25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
sS ŞUBAT 2004 PAZAR CUM1İUPİYEI" SAYFA 17 jtü Bush'u detirecek 3 beri gelsin dedik. £ Kerry geldi! Etektronik posta: denizsom@cumhwiyeicom.ti' www.denizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Türkiye pamukta da dışa bağımlı olmuş... "Her şeyimiz pamuk ipliâine baölı!" KirleticilerPartiler belediye başkan adaylarını henüz açıkla- madı ama aday adayları piyasaya çıktı. Çevreni- ze bakın, duvarlar bazı aday adaylannın afişle- riyle dolmaya başladı. Bunlar izinsiz yapıştınl- s mış afişler. Çevreyi kir- leten afişler. Kural tanı- maz ve çevre kirteticisi bu kişilerin aday gösterilip belediye başkanı seçildi- ğini düşünün... Tersine Göksel Kaya: "Arjantin özelleştirilen kurumlan tekrar kamulaştırıyor. Iran'dakiler molla reji- minden kurtulmaya ça- lışıyor. Bir de Türki- ye'nin halirte bakın. Her- kes gider Mersin'e..." Alaybey 9 Bir sendikacı Iz- - - mir'deki Alaybey Tersa- nesi'nin kapısından "Her fabrika bir kaledir. M. Ke- mal Atatürk" yazısının kaldınldığı bikJirmişti. Ter- sane yetkilileri kapıda bir yazı olmadığını, yazının kapıdan girince sağdaki binanın üzerinde durdu- ğunu, tersanenin birçok yerinde de büyük önder Atatürk'ün sözlerinin yer aldığını ve yer almaya de- vam edeceğini açıkladılar. stanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğ- retim üyelerinden ve Orman Mühendisle- ri Odası Marmara Şubesi eski başkanı Prof. Dr. Uçkun Geray, Burgazada'daki orman yangınından sonra yapılan ağaçlandırma çalışmalarını anlatırken bakın ne diyor: "Yangını üzerine Ada Dostları Derneği de, istan- bul Orman Bölge Müdürlüğü gibi konunun üzeri- ne eğildi. Bölge Müdürlüğü, haklı olarak, bir an önce ağaçlandırma yapmanın peşinde oldu. Ancak bu noktada dernekle ve ada halkıyla karşı karşıya kal- dı. Ada halkı yürütülen çalışmaya ağaç türleri ve fi- dan yaşları açısından karşı çıktı. Dernek, Orman Mühendisleri Odası Marmara Şubesi'ne de başvurdu. Marmara Şubesi Başkanı ve Orman Fakültesi öğretim üyesi olarak, Orman Bölge Müdürü Faruk Kan davası Çebi'den bu ağaçlandırmanın projesini rica etti- ğimde, raporunyazılmaktaolduguvetamamlanın- ca iletileceği ifade edildi. Oysa o sırada arazideki çalışma hemen hemen tamamlanmıştı. Yani projesi olmayan bir acele uygulama söz konusuydu. Yaklaşık 1.5 ay sonrasında proje Çebi'ye hatır- latılarak yeniden istendi. Tamamlandığı belirtilerek, 'ilgili mühendise söy- lüyorum size ulaştıracak' cevabı verildi. Ne var ki proje bir türlü gönderilmedi. Arkasından 11 Ocak 2004'de Orman Mühendis- leri Odası Marmara Şubesi' ndeseçimleryapıldı ve yeni bir yönetim kuruluna görev devredildi. Çebi'ye rastladığımda projeyi hatırlattım, 'Sizin resmi görevinız bitti hocam' cevabını aldım. 5 Şubat 2004 tarihi itibarıyla bu projenin şube- ye hâlâ verilmemiş olduğu saptandı. Ağaç türlerinin ve fidan yaşlarının uygun olup ol- madığı sorunu dışında zihniyet ve ciddiyetsizlik ayan beyan ortada ve dernek de durumdan son derecede rahatsız. özetle, proje olmadan uygulama yapılıyor, pro- je varsa bile bir türlü iletilmiyor, verilen söz tutul- muyor. Hatırlatılınca da yakışıksız bir resmiyet ha- vası ortaya sokuluyor, saygısızlık yapılıyor." Yetmiyor, Ada Dostları Derneği'nin Burgaza- da'da yeniden ağaçlandırma çalışması yapmak için aldığı bağış toplama izni iptal ettiriliyor; san- ki bir "kan davası" güdülüyor. Ve bu arada Orman Mühendisleri Odası'nda hü- kümet yanlılarının göreve gelmesi için ülke gene- linde yoğun çalışmalar yapılıyor. SESSÎZ SEDASIZ (!) AKP'nin değiştirdiklerini görebilmek Bakırköy'den Ataköy'e doğru giderken AKP'nin astığı afişteki "AKP hükümet olduktan sonra hayatımızda neler değışti görmek ister mısiniz" sözüne gözü ilişiyor Mustafa Yavuz'un: "Değişmeyen tek şey değişimdir, vecizestnden yola çıkarak 3 Kasım'dan bu yana değişen şeylerin olması şaşırtıcı değil. Onemli olan değişimin ne yöne doğru olduğu. Biz her alışverişe çıktığımızda değişen fiyatları görünce keşke değişmeseydi diyoruz. Devletin temel varlıklan haraç- mezat satıhrken bugüne kadar ülkeye bir çivi çakmanmş kimselerin kafasının daha da küreselleştiğini görüp bu değişimden rahatsız oluyoruz. Amerıka'nın güdümüne daha fazla girdiğimizi görüp bu değişimden inciniyoruz. Cumhuriyetin temel değerlerine vur- kaç taktiği izlenerek her geçen gün artan saldırılar ilerideki köklü değişimi isteyenleri cesaretlendiriyor. Dış siyasetteki değişim ise bizi Anadolu'ya hapsediyor. Değişiyoruz... Bölgenin güçlü devletlerinden biri olan Türkiye artık 'küresel kraliyef kurma heveslısi olanlann at oynattığı bir ülke olma yolunda son hız değişiyor... Iran'da kadınlar bir gecede giydikleri çarşafları atmak için değişim ıstiyor... Değişiyoruz; farkında olmadan, sessizce, usul usul... Peki ne yöne acaba, yeni bir senteze doğru mu? Adı 'neo-Osmanlıcılık' olabilir mi!" ÇED KÖŞESI OKTAY EKİNCİ 'Reformlarını' deliyorlar... Hükümetın imar, beledıyeler ve çevre konusundakı yasa deği- şikJiklennın hemen tümü, kendi "refornT düzenlemelenyle bile açıkça çelişıyor... Bu durum, Ba- kanlıkJardakı reform tasanlannı hazırlayan bürokratlan da açma- za duşürürken, bu düzenlemele- rin TBMM'ye sunulmasını da sü- reklı erteletiyor... Aynı hazırlıklara katılma ola- nağı bulabılen kimi uzmanlık çe\Teleri ise "kendDerinden ha- bersz" öncelik sağlanan "reform karşıtT yasalar karşısında "hü- kümctie tşbirliği" umutlannı yıtir- mış durumdalar... 'Baskm yasalar\_ Reform hazırhklannı "engeDe- meye" başlayan bu "baskın yasa- lar" arasında, Cumhurbaşkanı meyerek, reform bir yana, şimdı- ldnden daha gen bir uygulama öngörülmüştü.. 'Karşı-reform' örneğL. Türkiye'nin birçok kentinde -brüşikbeiediyeler kargaşasT ya- şandığı halde, sadece Deruzlı ıçın düzenlenen "bütünleştirme" ya- sası da benzer şekıldekı "planla- mayıdışlayan" anlayışı ıle reform yenne "karşı-refonn"un diğer ör- neğı oldu. Çünkü, asıl reform tasansında, ıl merkezı belediyelenn, komşu- lannı "yutarak" değıl, onlann demokratik konumlannı da gö- zeten bir "pfcuılama bütünseffiğT ıçinde imaı dısıplınıne bağlanma- sı ilkesi var... Hükümetın bu ılke- yi de göz ardı ettiğı Denızli yasa- sı ise demokratık "yerinden" yo- KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak ' turk.net ÇIZGILIK KİuiL msARACi kamilmasaraci' mynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com Reform durduracakti... "Yasayla" devam edecekler... Sezer'ın onaylamadığı "büyük- şehir smırlannı genişjetmeyi" ön- gören düzenleme, gündemdeki yerel yönetimler reformunu yok sayıyor... Benzer şekilde, sadece "Deniz- K" için hazırlanan ve kamuoyun- da "bütünkent" olarak anılan ya- sayı da eğer Sezer onaylasaydı; aynı reformlar bu kentimizde "geçersiz" olacaktı... TBMM'deki görüşmelerde 2004 Mali Bütçe Tasansı'na ek- lenen bir maddeyle; "iskân izni ohnayan v^pılara altv^pı hizmeti sağJanması" da yine reform dü- zenlemelerindekı "kaçakyapda- n engeflemeye" dönük temel ku- rallan daha doğmadan öldürdü... Bflim dışı sınıriar Örneğin, 3030 sayıh yasada, büyükşehir belediye sınırlannın •^•alilik binasından ölçülentipme- safdere" bağlandığı yeni düzenle- me, bu mesafelerin ancak "bölge- sd planlama" ile belirlenebilece- ğını öngören yerel yönetimler ta- sansına "darbe" niteliğindeydi. Çünkü planlama ile birlikte bü- >ükşehrin "etköemeveetkilenıne alanlan" bilımsel verilerle sapta- nacak; böylece sınırlar da "kDo- metre}«" değil "şehircilik flkele- rine" görebelırlenebilecek... Sezer'in veto ettiği yasada ise büyükşehir belediyelerine yeni nnırlan ıçinde bile "metropoH- tan planlama" yetkısi yine venl- netim yerine, bir tür "yerel kral- hk"yaratacaktı... Kent suçuna 'hizmet' TBMM'deki 2004 Bütçe Yasa- sı görüşmelerinde AKP'li mıllet- vekillerince yasaya eklenen ve "kaçak yapılara tüm kanıu hiz- metlerini bağlamayı" sağlayan madde ise reformlarla birlikte doğrudan "AKP programına" da aykın... Çünkü. reform paketin- de, yasadışı binalara hizmet götü- ren "kamıı göreviisinin bUe ceza- landırümasT öngörülüyor... AKP'nin 3 Kasım 2002 seçimle- rinden önce ilan ettiği parti prog- ramında da; "kente karşı suçlar Ceza Yasası'na aünacak" sözü vardı... Şimdi ise a\nı kent suçlannı cezalandırma yerine "ödüDendi- rid" yasalan de\Teye sokan AKP'nin bu tutumundaki temel nedem ise "seçmentabanT oluş- turuyor... Çünkü, özellikle bmiik kent- lerimizdeki yüzde 70"lere varan kaçak yapılaşmayla imar rantla- nnı sağlayanlann da "en güveni- Br" partisi AKP... Hükümet ise bu niteliğiyle, sadece 1950 son- rasındaki "yağmasK'asetinin' 1 de- ğil, yıllardır >ı ükselen **şehircfli- ğin reddj" polıtıkalannın da "en militan iktidan'1 olarak tanhe ge- çiyor... Oekinci" cumhuriyet.com.tr HAYAT EPİK TİYATROSü MUSTAFA B1LG1\ "...TÜRKtyE ARTTK PAMUK ÎTHALACISI OLDU..." SANA BtR SORU: KİLO DEMÎR Mt S BtR KÎLO PAMUK MU? BU BtR SÜTUN'LUK HABER. ÎKtStNDEN DE ASIR BABA !. i !__l—L-IE-ZL.TE.J"."II"_T"_I_ L TARİHTE BUGÜN MIMTAZARIKAN 8Şubat icwtc.mumlaz-arikan.com COKSOSUKBİR KlŞf. 1923'OA 8U6ÜN, OUtĞANÜSTÜ SO&UK VE MR, r SlMPU>N-OHlBNT-EKSPGeSn TKENİ- NİM YOLPA KALMASINA NEDEN OLDU.. ÜNLÜ TOEN, İSTAMBUL'A eOKİLDMeTH£ UZAKUKmid ÇE.fZICEGk£>Y'DE, YARO/M EKJPLBRİUCS KU(2.TA&LMAm ÇAUŞl- LlRKBMfİSTAMBUL'DA 1832'DEAJ SBIZİ İLK KEZ ISI (^İS) OLUYOGDU. İST^N- BUL'UM YAÇAMIUI FELJÇE UĞ/5ATAN KA- GA KIÇ,AYNI ANDA TÛM AVRJUPA KENT- LERİHDE O£ ETKJSİKIİ GÖ£W£/rOI?DU. ÖRfJEĞİM, SOFYA : ~3i, VA/İŞOVA: -S4-, STRASBOURG: -21 OE&£C£YDİ. BUNLA&N YAKll SlRA,GÜNEYOE-tCJ COTE ' BİLE SULAR. DONMUÇTU.'. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Doğa Yasası Gibi Birkaç gündür Silivri'deki evimizdeyiz. Istan- bul'un kalabalığından, gürültüsünden, hayhu- yundan uzakta, doğayta baş başa kafamızı din- liyoruz. Yetmiş üç haneli sitemizde bekçimizden başka kimse yok. Şiddetli geçen kış, komşula- rımızın gözünü korkutmuş olmalı ki bu bayram tatilini istanbul'dageçirmeyi yeğlemişler. Çevre- deki evlerin hiçbirinde ocak tütmeyince yaz kış sokaklarda, bahçelerde görmeye alıştığımız ba- şıboş kediler, köpekler gibi kargalar, saksağan- lar, serçeler de yiyecek bulabilecekleri başka yerlere göçmüşler. Trakya'nın kışı sert geçer, Silivri de doğası açı- sından istanbul'dan çok Trakya'ya yakındır. is- tanbul'da esen rüzgâr burada fırtınaya, çisele- yen yağmur sele, serpiştiren sulu kar da tipiye dönüşür, Silivri'de yağan kar günlerce kalkmaz. Çevredeki ağaçlara bakıyorum, daha birkaç gün öncesine kadar ortalığı altüst eden o şiddet- li fırtınaları, o tipileri, o soğuklan yaşayanlar san- ki onlar değil. Hiçbir şey oimamış gibi bahan bekliyorlar. Kolları, dalları budanmış, dev korku- lukları andıran görünümleriyle insanda ürküntü uyandıran yaşlı söğütler var aralannda. Onlar da mart ayıyla birlikte dallarının uç vermeye başla- yacağını, hızla uzayan dallarının yapraklanaca- ğını, yeniden yeşile bürüneceğini biliyorlar. Doğanın yasalan hiç değişmiyor. Ağaçlar ne zaman yaprak dökeceklerini, ne zaman yaprak- lanacaklannı biliyorlar. Güneşin ne zaman doğup ne zaman batacağını, ayın ne zaman mehtaba dönüşeceğini, yılanların kış uykusundan ne za- man uyanacaklarını, karıncaların yuvalanndan ne zaman çıkacaklarını bildikleri gibi. Güneşin, ayın, yılanlann, karıncaların kimsenin öğüdüne; doğun, batın, dönüşün, uyanın, çıkın türünden uyanlarına gereksinimleri yok. Her şey doğanın yasalarına uygun olarak gelişiyor, sürüp gidiyor. • • • Insanoğlu bu, canı çıkıyor da huyu çıkmıyor. Ben de her gün üç beş gazete okumaya, oku- dukça hop oturup hop kalkmaya, sinir sistemi- mi altüst etmeye alışmışım ya, bu alışkanlığımı burada da sürdürüyorum. Haberleri, köşe yazı- lannı okuyorum. Bazı konular var ki güncellikle- rini hiç yitirmiyorlar. Böyle olunca da insan gün- lerce, haftalarca degil, aylarca hatta yıllarca hiç gazete okumamış, hiç televizyon izlememiş, hiç radyo dinlememiş de olsa hiçbir şeyi atlamış, ka- çırmış olmuyor. Solun, solcuların biriiği de bu konulardan biri. Türkiye solunun tarihi, bir yanıyla ayrılmalar, ay- nşmalar, bölünmeler, parçalanmalar tarihi. En belirgin özelliği de bu parçalanmalan en birleş- mesi gereken anlarda yaşaması, yaşıyor olma- sı. Hiçbir mantık bunların nedenini çözemiyor. Türkiye solundaki parçalanma, bölünme eğilimi ne değin güçlüyse, -belki de bu nedenle-, sol- cuların bir araya gelmeme, güçbirliği oluşturma- ma kararlılıkları da o değin güçlü. Dünyada, Tür- kiye'de her şey hızla değişiyor, fakat solcuların geniş bir kesiminde görülen bu "ölümcül karar- lılık" doğa yasaları gibi asla değişmiyor. Türkiye solunda "başat eğilim " diye niteleye- bileceğimiz bu "ölümcül karartılık" kimilerinin gözünü öylesine köretmiş ki, iki adım önlerini bi- le göremiyortar. Kendileri gibi partilerini, o parti- lerde hâlâ bir umut ışığı gören insanlan da bir "in- tihareylemcisi" gibi boyutlan apaçık ortada olan bir felakete sürüklüyorlar. Sol, önümüzdeki yerel seçimlerde Istanbul'da, Ankara'da, Izmir'de, Eşkişehir'de, Bursa'da ka- zanamazsa, bu, tüm Türkiye genelinde bir da- ha altından kalkılması çok zor olan ve önümüz- deki uzun yıllarda bedelini ülke olarak ödemek zorunda kalacağımız bir yenilgi anlamına gele- cek. Birileri, bu durumda bile hâlâ "ben, ben" di- ye direniyorsa, direnebiliyorsa, yol yakınken "on- larsız" birtakım seçenekler, çözümler üretme- mız, yöntemler geliştirmemiz gerekiyor. Eğer ağaç, yılan, karınca değil de insansak tabii. (Faks:0 212-72384 97) (e-posta: dkavukcuoglu superonline..com) B U L M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Beşayndal- daki yanşma- lardan oluşan atletızm yanş- ması. 2' Su kı- yılannda yeti- şen ve kökü hekimlikte kullamlan otsu birbitkı...Jules Verne'in "De- niz Alünda \ ırmi Bin Fer- sah" romanındaki Na- utılus denızaltısının kaptanı. 3/Namaz ıba- 2 detının bınmı... Sat- 3 rançtaenönemlitaş. 4/ Bir işte usta olan kım- se... Bakınn sımgesi. 5/ Danslı ve resmi gi- yimligecetoplantısı... 8 Boyutlar. 6/Yabancı... 9 "O —- gözlü bir devdiMinnacık bir kadın sevdi" (Sânm Hikmet). 7/Eğik olmayan... Çok yapıt ortaya koyan, verimli. 8/ "Fani ömür biter bir — sonbahar olur'" (Yahya Kemal)™ Alman faşisti. 9/Yedı ayn dal- daki yanşmalardan oluşan atletizm yanşması. YUK\RTOAN AŞAGIYA: V Poker, konken gibi iskambil oyunlarmda, aynı cins iki karta verilen ad... Eskiden uğur getirmesi için mektup zarflannm üzerine yazılan sözcük. 2/ Madenlen yontmada kullamlan çelik araç... Alçak enlemlerde esen düzenli rüzgâr. 3/ Gümüş parlak- lığında bir element... Giysi kesimi. 4/Bulaşıcı bir göz hastalığı... Briçte sanzatunun kısa yazılışı. 5/ Boru sesi... Tuzağa düşürülen şey. 6/Tunus'un pla- ka işareti.... Osmanlı donanmasında ve kıyılannda göre\ yapan asker sınıfı. II Kokmuş hayvan ölü- sü... Islam dininin ilk müezzinı. 8/ Asma kütüğü... Yunan rakısı. 9/Bol nişastalı birbitkı... Ruh.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle