Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2004 PERŞEMBE
OLAYLARVE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Korku, Gündelik
Ekmeğimiz!
'Insanın korkması gereken tek hayvan, ınsan-
dır.' Montaıgne
Sevgılı Zeynep Oral'ın "Korku Imparatoriuğu" baş-
lıklı yazısını okurken once Montaıgne'ın unlu sozunu
sonra daAzenSabır'ınşıınnıanımsadım Aslandan, ca-
navardan, ftrttnadan, kasırgadan htçbtrşeyden korkma-
yan şaır, ne demış "Nerde bıraslan görürsem korkmı-
reml Nerde bır muselman gorurem korkırem "
Hepımızın korkusu var Doğuştan olume kadar su-
rer Karanlıktan korkanz, bıhnmedık şeylerden korka-
nz, gelecekten korkarız yalnızlıktan korkanz, korku-
dan korkanz1
özgur, guvenlı yaşamak, yoksul olmamak
sağlıklı olmak, bunlar temel ozlemlerdır önemlı ABD
başkanlanndan Franklın Roosevelt ınsan haklannın en
onemlılennden bınnın 'Korkusuz Yaşamak Hakkı' oldu-
ğunu soylemıştı Hem de Ikıncı Dunya Savaşı sonra-
sında1
Bırleşmış Mılletler bu ulkuyu gerçekleştırmek
ıçın kurulmamış rmydı9
Bır krtabıma 'Yeryuzu Korkusu' adını vermışsem ış-
te hep bu duygunun etkısıyle değıl mft Çocukken duy-
duğumuz korkular, bırçocuk oyunu gıbıydı Bunu ılk kez,
cezalı olarak kapatıldığım ahşap evın komurluğunde ya-
şamıştım Kapkaranlık bır yer> Bır daha ıçınden çıka-
mayacağım, ayaklanmın altında bırtakım surungenler,
bocekler, duvartarda hayaletler Bılınmeyenın, gorunme-
yenın korkusu
Çok değışık korkular var Ya babam olurse, ya an-
nem, ya eşım, ya dostlanm Yalnız kalmak bırakıl-
mak1
Tek başınasınız, gun brtene dek, yarın gelecek,
ama nasıl, nıçın, hangı amaçla9
Çocukluk bır turlu
gençlık bır başka1
Ya yaşlılık"? Her kapının ardında se-
nı bır bekleyen var, senı gozetleyen, kollayan1
Korkuyu nasıl tanımlamışlar, "bılmedığımız bır şeye
karşı duyulan"dıye' öyleydı eskıden yıne de oyledır
ama şımdılerde en çok korku uyandıran şeyler bılme-
dıklenmız değıl, bıldıklenmız, hem de her gun gorduk-
lenmız, yaşadıklanmız
Işsız kalmak, aç kalmak, suçlandınlmak, cezalandı-
nlmak, azımsanmak, kuçumsenmek horlanmak, yarın-
lara guven duymamak, yalnız kendımızjn değıl çoluk ço-
cuğumuzun geleceğını tehlıkede gormek, ulkeyı yone-
tenlenn nıyetlen, uygulamalan' Nıce korkular ıçınde çır-
pınryor gunumuzun ınsanı
1
Topiumdan topluma degı-
şryor Kımınde daha az, daha basrt kımınde ulaştığı uy-
gartık duzenıne yakışmayacak bır başka korku
ölum korkusunu saymıyorum Bınlerce yıldır yaşa-
nan bır gerçekten korkmak mı
9
Nasıl doğmuşsak oy-
le gıtmek bu dunyadan Iş, korkudan uzak yaşayabıl-
mekte, korkuyu korka korka yenebılmekte Bılıyoruz
oyle konuşursak, boyle yazarsak başımız dertlere gı-
rer, hapıslıkler, ıdamlar
1
Ama yıne de yazmak konuş-
mak gerekıyor, korksak da urksek de
1
Insanoğlu kor-
kacak elbet, ama onu yenmesını bıtecek Kı bılıyor kor-
kusunu yenmenın yollannı arayıp buluyor
Bıreysel korkular bır yana gerçek korku yeryuzunu
kapsayandır Yann ne olacak, ne getırecek kuşkusu
tum ulusların tum dunya ınsanlannın gundelık gıdası-
dır Korku "gundelık ekmeğimiz" olmuştur Yenısavaş-
lar, kanlı olaylar, canlı bombalar, ınsanın ınsana yaptık-
lan Doğal korkular, sel baskınlan, depremler yangın-
lar hıç kalıyor ınsanoğlunun kendı yarattığı korkuların
yanında
1
Zeynep Oral'ın yazdığı gıbı
"Korkmak doğal bır duygu Doğal olmayan, onuyok
saymak, gönvezlıkten gelmek Korkuyu yaratanı, ya-
ratanlan, korkunun temelındekı nedenlen anlamaya
çalışmak"
• • •
Blr Not 'MıllıyefGazetesı ödul Yonetmenı Sayın Na-
ıl Güreli'den bır telefon aldım "Abdı Ipekçı, Haldun Ta-
ner, Örsan öymen Ödullen"n\r\ kaldınlmadığını, yenı bır
duzentemeyte surduruleceğını soyledı Seçcı kurul uye-
lennın de bunu bıldığını ekledı Öysa kurul uyelennden
Prof Dr Şara Sayin'a Prof Dr Selçuk Erez'e, Hal-
dun Taner'ın eşı Sayın DemetTaner'e sorduğumda Gu-
relı'den bu odulun kaldırıldığı bıkjısını aldıklannı bıldır-
dıler 'Mıllıyef gazetesı sorumlulannın konuyla ılgılı bır
açıklama yapmalannı beklıyorum (0 A)
Aydın Aymazlığı...
Bır gun Avrupa Bırlığı'ne gırmemız soz konusu olursa
Avrupalının, bunu, ela gozumuze âşık olduğu ıçın değıl
de ulkemızın, sıyasal Islamın egemenlığı altına gırme
olasılığı karşısında ulkelennın de boyle bır tehlıke ıle
karşı karşıya kalabıleceklen korku ve kuşkusundan oturu
yapmış olabıleceğını goz ardı etmemek gerek
Prof. Dr. Necdet ADÂBAĞ DTCF Dekanı
F
ransız Devnmı Av-
rupa tanhınde bır
donum noktasıdır
Değışık toplumsal
katmanlann katkı-
larıyla gerçekleşmıştır Yalnız
kentsoylu sınıfının ışıdır de-
mek yanlıştır O sımfın yanın-
da ışçı-koylu sınıfı da vardır
Dayanışma ıçınde yuruttukle-
n devnmsel eylemde kımın ne
katkısı olduğunu tartışmaya-
cağımız gıbı devnmden sonra
bırlıktehkJennın nıçın surme-
dığını de konu etmeyeceğız
Ne kı, bu ışın başını çekenle-
nn, bu ışe fıkır babalığı ya-
panlann, aydınlann olduğu su
goturmez bır gerçek Beyın-
sel gucu aydınlar oluştururken
kol gucunu ışçı \e koylu sını-
fı oluşturuyordu Eşıtlık, kar-
deşlık ve ozgurluk ılkelen uze-
rıne kurulu bu devnmsel eylem
laık ve demokratık anlayışın
temelını oluşturmuştur
Gerçekte laıklık ılkesı o gu-
ne gelınceye kadar değışık ev -
relerden geçmış ve uzun bır
sureç yaşamıştır
Omeğın, çıkış noktası Ital-
ya'da 1300'lere kadar dayanır
Dante Alighieri Monarşı Us-
tune adlı yapıtında Papa ıle ım-
paratorun gorev lennın aynmı-
nı yapar ve dın ışlennı Papa'ya,
dunya ışlennı tmparatora ve-
nr Dının toplum v e ınsan uze-
nndekı ışlev ını hıçbır bıçımde
yadsımaz, ama toplum yaşamı-
na gırmesıne ızın de vermez
Oysa Dante dındar bır ınsan-
dır
Dıne ınanan bır yazardır
Yoksa Ilahı Komedya gıbı bır
yapıtı yazar mıydı
7
Ardından MachiaveUi sıya-
sayı dınden ayırmış, Giorda-
no Bruno laıklık uğruna dın dı-
n yakılmış, GaHeoGafflei ken-
dını yadsımış yakılmamak ıçın
ama arkasında bıraktığı yapıt-
larda bılımın bağımsızlığını
savunmuş olduğundan laıklı-
ğı one çıkaran bır başka etkı-
lı yol gostencı olmuştu Tum
Avnıpa'da bu ve bunun gıbı
olumlu e\Timsel sureç ozgur-
lukler açısından Fransız Dev-
nmı 'ne zemın hazırlarken dev -
nmı tasarlayan kentsoylunun
kafasında dının baskı unsuru
olarak kullanılmasını engelle-
mek ıçın mutlaka laık anlayı-
şın one çıkanlması gerektığı
fıknne ıvme kazandırmıştır
Boylesıne çağdaş bır yakla-
şım eski kafalara karşı değışık
toplumsal katmanlann daya-
nışmasının urunudur Italya'da
Parini ve Goldoni nın yapıtla-
n bu toplumsal katmanlar ara-
sındakı dayanışmayı bır olçu-
de sergıleyen somut belgeler-
dır Ne kı Fransız Devrımı'nden
sonra kentsoylu (aydın) kendı-
nı kanıtlamak ve başannın salt
kenduıe aıt olduğunu goster-
mek ıstercesme otekı katman-
larla ılışkısını kesmış, koylu
ve ışçı sınıfını yalnız başma
bırakmıştır
Sanayıleşme, ardından eko-
nomık kalkınma, ışçı sınıfının
oluşmasını ve tanhsel bağlam-
da bağımsızlık kazanmasını
sağlamıştır Doğal olarak be-
rabennde bır yığın sorun da
getırmıştır
1830'dan sonra ozellıkle In-
gıltere ve Fransa'da sınıf çatış-
malanna neden olacak tartış-
malara yol vermış, ardından
ışçı dayanışma orgutlerının
oluşmasını sağlamışür 1848'de
Marx ve Engels'ın Manıfes-
to'su ışçılere sınıf bılıncı kazan-
dırmış, bırleşmelen ve daya-
nışma ıçınde olmalan ıçın çağ-
n yapmıştır Kentsoylu tara-
fından terk edılen ışçı sınıfı
kendı ıçınde sağladığı daya-
nışmaya guvenerek one çık-
maya çalışırken kentsoylunun
tepkısını çekmış ve ıkı katman
arasında oluşan kın ofke ve
nefret sınıf çatışmasını berabe-
nnde getınnıştır Burada so-
nımsuzluk omeğı veren ve he-
deften sapan, devnm oncesı
toplumsal dıngınlığı sağlayan,
ancak devnm sonrası kargaşa
v e çatışma yaratan gene kent-
soylu (aydın) sınıfı olmuştur
Bunun boyle olmasına ne-
den olan da aydın sınıfın bırey-
cılığı, bencıllığı ve kendını kur-
tanna hevesıne dayalı aymaz-
lığıdır
Ikı sınıf arasındakı kapışma
başkalannm ışıne yaramıştır
Bu bağlamda orneğın, ekono-
mık alanda soylu sınıfın mal
varlığını yenıden elde etmesı,
buna dayalı olarak kentsoylu-
nun bunalıma gırmesı, urehmın
durması v e ardından getırdığı
ışsızhk gıbı ağır sorunlar top-
lumlann sıyasal yonden de de-
nn bunalımlara gınnesıne ne-
den olmuş ve akıl almaz sıya-
sal çozum bıçımlennın uretıl-
mesıne yol açmıştır Avrupa,
restorasyonu durup dururken
yaşamamışhr Restorasyon ge-
nye donuş \e Fransız Devn-
mı 'nın kazanımlannı yok say-
mak anlamına gelmıştır Res-
torasyon, engızısyonu da ıçı-
ne alacak bıçımde soylu sınıf-
la Kılıse'nın bırleşmesını bır-
lıkte getırmıştır Chateaubri-
and'ın Hınstıyanlığın Dehası
(1802), Joseph De Maistre'ın
Papa'ya ılışkın (1819) ve La-
mennais Hugues'un Dıne Kar-
şı Kayıtsızlık Uzenne Deneme
adlı yapıtlarının bu yıllarda
gun ışığına kavuşması raslan-
tı sayılmamalı Tum bunlann
otesınde Almanya'dan gelen
çok daha guçlu bır ses tum Av -
rupa'da ıdealızm ruzgârlan es-
tınyordu Hegel,Kant'tanfark-
lı olarak ınançhydı
Aydınlamacı ulkulenn daha
18 yuzyılınsonlanndaçozul-
me belırtılen gıderek Kılıse'nın
guçlenmesını sağlarken dın-
sel kulturun A\ rupa'da top-
lumsal yaşamda çokça etkın
olmasma, ardından belırleyıcı
bır oğe gıbı toplumu yonlen-
dırmesıne neden olmuştur
1929'da Mussolini ıle Kılıse
arasında ımzalanan Laterano
Sozleşmesi devlet ıçınde dev-
let (Vatıkan) yaratmış, serma-
yeye dayalı dınsel eğıtım yal-
mz Avnıpa'da değıl, tum dun-
yada evTensel bır boyut kaza-
narak yayılmıştır Batı çağdaş
olmasına çağdaş, uygar olma-
sına uygar, ama yureğının ba-
şında bır yara ıle yaşamakta-
dır
Bugun Batı'nın açmazlann-
dan bın de budur Her pazar gu-
nu yoksul ınsanlar v e uzak dı-
yarlardan Avrupa'ya sığınmış
bınlerce goçmen San Pıetro
meydanını doldururken kure-
selleşmenın yarattığı çaresız-
lıklennın çozumunu Hınstı-
yancı çerçevede 90'lık bır dın-
sel lıderın ağzından çıkacak
sozlerde anyorsa, daha bugun
Katolık rahıp ve rahıbeler dı-
nın baskısıyla yu\a kurmaktan
yoksun bırakılıyorsa ya da genç
kızlar manastıra tıkılabılıyor-
sa (bu aşamada Decameron'u
-3 gun 1 oyku-anımsıyorum)
ve bugun Fransa'da turbana
karşı çıkılmak zorunluluğu
duyuluyorsa butun bunlann
nedenlennı toplumu yonlen-
dırmek zorunda v e sonımlulu-
ğunda olan aydınlann sorum-
suzluğunda ve aymazlığında
aramak gerektığını duşunuyo-
nım
Ve bır gun Avrupa Bırlığı'ne
gırmemız soz konusu olursa
Avrupalının, bunu, ela gozumu-
ze âşık olduğu ıçın değıl de ul-
kemızın, sıyasal fslamın ege-
menlığı altına gırme olasılığı
karşısında ulkelennın de boy-
le bu- tehlıke ıle karşı karşıya
kalabıleceklen korku ve kuş-
kusundan oturu yapmış olabı-
leceğını goz ardı etmemek ge-
rek
Onlarda boyle, ya bızde Onu
da bır başka yazıya
1
tstanbul'un Senfonisi Var...
Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR
stanbul Devlet Sen-
fonı Orkestrası cu-
. ma ve cumartesı gun-
len AKM salonlannda
bırbınnden guzel kon-
serler v enyor
Orada dunyanın unlu
orkestra şeflennın yo-
netımınde yıne unlu so-
lıstlen dınlemek fırsatı-
nıbuluyoruz Bukalıte-
lı konserlerde yer bul-
T.C.
YEDITEPE UNIVERSITESI
Yedıtepe Unıversıtesı Senatosunun 18 Aralık 2003 tarıh \e 36/3 sayılı karan uyannca
Yargıtay Başkanı Sayın Eraslan Ozkaya'ya Fahrı Doktora unvanı venlmesı amacıyla
duzenlenecek toren \e Idıl Bıret Resıtalı bugun (12 Şubat 2004) saat 15 00 de Yedıtepe
Unnersıtesı Rektorluk Bınası Inan Kıraç Salonunda gerçekleştınlecektır Torende
Yargıtav Başkanı Sa>ın Eraslan Ozkaya 'Turkne'de Yargınm Sorunları \e Yargı
Bağımsızlığı konusunda bır konferans verecektır Dun>aca unlu pıyanıstımız Idıl Bıret
programdan sonra plak ve CD lennı ımzalayacaktır
YARGITAY BAŞKANI
SAYIN ERASLAN OZKAYA
"TÜRKİYE'DE YARGININ SORUNLARI VE
YARGI BAĞIMSIZLIĞI"
12 Şubat 2004
Saat 15 00
Idil Biret Piyano Resitali
Chopırı 12 Etud op 25
Saat 16 15
YEDITEPE UNIV ERSITESI
Kajışdağı Caddesı -Erenko)
Rektorluk Bınası - Inan Kıraç Salonu
Yedıtepe Unıversıtesı servıs otobuslerı
Saat 13 45 de Kocaelı-Korfez Adlıyesı saat 14 20 de Kadıkov Iskelesı 14 30 da Kadıkoy
Hasırcıbaşı Adlıyesı, 14 00 de Uskudar Iskelesı 14 15 de Uskudar Adlıvesı 14 00 de Pendık
Adlıvesı 14 15 de Kartal Adlıyesı 14 30 da Bostancı Adalar Iskelesı 13 30 da Bakırko>
Adlıyesı 14 00 de Şışlı Adlı\esı 13 45 de Fatıh adlıvesı 14 00 de E\up Adlı>esı ve 14 00 de
Sulîanahmet Adlıvesı nden kalkacaktır
ma kaygınız da olmu-
yor Doğrusu buna se-
vındığımı soyleyemeye-
ceğım Keşkeolsa Keş-
ke ozellıkle genç kuşak-
lar klasık muzık dınle-
me>e ısteklı olsalar Ora-
da bulunanlar çoğunluk-
la konserv atu\ ar oğren-
cılen oluyor
2-3 Ocak gunlen yıl-
lardır yakından tanıdığı-
mız sev ımlı sempahk bır
şef Uanon Ionescu > one-
tımınde yenı yıl konsen
vardı
Programda Johann
Strauss'un eserlen yer
alıyordu Buunlubeste-
cının valslen ıle bırlıkte
polkalannı, marşlannı
ve operat muzığını dm-
ledık
Rus asıllı soprano Ele-
na Kononenko da bazı
parçalarda orkestraya eş-
lıkedıyordu MavıTuna
ıle sonuçlanan konsere
bu son eserde zarıf dans-
çı ve balennler de katıl-
dılar Her zamankınden
daha kalabalık olan sa-
lon v e balkonlan doldu-
ran dınleyıcıler Strauss
muzığını buyuk coşku
ıle karşıladılar A.lkışlar
dınmek bılmedı Rengâ-
renk balonlar v e çıçek-
lerle donatılan sahnede
şampanyalar patlatıldı
Daha guzel, daha mutlu
bır yenı yıl dıleklen ıle,
salonun da katılımı ıle
kadehler kaldınldı
AKM'ye neşe dolu bır
hava egemen oluyordu
AKM'de bu guzelım sah-
ne gostenlennı ızlerken
Turkıye'nın ust duzey
yonetıcılennı, polıtıka-
cılannı anmadan edemı-
yorum Orneğın Başba-
kan Recep Taj'jip Erdo-
ğan, Dışışlen Bakanı Ab-
dullahGüLMechsBaş-
kanı Büient Aruıç, şu on
sıralarda oturup bu guzel
konsen dınleyerek bu
coşkuyakahlsalar hatta
kendılenne sunulan şam-
panya kadehlennı kaldı-
rıp salondakı coşkulu
dınleyıcı kıtlesı ıle bu
hoş atmosfen paylaşsa-
lar ve 1913'te Sofya'da
opera ızledıkten sonra
"Geri kahşunızm neden-
lerinı daha ıvı anlıvo-
rum"dıye mırıldanan
genç ataşemılıter Musta-
fa Kemal'ı sa>gı ıle an-
salar ne ıyı olurdu dıye
duşunuyorum
Bıtırırken Istanbul
Senfonı Orkestrası'nın
yaratıcı ve yonetıcılen-
nı, destekçılennı şukran
duygulan ıle anmak ıs-
tıyorum
Küitür Sanat Yayıncılık'ta
Meteorolojı Genel Mudurluğu ve istanbul Valılığı'nın
yaklaşmakta olan yoğun kar yağışıyla ılgılı uyarıları
dıkkate alınarak 12 Şubat Perşembe gunu
saat 18 00 de yapılması planlanan
Ara Güler Koleksiyonu / Sebastiâo Salgado
vedGrubu 1933-1951
sergılerının açılış kokteyllen ıptal edılmıştır
13 Şubat Cuma gunu 18 30 da yapılması planlanan
Cogito söyleşisi,
12 Mart Cuma gunu 18 30'a ertelenmıstır
Bol guneşlı gunlerde bulusmak dıleğıyle
Yapt Kredı Kuffur Merktz [st*wi C^a Mo 285 Be>ogHı/İ5taröul
Tur*ce*l B»v)« Meyutyet Cdd No 53 Tepet^s;
e Q2î2\ 2S2 47 00 Falci {0212 252 26 81
yKltulîurf^ykytıuıur cocn ır • vvvv yfcyTd tur com tr
Wg tun 0 212 İ73 0 444
YAPI^KREDi
KULTUR SANAT
YAYINOUK
PENCERE
Kıbrıs Görüşmeleri
Lozan'a Benziyor mu?..
Rauf Denktaş New York'tadır
Bırleşmış Mılletler Genel Sekreten Kofi Annan'ın
çağrısı uzenne, Kıbns Rum Yonetımı lıderı Papa-
dopulos'la buluştu
Bızım 'Mutareke Basını' fırsatı kaçınr mı ıçerde
'ver kurtul'un sureklı propagandasını yapıyor ve dı-
yor kı
- Lozan zafen dıyoruz, ama, neyın zafen? Ker-
kuk'u, Musul'u Lozan'da elden çıkarmadık mı9
Lozan'ı anımsamakta yarar var
•
Ismet Paşa, o çağın ABD'sı sayılabılecek Ingıl-
tere nın patronajı altındakı 'ItılafDevletlen' \\e ma-
saya oturmak ıçın Lozan'a gıttığı zaman koşullar
nasıldı''
Karşımızdakı devletlenn aklıfiknSevr'e takılıp kal-
mıştı
Istanbul ışgal altındaydı.
Sonra?
Boğazlar da duşman ışgalı altındaydı
Sonra9
Musul, Kerkuk de ışgal altındaydı
Sonra9
Istanbul'da Osmanlı Devletı ve Meclıs'ı huku-
ken varlığını surduruyordu
Sonra9
Ingıltere (Itılaf Devletlen) Lozan'a hem Anka-
ra dakı Buyuk Mıllet Meclısı Hukumetı'nı, hem Is-
tanbul'dakı Osmanlı Devletı'nı çağırdı
Lozan bu koşullarda başladı
•
Mustafa Kemal ne yaptı9
önce (1 Kasım 1922'de) Saltanatı kaldırdı, uç gun
sonra Istanbul Hukumetı ıstrfa ettı, Osmanlı Dev-
letı son buldu, Ingılızın oyunu tutmadı, Lozan'a tek
başma Ankara katılacaktı
Ancak Itılaf Devletlen'nın ışgalı suruyordu ve ul-
kenın sınırlan bıle bellı değıldı
20 Kasım 1922'de Lozan başladı
Vatan toprağının en onemlı bolgelen emperya-
lızmın ışgalı altındayken surdu
23 Ağustos 1923'te ımzalandı
Emperyalıstler altı hafta ıçınde Istanbul'u ve Bo-
ğazlar ı boşalttılar
Ikı ay sonra 29 Ekım 1923'te Cumhunyet devle-
tı kuruldu
Lozan ıle Kıbns'ı kıyaslamak ya tanhsel cehale-
tın urunu ya da ver-kurtulculuğun gudusu olabılır
•
Cumhunyet Turkıyesı bugun 68 mılyonluk kos-
koca bır devlet
Kıbnsiakı askenmız uluslararası antlaşmalann sağ-
ladığı hukukla Ada'da bulunuyor
Nerde Lozan koşullan
9
Nerde bugunku durum
9
Ne Istanbul ışgal altında
Ne Boğazlar
Anadolu'da 1914 yılında başlayıp sekız yıl suren
savaşlarda canına okunmuş, aç, sefıl, penşan ve
olgun 11 mılyonluk bır halk yok
Lozan'da uluslararası dıplomasıyı bılen yetkın
bır kadromuz bıle yoktu
Ismet Paşa hayatı savaştan savaşa koşmakla geç-
mış bır askerdı
2004 Turkıyesı'nde ıyı yetışmış bır dıplomat or-
dusu var
•
Pekı, nedır bu duşkunluk, nedır bu boyun eğık-
lık nedır bu teslımıyetçılık"?
Utanılacak bır durumdayız
Kıbns'ta sryasal, ulusal, hukuksal haklanmızı sa-
vunamazsak vebalı çok buyuk olacaktır'
Lozan varoluşumuzun uluslararası hukukta onur-
lu belgesıdır, Kıbns goruşmelennde sonuç, dılenz
kı bır zılletın tanhsel vesıkası olmasın
TMMOB
Mımarlar Odası Istanbul Büvukkent Şubesı
18 Dönem Olağan Genel Kurul Çağnsı
Şubemızın 38 Donem Olağan Genel Kurulu ve
Teknık Kongre aşağıda belırtılen gun ve verde, ılan
edılen gundemle vapılacaktır
"Odamızın vıllardır surdurduğu kamu varanna mesle-
kı davranış gosterme sonımluîuğu" ıle vonetıme gelen
37 Donem Yonetım kurulu olarak tum uvelenmızı
Ll^'nın "Yaşasın Kentler' teması çerçevesınde
duzenledığımız "Yaşanılır Kentler Yaşanılır Istanbul
başlıklı Tekruk Kongre ve ve 37 Donem Yonetım
Kurulu çalışmalannı degerlendu-mek uzere Genel
Kurulumuza katılmava çağınvoruz
TMMOB KfımaHar Odası
Istanbul Bw.-uld.ent Şubesı
37 Donem Yonetım Kurulu
PROGRAM
TEKNtK KONGRE
Yaşanılır Kentler, Yaşanılır Istanbul
Tanh 13 Şubat 2004 Cuma Saat 09 30-19 00
Yer ITL Taşkışla 109 Numaralı Salon
1. Gün: GENEL KURIX
Tanh 14 Şubat 2004 Cumartesı Saat 09 00-P 00
Yer İTU Taşkışla 109 Numaralı Salon
Gundem
1 Açılış
2 Başkanlık Dıvanı seçımı ve saygı dunışu,
3 Gundemm kesınleştınimesı,
4 Açılış konuşmalan
5 Konuklann konuşmalan
6 Çalışma raporunun okunması, uzennde goruşme
yapılması ve hakkmda karar alınması
7 Merkez Genel Kurulu na goturulecek Şube
Genel Kurul onenlen
8 \ onetım Kurulu, Şube Denetleme Kurulu Şube
Soruşturma ve Uzlaştırma Kurulu ve Oda Genel
Kurulu delege asıl ve yedek adaylarımn
belırlenmesı v e tutanağa bağlanarak ılanı
9 'Venı çalışma dönemıne vonelık onenler dılekler
2. Gün: SEÇtVILER
Seçimler-
Tanh 15 Şubat 2004 Pazar Saat 09 00-17 00
Yer Yıldız Saravı Dış Karakol Bınası Barbaros
Bulvan-Beşıktaş
SATIŞ TEMSILCILERI
YARC. D U N Y I İ I , ^
—,_-~»™~—™- olan dergı ve kıtaplarımızın or-
ganıze bır şekılde pazarlanması ıçın istanbul, Ankara,
izmir, Bursa ve Adana'da ıkâmet eden deneyımlı sa-
tış temsılcılerıne ıhtıyaç vardır
Tel.:O212 511 06 52 • Tel.: 0216 418 39 16