17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2004 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE stanbul =:ırne <ocaeli ^anakkale zmir Vanisa A^dır Denızli S S S S Y PB PB PB 14 14 15 15 18 16 16 15 Sinop B 13 Adana S 18 Samsun B 18 Mersin S 19 Trabzon Y 16 Dıyarbakır S 12 Giresun B 15 Şanlıurfa S 15 S 11Ankara Eskişehir _S 15 Mardin S 16 Siirt Konya PB 12 Hakkâri PB 2 Sıvas 9 Van PB 3 Zonguldak S 14 Antalya S 20 Kars S -1 Yurdun guney ve ba- t> kesımlerı parçalı yery- er çok bulutlu Guney Ege kıyılan. Batı Akdenız •uyılan. Doğu Akdenız ıle Guneydoğu Anadolu Dolgesı yağmur ve sa- ğanakyağışlı, dığeryer- ler az bulutlu geçecek Hava sıcakhğı Maımara. Ege ve Batı Akdenız'de bıraz azalacak dığer yerterde artmaya devam edecek. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K K Y Y Y Y Y -4 -6 1 7 6 5 9 6 Münih PB 5 Zünh Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y B B B B Y Y B 6 11 14 9 9 11 15 17 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire Sam K Y K Y Y PB Y B R -3 10 1 14 18 6 1 21 18 Parçalı bulutlu Bulutlu \, Çok bulutlu > Yagmurtu Kart Gokgünıltulü GÜNCEL CUN'EYT ARCAYLREK • Baştarafı 1. Sayfada dim " diyor. Doğal sonuç: Türkiye'nin birkaç başlık altında topla- nan olmazsaolmazlarına; iki kesimliliğin güçlendirilme- si, garantörlüğün sürmesi, haritalann yeniden düzenlen- mesi gibi temel koşullara mektupta uzaktan yakından değinilmiyor. Oysa, verkurtul tuzağına yakalanan RTE'nin Davos'ta Annan'a, Beyaz Saray'da Başkan Bush'a, artık ilkokul öğrencilerinin bile ezbertediği Türkiye'nin vazgeçilmez- lerini sıraladığı biliniyor. Hükümet Sözcüsü Çiçek Cemil açıklamalannda, çö- zümde -tabii medet umduklan başta Bush'a, hatta An- nan'a- "netere önem verdığimizi, hangi konulann önce- lıkle ele alınıp bir mutabakata vanlması halinde referan- duma götürülebileceğini söylediklerini", ama ne çare: Annan mektubunun hükümetin "beklentileıini gider- mediğini", bir bakıma koşullanmızın dikkate alınmadı- ğını itiraf ediyor. Kiminin "hayalkınklığı", kiminin "mek- tuba Ankara'da tepki" diye nıtelediği trajikomik durum; hükümet politikalannın şapa oturduğunu, ver kurtul po- litikasının ver kurtul dayatmasına dönüştüğünü resme- diyor. Hükümetin başandan başanya koştuğunu günlerdır ballandıra ballandıra yazıp çizen medya; Denktaş'ın çö- zürne engel olduğundan söz eder. New York'a gitme- nin Annan'ın tüm koşullannı kabul etmek anlamına gel- diğinı, bunun "dayatmanın daniskası" olduğunu söyle- mesini daha başlangıçta çözüme taş koydu diye yorum- lar. Şu Denktaş'tan da bir türiü kurtulamadik, hah şim- di sırasıdır, ha gayret hükümet, azlet diye davul çalar- ken... Çağn mektubuyla ortaya çıktı ki; meğer anlaşmazlık Kofi Annan ile RTE arasındaymış! Çıplak gerçek; Annan, RTE'nin irdelemelerini, istek- lerini takmamış! • • * Şu hallerine bakınız: Daha iki gün önce, Denktaş'la konuşan RTE'nin istediğimizdeğişikliklerin masaya ge- leceğinden en ufak kuşkusu yok. Rum tarafı bu deği- şimlere karşı çıkarsa... Bush nezdindeki derin etkisine güvenilmesini ve Rumların itirazlarının ABD aracılığıyla çözümlenecegini söylüyor. TRT1 'de oldu da bıttı hava- sında değişim isteklerimizi sıralayan RTE, gerçekle kar- şılaşınca: Can havliyle haydaaaa Bush'a, "uzlaştıncı" Powell'a telefon. Ünlü ikilimiz Bush'a -hatta eski faşistlerden yazann ekranda sattığı bilgilere göre Davos'ta RTE'nin Genel Sekreter'e söylediği- plandaki "ûç düze/fme"yi Kofi mektuba almadığı gibı, anayasamıza aykın dayatmalar öne sürüyor diyesilermiş de bu girişimden ne bekliyor- larmış? Yanıtını böyyük gazete temsilcisi şöyle veriyor: "Bush-Powell'la görüşmelehnden sonra yaratılan hava, müzakere açıldıktan sonra iyileştirme taleplerinin Annan Planı'na konulabi/eceği yolunda." Tek başına ver kurtul ordusuna karşı direnen Denk- taş, New York'a gitmek için Ankara'dan olumlu işaret bekledi. Ankara ise Annan dayatmalanndan ABD saye- sınde kurtuimayı ve Genel Sekreter'den anlaşma olma- yan noktalarda yetkisini kullanarak -herhalde Türk istek- leri doğrultusunda- değişiklik yapabileceğini gösteren olumlu işaretler bekliyor. • • • Kıbrıs sorununu açmaza sürükleyen politikalardan sorumlu kim veya kimler; araştırmanın, tartışmanın za- manı gelmiyor mu? Sözcü Çiçek Cemil, "Böylesine önemli bir konuda sürdürülen politikalan esas itibanyla 'devlet politikası' olarak" gösteriyor. RTE, MGK bildiri- sindeyer alan "Adantn gerçekleri göz önünde bulundu- rvlarak, Annan Planı referans gösterilerek çözüme" gi- dilmesini içeren devlet politıkasını tamamen devre dışı bıraktı. Hükümet politikalan uyguladı. Bir kez daha altı- nı çizelim: -Annan mektubunda da yazılı, RTE'nin Da- vos ve Beyaz Saray'da devlet politikasına aykın- kabul ettiği koşullar MGK'de ne söylendi ne de görüşüldü. "Devlet politıkasını hükümet tayin etmez, MGK'de saptanır" kuralını bu kadro kendine göre yorumluyor. Dışardan durmadan siz iktidarsınız, ne derse desin as- kerler, ne yazar Cumhurbaşkanı, muhalefete kulak as- mayın muhalefettir söyler ve istişari organdır MGK. son karar hükümetin, bildiğiniz gibi davranın, diyenlerin ve -mütareke basınının desteğiyle-; bu iktidar, "devlet po- litikası ile hükümet pol'ıtikasınt"... Türkçesi elmalarla ar- mutlan kanştırdı! Birilerinin bu iktidara gereken dersi verme zamanı gel- medi mi? Yoksulluk yozlaştırdıI Baştarafı 1. Sayfada ğini ifade ederek "Şimdi \ tam bir çöziilme, dağılma ' ve değişim adına kimlik- sizleşme dönemi yaşıyo- ruz" dedi. CHP'nın Kültür Bakanlı- ğı, il kültür müdürlükleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Türkiye Kahveciler, Kıraat- haneler, Büfecıler Federas- yonu'ndan edindiğı bilgilere göre, Türkiye'de 123 bin 659 kahvehane bulunmasına karşın 1430 kütüphane, 789 sınema, 128 tiyatro bulunu- yor. tllerin tamamında kah- vehane, meyhane ve kütüp- hane bulunmasına karşın 13 ilde sinema, 60 ılde tiyatro bu- lunmuyor. Konya'da 21, Ankara ve Nevşehir'de 6"şar kütüphane kadro yetersizliği nedeniyle ka- palı bulunuyor. Tiyatroların yüz- de 70'i Istanbul, Ankara ve Iz- mir'de bulunurken 8 ilde sadece 1,11 ilde sadece 2 sinema bulu- nuyor. tstanbul'da 30 bin 325 ! Meyhane Sayısı I Kütüphane Sayısı I Sinema Sayısı Antatya31 • Bursa39 lzmir40 - Adana 22 kahvehane ve 3 bin 265 meyha- ne olmasına karşılık 49 kütüpha- ne, 356 sinema, 33 tiyatro gös- terimlerini sürdürüyor. Tanla, toplam 42 bin 268 ilk ve ortaöğretim kurumuna karşın Türkiye'de Irlanda'nın 4 milyon- luk nüfusunu banndıracak ka- dar, 123 bini aşkın kahvehane sa- yısına dikkat çekti. Tanla, şöyle devam etti: "Bugünkü ekono- mik şartlarda işsiz, dar gelirli ve parasız insanlann gidebile- ceği tek yer kahvehanelerdir. Kahvehanelerin çokluğu işsiz- liğin tipik bir göstergesidir. Evine eknıek götüremeyen in- sanlann kütüphane, sinema ve tiyatro ilgi alanlannın dı- şındadır." Kahvehane, mey- hane, kütüphane, sinema ve tiyatro gibi toplu bulunulan, vakit geçirilen. kültürel et- kinlikler yapılan yerlerin sa- yılannın illere göre dağılı- mının gelir dağılımındaki çarpıklığı, işsizlik, yoksul- luk. umutsuzluk ve karam- sarlığın hâkim olduğu bir toplum tablosu gösterdiğini anlatan Tanla, şunlan kay- dettı: "Türk toplumu asıl büyük gücünü oluşturan kimliğini ve değerlerini yi- tirme, direnme, umut et- me, heyecan duyma yete- neklerinden uzaklaşma tehlikesi içindedir. Halkın gün- demi ile medya gündeminin koptuğu bu dönemde kahve- hane, meyhane, kütüphane, si- nema ve tiyatro sayılan Türk insanının toplum dışına itildi- ğinin, çağdaş ve sosyal yaşam- dan dışlandığının açık bir gös- tergesidir." Hükümetten geri adun • Baştarafı 1. Sayfada BM Genel Sekreten Kofi Annan'ın Kjbns müzakereleri için taraflan 10 Şubafta New York'a davet etmesinin ardın- dan Ankara'daki siyasi ve dip- lomatik trafik de arttı. Önceki gün Kıbrıs ana gündemiyle toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından Genelkurmay Başka- nı Orgeneral Hilmi Özkök dün Başbakanlık'a geldi. Özkök ile Erdoğan. 1 saat 50 dakika sü- ren bir görüşme yaptı. Erdoğan ile en uzun görüşmelerinden birıni gerçekleştiren Özkök, Kıbns sürecine ilişkin uyanlar- da bulundu. Özkök, "adadaki Türk as- keri varlığı, iki halkın eşitli- ğine dayanan iki kesimlilik ve Türkiye'nin garantörlüğü" konulannın Türkiye'nin vazge- çilmez hassasiyetleri olduğunu vurguladı. Bu üç noktadan ge- n adım atılmaması gerektiği uyarısında bulunan Özkök, ak- si halde Türkiye'nin müzakere sürecinde istediğini alamaya- cağmı ortaya koydu. Erdoğan, kendisinin bu has- sasiyetleri ABD Başkanı Ge- orge W. Bush'a ilettiğini, 10 Şubat'ta New York'ta Annan'a da Dışişleri Bakanlığı Müste- GeneUcurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Başbakanlık'a geldi. (Fotoğraf: AA) şan Büyükelçi Uğur Ziyal ara- cılığıyla yineleyeceklerini ak- taran Erdoğan, Türkiye'nin çe- kincelerini her platformda orta- ya koyacaklannı ifade etti. Bush ile yaptığı görüşme hak- kmda Orgeneral Özkök'e bilgi veren Erdoğan, Bush'tan Tür- kiye'nin çekincelerinin An- nan'a aktanlması talebinde bu- lunduğunu aktardı. Edinilen bilgiye göre Erdo- ğan, Özkök'e Türk tarafının müzakere masasından kaçan taraf olarak görünmemesi ge- rektiğini, aksi halde GKRY'nin bu durumdan kazançlı çıkaca- ğını belirtti. Erdoğan, Özkök ile görüşmesinin ardından Dı- şişleri Bakanı Abdullah Gül. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Uğur Ziyal, Gül'ün danışmanı Gürcan Türkoğlu, Büyükelçi Deniz Bölükbaşı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Baki llkin ile bir araya geldi. Bu toplantıda da Annan'ın mektubu ve Türki- ye'nin Kıbns sürecinde bundan sonra nasıl bir yol haritası izle- yeceği ele alındı. 10 Şubat'ta New York'ta Türkiye'yi Dışiş- leri Müsteşan Ziyal'in temsil etmesi öngörüldü. Bu toplantıda yapılan değer- lendirmede, Türkiye'nin çekin- celerinin 10 Şubat'ta New York'taki ilk görüşmede de ak- tanlması benimsenirken GKRY'nin atacağı adımlann dikkatle izlenmesi kararlaştınl- dı. GKRY nasıl bir tutum izle- yecekse aynı yöntemın Türkiye tarafından da izlenmesi öngö- rülen toplantıda, "GKRY, bu görüşme öncesinde çekince- lerini bir mektupla ya da ya- zıyla Annan'a aktaracaksa aynı yöntemin Türkiye tara- fında da gerçekleştirilmesi" uygun bulundu. KKTC Başba- kanı Mehmet AliTalat. yakla- şık 5 saat süren bakanlar kuru- lu toplantısının ardından yaptı- ğı açıklamada, BM Genel Sek- reteri Kofi Annan'ın davetine katılım konusundaki değerlen- dirmelerin geniş kapsamlı de- vam ettiğini belirtti. Talat, "So- nuçta Kıbrı$Türk'ünün,böl- genin, belki Türkiye'nin de kaderiyle ilgili bir karar aşa- masındayız" dedı. AL GOZUM SEYRETLE /IŞIL OZGENTÜRK Hadi bir aynaya bak • Baştarafı Arka Sayfada kusu yok mu?" Hoca babasından söz acı- yor ve şöyle diyor, "Rahmetli babam id- dia ederdi, hendese bilmeyen bir mille- tin hiçbir işi doğru gitmez." Hoca sözü nereye getırecek. pür dikkat izliyorum. Tam üstüne basıyor. "Şimdi" diyor, "sadece bu binayı ya- pan kişm tek başına suçlamak olmaz; buna izin veren yetkilivi de tek başına suçlamak olmaz. Bu binanın nesi doğru nesi eğri incelemeden, binanın İtalyan seramiklerine viırulup, milyarlar öde- \ip. bu binadan daire alanlan da suçla- mak olmaz. Burada bir durum var çok bize özgü. Biz köyden ansızın kentte ge- çen bir toplumuz. Kövde sorunlarımız köyün coğrafyası kadardı ama kentlere geûnce bu coğrafya genişledi, biz kafa yapısı olarak köylerde kaldık ve bu yeni coğrafyada köylüce yöntemler geliştir- dik. Sorunlanmızı biraz da Allaha hava- le ederek, günübirlik çözmeye çalıştık.A- ma Allahın bu aralar çok işi var, Irak'ta savaş, bir başka yerde sel, bir başka yer- de deprem, ne yapsın bizi biraz boşver- di. Biz de kendi sorunlanmızla baş ba- şa kaldık." Sohbet devam ediyor. ben ıçimden "ho- cam" dıyorum, "sövie artık, hep birlik- te aynaya bakma vaktimiz geldi. Ayna- lar hiç yalan söylemez." Ah bakar mısınız, hocam devam ediyor. "Doğulu bir ülke olduğumuzdan. bizde her türlii bilinç çok yavaş yerleşiyor. Ör- neğin Bursa'da İodos olduğunda kömür zehirlenmesinden pekçok kişi ölüyorya da hastanelik oluyor. OysaTahtakale'de baca başlıklan satılıyor. bunlar bacala- ra takılsa, rüzgâra göre biçim aldıkJarın- dan zehirlenmeler azalır. Maliyeri en fazla on milyon liradır. Ama bunu yap- mıyoruz. Vollardaki mazgallara bir ba- kın, bunlann üstü ve içi her zaman pis- likle doludur. Hiçbir belediyenin aklına hava günlük güneşlikken bunlan temiz- lenıek gelmez. Sonra ne olur, haydi bir yağmur yağar, bütün mazgallar rıkalı ol- duğundan gelsin su basmalan... Ayrıca ev almak için yola çıktığımızda kaçımız hendese bilgilerine başvurur? Çok basit, bir metre alıp koridorlan ölçelim; iilke- mizde çok az miktarda başı ve sonu ay- nı Ölçüde olan koridor buluruz, bu fark- lı ölçü durumunu binanın rümüne taşı- yın bakın ne çıkacak?" tlgiyle ızliyorum, bakalım hoca aynayı ne zaman kendisıne tutacak. Gecikmiyor. "Bakın" diyor, "ben okumuş yazmış, kendini uygar sanan bir yurttaşım. Pa- zar günleri ne yapıyorum, baktını trafik az, polis filan ortada yok, hop kemerini açıp başlıyorum araba kullanmaya. Bir- den kendimin efendisi oluyorum yani. bir kural çiğniyomm. Kendimden pek bir memnunum ama ne oluyor, birden bir polis arabası beni durduruyor, 'Ba- yım neden kemer takmıyorsunuz0 ' Ben ne yapıyorum, hoca olduğumu söylemeye kalkıyorum. İşte bu daha da beter, ho- caysan kemeri hiç açmaman gerek, So- nunda cezamı verip bu işkenceden kur- tuluyonım. Ben mi sadece, hepimiz böy- le şeyler yapıyoruz, o nedenle Zümrüt Apartmanı hepimizin apartmanı olabi- lir." Yaşa hocam, topluca a>Tiaya bakmamız gerektiğini çok güzel anlattınız, benim de işimi kolaylaştırdınız. sağ olun. seyreyle2Ö02^ yahoo.com ABD Başkanı Bush'tan darbeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BM Genel Sekreten Kofi Annan'ın müzakerelerin yeniden başlaması için öne sürdügü koşullan yumuşatmak a- macıyla diplomatik girişime kalfaşan AKP hükümetine, bir darbe de Was- hington yönetiminden geldi. Was- hington, Türk hükümetinin müzake- reler için Annan'ın koşullannı kabul ettiğini daha önce ilettiğini anımsata- rak 10 Şubat'taki New York rande- vusuna katıknası ve Annan'ın öne sürdügü takvimı kabul etmesi gerek- tiğini iletti. ABD Dışişleri Bakanı Co- lin Powell"ın sadece Genel Sekre- ter'in 9 Nisan'da garantör ülkelerin Annan Planı'nı meclıslerinde onayla- ma koşuluna ilişkin bir girişimde bu- lunabileceği öğrenildi. AKP hüküme- ti, "açık çek" verdiği Annan'ın ağır koşullarla dolu mektubunu yumuşat- maya dönük çabalardan da sonuç ala- madı. Önceki gün önce Dışişleri Ba- kanı Abdullah Gül, ABD'li muhata- bı Powell, sonra da Başbakan Erdo- ğan, ABD Başkanı George Bush ile telefonla görüşmüşlerdi. Söz konusu görüşmelerde Türkiye, Annan'uı koşullannın yumuşatıhna- sı ve müzakerelerde gündeme gelme- si istenen konulara ilişkin bazı istem- lerinı ABD'ye iletti. Türkiye'nin mü- zakereler kapsamında ele alınmasını istediği konulann mektupta yer alma- ması ve garantör ülkelenn referan- dumdan önce anlaşmayı onaylama koşullannnı kabul edilemeyeceğini anlatan Türkiye, ABD'den bu yönde devTeye girmesini istemişti. Poweü"ın garantör ülkelere sunulan koşula iliş- kin bir girişim yapabileceğini ilettiği, ancak diğer koşullar konusunda bir tutum almayacağı mesajını verdiği öğrenildi. Erdoğan'ın da Bush'a Da- vos'ta Annan ile yaptığı görüşmede- ki unsurlann mektuba yansımadığını, adada anlaşma sağlanana kadar da Türk askerinin kahnasını istediğini bildırdığı öğrenildi. Erdoğan'ın AB- D'nin çabalannın sürmesi istemine olumlu yanıt veren Bush'un Türk ta- rafından Annan'uı koşullannı kabul ederek Nevv York'taki toplantıya ka- tılmalannı istediği kaydedildi. Kritik süreçte Ankara boşahyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Kıbns konusunda yaşanan kn- tik süreç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ab- dullah Gül'ün yurtdışı programla- nnı engellemedi. Erdoğan Guney Kore 'de, Gül de Polonya'da 8-10 Şu- bat günlen arasında temaslarda bu- lunacaklar. Başbakan Erdoğan, dün gece geç saatlerde Güney Kore'ye gitmek için Türkiye'den aynldı. Erdoğan bugün Seul'de Ankara Parkı turu yaptıktan sonra Türkiye-Kore Dost- luk Derneği üyelen, Daevvoo Şirke- ti Başkanı ve LG firması yetkilile- rini ayn avn kabul edecek ve Türk işadamlan ile akşam yemeği yiye- cek. Başbakan Erdoğan 9 Şubat Pa- zartesi günü ulusal mezarlığa çelenk koyacak. Resmi karşılama töreninin ardından Cumhurbaşkanı Roh Moo-Hyun tarafından kabul edile- cek olan Erdoğan, Seul Belediye Başkanı ile görüşecek. Erdoğan, Kore iş çevreleri ile öğle yemeğin- de bir araya geldıkten sonra Türk- Kore tş Konseyi toplantısının açış konuşmasını yapacak. Başbakan, 10 Şubat Salı günü SeuPden Busan'a geçecek. Burada BM Anıtsal Mezarlı- ğı'ndaki Türk şehitliğini ziyaret tdecek olan Erdoğan, daha sonra Ulsan'daki Hyundaı fabrikasını ge- zecek. Dışişleri Bakanı Gül de bu- gün Polonya'ya hareket edecek. 1 Mayıs'taAB'ye tam üye olacak olan Polonya'da Cumhurbaşkanı Alexan Oder Kwasniewski, Başbakan Les- zek Miller ve Meclis Başkanvekili Tomas Nalecz tarafuıdan kabul edi- lecek olan Gül, Dışişleri Bakanı Wlodzimierz Cimoszewics ıle he- yetler arası görüşmeler gerçekleşti- recek. Erdoğan ve Gül'ün aynı gün- lerde yurtdışında olmalan, 10 Şu- bat'ta gerçekleştınlecek kntık Nevv York görüşmeleri sırasında An- kara'da siyasi karar alma mekaniz- malannda bir boşluk yaratabılecek. GUNDEM MLSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu metodu kendince değiştirdi: Deneme-yanılmama! Erdoğan, çözüm bekleyen bir konuyu alıyor, bir yöntem deniyor. Yanılsa da yanılmasa da, bir tek o- nun yöntemi masada! Kıbrıs'ta geldiğimiz nokta bu... Deneyim iyi bir okuldur ama, çok pahalıdır! Erdoğan'a göre deneyim: Vayyy bee ben de neyim! Erdoğan ve siyaset arkadaşlarının çok beğendiği bir tanımlama var: Şu kadar yılda çözülemeyeni biz çözdük, şu ka- dar yılda yapılamayanı biz yaptık! Kıbns'ta da böyle davrandılar. Erdoğan o kadar hızlı gitti ki, ağzından çıkanın nereye varacağını bil- meden, "Kıbns'ta toprak da verebiliriz" dedi. Görüş- meler sağlıklı bir zeminde başlarsa toprak paylaşımı da konuşulacak konulardan biri. Erdoğan, siyaseti ve diplomasiyi ticaretle, tüccarlıkla anlatmayı seviyor. Siz daha işin başında ne alacağınızı değil de ne ve- receğinizi konuşursanız, değil siyasetçi- devlet ada- mı, tüccar dahi olamazsınız demektir! Atalanmız, Erdoğan'ın bu tür önü arkası belirsiz ko- nuşmaları için şöyle der: Insan dünyayı zapt eder, ağzını zapt edemez! Annan ayrıntıda gizlidir! Annan Planı'nın tartışılmaya başladığı günden beri en kritik nokta, referandumdu. Uluslararası iliş- kiler alanında uzman kişilerin görüşü de o ki, An- nan'ın önerdiği yöntemin hukuksal bir temeli yok. Plana göre, tarafların anlaşamadıkları yerleri Annan dolduracak, sonra da bu metin referanduma sunu- lacak. Bunun kabul edilip edilmeyeceği tartışılırken, An- nan'ın 7 sayfalık mektubundan bir tavşan daha çık- tı: Ey Türkiye, referandum öncesinde garantör ülke olarak bu planı Meclis'inden geçir ve uluslararası an- laşma haline getir! Bu durum anayasamıza aykın ama, olsun. Annan açısından bir sakıncası yok. Ankara'nın sıkıştığı en kritik nokta bu... Dün Başbakan'la Genelkurmay Baş- kanı iki saat görüştü, sonuna doğru Dışişleri Bakanı katıldı. Bush'la, Powell'la yapılan görüşmelerden çıkmayan sonuçlar masaya yatırıldı... Referandum şimdilik masada yatıyor! "Annan aynntıda gizlidir" diye tanımlanacak bir un- sura daha dikkat çekelim. Referandum, "Annan Pla- nı'na evet mi hayır mı" diye yapılmayacak. "Yeni bir düzenlemeyle AB 'ye girişe evet mi hayır mı" diye ya- pılacak. Yöneltilecek sorunun ruhu böyle... Bir başka açıdan bakıldığında Annan, Türkiye'nin Kıbrıs sorununu çözmüyor, AB'nin Kıbrıs sorununu çözüyor. Zira AB anayasasına göre, komşularıyla so- runlu, sınırları tartışmalı bir ülke tam üye olamaz! Biz yeniden Ankara'ya dönelim... Dönelim de; ki- mi bulacağız? Başbakan Güney Kore'de, Dışişleri Bakanı da Polonya'da. Her iki ülkeyle ilişkilerin ge- liştirilmesine elbette diyeceğimiz yok ama, böylesi- ne kritik bir anda hükümet telefonlarının yalancı meş- gul çalması kabul edilebilir mi? Hükümet dedik de, Kıbns'a ilişkin politika üretir- ken de Erdoğan hükümetiyle Gül hükümetinin ayn çalıştığı dikkati çekiyor. Erdoğan'ın, Ömer Çelik, Egemen Bağış, Cüneyd Zapsu ve Ahmet Davu- toğlu'ndan oluşan mini kabinesiyle Gül'ün Dışişle- ri'ndeki dar bir kadrodan oluşan kabinesi olağanüs- tü çalışarak işleri bu noktaya getirmeyi başardılar. Bir de Bakanlar Kurulu var, o da 'iki kanada bakanlar ku- rulu' olarak icraatını sürdürüyor! Sözümüz bu yazıdan dışarı, geçen gün Tarih Ba- ba'yla sohbet ediyorduk. Ciltlerin neden bu kadar kalm, diye sordum, tereddütsüz yanıtladı: - Çoğunu hainlerin katkısıyla yazdım! ankcum ' cumhuriyet.com.tr Kıbns gidiyorANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Muhale- fet partileri, Kıbns ko- nusunda BM Genel Sek- reteri Kofi Annan'ın sert koşullar öne sürme- si ve AKP hükümetinin tavnna yönelik tepkile- rini sürdürüyor. DSP Ge- nel Başkanı Bülent Ece- vit, "Kıbns elden gitti gidiyor. Vatandaş bu- nun telaşı içinde" dedi. Ecevit, Polatlfda par- tı örgütü tarafından dü- zenlenen toplantıda ko- nuşru. DSP iktıdarday- ken hiç kimsenin Kıbns Türkleri için bir kaygısı- nın olmadığını anlatan Ecevit, "Ama, şimdi bugünkü iktidar döne- minde Kıbns elden git- ti gidiyor... Vatandaş bunun telaşı içinde. Bugün Türkiye kendi politikasını kendi be- lirleyemiyor. Avrupa Birliği (AB) ve AB- D'nin güdümünde bir politika yürütmeye kallaşıyor" dedi. CHP Grup Başkanve- kili Haluk Koç, Rumla- ra "kuzeye dönüş firsa- tı" verildiğini kaydetti. Koç. şu görüşleri dile ge- tirdi: "Kıbns'ta tarihi yanılgı ve teslimiyetçi tavır sergileyenlere Ue- ride pişmanlık yasası çıkmayacağı hatırlatıl- malıdır. Türkive'de Hizbullah ve PKK'ye Eve Dönüş Yasası çıka- ranlar, şimdi de Kıb- ns'ta Rumlara kuzeye dönüş fırsatı vererek Kıbns Türklerini ken- di topraklarında ku- şatmayı çözüm diye ko- şulsuz kabul edebili- yorlar." ANAP Genel Başkanı ISesrin Nas, Annan'ın mektubunun, hükümetin yanhş politikalannın do- ğal bir sonucu olduğunu belirterek şöyle dedi: "Başbakan'ın, Annan Planı ile masaya otura- caklannı Bush'a iletip tüm dünyaya Rum ke- siminin bir adım önünde olacağız' açıklamasını yaptıktan sonra, hükü- metin, 'Bu mektup bizi şaşırttı' demesi son de- rece anlamsızdır." DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, AKP'nin, Kıbns konu- sunda daha müzakere masasına oturmadan toprak vermekten söz et- mesini, Türk milletinin affetmeyeceğini belirtti. MHP^ Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise AKP'nin Kıbns konu- sundaki politikasının Meclis kararlanyla çeliş- tiğini, bu nedenle hal- koylamasına götürülme- si gerektiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle