21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2004 PERŞEMBE OLAYLARVE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Korku, Gündelik Ekmeğimiz! 'Insanın korkması gereken tek hayvan, ınsan- dır.' Montaıgne Sevgılı Zeynep Oral'ın "Korku Imparatoriuğu" baş- lıklı yazısını okurken once Montaıgne'ın unlu sozunu sonra daAzenSabır'ınşıınnıanımsadım Aslandan, ca- navardan, ftrttnadan, kasırgadan htçbtrşeyden korkma- yan şaır, ne demış "Nerde bıraslan görürsem korkmı- reml Nerde bır muselman gorurem korkırem " Hepımızın korkusu var Doğuştan olume kadar su- rer Karanlıktan korkanz, bıhnmedık şeylerden korka- nz, gelecekten korkarız yalnızlıktan korkanz, korku- dan korkanz1 özgur, guvenlı yaşamak, yoksul olmamak sağlıklı olmak, bunlar temel ozlemlerdır önemlı ABD başkanlanndan Franklın Roosevelt ınsan haklannın en onemlılennden bınnın 'Korkusuz Yaşamak Hakkı' oldu- ğunu soylemıştı Hem de Ikıncı Dunya Savaşı sonra- sında1 Bırleşmış Mılletler bu ulkuyu gerçekleştırmek ıçın kurulmamış rmydı9 Bır krtabıma 'Yeryuzu Korkusu' adını vermışsem ış- te hep bu duygunun etkısıyle değıl mft Çocukken duy- duğumuz korkular, bırçocuk oyunu gıbıydı Bunu ılk kez, cezalı olarak kapatıldığım ahşap evın komurluğunde ya- şamıştım Kapkaranlık bır yer> Bır daha ıçınden çıka- mayacağım, ayaklanmın altında bırtakım surungenler, bocekler, duvartarda hayaletler Bılınmeyenın, gorunme- yenın korkusu Çok değışık korkular var Ya babam olurse, ya an- nem, ya eşım, ya dostlanm Yalnız kalmak bırakıl- mak1 Tek başınasınız, gun brtene dek, yarın gelecek, ama nasıl, nıçın, hangı amaçla9 Çocukluk bır turlu gençlık bır başka1 Ya yaşlılık"? Her kapının ardında se- nı bır bekleyen var, senı gozetleyen, kollayan1 Korkuyu nasıl tanımlamışlar, "bılmedığımız bır şeye karşı duyulan"dıye' öyleydı eskıden yıne de oyledır ama şımdılerde en çok korku uyandıran şeyler bılme- dıklenmız değıl, bıldıklenmız, hem de her gun gorduk- lenmız, yaşadıklanmız Işsız kalmak, aç kalmak, suçlandınlmak, cezalandı- nlmak, azımsanmak, kuçumsenmek horlanmak, yarın- lara guven duymamak, yalnız kendımızjn değıl çoluk ço- cuğumuzun geleceğını tehlıkede gormek, ulkeyı yone- tenlenn nıyetlen, uygulamalan' Nıce korkular ıçınde çır- pınryor gunumuzun ınsanı 1 Topiumdan topluma degı- şryor Kımınde daha az, daha basrt kımınde ulaştığı uy- gartık duzenıne yakışmayacak bır başka korku ölum korkusunu saymıyorum Bınlerce yıldır yaşa- nan bır gerçekten korkmak mı 9 Nasıl doğmuşsak oy- le gıtmek bu dunyadan Iş, korkudan uzak yaşayabıl- mekte, korkuyu korka korka yenebılmekte Bılıyoruz oyle konuşursak, boyle yazarsak başımız dertlere gı- rer, hapıslıkler, ıdamlar 1 Ama yıne de yazmak konuş- mak gerekıyor, korksak da urksek de 1 Insanoğlu kor- kacak elbet, ama onu yenmesını bıtecek Kı bılıyor kor- kusunu yenmenın yollannı arayıp buluyor Bıreysel korkular bır yana gerçek korku yeryuzunu kapsayandır Yann ne olacak, ne getırecek kuşkusu tum ulusların tum dunya ınsanlannın gundelık gıdası- dır Korku "gundelık ekmeğimiz" olmuştur Yenısavaş- lar, kanlı olaylar, canlı bombalar, ınsanın ınsana yaptık- lan Doğal korkular, sel baskınlan, depremler yangın- lar hıç kalıyor ınsanoğlunun kendı yarattığı korkuların yanında 1 Zeynep Oral'ın yazdığı gıbı "Korkmak doğal bır duygu Doğal olmayan, onuyok saymak, gönvezlıkten gelmek Korkuyu yaratanı, ya- ratanlan, korkunun temelındekı nedenlen anlamaya çalışmak" • • • Blr Not 'MıllıyefGazetesı ödul Yonetmenı Sayın Na- ıl Güreli'den bır telefon aldım "Abdı Ipekçı, Haldun Ta- ner, Örsan öymen Ödullen"n\r\ kaldınlmadığını, yenı bır duzentemeyte surduruleceğını soyledı Seçcı kurul uye- lennın de bunu bıldığını ekledı Öysa kurul uyelennden Prof Dr Şara Sayin'a Prof Dr Selçuk Erez'e, Hal- dun Taner'ın eşı Sayın DemetTaner'e sorduğumda Gu- relı'den bu odulun kaldırıldığı bıkjısını aldıklannı bıldır- dıler 'Mıllıyef gazetesı sorumlulannın konuyla ılgılı bır açıklama yapmalannı beklıyorum (0 A) Aydın Aymazlığı... Bır gun Avrupa Bırlığı'ne gırmemız soz konusu olursa Avrupalının, bunu, ela gozumuze âşık olduğu ıçın değıl de ulkemızın, sıyasal Islamın egemenlığı altına gırme olasılığı karşısında ulkelennın de boyle bır tehlıke ıle karşı karşıya kalabıleceklen korku ve kuşkusundan oturu yapmış olabıleceğını goz ardı etmemek gerek Prof. Dr. Necdet ADÂBAĞ DTCF Dekanı F ransız Devnmı Av- rupa tanhınde bır donum noktasıdır Değışık toplumsal katmanlann katkı- larıyla gerçekleşmıştır Yalnız kentsoylu sınıfının ışıdır de- mek yanlıştır O sımfın yanın- da ışçı-koylu sınıfı da vardır Dayanışma ıçınde yuruttukle- n devnmsel eylemde kımın ne katkısı olduğunu tartışmaya- cağımız gıbı devnmden sonra bırlıktehkJennın nıçın surme- dığını de konu etmeyeceğız Ne kı, bu ışın başını çekenle- nn, bu ışe fıkır babalığı ya- panlann, aydınlann olduğu su goturmez bır gerçek Beyın- sel gucu aydınlar oluştururken kol gucunu ışçı \e koylu sını- fı oluşturuyordu Eşıtlık, kar- deşlık ve ozgurluk ılkelen uze- rıne kurulu bu devnmsel eylem laık ve demokratık anlayışın temelını oluşturmuştur Gerçekte laıklık ılkesı o gu- ne gelınceye kadar değışık ev - relerden geçmış ve uzun bır sureç yaşamıştır Omeğın, çıkış noktası Ital- ya'da 1300'lere kadar dayanır Dante Alighieri Monarşı Us- tune adlı yapıtında Papa ıle ım- paratorun gorev lennın aynmı- nı yapar ve dın ışlennı Papa'ya, dunya ışlennı tmparatora ve- nr Dının toplum v e ınsan uze- nndekı ışlev ını hıçbır bıçımde yadsımaz, ama toplum yaşamı- na gırmesıne ızın de vermez Oysa Dante dındar bır ınsan- dır Dıne ınanan bır yazardır Yoksa Ilahı Komedya gıbı bır yapıtı yazar mıydı 7 Ardından MachiaveUi sıya- sayı dınden ayırmış, Giorda- no Bruno laıklık uğruna dın dı- n yakılmış, GaHeoGafflei ken- dını yadsımış yakılmamak ıçın ama arkasında bıraktığı yapıt- larda bılımın bağımsızlığını savunmuş olduğundan laıklı- ğı one çıkaran bır başka etkı- lı yol gostencı olmuştu Tum Avnıpa'da bu ve bunun gıbı olumlu e\Timsel sureç ozgur- lukler açısından Fransız Dev- nmı 'ne zemın hazırlarken dev - nmı tasarlayan kentsoylunun kafasında dının baskı unsuru olarak kullanılmasını engelle- mek ıçın mutlaka laık anlayı- şın one çıkanlması gerektığı fıknne ıvme kazandırmıştır Boylesıne çağdaş bır yakla- şım eski kafalara karşı değışık toplumsal katmanlann daya- nışmasının urunudur Italya'da Parini ve Goldoni nın yapıtla- n bu toplumsal katmanlar ara- sındakı dayanışmayı bır olçu- de sergıleyen somut belgeler- dır Ne kı Fransız Devrımı'nden sonra kentsoylu (aydın) kendı- nı kanıtlamak ve başannın salt kenduıe aıt olduğunu goster- mek ıstercesme otekı katman- larla ılışkısını kesmış, koylu ve ışçı sınıfını yalnız başma bırakmıştır Sanayıleşme, ardından eko- nomık kalkınma, ışçı sınıfının oluşmasını ve tanhsel bağlam- da bağımsızlık kazanmasını sağlamıştır Doğal olarak be- rabennde bır yığın sorun da getırmıştır 1830'dan sonra ozellıkle In- gıltere ve Fransa'da sınıf çatış- malanna neden olacak tartış- malara yol vermış, ardından ışçı dayanışma orgutlerının oluşmasını sağlamışür 1848'de Marx ve Engels'ın Manıfes- to'su ışçılere sınıf bılıncı kazan- dırmış, bırleşmelen ve daya- nışma ıçınde olmalan ıçın çağ- n yapmıştır Kentsoylu tara- fından terk edılen ışçı sınıfı kendı ıçınde sağladığı daya- nışmaya guvenerek one çık- maya çalışırken kentsoylunun tepkısını çekmış ve ıkı katman arasında oluşan kın ofke ve nefret sınıf çatışmasını berabe- nnde getınnıştır Burada so- nımsuzluk omeğı veren ve he- deften sapan, devnm oncesı toplumsal dıngınlığı sağlayan, ancak devnm sonrası kargaşa v e çatışma yaratan gene kent- soylu (aydın) sınıfı olmuştur Bunun boyle olmasına ne- den olan da aydın sınıfın bırey- cılığı, bencıllığı ve kendını kur- tanna hevesıne dayalı aymaz- lığıdır Ikı sınıf arasındakı kapışma başkalannm ışıne yaramıştır Bu bağlamda orneğın, ekono- mık alanda soylu sınıfın mal varlığını yenıden elde etmesı, buna dayalı olarak kentsoylu- nun bunalıma gırmesı, urehmın durması v e ardından getırdığı ışsızhk gıbı ağır sorunlar top- lumlann sıyasal yonden de de- nn bunalımlara gınnesıne ne- den olmuş ve akıl almaz sıya- sal çozum bıçımlennın uretıl- mesıne yol açmıştır Avrupa, restorasyonu durup dururken yaşamamışhr Restorasyon ge- nye donuş \e Fransız Devn- mı 'nın kazanımlannı yok say- mak anlamına gelmıştır Res- torasyon, engızısyonu da ıçı- ne alacak bıçımde soylu sınıf- la Kılıse'nın bırleşmesını bır- lıkte getırmıştır Chateaubri- and'ın Hınstıyanlığın Dehası (1802), Joseph De Maistre'ın Papa'ya ılışkın (1819) ve La- mennais Hugues'un Dıne Kar- şı Kayıtsızlık Uzenne Deneme adlı yapıtlarının bu yıllarda gun ışığına kavuşması raslan- tı sayılmamalı Tum bunlann otesınde Almanya'dan gelen çok daha guçlu bır ses tum Av - rupa'da ıdealızm ruzgârlan es- tınyordu Hegel,Kant'tanfark- lı olarak ınançhydı Aydınlamacı ulkulenn daha 18 yuzyılınsonlanndaçozul- me belırtılen gıderek Kılıse'nın guçlenmesını sağlarken dın- sel kulturun A\ rupa'da top- lumsal yaşamda çokça etkın olmasma, ardından belırleyıcı bır oğe gıbı toplumu yonlen- dırmesıne neden olmuştur 1929'da Mussolini ıle Kılıse arasında ımzalanan Laterano Sozleşmesi devlet ıçınde dev- let (Vatıkan) yaratmış, serma- yeye dayalı dınsel eğıtım yal- mz Avnıpa'da değıl, tum dun- yada evTensel bır boyut kaza- narak yayılmıştır Batı çağdaş olmasına çağdaş, uygar olma- sına uygar, ama yureğının ba- şında bır yara ıle yaşamakta- dır Bugun Batı'nın açmazlann- dan bın de budur Her pazar gu- nu yoksul ınsanlar v e uzak dı- yarlardan Avrupa'ya sığınmış bınlerce goçmen San Pıetro meydanını doldururken kure- selleşmenın yarattığı çaresız- lıklennın çozumunu Hınstı- yancı çerçevede 90'lık bır dın- sel lıderın ağzından çıkacak sozlerde anyorsa, daha bugun Katolık rahıp ve rahıbeler dı- nın baskısıyla yu\a kurmaktan yoksun bırakılıyorsa ya da genç kızlar manastıra tıkılabılıyor- sa (bu aşamada Decameron'u -3 gun 1 oyku-anımsıyorum) ve bugun Fransa'da turbana karşı çıkılmak zorunluluğu duyuluyorsa butun bunlann nedenlennı toplumu yonlen- dırmek zorunda v e sonımlulu- ğunda olan aydınlann sorum- suzluğunda ve aymazlığında aramak gerektığını duşunuyo- nım Ve bır gun Avrupa Bırlığı'ne gırmemız soz konusu olursa Avrupalının, bunu, ela gozumu- ze âşık olduğu ıçın değıl de ul- kemızın, sıyasal fslamın ege- menlığı altına gırme olasılığı karşısında ulkelennın de boy- le bu- tehlıke ıle karşı karşıya kalabıleceklen korku ve kuş- kusundan oturu yapmış olabı- leceğını goz ardı etmemek ge- rek Onlarda boyle, ya bızde Onu da bır başka yazıya 1 tstanbul'un Senfonisi Var... Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR stanbul Devlet Sen- fonı Orkestrası cu- . ma ve cumartesı gun- len AKM salonlannda bırbınnden guzel kon- serler v enyor Orada dunyanın unlu orkestra şeflennın yo- netımınde yıne unlu so- lıstlen dınlemek fırsatı- nıbuluyoruz Bukalıte- lı konserlerde yer bul- T.C. YEDITEPE UNIVERSITESI Yedıtepe Unıversıtesı Senatosunun 18 Aralık 2003 tarıh \e 36/3 sayılı karan uyannca Yargıtay Başkanı Sayın Eraslan Ozkaya'ya Fahrı Doktora unvanı venlmesı amacıyla duzenlenecek toren \e Idıl Bıret Resıtalı bugun (12 Şubat 2004) saat 15 00 de Yedıtepe Unnersıtesı Rektorluk Bınası Inan Kıraç Salonunda gerçekleştınlecektır Torende Yargıtav Başkanı Sa>ın Eraslan Ozkaya 'Turkne'de Yargınm Sorunları \e Yargı Bağımsızlığı konusunda bır konferans verecektır Dun>aca unlu pıyanıstımız Idıl Bıret programdan sonra plak ve CD lennı ımzalayacaktır YARGITAY BAŞKANI SAYIN ERASLAN OZKAYA "TÜRKİYE'DE YARGININ SORUNLARI VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI" 12 Şubat 2004 Saat 15 00 Idil Biret Piyano Resitali Chopırı 12 Etud op 25 Saat 16 15 YEDITEPE UNIV ERSITESI Kajışdağı Caddesı -Erenko) Rektorluk Bınası - Inan Kıraç Salonu Yedıtepe Unıversıtesı servıs otobuslerı Saat 13 45 de Kocaelı-Korfez Adlıyesı saat 14 20 de Kadıkov Iskelesı 14 30 da Kadıkoy Hasırcıbaşı Adlıyesı, 14 00 de Uskudar Iskelesı 14 15 de Uskudar Adlıvesı 14 00 de Pendık Adlıvesı 14 15 de Kartal Adlıyesı 14 30 da Bostancı Adalar Iskelesı 13 30 da Bakırko> Adlıyesı 14 00 de Şışlı Adlı\esı 13 45 de Fatıh adlıvesı 14 00 de E\up Adlı>esı ve 14 00 de Sulîanahmet Adlıvesı nden kalkacaktır ma kaygınız da olmu- yor Doğrusu buna se- vındığımı soyleyemeye- ceğım Keşkeolsa Keş- ke ozellıkle genç kuşak- lar klasık muzık dınle- me>e ısteklı olsalar Ora- da bulunanlar çoğunluk- la konserv atu\ ar oğren- cılen oluyor 2-3 Ocak gunlen yıl- lardır yakından tanıdığı- mız sev ımlı sempahk bır şef Uanon Ionescu > one- tımınde yenı yıl konsen vardı Programda Johann Strauss'un eserlen yer alıyordu Buunlubeste- cının valslen ıle bırlıkte polkalannı, marşlannı ve operat muzığını dm- ledık Rus asıllı soprano Ele- na Kononenko da bazı parçalarda orkestraya eş- lıkedıyordu MavıTuna ıle sonuçlanan konsere bu son eserde zarıf dans- çı ve balennler de katıl- dılar Her zamankınden daha kalabalık olan sa- lon v e balkonlan doldu- ran dınleyıcıler Strauss muzığını buyuk coşku ıle karşıladılar A.lkışlar dınmek bılmedı Rengâ- renk balonlar v e çıçek- lerle donatılan sahnede şampanyalar patlatıldı Daha guzel, daha mutlu bır yenı yıl dıleklen ıle, salonun da katılımı ıle kadehler kaldınldı AKM'ye neşe dolu bır hava egemen oluyordu AKM'de bu guzelım sah- ne gostenlennı ızlerken Turkıye'nın ust duzey yonetıcılennı, polıtıka- cılannı anmadan edemı- yorum Orneğın Başba- kan Recep Taj'jip Erdo- ğan, Dışışlen Bakanı Ab- dullahGüLMechsBaş- kanı Büient Aruıç, şu on sıralarda oturup bu guzel konsen dınleyerek bu coşkuyakahlsalar hatta kendılenne sunulan şam- panya kadehlennı kaldı- rıp salondakı coşkulu dınleyıcı kıtlesı ıle bu hoş atmosfen paylaşsa- lar ve 1913'te Sofya'da opera ızledıkten sonra "Geri kahşunızm neden- lerinı daha ıvı anlıvo- rum"dıye mırıldanan genç ataşemılıter Musta- fa Kemal'ı sa>gı ıle an- salar ne ıyı olurdu dıye duşunuyorum Bıtırırken Istanbul Senfonı Orkestrası'nın yaratıcı ve yonetıcılen- nı, destekçılennı şukran duygulan ıle anmak ıs- tıyorum Küitür Sanat Yayıncılık'ta Meteorolojı Genel Mudurluğu ve istanbul Valılığı'nın yaklaşmakta olan yoğun kar yağışıyla ılgılı uyarıları dıkkate alınarak 12 Şubat Perşembe gunu saat 18 00 de yapılması planlanan Ara Güler Koleksiyonu / Sebastiâo Salgado vedGrubu 1933-1951 sergılerının açılış kokteyllen ıptal edılmıştır 13 Şubat Cuma gunu 18 30 da yapılması planlanan Cogito söyleşisi, 12 Mart Cuma gunu 18 30'a ertelenmıstır Bol guneşlı gunlerde bulusmak dıleğıyle Yapt Kredı Kuffur Merktz [st*wi C^a Mo 285 Be>ogHı/İ5taröul Tur*ce*l B»v)« Meyutyet Cdd No 53 Tepet^s; e Q2î2\ 2S2 47 00 Falci {0212 252 26 81 yKltulîurf^ykytıuıur cocn ır • vvvv yfcyTd tur com tr Wg tun 0 212 İ73 0 444 YAPI^KREDi KULTUR SANAT YAYINOUK PENCERE Kıbrıs Görüşmeleri Lozan'a Benziyor mu?.. Rauf Denktaş New York'tadır Bırleşmış Mılletler Genel Sekreten Kofi Annan'ın çağrısı uzenne, Kıbns Rum Yonetımı lıderı Papa- dopulos'la buluştu Bızım 'Mutareke Basını' fırsatı kaçınr mı ıçerde 'ver kurtul'un sureklı propagandasını yapıyor ve dı- yor kı - Lozan zafen dıyoruz, ama, neyın zafen? Ker- kuk'u, Musul'u Lozan'da elden çıkarmadık mı9 Lozan'ı anımsamakta yarar var • Ismet Paşa, o çağın ABD'sı sayılabılecek Ingıl- tere nın patronajı altındakı 'ItılafDevletlen' \\e ma- saya oturmak ıçın Lozan'a gıttığı zaman koşullar nasıldı'' Karşımızdakı devletlenn aklıfiknSevr'e takılıp kal- mıştı Istanbul ışgal altındaydı. Sonra? Boğazlar da duşman ışgalı altındaydı Sonra9 Musul, Kerkuk de ışgal altındaydı Sonra9 Istanbul'da Osmanlı Devletı ve Meclıs'ı huku- ken varlığını surduruyordu Sonra9 Ingıltere (Itılaf Devletlen) Lozan'a hem Anka- ra dakı Buyuk Mıllet Meclısı Hukumetı'nı, hem Is- tanbul'dakı Osmanlı Devletı'nı çağırdı Lozan bu koşullarda başladı • Mustafa Kemal ne yaptı9 önce (1 Kasım 1922'de) Saltanatı kaldırdı, uç gun sonra Istanbul Hukumetı ıstrfa ettı, Osmanlı Dev- letı son buldu, Ingılızın oyunu tutmadı, Lozan'a tek başma Ankara katılacaktı Ancak Itılaf Devletlen'nın ışgalı suruyordu ve ul- kenın sınırlan bıle bellı değıldı 20 Kasım 1922'de Lozan başladı Vatan toprağının en onemlı bolgelen emperya- lızmın ışgalı altındayken surdu 23 Ağustos 1923'te ımzalandı Emperyalıstler altı hafta ıçınde Istanbul'u ve Bo- ğazlar ı boşalttılar Ikı ay sonra 29 Ekım 1923'te Cumhunyet devle- tı kuruldu Lozan ıle Kıbns'ı kıyaslamak ya tanhsel cehale- tın urunu ya da ver-kurtulculuğun gudusu olabılır • Cumhunyet Turkıyesı bugun 68 mılyonluk kos- koca bır devlet Kıbnsiakı askenmız uluslararası antlaşmalann sağ- ladığı hukukla Ada'da bulunuyor Nerde Lozan koşullan 9 Nerde bugunku durum 9 Ne Istanbul ışgal altında Ne Boğazlar Anadolu'da 1914 yılında başlayıp sekız yıl suren savaşlarda canına okunmuş, aç, sefıl, penşan ve olgun 11 mılyonluk bır halk yok Lozan'da uluslararası dıplomasıyı bılen yetkın bır kadromuz bıle yoktu Ismet Paşa hayatı savaştan savaşa koşmakla geç- mış bır askerdı 2004 Turkıyesı'nde ıyı yetışmış bır dıplomat or- dusu var • Pekı, nedır bu duşkunluk, nedır bu boyun eğık- lık nedır bu teslımıyetçılık"? Utanılacak bır durumdayız Kıbns'ta sryasal, ulusal, hukuksal haklanmızı sa- vunamazsak vebalı çok buyuk olacaktır' Lozan varoluşumuzun uluslararası hukukta onur- lu belgesıdır, Kıbns goruşmelennde sonuç, dılenz kı bır zılletın tanhsel vesıkası olmasın TMMOB Mımarlar Odası Istanbul Büvukkent Şubesı 18 Dönem Olağan Genel Kurul Çağnsı Şubemızın 38 Donem Olağan Genel Kurulu ve Teknık Kongre aşağıda belırtılen gun ve verde, ılan edılen gundemle vapılacaktır "Odamızın vıllardır surdurduğu kamu varanna mesle- kı davranış gosterme sonımluîuğu" ıle vonetıme gelen 37 Donem Yonetım kurulu olarak tum uvelenmızı Ll^'nın "Yaşasın Kentler' teması çerçevesınde duzenledığımız "Yaşanılır Kentler Yaşanılır Istanbul başlıklı Tekruk Kongre ve ve 37 Donem Yonetım Kurulu çalışmalannı degerlendu-mek uzere Genel Kurulumuza katılmava çağınvoruz TMMOB KfımaHar Odası Istanbul Bw.-uld.ent Şubesı 37 Donem Yonetım Kurulu PROGRAM TEKNtK KONGRE Yaşanılır Kentler, Yaşanılır Istanbul Tanh 13 Şubat 2004 Cuma Saat 09 30-19 00 Yer ITL Taşkışla 109 Numaralı Salon 1. Gün: GENEL KURIX Tanh 14 Şubat 2004 Cumartesı Saat 09 00-P 00 Yer İTU Taşkışla 109 Numaralı Salon Gundem 1 Açılış 2 Başkanlık Dıvanı seçımı ve saygı dunışu, 3 Gundemm kesınleştınimesı, 4 Açılış konuşmalan 5 Konuklann konuşmalan 6 Çalışma raporunun okunması, uzennde goruşme yapılması ve hakkmda karar alınması 7 Merkez Genel Kurulu na goturulecek Şube Genel Kurul onenlen 8 \ onetım Kurulu, Şube Denetleme Kurulu Şube Soruşturma ve Uzlaştırma Kurulu ve Oda Genel Kurulu delege asıl ve yedek adaylarımn belırlenmesı v e tutanağa bağlanarak ılanı 9 'Venı çalışma dönemıne vonelık onenler dılekler 2. Gün: SEÇtVILER Seçimler- Tanh 15 Şubat 2004 Pazar Saat 09 00-17 00 Yer Yıldız Saravı Dış Karakol Bınası Barbaros Bulvan-Beşıktaş SATIŞ TEMSILCILERI YARC. D U N Y I İ I , ^ —,_-~»™~—™- olan dergı ve kıtaplarımızın or- ganıze bır şekılde pazarlanması ıçın istanbul, Ankara, izmir, Bursa ve Adana'da ıkâmet eden deneyımlı sa- tış temsılcılerıne ıhtıyaç vardır Tel.:O212 511 06 52 • Tel.: 0216 418 39 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle