27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2004 PAZAR s HABERLERtN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızlı B PB Y PB PB PB PB Y 10 11 12 10 15 13 14 13 Sinop Y 10 Adana B 20 Samsun Y 10 Mersin Y 19 Trabzon Y 12 Diyarbakır Y Giresun Ankara _Y 12 Şanlıurfa Y B 12 Mardin Eskişehir Y 12 Siirt Konya Sıvas _9 Hakkâri 6 Van Zonguldak Y 10 Antalya B 20 Kars Butun bolgelenmız parçalı, çok bulutlu Marmara'nın batısı ve kıyı Ege dışında tum yurt yağışlı geçecek Yağış- lar yağmur. yer yer sa- ğanak, Bat! Karade- nız'ın ıç kesımlerınde karla kanşık yağmur şeklınde olacak Ruzgâr kuzey ve dogu yonler- den hafif. ara sıra orta. yer yer kuvvetlı esecek Hava sıcaklığı azalacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 6 1 6 14 17 19 15 22 Münih PB 21 Zürih Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB Y PB PB PB PB PB 1b 15 14 14 21 15 17 16 PB 19 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahire Şam HB Y PB Y Y PB Y A A -3 13 7 15 14 17 2 26 24 oulutlu t Çok üulutlu ^ f c Yagmurlu c*.'/) Sulu kar Gök gurültulu Ciddi Bir Sorun.. B Baştarafı 1. Sayfada tışmasının gündemin birinci maddesinde yer almasından kaynaklanı- yor. Bilindiği gibi AKP ikti- darının gerçekte İslamcı olduğu kuşkusu yaygın- dır; hükümetin 'takıyye- ci' bir rutumu benimse- diği ileri sürülmektedir; bu kuşkular ABD Dışişle- ri Bakanı'nın sözleriyle örtüşmektedir. Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ın da üzerinde hiçbir resmi sıfatı bulunmadan Amerika'ya gidip Baş- kan Bush tarafından ka- btıl edildiği hatırlarda- dır. ABD Dışişleri Bakanı Powell'ın konuşması son- radan düzeltilebilecek bir içerik taşımıvor; cid- di bir sorunu söyleminde banndınyor. Cumhuriyet Laikliği bundan sonra öğrenirler• Baştarafı 1. Sayfada bayrak, tek devlet" inancıyla Türkiye Cumhuri- yeti'nin sonsuza kadar payıdar kalacağını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı'na da yanıt veren Orge- neral Tolon, "80 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'ni ve onun temel niteliklerini bilmiyorlarsa bun- dan sonra öğrenirler. Türkiye'nin temel niteli- ği, laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir. Bunu 50 senedir dostumuz ve müttefikimiz olanlar bilmiyorsa herhalde bundan sonra öğ- renir" diye konuştu. Orgeneral Tolon, beraberindeki asker eşleri ve köylülerle Cumhu- riyet Yürüyüşü gerçekleştirdi. Ar- dından 1929 yılında Ankara Po- latlı'dakı Cumhuriyet kutlamala- nnı gösteren "Cumhuriyeri biz böyle kazandık" fotoğrafını köy kahvesıne astı. Sohbet sırasında köylülerin ıs- rarla Kıbrıs konusunu sorması üzerine Hurşit Tolon. "Siz nasıl görüyorsunuz" diye sordu. Köy- lülenn "Kıbrıs gitri" yakınmala- n üzerine, Hurşit Tolon görüşleri- ni şöyle açıkladı: "9 bin sayfahk anlaşma metni çok geniş. Türkiye'de hem dev- let makamları hem askeri makamlar metnin in- ce taraflarını inceliyor. Ayrıntüarı halka anla- fılacak, kararı halkın kendisi verecek. Referan- dum Kıbrıs'ta yapılacak. Ama sonuçları Tür- kiye'de değeriendirilecek. Onaylanıp onaylan- nıayacağına yüce Meclis karar verecek." "Ormana mı bakıyoruz, ağaçlara mı bakıyo- ruz" sözleriyle Annan Planı'nınaynntılannınbi- linemediğine dikkat çeken Orgeneral Tolon, "Ağaçlara bakarsak ormanı göremeyiz. Elbet- ABD 'den Türkiyey ye dostluk mesajı WASHINGTON (AA) - ABD Başkanı George W. Bush'un Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Sean McCormack, "Türkiye'nin,ABD'- den daha yakın bir dostu olmadı- ğını" söyledi. McCormack, Washington'daki ABD Dışişleri Bakanlığı'na bağlı yabancı basın merkezinde, gazeteci- lerin sorulannı yanıtladı. Bush'un, haziran ayında îstanbul'da düzenle- necek NATO zirvesine katılımına ilişkin değerlendirmede bulunan Se- an McCormack, ABD Başkanf nın Türkiye'deki yetkililerle görüşmele- rinde Irak, güçlü Türk-Amerikan ilişkileri, ABD-Avrupa ilişkileri gi- bi konulan öncelikli olarak ele ala- cağını kaydetti. McCormack, "Türkiye'nin, AB- D'den daha yakın bir dostu yok. Bi- zim, uzun bir yakın işbirliği tarihi- miz var. Başkân, Türkiye ziyarefi- ni gerçekleştirmeyi ve İstanbul'da- ki NATO zirvesine katılmayı sabır- sızbkla bekliyor" dedi. te soydaşlarımızın bazı kazanımları var. Basın- dan öğreniyoruz. Ancak basın, planın içeriğine, derinliğine ne kadar sahip onu bilmiyoruz. Bir- iki gün içinde 9 bin sayfadan oluşan anlaşma metnini inceleme şansı pek yok. Önce onlar ay- dınlığa kavuşsun. O zaman herkes düşünecek, bu olayda ne kadar kayıp var, ne kazanç var" dedi. Plana göre kademeli olarak Kıbns'ta asker sa- yısının 650'ye düşeceğini ve bunun da 1960'ta Turgut Sunalp'le adaya giden ilk Türk birliğinin sayısı olduğunu dile getiren Tolon. kendisinin de o dö- nemde Kıbns'ta teğmen olarak "gu- rurla" görev yaptığını söyledi. Kıb- ns masasından kazançlı kalkıldığı söylemlerine "aldanılmaması" ge- rektiğini vurgulayan Tolon, şöyle de- vam etti: "Bunlar dışarıdakiler tarafın- dan söyleniyor. Dışarıda birileri Türkiye hakkında 'Aman siz çok kazandınız'diyor. Bunu kim söylü- yor, iyi irdelemek lazım. 'Karşı ta- raf şikâyetçi, Bunlar pek fazla iste- miyor, büyük kayıplan var' sözleri- ne aldanmamak lazım. Meseleyi iyi incelemek lazım." G U N C E L CÜrVEYT ARCAYÜREK H Baştarafı 1. Sayfada kilere kapalıydı. Bu kez partiyi dış dünya ele ge- çirmeye çalışıyor. örneğin -Kemal Derviş gibi- ki- mileri ABD'nin Truva Atı. Bir zamanlardı; CHP'ye yön verme girişimleri, hatta TÜSİAD gibi kuruluş- lann -Amerika doğrultusundaki- kendilerine uy- gun -örneğin kulislerde kulaklara fısıldadıkları- Derviş gibi lider arayışlarını elinin tersiyle geri çe- viren birCHP vardı. Işlertersine döndü. Globalleşen bir dünya, ev- rensellik falan filan. Dış dünyanın iç yaşamımıza nizam vermeye yönelik çabalarını örtmeye, kış- kırtmaya yeterli bir gerekçe sayıldı ve... • • • ...Bülent Ecevit, neyin fesi, kimin işi olduğunu araştırıp sormadan -VVashington yönetiminin bir parçası- Dünya Bankası'nın Başkanı VVolfen- sohn'un önerisi üzerine Kemal Derviş'i ABD'den getirdi, bakan yaptı. Derviş'in yakın geçmişe damgasını vuran birçok kez yazdığımız marifet- lerini yinelemeye gerek yok. Bu kimliğine karşın CHP lideri Baykal, bu zat-ı şerifle büyük oy ka- zanacağını sandı. 2002 seçimlerinden hemen ön- ce allem etti kallem etti, Derviş'i partiye alıp ba- şüstüne taşıdı ve... ...Derviş, geçen yıllar içinde bulunduğu kuru- luşların, partilerin başkanlarına içten ilgi, saygı ve bağlılık gösterdikten sonra o siyasal kuruluşlarla başkanlarının geleceğini nasıl kararttı ise, bugün dostum, arkadaşım dediği Baykal'a da, partiye de aynı siyaseti uyguluyor. Bu adamın CHP'deki görevi geçmiş aylardaki marifetleriyle örtüşüyor. Bu görev; Truva Atı ile gir- diği kurumu, kuruluşu görevlendirildiği kaynağın istekleri doğrultusunda biçimlendirmek veya bi- çimlenmesine önayak olmak! • • • Medya piyasasında tutuluyor, büyük patronla- rm gözde potansiyel genel başkan adayı. Senar- yo üretmekte, sosyal demokratlara yol göster- mekte, program hazırlamakta fevkalade usta. Son görevi CHP'yi sosyal demokrat örtüsü al- tında AKP'ye benzetmek! CNN Türk'teki cuma söyleşisinde bir yandan bu kuşkuyu körüklüyor, öte yandan parti genel baş- kan yardımcılığına getirilen bu insan, CHP'nin te- mel ilkelerine ters düşen siyaset açıklıyor ve... (Bütçe görüşmelerinde parti adına yaptığı ko- nuşmada iktidann izlediği ekonomi politikalan öv- dükten sonra) Derviş'in Kıbns sonjnunda bu kez vurguladığı görüşler şöyle: (1)- Hükümet Kıbns politikasında başanlıdır. (2)- Annan planı onaylan- malıdır. Bu görüşleri konuşmakta özgür bir insana bağ- lamak olanaksız. Derviş, herhangi bir parti üyesi değil. Yönetimin ön sıralarında. Partinin saptadı- ğı politikalan savunmak zorunda. 28 Mart bir ya- na; Derviş, hem yönetici hem de içinde bulundu- ğu yönetime baştan sona muhalif. örneğin, CHP'nin parlamento dışından 2002'de yüzde 10'luk bir oy artışıyla yüzde 19.5'e sıçramasını bi- le "başansızlık" diye niteleyebiliyor ve... Son olarak; (1)- Kurultayda ittifakla kabul edi- len "Sorunlar ve Çözümler" bildirgesinde sapta- nan Kıbns politikalanna, (2)- Genel başkanın her vesile ile açıkladığj Kıbrıs'la ilgili politikalara, (3)- Parti adına Onur Oymen'in Meclis'te ve dışında- ki kabul edilmesi olanaksız diye nitelediği Annan planıyla ilgili açıklamalara tamamen ters düşen, hatta ısraria bu politikalan yadsıyan, Kıbns poli- tikasında hükümeti öven, Annan planının onay- lanmasını isteyen birtavırtakınıyorve... Aynı gün Başkan Ömer Sabancı ile; "CHP'nin oy kaybı, gerek siyasete yaklaşım gerekse Türki- ye'nin sorunlanna önerilen çözümler konusunda, bu kesimde bir özeleştiri ve yeniden vapılanma- nın zorunlu olduğunu" söyleyen TÜSİAD ile aynı paralelde buluşan Derviş'in iç muhalefeti tetikle- yen, partiyi böiünmeye sürükleyen içerikteki çı- kışlarına genel merkez; -örneğin parti politikala- nna aykın hareketleri nedeniyle- haysiyet divanı- na vererek ya da söylediklerinin partiyi bağlama- dığını ifadeeden birbildiriyleyanıtlayamıyorve... Kendi düşen ağlamaz bir yolda ilerliyor! Diyanet İşleri 'laikliği' unuttu ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - ABD'nin "Büyük Ortadoğu Projesi" çerçevesinde Ortadoğu coğrafvasına yer- leştırmeye çalıştığı ılımlı İslam anlayışı- na Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'ndan destek geldı. Genel- kurmay Ikinci Başkanı Orgeneral Dker Başbug'un "Hem ılımlı İslam devleti hem laiklik olmaz" diye karşı çıktığı projeye sıcak bakan Bardakoglu. Anado- lu Ajansı'na verdiği 3 sayfalık demecin- de, Dıyanet'in ılımlı tslamı teşvik ettiğini vurgularken laikliği es geçtı. Bardakoglu, Türkiye'deki îslamın radikal ve kökten- dinci boyut taşunamasının nedenlerinden birinin 80 yıllık demokrasıden kaynak- landığını söylemekle yetindi. ABD Dışiş- leri Bakanı Colin Powell'ın demokratik ve laık bir devlet olan Türkiye'yi "İslam Cumhuriyeti" olarak göstermeye çalış- ması ile alevlenen ılımlı İslam modeli tartışması sürüyor. Davet edildiği ABD'nin Utah Üniversitesi'nde 21-22 Şubat'ta ılımlı İslam üzerine konferans veren Bardakoglu, dün Anadolu Ajan- sı'na verdiği 3 sayfalık demecinde de benzer görüşlerini sürdürdü. ABD"nin üst düzey yetkılilennin ılımlı İslam baş- lıklı bildirisini çok beğendiği Bardakog- lu. laikliğe hiç vurgu yapmadığı konuş- masmda. çağdaş Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun kalıntılan üzerine in- şa edildiğini, imparatorluk mirasını dev- raldığını kaydetti. Bardakoglu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruculannm bu re- formlan kabul ettiğini ve Türk toplumun- da çağdaşlaşma sürecini gerçekleştırme- ye çalıştıklannı anlattı. Bardakoglu, Tür- kiye'de nüfusun çoğunluğunun Müslü- man olmasına karşın tslamın bu toplum- da monolitik bir din olmadığını. tslamın algılanması ve uygulanması, mistik ve folklorik islam anlayışından muhafaza- kâr ve daha ılımlı İslam anlayışına kadar bir dizi çeşitlilik gösterdiğini kaydetti. AKP'li il başkanının cenazesi Kahramanmaraş'ta önceki gün mey- dana gelen trafik kazasında yaşamını yitiren AKP İl Başkan Yardımcısı Mu- rat Demir'in cenaze namazını Nakşi- bendi tarikatına bağlı Ei Seyit Hulusi Efendi Vakfı Genel Başkanı Hamidet- tin Ateş kıldırdı. AKP Kahramanma- raş Milletvekili Nevzat Pakdil, Hanefi Mahçiçek, Ali Bulut, Mehmet Yılmaz- can, Fatih Arıkan'ın da hazır bulundu- ğu cenaze törenine yaklaşık 3 bin kişi katıldı. (SERMET ÇUHADAR) Marmara Grubu Türkiye'yi anlatacak Haber Merkezi - Marmara Grubu Vakfı, Brüksel'deki ünlü Egmont Sarayı'nda Belçika aydmlanyla Türk aydmlannı buluşturacak. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoglu ve 45 aydının bulunduğu topluluk, Belçikalı aydmlara İslam düşüncesiyle Türkiye modelini anlatacak. Eg- mont Sarayı'nda 8 Nisan'da gerçekleştirilecek konferansa Belçika'dan aydınların yanı sıra 2 de bakan katılacak. Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver, girişimlerinin, "Türkiye'nin AB'ye girme kararbİığının ifa- desi" olduğunu belirtti. Suver, "Avrupa'nın ge- cikmiş kararı arifesinde ve Türkiye'nin hak- kı olarak yer almak istediği Avrupa Birli- ği'nde sivil toplum olarak giriştiğimiz bu ha- reketimiz, gerçekte hükümetimizin Avrupa Birliği kararhhğına güzel bir destekten baş- ka bir şey degildir" dedi. Konferansa, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Mehmet Dülger, Onur Öymen, Ya- şar Yakış konuşmacı olarak katılacak. Konfe- ransın moderatörlüğünü ise gazeteci Güneri Civaoğlu yapacak. GUNDEM MUSTAFA BALBAY 6 Amaç AKP'yi cesaretlendirmek' Türkiye Gazetecıler Cemıyetı'nın yayınladığı gOnlük Bizim Gazete Ülke sorunlanna ılışkın raporianyla, araşlırmalarıyla, köşe yazılarıyla. tarafsız haberlenyle sıvıl toplumların gazetesı. Düzenlı okumak ıçin abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 IŞIK KANSU ANKARA - İstanbul Üniversite- si Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Ya- şar Hacısalihoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Türkiye'yi "İslam cumhuriyeti" olarak ta- nımlamasının bir "gaf" değil, ger- çek niyet olduğunu söyledi. Po- well'ın açıklamasmın Kıbns'ta ve- rilen ödünler karşılığında AKP ik- tidannı içeride cesaretlendirmeye yönelik olduğunu kaydeden Hacı- salihoğlu, "Asıl söylemek istedik- leri Türkiye'nin 1923 ile oluşan laik, demokratik cumhuriyet de- ğil, zihinlerindeki gelecekte oluş- turmayı amaçladıkları Büyük Ortadoğu Projesi içindeki Türki- ye modelidir" dedi. Hacısalihoğlu, Powell'ın "Tür- kiye'nin İslam cumhuriyeti" ol- duğu yönündeki açıklamasmın bir sürecin ürünü olduğunu belirtti ve şu görüşleri savundu. "Bu süreç ve beklenti, Soğuk Savaş sonrası Türkiye'nin de içinde bulunduğu genişAvrasya coğrafyasında mev- cut haritaları değişfirmeyi ve bu değişiklikle birlikte yeni bir ege- menlik kurmayı amaçlamaktadır. Powell'ın son açıklaması da, bu sürecin siyasal modeli üzerine ya- pılmış bir vurgulamadır. Po- «ell'ın dile getirdikleri, tamamen bir Amerikan siyasal projesi olan 'ılımlı İslam' yaklaşımıyla örtü- şen bir açıklamadır. gerçek niyet- tir, asla bir dil sürçmesi ve gaf ola- maz. Türkiye'yi çok iyi (anıdıkla- rını hepimizin algıladığı Ameri- kan yetkililerinin Türkiye'de na- sıl bir cumhuriyet olduğunu bil- memeleri olanaksızdır. Bu, bir ta- sarımdır. arzuladıklan ve görmek istedikleri Türkiye algılamasıdır, onun dışa vurumudur. Yani kont- rolü kendilerinde olan bir İslami model. Tıpkı Irak'ta düşündük- leri gibi. Laiklik ve demokratik yapının iç içe geçtiği ve giderek daha bağımsız olma yeteneğini gösteren bir cumhuriyet, Ameri- kan çıkarları için tehdit unsuru- dur. Amerika'nın yeni dünya dü- zenî tasarımında böyle bir cum- huriyet algılamasına yer yoktur." Hacısalihoğlu, bundan böyle Av- rasya coğrafyasına yönelik iki te- mel stratejinin çarpışacağına deği- nerek stratejinin ilk ayağının "top- rak bütünlüğünden yana olanlar- ca". diğerinin de "daha parçalı, federatif yapılan özendiren, kü- çük devletçikleri öne çıkaran ve üniter devletleri parçalamayı yeğ- leyenlerce" oluşrurulduğuna dikkat çekti. Hacısalihoğlu, şunlan söyle- di: "İkinci strateji Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nin te- mel dayanağıdır.Aslında bu ikin- ci stratejiyi uygulamak isterken aslında şunu söylemektedirler: 'Dünyayı tek pazar haline getire- ceksek, parçaları küçük olmalı...' Böylelikle ulus devletlerin üniter yapılarının dirençleri kınlmış olacak, küçük federatif yapılarla pazarlık yetenekleri zayıflatıla- cak, daha kolay pa/ar, daha kolay doğal kaynak egemenliği Batı em- pery alizmi tarafından gerçekleş- tirilmiş olacak." Povvell'ın açıkla- masının Kıbns'ta verilen ödünlerin ardından yapılmasının ilgi çekici ol- duğunun altını çizen Doç. Hacısali- hoğlu, "Powell'ın değerlendirme- si, bugünkü iktidarı içeride cesa- retlendiren, onun Batı çıkarları adına daha ileri adımlar attnası- nı kuvTetlendiren bir açıklama- dır" dedi. PoweH'ın sözlerine Işçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek de tepki gösterdi. Pennçek, açıkla- malan. "Kemalist Devrimi yıktık- lannı ilan ettiler" diye değerlen- dirdi. I Baştarafı 1. Sayfada Her yaptığımı doğru ilan etmek, Kuraldan öte, farzdır... Zorlu bir seçimden çıktık, Martın son haftasında, Artık daha büyük oy var, Partinin kasasında... Varsın yeterince aş olmasın, Milletin tasında... Seçim için en büyük kozumuz, Medya birlikleriydi... Meydanlardaki başlıca pozumuz, Insanların fakirlikleriydi. Onlara dedik ki: 'Bakın adaylanmız size ekmek dağıtıyor, Her öğün, Bu, oy verirseniz sürer vermezseniz sürmez. İşi gücü bırakın, bizi övün...' Bereket biri çıkıp, 'ben sizi Ekmek dağıtımına muhtaç etmeyeceğim' Demedi... Arada sertleştim ama, olsun o kadar... Halkı azarlamayı, Elimdekileri pazarlamayı, Seviyorum... Medya önümdeki engelleri temizledi, Ben koştum, Kamuoyu anketleri tavana vururken, Coştum da coştum... En büyük rakibim Meclis ortağım 'o/c'tu, Ondan başka beni zorlayacak yoktu. Bereket orada da okları dıştan çok İçe çevirdiler, Birbirlerine ok atıp, Kendilerini devirdiler. Seçim bitti onların oklaması sürüyor, Bizim derviş de usul usul kök sürüyor. Derviş seçimden sonra çok aktifleşti, Seçimden önce bu kadar çok çalışsa Belki de halimiz leşti. Oylarını arttırması canımı sıktı, Kurtla atın... Oysa seçmene demiştik ki, Bunları artık çöpe atın... Demokrasiye yeni tarifler getireceğiz Baybuş önderliğinde... Artık benim de havam olacak, Tarihin tekerleğinde... Baybuş bana dedi ki: 'Çok büyük olacak senin rolün, Ben sahibi olacağım petrolün, Sen önünde olacaksın protokolün. Sen bölgende modelsin, Milyartarca dolara bedelsin, Sen yeter ki taşeronum ol, Adamlanm tüm rakiplenni delsin...' Baybuş istesin her rolü oynarım, Artık ona endeksli namusum arım. Başarılarımı anlatmaya, Sütunlar yetmez, Tüm anlaşmaları toplasalar, Bir Kıbns etmez... öylesine güzel müzakere ettik ki, Bizim Kofi Annan'la... Rakiplerimiz şaştı kaldı, Anlayabilirsen anla... Dedim, Kofi Bu kadar laf kâfi, Getir şu anlaşmayı, Altına bir imza atalım... Tez zamanda zafer kazandık deyip, Şöyle bir hava atalım... Bana dedi ki Kofi, 'önce oku sonra imzalarsın, Yaverim De Soto da tadına varsın.' ' Olmaz dedim, okuduktan sonra Herkes imzalar... Asıl hüner okumadan anlamaktır, Bu işte zaman isteyen ahmaktır. Ben 9 bin sayfayı okumadan anlanm, Israfı sevmem, kıymetlidir anlanm. Bu kadar dış konu yeter Biraz da içe girelim... Keseceğiz dediğimiz hortumla ilgili, Bazı bilgiler verelim. Halka verdiğimiz sözü tuttuk, Aldık, kaldırdık hortumu, Tutup yönünü değiştirdik. Artık başka yöne 'aAV'acak... Eski hortumcular, Imrenerek bize bakacak... Demokrasiyi kendime göre öreceğim, Iktidarım sonsuz olacak, Belki kıyameti de göreceğim, Elim bastonsuz olacak... Heeeey ölümsüzlüğü arayan Gılgamış, Hazır ol, sana da atacağım bir kamış! ankcum«( cumhuriyet.com.tr AL GÖZÜM SEYREYLE/ıŞiLözGENTüRK Boşluk Karanlıktır • Baştarafı Arka Sayfada Genç olmak adeta potansiyel suçlu ol- mak gibi bir şeydi. Çırak olanı ustası aşa- ğılıyordu, üniversiteye giden her gün okulunun kapısında kimliğini gösterip kendinı ispatlamak zorunda kalıyordu. Hiçbiri polis dayağı atılmayan herhangi bir toplumsal eylem hatırlamıyordu. tç- lerinden birinin hikâyesini yıllardır unu- tamam. Babası bir işçi emeklisiydi. çok yorgun, çok hasta bir adamdı. Maaş kuy- ruğunda kalp krizi geçirmiş ama yanın- da bulunanlar hiçbir şey yapmamış öyle- ce bakmışlardı. Ambulans geç geldiği için baba ölmüştü ve anne ambulansın, hastaneninparasını ödeyebilmek için ko- lundaki iki bileziği satmıştı. O. bunu, top- lumun bu duyarsızlığını içine sindireme- mişti. O gece mahallenin aşağısındaki bi- rahaneye gitmiş ve bira kesmediği için arkadaşlanna "Başka bir şey var mı?" diye sormuştu, o gün bugündür haplan- madan yaşayamaz olmuştu. biliyordu beyni onu usul usul terk ediyordu. Altı ay- lık bir ömrü kalmıştı. Kimi daha farklı bir yaşam sürüyordu ama sorun aymydı. Bir şeylerden incin- me. Ailesi zengin, entelektüel bir kızca- ğız vardı. tki yıldır eroin kullanıyordu ve bu onun kendi tercih ettiği bir yaşam tar- zıydı. Çe\resinde gördüğü ikiv'üzlü haya- tı istemiyordu. Bu hayatta her şey yalan üstüne kurulmuşru. Takım elbiseli, kra- vatlı genel müdürleri sevmiyordu, birbir- lerinden nefret eden, tatil günlerini ço- cuklanyla birlikte süpermarketlerde ge- çiren mutsuz çiftleri de se\miyordu. O kendi klanı içinde mutluydu. Kendini bir yere ait hissediyordu. Bütün bu hikâyelerden sonra şunu an- lamıştım. Hangi kesimden gelirse gelsin genç insan kendini boşlukta hissediyor- du. Hiçbir yere ait olmadığını hissediyor- du. Enerjisinin, başkaldınsının bir öfke seli olarak hıç kimseye değmeden gitti- ğini görüyordu. \'e her zaman her yerde bu boşluk duygusunu dolduracak bir hap, bir iğne bulması mümkündü. Yıllardır bi- linçli bir biçimde uygulanan. genç insa- nı hiçbir şeyi sorgulamadan birer tüketi- ci hayvan haline getirme politikalan iyi- ce mayalanmıştı ve bunun dışında yaşa- mak isteyenler için ne yazık ki. uyuştu- rucu cazip bir kurtancı haline gelmişti. Bir pazar sabahı keyfinizi kaçırdıysam beni bağışlayın, bugünlerde bu apaçık durum benim canımı seçim yenilgisin- den. Annan Planı'ndan ve aşklardan da- ha çok acıtıyor. isilozgenturkra superonline. com _
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle