Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2004 CUMA
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRME\
Aranan Medya
Bulunmuştun
öykü bu ya, Sovyetler Birliği'nin şaşaalı dö-
neminde, tarihin üç büyük asker kişisi, Isken-
der, Julius Caesar ve Napoleon, Kızıl Mey-
dan'da, 1 Mayıstönenlerini, Brejnev'inyanında,
şeref tribününden ızliyorlarmış.
Tanklann geçişini gören Iskender içini çekmiş,
- Ah!.. Ah!.. demiş, bu savaş arabaları bende
olsaydı, daha nereiere kadar giderdim.
Biraz sonra, füzeleri gören, Julius Cesar,
- Ah!.. demiş, bu güdümlü oklar bende olsay-
dı, Hindistan'a kadar giderdim.
Napoleon ise dikkatle elindeki resmi yayın or-
ganı Pravda'yı okumaktaymış. Biraz sonra ka-
fasını kaldırıp yanındakilere,
- Şu gazete gibi bir yayın organım olsaydı, bü-
tün dünyayı Rusya bozgununun bir zafer oldu-
ğuna inandırırdım, başıma bunlar gelmezdi.
öyküyü Amerikalrlar mı, Ruslar mı uydurmuş-
lar bilemem ama gerçeği yansıtıyor.
Zaten bir zamanlar Sovyetler Birliği Komünist
Partisi'nin yayın organı olan Pravda (ki kelime an-
lamı "gerçek"İ\r) hakkında başka bir Sovyet fık-
rasıçok revaçtaydı.
- Pravda'da her şey bulunur, bir tek gerçek bu-
lunmaz, derlerdi.
Şurası bir gerçek ki, doğruları gizlemek iste-
yen her politikacı, Napoleon'un duyduğu özle-
mi derinden hissetmiştir.
Ama olaylar, bu aracın yine de sanıldığı kadar
etkili olmadığını da her zaman göstermiştir.
• • •
Bayramın dördüncü günü sınıf arkadaşım, ka-
dim dostum CHP Istanbul Milletvekili ve Genel
Başkan Yardımcısı OnurÖymen ile konuşuyor-
duk.
önümüzdeki yerel seçimlerin, bir yerel oyla-
ma niteliğini çok aştığını, AKP karşısında ortak
bir cephe oluşturulamazsa, demokratik laik cum-
huriyetin geleceğinin büyük bir tehlike altına gi-
receğini söylüyordu.
Siyasette ve partisı içinde hızlı bir başarı gra-
fiği çizen dostum, solda birliğin sağlanamama-
sının yanı sıra medyanın kendilerine hiçyerver-
mediğinden, CHP'den giden haberlerin, büyük
medya tarafından kullanılmamasından, hatta
çöpe atılmasından yakınıyordu.
Solda birliğin sağlanamamasında, CHP'nin
yalnızca, öbür kuruluşlardaki yanlışlara bakmak
yerine, kendi tavrını da sorgulaması gerektiğine
inanıyorum.
Ama yerel seçimlerin, rejim ile ilgili bir referan-
duma dönüşmekte olduğundan, AKP karşısın-
daki en güçlü seçeneğin mutlaka değerlendiril-
mesi konusunda, sevgıli dostuma hak verme-
mek de elde değil.
• • •
Medyaya gelince:
Medyamızın halini göımek için doğrusu kim-
senin uyarısına da gerek yok.
öyle bir Tayyip Erdoğan görüntüsü çiziliyor,
öylesine tarihi bir lıder, öylesine her alanda gö-
rülmemiş bir başarı öyküsü sunuluyor ki kamu-
oyuna inanılır gibi değil.
Şu son ABD gezısinin hâlâ süren yankıları ve
tartışmalarına bir bakın!
Tayyip Bey'in rahatlığı, Bush'un önündeayak
ayaküstüneatması. vücutdilini kullanmasında-
ki ustalığı ve müthiş müzakereciliğiyle elde etti-
ği başarı, Beyaz Saray'dan almayı becerdiği ta-
vizler ballandıra ballandıra anlatılıyor, özellikle
Amerikan basınının ziyarete verdiği önem vur-
gulanıyor.
Satır aralarını dikkatle okuyorsunuz, elde edi-
len somut hiçbir şey yok. Isteklerin hiçbirine ve-
rilmiş elle tutulur bir olumlu yanıt yok.
ABD'nin Türkiye'den hangi istemlerde bulun-
duğu, onlara ne karşıhk verildiği konusunda ise
çrt çıkmıyor.
Medyamıza bakarsanız, ekonomi iyi durum-
da, Türkiye hızla demokratikleşiyor, kalkınıyor, Av-
rupa'yayaklaşıyor, bütün sorunlarının çözümün-
de mesafe alıyor, Ânnan Planı çerçevesinde ya-
pılacak ve üzerinde anlaşmaya vanlamayan boş-
lukların yine bizzat BM Genel Sekreteri tarafın-
dan doldurulacağı görüşmelerle, Kıbns'taki Türk
toplumunun haklan sonuna kadar korunacak.
Yaşam, medyanın çizdiği tabloyu doğrulamı-
yor, ama medya ısrarlı.
Doğrusu Napoleon 2004 Türkiye'sini görsey-
di. Hemen keyrfli bir çığlık atar ve
- Aranan medya bulunmuştur, derdi.
CHP Muğla Milletvekili üstün
'Deniz ve arkadaşlan
içinyasaönerisV
ANKARA (Cumrju-
riyet Bürosu) - CHP
Muğla Milletvekili Fah-
reftin Üstün. Deniz Gez-
miş, Vusuf Aslan \ e Hü-
seyin tnan'ın itibarlan-
nın iadesi için yasa öne-
risi verdi.
Üstün'ün TBMM
Başkanlığı'na verdiği
yasa önerisinde, Anka-
ra Sıkıyönetim Komu-
tanlığı 1 No'lu Askeri
Mahkemesi'nin karany-
la TCK'nin 146. mad-
desi uyannca ölüm ceza-
sına mahkûm edilen ve
cezalan infaz edilen üç
gencin itibarlannın hu-
kuken iade edilmesi ön-
görülüyor. Üstün, öne-
rinin gerekçesinde insa-
nnı en kutsal hakkı olan
yaşam hakkının alınma-
sından sonra geri dönüş
olmayacağı için ıslahın
da söz konusyplmadığı-
nı vurgulayarak şu görüş-
leri dile getirdi: "Siyasi
suçlarda ölüm cezalarm-
dan sonra toplunı da de-
ğişime uğramtş olabilir.
O güniçin tophımda hüs-
nü kabul görmeyen ba-
a olaylar seneier sonra
önemini yitirnüş olabi-
lir. Ölüm cezalan top-
hımda uzun süre kana-
yan ve büyük huzursuz-
İuklar yaratan yaralar
açmaktadır. AB uyum
sürecinde çıkan yasalar
da ölüm cezasının kaldı-
nlması yönündedir. Bu
kişikrin itibarlannın ia-
desi ulusça çok ihtiyacı-
mız olan tophımsal ban-
şa kafkı yapacak ve Tür-
krye'dedemokrasi çıtası-
nm yüksehniş okhığunu,
özgürlükler alanlannın
genişletilmiş buhınduğu-
nu tüm dünyaya göste-
recekmv?,
Uniformayla camiye giden astsubaym ordudan atılmasma askeri yargıdan onay
TSK propagandaya alet olnıadıANKARA (ANKA) - Asken Yük-
sek Idare Mahkemesi, askeri mahke-
mede beraat etmesine rağmen unifor-
mayla camiye giden astsubayın ordu-
dan atılmasını uygun buldu.
Ardahan Jandarma Karakolu Yar-
dımcısı olan astsubay hakkında, Çu-
kurca Merkez Camii'ne üniformalı gi-
derek ibadet ettiği gerekçesiyle Jandar-
ma Asayiş Kornutanlığı Askeri Mah-
kemesi'ndedavaaçıldı. Ancak astsu-
bayın dava sonuçlanmadan Türk Silah-
lı KuvvetlerTyle ilişiği kesildi. Bu ara-
da astsubay. suçun ceza hukukunda
düzenlenmediği gerekçesiyle beraat
etti. Astsubay bunun üzerine, Askeri
Yüksek Idare Mahkemesi'ne (AYİM)
başvurdu. AYÎM, astsubayın ordudan
atılmasını onaylayıp davayı reddetti.
Yerel secime hazırlık
• Yasak olmasına rağmen üniformasıyla camiye gittiği için ordudan atılan astsubay, Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi'ne yaptığı itiraz başvurusundan da olumsuz yanıt aldı. Ordudan atma karannı
onaylayan AYİM, gerekçede, ibadetin kimi çevrelerce, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin araç edilip siyasi
propaganda vesilesi yapılmasının önlenmesi amacıyla bu karann verildiğine işaret etti.
AYİM söz konusu karannda, ibade-
tin kimi çevrelerce, Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nin araç edinilıp siyasi propa-
ganda vesilesi yapılmasının önlenme-
si amacıyla bu karann venldiğine işa-
ret edildi.
Kararda, TSK İç Hizmet Yasası'na
göre, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her
türlü siyasi tesir ve düşüncelerin dışın-
da ve üstünde olduğu belirtıldi. Karar-
da, İç Hizmet Yönetmeliği ve TSK İç
Hizmet Yasasf nın Silahlı Kuvvetler
mensuplannın siyasi parti veya demek-
lere gırmelerinin, bunlann siyasi fa-
aliyetleri ile münasebette bulunmala-
n ya da her türlü siyasi gösteri, top-
lantı işlerine kanşmalan ve bu mak-
satla nutuk veya beyanat vermelerinin
yasaklandığına da işaret edildi.
Mensuplannın yasal siyasi faali-
yetlere dahi kanşmasını men eden ve
bunu ceza yaptmmı ile müeyyideye
bağlayan TSK'nin, aynı kişilerin hu-
kuk düzenince dahi uygun görülme-
yen yasadışı siyasi ve ideolojik faali-
yetlerini hoş görmesinin düşünüle-
meyeceği belirtilen kararda bu ne-
denle idarenin, tutum ve davranışla-
n ile yasadışı siyasi, yıkıcı, bölücü,
irticai ve ideolojik görüşleri benım-
seyen ya da bu gibi faalıyetlerde bu-
lunduğu veya kanştığı anlaşılan kişi-
yi bünyesi dışına çıkarmasının, üst-
lendiği milli savunma kamu hizme-
tinin en iyi şekilde yerine getırilebil-
mesi bakımından gereklı ve zorunlu
bulunduğuna dıkkat çekıldi.
Kararda şöyle denıldi: "Anayasalbir
güvence altına abnan din ve vicdan
hürmetine. anayasaya aykın olarak
herhangi bir kısrrJama getirüemeyece-
ği açıkür. Ancak ibadetin kimi çevre-
lerce Türk Silahlı Kuvvetleri'nin araç
edinilip siyasi propaganda vesilesi ya-
pümasuun önlenmesi amacıyla Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin bir parçası olan
jandarma teşkflatmm özeffildi görevide
dikkateahnarakverilenbinikdışında-
ki mescit ya da camUere. rütbeti per-
sonelin resmi elbise ile gitmemderu si-
vil elbiseilegitmeteri yolundaki enırin.
ceza hukuku açısından suç oluşturma-
sa da Silahh Ku\AetJerin konumu da
gözönüne abnarak, idare hukuku açı-
sından. ayırma işleminin oluşturulma-
sına gerekçe teşkil edecek nitetik ve ni-
celikte olduğu, davacının artık bu hiz-
met için eherisli bir kişi olma vasfinı
>itirdigi, tesis edilen idari işlemin tüm
unsurlan açısından hukuka uygun ol-
duğu vicdani kanaatine vanlmıstır."
CHP, eğilim
yoklamasına
gidiyor
• CHP, bazı bölgelerde bugün ve
yaruı eğilim yoklamasına gidecek. Bazı
adaylann birbirine çok yakın olması
nedeniyle eğilim yoklaması karan
alınan partide adaylann şubat ayı
ortasına kadar netleşmesi bekleniyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, 20
ılde toplam 46 seçim çevresinde çoğunluğu
belediye meclis üyeleri olmak üzere adaylan
belirlemek için bugün ve yann eğilim
yoklaması yapacak.Gelecek ay yapılacak
yerel seçimler için hazırlıklannı hızla
sürdüren CHP, bazı bölgelerde bugün ve
yann eğilim yoklamasına gidecek. Bazı
adaylann birbirine çok yakın olması
nedeniyle eğilim yoklaması karan alınmıştı.
Eğilim yoklamasının ardından listeler
hazırlanırken çift sayılar örgüt, tek sayılar
genel merkez tarafından kullanılacak.
Adaylar şubat ortasında netleşecek
CHP Partı Meclısi'nın (PM) de şubat
ortasında toplanmasının ardından adaylann
daha net biçimde ortaya konması bekleniyor.
Belediye meclis üye adaylan için eğilim
yoklaması yapılacak ilçeler şöyle:
"Adana/Seyhan, Yüreğir; Ankara/Etimesgut,
Alündağ, Mamak, Keçiören, YenimahaDe,
Çankaya; Antalya/Muratpaşa, Konyaam.
Kepez; Çanakkale/Merkez,
Gaziantep/Şahjnbey, Şehitkâmil;
Mersin/Yenişehir, Akdeniz, Toroslar;
tstanbul/Avcüar, Baryrampaşa, Bahçeüevler.
Bağcdar, Bakırköy. Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüp,
Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköv.
Kâğıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe,
Pendik, Sanyer, ŞişH, Tuzla, Ümraniye,
Üsküdar, Zevtinburnu; tzmir/Balçova,
Borno\u, Çiğin, Buca, Gaziemir, Güzelbahçe,
Karşry aka, Narhdere. Konak;
KocaeoVSaraybahçe, Beküpaşa."
Belediye başkanlığı için kamuoyu
araştuması yapılacak yerler şöyle:
"Afyon/Dinar, Konya/Erep, Mersin/Mut,
Yozgat/Boğazbyan, Muğla/Merkez,
Adana/Bü\ükşehir." Ankara Mamak'ta
belediye başkan adayı için tüm üyelerin
kahlımıyla eğilim yoklaması yapılacak.
Aynca Çanakkale'nin Bayramiç, Bozcaada,
Gelibolu ve Ezine; Çorum'un Mecitözü,
Oğuzlar ve Sungurlu; Edirne'nin Keşan ve
Uzunköprü; Kırklareli'nin Prnarhisar ilçeleri
belediye başkanlıklan ile Sinop'un il
belediye başkan adaylığı için de eğilim
yoklaması gerçekleştirilecek.
Mustafa SuphiNuri İleri toprağa verildi
Geçirdiği kalp kriri sonucn yaşammı yitireıı Türkiye
Komünist Partisi (TKP), Türidye Yazarlar Sendika» ve
Banş Derneği üyesi şair-yazar Mustafa Suphi Nuri İleri,
Bebek Canıii'nde ikindi namazmdan sonra kAnan
cenaze namazının ardmdan Aşjyan Mezarfağı'nda
toprağa verildi. Törene beri'nin eşi Mahmure Dorbaş
İkri. kıa Esin İleri. babası Rasih Nuri Üeri, annesi Bedia
Behlil İleri. kardeşi ressam Mehmet İkri, Işçj Partisi (İP)
Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazetemiz çizerleri Semih
Poroy ve Kâmil Masaraa, gazetemiz yazan Sönmez
Targan, sanatçı MeKke Demirağ, sraema ekştirmeni
Atilla Dorsa>', şair-yazar Refîk Durbaş, İkri'nin
arkadaşlan ve daha çok sayıda şak*, yazar, aydm le shil
toptum kuruhışlan temsikileri kaüldL Yazar Yaşar
Kemal tören sırasında "Elinıde büyümüştü. O çok iyi
bir çocuktu. Oğlum gibhdi. Çok rvi şür yazardı.
Aramızdan erken a>nldı"" drve duygulannı ifade etti.
Tabutu TKP bayrağma sann İleri için TKP tarafından
da Aşiyan Mezarhğı'nda a>n bir tören gerçekleştirildi.
Törende hep bir ağızdan Enternasyonal Marşı
söylendL •'Suphi \oldaş kavganuzda \aşr>or" sloganı
ankn. Törende konuşan TKP Genel Başkanı Aydemir
Gükr^Yokiaşunızı genç yaşında ka\1)ettik, ama o
geride Türkrve'de parti mücadeiesine katkı koymuş
Deri ailesini bırakti. O gerçek bir komünist ve
devrimciydi'' dedi (Fotoğraf: EVRİM KAYA)
DYP, hazırladığı raporla iktidarın bir yılmı mercek altına aldı
6
AKP, Ecevit'in ıtıirasmı yedi'
ANKARA (ANKA) - Hükümetin
ekonomik alanda henüz gerçek an-
lamda yapısal bir reformu gerçekleş-
tiremediğini savunan DYP, AKP'yi
ANASOL-M iktidannın mirasmı ye-
mekle suçladı.
DYP Ekonomik ve Mali tşler Baş-
kanlığı tarafından hazrrlanan raporda,
AKP iktidan dönemine ilişkin ekono-
mik durum mercek altına alındı. Ra-
porun "2004 Beklentilerimiz" başlık-
lı bölümünde Türkiye'nin en önemli
sorununun istihdam olduğuna dikkat
çekildi. istihdam sorununu çözmek
için DYP 'nin beş yıl üst üste ortalama
yüzde 6-7 büyüyen bir Türkiye istedi-
ği belirtilen raporda, hükümete yöne-
lik eleştirilere de yer verildi.
"Hüknmet ekonomik alanda henüz
gerçek antamda yapısal bir reformu
gerçeJdeştirememiştir" denılen rapor-
da, BüfcntEcevt başkanhğındakı 57'ncı
hükümete göndermede bulunularak
"Adeta ANASOL-M iktidannın mira-
smı yenüştir" görüşüne yer verildi.
Gerçek adımlar aülsın
2004'te iktisadi alanda temel yapı-
sal problemlerin çözühnesi için hızlı
ve gerçek adımlar anlması istenirken
Türkiye'nin rekabet gücünün arttınl-
ması, girdi maliyetlerinde yapılacak
düzenlemelerle yatınm ortamının iyi-
leştirilmesi önerildi. Raporda, aşın de-
ğerli TL uyansı da yapılırken "thra-
catçmm önü açdmabdır. TL'nin aşm de-
ğerİenmesinin önüne geçilmeh'dir. İl-
keye sıcak para girişi denetienerek eko-
nomidesık sık krizeyolaçmaanın önü-
ne geçüecek tedbirler ahnmahdır" de-
nildı. Kamunun küçültülmesi istenir-
ken bu çerçevede kamu yönetimi re-
formunun bir "dilekler temenmsi" şek-
linde değil, gerçek bir reform olarak
gündeme getirilmesi istendi.
YÖK Başkanı
'Büimden
tasarrufa'
önlem
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)-YÖK Başka-
nı Prof. Dr. ErdoğanTeziç,
hükümetin kaynak arayış-
lan çerçevesinde bir süre
önce hazırladığı "bilim-
den tasarrur genelgesının
tekrar gündeme gelmeme-
sı içuı önlem aldı. Teziç'ın
hükümete sunduğu YÖK
Yasa Taslağı'na, "Yükse-
köğretim üst kuruhışlan
veyükseköğrebm kunun-
laır, tasarruf genelgeleri
kapsamı dışında tutulur-
lar" cümlesi eklendı.
Teziç'in, üniversıtele-
rin bılimsel araştırmala-
nndaki mali gücünün ko-
runması yönündeki has-
sasiyeti, hükümete sun-
duğu YÖK Yasa Tasla-
ğı'na yansıdı. Yürürlükte-
kı yasanın "MaB Kaynak-
lar"başlıklı 56. maddesi-
nin b bendının ilk parag-
rafı, "Yükseköğretim üst
kuruhışlan ve yükseköğ-
retim kurumları, genel
bütçeye dahil kamu ku-
rum ve kuruluşlan ile va-
kıflara tanman nıuafiyet-
ter. istisnalar ve diger ma-
li kolayhklardan yararla-
nırtar. Tasarruf genelgele-
ri kapsamı dısında tutuhır-
lar" şeklınde değıştınldı.
AKP 'gereksiz kaynak'
üstesine ekkmişti
Hükümet bir süre önce,
emekli maaşlanna ve as-
gan ücrete yapılan zammı
karşılamak için tüm laı-
rumların bütçelerinden
yüzde 10'luk kesuıti ka-
ran almıştı. Maüye Baka-
nı Kemal l nakıtan tarafin-
dan yayımlanan genelgey-
le üni\ersıtelerin 2003 yı-
lında bilimsel çalışmalar
için ayırdıklan paraya el
konulduğu duyurulmuş-
tu. Üniversıtelerin 2003 'te
başlayıp sona erdireme-
dikleri projenin kaynak-
lanm da Maliye Bakanlı-
ğı'nateslimetmelerini is-
teyen Unakıtan'a ünıver-
sitelerden yoğun tepki gel-
mişti. Maliye Bakanı, Te-
ziç'in devreye girmesi üze-
rine geri adım atmıştı.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Türkiye'de üç askeri darbenin ta-
nığı, iki askeri darbeyi cezaevinde
geçirmiş bir kuşağın temsilcisi ola-
rak hep iyimser olmayı seçtim. Çok
kötü günleryaşadığımızda, idamdan
yargılandığımızda bile hiç umudunu
yitirmeyenlerdendim. Belki de bu
iyimserlik, bugürtlere kadar kafa ve
beden sağlığımı korumadatayin edi-
ci bir rol oynadı.
Ünlü yanm bardak su örneğinde,
ben hep bardağın dolu tarafını gören-
lerden oldum. Bu iyimseriiğim bazen
boş çıktı, bazen beni yanılttı. Bütün
bunlara rağmen moralimi hiç boz-
madım. Bu ülkede bardağın boş ta-
rafını görmek çok kolay. Zaten işler
çoğu zaman kötü gidiyor. Bu ülkede
eşitlik, özgürlük, adalet isteyenler açı-
sından çok da iyimser olacak bir du-
ruma rastlamak kolay değil.
Kıbns'ta da çözüm konusunda ço-
ğunluğun haklı olarak karamsar ol-
duğunu biliyorum. 40 yıldır kangren
olmuş bir sorunun çözülebileceğini
düşünmek için aşın iyimser otmak ge-
rekir. Ben Kıbrıs konusunda bile ba-
Kıbrıs Uzerine Karamsar Yorum
zen çözüm olabilir duygulanna ka-
pılıyorum. Milli Güvenlik Kurulu'ndan
çıkan ve "da "lar üzerinde yorum ya-
pılan "tavsiye" karannı bile iyimser
yorumladım. Başbakan Erdoğan'ın
Davos'tan VVashington'a uzanan yol-
culuğunda dile getirdiklerini, bu ge-
zi üzerine yapılan yorumları da iyim-
ser tarafından iziedim.
Bugün kendimi Kıbrıs konusunda
karamsar tarafa koyuyorum. Sebe-
bini de söyleyeyim: Türkiye'de çok
güçlü bir statükooluşmuşdurumda.
iç gerilimin artması da statükocu güç-
lere yarıyor. Kıbns gibi statükonun
köşe taşlarından birisi haline gelmiş
bir konunun çözülmesi kolay değil.
Burada birkaç handikaptan söz
edebiliriz. Birinci handikap AKP hü-
kümetinin siyaset yapma tarzından
kaynaklanıyor. AKP'nin dayandığı
gelenekte ciddi bir "fetihçi" kültür
yatıyor. Meclis Başkanı Bülent
Annç'ın Kıbrıs'a gittikten sonra sta-
tükoculann yanında demeç verme-
si işte bu geleneğin bir yansımasıy-
dı. AKP yönetiminin, kendisini kö-
şeye sıkıştırmak isteyen statükoya
verdiği cevaplar da bir tutarsızlığa
işaret ediyor: "Kıbns'ta ödün ver-
meyeceğiz." Karşı taraf parmağını
sallıyor: "Vereceksin, ver&ceksin."
AKP yeniden cevap veriyor: "Valla-
hi de vermeyeceğim, billahi de ver-
meyeceğim."
• • •
Herhangi bir anlaşmazlık konusu,
nasıl çözülebilir: Eğer iki taraf da
"ödün vermeyeceğim" diyorsa, çö-
züm ihtimali srfırdır. Çözüm olabil-
mesi için her iki tarafın da daha ön-
ce savunduklarının bir kısmından
ödün vermesi gerekir. Aynı yerde du-
rulursa zaten çözüm mümkün de-
ğildir. Kıbrıs'ta ancak Rumlar da,
Türkler de daha önceki savundukla-
rından geri adım atmazlarsa bir çö-
züme ulaşmak mümkün olmaz. Her
iki taraf da bazı geri adımlar atacak-
sa çözüm için konuşmanın bir anla-
mı vardır.
Çözüm planına adını veren Birleş-
miş Milletler Genel Sekreteri Kofi
Annan, mart sonuna kadar bir çö-
züme ulaşılması ve nisan ayında re-
feranduma gidilmesi koşuluyla mü-
zakerelere yeniden başlayabileceği-
ni söylüyor. Bir koşulu daha var: An-
laşma olmayan kısımları da ben dol-
duracağım diyor. Bu kadar kangren
olmuş bir soruna yeniden el atmak
kolay değil. Bu nedenle BM Genel
Sekreteri de sonuca ulaşabilecek
kesin verilerle işi yürütmek istiyor.
Peki bu mümkün mü? Ortada bir-
kaç ihtimal var: AKP, Aralık 2004'te
AB'den tarih almak istiyor. Kıbrıs ko-
nusunda Annan'ın çağrısına hayır
denirse Türkiye'nin tarih alma işi çok
zorlaşır. Bu nedenle AKP riskleri gö-
ze alıp çözüme yönelmek için bas-
tınr. Bu bastırma sonuç verebilir mi?
AKP'nin gücü buna yeter mi? Kesin
bir şey söylemek mümkün değil.
Ikinci ihtimal, AKP riski göze ala-
maz ve geleneksel statükocu du-
rumla uzlaşır. Bu da mümkün. AKP
böyle bir eğilimi de içinde banndırı-
yor. O zaman çözüm olmaz. Bu da
epeyce güçlü bir ihtimal.
• • •
Kıbns çözüme ulaşmazsa neler
olabilir? Türkiye'nin AB serüveni teh-
likeye girer. Bu tıkanma ekonomik
ve siyasi sorunları da beraberinde
getirir. Dış politikadaki tıkanmalar içe
yansır ve içeride yeni gerilimler or-
taya çıkar.
Bir üçüncü ihtimal: Türkiye, her
şeyi sürüncemede bırakmayı başa-
rır. Statükocular, esas gücü ellerin-
de tutarak AKP'yi uysallaştırıp ken-
di dümensularına sokarlar. Biz de
eskisi gibi yaşamaya devam ederiz.
Inişler, çıkışlar ve belirsizliklerle. En
zor ihtimal bu.
Ne kadar çok "dönüm noktala-
n"ndan geçtik. Zaten hep dönüm
noktasında değil miyiz?