gösterdi- niz. Mizacınızda hiçbir an- lamda birleştincı, topla- yıcı ve sevecen bir lcişi- lik sergilemedığiniz gi- bi "az obun benim olsun" zihniyeti ile hareket etti- niz ve rakip gördüğünüz herkesi dışladınız. Bu olumsuzluklara karşın CHP'ye yapmış olduğu- nuz hizmetler için size teşekkür ediyoruz. An- cak bu yerel seçimlerden sonra o makamda kalma- nız, CHP'nin geleceği- nın de DSP gibi olacağı- nın işaretidır. Sn. Baykal, bir at bin yıl koşmaz. Sizden İsmetPa- şa'nın daha önce örneğı- ni sergılemiş olduğu dev- let adamlığını gösterme- nizi bekliyoruz. CHP teşkilatılarında pınl pınl gençler yetiş- miş. Her biri üç yabancı dil bılen, bilgisayar ağla- n ile dünyaya ayak uydu- ran bu gençlerin politi- kada da önünü açmak ve olanak tanımak için Ata- türk'ün CHP'sinin yeni bir yapılanmaya gitme- sine yardımcı olacağını- zı dilemekteyız. nim adım Işık... Benim adım Ali... Benim adım Rüzgar... Benim adım Renk... Benim ım Dünya... Benim adım Umut... Benim adım Çocuk... 900 ayn adım var benim... Saymakla bitmez... Tek başıma kalabalık bir orduyum ben... Yüregim, Darüşşafaka'da babası hayatta olmayan tam 900 yetenekli çocuğun eğitimi için çarpıyor. Bağışlarımı onlar için yaptım. Onlarla çoğalıyorum Onlarla çocuk oluyorum. Onlarla gelecek oluyorum. Her gün 900 kez yeniden doğuyorum. 1997'den bu yarta Yakacık Bağışçılar Sitesi'nde yaşıyorum. Kuzenim yeni açılan Maltepe Bağışçılar Sitesi'ni tercih etti. Tüm siteler birbirinden güzel... Bebekler gibi |arıp sarmalantyorum burada... Güleryüzlu doktorlar, melek hemşireter, pınl pınl görevliler... Ve bana benzeyen arfcadaşlar... Sıcacık, apaydınlık, kocaman, layık olduğum bir yer burası... insan olduğum için değer gördüğüm, güven ve onur . duydugum bir yer... içimde tatlı bir huzur... İcnim adım Gelecek. Bu yaşımda başka ne isterim? s t a n b u HAFTADA 4 SAAT'LE İTALYANCAYI ÖĞRENEBİLİRSİNİZ. 12 Nisan - 20 Haziran 2004 Pazartesi/Çarşamba - Salı/Perşembe 11:00-13:00 /14:30-16:30 /17:00-19:00 /19:30-21:30 Cuma 11:00-15:00 17:30-21:30 Cumartesi 10:00-14:00 15:00-19:00 Pazar 11:00-15:00 15:30-19:30 KAYIT: Hatta içi ve Hafta Sonu 09:30 -19:30 italyan Kültür Merkezi: Tel. 293 98 48 Meşrutiyet Cad. 161 Tepebaşı • http//www.ıicıst.org,tr Darüşşafaka Türkiye Gazetecıler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Cazete Ülke sorunlanna ilişkın raporianyla. araştırmalanyia, köşe yazılanyla, tarafsız haberieriyle sıvıl toplumlann gazetesi. Düzenli okumak ıçın aİMne olun. Tel: 0.212.51108 75 PENCERE Felluce'deki Caminin Musalla Taşı... Sabahın körü.. TV'yi açtım.. Irak.. Insanlar koşuşuyor, bombalar ortalığı yerle bir et- miş, şaşkınlık egemen, başörtülü kadınlar ağlıyor, yüzü gözü kapalı adam elindeki silahı sallıyor, kı- yamet kopuyor.. Cesetler. cesetler. TV haber kameramanlarında sanki sinema yö- netmeni yeteneği uç veriyor.. Üstü örtülü bir cesedin ayağı ekranda yakın pla- nageliyor.. Çıplak bir ayak.. Ayağın tabanı ekranda birkaç saniye kalıyor, ar- dından sahne değişıyor, televizyon namaz kılanla- rı gösterip sergiliyor... Amerikan ışgal kuvveti camiyi bombalamış.. Kırkı aşkın ölü.. • Ne yapıyor bu Amerikalı?.. Kutsal camiyi nasıl bombalar?.. Biribadet yeri.. Tapınak.. İster cami olsun, ister sinagog, ister kilise, ko- runması, savunulması, saygı duyulması uygarlığın birincil şian değil mi!.. Uygarlık mı dediniz?.. Çağımızın uygarlığı televizyondan gürül gürül akan bir çirkef gibi odaya doluyor... Bu çirkefin dalgalarında vicdan sahibi bir insa- nın kulaç atıp yüzmesi kolay değil.. Boğuluyorum. • Cami bombalandıktan sonra Başkan Bush Tek- sas'taki çiftliğinden bir açıklama yapmış: "- Katiller ve teröristler bizi sarsamayacak. Bu katillerin hiçbir değeri yok. Zorlu saldırılarta karşı karşıyayız, ancak yolumuzu değiştirmeyeceğiz." Oysa Bush'un ayna karşısına geçıp suretıne bak- tıktan sonra sorması gerek: - Katil kım?.. Işgal kuvvetine karşı vatanını savunan Arap mü- cahidi mi katil?.. Yoksa işgalci mi katil?.. • Felluce'de bombalanan cami bizim mahallede- ki caminin ta kendisidir. Kubbesi bir. Minaresi bir.. Şerefeden okunan ezanı bir. Minberi bir Musalla taşı bir. Camide bombalanan Müslüman hiç kuşkusuz Hayyam'ın şiirini okumamış olsa da biliyordu: "Bu dünyadan mı korkar sanırsınız beni, ölmekten mi korkar sanırsınız, canımın, bırakıp bedenimi, gitmesinden mi? ölüm gelmiş, gelmemiş, umurumda değil. Yolumu kesen, insanca yaşayamamak." • Irak'taki Arap ister Şii olsun, ister Sünni, direni- şini sürdürebilirse, dünyanın yazgısını değiştirebi- lir; Küreselleşmenin anlamını insanlığın ortak pay- dasına oturtabilir. Dilerim ki Arap bu işin üstesinden gelebilir. Uygarım diyene uygarlık dersi verebilir!.. CUMHURİYET KİTAP KULUBU NİSAN AYI ETKİMİKlfRİ Fransız Kadın Şairler Erotik Şiirler Arzunun Karanlık Odası Konuşmacı: Gül İLBAY 9 lisan 2004 Cuma Saat : 18.00 Yer : Cumhuriyet Krtap Kulübü (Fransız Konsolosluğu'nun Yanı) Istıklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1 -2 Beyoğlu/İSTANBUL Etkinlikler KOOP-C tarafindan düzenlenmektedir. Ücretsiz ve herkese açıktır. Kafeten amız pazar dahıl her gün saat 10 00 - 21.00 arası açıktır CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ NİSAN AYI ETKİNÜKLBtİ Cumartesi Söyleşileri "Türkiye'de Müzik Karmaşası" Selmi AIMDAK Yöneten: Nejat ÇETİNOK (10 Nisan 2004 Cumartesi Saat: 15.00) CDİmzası : Selmi ANDAK Yer : Cumhuriyet Krtap Kulübü (Fransız Konsolosluğu'nun Yanı) Istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Etkinlikler KOOP-C tarafindan düzenlenmektedir. Ücretsiz ve herkese açıktır. Kafetenamız pazar dahıl her gün saat 1000-2! 00 arası açıktır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle