Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2004 CUMA
HABERLER
DÜNYADABUGÜN
ALÎ SİRMEN
Hayri Ayhan'm
2. Kez Öldüğii An
Kartal'da 9 kişinin ölümüne, 25 kişinin de yara-
lanmasına yol açan olay bir kaza değil, cinayettir.
Bu cinayetin tek faili de tankerin genel geçer de-
yimle "trafik canavan" çıkan sürücüsü Cavft Ka-
rakaş değil.
Bu cinayetin faili, toplumun ta kendisi, yasala-
rıyta, uygulamasıyla yönetimdir.
2003 yılı sonunda on gün arayla yaşadığı iki bü-
yük terör saldınsında 57 kurban verdi. Ama hemen
onun ardından gelen "bayram!"da, dokuz gün için-
de yollarda ölenlerin sayısı bunun üstündeydi.
Terör olaylan üzerine, Türkiye'yi riskli ülke ilan eden
devletlerin yöneticilerine kızdık, Türk takımlarının
maçlarını buradan alıp Almanya'daki tarafsız saha-
lara veren UEFA'ya ateş püskürdük.
Tepkilerimizin bir kısmında haklı, bir kısmında
haksızdık.
Bu arada hiç düşünmedik. Bir yabancı ülke, va-
tandaşlarını şöyle uyarsaydı diye:
- Sevgili vatandaşlar, Türkiye riskli bir ülkedir.
Oraya gitmeyin! Eğer giderseniz bilin ki şehirlera-
rası yollarda veya kent içlerinde ihmal, tedbirsizlik,
denetim yokluğu, yasal düzenlemenin eksikliği yü-
zünden canınız tehlikededir. Türkler direksiyona
geçince, entehlikelisilahtandahatehlikelihalege-
lirier ve birbirierini sinek gibi öldürürier.
Böyle bir çağrı yapılsaydı, yanlış mı olurdu?
• • •
Kartal katliamının tetikçisi durumunda olan Ca-
vrt Karakaş'tır. Ama azmettireni onun arkasında, ya-
salardan bakanlıklara, oradan sokaktaki polis me-
muruna, yasasını yapanlara kadar uzanan sorum-
lular ordusudur.
Cavit Karakaş olayın sıcak anında hemen tutuk-
lanmış.
Hiç merak etmeyin, kısa süre sonra serbest bı-
rakılacaktır.
Çünkü yasalarımız böyle emretmiştir.
Türkiye'de tutuklama bir ceza olarak kullanılır, he-
le hele düşünce suçlannda... Türkiye'de sistem, dü-
şünene, düşündüğünü yazana kadar ceberuttur. Ama
Türkiye'de sistem, kasta varan ihmalle adam öldü-
rene karşı cart curttur.
Onlar istedikleri gibi öldürürier, birkaç ay yatıp çı-
karlar.
Çünkü yasalanmız böyledir.
Kartal katliamının tetikçisi, perde önünde görü-
nen faili Cavit Karakaş'ın tam 38 ilde trafik suçu iş-
lediği ortayaçıktı, bunlararasında, aşırı hızdan kır-
mızı ışıkta geçmeye, freni bozuk araba kullanma-
ya kadar her şey var.
Ve sıkı durun! Mevzuat gereği devlet bu adama
karşı hiçbir şey yapamıyor.
Kanun böyle!" diyorlar. Gel de böyle olan ka-
nuna saygı duy.
• • •
Geçenlerde Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde asker-
lik yapan babası da, amcası da arkadaşlanm olan
Hayri Ayhan'ı askerliğinin yedinci ayında, hayatı-
nın 27. bahannda kaybettik.
Abdülkerim Ayhan'ı birkaç kez dükkânında ara-
dım, gelmemişti.
Daha sonra, geçen gün, bütün Cihangir'in tanı-
dığı arkadaşım Esat Ayhan'm dükkânı LaCave'da
karşılaştık.
Yiğit adam çökmüştü. Ben ölüm acısının bu in-
sanın üstündeki kadar somutunu hiçbir yerde gör-
medim.
Hüngür hüngür ağlıyordu.
Üstelik aradan 20 günden fazla geçmişti.
Ama kazanın üstünden üç hafta geçtikten son-
ra, Abdülkerim Ayhan oğlunu ikinci kez yitirmişti.
Ben işte tam o sırada, yani Hayri Ayhan'm ikinci
kez öldüğü gün karşılaşmıştım babasıyla.
Hayri, yaralı arkadaşım ambulansla hastaneye gö-
türmek için yola çıkmış, ambulansın önüne çıkan
arabaya çarpmamak için direksiyon kırmış, mıcır-
\i yolda kayıp şarampole yuvarfanmış, ama arka-
daşlanm sıhhiye aracından çıkarmış, sonra da bir
minibüse koyup hastaneye göndermiş, tam o sı-
rada da 140 kilometre hızla seyretmekte olan ge-
çici plakaJı bir minibüsün altında can vermişti.
Yapılan incelemede, minibüsün sürücüsü Ihsan
Kobal sekizde sekiz kusurtu bulunmuştu.
Duruşma devam ediyordu. TSK, askeri törenle
gömmüştü Ayhan'ı, ama davaya müdahil olma-
mıştı.
Kazanın üzerinden 25 gün geçmeden, Ayhan'ı
çarptıktan sonra otuz metre sürükleyen, 140 km.
hızla seyreden aracın şoförünü, Ergani 1. Sulh Ce-
za Mahkemesi Savcısı Hasan Dalak'ın talebtyle Yar-
gıç Hüseyin Günay serbest bırakmıştı.
25 yaşında bir delikanlının can bedeli 25 gün bi-
le degildi.
Mevzuat böyleydi.
Toplumsal cinayetlerde hep böyle oluyordu.
Bütün bunlan o sırada oğlunun ikinci ölümüne
ağlayan Abdülkerim Ayhan'a söylemedim.
"Mevzuat böyle" kalkanma sığınarak onu tesel-
liye kalksaydım, ben de Hayri Ayhan'm üçüncü kez
ölümünün sorumlusu olacaktım.
Cesitli etkinliklerle anılacak
YüceVin ölümünün
43. yıldönümü
tstanbul Haber Servi-
9 - Milli Eğitim Bakan-
hğı yaptığı 1938-1946
yıllan arasında Türk eği-
timinde önemli reform-
lar yapan, Köy Enstitü-
lerinin kurucusu Hasan
Âli Yücel ölümünün 43.
yıldönümünde çeşitli et-
kinliklerle anılacak.
Beşiktaş'taki Hasan
Âli Yücel Ilköğretim
Okulu'nda bugün ger-
çekleştirilecek etkinlik-
lerde Yücel'in yaşamı,
eğitim anlayışı ve top-
lumsal gelişime yaptığı
katkılar anlatılacak. Is-
tanbul Üniversitesi (IÜ)
Hasan Âli Yücel Eğitim
Fakültesi tarafinda da 10
Mart'ta tletişim Fakülte-
si Konferans Salonu'na
"Tevhid-i Tedrisat Ka-
nunu'nun 80. Yıldönü-
mü ve Hasan Âli Yücd'i
Anmak" konulu toplan-
tı gerçekleştirilecek.
17Nisanl940'taKöy
Enstitüleri Yasası çıka-
nlarak köy okullannda
görev alacak olan öğret-
menleri yetiştirmek üze-
re Köy Enstitüleri kurul-
maya başlandı.
Yücel, 5 Ağustos
1946'da bakanlıktan,
1950'de de CHP'den is-
tifa etti. Bundan sonraki
on yıllık dönemde de ya-
zılanm Cumhuriyet ga-
zetesinde yazdı. Yücel
26Şubatl96rdeyaşamı-
m yitirdi.
Kılıçdaroğlu, Başbakanlık Müsteşan'nın teftiş kurullannı kaldırmak istemesinin maksatlı olduğunu belirtti
'Dinçeryargıdan kaçıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP hükümetinin hazırladığı Kamu
Yönetimi Yasa Tasansrnnı TBMM
Genel Kurulu'ndaki görüşmelerin-
de, CHP muhalefetini sürdürüyor.
CHP'lı Kemal Kıbçdaroğlu, tasan-
nm anayasaya aykınlıklarla dolu ol-
duğunu söyledi. Kılıçdaroğlu tasan
taslağında önceden yer alan teftiş ku-
rullannın, Başbakanlık Müsteşan
ÖmerDinçer'ın Ağustos 2OO3'te tef-
tiş kurullan aracılığıyla Eyüp2. Ağır
Ceza Mahkemesrnce yargılanması-
nın ardından, Eylül 2003'te çıkanl-
dığını ileri sürdü.
TBMM Anayasa Komisyonu'nda-
ki görüşmeler sırasmda toplantılan
protesto ederek terk edip tasannın
• AKP'nin hazırladığı Kamu Yönetimi Yasa Tasansı'nm genel kuruldaki görüşmeleri
oldukça sert tartışmalarla sürüyor. Tasannın anayasaya aykınlıklarla dolu olduğunu
belirten CHP'li Kılıçdaroğluna göre Dinçer, tasanyla teftiş kurullan aracılığıyla
yargılandığı davadan da kurtulmayı amaçlıyor. CHP'liler eleştirilerinde tasannın kamu
yönetiminde reform değil etkisizleştirme amacı taşıdığını savunuyor.
çıkışını hızlandıran CHP'liler, Ge-
nel Kurul'daki görüşmeler sırasında
önerge verme, soru sorma ve konuş-
ma haklarını kullanma yoluyla engel-
leme yaptılar. AKP'liler ise anlaş-
malı bir şekilde verdikleri önergele-
ri geri çekerek CHP'lilerin önerge
vermelerini engellemeye çalıştılar.
CHP'li milletvekilleri tasannın,
bir üniversite hariç hiçbir üniversi-
te ve sivil toplum örgütü tarafından
tamamıyla kabul edilmediğini söy-
lediler.
4
Yangmdan mal kaçırma'
CHP'lı Erdoğan Kaplan, "Başba-
kanlıkMüsteşan OmerDinçer'in be-
Hrttigi gibi, Türkiye Cumhuriyeti'ni
hedeflerden uzaklaştırıp, doğrultu-
sunu aksiyöneçevirme projesinin bir
parçasıdır. Kamuyu reformize eden
değü,onu küçüJtüp etkisizleştiren bir
yapıdadır" dedi. CHP'li Feridun Ay-
vazoğlu da tasanrun kamu vicdanın-
da kabul görmediğini söyledi. Tasa-
ruıın "Ömer Dinçer damgası yedigi-
ni" ifade eden Ayvazoğlu, düzenle-
menin yangından mal kaçırmaya dö-
nüştürüldüğüne dikkat çekti.
CHP'li Mustafa Gazakı ise tasan
ile kamu hizmetlerinin özel sektöre
devTedilmesinin öngörüldüğünü be-
lirterek yerelleşmeye değil, tasanyı
hazırlayan "zihııiyet''e karşı oldukla-
nnı söyledi.
CHP'lilerin sonılanna tatmin edi-
ci yanıtlar vermekte zorlanan ve ba-
zı sorulan geçiştiren Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet An
Şahin tasannın Cumhuriyetin temel
niteliklerine aykın olduğuna yönelik
eleştirilere "imah" bir yanıt verdi.
Şahin şunlan söyledi:
"Bu konulan siksıkısrtıpısıtipgün-
deme getirmek aslında Cumhuriye-
tin temel niteliJkleriyle ilgih' tereddüt-
lerinizolduğunu gösteriyor. 80yılgeç-
miş, hâlâCumhuriyetin temel rüteük-
lerinitarüşryorohırsaıuz birileriçıkar
"Bu nasıl cumhuriyetmiş, 80 yılda
oturmamış' diye sorar."
Kamu Yönetimi Tasarısı
'Cumhuriyet
istisman' ve
'delikanlı'
tartışması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu
Yönetimi Tasansı'nın dünkü görüşmeleri
sırasında da "cumhuriyet" tartışmalan sür-
dü. Kamu yönetimi tasansı üzerindeki gö-
rüşmelenn planlandığı gibi dünkü birleşim-
de tamamlanamayacağuu gören ıktidar par-
tisi, bugün, hafta sonu ve pazartesi günü de
genel kurulu çahştırma karan aldı. Tasan
üzerinde dün yapılan görüşmeler sırasında
söz alan CHP Istanbul Milletvekili Onur
Oymen, "Başbakanlık Müsteşan Ömer
Dinçer'in kamuoyuna yansıyan görüşlerini
9 yıl önce ifade ettiği söyteniyor. Ama Başba-
kan Erdoğan, daha 24 saat önce Kıbns gö-
rüşmeleri konusunda basının kendi kendisi-
ni sansür etmesini istedi. Bu, hangi demok-
ratik ülkede var? Biz bu zihnjyete karşryız"
dedi. CHP'li Bayram Meral. hükümete""Bu
tasanyı kabul etmek. laik demokratik rejün
karşıü olduğunu sö>leyen Ömer Dinçer'in
görüşlerini kabul etmek anlamına geİmiyor
mu" sorusunu yöneltti. Başbakan Yardım-
cısı Mehmet AB
• Kamu Yönetimi Şahin, bu soru-
Tasansı üzerindeki ya "Dinçer'i ta-
göriişmelerin nıyorum, Türki-
KESKveKamu-Sen
üyeleri Mechs'te görüşülen
tasanyı protesto için
TBMM Dikmen Kapısı'na
kadar vürüyüş yapü.
KESK'inlzmir'deki
eyiemine SHP büyükşehir
bekdiye başkan adavi
FehmiIşıklarveSHP
Konak ilçe belediye başkan
adayı Ahmet Sanşui da
katılarak destek verdi
(Fotoğraf: AA)
KESK üyeleri, Kamu Yönetimi Yasa Tasansı'nı protestoyu sürdürüyor
'Köleük yasası geri çekflsîıı'
v e r d i
-
dunku bırleşımde ,e r i n e ^ b i r
tamamlanmasının kişi değiL Ben
mümkün olmadığını bövle bir izleııim
gören iktidar aunadım" karşı-
partisi, bugün, hafta
sonu ve pazartesi £ S ?
. . . . .
r
, Oktem. tasan-
gunude genel n m c u m h u n y e -
kurulu çalıştırma tın temel nıtelık-
karan aldı. leriyle hesaplaş-
ma hazırhğı
içerdiğini söyledi. AKP Grup Başkanvekili
Fatsa ise, "Bu MecUs'teki herkesin ailesinde
cumhuriyetin mayasını korumak için kanmı
döken insanlar \anür. Cumhuriyetin maya-
sını reddeden şerefsiz bir insan bu MecKs'te
yoktur. Bu millet, cumhuriyet istismarcılan-
iudabfliyor" dedi. CHP'liOraL "CHP,
cumhuriyeti kuran parti. Eğer bu TBMM
içinde cumhuriy eti bilerek ya da bihneyerek
yıkmak isteyen bir şerefsiz varsa bu MecUs'i
terkctsin. Biz cumhuriyeti her anlamda ko-
ruyan bir partinin neferleriyiz. Bizim tari-
katiarla ilgimiz yoktur, ABD istedi diye
PKK'ye ve Hizbuilah'a af çıkartanlaria ilgi-
miz yt)ktur" dedi. Bu arada AXP Grup Baş-
kanvekili Kapusuz yerinden "Delikanlı deB-
kanh konuşma" diye bağınnca ortam ger-
ginleşti. Haşim Oral, "Sen bana, delikanlı,
diye hitap edemezsin. Ben miHetvekUiyim,
düzgün konuş" diyerek Kapusuz'a tepki
gösterdi. Tartışmanın büyümesi üzerine gö-
rüşmelere bir süre ara verildi.
Haber Merkezi - KESK ve Ka-
mu-Sen üyeleri, "Kamu Yönetimi-
nm Temel tlketeri ve Yeniden Yapn
landmbnası Hakkmda Kanun Ta-
sana"na karşı protestolannı dün de
sürdürdüler.
KESK üyeleri, Ankara'da Milli
Müdafaa Caddesi üzerindeki Emek-
li Sandığı Genel Müdürlüğü önün-
de öğlen saatlerinde toplandı. KESK
üyeleri. daha sonra "Bu yasa Mec-
Ksten geçmeyecek", "Kölelik yasa-
sı geri çeküsuT ve "Emek düşmanı
hükümet istifa" sloganlan eşliğinde,
kortej halinde TBMM'nin Dikmen
Kapısı'na yürüdü. KESKGenel Baş-
kanı Sami EvTen, TBMM önünde
yaptığı açıklamada, Bahkesir'de ta-
sanyı protesto eden gruba "polisin
saldırdığını" savundu. Protestocu
grup da bu sözler üzerine, "Emek-
çiyekalkaneDer kınlsm'* sloganı at-
ü. Evren, tasanya karşı 6 Mart'ta ger-
çekleştirilecek eylem içinbinlerceki-
şinin Ankara'ya geleceğini söyledi.
tstanbul
KESK üyesi bir grup, Istanbul'da
Saraçhane Parkı'nda toplanarak
tasanyı protesto etti. KESK Genel
Sekreteri MustafaAva'nın da bulun-
duğu yaklaşık 300 kişilik grup, "Ka-
mu yönetimi reformu aldatmacası-
na hayır" yazılı pankart açarak Ak-
saray'a yürümek istedi. Panzer eşli-
ğinde geniş güvenlik önlemi alan
çevik kuv\
r
et polisinin yürüyüşün
yasal olmadığı yönündeki uyansının
ardından, KESKyöneticileri, Emni-
yet Müdür Yardımcısı HakanAydm
Türkeh' ile görüşerek kaldınmdan,
trafığı ve asayişi bozmadan Aksaray
Metro Istasyonu önüne yürüyerek
orada basm açıklaması yapmak is-
tediklerini bildirdiler. Yetkililerin
yürüyüşüne izin verdiğı grup met-
ro istasyonuna kadar yürüdü.
Izmir
KESK kmır Şubeler Platformu
üyesi bir grup da AKP Konak ilçe
teşkilatı binası önünde tasanyı pro-
testo etmek amacıyla "oturma ey1e-
mi" yaptı. KESK Şubeler Platformu
Dönem Sözcüsü Musa Sever, yap-
uğı basın açıklamasında, hükümetin
"reform adı alûnda yapüğı hazniık-
larile kamu hizmederini tkarikştir-
meyivekamudaçal^anlannistihdam
koşuDannı ohımsuz bir biçimde de-
ğiştinneyihedeflediğuıi'' ileri sürdü.
Türkiye Kamu-Sen Kayseri ll Tem-
silcisi Ûnal Polat ve bir grup me-
mur, Kayseri'de Cumhuriyet Meyda-
nı'ndaki Atatürk Anıü'na çelenk ko-
yarak saygı duruşunda bulundu. Po-
lat, tasanrun bazı maddelerinin ana-
yasaya aykın olduğunu savundu.
Üyeler, bir süre önce başlattıkla-
n kampanyadatopladıklan 6 bin im-
zanın yazılı olduğu 60 metre uzun-
lugundakı kâğıdı basına gösterdi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı: Bağımsız başvurum çarpıtıldı
Çelik adaybktan çekiliyor
MAHMDTORAL
DtYARBAKIR - Diyarbakır'da DE-
HAP'ta çatlağa yol açan Büyükşehir
Belediye Başkanı Feridun Çelik, ba-
ğımsız adaylıktan çekileceğini açıkla-
dı. Demokratik Güçbirliği adaylan ise
tanıüm toplantısında Kürtçe marş ve
sloganlarla karşılandı.
Demokratik Güçbirliği adaylan dün
DemirokTesisleri'nde yaklaşık 3 binki-
şinin katıldığı bir toplantıyla tamtıldı.
Daha önce hiçbir kongrede Türk bay-
rağı asmayan DEHAP, dünkü toplantı-
da salonu Türk bayraklanyla donattı.
Diyarbakır büyükşehir belediye baş-
kan adayı Osman Baydemir ve alt ka-
deme belediye başkan adaylan Fırat
Anh, Yurdusev Ozsökmenlerve Abdul-
lahDemirbaş salona Kürtçe marş ve "Bi-
ji Serok Apo", "Dişe diş kana kan, se-
ninleyizÖcalan", "Seiam, selam, tmra-
h'ya bin selam", "Biz, biz, biz, Apocu-
yuz biz" sloganlanyla girdi.
Aynı saatlerde basın toplantısı dü-
zenleyen Feridun Çelik ise, "Bazı ke-
simlerbağımsız aday başvuru amacunı
çarpıtarak ve halkmuzm değerieriyle
oynayarak, şahsıma ve bağımsız aday-
lığunadesteksunan arkadaşlanma kar-
şıbffinçMbir karalama kampanyası baş-
latmışür. Bağımsız adayhğumn arka-
sında halkumzm birliğini bozacakher-
haogi bir niyetim olnıadığının herkes
tarafindan iyi bitinmesini isterim" diye
konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Gazete sayfalan arasında dolaşıyo-
rum. Başbakan'ın basın mensupla-
rıyla yaptığı kahvaltının havasını öğ-
renmeye çalışıyorum. Görüşmeye
katılan birçok gazeteci meslektaşım-
la konuştum. Izlenimleri pek de sem-
patik değildi. Upuzun bir masanın
çevresinde toplanmış 80 kişinin Baş-
bakan'ı görmesi, onunla konuşması,
ona bir şeyler sorup öğrenmesi pek
de mümkün olmamıştı. Zaten olma-
sr da mümkün değilmiş. Bu neden-
le sanki laf olsun kabilinden bir top-
lantıya katılmış havasındaydılar.
Böyle birgörüşmeyi acaba kim akıl
etmişti? Bu kadar büyük bir kalaba-
lığın oturarak ve kahvaltı ederek, bir
izlenim edinmesi nasıl mümkün ola-
bilirdi? Gazeteciler, Başbakan'la gö-
rüşmek isterler. Onun temel mesele-
lerdeki görüşünün ne olduğunu, so-
rular sorarak öğrenmeye çalışırlar.
Ancak Ankara'daki buluşmanın fizi-
Başbakan'ın Basmla Buluşması
ki çerçevesinin, düzeninin, mantığı-
nın böyle bir ihtiyaca cevap vermek-
ten uzak olduğu anlaşılıyor.
Fiziksel koşullannın uygun olmadı-
ğı bu görüşmenin, içeriğinin de uy-
gun olmadığı söylenebilir. Başbakan
böyle bir görüşmeyi acaba neden is-
temişti? Toplantıda konuşulanlara
bakılırsa, Tayyip Erdoğan'ın soru-
nu, Kıbrıs'ta sürdürülen görüşmeler.
Bu görüşmelerin çözüme doğru git-
mesini ve 1 Mayıs'ta anlaşmanın sağ-
lanmasmı istiyor. Bu süreç boyunca
da basının bu konuda kendi kendi-
sini sansür etmesini istiyor. Gazete-
lerden birisi Erdoğan'ın mesajını şu
şekilde özetlemiş: "Medya Rumları
tahrik etmesin."
• • •
Bu konuda ciddi bir beceriksizlik ol-
duğu kesin. Bir kere bazı şeyler or-
taya çıkıyorsa gazeteler bunu yazar.
Görevleri de yazmak zaten. Türk ta-
rafı adına görüşmeleri yürüten Rauf
Denktaş, her gün nelerkonuşulduy-
saaynntılı bir şekilde basın mensup-
larına anlatıyor. Bu tavnnı da haikı
bilgilendirmek gerekir diyerek savu-
nuyor. Gazeteler ve televizyonlar da
bu açıklamaları yayımlıyorlar. Yayım-
lamaları da en doğal görevleri.
Belli ki, bu konuda Tayyip Erdo-
ğan'la Rauf Denktaş arasında bir yak-
laşım farkı var. Tayyip Erdoğan, ko-
nuşulanlann ortaya dökülmesini iste-
miyor. Bunun çözümü güçleştirece-
ğini düşünüyor. Rauf Denktaş ise her
şeyin açıkça ve halkın önünde konu-
şulmasından yana. Halkın neye oy
vereceğini bilmesi gerektiğini söylü-
yor. Bu tutumunun parçası olarak da
düzenli bir şekilde basını bilgilendi-
ren açıklamalar yapıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 80
gazete yöneticisini toplayarak onla-
rı bir kahvaltı masasında "haber ver-
memeye" ikna etmesi hayatın gerçek-
lerine aykın. Böyle bir ikna yolu ola-
maz. Zaten önerdiği yöntemin de ma-
kul bir tarafı yok.
Denktaş ve Erdoğan, bu sürecin
nasıl işleyeceğine ilişkin bir tutum
farklılığı içindeler. Bu farklıiık işlerin yü-
rümesini zorlaştırabilir. Çözümü de
zorlaştırabilir. Burada basının yapa-
cağı fazla bir şey yok. Basının göre-
vi duyduğunu, gördüğünü, öğrendi-
ğini haber vermek. Siyasetçilerin gö-
revi de hele bu kadar önemli bir ko-
nuda uygun adım yürüyecek bir ze-
min yaratmaları. O zemini yaratama-
yınca, çözümü, basının kendi kendi-
sine sansür uygulamasında görmek
de iyice anlamsız.
Başbakan'ın yaptığı asıl olarak bir
gaftır. Bu basın görüşmesinin Kıb-
rıs'ta çözüme olumlu yönde bir kat-
kı yapması da mümkün değildir. Baş-
bakan'ın yapacağı şey, Kıbns görüş-
melerinde Kıbns Türk taraflyla uygun
adım yürüyecek bir strateji oluştur-
mak amacıyla çaba sarf etmesidir.
Denktaş'la Erdoğan arasında Kıb-
ns'ta çözüm konusunda acaba hâlâ
köklü bir anlayış farkı bulunuyormu?
Her ikisi de kamuoyu önünde aynı
doğrultuda olduklarını söylüyorlar,
ancak davranışları bu açıklamaları
doğrulamıyor. Ortada hâlâ ciddi bir
yaklaşım farkı olduğu gözleniyor.
Kıbns konusu, Türkiye'nin iç ve dış
siyasetinin hâlâ temel meselelerin-
den birisi olmaya devam ediyor.