17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ŞUBAT20O4CUMA CUMHURİYET SAYFA DtZİ 28 Mart 2004"te yapılacak yerel seçimlerle biriikte, her kentgibi Îstanbul için de 5 yıllık yerel yönetim dönemi sona erecek.. Ancakaynı tarihte, 1994 Martı 'ndakiyerel seçimlerle başlayan "Îslami" anlayışa dayalı belediyeciliğin de 10. yılı dolmuş olacak... Geride kalan lOyılın ikinci beşyılında, önceMyle tam bir "partisel" beraberiik olmasa bile "ideolojikyakmhk" nedeniyle denebilir ki 1994-2004 dönemi Îstanbul için "dinci-muhafazakâr yönetimin kesintisiz an yılı" olarak geride kalıyor... Ammsanacaktır, 1994 yerel seçimlerinin ardından, "Îstanbul" adının kökeninde aslında "hlambol" deyiminin bulunduğuna dair sayısız yazı ve "inceleme " de ardı ardınayayımlanmaya başlamıştı... O güne kadar pek dillendirilmeyen böylesi bir "yahştırmamn " hemen ilkaylarda "uygulamalara " dayansımaya başlaması iseyine tstanbul'da sanki yeniden "tslambollaşma " dönemine girildiğini bile gündemegetirebildi... Bu nedenle, htanbul'da 1994- 2004 arası için belki de geleceğin "popüler kültür tarihçilerinden " önce biz bu deyimi kullanarak "hlambol hedefinin "yerel yönetimdeki 10 yıllık iktidarına yeniden şöyle bir göz atmak istedik Derlememiz, öncelikle kentin "siyasal kimliğini" işte bu hedefe yönelik etkilemeye çalışan girişimlerden ve yine aynı "îslami" anlayısm özellikle imar, şehircilik kültürel mirasın korunması, çevre veyaşam değerlerine olan yaklaşımlarının îstanbul'daki uygulama ve sonuçlanndan kesitleri içeriyor. Geçen lOyıl içinde kentin hâlâ "plansız " olması: 2 günlük bir kar baskmımn bile "felakete dönüştüğü " bir metropol haline gelmesi ve özellikle 2600 yıllık tarihsel kimliğin belki de en hızla çöküntüye uğradığı bir sürecin yaşanmasıyla biriikte, "varoş " denilen ormanlık ve su kaynaklanyla donanmış bölgelerdeh "imar rantı isgalinin " de neredeyse son kalan doğal alanlan tüketmeye başlaması, bu dosyamızı bir anlamda "belgesele " dönüştüren saptamalardan bazıları... Derlenen örneklerden degöriileceği üzere, îstanbul 'u "Îstanbul"yapan hemen tüm çevre ve kültür değerierini "arazi ve inşaat rantına dayalı siyasal örgütlenmeye " kurban eden bu çizgi, lOyılın sonunda "kente karsı suçları kitleselleştirerek" yeni bir seçimde vine oy istiyor... Kendinden vana olanlara bu dünyamn ve Îstanbul 'un "cennet değerierini" yağmalayarak kazanç sağlatmayı siyasi güvenceye dönüştürürken; karşıhğında da "kaçakcamiler", "rumazançadırları" ve "yasadışı tarikat külliyeleri" ile bütünleşmiş bir Îslamiyasam tarzını yaygınlaştırarak, öbür dünyadaki "asıl cennetin " rehberliğini üstleniyor... Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan'a göre îstanbul 1930'lardan 1994'e kadar 'şer güçler'in elindeydi... Tetih' söylemiylebaşladılar "QsCâm6oC"un ıo vıCı MART 2003 - ]\IART 2004 OKTAY EKİNCİ G azete arşivlerine bakıldığında. "çöplüklerde bulunan oy pusu- lası torbalanyla" yaşanan 27 Mart 1994 yerel seçimlennın ge- nel olarak galibi Necmettin Er- bakan liderliğindeki "Refah PartisT (RP) idi... îstanbul'da da diğer temel siyasi eğilimlerin çok parçah partileşmeleri sonucunda yüzde 25 oyla seçimin galibi olan RP'nin büyükşehir be- lediye başkan adayı Recep Tayyip Erdoğan. mazbatasını aldıktan sonra 15 Nisan 1994'teki belediye meclisini açış konuşmasında kendi dö- nemini şu sözlerle başlatıyordu: "- Bizim yönetimimiz süresince halkın seçtik- lerini denedemesi için gerekli şartlar hazırlana- cakur™" Ne var ki ilerleyen yıllarda bu konuda hemen hiçbir "kaohmcıortam" yaratılmadığı gibi, ilk uyguJama ise Mimar ve Mühendis Odalan'nın inşaat projeleri üzerindeki "mesleki denetim" haklannı içeren protokolün "iptaledilmesT ol- du... Böylece kentin "imannda" en önemli aşama- lardan biri olan, yapı projelerinin belediye ona- yından önce meslek odasınca da "incetenmesT kuralı terk edildi. Bu ön denetimi yıllardan beri "kendi inşa- at özgürhîkleri" açısından istemeyen kimi müteaahit çevrelerin istemlerini de yerine ge- tirmiş olan bu tutum, 1999 yılındâki büyük depremlerin ardından bile değişmedi... Dep- rem coğrafyasındaki çok sayıda belediye, meslek odalanyla "imar işbirtiği" sürecini geliştirmelerine rağmen, Îstanbul uyöneten- ler "kendi potitikyandaşlarT olmadıklan için aynı odalarla yeniden ortak denetim protokol- leriyapmadılar... ıı Kelaynaklar'ın dlrenlşl Daha önce Nunettin Sözen döneminde imza- lanan ve beledıyelerce onaylanan yapı projele- rinin "önceden mesleki denetimini" sağlayan işbirliği protokolünü 1994'ün hemen nisan ayın- da geçersiz kılan Erdoğan"ın, aynı kuruluşlara kendi siyasi yandaşlannın seçilmesi için gös- terdiği gayret de dikkat çekiciydi... 1996'nın ocak ayı başlannda MÜStAD'ın Bakırköy'deki Mavi Marmara Et Lokantası'nda düzenledığı; "Mimar ve Mühendis OdalanSe- çimleri İstişare Toplantısrna katılarak konuşma da yapan Erdoğan; oda yönetimlerindeki laik ve demokrat kadrolan kastederek "Biabunestitü- kenmiş kelaynaklardan kurtann—" diyordu. Meslek odalannın kurulduğu 1950'li yıllar- dan bu yana ilk kez bir belediye başkanının "odaseçimleıindeaçıkçataraftutınasr ve "yan- daşlannadestekvermesT gibi, aslında "kamu- saJ göreviyle de bağdaşmayan" bu tavnnda, söy- lemini daha da keskinleştirerek şöyle konuşmuş- tu; "- Biri bu ucubelerden kurtarmanız lazun_ Ölüm hariç, oy ku&anmaya gidilmemesi,ihanet olarak teiakki edilecektir™" (Cumhunyet, 12 Ocak 1996) Ne var ki gerek 1996, gerekse 1998 yılının oda seçimlerinde; "belediye araçlanyla oy ver- me>f e insan taşımaya" kadar varan bu destekle- re rağmen, meslek odalarında "lslambol''cular kazanamadılar... Aynı süreç, Erdoğan'dan son- raki 2000 ve 2002 yılı oda seçimlerinde de ya- şandıysa da "kelajiıaklar'' 10 yıldır "nesiDeri- nin tükenmemiş, hatta çoğunlukta olduğunu" büyük oy farklanyla kanıtlıyorlar... m remokraslye" veto 27 Mart 1994 seçimlerinde Istanbul'un yö- netimine gelen dinci-muhafazakâr anlayışın, seçim öncesindeki "sivil denetimi sağlama" va- atlerinden neyi anladıklan da aslında hemen açığa çıkmıştı; "Sadece kendi kadrolanyia ça- hşmak" Bunun ilk "kararhhğı'' da seçimlerde oluşan yeni büyükşehir belediye meclisindeki "mecfc başkanvekiir seçiminde gösterildi... Meclisin 15.4.1994'teki açılış oturumunda, RP dışında- Refah Partisi'nin belediyelerdeki seçim başansıyia 27 Mart 1994 "Yerel Yönetimler B^ramı" oiarakilan edildi.. stanbul'da da diğer temel siyasi eğilimlerin çok parçah partileşmeleri sonucunda yüzde 25 oyla seçimin galibi olan RP'nin büyükşehir belediye başkan adayı Erdoğan, mazbatasını aldıktan sonra 15 Nisan 1994'teki belediye meclisini açış konuşmasında kendi dönemini şu sözlerle başlatıyordu: "Bizim yönetimimiz süresince halkın seçtiklerini denetlemesi için gerekli şartlar hazırlanacaktır..." Ne var ki ilerleyen yıllarda bu konuda hemen hiçbir "katılımcı ortam" yaratılmadığı gibi, ilk uygulama ise Mimar ve Mühendis Odalan'nın inşaat projeleri üzerindeki "mesleki denetim" haklarını içeren protokolün "iptal edilmesf' oldu. Böylece kentin "imarında" en önemli aşamalardan biri olan, yapı projelerinin belediye onayından önce meslek odasınca da "incelenmesi" kuralı terk edildi. ki paıtilerin ittifakıyla ANAP'lı Kemal Ozkan başkanvekilliğine seçilince, Erdoğan sonucu ilan etmedi ve kurallara aykın olarak oturumu kapatıp, toplantıyı ıleriki tarihlere erteledi. Er- tesi günlerde ise aslında yasal yetkisi olmadığı halde; "uyıımhı cahşama>ız" gerekçesiyle Öz- kan"ı göreve çağırmıyordu... Çünkü demokrasi bir "araçü" ve bu kez ay- nı araç "yanhş" çalışmıştı... îşte böylesi gerilimlerle başlayan "muhafa- zakâr-demokrar dönemde îstanbul Büyükşe- hir Belediyesi'ndeki "kentsorunlannadönük" ilk icraatın ise 184.1994 tarihinde "hocalann önderHğmde" düzenlenen ve Erdoğan'ın da herkese katılma çağnsı yaptığı "yağmur du- ası" olduğunu anımsatmadan geçmeyelim... Yine aynı günlerde, RP lideri Necmettin Er- bakan ile Erdoğan'ın biriikte ilan ettikleri "Ye- rel Yönetimler BayramT ise her yıl 27 Mart'ta "dinci beledKecü^in" 1994'teki seçim galibi- yetini kutlamayı hedefliyordu... Psmanlı'ya özlem Böyle bir anlayış içinde adeta "Cumhuriyet" dönemine olan "siyasi tavnn" da kent yöneti- minde belirleyici ideoloji yapılmak istendiği, özellikle "tarihsel kimük" alanında kendisi gös- terdi... Bayram ilan edilen 27 Mart 1994 seçimleriy- le lstanbul'da "CumhurKet döneminin sona er- diği", yeni dönemin projelerinin tanıtıldığı "ts- tanbul Yeniden YaprfamvTor" adlı kıtabın "ön- söz"ünde bile açıkça vurgulanmıştı. Başkan Erdoğan, kentin geçmişiyle ilgili ola- rak, önce "tstanbuLimparatorlukolmanuudört kıta yedi iklüne hükünı salan gücün zinesini yaşadığımız günlerin simgeshdL." saptamasını yapıyor, ardından 1923-1994 dönemi için de Ta- rihin bir gün kendine (Osmanh başkentine) dö- neceğj günü bekfcdL." dedikten sonra, bu bek- 'Osmanlı başkenti'Istanbul "Çöplüklerde bulunan oypusulası torbalanyla "yaşanan 27Mart 1994yerel seçimlerinden galip olarak çıkan RP 'nin büyükşehir belediye başkan adayı Recep Tayyip Erdoğan kentin geçmişiyle ilgili olarak, önce "tstanbul, imparutorluk olmanın, dört kıta yedi iklime hüküm salan gücün zirvesini yaşadığımız günlerin simgesiydi..." saptamasını yapıyor; ardından 1923-1994 dönemi için de "Tarihin bir gün kendine (Osmanh başkentine) döneceği günü bekledi..." dedikten sonra, bu beklemenin "27Mart 1994 'teki sona erişini" de şöyle vurguluyordu; "Ogün artıkgeldi..." lemenin "27 Mart 1994'teki sona erişini'' de şöyle vurguluyordu; "O gün artık geldL." Aynı günlerde de Cumhunyet'te haber ve ya- zı konusu yapmamıza rağmen "Cumhuriyet Savcılannca" yasal işlem yapılmayan bu "Cum- huriyet karşrtT Îstanbul kitabının "Tarihin Ko- runması'' başhklı bölümünden bir paragraf da- ha anımsatalım. Ayasofya resminin üzerinde; "tstanbul elbet- te ve muhakkak feth olunacaknr_~ denen "Ha- dis" ile başlayan bu bölümde, yine 27 Mart 1994'ün de tıpkı 1453"teki gibi bir "fetih" ol- duğu, bakın nasıl anlatılıyor: " 1930'lu vıllardan başlayıp,v'akm geçmişe ka- dar (v-ani, I994)elbi]üği>1ebozma>'a çahşöğımız İstanbuL hiçbirşehrin göstereme\eceği kadardi- renç gösterdi tahribata karşL Üzerindebanndır- dıgı medeniyetlerin simgekri ve de en önemüsi Türk-İslam medeni>etinin simgeleri akıl almaz bir mücadel« verdi şergüçlere karşu. 1994'e ge- nndiğinde, tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir tarihi sorumluluğu yerine getirmek için bu medenheti koruma zarureti \ardi_." Ne var ki bu yazılara imza atanlar, yönettik- leri kentte aynı "şer dönem" içindeki en büyük tarihsel miras yıkımını "Amerikan otomobüle- ri" uğruna gerçekleştiren Menderes'in adını da belediyenin en büyük feribotlardan birine ve- rerek, "Hberal- muhafazakâr müttefılderini" kayırmayı ihmal etmediler. Bu tutum, ilerleyen yıllarda "1950'nindevamıvTz'' söylemine de dö- nüşerek, yine o Îstanbul'u Cumhuriyet dönemi boyunca "tahrip" eden "şer güçterden" kendi- lenne en yakınlarla biriikte "AKP'leşme" sü- recinin kadrolaşmasını yarattı... O kadar ki 1996-1997 REFAHYOL hükü- meti döneminde bu kadrolaşmayı "kentölçeğin- devaygmlaşarmak" üzere hazırladıklan yeni be- lediye yasası taslağında; "Başkanlan belediye başkanı tarafindan atanacak mahalle komhele- rinin" kurulması bile öngörülüyordu. Bu bir tür "sij'asi'' halk komitelerine ise belediye ile o mahalle sakinleri arasındaki **ffişkî>r i'" kurma gö- revi veriliyordu. Dahası, aym taslak eğer yasalaşsaydı, adeta "parti komiseri" gibi çahşacak bu komite baş- kanlan ile bir tür "siyasimüfreze" misyonu üst- lenecek komite üyelerinin çalışmalanna da ''be- lediye bütçesinden parasal kaynak" aktanlma- sı sağlanacaktı... Yani, îstanbul halkının para- sıyla, îstanbul'u "siyasi tslamın örgüdü metro- pohı" haline getirecek bir "sivil dincilik ordu- su" beslenebilecekti... YARIN: SOKAKLARDAN VAROŞLARA TARİKATÇILIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle