17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
89'BAT 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIZI Fayyip Erdoğan'ın başkanlığı döneminde, TURİNG'e verilmeyip İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tasarrufu altına ahnan tarihi köşkler ve Çamlıca tesislerinin çevresi kaçak yapüarla dolarken siyasal iüylemde 'tarihi' hep ön planda tutan dinci belediyecilik, uyguİamada kültüreİ mirasa karşı duyarsızlığını çok sayıda örnekle kanıtladı. (Fotoğraflar: CUMHURİYET ARŞIVÎ) Osmanlı'nın, üzerine otopark, Kasımpaşa'ya gökdelen planları, yeşil alana İSKİ tesisleri... Kentinbelleğineimar darbeleri I stanbul'da 10 yılını dolduran dıncı be- ledıyeciliğın, siyasal söylemde "tarihi" hep önde tutmasına rağmen uygulama- da kültüreİ mirasa" karşı da duyarsızol- duğu çok sayıda örnekle açığa çıkn._ Denebıhr kı sıyasette "muhafazakâr" olan- lann, geçmişe aıt inanç öğelen dışında, özellik- le "insan akhnın ve yaraücılığuun mükenınıel- Hgini" kanıtlayan ve bunun "tarihsel birikimle- rini" taşıyan kentsel kültür mirasına karşı ne- den aynı muhafazakârhğı göstermediklennin rıemen tüm yönlenni, Istanbul'dakı bu "İslam- bol" özlemli yönetim dönemı kanıtlamış oldu... Çünkü "kuPun yarattığını korumak, yaşatmak ve geliştirmek, bugünkü ve gelecek kuşaklann da yaratıcı güçlenru beslemek anlamına gelir... Bu ıse ınsanlann "kuüuktan kurtulabilecekleri bir akıl ve bilinç dünyasına" kavuşmalanna da estn kaynağı olacağından, dıncı-muhafazakâr- lann özellıkle yaratıcı yaşamın ürünü olan "a- vil mimariörnekleri koruma" konusunda ıstek- lı ve kararlı olduklan pek göriilmemıştir. Nitekım, "tarihi eser" denıldığı zaman, sade- ce "mabetier" olarak andıklan camıleri önem- ser görünen, yanı sıra "inanç özgürlüğü" ko- nusundaki "hassasjyetin" kanıtlanmasına yö- nelik olarak da kilise, sinagog gibi dığer dınle- re ait kutsal mekânlann "korunmasını" sa\"u- nan bu söylem, aslında bir "beledi> e hizmetini" de tanımlamaktan uzaktı... Çünkü tarihi camıler zaten "Valaflann" mül- kü ve bakımlarından da yasası gereğı bu kuru- luş sorumlu... Diğer dınlerin tapınma mekânla- rını da yıne belediye değıl, bunlara ait "cema- atier" bakıp yaşatıyorlar... Bu gibi, mülkıyeti ve onanm sorumluluğu başka kurumlara ait olan yapılann dışında, mal sahibi doğrudan belediye olan tanhsel mirasa kar- şı bile ne denli "yabancı" biryaklaşım sergilen- diğinın en ünlü örnekleri ise "Boğaziçi konıluk- lanndaki tarihi köşklerin" restorasyon adı al- tında tahrip edilmeîeri, "özgünlüklerinibozan" müdahalelerde bulunulmasıydı... Bogaziçi nde mescltir köşkler Sözen döneminin son zamanlannda, TU- RÎNG'in süresi dolan kiracıhğırun "yenilenme- mesi" sayesinde Erdoğan dönemine "belediye- nin tasarrufiında" giren bu köşkler Hıdıv Kas- n, Malta Köşkü, Çadır Köşkü, Pembe, San ve Beyaz Köşk'ler, Çamlıca Tesisleri gibi her biri hem tarihi SlT alanlannda bulunan, hemde 1. Derece Eski Eser olan, çok özgün kültür varlık- lanydı... Bu eserlerde, Koruma Kurulu onayı bu- lunmayan ve tarihi mırasın mimari kimlığı ıle özgün dekorasyonuna aykın "kaçak" uygula- malaryapıldı... Bunlardan bazılarındakı yine kaçak "mescit" ve "uımımi hela" inşaatlanyla gerçekleşen ya- sadışı müdahaleler, Erdoğan'ın soruşturma ge- çirmesine de neden olmuş; ancak aynı kaçak ima- latlann "onaysızprojderle" nasıl ihale edilebıl- diği konusunda bir araştırma bile yapılmamış- tı. Örneğin, bu gibi ihalelerin venldiğı kişilerara- sında "tarikatşeyhiAJi Kalkancı" nın da bulun- masına yönelik eleştırileri yanıtlanırken "Bütün ihaleleriıniz yasaldır; isteyen mcdevebilir-" de- niyordu ama Boğaziçi"ndeki tarihi köşklerin kaçak restorasyonlanna ait çoğu projeler Koru- ma Kurulu*nun ıncelemesine bile sunulmamış- tı... Kasımpaşa'da 'Manhatten' düsü... îstanbul'un "İslambollaşma" hedefiyle yö- netildıği son 10 yıluı ilk 5 yılına imza atan ve kamuoyuna "çokbaşanlı" göstenlmesinden ötü- rü de sıyası gücünü yükselterek Başbakanlık'a kavuşan Recep Tayyip Erdoğan'ın. aynı süreç- tekı en çekici niteliği ise "Kasımpaşah" kimli- ğiydi.. Ne var ki yine aynı dönemde Kasunpa- şa için de gündeme getirilen yeni imar planla- n, aslında "yeni" değildi. Dalan zamanında ha- zırlanan, ancak Sözen döneminde durdurulan ve bu tanhı semti de Pıyalepaşa Bulvan'yla birlik- te Istanbul'un Zincirlikuyu-Maslak aksından sonra ikinci büyük "gökdelen ve iş merkezleri yapmaya" niyetlenenprojelerdi... Kasımpaşa'nın elde kalan son eskı kimlik de- ğerlerini de işte bu gokdelenlere "otomobil ula- şımını" sağlayacak dev vıyadükler, geniş oto- yol bağlantıları ve buna uygun yüksek rant ya- pılaşmasıyla "ezerek" yok etmeyı getirecek olan planın, 1997 yılında belediyedeki hazırlıklan hep "kamuoyundan saklanarak" yapıldı... Ne var ki duyarlı semt sakinlennin yanı sıra "dsCâm6oC"un ıo yıCı iMART 1994 - JVIART 2004 KTAY EKİNCİ 'K\ ul'un yarattığını korumak, yaşatmak ve geliştirmek, bugünkü ve gelecek kuşaklann da yaratıcı güçlerini beslemek anlamma gelir... Bu ise insanlann "kulluktan kurtulabilecekleri bir akıl ve bilinç dünyasına" kavuşmalanna da esin kaynağı olacağından, dinci- muhafazakârlann özellikle yaratıcı yaşamın ürünü olan "sivil mimari örnekleri koruma" konusunda istekli ve kararlı olduklan pek görülmemiştir. DEMOKRASİ: KAÇAK İMAR ÖZGÜRLÜĞÜ + TÜRBAN SERBESTLİĞİ Mehterli 'habitatşovu B ütün bu gibi uygulamalarla 1996'dakı"Habitat-2Kent Doruğu"na e\- sahipliği yapan istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, aynı konferansa "şehircilik, mimarhk \« sağbldı kentleşme" proje e hedefleriyle katılmak yerine; "Mehter Takunı" göstenleriyle başlatılan "j'erel yönetimler ve detnokrasi" oturumlarını yeğlemesi de yine "İslambol ^iz^vnundaki" siyası beklentilerin bir göstergesiydi. Istanbul'da artık "demokrasi" denince, şehircilik açısmdan akla "kaçak imar özgürlüğü" geliyor; siyasi amaçlar bakımmdan da "türban serbestiiği'' anlaşıhyordu... Bu nedenle de kentin planh gelişmesi yerine sadece "iskân sorununıT ele alan bir tema bu anlayışa uygun düşerken "inançiara göre özgür v'aşanu" böylesi bir dünya forumunda gündeme getirmek de fürbaru kamusal alanda yasaklayan laik hukuka karşı uluslararası yandaşlar bulmak bakımından eşi bulunmaz firsat gibıydi... Haziran 1996'dagerçekleşen ve 100'üaşkın ülkeden binlerce uzman. siyasetçi, bürokrat ve devlet başkanı ile hükümet liderlerinin katıldıklan, BM Habitat tnsan Yerleşimleri Konferansı'ndaki Istanbul'un ev sahipliği. bugün sadece "tuğialarla yenilenen kaldınmlan" \e büyükşehir beledıyesinın mehter göstenlenyle anımsanabiliyor... Aynı kaldınmlann ise yıne çoğu ilerleyen yıllarda yeniden değiştirildiği gibi, Habitat-2'nin kent yönetimlerine ve şehircilik sorumlulanna "21. Yüzyü Rehberi" olarak yayımladığı "İstanbul Deklarasyonu", geçen 8 yıldır hemen hiçbır imar, koruma ve planlama hedefine esas alınmıyor... Dahası, her kentte öncelıkle tarih. kültür ve çevre değerlerinin gözetilmesinı öngören bu uluslararası deklarasyon da "e\r sahibi kentin de unuttuğu" diğer evrensel ilkeler arasında tarihe terk edilmiş durumda... dönemi politikasıyla buluşru ve hızmete gir- diğinde Taksim-Levent metrosunu bile yeter- sız kılacak bir yükü Mecidiyeköy'e yığma- ya aday inşaata. üstelik aynı imar haklanyla başlanmış oldu... Yeşile Robin Hood' tuzağı dönemin ÖDP üyesi kimi mimar ve çe\Teciler- den oluşan bir grubun bu plandakı "myetieri" açığa çıkartan yoğun etkınlikleri sonucunda, Kasımpaşa'daki "Manhatten düşünün" gerçek- leşmesi için gereklı uygun ortam ise hâlâ bulu- namadı... Sişli've rant küllivesi Buna karşıhk, benzer niyetin Şişli'deki eski lETT Garajı'nın bulunduğu arazıde de gerçek- leşmesini önlemek üzere harekete geçen Meci- dıyeköy semt sakinleri ise aynı sonucu elde ede- mediler. Bölgenin yüksek düzeyde gereksinimi olan ">'eşfl alan" ıçın değerlendirilmesı gere- ken bu "belediye mülkünde" aynı bölgeyi daha da "yoğun kullanımla" yaşanmaz kılacak dev bir rant küllıyesının inşaatı, yıne "tslambolcu- lann" mırası olarak kente adeta abanıyor... Erdoğan'ın 1995 "te kendı onayladığı ve Istan- bul'da artık bu gibi "süper yoğunhıklu" yapı- laşmalara sınır getiren nazım plan ilkelenne bi- le aykın olan "Şişli Kültür ve Ticaret Merkezi" adlı proje de tıpkı Kasımpaşa'daki Manhatten planlan gibi aslında yıne Dalan dönemi ürü- nüydü... 60 dönümlük arazıde 600 bın nü inşa- atla, yanı "\iizde 10 emsal" ile de yıne Erdoğan onaylı nazım plandakı "2S emsal" suıırını tam 3.5 kat aşan bir "kentsuçu" yapılaşmasıydı... Sözenli yıllarda durdurulan bu proje, "kat karşıhğı" sözleşmeyle belediyeye de aynı mer- kezden "rant mekânlan" vermeyi içerdiğın- den, Şişli'nin yeşil alan olanağmı yok etmesı- nin yanı sıra yerel yönetımı de bu suça "sonsu- za dekortak" kılı\ordu. Ne \ar ki bölge halkı- nın kentsel yaşam gereksinmesi yerine "para- Şişli'deki bu örneğin ötesinde, eldekı "mev- cut yeşil alanlara" bile göz dıkılmesının çar- pıcı bir örneğı de "Aftunizade Koruluğu"na yapılmak istenen "tSKİ tesisleri"ydı... İmar planında "sağnktesisi alanı" iken, İs- tanbul Vahlıği'nın 27.12.1995 tanhlı; "yeşü alanolarakkonınmasıgerekir" şeklindeki ra- poru üzerine ek hastane yapılan ışgalınden kurtulan 27 dönümlük ve ağaçlarla bezeli Altunizade Koruluğu ıçın, büviikşehır bele- dıyesince 12.8.1996"da onaylanan plan deği- şikliğinde "park"yenne "İSKİ tesisleri" ka- ran getirildi. Sadece valilığı değıl, başta muhtarlık ol- mak üzere semt sakınlerini ve hatta kimi "be- lediyeyanhsı" siyasileri bile şaşırtan bu imar oyununun arkasında ıse "Robin Hood E\1e- ri"nın olduğu anlaşıhnıştı. Yine büyükşehir belediyesine ait olan ve "zenginden ahnıp yoksula verilen bir anlayı- şı" simgelemesi ıçın de bu ısim konulan. her bıri o dönemin 35 milyanna pazarlanacak "ev- ler" için, hallon yeşil alanının elinden alınmak istendiğini kanıtlayanlar "SOS İstanbul Çevre Gönüllüleri" oldular... ÇevTecı grubun sözcüsü ve daha sonra DSP istanbul Millervekili olan Yü- cel Erdener'in, Robin Hood Evlerı pazarlama broşüründekı "yeşfl arsa" fotoğraflanyla Altu- nizade Koruluğu'nun "neden aynıyer" olduğu yönündeki sorulan ise ISKl'niri 19~02.1997 ta- rihli resmi yazısında şöyle yanıtlanmıştı: "De- po ve pompa istasyonlannın yanında bazı tesis- ler de inşa edilecektir™" Neyse ki yine çe\Tecilerin çabaları ve Koru- ma Kurulu'nun aldığı kararlarla, kentin bu "ha- zır" ve "ağaçhk" yeşil alanı. "İslambol >-agma- sının" elinden kurtanlan ender yerler arasında kalabıldi.. Cedikpaşa kat otoparkı Osmanlı mirasına dozer ve işgaL. B enzer şekilde, Suriçı'nde. 2600 yıllık kent tarihi dokusu içindeki Osmanh dönemine ait yapı kalıntılannın da "dozerlerle" parçalandığı, Gedikpaşa'daki kat otoparkı inşaatı belediyeye aitti... istanbul Arkeoloji Müzesi'nde görevli arkeologlann, "toprak alü kültüreİ mirasla dohı" şeklinde raporlar vermelerine ve 11.07.1997 tarihli "durdurma'' bildirimlerine rağmen törenlerle temeli atılan bu inşaat tarihin üzerinde yükselmeye devam etti... Aynı dönemde, îstanbul'dakı Osmanlı dönemi "Nizamı Cedid'' eserleri olan askeri mirasının "anıtsal külhyesi" kabul edılen, 1850'lerdekı Kınm Savaşı'nda "başkumandanhk karargâhı" olmuş 300 yıllık Ramı Kışlası'nın da yıne o yıllann dinci siyasetıne destek veren "kuru gıda toptancdan" tarafmdan "depolama mekânına" dönüştürülerek tahrip edilmesi, işgalcılere davalar açılmasına rağmen engellenemedı... Çünkü istanbul'daki imar rantı örgütlenmesinin dışında, "filambol" çizgisinin ikinci büyük ekonomık sektörünü oluşturan "gıda toptancdan", 1985 yılında Maliye tarafından büyükşehir belediyesine tahsis edilen 200 dönümlük bu tarihi mekânı Bedrettin Dalan döneminde aslında "geçki" olarak ve kendi yeni siteleri kurulunca da boşaltmak üzere kullanmaya başlamışlardı, ele geçirmişlerdı... Ne var ki özellıkle 27 Mart 1994 seçimlerinden sonra da hem büyükşehir belediyesi, hem de aynı anlayıştaki Eyüp Belediyesi yönetimlerinin açıkça "himayea" altında. bu geçici kullanım. "kahcı tahribata" dönüşmüş oldu... Aynı ışgale karşı Mimarlar Odasrnın "soç duyurusu" üzerine 1994'ün ağûstos ayında başlatılan, ancak 10 yıldır bir sonuç alınamadığı ise bugünkü "depolama ve toptan ticaret" kullanımından da açıkça anlaşılan "savcıhk sonışturmalanna" yanıt olarak Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç'in şu açıklaması da yine "tarihin tahribad suçunu özendirdiği" halde nedense "hukuktan sorumlu kurumlann" ilgi alanı dışında kalan yasadışı söylemler arasında yer ahyor; "Bizden önceki yönetim bu kullanınıdan 6 mihon gelir elde etmişti; biz ise görevi devraldığunızdan bu yana Kışla'daki 1608 esnaftan 8 milyar lira işgahye topladık-." (Akşam- 14.10.1994) YARIN: DÜNYA MİRASI RİSK' ALTINDA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle