27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 NİSAN 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA J\_ U J_j J_ U J \ kultur(« cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUIVAYAKIN Yanda kalanfütbolmaçı 7 572'de. Peru'nun Cuzco kentinde bireşe- ğe bindirilmiş adam, boynunda bir ip ol- duğu halde insanlann arasından geçiri- lirken kalabalık bağırmaktadır: "Hepimizi öl- dürsünler!" Kent meydanına kurulu idam sehpasında celladın beklediği mahkûm. ülkesinin özgür- lüğü içın kırk yıldır direndiği Wilcabamba Dağlan'nda yakalanan İnka hanedanından Tupac AmarıTdur... Beyaz adam aşağılamak, halkının gözünde kîiçük düşürmek amacıyla cüce bır eşeğe bin- dirmıştirTupac Amaru'yu... Bu yüzden, yıkıl- mamak için zor direnen zavallı hayvanın iki yanındakı ayaklan yerde sürüklenmekte ve celladın panldayan kılıcına doğru ilerlemek- tedir... Aynı yıl, Michel de Montaigne ünlü 'De- nemeler'ını yazmaya başlar Parıs'te. Kımse- ye hizmet etmek ya da ün kazanmak amacın- da olmayan Montaigne, denemelerini 1592'de son nefesini verene dek sürdürecektir. Yazılannda kansından \e kızlanndan hiç söz etmeyen yazar. yaşamının son yedi yılın- da Montaigne Perigord daki küçük şatosunun kulesine kapanır ve başını bir an olsun kaldır- maz çalışma masasından. Yazılannda 'kendi- ni tanı' ilkesıni aktarmaya çalışan Montaig- ne, kendinı rüya görür halde yakalayabılmek için gece bırdenbire uyandınlmasını ıster. Ona göre kimse kimseyı değil. herkes kendi ken- disinı adam etmelidır. Denemeler'in 3. kitabının 4. bölümünde 'Amerika'nın Bulunuşu' başlıklı yazı yer alır. Yazısına "Dünyamız az önce bir başka dünya buldu" dıyerek başlayan Montaigne, o yıllarda henüz beyaz adam tarafından bilın- meyen kıtalara da gönderme yapar: "Bunun sonuncu kardeş olduğunu kim söyleyebi- lir?" Kendileri karanlığa gömülürken Yeni Dün- ya'nın aydınlığa kavıışacağını söyleyen Fran- sız yazar, çok geçmeden de dışa vurur kaygı- sını: "Çok korkarım, ona dokunmakla çö- küp yıkılışını hızlandırtnış, inançlarımızı, bilimimizi ve sanatlanmızı onlara pek pa- halıya satmış olacağız." İKI dünya arasındaki ayrılık... Montaigne, yerli halkın verdığı karşılıklan, yapılan alışverişlerde yaşananlan göz önün- de tutarak doğaJ kafa aydmlığı ve ka\ rama ba- kımından kendilerinden hiç de aşağı olmadık- lannı saptar. Cuzco ve Meksico kentlerinde- ki altın heykelleri, kuş kanadı ve boyalı pa- muklardan yapılan elişierini örnek göstererek karşılaşılan kültüre olan hayranlığını açıkla- maktan çekinmez. Yiğitlık, sözünün erı ol- mak ve yürek sağlamlığı konulannda da ken- di dünyasının geçmişindeki en ünlü örnekle- rin bile Kızılderililerden geri kalacağmı açık- layan Montaigne, sömürgecileri kahraman i- lan edenlenn yüzünü karartır: "Adamları kandırmak için ne kurnazhklara, ne dala- verelere başvurmuşlar! Sonra bu ulusların haklı şaşkınlığı: Bırdenbire karşılarına sa- kallı birtakım insanlar çıkıveriyor; dilleri, dinleri, biçimleri, davranışları bir başka türlü; insan bulunabileceğini hayal etme- dikleri uzak bir yerden gelmişler; hiç at görmemiş. hatta sırtında insan ya da yük taşıyan hayvan görmemiş kimselerin kar- şısına bilinmedik koca ejderler üstüne bin- miş olarak çıkmışlar; bizimkilerin sırtında göz kamaştıran zırhlar, ellerinde keskin, parıl parıl kılıçlar; onlarsa bir aynanın ya da bıçağın mucizeli parıltısına karşılık avuç dolusu altın ve inci vermeye can atıyorlar. Bizim çeliğimizi bilmek için ne yeterince bilgileri var, ne gereçleri; toplarımızın, tü- feklerimizin çıkardığı yıldmnıları, gök gü- rültülerini de katın bunlara; Roma Inıpa- ratorluğu'nu bile afallatacak olan o güm- bürtüleri. Bunların karşısında çmlçıplak insanlar, yalnızca pamuktan yapabildikle- ri bir parça giysileriyle; bütün silahları da yaylar, taşlar, sopalar ve ağaçtan kalkanlar; sözde dostluğumuza, iyi nivetimize gfive- nip acayip şeyler görme meraklarıyla faka basan insanlar... İki dünya arasındaki bu ayrılığı hesaba kattınız mı, bizim fatihlerin buca zaferi zafer olmaktan çıkıyor." Montaigne, denemelerinde sürekli olarak Licuanus, Vergilius, Persius ve Lucretius gibi eski ozanlann dizelerine yer verir. Ame- rika'nın bulunuşunu ele aldığı yazısında şiire rastlamayız, ama Yeni Dünya'ya eski Yunan- lılar ya da Romalılar adım atsalardı her şeyin 'tatlıhkla' gelişmış olabileceğinin altını çiz- mekten de geri kalmaz. Bu yargıya içinde ya- şadığı dönemin işgalci anlayışı neden olur şüphesiz. Eski uygarlıklan daha banşçıl ve daha insancıl bulur Montaigne. Bu düşünce- sinde, Kızılderililerin katledilişine tanık ol- masının payı da büyüktür: "Bunca şehir di- binden yıkılıyor, bunca ulusun kökü kuru- tuluyor, milyonlarca insan kılıçtan geçirili- yor, dünyanın en zengin, en güzel ülkesinin altı üstüne getiriliyor, niçin? fnciler, biber- ler alıp satacağız diye. Aşağılık makine za- ferleri bunlar! Hiçbir zaman kazanç tut- kusu, hiçbir zaman haksız sömürü insan- ları böylesine korkunç bir kinle birbirine düşürmemiş, bu kadar yürekler acısı kı- yımlara yol açmamıştır." Denemenin sonunda, Tann'nın yeryüzün- deki temsilcisi olan Papa'nın tüm kıtayı Kas- tilya Krah'na bağladığı ve altınlan istediğı sözüne yerlilerin verdiği yanıtı okuruz: "Ba- nşsever diyorsunuz, ama görünüşünüz hiç de öyle değil. Kralınıza gelince, isteyen du- rumunda olması muhtaç ve yoksul olduğu- nu gösteriyor; ona bu toprakJarı veren ise savaş seven bir adam olacak, çünkü kendi- sinin olmayan bir yeri başkasına vermekle, onu, verdiği yerin eski sahipleriyle cenkleş- meye sürüyor." 'Çocuk dünya'nın Insanları Montaigne'in yerli halkın özgürlükleri için direnmekten vazgeçmeyeceklerini ve gerekir- se bu 'çocuk dünya'nın ınsanlannın hiç de ço- cuksu konuşmadığını belirterek son noktası- nı koyduğu denemesinden yıllar sonra, 1882'de sömürüye karşı direnen bir örgüt ku- rulur Peru'da. Örgüt, Montaigne'ın deneme- lerini yazmaya başladığı yıl öldürülen dire- nişçiden, Tupac Amaru'dan alır adını. Tupac Amaru Devrimci Hareketi'nden bir grup yerli, 17 Aralık 1996'da, Peru'nun başkenti Lima'da bulunan Japon elçiliğine baskın yaparak venlmekte olan davete katılan 500 insanı rehin alır. Kısa bır süre sonra da ön- ce kadınlar olmak üzere davetlilerden çoğunu serbest bırakırlar. 22 Nisan günü binaya saldıran askerler 72 rehineyi dışarı çıkarmayı başanrlar. Peru Dev- let Başkanı Fujimori'nin bızzat yönettığı ope- rasyonda 'çocuk dünya'nın 14 temsilcısinin hepsi de öldürülür... Her bıri kendine 'Tupac Amaru' diyen ey- lemciler 16-17 yaşlanndaydı ve operasyon dü- zenlendiğinde büyük salonda futbol maçı ya- pıyorlardı!.. Form ve renk ustası Ferruh Başağa'nın sergisi Ankara Galeri Nev'de. Düşüncenin resminiyapıyor Kültür Servisi - Türkiye'deki soyut resmın öncü ressamlanndan Ferruh Başağa'nın son dönem yapıtlanndan oluşan sergisi 7 Nisan'a kadar Ankara Galeri Nev'de sergileniyor. Bır form ve renk ustası olan Başağa'nın geometrik formlan kullanarak oluşturduğu soyut kompozisyonlan bu sergide büyük boyutlu yapıtlar olarak karşımıza çıkıyor. 1945'te açtığı ilk sergisinden bu yana, neredeyse 60 yıldır soyut resim anlayışmı yansıtan yapıtlar üreten sanatçı, görünenin değil düşüncenin resmıni yaptığı çalışmalannda doğanın matematiğini tuvale geçirmeyi sürdürüyor. Neredeyse bir yüzyıla yaklaşan yaşamı ve sanatının izlerini taşıyan yapıtlanyla kararlı ve tutarlı bir sanatçının çizgisinı görmek isteyenlere... (Galeri Nev: 0 312 437 93 90) Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali'nin ilk konseri Gülsin ve Erkin Onay'dan Sanatla iç içe bir lıaftaKültür Servisi - Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Af- yonkarahisar Klasik Müzik Festivali yann başlıyor. 11 Nisan'a kadar sürecek festi- valin yönetmenliğini Hüse- yin Karakadem üstleniyor. Bu yıl Afyonlu işadamlan- nın desteğiyle düzenlenen festivalin açılış konserini Gülsin Onay (piyano) ile oğ- lu Erkin Onay ('keman) ger- çekleştirecek. Sanatseverle- re söyleşilerden dia gösterisi- ne, atölye çahşmalarından klasik müzik konserlerine kadar sanatm değişik dalla- nyla iç içe bir hafta geçirte- cek olan festivalde Burak Beşir (flüt), Ayşin Kiremit- çi (obua), Müge Hendekli (piyano), Murat Akkın Qu- artet, Lara Shevinsky (pi- yano), Engin Gürkey (vur- malı çalgılar). Volkan Yıl- maz (ney), Alper Maral (flüt), Gary Berlind (viyo- lada gamba), Aydın Yavaş (akordiyon beşlisi), Özgür Tuncer, Hüsrev İsfendiya- roğlu, Kürşad Terci-Kağan Korad Klasik Gitar tkilisi, Burçin Büke konser vere- cekler. Konserlerin başlama saati 20.00. Şef Hakan Kalkan yöne- timindeki Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası'nın kon- seriyle sona erecek olan fes- tıval kapsamında yapılacak atölye çalışmalanna ve söy- leşilere tiyatro sanatçılan Cüneyt Türel, Tilbe Saran; Prof. Hüsamettin Koçan. yazar Perihan Mağden, şair Egemen Berköz, yazar tnci Aral, sınema yönetmenı - ya- zar Işıl Özgentürk, tiyatro sanatçısı Gülsen Tuncer, fo- toğraf sanatçısı Oral Gö- nenç, yönetmen Engin Ay- ça, fotoğraf sanatçısı Oktay Çolak. tiyatro sanatçısı Mehmet Ali Alabora, mü- zisyen Emir Gamsızoğlu, öğretım üyeleri Alper Ma- ral ve Gary Berlind, ressam Yavuz Tanyeli, sanat eleştir- meni Serhan Ada, ressam Bedia Dipşo, şair Hakan Savlı. fotoğraf sanatçısı Coş- kun Aral, karikatürist Tan Oral katılacak. Gülsin Onay (piyano) ile oğlu Erkin Onay (keman) açılış konserinde Mo- zart, Debussy, Saygun, Brahms ve Fa- zıl Say'ın yapıtlarını seslendirecekler. 6. ODTÜ Sanat Festivali'nden elde edilecek gelir burs fonuna aktarılacak Öğrencilere destek Yıldız Kenter festivale 'Oscar ve Pembeli Meleği' adlı oyunuyla konuk olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Orta Doğu Teknik Cniversitesi'nin (ODTÜ) düzenlediğı 6. ODTÜ Sanat Festivali 5-26 Nisan tarihleri arasında yapılacak. Ünlü konuklan arasında, Yıldız Ken- ter, Orhan Pamuk \e heykeltıraş Mehmet Aksoy'un da bulunduğu fes- tival, ekonomik sorunlanyla eğitimle- rini sürdürmekte zorluk çeken öğrenci- ler için ek kaynak yaratmayı da hedef- liyor. Bu bağlamda festival bo>Tinca el- de edilecek gelirler burs fonuna aktan- lacak. Tiyatro, konser, söyleşi ve panellerin yaru sıra festivalin temel etkinliği olan plastik sanatlar sergisi, Ankara'da dü- zenlenen karma sergilerin en kapsam- lısı olarak nitelenıyor. Yaklaşık 70 sa- natçının dört yüzü aşkın yapıtının bu- lunduğu sergide; plastik sanatlann fark- lı alanlannda Süleyman Saim Tekcan, Mehmet Aksoy, Altan Özdemir, Tu- ran Erol ve Hamiye Çolakoğlu'nun da çalışmalan yer alıyor. Istanbul Devlet Tiyarrosu, Uğur Po- lat'ın başrolünü üstlendiği ve 6. Afife Jale Tiyatro Ödülleri En Iyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandığı 'Ben Ru- hi Bey Nasılım?' adlı oyunuyla prog- ramda. Festival'de Yıldız Kenter, 'Oscar ve Pembeli Meleği' adlı tek kişilik oyu- nuyla 10 yaşındaki lösemili bir hasta çocuğun pembeli Mummy siyle yaşadı- ğı dostluğun öyküsünü sunacak. Festival kapsamında akşam saatlerin- de yapılacak olan konserlerin konuğu Tuluyhan Uğurlu. Ahmet Kanneci, tstanbul Avrupa Sesleri ve Hava KuvTetleri Caz Orkestrası da konser- leriyle başkentlilerle buluşacak. ESINTILER ZEYNEP ORAL Seçim Sonuçları ve Kadınlar... Seçim sonrasındaağaçlarda, kaldınmlarda, du- varlarda yarı yırtık afişler hâlâ gülüp duruyor, ipe dizilmiş plastik bayraklar rüzgârda uçuşuyordu. Bu görüntü kirlıliğinde kendime yol açmaya çalı- şırken bir başka pislik önümde dikilip duruyordu. Bu pislik, seçim sonuçlarının ortaya koyduğu, ül- kemde kadına reva görülen yerle ilgiliydı. Ben bu zihniyete "pislik" diyorum. KA-DER daha kibarca söylemiş: "Yerel seçimlerin sonuçlan kadın temsiloranı ba- kımından ülkemize saplanan bir hançer olmuştur. 3234 belediye başkanının yalnızca 15'ikadındır. Ve 2004 yılında yerel yönetimlerde kadınlann temsil oranı yüzde birden binde 4.6'ya gerilemiştir. 'ön- cü', 'model' olacağımız iddia edilen Ortadoğu ül- kelerinde bile bu ortalama binde 8'dir." Bu oran belediye meclislerinde Ürdün'de yüzde 18.8; Tunus'ta yüzde 20.5; Hındistan'dayüzde 38, Pakıstan'da yüzde 25.2'dır... Hani o hedef behrledığımız, uğruna uyum yasa- ları çıkardığımız, bütünleşmeye, parçası olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği var ya, Türkiye'deki bu binde 4'lük oranla asla ve asla o topluluğa değil girmek. yanına bile yaklaşamayız. Avrupa'da ka- dınların yerel düzeyde temsil oranı, Isveç'te yüz- de 41, Finlandiya'da yüzde 30, Danimarka'da yüz- de 28; Almanya ve Hollanda'da yüzde 23, Ital- ya'da yüzde 22, Belçika'da yüzde 20. Bizde bin- de 4.6! Örgüt engeli Bütün bu süreçte, ben, kadın adaylardan en çok önlerındekı parti ıçı ilişkiierdekı, parti içi örgütlen- melerdekı engellemelerı dinledim. Erkek egemen zihniyet, parti içinde kadınlann ılerlemesine izin vermiyor. Sıyaset ve sıyası partiler hâlâ "erkek işi" diye benimsendiği gibı genelgeçer, değişmez doğ- ru olarak kabul edilıyor. Bu çarpıklığı gidermenin tek yolu cinsıyet kotasını koymaktır. "Başbakan, seçim gecesi televizyonlarda, bir yandan kadın adaylann örgüt engeline takıldıklan- nı belirtti, diğer yandan ise cinsiyet kotasına karşı çıktı, bunun kadınlara saygısızlık olduğunu ilerisür- dü"diyor KA-DER, 28 Mart'la ılgıli açıklamasında. Başbakan yanılıyor. Kota kadınlara saygısızlık değıldır. Bugüne dek kadınlann temsil sorununu aşabilmiş tüm ülkeler, bu ışı kotayla gerçekleştir- miştır. Başka türlüsü olmadı, olamıyor. Yine KA-DER'in açıklamasından okuyorum: "Ni- tekim bu yerel seçimlerde 'örgüt engeli'n/n var ol- madığı muhtarlıklar içın, kadın aday sayısında yüz- de 200'lük bir patlama yaşanmıştır. Muhtar adayı olan kadınlar, yüzde 30 ile 45 arasında oyalarakka- musal alanda var olduklarını ve kabul gördüklerini kanıtlamışlardır." Hak arama Herhalde biliyorsunuz: Türkiye, Birleşmiş Millet- ler CEDAW (Kadınlara Karşı Her Tür Ayrımcılığın önlenmesi) Anlaşması'na imza attı. Bu anlaşma- nın gereklerıni yerine getireceğini taahhüt etti. Belki biliyorsunuz, belki bilmiyorsunuz: Türki- ye'deki 33 sivil toplum kuruluşu bır araya gelip "Eşitlik için anayasa değişikliği" ve "Eşitlik için si- yasi partiler ve seçim yasalan değişikliği" paketle- ri hazırlayıp TBMM'ye sundular. Yasalaşması talep edilen bu paketler, cinsiyet kotasını da içeriyordu. Seçim sonrasında KA-DER Başkanı Bilge Dic- leli'yle konuşuyorum ve CEDAVV'a başvurma ha- zırlığında olduklarını öğreniyorum. Evet, böyle bir hakları vardı ve bu haklarını kullanacaklardı. Hem AKR hem CHP bugüne dek tamam demişler, nice vaatte bulunmuşlar ama bu konuda hiç ama hiç- bir şey yapmamışlardı. Bence de ulusal çapta sözlerı tutmamak, ulus- lararası çapta altına ımza attığın anlaşmaya uyma- mak, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirme- mek kendi içinde başlıbaşına bır ayıp, Türkiye'yi, utanç verici bir duruma düşürmek demektir. Teşekkür Bu arada, seçimlerde kazanmış ya da kazanma- mış tüm kadın adaylara ben teşekkürlerimi ilet- mek istıyorum. özellıkle kadın söyleminı ön plana çıkardıklan için, yarışa çok gerılerden başlayıp çok hızlı koştukları için, akla gelebılecek ve gelmeye- cek engelleri, güçlükleri göğüsleme cesaretini gös- terdikleri içın, erkek adaylardan yüz kat daha az olanaklarla yüz kat daha çok çalıştıkları için... Cesaret deyınce, ANAP'ın Istanbul Belediye Başkan adayı Pınar Türenç'e dikkati çekmek is- tiyorum. Onun benimsediği kimi kavramların, kimi önermelerin, bir süre sonra öteki 6 erkek adayın da söylemlerınde yer almaya başladığına tanık ol- duk. Bu bile bir kazanımdı. Yerel seçimlerde kazanan kadın adaylan kutlar- ken bundan böyle daha çok kadının siyasete gir- mesine yol açacaklarını ummak istiyorum ve mü- cadeleye devam diyorum. zeynepa zeyneporal.com Faks:0212 257 16 50 Bilgi'de Yeni Müzik Günleri' • Kültür Servisi - îstanbul Bılgi Üniversitesi 5 - 8 Nisan tanhleri arasında 'Yeni Müzik Günleri' festivali düzenlıyor. Kuştepe Kampusu'nda gerçekleşecek festival kapsamında salı günü saat 18.30 ve perşembe günü saat 17.30'da Brooklyn College Percussion Ensemble müzikseverlerle buluşacak. Çarşamba günü saat 18.30'da ise George Brunner yönetiminde elektroakustik müzik konseri izlenebilecek. Konserler Büyük Salon'da gerçekJeşecek. Festival süresince aynca Brian Willson ile Lisa Delfini, 'Ses Tekniği konusunda atölye çalışmalan düzenleyecek. George Skip Brunner da Elektroakustik Müzik konusunda katılımcılara bir konferans verecek. Tüm gösteriler ücretsız. (0 212 21622 22) BUGÜIV • YAPI KREDİ KÜLTÜR MERKEZİ'nde 16.00'da Yurdanur Salman'ın yöneteceği 'Çe\iri Semineri: Yazın Metinleri (II. Grup)' konulu kitap-hk atölyesi. (0 212 252 47 00) • ÎFSAK'ta 14.00're 'Tango'. 17.00ye 'Cazcı Kardeşler' filmlerinin gösterimi. (0 212 252 42 01)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle