17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SUBAT 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA JV U I_j 1. U LV kuttur@ cumhuriyet.com.tr 15 Telsefe profesörü HilmiZiya Ülken'in Bağdat ve Irak gezisi izlenimleri Uzak tarih,yakın tarihAtSLAN KAYNARDAĞ -locam, felsefe profesörü Hlnıi Ziya Ülken 'in Irak a 1>54 ve 1962'de iki kez gitti- ğni biliyordum. Bırincisinde tsanbul Üniversitesi'nden bir pofesörler grubuyla daha çok B.ğdat'ı tanımak, gezip gör- mk için gittiği anlaşılıyor. tz- leıimlerini Yeni Sabah gazete- snde yazmıştı (1). 1962'deki gezisini ise bilimsel ve düşünsel anaçla yaptı. Buradaki izlenımle- riıi Eğitim Hareketleri (2) dergı- sude yayımladı. ?rof. Ulken, binnci geziyi anla- tııken, yedi bin yıllık Bağdat tari- hiıin, tek perspektif içinden görü- lebildiğini söylüyor. Müzeler in- saalığın tarihteki nıce deneyimini se-gilemektedir. Kent her çağda bir ujgarlığın beşıği olmuş, her uygar- lıktan birçok eser kalmış. vlüzeleri gezmeye tarih öncesı bclümlerinden başlıyor; yani yazı- nın olmadığı dönemden. Yazı, MÖ 3300'de Sümerlerle ortaya çıkmış- tır Bu olayın sergilenmesine müze- de ayn özen gösterilmiş. Sümerleri, Akadlar izliyor (MÖ 2500). Oldukça uzun bir zaman aralığından sonra tanhteki ilk bü- yük yasa koyucu Hamurabi geli- yor (MÖ 1780). Sonra Keldanilen görüyoruz. 0nun ardından Asur egemenliği Keldanıleri gölgede bı- rakıyor ve Babil kenti bütün görke- mıyle kurularak tarihteki yerini alı- yor. Babil (daha eski adıyla Bab-ı tlo) "Tann kapısı" anlamına gelmek- tedir. Yunanlılar ona "Babilon" dı- yorlardı. Doğu'nun bütün tann put- lannın öteki ülkelere buradan yayıl- dığı anlaşılmaktadır. Yunan Kralı tskender, Babil'i dünya devletinin başkenti yapmayı düşlemişti. Medayin kenti de bu dö- nemin son halkası olarak müzede- ki yerini alıyor. Aydınlanma döneminin Fransız düşünürü Volney (1791), Medayin Harabeleri adındaki kitabında bu kenti ve yöresini insanlığın belleği- ne unutulmamacasına işlemek iste- miş, o bölgenin geçmiş yıllannı an- latarak "din eleştirisi, tarih, top- lunı. uygarlık ve insanlık felsefe- si" yapmıştı (3). Uygarlığın temeli Dicle ile Fı- rat'ın arasında, yani Mezopotam- Bağdat • Önce Bağdat adında bir köy vardı. Ünlü Bağdat kenti bu köyün Dicle'nin öteki yakasına doğru büyümesiyle meydana geldi ve Islam Imparatorluğu'na tam beş yüz yıl başkentlik yaptı; bütün Islamlığın hatta dünyanın bilim ve kültür merkezi oldu. 1954'te Prof. Hilmi Ziya l lken ve İÜ'den öğretim üyeleri Bağdat'ta müze önünde. Soldan sağa: Felsefe profesörü Macit Gökberk (üçüncii), tngiliz edebiyatı profesörü Vahit Turhan (beşinci). tarih profesörü Arif Müfit Mansel (altıncı), felsefe profesörü Hilmi Ziya Ülken (sağ başta). (Gülseren Clken'in arşivinden) ler okuyorlar. Bağdat ta Doğu ile Batı'nın kar- şı iki kutup gibi olmaması dikkat- lerini çekiyor. Batı, bütün Asya'yı olduğu gibi Irak'ı da her gün biraz daha uyandırmaktadır. De\ let Ba- kanı (tek Hıristiyan bakan) laik ve Atatürkçü Türkiye'ye hayranhğını Fransızca konuşarak anlatıyor. Musul'u gezerken Bağdat'tan sonra Musul'a gidi- yorlar. Yerleştikleri otel tıpkı bir Batı otelidir. Ne var ki pencereden gördükleri evler Doğu kentine gel- diklerini haber veriyor. Otelden çı- karak az yürüyünce birden "orta- çağ" başlamaktadır. Burası için "Bağdat'la tezat halinde bir kent" diyor Ülken. Yenilik adına gözle görünen bir şey hemen he- men yoktur. Musul başta daha çok bir Türk kenti idi. Çoğunluk sonradan Arap- lara geçmiş. Kerkük tamamıyla Türk, Süleymaniye tamamıyla Kürt. Ülken, Musul Müzesi'nin Parth eserleri bakımından zengın ve dün- yada eşsiz olduğunu söylemekte- dır. Yansı Asyalı, yansı Grek tann putları, mermer ve su taşından iş- lenmiş tannça heykelleri buradan başka hiçbir müzede bulunmamak- tadır. Helenizmin anlamı, eski Doğu ile eski Batı'nın kaynaşması iyice or- taya çıkıyor. Buradaki uygarlığın bir kolu Anadolu'ya geçmiş, Nemrut'taki tann heykelleri bu etkiyle yapılmış- tır. ya'da atılmıştır. Matematikte 'Pisa- gor Teoremi' ni bulanlar Sümerler- dir. Cebir problemlerinin çözülüşü- nü burada ele geçen kil tabletlerde görebiliyoruz. Eski nehirlerle kent- lerin adlannı veren, yerlerini göste- ren ilk coğrafya bilgileri yine bu tabletler üzerinde yer almıştır. Mezopotamya uygarhklan. ma- tematiği. hukuku, coğrafyayı, hat- ta astronomiyi akılcı temelleriyle Yunanhlardan önce bilim haline ge- tirmeyi başardılar. Bağdat kenti Binnci yazısını müzelere ayıran Hilmi Ziya Ülken, Bağdat kentini ikınci yazısında anlatıyor: Önce Bağdat adında bir köy var- dı. Ünlü Bağdat kenti bu köyün Dicle'nin öteki yakasına doğru bü- yümesiyle meydana geldı ve îslam împaratorluğuna tam beş yüz yıl başkentlik yaptı; bütün îslamhğın hatta dünyanın bilim ve kültür mer- kezi oldu. Ülken, çağdaş bir kentle karşıla- şınca şaşınyor. Caddelerin ıki ya- nında sütunlu ve üstü kapalı kaldı- rımlar görülüyor. Eskiden bunun küçük bir örneği tstanbul'da "Di- rekler Arası"nda da vardı. Bağ- dat'ta devlet dairesi, postane, kışla gibi büyük kamu binalannın hepsi Osmanh döneminin valısi Mithat Paşa tarafından yaptınlmıştır. Üni- versitenin henüz bütünlük kazana- madığı anlaşılmaktadır; fakülteler iki katlı pavyonlar halinde uzanıp gıtmektedir. Arkadaşlarıyla birlikte Hazreti Hüseyin'in türbesini, şair Fuzu- li'nin mezannı ziyaret ediyor Ül- ken. Divan edebiyatımızın ünlü şa- ın Ruhi'nin. Fuzulı'nin, İsmaii Pa- şa'nın (Kâtip Çelebi'nin kaynak- ça kitabı Keşfüzzünun'a ek yazan lsmaıl Paşa) Bağdatlı olduğunu söylüyor. Yakın zamanın tanınmış şairi Ahmet Haşim de Bağdatlıdır. Türkçe bilen Irakhlarla karşılaş- malan hoşlanna gidiyor. Onlarla söyleşip Fuzuli'den, Ruhi'den şiir- 1) Bağdat Müzeleri (Yenı Sabah Ga- zetesı 1 3.1954) Bağdat (Yenı Sabah 8 3.1954) Âlimler Şehri Bağdat (Yenı Sabah 15.2.1954) Musul (Yeni Sabah 22.3.1954) 2) Bir Islam Mütefekkirini Anarken- Bağdat ve El-Kindî'nin 1000. Yıldönü- miinü Anma Töreni (Eğıtım Hareket- leri Dergısı Sayı: 96-97 1962-1963) 3) Türkçeye Harabeler adıyla çevrildi (Çev: Samım Kdzım Akses) M E.B. Ya- yınlan, Ankara 1946 (Yapttın Fransızca adı: Rumes ou Des Medıtatıons sur Les Re\olutıons Des Empires. tlkyayın tari- hi. 1791 Kitabın Osmanlıca çe\ırisi de var' Harabeler Yahut Tüdmiir Harabe- leri. (Çe\ M. Seyfı Rasid 1340/1924) Akses çevırisı, 'Yıkmtılar' adıyla Cunıhunvet m Klasikler dizısınde deya- vımlandı (1998) Yeniden akademi ruhu Mimar Sinan Üniversitesi 'nin adı artık Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi oldu ÖZLEM ALTUNOK Türkiye'nin ilk sanat ve mimarhk yükseko- kulu olan Mimar Sinan Üniversitesi, ya da ilk adıyla Mekteb-i Sana- yi-i Nefise-i Şahane ya da en uzun süreli adıy- la Güzel Sanatlar Akademisi, Mimar Si- nan Üniversitesi Güzel Sanatlar Üniversitesi adını aldı. 1882 de Osman Hanıdi Bey tarafından kurulduğunda, resmi adı Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane olan kurum, 1883'te eğiti- me başlamıştı bu adla. 1928"de Güzel Sanatlar Akademisi adını alarak Türkiye'de 'akademi' unvanına sahip olan ilk yükseköğretim kuru- mu olan okul, 1981'de üniversiteye dönüştü- rülerek Mimar Sinan Üniversitesi adını aldı. Üniversitenin rektörü Ismet Vildan Alpte- kin'in 2000 yılında rektörlüğe adayhğını koyduğunda ele alaca- ğını belirttiği 22proje- den biri olan isim deği- şikliği girişimlerinin sonucu olarak yeniden 'güzel sanatlar aka- demisi' ruhunu, ismiy- le de somutlayan ku- rum, bu yeni gelişmey- le kuruluşunun 121. yı- lında misyonunu adıy- la yeniden örtüştürme- yi sağladı. Rektör Ismet Vildan .ektör İsmet Vildan Alptekin, "Bu isim değişikliğinin ardından hedefimiz ihtisas üniversitesi olmak. Doktora, sanatta yeterlilik ve yükseklisans seviyesinde geniş çapta eğitim veren bir kuruluş olmak arzusundayız, çünkü bu birikimimiz var" diyor. Alptekin, bu isim deği- şikliğinin üniversite bünyesindeki herkesi etkilediğini ve üreti- min, heyecanın arttığı- nı söylerken. yeni giri- şimlere de önayak ol- duğunu belirtiyor. 29 Ocak 2004 tarihli res- mi gazetede yayımla- narak geçerli olan yeni tanımlama için Alpte- kin, "Akademi olma- nın özelliklerini zaten taşıyoruz, ama yurt- dışında da profesyo- nel olmamız gereki- yor. Bu isim değişikli- ğinin ardından hede- fimiz ihtisas üniversi- tesi olmak. Belli yasa- lar çerçevesinde bu özelliğimizi onaylat- ma ve belli kurallar içine sokmayı amaçlı- yoruz. Son zamanlar- da birçok güzel sa- natlar fakültesi açıl- dı. Biz hem sanatçı, hem de eğitmen yetiş- tirmeyi ana amaç edi- nen bir ihtisas üniver- sitesi olmak istiyoruz. Doktora, sanatta ye- terlilik ve yüksekli- sans seviyesinde geniş çapta eğitim veren bir kuruluş olmak arzu- sundayız, çünkü bu birikimimiz var" di- yor. Zamanla lisans öğ- rencisi kadar yüksekli- sans öğrencisi de alma- yı amaçlayan kurum, diğer üniversitelere de yol göstermeyi, örnek olmayı hedefliyor. Yükseklisans çalış- malannı uluslararası boyutlara taşımak iste- yen üniversite, Ortado- ğu ülkeleri içinde önemli bir yerde ko- numlanmış bir ülkenin üniversitesi olarak ka- pılannı dışa açmayı da düşünüyor. Alptekin, memnuni- yetini gizlemiyor, YÖK'e ve hükümete teşekkür ediyor, ama desteği sürdürmelerini de bekliyor: "tdealle- rimizi ortaya koyar- ken yurtdışı kriterle- rini baz olarak alıyo- ruz. Fakat bu durum bizim onlardan geri- de olduğumuzu gös- termez, onlarla yarı- şıyoruz. Ancak bu düşüncelerimizin devlet politikasında ve YÖK Yasası'nda da yer alması gereki- yor. Hükümetin de bunun bilincine vara- rak bizi desteklemesi- ni beklivoruz." Süha Ann "Hattiler'den Hititler'e", gibi birçok belegeselin yönetmenliğini yapmıştı. Süha Ann'ı yitirdik Haber Merkezi - Yönetmen Süha Ann, bir süredir tedavi gördüğü tstanbul Haseki Kardiyoloji Enstitüsü'nde yaşamını yitirdi. Alınan bılgıye göre, kalp yetmezliği tanısıyla 9 Ocak'ta hastaneye yatınlarak yoğun bakım ünitesinde kontrol altına alınan Ann, önceki gece yaşamını yitirdi. Türk belgesel sinemasının ünlü yönetmenlerinden olan Ann'ın, ulusal ve uluslararası ödüle layık görülen 30'un üzerinde belgesel filmi bulunuyor. Ann, "Safranbolu'da Zaman", "Hattiler'den Hititler'e", "Midas'ın Dünyası", "Eski Evler, Eski Ustalar". "Mimar Sinan" gibi birçok belgesel filmin yönetmenliğini yaptı. Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda 1973-1983 yıllan arasında öğretim görevlisi olarak ders veren Ann, son olarak tstanbul Yeditepe ve Beytepe üniversitelerinin ıletişim fakültelerinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Süha Ann'ın cenazesi, yann öğleyin Teş^ r ikiye Camii'nde kılınacak cenaze namazmın ardından Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Duvarlar dile geldi Kültür Servisi - rh+ Sanat, ocak- şubat sayısında, yine ülkemiz ve dün- ya plastik sanatlar gündeminden ha- berler, eleştin yazılan, söyleşıler ve bir dosyanın yer aldığı zengin bir ıçerik sunuyor sanatseverlere. Bu sayının 'dosya' konusu, 'Plastik Sanatlar ve Kent'. Dosya kapsamın- daki yazılardan 'Bir Tasarım Olarak Kent', İsmaii Tunalı imzalı. Tunalı, "birer kültür mekânı olarak kent- ler" i irdeliyor bu yazısında. Halil Tur- hanlı, kentlerle ortaya çıkmış bir kav- ram açısından bakıyor dosya konusu- na. Dünya sanatının da ele alındığı bu sayıda aynca Osman Erden'in Ko- lombiyalı ressam Botero'nun sanatı üzerine bir yazısı bulunuyor. 'Genç Köşe'de, Ferhat Özgür, Nec- la Rüzgarı konuk ediyor. Abdülka- dir Günyaz da. 'Eleştirel Bakış' ad- lı bölümde, ülkemiz plastik sanatlar gündemıne bakışını paylaşıyor sanat- severlerle. Inishmorelu Yüzbaşı' bmitte • Kültür Servisi - Kenter Tiyatrosu 'Inishmorelu Yüzbaşı' adlı komedi oyununu, 10-11 Şubat günleri îzmit Büyükşehir Tiyatrosu'nda sahneleyecek. tzmit Büyükşehir Tıyatrosu'nun sahne değışım projesi kapsamında sergilenecek olan Irlandalı Martin McDonagh'ın yazdığı, çevirisini ve yönetmenliğini Mehmet Ergen'in üstlendiği oyunda, Mehmet Birkiye, Hakan Gerçek, Okan Yalabık. Cengiz Bozkurt, Yeşim Koçak ve Engın Hepileri rol alıyorlar. İki perdelik oyun, Irlandalı Deli Patnck'in terör örgütü IRA'yı yetennce dehşetli bulmadığı ıçın aynlarak kendi örgütünü kurmak ıstemesı ve eski arkadaşlanmn onu köyüne çekerek öldürme planlannı konu alıyor. liyatro Festivali'ne başvurular • Kültür Servisi - 14. Uluslararası tstanbul Tıyatro Festıvali'nde yer almak üzere baş\-uracak topluluklann proje dosyalannı 16 Şubat 2004 Pazartesi gününe kadar festival ofısine ıletmelen gerekiyor. Festival Yönetmeni Dikmen Gürün başvuracak oyunlarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Bu yıldan başlayarak yerli yapımlara yönelik yeni bir uygulamaya geçiyoruz. Daha önce tstanbul'daki izleyiciyle buluşmamış oyunlardan oluşacak bir festrvalin tiyatrose\ erler açısından daha farklı anlamlar ve renkler taşıyacağına inandığımız için programımızı oluştururken tercihimizi; ilk kez Uluslararası tstanbul Tiyatro Festivali'nde perde açacak oyunlar üzerine yoğunlaştınyoruz" dedi. ÎKSV tarafından düzenlenen festival bu yıl, 18 Mayıs-4 Haziran tarihlen arasında yapılacak. (theatre.festtistfest. org) teiar Bollain'in fHmine Goya Ödülü • MADRİD (AFP) - tspanyol sinemasının en önemli ödüllerinden 'Goya Ödülleri'nde, oyuncu ' yönetmen Icıar Bollain'in 'Te Doy Mis Ojos' (I Gıve you my Eyes) adh filmi 'En tyi Film', 'En tyı Yönetmen', 'En tyi Erkek Oyuncu' (Luis Tosar), 'En tyi Özgün Senaryo' (Bollain-Ahcia Luna) ve 'En tyi Kadın Oyuncu' (Laia Marull) dallannda ödül aldı. "En tyi Çıkış Yapan Erkek Oyuncu' dalında Goya Ödülü "Dias de Futbol'daki rolüyle Fernando Tejero'nun, 'En tyi Çıkış Yapan Kadın Oyuncu Ödülü' ise 'La Flaqueza del Bolchevique'deki rolüyle Maria Valverde'nin oldu. 'Yabancı Yapım tspanyolca Film' dalında ödül, 'Historias Miniması Arjantin Hikâyeleri'nin oldu. 'Küratörlüğün Siyaseti' M Kültür Servisi - Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi, 7 Şubat günü saat 19.00'da güncel sanat eleştirmeni ve küratör Gilane Tavvadros'un 'Fay Hatlan; Küratörlüğün Siyaseti' başhkh konferansma ev sahipliği yapacak. Tawadros, 50. Venedik Bienali için düzenlediği 'Fay Hatlan: Güncel Afhka Sanatı ve Değişen Manzaralar' sergisini eksen alarak uluslararası sanat dünyasındaki küratörlük politikalannı ve 21. yüzyılda güncel sanat ile politika arasındaki ilişkiyi irdeleyecek. Gilane Tawadros, Londra'daki Uluslararası Görsel Sanatlar Enstitüsü inTVA'nın (Institute of International Visual Arts) yöneticiliğinı yapıyor. Aralannda Photographers' Gallery ve Hayvvard Gallery'nin de bulunduğu çeşitli sanat kurumlannda çalışan Tavvadros'un, birçok yayın ve katalogta yazılan yayımlandı. Müzik eğitim menkezi açılıyor •Kültür Servisi - tstanbul'da ilk kez birçok dalda müzik eğitiminin verileceği bir plaza, 8 Şubat'ta törenle açılacak. Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan. Arif Sağ, Onur Akın, Yavuz Top, Sabahat Akkiraz, Belkıs Akkale, Ferhat Tunç, Mehmet Gülmüş ve Ercan Karakaş'ın da aralannda olduğu çok sayıda tanınmış ismin katılacağı açılışı Türk halk müziği sanatçısı Şahin Aydm yapacak. Dört katlı plazada bağlama, keman, piyano. gitar, şan, solfej, nefesli sazlar, halkoyunlan dallannda eğitim verilecek. (0 212 672 94 94) 'Anadolu Ateşi' İstanbul'da • Kültür Servisi - 'Anadolu Ateşi'nin Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda 23 Ocak'ta yapılacağı duyurulan ancak yoğun kar yağışı nedeniyle ertelenen gösterisi, 6 Şubat Cuma günü saat 21.00'de yapılacak. Genel sanat yönetmenliğini Mustafa Erdoğan'ın üstlendiği ve yurtdışında son olarak Avusturya'da gösteri yapan 'Anadolu Ateşi' şimdiye kadar Almanya'dan Çin'e, tsraü'den Japonya'ya kadar çeşitli ülkelerde dört milyonu aşkın izleyiciyle buluştu. (0 212 234 9824/25) •,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle