19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
A NİSAN 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 S «00 CHP'de muhatifler üç grupmuş. Bir de gnıplaşmaya karşt çıkan grup çikar. eder dört! Bektronik posta: denizsomecumhunyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Annan, Kıbns'ta evet garantili referandum istiyormuş... "Kenan Evren'e danıssın!" HazırlıkBursa Atatürk Lisesi'nde Milli Güvenlik dersi veren emekli subay Doğan Kapkıner, 1 Nisan'da sınıfta yaşadıklarını anlatıyor: "Milli Güvenlik derslerinde öğretmen sınıfa girerken 'dikkat' diye sınrf ikaz edilir. Sınrf başkanı 'dikkat' dedi ve sınıfa girdim. 'lyi günler çocuklar...' derken gördüğüm manzara karşısında şaşırdım. Sınıfta erkek öğrenciler takkeli, kızlar ise başları örtüiüydü. Önce 1 Nisan şakası sandım. Sonra sınrf başkanı yanıma geldi; elindeki eşarpla o da başını örttü ve 'Öğretmenim, ben arkadaşlarım adına konuşuyorum; bizler gelecek günler için hazırtığımızı yapıyoruz' dedi. Çocuklarımızın oynadığı bu trajikomedi karşısında duygulandım. Kendilerine bunun hesabını sandığa gitmektense piknik yapmayı tercih eden anne babalarına sormalannı ve bir dahaki seçimlerde kendilerinin de oy kullanacağını, hangi partiye veriıierse versinler ancak mutlaka oyiannı kullanmalarını önerdim. Ben onlarla iftihar ediyorum." ülü sevenin dikenıne katlanması gibi seçim yenilgisinin ardından "başarıh" olduğunu açıklayan siyasetçi de eleştiriye katlanma- sını bilecek. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve yakın çevresindekilerin bu konuda olduk- ça deneyimli olduklan anlaşılıyor; eleştirileri alıp kol- tuklarında oturmaya devam ediyorlar. Tabii bütün bunlar ilk eleştiri "istifa et" diye başladığı için oluyor. Ahmet Duman ise eleştirilerine "Baykal istifa etme- melidir" diye başlıyor: "CHP Genel Başkanı, yetkilerinden birini kullana- rak kurultayı toplantıya çağırmalıdır. CHP'nin başa- nsız olduğu illerdeki tüm örgüt yöneticileri de istifa et- memelidir. Onlar da tüzükte yeri olan danışma kurul- larını toplayarak il milletvekilleriyle birlikte hesap ver- melidir. Bu hesap verme lafı ülkemizde ağır kaçıyor. Bu bir saygısızlık değildir, hesap vermeye sadece suçlular çağrılmaz. Bazen aklanamaya gereksinimi olanlar da hesap Cesaret vermelidir... Bazı yayın gruplarının alay eder gibi ge- ne kurultay isteniyor diye küçümser tavnndan etki- lenmeye gerek yok. CHP geleneğinde kurultay kor- kulacak biryer değil; bazı korkulardan ülkeyi ve par- tiyi kurtarma yeridir. CHP Genel Başkanı toplayacağı kurultayda; 1 - Ye- ni kuşak partililerin hiç bilmediği bizim gibi eskilerin ise unuttuğu bir kurumu, ön seçim kurumunu neden işletmediğini, 2- Merkez ataması denen uygulama- nın genel merkezde, kifayetsiz muhteris bir klan oluş- turduğunun farkında olup olmadığını, 3- Merkez ata- ması sırasında kendisinin ve diğer parti organlannın bu klan tarafından nasıl koşullandınlıp kandırıldığını, 4- Başka partilerden seçilen veya çeşitli dönemler- de CHP'den istifa edip, aday olarak atanma sözü alınca sonradan katılanların ısraria neden aday ola- rak gösterildiğini, 5- Bu insanlarm, seçilenlerinin de seçilmeyenlerinin de seçim sonrası yaptıkları konuş- malarda veya gösterdikleri tavırlarda partiyi küçüm- seme hakkını nerden aldıklannı, 6- Başansız örgüt yö- neticilerinin başansızlığın nedenleriyle ilgili sorgula- malannın yapılıp yapılmayacağını, 7- Atamalar önce- si partinin en dinamik kadrolannın aylarca genel mer- kez koridorlarını doldurarak seçilecekleri veya çalı- şacaklan bölgeleri boş bırakarak bu gücün heba edil- mesinin sorumlusu olan genel merkez yöneticileriy- le Genel Başkanın ve CHP'nin daha ne kadar çalışa- cağını ve bu takımın tasfiyesi için gerekli çıta yüksek- liğinin yüzde kaç olduğunu söylemesi gerekir. Belki bunlara kendisinin de yapacağı eklemeler olacaktır. Evet CHP Genel Başkanı bu cesareti ve öz- veriyi gösterebilmelidir. Bu cesaret ve özveri, oturdu- ğu koltuğun geçmişteki sahiplerinde örnek alacağı kadar çoktur" SESSÎZ SEDASIZ (!) Geniş tabanlı eğitimde başarıh olmak Kısa bir öyküyü, Osho'nun Sezgi kitabından bir alıntıyı Ayşegül Tokatlı aktanyor: "Ormandaki hayvanlar bir araya gelip okul açmaya kararverir. Birtavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve bir yılan balığı yönetim kurulunu oluşturur. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını ister. Kuş uçmanın, balık yüzmenin, sincap ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyler. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaparlar ve bütün hayvanların bu dersleri görmesıni isterler... Tavşan koşu dersinden pekiyi alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için çok ciddi bir sorun olur. Sürekli kafa üstü düşer. Bir süre sonra beyni hasar görür ve eskisi gibi koşamamaya da başlar. Koşuda pekiyi almak yerine, orta alır. Ve tabii ki ağaca tırmanmadaki notu ise hep zayıfta kalır. Kuş, uçmada çok başanlıdır ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarıh olamaz, zayıf alır. Bu derste sürekli gagasını ve kanatlannı kırar ve bir süre pek lyi olan uçma notu ortaya düşer; ağaca tırmanmada ise hep zorianır. Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılan balığı olur. Ancak eğitimciler çok mutludur, çünkü herkes bütün dersleri görmektedir ve buna 'geniş tabanlı eğitim sistemi' derier." Yüksek Yerilim Hatta Hayattan artık hiç keyif almıyor: Keyfınin kahyası da onu terk etti! ©rdincutku ' yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Kız Kulesi'ne Özgürlük... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakÇa turk.net tstanbul da olup da Kız Ku- lesi'nin tanıklığında birbirleri- ne duygulannı açıklamayan kaç sevgili vardır? Karşısında durmasalar bile, onun, orada, denizin orta ye- rinde ve Boğaziçi'nden Mar- mara'ya dek kentın sanki her tarafında yer aldığı, hatta Ha- liç'e de göz ucuyla baktığı bir küçük kayalığın üzerindeki o "erişilmez" olan. ama her an "hissedilebileıT varhğını bil- melen bıle, yüreklerindeki sev- dalan paylaşmalanna yeter... KJZ Kulesi bu nedenle yine tüm çağlarda sanatçılann, şaır- lenn, ressamlann esin kaynağı oldu. Derken.. yakın yıllarda da a Şür Cumhuriyeti'' ılan edildı ve Tanıtma Bakanlığı'nı ise Sunay Akınüstlendi... Ne var kı tüm bunlar 1999 "da tarihe gömüldü. Çünkü tuttu- lar. bu eşsiz dokunulmazımızı "900 m2 inşaat alanı" ifadesıy- le kiraya verdıler. thaleyi ka- zananlar Kız Kulesi'ni artık "gönüUerdeki sırdaşımız" ol- maktan çıkartan lüks bir kafe- zmo" haline getiren proje ve kararlann yargı tarafından ip- tali, acaba ne anlama gelıyor? Demek kı "hukukun" bile duygusu var, sevgisi ve hatta hayalleri var; ama "900 m2 in- şaat alanı" diye ihaleye çıkar- tanlardan tutun, şimdiki du- rumuna getırenlerde aynı in- sani erdemlerden söz etmek ne kadar mümkün?.. Cstelik, Mimarlar Oda- sı'nın açtığı davayı, "projeve izinlerin iptalT ile sonuçlan- dıran tstanbul 3. Idare Mah- kemesı'nin 30.10.2003 ve 2003 1215 sayıh karannda, sadece teknik ve yasal ıfade- ler de yer almıyor... Mahkeme karan, adeta bir "edebiyat metni" gıbı huku- kun "toplumsal ruhumı" da yansıtırcasına, bilirkişı rapo- rundaki bakın hangi vurgula- malan anımsatıyor: "Kız Kulesi'nin, kentlinin ortaklaşa beUeğinde hakkın- da efsaneler üretilen, estetik, zarif ve hoş duygular uyandı- ran bevaz bovalı deniz feneri ÇÎZGİLÎK Kİ\tİL MASARACI kamilmasaraci >ı mynet.com Ona sadece bakıbrdı; tanıkhğı yeterdi™ teryaya dönüştürdüler. Hani şu "görmemiş" denilen ve Kız Kulesi'nin \arhğıyla yetinme- yip ılle de "içine ederek" ora- da eğlenmeyi sözüm ona "kent kültürü" sanan kesimlenn, ke- senın ağzını açarak "şımank- ça" yararlandıkJan. sıradan bir lokantayaratıldı... Işte buna karşı çıkan Mimar- lar Odası adına dönemin Tu- nzm Bakanı'yla görüştüğüm- de: "İhaleye siz girerseniz, ön- celik veririz..." dediğıni hiç unutamam... Amacımızın bu olmadığını, Kız Kulesi'nin para kazandı- ran değil. "sevgi kazandıran" bir miras olarak kalması gerek- tiğini anlatamadığım için de aynı konuşmayı; "Size bu ko- nuyu belki eşiniz açıklayabi- Mr™" diye bitırmedığıme o gün bugün hayıflanınm... Hukukun da 'nıhıT var Şimdi, Kız Kulesi'ni, üste- hk onca paralar da harcanarak sonunda tüm gızemınden ve kımlığınden kopartıp bir "ga- olarak yer etnıiş, İstanbuTu simgeleyen bir yapı olduğu (_.) onanm sonucundaise bu ima- jı, dönüşüme uğra\ arak sur ve kale parçası niteliğine bürün- düğü^." Kadir Topbaş'tan dileğim Bakalım şimdı böylesi bir yargı karannı, büyükşehir be- lediye başkanlığma "mimar" kimliğiyle de seçilen Kadir Topbaş ne zaman uygulaya- cak... Eminim ki meslektaşımın da Kız Kulesi'nin tanıklığın- daki anıları vardır ve emi- nim ki bundan ötürü hem da- vacı Mimarlar Odası'na, hem de mahkemeye en derin şükran duygulannı dile geti- recektir. Benim dileğim, Topbaş'ın görevine Kız Kulesi'ni saran. işte o sur ve kale kuşatmasın- dan kurtanp, yeniden martılar gibi "özgür" bırakarak baş- laması... oekinci" cumhuriyet.com.tr HARBİ SEMİH POROY semihporoy<7ı yahoo.com HAYAT EPİK ThATROSU MLSTAFA BL SISUK (pardon SAStlK 2003 KİTABl"' ...sorduğu conok sorularla amirlerine kul Köle olmak. bir ruhsal sağhk göstergesi mi yoni ? ..Qİdıgı korarlarla toplumu komplara bolmek, bir ruhsal sağlık göstergesi mı yani ? ınsanlann ideolojik takıntıları olabilir bunu hastahk diye tarif etmek dogru olmaz. / insanlarm issiz kalma korkuları olabilir ( bunu yalamalık diye tarif etmek doğru olmaz. TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 4 IS'isan imvw.niumtaz-arikan.com ZÛLFİKARALİBUTTO'AIUN/DAML. \ 1973'DA BUGÛN, EStO PAKİSTAN MI ZÜLFıttAg ALİ BüTTO, A&ILA£AK EDlLDİf 1977'O£, B/& ASzeei DAeSE İLE &EAJ£L KueMAy SAÇZAM BENEeAL ZİYA ÜL HAK,ANAYASAYI IP7AL E/M/Ş, MB£E- PEN 9D &ÜM £OUJ?A DA ££Ç/ML£g/W YENILENECSSİMİ SÖYLEMİÇTİ. ZULFİKAR ALİ gUTTD'MJU YAŞAMIA//N DA GABANri ALTINA ALÛISIMI AÇ»<J-AMA£I*1A KAR- ÇlM, KISA SLJ/SE &ONEA, KUŞKU UYAAJ- DIRAN POLİTİZ B/£ C/A/AYEr SUÇlAMA- Sl İLE MAHKEMEYE BÖNDERİLJEN ESICİ BAŞSAKAAJ ÖLÜM CS2AS/NA RILMIÇTI. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Sosyal Demokrat Muhalelet 28 Mart yerel seçimlerınin Cumhuriyet Halk Par- tisi Genel Başkanı Deniz Baykal ın "başanlı", par- tililerin ise "başansız" bulduklan sonuçlan sosyal demokratları harekete geçirdi. Partili, partisiz sos- yal demokratlar ülkenin çeşitli yerlerinde bir ara- ya gelerek seçim sonuçlannı tartışıyorlar. Her se- çim sonrasında benzerlerine tanık olduğumuz bu tartışmalarda başansızlığın nedenleri araştınlırken yine bir "suçlu" aranıyor ve her zamanki gibi bu- lunuyor. "Suçlu" geçen seçimlerde olduğu gibi bu kez de aynı: Deniz Baykal. Cumhuriyet Halk Partisi çeşitli ilginçlikleri ya- nında bu yanıyla da ilginç bir parti. Her seçim son- rasında "rahatsız üyeler" hep aynı yöntemlerie ay- nı konulan tartışıyorlar ve her defasında da "suç- lu" olarak Deniz Baykal'ı gösteriyorlar. Fakat par- tide de, partinin yönetiminde de, izlenen politika- larda da hiçbir şey değişmiyor. • • • Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde çok değerii aydınlar, çok değerii kişilikler var, fakat onların dü- şünceleri partinin yönetimine ve politikalanna yan- sımıyor. Hemen hiçbiri önüne bir kâğıt, eline de bir kalem alıp genel ve yerel seçimlerde hep başan- sızlıklarla sonuçlanan politikalara seçenek oluştu- racak düşünceler üretmiyor. Onlar da aynen ge- nel başkanlan gibi "Söz uçar, yazı kalır", "Lafla peynirgemisi yürümez" özdeyişlerini hiç duyma- mışçasına üç sayfalık yazılı bir metin üretecekleri yerde sayfalar dolduracak laflar üretiyoriar. Laflar çoğaldıkça söylenmek istenenler de büs- bütün anlaşılmaz oluyor. Sözgelimi Sayın Onur Öymen de, Sayın Inal Batu da Cumhuriyet Par- tisi'nin milletvekilleri ve ikisi de dışişlerinden geli- yorlar, büyükelçilikgörevlerinde bulunmuşlar. Kıb- rıs konusunda, Avrupa Biriiği konusunda bir öy- men'i, bir de Batu'yu dinliyoruz, kafalarımız kan- şıyor. CHP, Annan Planı'nı destekliyor mu, bilemi- yoruz. Partinin Genel Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'i dinleyenlerde "CHP türban konusunda eski ödünsüz tavrını değiştirmiş" gibi bir izlenim uyanıyor. öyle mi, gerçekten de bir tavır değişik- liği mi var parti yönetiminde? Ya da kimden ala- cağız bu sorunun yanıtını? Milli Güvenlik Kuru- lu'nun sivilleştirilip sivilleştirilmemesi tartışmala- nnda da benzer belirsizlikleri yaşamadık mı? Ne dediği, ne istediği anlaşılmayan bir partiye seçmen neden oy versin? • • • Cumhunyet Halk Partısi'ndekı parti içi muhale- fet Deniz Baykal'ın gitmesini istiyor, fakat partinin başında kimi görmek istediğini açıklamıyor. Hiç kuşkusuz gönüllerinde yatan bir "aslan" vardır. Bi- zim için bu "aslan"ın kim olduğundan çok, elinde partinin yürürlükteki politikalanna seçenek oluştu- racak bir eylem programının olup olmadığı soru- su önem taşıyor. Dünyada CHP'den çok daha kü- çük ve güdük sosyal demokrat partilerde bile ye- ni bir başkanın adaylığı yeni bir eylem programı, yeni bir siyasal strateji zemininde tartışmaya açı- lır. Bir sosyal demokrat parti başkanının kendisi- ne toplumda güven uyandıracak temel yanı genç- liği, yakışıklılığı, ağzının iyi laf yapması değil, siya- sal kişiliğini geniş bir katılımla oluşturulmuş bir programa dayamasıdır. Sosyal demokratlığın tur- nusol kâğıdı, kişinin kendisini özdeşleştirdiği prog- ramdır, o programın içerdiği temel ilkelerdir. Eğer genel başkan karşıtı sosyai demokrat dost- lar böylesi bir hazırlık içinde değillerse, amaçlan salt Sayın Deniz Baykal'ın yerine ille de bir başka- sını geçirmekle sınıriıysa, başarısızlıklannı daha baştan programlamış olacaklardır. Eğerdeğişiklik siyasal/ideolojik bir değişimi, dolayısıyla sosyal demokrat siyasetin önünü açacak yeni bir eylem programını öngörmüyorsa, Sayın Baykal'ın koltu- ğunu tartışmanın hiçbir anlamı yoktur. O zaman böyle bir muhalefete ve muhalefet anlayışına Sa- yın Deniz Baykal bir iki gömlek büyüktür bile. (e-posta: dkavukcuoglu « superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) BULMACA SEDAT YAŞAYA\ SOLDANSAĞA: 1/ Sakarya Ir- mağı üzerin- de kurulu bir baraj. 2/ Ta- nmda kulla- nılan azotlu gübre... îsra- 5 il'debazısağ- 6 cı partilerin oluşturduğu siyasal ko- alisyon. 3/Si- lindir biçimli birtürbaşlık... Yiye- cek ve kimi eşyala- nn konulduğu yer. 47 Tunus'un plaka işa- reti...Parola... Yapı- 4 sına girdiği sözcüğe 5 "yakışır şekilde" anlamı katan bir so- nek. 5/ Hayat arka- 8 daşı... Halk dilinde 9 bulgur pilavına verilen ad. 6/ Büyük savaş davu- lu... Pasta hamuru... Eski Mısır'da güneş tannsı. II Kansızhk... Tavuğun istenilen yere yumurtla- masını sağlamak için kullanılan beyaz taş. 8/ Şi- irde bir uyaktan sonra yinelenen aynı anlamdaki sözcük ve eklere verilen ad... Nazilerin politika- sında üstün ırka verilen ad. 9/Taklit, sahte. Y1JKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Üzerinde yazı da bulunan motifli el sanatı ürün- leri. 2/ Edremit Körfezi kıyısında turistik bir yö- re... Ehemmiyet. 3/Birtürjimnastik ayakkabısı... Üzerinde aslan resmi bulunan eski Osmanlı pa- rası. 4/Uğraş... Tarihöncesine dayananefsane. 5/ Mezopotamya'da kurulmuş eski bir krallık... Has- talıktan kurtulma. 6/"— Basinger": ABD'li akt- ris... Altının simgesi. 7/Orta Anadolu'ya özgübir çobanköpeği... Yer çatlağı. 8/Çin'in para birimi... Bir tür deniz taşımacılığı. 9/ Böbreküstü bezleri- nin salgıladığı etkin madde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle