Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ŞUBAT 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
MUZIK
Yılların eskimeyen sesi Erol Evgin yeni albümü ibadetim'de, 'Hâlâ ayakta ve pırıl pırılım' diyor
Olgunluk müzik doluHÂTtCETl'NCER
Türk pop müzığinin uzun soluklu seslerinden
Erol Evgin'in ilk 45'lık plağından bu yana 35 yıl
geçti. Yabancı şarkılara Türkçe sözlerin yazıl-
dığı dönemlerden yerli bestelerle pop müziğin
parladığı dönemlere, Türkiye'de pop müziğin
her evresıne tanıklık ettı. Dıllerden düşmeyen şar-
kılann sesi, kimi zaman köşesıne çekıldı, başka
işlerle uğraştı ama müzikten hiçbir zaman kop-
madı. "SenUnutulacakKadınmısuT' albümün-
den 6 yıl sonra "İbadetim"le olgunJuk yıllannı
yeniden müzikle dolduruyor.
Mimarlık bürosundaki işlerini tamamladık-
tan sonra akşam evınde görüştüğümüz Erol Ev-
gin'le, eşi Emel Hanım'ın hazırladığı sıcak çö-
rekler eşliğmde 60lardan bu yanapop müziğinı
konuştuk.
Istanbul Erkek Lisesi'nde ve bugün Mimar Si-
nan Üniversitesi olan Devlet Güzel Sanatlar
Akademisı Mimarlık Bölümü'nde okuyan Ev-
gin, ilk gençlik yıllannda pop miizığe gönül ver-
di. 1969"da ilk yabancı şarkılara kendısinin yaz-
dığı sözlerle "Sen-Eski Günler" 45'lık plağını
doldurdu:
"Tûrkhe 60'h yülarda kentieşirken onun mü-
ziği de pop müzik olarak önce Türkçe sözlü Ba-
ü şarkılan, daha sonra özgün eserler derken pop
müzik yeşermeye başladı. Ben de bu müziğin ku-
ruluş \e yükseliş \ ıllannda içinde oldum ve bir-
likte büyüdük diyebilirim."
Unutulmaz şarkılar Erol Ev
gin'in 1976 yılında söz yazan Çiğdem
Talu ve bestecı Melih Kibar la birlikte bir ekıp
olarak çalışmaya başlamasıyla Türk pop müzi-
ğinın unutulmaz şarkılan ortaya çıktı. Aradan
geçen yıllara karşın "tşteÖyleBirŞey'\"Sevdan
Olmasa"
1
* şarkılan hâlâ dıllerde dolaşıyor: "Çiğ-
dem'in çokalçakgönülhl, yumuşak, cleştiriye çok
açık yönünü fark ettim. Söz yazmasını rka edip
romancı Orhan Pamuk'un babası Gündüz Pa-
muk'un bestesini verdim. Aygaz Genel Müdü-
rii'ydü ama müzikle de ilgüeniyordu. Çiğdem,
GündüzBey'inbestesine'ŞoförMehmet' diyehem
sosyal hem de sevdasını işleyen sözler yazdı. Dü-
zeniemesini Timur Selçuk'un yapbğı çok hoş bir
şarkj oldu."
Bu müzikşu ülkenin... çigdem
Talu'nun "Genç arkadaş var, çokgüzelbes-
teleri var" dediğı Melıh Kıbar'la ekıp tamam-
lanmıştı: "MeHh'le biz yıllar önce tstanbul Yel-
ken Kulübü'nde çalıp söylemiştik. Çok uyum
içerisinde bir ekipti. aynı şeyleri düşünüyorduk.
Türk pop müziğinin o ülkenin geleneksel müzik-
lerinden ha\ at bulması gerektiğine inanrvorduk.
Müziğinin dinlendiği zaman "îşte bu müzik şu
ülkenin' denikbilmeiiydi. Melih,Türk müziğinin
makamlannı. aksak ritimlerini kullanıyordu.
Çiğdem de iki üç nesil edebiyatçı bir aiknin to-
runuydu, çok değerfi sö/ier vaayordu. Ben de Türk
müziği yorumlar gibi yorumlamaya gayret edi-
yordum.Uyum içerisinde 7 yıl çalıştık. taa ki Çiğ-
dem'in aranuzdan aynlışına kadar. Ondan son-
ra da bu büyü bo/uldu. Melih'le bir şeyler yap-
maya çanşbk ama bazen bir birikim oluyor, bir
rüzgâr ahyorsunuz arkadan. Büyüyü her zaman
yakalamak mümkün olmuyor."
Hisseli Harikalar Kumpanyası
Evgin 1980-1984 yıllan arasında, Haldun
Dormen'ın yazıp yönettiğı, Egemen Bostan-
cı'nın yapımcılığında iki müzikalin başrolünde
oynadı. "Hisseti Harikalar Kumpanyası" ve
"Şen Sazuı Bülbülleri
r
'nde sahneye çıkan Evgin,
1986 yılında sahnelerden çekılerek eşi yüksek
mimar Emel Evgin ıle birlikte mimarlık bürosu
açtı:
"Bana göre ekonomik ve sosyal çalkalanma-
larla küMrel bir çözülme oldu. Bizim bir çizgi-
miz \ardı \e o çizginin alüna düşme\e başladık.
Ya bizden taJep edilen şeye uyup kalitemizi dü-
şürecektik ya da bir kenara çekilip bekleyecek-
tir. Ben bir kenara çekilmeyi tercih ettim. Eşim-
le beraber bir ofis açtun. 80'li yıDaruı ortasında
sahnelerde korkunç düzey kaybı oldu. Artık ben
sahneye çıkamaz oldum. Biz o düzenin içinde
kendimize yerbulamaz olduk. Eşcinselliği öne çı-
karan bir akım oldu, insanlar ondan hoşlanır
hale geldi. Çarpık kentleşme. göç. ekonomik sos-
yal çalkannlar, bunlann hepsi çözülme\ di Biz o
taleplere cevap veremez hale geldik. Yani yapa-
bilirdik ama o zaman kendimizden ödün verme-
miz gerekecekti. Ben istediğim her şeyi yapacak
kadar\arhkh değilim ama Lstemediğim şeyleriyap-
mayacak kadar varhklryım."
Onlarda avantaj... Evgin, 9oiar-
da sahnelerden uzak olmasına karşm te-
levizyon programlan aracılığıyla seyircinin kar-
şısındaydı. 1992-93 yıUaruıda Show TVde "Sü-
per Aile" adlı yanşma programını, 1995-1996
yıllannda da "Erol Evgin Show"un yönetmen-
liğinı ve sunuculuğunu yaptı. 2000-2001 yılla-
nnda Kanal D'de "Bir Sevda Masah* adlı prog-
ramı hazırlayıp sundu.
B
atı dünyasında yaşını başını
almtş adamlar görüyorum.
Yaşı bir avantaj olarak
kullanıyorlar. Hâlâ sağlıklı,
dinç ve moralleri iyi; toplum hâlâ
onlan ayakta alkışlıyor. Bizde tam
tersine yeniler çıkar eskileri bir
köşeye iterler. Eskiler de gündelik
yaşam kaygısındadır; küsme,
matlaşma olur. Ben bunu aşan
sanatçılardan biri olmak istiyorum,.
•**>
POPSTAR BİR
TELEVİZYON OYUNU
Erol Evgin'le sohbetimizde konu pop müzik olunca
söz ister istemez "Popstar"a geldi. Evgin, bu
yanşmanın medyada böylesine büyütülmesinden
oldukça rahatsız, sitemlerini art arda sıraladı: "Bu
yanşma dediklerine ben 'televizyon oyunu' diyorum.
Ulkemizde ciddi müzik yanşmalan olmadığı için halkımız
bunu müzik yanşması zannetti, hep birlikte oyuna geldik.
Bu başarılı bir oyun, insanlar merakla izliyor. Çünkü, realrty
show denilen gerçek yaşamlara benzer şeyler sergileniyor,
jüri arasında tartışmalar oluyor. Oysa bir müzik yanşmasında
kriterler ve şartname belli olduğu için jüri arasında kriter
tartışması olmaz. Ben Popüler Müzik Sanatı Vakfı'nın
(POPSAV) yıltarca başkanlığını yaptım. Kuşadası'nda
yanşmalar yaptık. Şartnamemiz vardı, kimse orada
krrterieri tartışamazdı. Ama Türk halkı da oyuna geldi,
bu kadar da ayıp yani. Biz, 'Halkımız bilir, seçer1
deriz ama ben de 35 yıldır bir aileyim onlarla. Biraz
sitem etme hakkına sahibim. Bu kadar kolay
beğenmesinler, tavır koysunlar. Ben bunlan
söylüyorum, ondan sonra 'Peki kim birinci
olacak' diyorfar. Deli olmak içten değil. İki ayda
böyle bir oyun tezgâhlanabiliyorsa belki polrtik
arenalarda da bize böyle oyunlar tezgâhlanıyor
diye düşünüyorum. Demek ki bir seçim
arifesinde, 3-4 ay içinde ekonomide birçok ^ ^
alanda oyunlar tezgâhlanabilir."
w
•••t.
: - • * • - '
, . /./-*J
f.
• . > -
s'•'
Sahnelerden yıllarca uzak kalan Evgin, oğlu
Murat Evgin'le dönüp "baba-oğul" konserleri-
ne çıktı: "Böytece 2000'lere geldik. Şimdi bun-
dan sonra olgunluk dönemini yaşamak istiyo-
rum. Bab dünyasında yaşuu başını almış adam-
lar görüyorum. Yaşı bir avantaj olarak kullanı-
vorlar. Hâlâ sağlıkh. dinç ve moralleri hi; toplum
hâlâ onlan ayakta alkışhyor. Bizde tam tersineye-
niler çıkar eskileri bir köşeye iterler. Eskiler de
gündelik yaşam kaygısındadır: küsme, matlaş-
ma olur. Ben bunu aşan sanatçılardan biri ol-
mak istiyorum. Hâlâ ayakta olan pırıl pınlbenim
jenerasyonumdan arkadaşlar var. Onlarla da bir
ekip olmayı hayal ediyorum."
I' nsanlar gider şarkılar kalır
Sohbet, 35 yıl pop müzik dünyasında nasıl
ayakta kalındığına gelince Erol Evgin, AzizNe-
sin'in sözlerini anımsıyor:
"Büyükusta 'insanlar gider şarkılar kalır. Şar-
kılar var yüzyıllara dolanır, şarkılar var söylen-
diği yerde kalır' demiş. Bizim şarkılanmız da >üz-
\illara dolamr mı bikmiyorum ama 25-30 yıl ön-
ce yaptjğımız şarkılann hâlâ yaşaması bizim bir
şansunız olsa gerek. Ünlenip çok zengin olmak
gjbibir hedefımizvehav^limiz>t)ktu.iyişarkı söy-
lemek istiyordum. Şimdi sabun köpüğü dediği-
niz günübirlik işlerde ünlenmek ve para kazan-
mak hedef. Ün ve para, zaten işinizı hi yaptığV
nız zaman arkamzdan gehy or."
Ka b a S i m a t t l k Evgin'in yeni albü-
mü "lbadetim"de şarblanna "olgunluk"
dönemine ilişkin yaşam felsefesi gırmış:
"Bir gün Şener Şen'e 'Nasıl gidiyor hayat' di-
ye sordum da' Kabasını attık' demişti. Çok hoşu-
ma gitrruşti o söz. Bir köşeye yazdım ve öyle bir
şarkıyapom. Şimdirüıier de birbirineo kadarya-
kmlaştı ki artık pop müzik demiyomm. Türkiye
insanının dinlediği müzik bu. Türk müziğinin
farkh renkleriyle şarkılar yapıyoruz, tbadetimbir
halk hikâyesinden esinleniyor. Güle,'Nıye kokar-
sın' dhe sormuşlar. îbadetimdir' demiş. Benim
ibadetim de şarkı söylemek. Birtikte şarkı söyle-
mek. yani paylaşmak güzeldir.
7
" Bedri Rahmi'nin
'Yaşadnn / şarkılar türküler şahidimdir" sözlerin-
den örnek \enp de\am ediyor Evgın: "Şarkılar
yaşama a\na tutuyorlar, tanıklık ediyorlar. Yaşa-
mımızda bu kadar önemtiyken şarkılan özenli
seçmek gerek. Yoksa şarkısız kalırsınız. Şarkılar
bizim duygulanmızı ifade eden en gerçek şeyler.
SEVCİLİLERE ÖZEL PARTİLER LAİLA ORIENT LİSTE BAŞI
14 ŞUBAT
22.00 - 04.00
14 Şubat Sevgililer Günü nedeniyle
müzıkli mekânlar özel geceler düzenledi.
Candan Erçetin 14 Şubat Cumartesı
akşamı saat 21.00'de Bostancı Kültür
Merkezinde "SevgUiler Günü Özel
KonserT verecek. Maslak'takı
Parkorman'da 14 Şubat Sevgililer Günü
nedeniyle partı düzenlenecek.
Organizasyonundan dekoruna, bar
çalışanlanndan sanatçılanna kadar kadınlar
taranndan yürütülecek olan partide
Şebnem Ferah, Pamela Spence, Ash ve
Göksei konser verecekler. Feridun Düzağaç
14 Şubat akşamı saat 22.00"den itibaren
Beyoğlu Terkos Çıkmazrndaki Bronx'da
sahneye çıkacak. Radyo programcısı ve
televizyon sunucusu Ekin Olcayto'nun
DJ'lik yapacağı partide, ateş dansı gösterisi
de yer alacak. Yeşilyurt'taki Polat Otel
Champions Bar'daki Sevgililer Günü
kutlamasında ise İndigo, Göknil Gökmen
ve Emre .\ltuğ sahneye çıkacaklar.
DMC'nin 2003 yaz aylannda çıkardığı Laila
Orient, Birleşik Arap Emırlikleri'nde müzik
hstelermde ikincı sırada yer aldı. Tüm dünyada
şubelen bulunan müzik marketi zinciri Virgin
Music Store'lann davetlisi olarak Dubai'ye giden
DMC Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Saatçi,
"Tüm Ortadoğu'daki Virgin'lerden imza günleri
teklifleri gehŞor. Bu, ülkemiz için de son derece
önemli ve gurur verici bir müzik olayı" dedı.
Saatçi, Laila Orient'in ABD \e Fransa'da da
yayımlanacağını kaydetti.
GÖRÜŞ
ŞAHNAZ ÇAKIRALP
Aşksız Kadınlar
Kıbrıs, Irak, AB, ABD, IMF, Beyaz Afet, yaklaşan
yerel seçimler, Başbakanlık Müsteşan... Gündem
hep yüklü. Gündem ne kadar yüklü de olsa bir ko-
nu var ki o hep gündemdeki yerini koruyor. Politi-
ka yazarları dahi haftada en az bir kez olsun o ko-
nuyu ele alıyoriar. Hele pazar günleri. O gün gaze-
telerin Pazar ekleri de hep onunla ilgili. O konu tah-
min etmişsinizdir ki aşk. Yahut kadın-erkek ilişki-
leri. Veya gönül işleri, sevgi işleri...
Eskiden pek böyle değildi gibi geliyor bana. Aşk,
gazetelerimizde, TV'lerimizde bu derece yoğun il-
gi görmüyordu. Hele internet! Tüm siteler sadece
aşk ile kadın ve erkek ilişkileriyle ilgili. Geçen pazar
bu "Pazar Ekleri"ne şöyle bir göz attım; bir kaçı ör-
neğin; Mehmet Y. Yılmazyazmış: "Karşılıksızaşk-
lar için birkaç satır"; Ahmet Tulgar'ın Güler Kaz-
macı ile röportajı; "Anzalı Erkekler", Ayşe Arman'ın
yazısı; "Kar, elâ gözlü adam ve aşk."... Aynca ka-
dın güzelliği, erkek estetiği ile ilgili yazılar... Yıneaşk
romanları da, erkek yazarlann kadın romanlan da
best seller hep. Bir furyadır gidiyor işte.
Elbette aşk, insan yaşamının tadı tuzu. Her in-
san için önemli. Ama insanlar bunu hep özelınde
yaşıyorlardı. Ulu orta konuşulmuyordu. Şimdi öy-
le mi ya? Her yerde aşk var. En çok konuşulan şey,
en çok yazılıp çizilen de.
Dünyada ve özellikle de ulkemizde her alanda ya-
şanan hızlı değişim, aşkı da bu denli gündemdetu-
tuyor gibi. Teknolojik, özellikle de iletişimdekı ge-
lişmelerle, ekonomik değişim ve politik olaylann et-
kisiyle hızlı bir sosyal değişimi yaşıyoruz. Bu sos-
yal değişim kadın- erkek ilişkilerini de, insanlann
bu ilişkilere bakışını, değer yargılannı, yaşam fel-
sefesini, dünya görüşünü de etkiliyor.
Özellikle büyük kentlerimizde kadınlanmızın eko-
nomik özgürlüklerini bireysel özgürlükle tamamla-
malan, meslek, kariyer sahip olmaları, yaşama da-
ha bir sıkı sanlmalan onlan genç yaşlarda olgun-
laştınrken toplumun kadın-erkek ilişkilerindeki de-
ğer yargılannı da hızla değiştiriyor.
• • •
öte yandan erkeklerin gelecek planlan ve kay-
gıları, yaşam savaşları, iş bulma ve elde etme ola-
naklan, ekonomik krizler onlann kadınlara göre da-
ha geç yaşlarda olgunlaşmalanna neden oluyor..
Erkeklerin bu dönemlerinde, kadının yaşamların-
daki önemi ve değeri de birinci sırayı almıyor.. ya-
hut alamıyor.
Ama kadın, yaşamındaki erkeğin hep birinci sı-
rasında olmak istemez mi? Kadın, erkeğinin ilgisi-
nin sürekli ve yoğun biçımde üzerinde olmasını ar-
zulamaz mı? Elbette ister, elbette arzular. Bir yan-
da genç yaşta yaşamına yön vermış ve yaşamı
tam anlamıyla algılamış kadınlar, diğer yanda ileri
yaşlarda yaşamlanna ancak şekil verebilen ve geç
olgunlaşan erkekler!
• • •
Bir yanda erkeğin gözünde birinci sırada önem-
li ve değerli olmayı isteyen kadınlar, diğer yanda ka-
dınları bu dönemdeki yaşamlarında ikınci, üçüncü
önem ve ilgi sırasına koyup kadına salt cinsellikle
yaklaşan erkekler...
Bu arada kadın-erkek ilişkilerinde hızla değişen
toplum yargıları. Kadının bağımsız birey haline gel-
mesi, kendisi ile ilgili hertürlü kararı kendisinin ve-
rebilmesi, cinselliği dahil her şeyi özgürce yaşaya-
bilmesi...
Tüm bu gelişim süreci; kadını birnoktadayalnız-
lığa da iten, yaşamında derin bir boşluğun oluşma-
sına da neden olan değil mi? Yaşanılan arkadaş-
lıklarda, kısasüreli ilişkilerde, bunlann çokluğu da
kadının yalnızlığını gideremiyor. Çünkü bu tür iliş-
kilerde "aş/c"olmuyor sevgi de gelişemiyor. Aşk ve
sevgi olmayınca kadının yalnızlığı da son bulmu-
yor. Bir umutsuzluk başlıyor.
• • •
Çoğu üniversitediplomalı, hem iş hem kariyer sa-
hibi, bakımlı yığınla genç kadın internetin arkadaş
bulma sitelerinde "elini verdiğinde kendisini güne-
se götürecek erkeği", ama "adam gibi adam "\ arı-
yor.
(Bu deyim de ne kadar tuttu böyle?) Anyor ama
yok. Nerede adam gibi adam? Bulabilene aşk ol-
sun! Bir de yaş ilerledikçe bulabileceği adam gibi
adamlann da yaş çıtası yükseliyor. O yaştaki erke-
ğe rağbet edecek kadınlann sayısı 20'li yaşlardan
itibaren tüm yaş kategorilerinde neredeyse sınır-
sız çoklukta iken, kadının bu şansı da hem sınıriı
yaş grubunda hem de sınıriı sayıda kalıyor ve üs-
telik de rekabetin bunaltıcı etkisini derinden yaşı-
yor ve hissediyor. Bu arada depresyon da kapıyı
çalıyor. Aşkı bulamayan da aşkı konuşmakla oku-
makla mı teselli buluyor acaba? Bence öyle. Aşkı
yazmak, aşkı konuşmak avunma ikramiyesi gibi olu-
yor. Çünkü aşk bir umut olarak hep var. Aşk sattı-
nyor. Reytingi arttınyor.
O zaman gazetelerde, TV'lerde aşktan geçilmi-
yor. Geçilmiyor; ama gerçeğe dönüp baktığınızda
da ortalıklarda aşk da maşk da yok!
Bir üniü şairimiz ne demiş?:
Aşk her kalbe gıdadır
Ne yer.ır ne içilir
Aşk bir demir leblebidir
Çiğneyene aşk olsun!
Ve kadınlanmız aşksız yaşıyor.
fcVŞAAT MÜHENDİSLERİNE
ÇAĞRI
DAHA ETKtN - ÜRETKEN - DEMOKRATÎK
BtR ODA YAPILANMASI ÎÇİN~
14-15 ŞUBAT 2004 tarihlerinde yapılacak TMMOB
Inşaat Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi 39. Dönem
Genel Kurulu ve Seçimlerine tüm meslelctaşlanmızı
çağınyoruz.
ÇAĞDAŞİNŞAAT MÜHENDİSLERİ
GENEL KURUL
14 Şubat 2004 Cumartesi Saat: 09.00 - 10.00
Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu,
Beşiktaş.iSTANBUL
SEÇÎMLER
15 Şubat 2004 Pazar Saat: 17.00
Şışlı Karagöz)'an îlköğretim Okulu Abıde-ı Hürriyet Cad.
(Şişli Osmanoğlu Kliniği Yani - Şışli Adliyesi
Karşısı), Şişli ISTANBUL
YÖNETtM KURULL ADA\TARTMIZ
ASCL
1. Cemal GÖKÇE
IRezanBLTLT
3.NusretSLTNA
4.\LCevatARZIK
5. Cemal İNAN
6.1smaaUZL*NOĞLU
7.Nergiz\ASnOĞLU
YTDEK
1. Recep ÇALI
2. M.Cem KAFADAR
3.TemelPİRLİ
4. Çetin BİÇER
5. H. tbrahim AKPINAR
6. Reşat KARACA
7. E. Füsun SÜMER