17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SA'FA CUMHURİYET 8 ŞUBAT2004 PA2AR OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Haldun, Abdi, Örsan... l-er ocak ayında beklerdim. Yurdun dört bir ya- nınian kopup gelirdi öyküler!.. Her biri ayn bir çiçîk sanki, kokusu, rengi, güzelliği, tadı deği- şikdünyalar, insanlar, serüvenler... Cört yüz, beş yüz dünya, bambaşka yaşam- lars açılan pencereler... Alışmıştım, on beşyıldır, beki daha uzun zamandır. Masamı, odamın her yemi dolduran öyküler öyküler... Bekledim yine, geien yok, arayan soran yok! Şubat, işte.. Bekliyorum. Haberyok! Dostlarda beHiyor; Tahsin Yücel, Emre Kongar, Selçuk Erez, Selim lleri, Ahmet Oktay, Orhah Duru, Deırıet Taner de bekliyor, benim gibi... Nerde o . öyküler, nerde? ' Güzel bir gelenekti. Benim ta 1950'lerde sa- vüRduğum bir uygulama.. ödüller kurulmalıydı, sanata, kültüre, edebîyata açık ödüller. Tartışılı- yordu; örneğin Ataç karşı çıkıyordu. ödüller ge- reksizdi. ödül kazanmanın bir değeri yoktur. öy- le yapıtlar vardır ki ödül almasa da önemlidir, "daha üstündür, kalıcıdır. Ama ben hep savundum. So.nunda gündeme girdi ödüller; Sait Faik Ar- mağanı, Türk Dil Kurumu, Cumhuriyet gazete- si, Milliyet'inkiler, derken daha başkaları... Tam on beş yıl adını andığım arkadaşlarla 'Mil- //yef'in Haldun Taner ödülü'nün seçici kuruluy- duk. Nisan ayının belli bir gününde toplanır, tar- tışırdık. Saatler sonra bir öykü, derken bir baş- kast öne çıkardı. Birbirinden değerli öykücülerye- tişti bu çabalarla... "M////yet"in önemli bir ödülü daha vardı, gaze- tenin unutulmazyöneticisi, nerdeyse yaratıcısı Ab- di Ipekçi ödülü.. Sonra, genç yaştayitirdiğimiz usta gazeteci Örsan Öymen ödülü... Akla ge- lir miydi bir gün gelecek, A±>di Ipekçi unutulacak, unutturulacak! Hem de yakınlannca, hem de kur- duğu, yücelttiği bir kurumun şimdiki yetkililerin- ce!.. Ya örsan!.. Haldun Taner "Milliyet "teyıllarcayazdı.. Birsim- geydi. Okurtarın, ilgiyle yazdıklarını beklediği, bir büyük yazardı. Anısını yaşatmak için miydi bu ödül? Taner gibiler zaten unutulmaz, öyküleri, oyunları, yazıları hep yaşar gider... Ama bir de- ğerbilirlik örneğiydi Haldun Taner ödülü'nü kur- mak, yaşatmak... Seçici kurulu da o seçmişti yaşarken... Bu arkadaşlar adımı taşıyan bir ödül olursa orada yer alsınlar, demişti. Bizler de on beş yıldır sevdiğimiz dostu anıyorduk. Yılda iki kez bir araya gelip yeni öykücülerin yetişmesi, ede- biyatımızın zenginleşmesi için yüzlerce öykünün dünyasında yaşıyorduk. Şubat geldi, geçiyor! öyküler gelmedi, gelme- yecek! Ipekçi için de, örsan için de öyle... öyle mi gerçekten? Aydın Doğan gibi sanatsever ki- şiliğiyle tanınan bir insan bilmem ne der bu ko- nuda? Artıkyeter mi? Artık gerekmiyor mu? San- mam, ama gerçek bu; Haldun, Abdi, örsan ödül- leri artık yok!.. Sırası mı, diyecek kimi okuriar? Bak, yüzlerce insan hac kurbanı oldu. Yüzden çok insan da Irak'ta öldürüldü. Ya Konya'daki, yalnız acı de- ğil, hepimize utanç veren olay!.. Her gün ordabur- da, özellikle işgal altındaki topraklarda, Filis- tin'de, Irak'ta bir kavga var, bir başkaldırı var, ölümler var, acımasızlık, insanlık dışı kanlı olay- lar var. Sen kalk, Haldun anısına verilen bir ödü- lün özlemini çek! Abdi Ipekçi'ye uygulanan say- gısıziığı sergüe.. ödülleri kaldırsalar da Haldun da, Abdi de, gencecik örsan da değerini yitirmez. Anılan, ad- larına ödül olmasa da sevenlerinin gönüllerinde yaşar. Ama beni, benim gibileri üzen sanata, kül- türe, insana, değerlere aldırışsızlık, hepsi bu!.. Vakıf ve Derneklerle İlgili Yeni Bir Yasa Yasa kapsamına göre vakıf ve dernekler, genel olarak. bir kamu kuruluşunun görevlileri tarafından kurulan özel hukuk tüzelkişileri. Bunlann yöneticisi de genellikle, ilgili kamu kurumunun yönetici ya da görevlileri oluyor. Aydm AYBAY U zun bir süredenbe- ri hazırlanmakta olduğunu duydu- ğumuz yasa, niha- yetçıktı:"Dernek ve \ akıflann Kamu Kurunı ve Kunıluşlan ile Dişkilerine Dair Kanun" (Resmi Gazete, sayı 25361, tarih 29.01.2004; Kanun nu. 5072). Yasanın "Amaç ve KapsanT başlıkh bırinci raad- desine göre bu düzenleme bütün vakıf ve derneklerin değil, sade- ce "kamu kurunı ve kuruluşlan içinde ya da nezdinde" kurulmuş olan vakıfve dernekleri kapsıyor. Bunlardan "kanunla kurulmuş olanlar" ıse çalışmalan ile ilgili esaslar ayn bir yönetmelikle dü- zenlenmek üzere kapsam dışı bı- rakıhyor. Yasa kapsamına göre vakıf ve dernekler, genelolarak. bir kamu kunıluşunun görevlileri tarafin- dan kurulan özel hukuk tüzelki- şileri. Bunlann yöneticisi de ge- nellikle. ilgili kamu kurumunun yönetici ya da görevlileri oluyor. Devlet hastaneleri, üniversiteler, çeşitli devlet dairelen, kamu ik- tisadi kuruluşlan, belediyeler. ca- miler vb. resmi kurumlar nez- dinde kurulmuş bu tür yüzlerce vakıf ya da dernek var. Bunlar- dan, özellikle bağh olduklan res- mi kuruluşlann verdiği veya sağ- ladığı hizmetler karşılığında, ya- sal olarak ahnan harçlar dışında, bağış ya da benzer adlar altında aldıklan paralar nedeniyle pek çok şikâyet ediliyordu. Söz ko- nusu paralar hizmetten yararla- nacak kişiden adeta bir resmi zo- runlulukmuşçasına talep edili- yor; ödeme yapılmazsa, genel- likle hizmet de verilmiyordu. Tepkiyasası Yeni yasanın, uzun zamandan ben medyaya da yansıyan bu tür yakınmalar sonucunda oluşan resmi tepkinin iirünü olarak ha- zırlandığı söylenebilir. Bununbir tepkiyasası olduğu. hem getirdi- ği yasaklardan, hem de yasakla- ra uyulmaması halinde uygulana- cak cezalardan anlaşılıyor. Ya- saklan topluca şöyle özetleyebı- liriz: Yasa kapsamına gıren der- nek ve vakıflar, nezdinde kurul- duklan resmi kurumun adını ta- şıyamayacaklar. Böyle bir vakfın, o ünıversitenin hizmet binalan ve müştemilatında çalışması da yasaktır. Ünıversiteye aıt araç ve gereçleri de kullanamaz. Kamu kurumu tarafından venlen hiz- met dolayısıyla, yasa kapsamın- dakı vakıf veya derneğin, ücret, katkı payı, bağış ve benzen ad- larla bir ödün alması da yasaklan- mıştır. Aynca, yurttaş, o hizmet için kullanılacak form, dosya ve benzen kırtasiyeyi de vakıf ve- ya dernekten tedarike zorlana- maz. Bu tür vakıf ve dernekler- de, ilgili resmi kurumun görev- lileri, görev unvanlan ile yönetim görevi alamazlar. Kamu kurum ve kuruluşlannın bütçelerinden söz konusu dernek ve vakıflara, ödenek, yardım veya herhangi bir ad altında kaynak aktanla- maz. Bir kamu kuruluşunca acı- lacak ihalelerde, bu kurum bün- yesinde kurulmuş olan vakıf ve dernekler ile aynı kurumla ilgili heT ne amaçlakurulmuş olursa ol- sun dernek ve vakıflar ve bunla- nn paydaş olduğu ortaklıklar iha- leye katılamazlar. Yasanın 2. maddestnde aynn- tılı ve kapsamlı olarak yazılmış olan bu yasaklar, ilgili bakanlık- ça uzunca bir süredir toplanmış olan bilgilere dayanmaktadır. Madde dikkatlice incelenirse, yurttaşlarca yoğun şekilde ya- kınma konusu olan uygulama- run önlenmesi için hiçbir açık kapı bırakılmamaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Görevden alma işlemi Bu radikal yasaklama düzeni- ni tamamlayan hüküm ıse yasa- nın 3. maddestnde yer almakta- dır. Bu hükme göre. bir önceki maddede (2. madde) öngörülen yasaklara uymayan "kamu gö- revlileri ile dernek ve vakıfyöne- ticileri", eylemleri başka bir suç oluşhırmuyorsa, "üç aydan bir yıia kadar hapis cezası ile cezalan- dınlır." Aynca vakıf ve dernek yöneticıleri için "görevdenalma işlemi" uygulanır. Bu yasa yürürlüğe girdıkten sonra yeni kurulacak olan der- nek ve vakıflann tüzük ve senet- lerinde bu yasaya aykın hüküm- ler varsa. bu \akıf ya da dernek genel hükümlere göre kapatılır ve mallan da Hazine'ye (dernekler- de) ve Vakıflar Genel Müdürlü- ğü'ne (vakıflarda) "intikaleder." Bunun anlanıı kapatıhna anında, vakıf veya dernek malvarlığının kendiliğinden Hazine'ye ya da genel müdürlüğe geçmiş sayıl- masıdır. Öte yandan evvelce kurulmuş olan ve bu yasa kapsamına gıren vakıfve dernekler de, (kı yasanın asü amacı bunlarla ilgili düzen- lemedir) alü ay içinde yeni yasal düzene uygun hale getirilecekler- dir. Bu yapıbnazsa, dernek veya vakıf kapanlacak; mallan Hazı- ne ve Vakıflar Genel Müdürlü- ğü'ne intikal edecektir. Aynca tüzük veya senedı yeni yasaya uydurmayan yöneticilere de üç aydan bir yıla kadar hapis ceza- sı verilecektir. Döner sermaye Bu konuda bugünden kesin ve aynntılı bir değerlendirme yap- mak için vaktin erken olduğu söylenebilir. Ne var ki, yıllardan beri yakından izlediğımiz bu ko- nu hakkında oldukça yüklü bir bi- rikimimiz var. Buna dayanarak, aynntılı de- ğerlendirmelerimizi ayn bir ya- zı ya da yazı dizısi ile sunmak is- tiyoruz. Yalnız şimdıden bir iki temel noktaya değinmek gere- kir: Birincisi, bu yasal düzenin oluşumuna yol açan ilk uygula- ma, kamu kuruluşlannda resmi yoldan kurulup işletilmesı yasal olan "döner sermaye" düzenıni resmi denetim nedeniyle "sıkıcr bulup hastalardan. kendi kurdu- ğu vakıfyoluyla serbestçe "baç" alan ünlü bir üst görevHnin kişi- sel manfetidır. Bu yoldan topla- dığı paralarla, başı olduğu kuru- luşta, "zarf usulü" ödemelerle, kendine körü körüne bağh bir te- baa oluşturmuştur. Bu modeli pek beğenen bırçok kurum yöne- ticisi de hemen ardından. aynı yöntemle. kuruma bağh vakıf ya da derneklen kunnakta gecik- memışlerdır. Şımdi, yeni yasa ile bütün bu "duzen" çökecektir! Sayılan bel- kı onbinlen geçen "vakıfve der- nek" çahşanı ışsiz kalacak; özel- likle hastanelerde \enlen sağlık hızmetleri ciddi şekilde aksaya- caktır. Bu açıdan bakılırsa, yeni yasanın getirdiği "tepkisel dü- zen"i onaylamak zordur. Kanı- mızca, bu konudaki sakathklan ortadan kaldırmak için daha es- nek bir düzenlemeye olanak var- dı. Bu yola gidilmemesi yanlış ol- muştur. Sağım Solum Seçim... tsmet Kemal KABADAYI Hukukçu 2 8 Mart Yerel Yöne- mi gazetecıler ve Cumhu- tim Seçimleri'ne doğru gidiyoruz... Gidiyoruz da, sayın Ühan Selçuk'un sık sık vurgula- dığı gibi, "seçmen sayıa- nın yüzde yinni beş oyuy- la Medis'inyüzdealtnûşal- tısını ele geçiren takıyye partisi, tek başına iktidar- da olmayacak işler yapn yor~" Ammsadıklanmız: or- du, üniversite, yargı, işçi kuruluşlan, öğrenciler, özelleştirmeler, emekliler, çağdaş sivil kuruluşlar, ki- riyet, Aydınlık, Star olay- lan... Birkaç ay önce Ulu- sal Kanal'ın haklan gasp ettirildi, şimdi de Star TV uygulamasma geçildi... "Ayaguna yer ede>im"le- rin "gör ki"leri mi bun- lar?.. 1950'lerden bu yana ne- ler görmedik? Nice baş- bakan'lar, bakanlar, hatta cumhurbaşkanlan, "Sizis- terseniz hilafeti de getire- bflirsüiii_ Bana kimse. sag- cılar adam öldürüyor de- dirtemezL Kuran aveüeri diyorki-Tarikattarikatta- rikat_ Kanlı mı olur, kan- SE mı?. Silah atanla tespih tutan eL son sosyalist dev- leti yıkbk» Şeriata karşı \iirunmez_. Camiler kış- lam. minarekrsüngüm_" vb. dediler. Sözü göze alan şimdiki müşteşarlar da kurs ağala- nnın, imam ağabeylerinin yüzlerini a ak" edecek bi- çimde ve "ben hizbulla- hnn" dercesine şunlan söy- lediler: "Benmflliyetçide- ğUim, ümmetçhim.-" Ya da "İslanı asıl yaşam tar- Buyükşehır Çaltşıyor... İSTAN8UL BÛYÛKŞEHİR BELEOİYESİ İ S K İİSTANBUL SU VE KANALİZASYONİDARESİ Umraniye, Sangazi, Samandıra, Sultanbeyli, Taşdelen, Alemdağ, Paşaköyve Yenidoğan; daha temiz bir çevreye kavuşuyor... Paşakoy Atıksu Tüneli'ni HİZMETE ALIYORUZ! 8 Şubat 2004, Pazar • Saat: 13.30 Yer: Yenidoğan Bld. önü Müteahhıt Fırmalar. Garantı Koza !nş & Bıat Inş. Ali Müfit GÜRTUNA Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adır. Ben inançtan ve sis- temli demokrasiden. din devktinden \ana\im. bun- lan bir cemaatiniçindeön- görmekistivıorunı'' filan... Anlaşılmayan, daha doğrusu usa (akla) vurdu- ğumuzda anladığımız şu: "Orta"lan, u merkez"leri bir yanda rutalım. Onceki dört aynı parti- den sonra şimdiki "tam sağ" partinin amacı belli oldu: Şeriat-tarikatvedin devleti!.. Pekı, ya Türkiye Cumhuriyeti'nin d^Tİm- ci, tam bağımsız kurulu- şundan Gazi Mustafa Ke- mal Atatürkdilek ve ilke- lerinden, çağdaşlıktan ya- na olduğuna inanarak söy- lediklerine inandığımız gerçek sol, Türkiye solu, "tam sol", hani, tüm "ka- le"leriyle nerde" 7 Sağ, "değişinvdeğişmez kuraldu-"ı soldan almış, kötüye kullanıyor. Orada "değiştim" demek, asıl amaç için akıllı bir araç sözüdür. Anayasanın "demokra- tik, laik. sosyal de\1et" dü- zenlenmesine karşı. u şe- riat temelli din devleti" sis- temini getumeye yönelik kunıazlaşmadır, halk ge- reksınmelerine hizmeti içermemektedir... Sonuç: Bence de aynı ulusal gemide, sakıncah yoldayız. Aymaz ve du- raksamalı bir rotadayız. Yeni bir "kuruluş ve kur- tuhışsavaşı" gerekiyor. Bu nedenle, SayınOktoyAk- bal'ın hep yinelediği gibi, ülkenin tüm sosyal demok- ratlan, demokratık solcu- lan, sosyahstleri, halkçıla- n, cumhuriyetçileri, ger- çek yurtseverleri, us birli- ğinde, el birliğinde, oy bir- liğinde bulunmalı; birbiri- ne kenetlenmişlerden ders almalı, birbirinin adayını seçimlerde boşa harcama- mahlar. Güdülmemiş olmak ko- şuluyla "kaûhmcı yöne- tim", gelişkin ve ileride ise "çoğufcuhık", demok- rasiye uygundur. Yanlış olan, onu "şal" ya da "tûr- ban" olarak kullanmak, yüzyıllann tutuculuğunu (muhafazakârhğını) gü- nümüze taşımaktır... Tabandaki halkımız, kandınldığı ya da yanıl- tıldığı zamanlarda ne ya- pacağını biliyor. O aslın- da. geçim kaygılan içinde bile, "haricivedahiKbed- hablar"a( *) karşı, çağdaş "nimet"leri, ulusal ilerle- meyi sağlayacak olan ay- dınlanmalara, kurtancı uy- gulamalara açık ve hazır- dır... (*) Bedhah: Kötü vürekli. _ M U R İ T E I E U I l ' E I E P İ I E i l l l l l KIHALIK 0DAGeîeceğini tek tolu, öldnrmek. n ı l;ıl i- ( j ) İ S T A N B U L B Ü Y Ü K Ş E H İ R B E L E D İ Y E S w w w. s an aiyo l c u l a r i . c o m 12-15-22-29 Şubat Bahçelıevler Beladiye Tıyalrosu Gışe Tel 0212 441 36 81-82 18 Şubat Profllo Alışveri; Merkezı Mecıdıyeköy Gi«e Tel 0212 216 40 70 PENCERE Dağlarca'nın Doruklarından Esen Rüzgâr... Bizim gazetenin üst katındaydık; Nadir Nadi'nin odasında söyleşiyorduk; Emre Kongar, Süleyman Çelebi, Ertuğrul Kazancı, Alev Coşkun, ben... ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) kapsamlı bir eyleme hazırlanıyor... Alev birden ayağa kalktı, elindeki 'Güzel Yazılar' dergisinden okumaya başladı... Şiirin adı: "CUMHURİYET Doğumdan Bugûne" "Köylü efendimizdir dediğimiz birisi vardı Köylü efendimizdir dediğimiz birisi yoktur Bütün ulusu eğitecek kuruluşlar vardı Bütün ulusu eğitecek kuruluşlar yoktur Yurdu demir ağlarla ören ülkümüz vardı Yurdu demir ağlarla ören birisi yoktur Yerii ürünlerle yetinelim istedik Yerli ürünlerle geçinmeyi amaçlayan birisi yoktur Dil devrimini gerçekleştirmek sevinci vardı Dil devrimini gerçekleştirmek sevinci yoktur Türkiye Türklerindir'e inanan yazarianmız vardı Türkiye Türklerindir'e inanan birisi yoktur Türkiye 'yi yüzdeyüz özgün kılan yöneticiler vardı Türkiye'yi yüzdeyüz özgün kılmak isteyen birisi yoktur Toplumculuk anayasasıydı ülkenin Toplumculuğu gerçek anlamıyla anlayan uygulayan birisi yoktur Ey Türk Gençliği Atatürk diye andığımız yaşama gücümüz vardı Atatürk diye andığımız yaşama gücümüz vardır vardır." • Susmuştuk., Heyecanlanmıştık.. Yoklann yok olduklan yerde, şairin variann paha biçilmez varlığında 'yaşama gücümüzü' vurgula- ması, şiirden öteye bir yaşam pusulası oluşturuyor- du. Dağlarca doksan yaşında gençliğini yaşıyor.. Şiirini çerçeveletip Ankara'da ADD'nin duvanna çakmalı!.. • Birden anımsadım: - Son 10 Kasım'da çıkan Cumhuriyet'in birinci say- fasında Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın şiiri yayımlan- mıştı; arşive söyleyelim, getirsinler. Şiir geldi. Adı: "Büyük Gün" Alev okumaya başladı: "Burası Türkiye'dir Bütün ovalar başakta • • • Savaşlar başkaldırmalar zindanlar Gözyaşlan uzakta • • • 10 milyondan daha çok öğrenci Okumakta yazmakta • • • Oğullanmız kızlanmız gözleri parlarken özgüriük bayrağını taşımakta • • • Yurdun toprağını kırmızı kılmış şehitlerimiz adına kocaman Anıtkabir ayakta." • Büyükler büyüğü Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın dize- lerindeki ermişlik, geleceğe doğru yürüyüşümüzün yolunu pınl pınl çiziyor... Peki, daha ne duruyoruz?.. ^AL YARCI DUNYASI SATIŞ TEMSİLCILERİ Hukuk alanında ciddi bir yeri olan dergi ve kitaplarımızın or- ganize bir şekilde pazarlanması için İstanbtıl, Ankara, İzmir, Bursa ve Adana'da ikâmet eden deneyimli sa- tış temsilcilerine ihtiyaç vardır. Tel.: 0212.511 06 52 • Tel.: 0216.418 39 16 TMMOB Mimariar Odası İstanbul Bihükkent Şubesi 38. Donem Olağan Genel Kurul Çağnsı Şubemızın 38. Dönem Olağan Genel Kurulu ve "Teknık Kongre" aşağıda belirtılen gün ve yerde. ılan edılen gündemle yapılacaktır "Odamızın yıllardır sürdürdüğü kamu yaranna mesle- ki davTanış gösterme sorumluluğu" ile yönetıme gelen 37 Dönem Yönetim Kurulu olarak, tüm üyelenmızı. UlA'nın "Yaşasın Kentler" teması çerçevesınde düzenledığimız "'Yaşanılır Kentler. Yaşanılır tstanbul" başlıklı Teknik Kongre'ye ve 37. Dönem Yönetim Kurulu çahşmalannı değerlendırmek üzere Genel Kurulumuza katılmaya çağın\oruz TMMOB Mimariar Odası tstanbul Büyükkent Şubesi 3 7 Dönem Yönetim Kurulu PROGRAM TEKNİK KONGRE "Yaşanılır Kentler. Yaşanılır İstanbul" Tarih: 13 Şubat 2004 Cuma. Saaf 09 30-19 00 Yer: İTÜ Taşkışla 109 Numaralı Salon 1. Gün: GENEL KURUL Tanh: 14 Şubat 2004 Cumartesı. Saat: 09 00- V .00 Yer: İTÜ Taşkışla 109 Numaralı Salon. Gündem: 1. Açılış 2. Başkanlüc Di\anı seçımı \e saygı duruşu, 3 Gündemin kesınleştınlmesi, 4. Açılış konuşmalan. 5. Konuklann konuşmalan. 6. Çalışma raporunun okunması. üzerınde görüşme yapılması ve hakkında karar alınması. 7 Merkez Genel Kurulu na götüriilecek Şube Genel Kurul önenlen. 8. Yönetim Kurulu. Şube Denetleme Kurulu. Şube Soruşturma ve Uzlaştırma Kurulu ve Oda Genel Kurulu delege, asıl ve yedek adaylarının belirlenmesı \s tutanağa bağlanarak ılanı. 9 Yeni çalışma dönemıne yönehk önenler, dilekler 2. Gün: SEÇTMLER Seçimkr: Tanh- 15 Şubat 2004 Pazar. Saat: 09 00-17.00 Yer: Yıldız Sarayı Dış Karakol Bınası Barbaros Bulvan-Beşıktaş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle