21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3ŞUBAT2004SAU 10 DIŞ HABERLER dishabocumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR 'Zemzem Kulesi'nde Şehitlerin Ruhu Bir zamanlar papalar "cennetin anahtannı" satariardı. Şimdi de Su- udiler, "Allah'ın lütfu (iyiliği)" olarak Mekke'de "Harem-i Şerif'e nazır (bakan)" devre mülk daire satışına başladılar. Hem de kutsal kent Mek- ke'yi korumak için Osmanlılann yap- tıklan "Ciyat (Ajyad)" Kalesı'ni yıkıp üzerine kondurduklan "Zemzem Ku- lesi" adını verdikleri gökdelende... Mekke'deki Osmanlı kalesinin yı- kılarak yerine Kâbe'nin dibinde gök- delenler inşa edileceğini Türk kamu- oyuna ilk kez bu köşede 17 Nisan 2001 'de duyurmuştuk. Türk hüküme- ti Suudi Arabistan'a diplomatik no- talar vererek dünyanın sayılı tarihsel miraslanndan biri olan bu kalenin yı- kımını önlemeye çalışmıştı. 1781 'de yapılıp 1884'te Osmanlılarca tüm- den yenilenen, kutsal kenti koruyan kale, 800 kişilik Osmanlı Topçu Bir- liği'ni banndırmıştı. Türkiye'nin tüm diplomatik girişim- lerine karşın dini bütün Müslüman Su- udi kardeşlerimiz kaleyi yıktılar. Gökde- lenlerin temeli de Prens Abdullah Bin Abdul Aziz adına 28 Kasım 2002'de atıldı. Şimdi deTürkşehitlerinin kanla- nnın aktığı bu anıtsal kalenin yerine ya- pılan gökdelendeki "devre mülk" da- ireleri dıni bütün Türk Müslüman kar- deşlerine şöyle pazariıyorlar: "Kutsal topraklarda milyonlarca in- sanın yaşamayı hayal ettiği rûya gibi birmekân... Heryıl sayılan katlanarak artan hacı ve umrecilerbu gerçeğin açık biryansımasıdır. Buna karşılık bir ger- çek daha var... 0 da yüce Allah Mek- ke'yi yarattığı günden beri mesahası (alanının) sabit olmasıdır. MünşeatEm- lak Projeleri Şirketi, projeleri geliştirir- ken bu rüyayı alabildiğince çok sayı- da Müslümanın yaşaması için elinden geldiğince katkıda bulunmayı kendisi- ne görev addetmiştir. Bu projelenn en gözdesı Zemzem Kulesi'dir." Zemzem Kulesi "Kral Abdul Aziz Kutsal Kent Hizmetlen Vakfı" adına, "yap, işlet, devret" yöntemiyle "devre mülk" olarak "Allah'ın lütfu" ile şöyle pazarianıyor "Münşeat Şirketi aynca -Allah'ın lütfu ile- 'Intifa senetlerini' icad edebildı, bu tür bir olay Islami açıdan doğruluğuyla ve tüm Müslü- manlara Mekke 'nin Kutsal Eviyakının- da sabit konutbulma fırsatı vermesi açı- sından ilk kez meydana gelmektedir." Zemzem Kulesi, 92 dönüm üzerine yapılan "El Beyt (Konut) Kuleleri" ad- lı tasanm 2006'da tamamlandığında ortaya çıkacak beş binanın en büyüğü olup Mekke'yı gören bir konumda 1258 dairenin "ıntifa (yararianma) hakkı'dev- re mülk olarak 24 yıllığına satılıyor. Her konut "canlı" ezan ve cuma vaaz yayınından yarar- lanıyor. Böylece kutsal alanda- ki kulede, canlı yayın eşliğin- de aynı anda 50 bin kişi namaz kılabilecek. Daireler, yüzde 10 daha pahalı olan "Harem-i Şe- rif'e nazır" ya da yüzde 10 da- ha ucuz olan "kenti görenler" diye ikiye aynlıyor. Reklamlar- da "Harem-i Şerif'in hemen yanı başında olma özelliği ne- deniyle dairenizden çıkıp Ha- rem-i Şerifin içine girme ola- nağını veriyor. Bu sayede, bu- lunduğunuz heryerde Harem- i Şerif'in içinde sayılmaktası- nız" deniliyor. Daireler, hac dö- neminde 44, öteki dönemler- de ise 7 günlüğüne satılıyor. "En dûşük" dönemde, mobilyalı 33 metrekarelik "en küçük" dairenin haf- talık satış fiyatı 5972 dolar olup aynca 176 dolar da yıllık bakım ücreti alınıyor. Dönemler, "düşük, orta, yüksek, en yüksek, hac süresi" olarak sınıflandı- nlıyor. "En küçük" dairenin hac süre- sindeki 44 günlük yararianma hakkı için 131.528 dolar ve 1297 dolar yıllık bakım ücreti isteniyor. "Kral Dairesi" denilen, iki oda bir salonlu 76 metrekarelik dairelerin "en düşük" haftalık satış değeri 12.922 dolar olup 238 dolariık yıllık bakım ödentisini de öngörüyor. Eğer "Harem-i Şerif'e nazır" bir "Kral Da- iresi" hac dönemi için alırsanız 284.273 doların dışında 2660 dolar da bakım ödentisi sizi bekliyor. Kulenin 4 katı alışveriş merkezi olup bir katı aynı anda 5 bin kişinın yemek yemesine olanak sağlıyor. Tüm Mek- ke kentinde 1400 araç otoparkı varken Zemzem Kulesi'nde 2000 park yeri bu- lunuyor. Az daha unutuyorduk! Mekke üze- rinde "helikopter" uçuşu günah sayıl- dığından yasak olduğu halde Zemzem Kulesi sakinleri için günah sayılmayan bir ayncalıkla bir helikopter pisti de hiz- met veriyor! Şu anda Mekke'de hac de- ğil, şehitlerin ruhu pazarlanıyor! Devlete saygı protokolden geçer Medyamız, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan'ın Beyaz Saray ziyare- tinden sonra Türk diplomasi sözlüğü- ne yenı bir kavram ekledi: "Vücut di- li!" ABD Başkanı George W. Bush, sağ kaşını oynatmış, Erdoğan da oy- natmıştı. Bush sol kaşını kaidırmış, Er- doğan da kaldırmıştı. Bush bacak ba- cak üstüne atmış, Erdoğan da hemen bacak bacak üstüne atmıştı! Medya- mız Başbakan'a iltifat ettiğini sanarak taklitçi maymun yerine koymakla ger- çekte Başbakan'a hakaret etmişti. Hiç- bir Türk başbakanına maymun yakış- tırmasının yapılması bizim saygı anla- yışımızla bağdaşmaz! "Devlet" kavramı içinde, onur vardır, saygı vardır, bunlann gerekliliğini vurgu- layan, "protokol" gibi bıçimsel kurallar vardır. Protokolun özünde karşılıklı say- gı yatar. Atalanmızın deyimiyle "Saybe- ni sayayım seni" inancı geçeriidir. Bu köşede bir kez yazmıştım. Oku- mayanlar için yeniden yazmak istiyo- rum. Oramiral, büyükelçi, onuriu insan Fahri Korutürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde bir ABD bü- yükelçısi güven mektu- bunu sunacakt. Çanka- ya Köşkü'nde tören kı- tası yerini almış, görev- liler son hazıriıklannı ta- mamlamışlardı. Ameri- kalı diptomatlarda birte- laş vardı. Güven mek- tubunu getirecek olan askeri uçak gecikmişti. Durumu protokol genel müdürüne aktardılar: Acaba yeni büyükelçi Cumhurbaşkanı'na boş bir zarf vere- mez miydi? Mektup gelince sonradan gönderilemez miydi? Durum kendisi- ne iletildiğinde "devlete saygı" duyar- lılığına sahip Korutürk'ün ilk hareketi, frakının papyonunu çıkanp "Mektup gelince gelsinler" diyerek ABD Bü- yükelçisi'ni Köşk'ten sepetlemişti. Şimdi bakıyorum da "devlet" nere- den nereyegetirildi? Değerli sınıf arka- daşım Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ü de eleştirmek zorundayım. Başbakan'ın ABD gezisinde kendisinin de ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ile konuşması gündemdey- di. Neden bakanın kendisi ile değil de protokolde muhatabı olmayan müste- şan Paul Wolfowitz ile konuştu, doğ- rusu anlayamadım! Medyamıza göre Rumsfeld bir "jest' yaparak yanında NA- TO'nun yeni genel sekreteri ile biriikte Gönül'ün bulunduğu Wolfowitz'in oda- sınagelerek 'Hi Vecdi! Howareyusun?" demişti. Eğer Rumsfeld'in programı o saat ddu idiyse; görüşme neden birgün önceye, bir gün sonraya; aynı gün sa- baha ya da öğleden sonraya ayarian- madı? Acaba Rumsfeld Ankara'ya gel- se bakan yenne Milli Savunma Bakan- lığı Müsteşan ile görüşmeyi kabul eder miydi? Onceki pazaristanbul'da Türkiye'nin en eski eğitim kurumlanndan Fener Rum Lisesi'nin 550. kuruluşyıldönümü kutlandı. istanbul'un fethinden bir yıl sonra açılan bu okulun yıldönümü tö- renine Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çe- lik, Yunan meslektaşı Petros Efttıymi- ou, Fener Rum Patriği Bartolomeos da katıldı. Yunanların "Megali tou Genous Scholi (Ulusun Büyük Okulu)", bizim "Fener Rum Lisesi" dediğimiz okul Osmanlılann Fatih'ten bu yana azınlık haklanna gösterdikleri saygının bir sim- gesidir. TV haberierinde bir "protokol" olayı dikkatimi çekti. Çok saygı duydu- ğum Patrik Bartolomeos bir cumhur- başkanı gibi taht benzeri bir koltukta oturuyor "laik devletin milli eğitim ba- kanı" ise bir sandalyede... 0 an Sayın Çelik'e şu soruyu sormak aklıma gel- di: "Eğer benzeri bir tören bir Türk li- sesinde olsaydı devletin bakanı olarak siz nerede, Diyanet Işleri Başkanı ne- rede otururdu?" Patriği Küba'da Fidel Castro, res- men "ekümenik (evrensel) patrik" un- vanı olmasa da devlet başkanı proto- kolü ile karşılayabilir. AncakTürkiye'de laik bir devletin bakanının, devlet pro- tokolünde yeri olmayan bir din ada- mıyla bu denli oturması, densizlik de- ğil midir? Nedense medyamızda bu davranış biçimleri dikkatten kaçarken Erdoğan'ın New York'ta görüştüğü Amerika Kıtası Ortodokslan "Başpis- koposu" Dimitrios'tan "patrik" diye söz etmeleri de bir başka cehalet ör- neği değil midir? Filistinli baba Adil Hüseyin, İsrail ordusundaki oğlunu görememekten korkuyor Savaşınparçaladığı aileDış Haberler Servisi - İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ne ekim ayında düzenlediği saldında, bir asker sağ elinde tüfeği, kuma çömelmiş olarak fotoğraflanmıştı. Bu askerin adı, Israılli Yahudi annesi SteDa Peretz ve Israil'deki arkadaşlanna göre Yossi Peretz. Filistinli Müslüman babası Adil Hüseyin ve büyüdüğü Batı Şeria'daki mülteci kampı Nur Şam'daki dostlan onu Muhammed Hüseyin diye çağınyor. Dışandan bakan biri, hem Filistinlileri hem Israillileri anlama olanağına sahip bu "çift kimliklT çocuğun şanslı olduğunu düşünebilir. Ancak ona göre öyküsü bir trajedi. Muhammed yani Yossi, bölünmüş halklann, bölünmüş bir ailenin çocuğu. Babası, Israil'e yerleşme izni verilmeyen, FilistinJilerce de "hain" olarak görülen bir adam. Adil Hüseyin ile Stella' nın öyküsü ise bundan 20 yıl önceye dayanıyor. 1973'te mutsuz evlerinden kaçan iki kişi rastlantı sonucu Tel Aviv'de bir lokantada karşılaşır. Adil'i, babası çoban ohnası için okuldan alınca Cenin'den kaçarak garson olmuştur. Stella Peretz de Dimona'daki evini geride bırakmıştır. Evliliklerinin tsrail tarafindan onaylanması için Stella dinini Islam olarak değiştirmek zorunda kalır. 9 yıl sonra çiftin bir oğlu olur. Örgüdere yakınlaşma Tel Avıv'dekı evlennden aynlarak Nur Şam'a taşınırlar. İlk Filistin intifadasıyla biriikte düzenlerinin bozulmaya başladığını hatırlayan Peretz, Muhammed'in israil askerlerinin arkasından taşlar attığını hatırlıyor. Adil'e göre, Oslo banş görüşmelen, Yaser Arafat ile diğer Filistinli yetkililerin işgal altındaki topraklara gelmesıyle bölgedeki saflar daha da keskinleşti. El Fetih, Hamas ve Islami Cihad örgütlerinin dağıttığı broşürlen okumaya başlayan Muhammed Hüseyin, babasına bu örgütler hakkında soru soruyor, ancak onlardan uzak durması gerektiği yarutını alıyordu. Nur Şam'da oturan aile. oğullan 16 yaşına gelene kadar Dimona"daki Yahudi akrabalan ziyaret ederek veya Tel Aviv'e gezmeye gıderek onun farklı kimliklerinin birbıriyle kaynaşmasmı sağlayabilmişti. Ardından Muhammed bir gün Filistin üniforması içinde eve geldi. "Oğlumun kötüye gittiğini görüyordum. Tek bir oğhım vanh" diyen Adil Hüseyin, oğlunu ve annesıni Dimona'ya gönderdi, eşinden aynlmaya karar verdi. Dimona'ya dönen Stella'nın, adını Yossi yaptığı ve Ibranca bir okula yazdırdığı oğlu, israil ordusuna katıldı. Batı Şeria'nın Muhammed Hüseyin" i bir anda Yossi Peretz olmuşru. Harap apartmanlann bulunduğu Dımona, İsrail'in, yoksul Yahudi göçmenlen yerleştirdiği bir yer. Diğer göçmenler yalnızca yaşadıldan toplumu değiştinrken Yossi, "taraPını da değiştirmişti. Adil Hüseyin, ailesini Dimona'ya gönderirken onlan aralıklarla ziyaret etmeyi planlıyordu. Ancak Filistinli yerel yetkililer oğlunu geri getirmesi için Hüseyin'e baskı yaptı. Bunu reddedince de maskeli kimselerce izlendi, kapısuıa ateş açıldı ve evinin • 16 yaşına dek babası ve Yahudi annesiyle Batı Şeria'da oturan Muhammed Hüseyin'in adı, Israil'e geçince Yossi olmuş. Yossi şimdi israil ordusunda, babasıyla gizli gizli görüşebiliyor. (Fotoğraf: AP) duvarlanna "hain" diye yazılar yazıldı. "Oğhı İsrailli bir asker olan bir Arap. burada kabul göremez. Tam tersinin de görmeyeceği gibi" diyor Adil. Muhammed İsraıl'de askere çağnldığında Adil Hüseyin, oğlunun savaşa katılmak istemesini desteklemiş. Adil Hüseyin şöyle devam ediyor: "Ona dednn ki. eğer seni bir kontrol noktasına yerleştirirlerse ve beni görürsen, beni durdurmaüsın. İşini tam bir bağhhkla yapmahsın." Bugün 52 yaşındaki Adil Hüseyin, Israil'e yasadışı yollardan geçip işçi olarak yaşıyor, ancak yakalanıp geri gönderilirse bir daha asla oğlunu görememekten korkuyor. Kımlığinı görmek isteyen her polise, askeri üniforma içindeki oğluyla çekilmiş resmini gösteriyor. Herkesin çıkan kendine' Bugün 21 yaşında olan ve orduya Muhammed Hüseyin olarak yazılan oğlu ise kendını İsrailli bir Yahudı olarak tanımlıyor. Ancak hem annesine hem de babasına aıt olduğunu söylüyor. Muhammed Hüseyin aynlığı şöyle anlatıyor: "Bir zamanlar, 'Anne ve babamın bulunduklan yer burası; benim yaşamımı kuracağım yer de burası' diye düşünmüştüm. Şimdnse babam orda, annemse burada ve benim yerim nerede bilmiyorum." Bugünlerde Stella Peretz'ın ailesi, Adil Hüseyin'in Israil'de yaşamasının mümkün olup olmadığını araştınyor. Stella, "Benden aynlmak ve ülkeme yaşıtlanndan çok daha başanlı bir erkeği kazandumakla doğru olanı yapb" diyor. 10 yaşında evden kaçtığında okuma yazma bılmeyen Peretz, bugün 48 yaşında ve hem Arapça hem de Ibranicayı kendisine öğrettiği için eski eşıne müteşekkir. Artık iki hırsız gibi buluşan baba ile oğluysa birbirlerini çok ender görebiliyor. Muhammed Hüseyin, iki toplum hakkında da konuşurken çok sert ifadeler kullanıyor: "Oradaki yaşanıı gördüm ve buradakini de gördüm. Her ikisi de avTu. Herkes kendi çıkarlannı gözetiyor. Hepsi bundan ibaret" Bukez Eriha yerle bir İsrail ordusunun önccki gün tanklaria girdiği Batı Şeria'da bulunan Eriha kentinde 3 ev yerle bir oldu. Çıkan çatışmada bir Filistinli öldürüldü, 2'si de yaralandı. Olay lar sonucunda birçok Filistinli aile yine ev siz kaldı. (Fotoğraf: AP) Atina'ııın Annan'a şarh var ATtNA (AA) - Yunanıstan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'nun BM Genel Sekreteri Kofı Annan'a, Kıbns'ta taraflann "Bazı özlü konularda anlaşma sağlanıaları halinde boşluklan doldurabileceğini'" söylediği bildırildı. Atina Haber Ajansı ANAnın haberine göre Papandreu, BM Genel Sekreteri'ne Atina ve Lefkoşa'nın (Rum) Annan planı temelinde müzakerelere hazu- olduğunu ve Kıbns sorununun kapsamlı bir biçimde çözümünü arzu ettiklerini söyledi. Annan'a, müzakerelenn başlaması ve "Bazı özlü konularda ilerleme ve mutabakat sağlanması halinde iki toplumun oluşturacakları siyasi bir çerçeve içinde ikincil önemdeki konulardaki boşlukları doldurabilme imkanını verebileceklerini" belırten Papandreu, temel meselelerin çözühnesi halinde, referanduma da gidilebileğini kaydetti. BM Genel Sekreteri'ne, Türkiye ve KKTC'nin müzakerelenn tekrar başlaması için konulan şartlan kabullerine ilişkin çekincelerini ileten Papandreu, Annan'a, Yunanıstan'da 7 Mart'ta yapılacak seçımler öncesi Atina'nın Ankara ile Kıbns'ta güvenlik konusuna ilişkin müzakere yapamayacağım da ifade etti. Annan ise Papandreu"ya, KKTC'nin mevcut şartlara uyup uymadığı konusunda henüz ikna olmadığını, ve Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile görüşeceğini söyledi. Annan aynca, Papandreu'ya Rum Lider Tasos Papadopulos ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeler hakkında bilgi verdi. İran'daki en büyük reformcu parti seçimleri boykot karan aldı Reformcular bastmyor Elmek: [email protected] Fax: 0312. 442 79 90 • İran'da hükümet sözcülerinden Ramazanzade olağanüstü toplanan Bakanlar Kurulu'nun, 20 Şubat'ta yapılacak seçimlerin ertelenmesi çağnsına destek verdiğini duyurdu. Dış Haberler Ser\isi - iran'da önceki gün 120 mil- letvekilinin istifalannı sun- malanmn ardmdan dün de ülkenin en büyük reform- cu partisi Islami Iran Katı- lun Cephesi (1ÎKC). seçim- leri boykot karan aldığuıı açıkladı. İİKC hderi ve Cumhur- başkanı Muhammed Ha- temi'nin kardeşi olan Mu- hammedRızaHatenıL "Ka- lıtım Cephesi, çok büyük birçoğunluklaseçimlereka- ğğStakl^ğfa Ramazanzade: Ozgör v^ adil oünavan seçimkre katümayacağız. {AP) tılnıanıa karan aldL 20 Şu- bat'ta, özgür ve adil seçim- lerin düzenleneceği yönün- de bir umudumuzyok" de- di. Hatemi, lİKC'nın se- çimlerin ertelenmesi halin- de fikirlerini değiştırebıle- ceğinı de vurguladı. Dün olağanüstü toplanan Ba- kanlar Kurulu da parlamen- to seçimlerinın ertelenme- si çağnsını desteklediğini açıkladı. Hükümet sözcülerinden Abdullah Ramazanzade. bakanlann bu ay yapılma- sı planlanan parlamento seçünlerinin ertelenmesi çağnsına destek verdikle- riru, özgür ve adil olmayan seçimlere katılmayacak- lan konusunda yemin et- tiklerini söyledi. Ramazanzade, kabine- nin gece yansı yapılan top- lantısında İçişleri Bakan- lığı'nca yapılan erteleme çağnsma oybirliğiyle des- tek verildiğini belirtti. iran'da seçimlerin erte- lenip ertelenmeyeceği ko- nusunda son sözü. nihai karar organı durumunda- ki Anayasayı Koruyucu- lar Konseyi (AKK) söy- leyecek. Hükümetin son attığı adımla biriikte, h- beral ve reformcu kişile- rin adaylığına izin verme- yen AKK karşısında güç- lendiği yorumu yapılıyor. ENİŞLEMEYEHAZIRDEGILIZ Verheugen şaşırttı • AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, AB'nin siyasi olarak genişlemeye hazır olmadığını söyledi ve Birlik politikalannın önemli hedeflerinin orta vadede yerine getirilemeyeceğini savundu. BRÜKSEL (ANKA) - Avrupa Komısyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, 10 aday ülkenin AB'ye katılmasına üç ay kala şaşırtıcı bir açıklama yaparak, "AB siyasi olarak genişlemeye hazu* değy dedi. AB 'nin genişleme sürecinde çok önemli bir rol oynayan Verheugen, Reutlinger General Anzeiger gazetesine verdiği demeçte, AB'nin siyasi olarak genişleme için yeterince hazır olmadığını söyledi. Verheugen, iç piyasa ve para birliği gibi alanlarda teknik hedeflere ulaşılmasma karşın AB politikalannın önemli hedeflerinin orta vadede yerine getirilmesinin zor olduğunu savundu. Birliğin ana ekonomik amaçlan konusunda da eleştirilerde bulunan Verheugen, güçlü ulusal çıkarlar nedeniyle "şimdiden, A\Tupa'nm ekonomik olarak dünyanın en dinamik bölgesi olma hedefine ulaşmavacağını görmenin mümkün olduğu"nu da söyledi. Günter Verheugen. AB Anayasası'na ilişkin tartışmalarda ortaya konulan ulusal bencilhği de eleştirirken öngörülen yeni oylama sistemine güçlü bir biçimde karşı çıkan Polonya'nın, tutumu nedeniyle yalnızlaşma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu öne sürdü. ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle