25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
.TŞUBAT2004CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishaba cumhuriyet.com.tr 11 Siivenlik duvan' canaldı • RAMALLAH(AA)- tsrail askerleri, "güvenlik davan" inşasını protesto eden 2 Filistinliyi vurarak öidürdü. Duvar inşası, Beyt Surik ve Bidou kdylerinde, binlerce kişi tarafından protesto edildi. Görgü tanıklannın verdiği bilgiye göre Filistinli gençler, duvar inşasındaki zemin çahşmalan için buldozer ve ciplerle gelen askerleri taş atarak engellemeye çalıştı. Ancak askerler protestoculara plastik kaplı metal mermı ve göz yaşartıcı bombanın yaru sıra hakiki mermi atarak karşılık verdi. Gazze Şeridi sınınndaki Israil sanayi bölgesinde de dün 2 Filistinli öldüriildü. Kananlıklap Prensi 1 istffa etti • YVASHENGTON (AA) - Irak'ta Saddam Hüseyın rejiminin devnlmesının baş savunucusu olarak bilinen eski ABD savunma bakan yardımcılanndan Rıchard Perle, ABD Savunma BakanlığYnın Savunma Politikası Kurulu'ndaki görevinden istifa etti. Perle, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'e gönderdığı mektubunda, ABD Başkaru George W. Bush'un seçım kampa- nyasına zarar vermemek için istifa ettiğını yazdı. Perle, 'KaranlıkJarPrensi' lakabıyla da tanınıyor. Çeçenistan'da paâama • MOSKOVA(AA)- Çeçenistan'ın güneybatısında meydana gelen patlamada 6 kişinin öldüğü bıldinldı. Rusya Içişleri Bakanlığrnın bölge bürosu, ülkenin güneybatısında bulunan Assinovskaya köyü yakınlannda önceki gün öğleden sonra çahlann arasına bırakılmış el yapımı bir bombanın patlaması sonucu 6 kışinin öldüğünü açıkladı. Patlamada 7 kişinin de yaralandığı belirrildi. Kırbaçlanarak olduruldu • ANKARA (AA) - tran'da alkol kullandığı, uydu anteni sahibi olduğu ve "kız kardeşlerinin erkek arkadaş bulmasına yardım ederek ahlaksızlığı beslediği" iddiasıyla 80 kırbaç vurulan Muhsin Mofidi'nin (35) öldüğü bildirildi. Uluslararası Af Örgütü'nden yapılan açıklamada, 18 şubatta kırbaç cezası infaz edilen ve 22 şubatta ölen Muhsin Mofidı'nin cenazesinin dün Tahran'da kaldınldığı belirtildi. Kalp krizi sonucu öldüğüne dair doktor raporu verilen Mofıdi'nin daha önce hiçbir kalp rahatsızlığı bulunmadığı kaydedildi. IKYB'ye bomba • FELLUCE(AA)- Irak'ın kuzeyindeki Kerkük'te, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (DCYB) bürosuna roketatar saldınsı düzenlendi. Saldında 1 kişi öldü. Güvenlik şefi General Şerko Şakir, büroya dün akşam 3 roket atıldığını, saldında bölgeden geçen bir Iraklının öldüğünü söyledi. Saldınnın seyir halindeki bir araçtan düzenlendiği kaydedildi. Güvenlik güçlerinin gün içinde kentte intihar yeleği giymiş Iraklı olmayan bir kişiyi yakaladığı da bildirildi. Başbakan Erdoğan, Kıbns'ta başansızlık durumunda faturayı kesecek adres arayışına başladı SuçuDenktaş'a atacakSERKANDEMtRTAŞ ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbns konusunda yaşanacak bir başansızlığa dönük olarak "fatura kesilecek adres aravışlanna" başladı. KKTC ve Rum Yönetimi'nin 21 Mart'a kadar çözüm bulmasını isteyen Erdo- ğan'ın, KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat'ın da son günlerdeki tutumundan memnun olmadığı savianıyor. Erdoğan'ın önceki gün düzenlediği basın toplantısı AKP yönetiminin, gide- rek kızışmakta olan Kıbns görüşmeleri- ne ilişkin yaklaşımını da gösterdi. Basın- dan sansür uygulamasını isteyen Erdo- ğan, ad vermemekle birlikte KKTC Cum- hurbaşkanı RaufDenktaş'ın görüşmele- rin içeriğine ilişkin açıkJama yapmasını da eleştirdi. Erdoğan'ın açıklamalan şu noktalann öne çıkmasına neden oluyor: r atura adresi: Erdoğan, müzake- relerin başlamasına ve Denktaş'ın Türk tarafının çıkarlannı korumaya dönük Basın toplantısında görüşmelerin içeriğine değinmeyen, sadece Denktaş'ın açıklama yapmasını gündeme getiren Erdoğan'ın, müzakerelerden uzlaşı çıkmaması durumunda ilk suçlayacağı kişinin Denktaş olmasına kesin gözüyle bakılıyor. tüm çabalanna karşın Cumhurbaşka- nı'na dönük eleştirilerini sürdürüyor. Görüşmelerin içeriğine değinmeyen, sadece Denktaş'ın açıkJama yapması- nı gündeme getiren Erdoğan'ın, müza- kerelerden uzlaşı çıkmaması durumun- da ilk suçlayacağı kişinin Denktaş ol- masına kesin gözüyle bakılıyor. Talat'ın da Denktaş'ı desteklemesi- nin AKJP'de hoş karşılanmadığı belirtı- liyor. Erdoğan'ın basını da "sansür" is- temlerine uymadığı ve işleri kanştırdı- ğı gerekçesiyle suçlayabileceği değer- lendirmeleri yapılıyor. rvumlar kaçıyor: AKP'nin bu de- ğerlendirmelerine karşın adadan gelen haberler farklılık gösteriyor. Denktaş, ge- çen perşembe yapılan müzakerelerde Türk taraftmn değışikJik istemlerini bir belge olarak Rumlara sundu. Rumlar ise bu istemleri görüşmemek için görüş- melerin ertelenmesini bıle sağladılar. Türk tarafinın yapıcı katkısına karşın An- kara'run hâlâ Denktaş'ı suçlar bir du- rumda olması dikkat çekiyor. X erel seçim kaygısı: AKP, Kıbns' ın yerel seçim sürecinde tartışma konusu olmamasma çalışıyor. Kıbns'ın iç po- litika konusu olarak seçim meydanla- nna taşınmasının iktıdar partisi olarak kendilerini yaralayacagını öngören AKP, Kıbns'ı halktan ve TBMM'den kaçır- maya dönük girişimlerini sürdürüyor. Anavatanlann rolü: Adadaki ikı tarafın uzlaşamaması durumunda 22- 29 Mart arasında anavatanlann devre- ye gireceği süreç başlayacak. Hüküme- tin, tıkanıklık yaşanan konulan bu sü- re içinde çözerek yerel seçimlerin he- men öncesinde kamuoyunun desteği- ni almayı planladığı kaydediliyor. Müzakerelerden nasıl bir sonuç çı- karsa çıksın hükümetin bunu "büyük kazanım" veya "zafer" olarak nitele- mesi bekleniyor. Jvarartma işe yaramadı: Erdo- ğan'ın Denktaş'tan istediği "basm ka- rartmasr geçen yıla kadar sürdürülen tüm müzakereler sürecinde Türk tara- fınca titizlikle uygulandı. Gelişmelerle ilgili her aynntmm ya- yımlandığı Rum basmı, uluslararası ka- muoyunu istediği gibi yönlendirirken so- nuçta müzakerelerin başansızlıkla so- nuçlanmasından Türk tarafı sorumlu tutuldu. Denktaş şimdi görüşmelerle il- gili açıklamalan yaparken hem süreci yönlendiriyor hem de kritik referandu- ma doğru halkını bilgilendiriyor. KIBRIS Asker brifing verecek ANKARA (Cumhurryet Bürosu)-Türk Silahli Kuvvetlen'nin(TSK) gündemdeki konulara ilişkin görüşleri Genelkurmay'da yapılacak basın bilgilendirme toplantısında dile getirilecek. Toplantıda ağırlıklı olarak Kıbns'takı gelişmelerin üzerinde durulması bekJeniyor. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ un katılacağı brifing, saat 14.30da Genelkurmay Karargâru'nda gerçekJeştirilecek. Kamuoyu gündeminde tartışılan konular hakkında TSK'nm görüşlerinin anlatılacağı toplantıda özellilde Kıbns'ta süren müzakerelerin ağırhkla ele alınması bekleniyor. Genelkurmay, basına yönelik bilgilendirme toplantılanna Irak ile ilgili gelişmelerle başladı. TBMM'den Irak'a asker gönderilmesine ilişkin karann çıkmasının ardından Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Metin Yaviız Yalçın, bir brifing verdi. Daha sonra Başbuğ, konu ile ilgili sorulan yanıtladı. Basın bilgilendirme toplantılannm ikincisi geçen ay düzenlendi. Başbuğ, Irak, Kıbns, Afganistan, Incirük gibi konularda değerlendirmelerde bulundu, bu konulara ilişkin sorulan yanıtladı. Toplantılann üçüncüsü bugün gerçekJeştirilecek. Rum lider, Rauf Denktaş'ın önerilerine olumsuz yanıt verdi Papadopıdos hayır dedi REŞATAKAR LEFKOŞA - KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktaş ile Güney Kıbns Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos arasındaki görüşmelerin dördüncüsü dün gerçekleşti. Papadopulos görüşmede, Denk- taş'ın yazılı önerilerine, aynı şe- kılde yazılı karşılık verdi. KKTC Cumhurbaşkanfnı, Annan Pla- nı'mn dışına çıkmakla suçlayan Papadopulos, olası bir çözümden sonra senatonun 24 + 24 temsilci- den oluşacağını, bu oluşum için "24 Türk, 24 Rum" gibi bir ko- şulun insan haklanna aykın oldu- ğunu bıldirdi. BM'nin Kıbns Temsilcisi Alva- ro de Soto'nun gözetiminde ger- çekleşen ve 2 saat süren dünkü görüşme sonrasında gazetecilere açıklamada bulunan Denktaş, "Bi- ziın endişemiz, Türk kontrolün- deki bölgelerde yaşayacak Rum- lara seçmeve seçilme hakkınınve- rilmesidir. Bu durumda bir süre sonra Senato'da Türk devleti için aynlan 24 sandalyenin bir lasnu Rumlann eüne geçebilir, böylece dengeler de bozulabilir" dedi. Papadopulos'un "güçlü bir merkezi hükümet" önerisinde bulunduğunu, bunu önerirken iş- levden söz ettiğini açıklayan Denktaş, 1960 anlaşmalannı ve Kıbns Cumhuriyeti Anayasası'nı anım- satarak şunlan söyledi: "KıbnsCumhu- riyeti iyi nryetle kurulmuştu. Türk tara- fı hiçbir zaman devletin işle\ini bozacak bir yaklaşını içine girmemiştir. Ancak Rumlar, bir süre sonra işlemiyordrve dev- leti yıkülar. Bunlan bilen insanlar olarak temkinHda\Tanr\oruz.- Kıbnstaikihal- km bulunduğunu, ikı kesimliliğin mut- laka korunması gerektiğini söyleyen Denktaş, üniter devlet istemediklerini ve bu görüşü kayda geçirdiklerini belirtir- ken "Rumlann olumsuz tavn vüzünden görüşmelerin kesümesi otasıhgı var rrudır" şeklindeki bir soruya, "Göriişmeler sü- recek. Biz onlan, oniar da bizi olumsuz davTanmalda suçhıyor. Bizinı tavnmız, dü- zeltilmesini istediğimiz konulan müza- kere etmektir" dedi. Papadopulos ise yaptığı açıklamada, Denktaş tarafından sunulan önerilerin, New York'ta belirlenen müzakere prose- dürünündışındaolduğunuiddiaettı. Pa- padopulos. "Denktaş'ın çabası, Annan Planı'nda yapılmasmı istediğimiz degi- şikükleri engeDemektir. Bunun için de za- AVumlann çoğunluğunun Annan Planı'nın bugünkü haliyle referanduma sunulması durumunda, plana 'hayır' diyeceği bir süredir yapılan kamuoyu araştırmalann da da ortaya konuyordu. Rum kesiminde 'Hayır' yazılı pankartlann çoğaldığı gözleniyor. (Fotoğraf: AP) mansız tezierin teatisi prosedürüyle, mü- zakereler prosedürünün değerini azahma- ya çahşryor" dedi. ABD'den yeni girişim Öte yandan, müzakere sürecini yakın- dan izleyen ABD'nin anlaşmazlıklan or- tadan kaldırmak için yeni bir girişim baş- latacağı haber verildi. Pazar günü Kıb- ns'a gelecek olan Dışişleri Bakanlığı Özel Koordinatörü Thomas VVeston, Denktaş ve Papadopulos ile görüşerek uz- laşma çağnsı yapacak. Siyasilerden Erdoğan'a tepld ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün gazetecilerle sohbet eder- ken Kıbns'la ilgili olarak "KKTC ve Türk medyası bunutaroşmahve sansür etmeö" şeklindeki söz- leri siyasilerden sert tepki gördü. CHP Grup Başkan- vekili Kemal Anadol, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Ben Kıbns banş harekâ- b karannı veren parlamento- nun bir irvesrydim. Hiçbir baş- bakanın ülkemiz medyasın- dan otosansür istediğine tanık olmadım. Bunu hem medyanuz, hem demokrasimiz, hem de Başbakan için ta- Bhsizliksayryorum. Kıbns olayını öğ- renmektoplumun haktadır. Basma uzak- tan kumanda ermeye kaUoşan bir baş- bakanla ilk kez karşılaşı\oruz. AKP'nin maskesi düşüyor." KKTC Cumhurbaş- kanı RaufDenktaş'ın kamuoyunu bil- gilendirme karannın isabetli olduğunu belirten DYP lideri Mehmet Ağar da şu değerlendirmeyi yaptı: "Sayın Başbakan'ın, geçmişte örnek- CAZETELER BAŞBAKAN'IN 'SANSÜR 1 RİCASINA UYDU tstanbul Haber Servisi - Medya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sansür ricasını yerine getirdi. Erdoğan'ın gazete ve televizyonlann genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileriyle yaptığı sohbet toplantısında basından istediği "sansür nygıılanmag" talebı gazetelerde yer bulmadı. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "Halkı bügikndirmek lerini gördüğümüz şekilde, bu kez de Kıbns müzakerelerinin şu kritik aşa- masında. Denktaş'a basın yoluyla di- rektifler vermek çabasında olduğu gö- rülmektedir. Bunu kuıryoruz. Aynca Sa- ym Denktaş'a göndermek isteyeceği me- sajlar için medya yerine. normal resmi kanaflankuflanrnasırunçok dahaisabet- li ve ciddi bir devlet uygulaması olaca- görevim" demesine karşın Erdoğan'ın halkın bilgilenme hakkının engellenmesi isteği, pek çok gazete tarafından olağan karşılandı. Sadece Akşam gazetesinin sürmanşetinde "Konuşmayıo, yazmaym" başlıklı haberde Denktaş'ın sözlerine de yer verildi. Bazı gazeteler bu isteği medya ile "hassasiyet ve işbirtigi" olarak değerlendirdi. Hürriyet'in 20. sayfasında yer alan "Basma sansürricası"başlıklı haberde Erdoğan'ın müzakerelerle ilgili yazılanlann karşı tarafı tahrik edebileceği görüşlerine yer verildi. ğını hanrlau\wuz," MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, Kıbns'ta halkın gerçekleri öğrenmesinden hü- kümetin endişelendiğıni dile getirdi. Başbakan' ın "karşı taran rahatsız ede- bfljr" gerekçesiyle Denktaş"ın görüşle- nnin Türk basmında yer almasını iste- mediğini belirtti. YTP lideri tsmail Cem de sansür is- Sabah'm 29. sayfasının manşetine taşınan "Erdoğan medy-adan otosansür istedi" haberinde, Erdoğan'ın "KKTC'deyapdan açıklamalan bile medyanuz kendi içinde sansür etmeh" sözleri yazıldı. AKP'ye yakın Albayraklar'a ait Yeni Şafak ise "Medyadan hassasiyet ve işbirliği istedj" başlıklı haberinde, Erdoğan'ın sansür konusunda "ricao" olduğunu öne çıkardı. Dinci Vakit gazetesinde sansür istemine tek cümleyle değinildi. Milli Gazete "Erdoğan'dan Denktaş'a sansür" başlığmı kullandı. temine tepki gösterdi. Cem,"Haberler zaten çıkrvor. Herhalde, yorum yapma- yın. demek istiyor. Görüşmelerde neler olduğunu Rum basmmdan izlhorum. ni- ye kendi basuumdan izlemeyeyim. Ha- berler zaten çıkrvor, nesini sansür ede- ceksiniz. Bu konuda karşı çıkmayın. yo- rum yapma^ın drje bir yönfcndirme gi- bi algüadım ve tuhaftma gitti" dedi. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Batı'da Bütünleşme, Türkiye'de Çözülme Batı kapitalizmi kendi içinde "bütünleşirken" dışan- dakilere "çdzülmeyi" öneriyor ve çözmeye zortuyor. 1990 sonrasında AB ve ABD, kendileri şu öğetere ağır- lık vermeye başladılar: 1) Daha güçlü bir devlet, 2) Tanmda, sanayide ve hizmetlerde daha fazla des- tek, 3) Dış dünyaya karşı "örtülü koruma politikalannın" daha etkili bir biçimde ortaya konması, 4) İç ekonomi ile dış ekonomi arasında "aynmın ve farklılaştırmalann yaygınlaşması", 5) Devleşen şirketlerin "devlet yapısı içinde bütûn- leşmeleri"; şirket çıkarlan ile devlet (ve kamu) çıkarla- n arasında örtüşmenin desteklenmesi ve oligarşik bir düzenin kurulması. Bu eğilim ve uygulamalar, "küreselleşme öneren" Ba- tı kapitalizminin kendi içinde daha ulusalcı bir gelişme içine girdiğini gösteriyor. AB ve ABD içerde iktisadi, siyasi, askeri ve kürtürel öğelerarasındaki "bütünleşmeleri", dışsallıklaryarata- cak şekilde daha etkili kullanmaya başladılar. - ABD (ve Ingiltere) askeri ve iktisadi faktörier arasın- daki tamamlaşma ve dışsallıklan "daha planlı" olarak ortaya koydular. 1990'dan itibaren askeri ve iktisadi fak- törier, "Doğu Bloku engellemesi kalmadığı için" daha kolay uygulanır hale geldi. Birinci Körfez Krizi (1991), Yugoslavya'nın dağıtılma- sı, Balkanlar'ın çözülmesi, Afganistan'ın ve Irak'ın iş- gali, Gürcıstan operasyonları "planlandı ve uygulandı". ABD (ve Ingiltere) kendi içlerinde ve aralannda bü- tünleştiler, "ortak ulusalpolitikalar" geliştirdıler. ABD'nin (ve Ingiltere'nin) bu girişimlerine karşılık Kıta Avrupası da AB olarak "içerde bütünleşmeyi genişletti ve de- rinleştirdi". - Ticaret politikalan olarak dışanya karşı "dahaAB'ci veya ulusalcı" politika izlemeye başladılar. - Para politikalannı bütünleştirdiler, "Euro" etrafında toplandılar. Euro etrafında toplanmalan, "AB'ci ve ulu- salcı öğelerin bütünleştirilmesi" anlamını taşıyordu. Fransa veya Ispanya, Euro etrafında toplanarak dolar ve yen karşısında Fransa'nın ve Ispanya'nın ulusal çı- kariannı, AB'nin üyeleri olarak daha iyi savunabilecek- lerini düşündüler. - AB ve ABD kendi sanayilerini, tanm ve hizmet sek- törierini 1990 sonrasında daha "kapsamlı bir biçimde desteklemeye ve korumaya başladılar". Gizli koruma önlemlerini geliştirdiler, tarife dışı engellerin kapsamını büyüttüler. fürkiye ve Kuzey Afrika gibi "dışarıdaki ülkeler"e karşı şirketlerini (ve sektörlerini) bu ülkelere yerieştire- cek bir biçimde "bütünleştirilmiş ve ulusalcı" politika- lar izlemeye başladılar. Türkiye'de bazı düşünürier me- seleye, "AB'de uluslarüstü öğeler gelişti, ulusalcılık ortadan kalktı" gözü ile bakarak büyük yanılgıya düş- tüler. Fransa, Isveç ve italya, AB'nin dünya üzerindeki egemenliğinin "ancak ortak AB politikalan ile sağlana- bileceğini" düşündükleri için bu yola gittiler. AB'deki uluslarüstü önlemler, "AB üyelerinin ulusal çıkarlarının dünya üzerinde daha iyi korunabilmesi için" geliştirilmektedir. ABD veya Japonya karşısında geri kalmamanın, dış pazariarda egemenlik sağlama- nın bir gereği olarak yapıldı. Küresellik için değil, üs- tünlük için uygulandı. Zaten Fransa'nın, Almanya'nın ya da Isveç'in kendi dev şirketlerinin hükümetler olarak nasıl arkalannda durduklannı ve destek verdiklerinı görmek, dunımu açıklar. Schröder Ankara'ya sıcak mesajlar veriyorsa, Ankara'daki hükümetin ABD ile aşın yakınlaşmasının önünü kesmek ve Alman (ve AB) şirketlerinin "Türki- ye'deki imtiyazlannr genişletmek için "arkanızdayım" demektedir! Dışandaki ve içerideki zıtlık... ABD ve AB, Türkiye ve benzeri ülkelerde yani dışa- nda, "kendilerinin yaptığının aksini" önermekte ve da- yatmaktadırlar. Soğuk savaş sonrasında Batı kapita- lizmi, kendi içinde daha bütünleşmiş, daha ulusalcı po- litikalar üretir ve uygulamalar yaparken dışanda tersi- ni yaptırmak istemektedir. Ulusal politikalann bulunmaması, "ulusal kavramla- nn yerini" yerel kavramlann alması isteniyor. Yerellik ve aynşmanın öğeleri olarak da şunlar kullanılıyor; - coğrafı aynmcılığın ve yerelliğin esas alınması, - yerelliğe paralel olarak etnik ve dini aynmcılığın alt- yapısının hazırianması, - bu attyapı ile birlikte "siyasi ve iktisadi yerelliğin" ortaya çıkması: Yani ülkelerin bölünmesi. Bu politikayı Yugoslavya, Endonezya ve Irak örnek- lerinde olduğu gibi bazen silahla yürütüyoriar; bazen de Türkiye örneğinde olduğu gibi içerideki "gayri milli sermaye çevrelerini, dini ve etnik aynmcılan" kullana- rak yapmaya çalışıyoriar. Batı kapitalizmi kendi içinde bütünleşirken "kendi dışındakileri aynştırmaktadır". Kamu yönetiminin "ka- musal ve ulusal olmaktan uzaklaştınlması için" daya- tılmak istenen son yasal çabalar bunun en açık gös- tergesidir. İktisadi, siyasi ve kültürel olarak bölme hedefinin, hukuki altyapısını meydana getirmek istiyoriar. Cum- huriyet yerine tarikatlann, etnik aynmcılann ve çokulus- lu şirketlerin egemen olduğu bir arka bahçe yapmak amacını güdüyorlar. Yeni düzende, Batı kapitalizminin temel içgüdülerini karşılıyoriar. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Başbakan Erdoğan: Sansür istemedim ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - KKTC ve Türk medyasından Kıbns müzakerelerinin içeriği- nin açıklanmaması ve ko- nuşulmaması için medya- nın kendi içinde bunu tar- tışarak, sansür etmesini is- teyen Başbakan Tayyip Er- doğan, kamuoyundan ge- len tepkiler üzerine "San- sür değil, özdenetim iste- dim" dedi. KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş ın Kıbns gö- rüşmelerinin ıçeriğini açık- lamasından rahatsız olan Erdoğan, eleştirilerini dün de sürdürdü. Erdoğan "Açıklama yapıhr. Ancak her iki tarafortak yapma- 1L Onun için birbirimizikı- rabüiriz, gücendirebihriz, birimizin istemediği birşe- \i söyleyebUiriz. Nezaket kuraİlannıçiğnemişolabi- Briz. Taraflarm bu konuda- ki hassasrvetinevurgu vap- makistedinLBubeninıiçin illa böyle olnıalıdır nokta- sında değüdir. Böyle bir ne yeddm \ar, ne hakkunvar. Ben birkardeş, dostolarak bunu başta Sayuı Denk- taş'a\ePapadopulas'a söy- lemiş oluyorum." dedi. Erdoğan, bazı basın ya- yın organlannın bu rica- sını saptırdığını savuna- rak, "Anayasadaki sansür- den değil, özdenetûnden bahsettim. Ilgisiz, alaka- sız_ Bir özdenetim sağlan- ması konusunda bir rica- da bulundum. Ola> farkh yönlere çekfldi" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle