22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12UBAT 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Konya'da durar çatlaklan tabloyla kapatıhyormuş. ı\e hazin bir tablo! "ehditnkara'dan lustafa Yıldınm: Denktaş yol haritasına ymazsa bedelini KKTC der sözü bir baskı, açık tr tehdrttir! Bu söz aynı amanda Türk'rye (umhuriyeti'nin eleceğine de bir ttıdittir! Çünkü [enktaş oralarda plnızca Kıbns'ı bnuşmuyor. Denktaş'ın cnuzlanna Türkiye'nin çjvenlik ve varlık s>rumluluğunu da yjklemiş bulunuyoriar. TJrkiye'nin varlığından « güveniiğinden sjrumlu olanlar Cenktaş'ın omuzlanna yiklenen bu yükü atattmak için en küçük br açıklamada bJİunmamaktadıriar. Cenktaş, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı değildir. Cenktaş'ın Türkiye'nin gîleceğini ve gjvenliğini belirlemeye sJrülürken arkasında TJrkiye'nin yasal gücü, kjrumsal gücü yoktur. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer derhal duruma el koymalı ve a;ık, anlaşılır ve kısa bir açtklamayla devletin tavnnı dünyaya ilan etmelidir. Onuriu bir Türkiye'ye yakışır bir açıklama beklemek hakkımızdıri Elektronik posta: dtenizsom9CUfnhuriyetcom.tr Tei: 0.212.512 05 65 Faks: 0.212,512 44 97 - Istanbul'a kargelmeden tatili gelmiş... "Kenti vönetenlerin kulaöına kar suvu kacmıs!" etrol-lş Sendikası'nın açıkladığı tablo bir ka- mu yatırımı olan ve Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu TÜPRAŞ'la, özelleştirme Idaresi tarafından 1.3 milyar dolara TÜP- RAŞ'ı satın alması uygun görülen Efremov Kautsc- huk Gmbh ile Tatneft şirketlerini karşılaştırıyor: Sermaye TÜPRAŞ: 187 milyon dolar. Efremov Kautschuk Gmbh ve Tatneft: 132 bin dolar. Yıllık Net Kâr TÜPRAŞ: 320 milyon dolar. Efremov Kautschuk Gmbh ve Tatneft: Uluslararası bankalara 1.3 milyar dolar kredi borcu var, Türkiye'deki ticari ortaklıklan 586 bın dolar borçlu. Ortaklık TÜPRAŞ: Türkiye Cumhuriyeti halkı. Efremov Ka- utschuk Gmbh ve Tatneft: Yüzde 49'u virgin Adala- n'nda Renix Finans Corp. ve yüzde 51 'i Rusya Fede- rasyonu'nda Efremov Synthetic Rubber Enterprise. Turkiye Adres TÜPRAŞ: Kocaeli, Türkiye. Efremov Kautschuk Gmbh: Almanya'da adresinde bulunamayan bir ta- bela şirketi. Renix Finans Corp: Kara para aklamak- la ünlü Virgin AdaJan'nda bir posta kutusu. Faaliyet Alanlan TÜPRAŞ: Ham petrol temini, rafinajı, petrol ürün- leri ve petrokimya ürünleri üretimi, enerji tesisi kur- mak ve işletmek. Efremov Kautschuk Gmbh ve Tat- neft: Kendi hesabına ya da başkasının adına kimya- sal ürün ve başka mallann alımı, satımı, ticareti, özel- likle Rus ihraç mallannın pazarianması ve ithalatın yü- rütülmesi. Kuruluş Kapasrtesi TÜPRAŞ: 27.6 milyon ton/yıl ham petrol işleme. Tatneft: Sadece ham petrol üretimi. Kuruluş Değeri TÜPRAŞ: 7 milyar dolar. Efremov Kautschuk Gmbh ve Tatneft: 2.3 milyar dolar. 2.3 milyar dolar. Cj.ro TÜPRAŞ: 13.5 milyar dolar. Efremov Kautschuk Gmbh ve Tatneft: Bilinmiyor. Yıllık Ödediği Vergi TÜPRAŞ: 7.7 milyar dolar. Efremov Kautschuk Gmbh ve Tatneft: Vergi ödemiyor. Petrol-lş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Mustafa Öztaşkm soruyor: "AKP Hükümeti, Türkiye'nin en kârlı ve verimli ve nitelikli işgücüne sahip tek sanayi kuruluşunu, yani en büyük gelir kaynağını, karanlık ilişkilerin merkezin- de ve borçlu bir yabancı firmaya neden devrediyor, neden elden çıkanyor?" TÜPRAŞ değil Türkiye devrediliyor, Türkiye elden çıkarılıyor! SESStZ SEDASIZ (!) Kanal D'de cinler, şeytanlar, büyüler 10 Şubat sabahı özel televizyonlar- dan Kanal D'de "Sabah Sabah Seda Sayan" programını hayretler içinde izli- yor Simten Vural: "Programdasatanizm konusu işlenir- ken 'uzman' olarak Medyum Memiş' adında ve 'hocam' denilen bir şahsın fikirleri alındı. Bu kişinin verdiği yanıt- lara göre; para havada durabilir, pa- rayı havada cinler tutmuştur, bunu şeytan yaptırmıştır; kadın kadınlık gö- revlerini yerine getiriyorsa onu terk e- den kocasına bağlama büyüsü yapı- labilir... Bir saatten uzun süren progra- mı seyrettiğimde kulaklanma inanama- dım. özdenetimini bile yapamayan bu kanalın yayını için bir vatandaş olarak şikâyetimi RTÜK'e bildirdim. Lütfen bana söyler misiniz, RTÜK'ün bu konuda yaptınmı nedir? Ankara'daki bir RTÜK yetkilisinden aldığım bılgıye göre RTÜK bu tip yayın- lar esnasında sorumlu kurumu anında uyarma yetkisine sahip değil. 0 zaman programı sonuna kadar seyreden ço- cukları ve hertürlü yönlendirilmeyeaçık şahıslan kimler koruyacak?" RTÜK'ün yayını anında durdurma yetkisi olsa bile böyle bir uygulama beklemek yanlış. Çünkü bu tür programlar hükümetin genel politi- kasıyla çok güzel örtüşüyor. Kanal D ise bilindiği gibi haber bültenlerinden magazin programlanna kadar iktidann hizmetinde. özetle: Al gülüm ver gülüm. Yüksek Yerilim Hatta Kemalizm'i gönnezden geliyorlar: Bizim medya sadece paralann ilzerindeki Atatürk'ü seviyor! erdincutkuıa yahoo.com Türban, Fransa ve Ayduılarııııız CÜNEYTAKALIN Bırkaç yıl öncesine kadar Köln kentinin göbeğindeki s- por salonunda Cemalettin Kaplan ın tahta kılıcıyla "La- ik Türkiye Cumhuriyeti"r\\ yık- ma gösterilerini keyifle ekran- lara taşıyanlann havası değiş- meye başladı. Içerde ama özellikle dışarda... O zaman- lar Islamcıları kullanarak TC'den ödünler koparmaya çalışanlar, zaman içinde ger- çeklerle baş başa kaldılar. Is- lamcılardan artık korkuyorlar; onlan gemlemeye çalışıyorlar. Bu, bir süre sonra bir isteriye bile dönüşebilir. Almanya'nınki öyleydi de Fransa'nınki farklı mıydı? Laik- liği icat edenlerin torunları "ununu elemiş, eleğini as- m/ş"ların rahathğı içindeydi. Afrika'dan, Asya'dan ithal etti- ği ınsanların "takıntılan"n\ faz- la önemsemez görünüyordu. Ne de olsa düzenini kurmuştu. Ancak bu kayıtsızlık, "laik- lik" konusunda bambaşka bir telden çalan Anglosakson li- beralizminin ve hegemonya- cılığın, yani ABD'nin işine ya- radı. Bizim aydınları aldatan da bu oldu... Böyle gelmiş böyle gidecek sandılar. Git- medi, gidemezdi. Fransa kılıcını çekiverdi. Chirac bir "Türban Yasası" için talimat verdi. Fransa "yasa taslağı"n\ tar- tışırken Fransa'da ve eşza- manlı olarak pek çok ülkede ve bu aradaTürkiye'de Islam- cılar sokağa döküldü. Biz Türklerin ezberlediği argü- manları bir kez de Avrupa TV'lerine anlattılar. - "Türban kişisel özgüriük sorunudur." - "Isteyen takar." - "Fransa ceberrut devlet anlayışını terk etsin. Bakın ABD'de, Ingiltere'de kanşan varmı?" Islamcıların bu alanda en büyük desteği Katolik, Pro- testan ve Ortodoks kilisele- rinden görmeleri anlamlıydı. Anlayana sivrisinek saz... Imam-cemaat Cemaatin imamı sesini yük- seltmekte gecikmedi. RTE AB'ye girmek için çırpındığı bir ortamda, gözünü kararta- rak Fransa'yı eleştirdi. Daha- sı, "Türkiye'de bir türban so- runu" olduğunu ABD gezisi sırasında gazetecilere bildirdi. Ancak bu konuda hatayı sa- dece RTE'de aramak yanlış olur. Fransa çuvaldızı önce <endine batırmalı. Ne demek istediğimi merak edenler, Istanbul'daki Fransız •oıruluşlannın (Fransız Konso- osluğu+Anadolu Araştırma- an Enstitüsü) son on yıl için- de düzenlemiş olduğu tartış- malı toplantılann kayrtlarını bir incelesinler. Bu toplantılann gözde isimlerinin Şerif Mar- din, Ali Bulaç vb. olduğunu söylemek sanırım yeterli olur. Dinci, Amerikancı aydınlar Fransa'nın denetimindeki mekânlarda "laiklik"e haka- retler yağdırırken sanki özel bir zevk duyuyorlardı. Neden Fransa? Geçmişte olup bitene takı- lıp kalmak olmaz. önemli olan ders çıkarmaktır. Biraz da Fransa'nın lehine konuşalım. Fransa, Islamcıla- rın dört bir yanına azar azar benzin döküp günü geldiğin- de alev alev tutuşturmayı he- defledikleri Avrupa'da Cum- huriyet değerierini, ulusal bir- liği, laikliği koruyan ülke olma özelliğini zamanı geldiğinde hatırlayıverdi. Laikliğin demokrasinin te- mel kuralı ve harcı olduğunu hatırladı. Anglosaksonlarla arasında- ki farkı hemen ortaya koydu. Siz bakmayın kimi TV ka- nallarının ve bu arada Türk TV kanallarının Fransa'daki Is- lamcı gösterilere verdiği des- teğe... Fransa'nın silkinişi Avru- pa'nın kendinegelişini hızlan- dıracaktır. Türban yasağı hareketinin bir boyutu daha var: Irak Sa- vaşı'nda, AB'nin bölünmüş- lüğünü açığa vurma pahası- na, ABD'ye karşı çıkan Fran- sa'nın, bugün Arnerikancı neo liberallerin "demokrasi" pa- lavralarına kulaklarını tıkaya- rak laik kimliğine vurgu yapı- şı rastlantı mıdır acaba? Kimsenin tereddüdü olma- sın: Laiklik vurgusu ile ABD karşıtlığı vurgusu iç içedir. Tıpkı "türban özgürlüktür" anlayışının Irak'ta bombalar- la iç içe geçmiş oluşu gibi... ABD kendi ülkesini bir "tari- katlar cennef/"ne dönüştüre- bilir. Nakşi şeyhleri, kaçak "hocaefendiler oralarda ya- şayabilir, RTE'ye övgüler dü- zebilirler. Islamcılar, Berlus- coni, Aznar, Blair vb. gibi en Amerikancı politikacılara ya- ranmaya çalışarak Avrupacı- lık oyunlarını sürdürebilirler. Eşi Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'nde "türban tak- ma hakkı "nı arayan Abdullah Gül, "türban özgürlüğü" ko- nusunda AB'li politikacıların desteğini arayabilir. Ama bu "özgürlükler" Avrupa'nın bir bölümünde ellerinden alına- cak. Hem de özgüriük adına... Gidiş bu yönde. Bizim Batı/Avrupa hayranı aydınlarımıza gelince... Hayat onları mahcup etmeye devam ediyor. "Laikçi otoriter aydın- lar" söylemini ya bir yana so- kacaklar ya bir yana atacaklar. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakfn turk.net ÇtZGÎLÎK KÂMİL MASARAC1 kamilmasaraci 11 mynet.com KEDt LEVO APTIÜKA aptull 1 hotmail.com «İT-rî Mî SANr/OR Sabancı Üniversitesinden aldığım pasomu kaybettim Hükümsüzdür. ENGİN ALTINDAŞ HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGIN NIYE BUTUN SOLCULAR BtR ARAYA : SENCE ?.„ CÜNKÜ BAZIL/ARI ÖYLE "SOLOfKL. SA& SÖZCUSÜNE BtLE ALERJÎ pLDUKLARI tCÎN SA6DUYL»L OLAMIYORLAR (!) I L J L I I I TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 12 Şubat tcwte.nuuntas-arikan.com TÜRKİYE'DE İLK UÇAK POSTASL. İLK HAVA POSTASlGBJiÇEjaJEŞrİKİL- Pf. PİLCfT İSAAAİL HAKtCt BEY 'İN MARKA TEK MOTDKLÜ "PREMS CELÂIBT7İN* A0U UÇAK, L£f*£'- • . - . -.-•.- . '•r . DENÇŞİUDİ BİLBCİK İLİSINIRINOA.- Kİ OSUANEÜ) HAUALAHAfSAk BİL£- CİK'E İKİ POÇm ÇAflSTASl GÖTÜRMÜŞTÛ. BUULAR, SİLECİK VE ESKİfEHÎtZ POSTALAf&YDf. UÇAK, DAĞLARl İ2OOMET/ZE YÜ/CSELERSK İ GÖNDEKİLEN MEK.TUPLARA LEFK£ POSTA MÜOÜRÜ ÇU . YAZIYI EIO-EMİÇrı- "OStMNU TAYYARELERİYI.E, PO£mNEMİZPEAl,BİL£CİK VE EStdÇEHII? POSTANELBI2INE İLK HAU4 PCS7ASI 7ES/S OLUNARAK POSTA ÇlKARILtolŞT//? E/^EAJP/M*. SOLOAICt ZAHF, BU POSTAYLA İLK VI- •-• çıuAfj B//? MEKTUBA AirriR.. DÜZ ÇtZGİ ÜMİT ZİLELİ Kıbrıs'ın İpi Çekiliyor!.. Kıbns görüşmeleri maratona dönüştü!.. Halbuki ne bekliyorduk; 5 Şubat'ta 0 sert mi sert, karariı mı kararlı mektubu yazan BM Genel Sekre- teri Kofi Annan, Denktaş ve Papadopulos u kar- şısına alacak ve soracaktı: - Arkadaşlar, elinizdeki metinde anlaşama- dığınız bölümleri benim doldurmamı, 21 Ni- san'da bu metinle referanduma gitmeyi kabul ediyor musunuz, yoksa etmiyor musunuz? Bizim "uzman" gazetecilerin yazdığına göre kaşlan çatık, sert ve sarsılmaz Annan, "Evet" ve "Hayır" dışında hiçbir yanıtı kabul etmeyecek, iti- raz ya da direnme halinde kapıyı gösterip "güle gü- te"diyecekti... - öyleolmadı!.. Sız bu satırları okurken bile çok büyük olasılıkla görüşmeler sürüyor olacak. Diğer bir deyişle Annan Planı üzerinde her iki tarafın ıtırazlarını kapsayan müzakere sürecı başladı bile!.. Ancak Türkiye daha masaya oturmadan "kaybeden taraf" olmaya mahkûm edildi!.. Annan tarafından mı?.. Hayran olunacak derecede organıze olmuş Rum-Yunan or- taklığı tarafından mı? Yoksa Avrupa Biriiği'nin isim- lerini ezberlediğimiz yetkilılerı tarafından mı?.. Bile- mediniz!.. Bizzat Türkiye Başbakanı ve medyası ta- rafından!.. Tayyip Bey, New York'taki görüşmelere dünyanın ötekı ucundan, Güney Kore'den, tam da kendisine yakışan bir üslupla müdahale etti: - RaufBey'in eline biryol haritası verdik, ona uygun davranmalı. Anlaşma olmazsa KKTC ve Türkiye kaybeder... Bravo Tayyip Bey'e!.. Işte Davos'ta Annan'a söz verdiği gibi, "Rumlardan biradım önde olmak" böyle olur!.. Türkiye Başbakanı bu lafı ettikten son- ra Denktaş'ın elindeki kartların beş paralık değeri kalır mı?!. Bir de aziz Türk medyasının nasıl vaziyet aldığına bakalım... Televizyon ekranlanndan atılan "Verelim, kurtulalım. Sıra Ege sorununa gelsin, onu da hallettik mi AB'den kesin tarih alınz" çığlıklarını bir tarafa bırakıyorum. New York görüş- melerine günler kala başlatılan yüz kızartıcı kam- panya, yapılan yorumlar, atılan başlıklar, tek başı- na yeter de artar bile!.. Hangi birini anlatmalı bilemiyorum; Kıbnslı genç- leri tıpkı Dogu ve Batı Almanya arasındaki duvara benzettiği "duvan" yıkmaya davet eden güzide ya- zarı mı, "Eyvah Mümtaz Hoca" başlığını mı, yok- sa Denktaş'ı kastederek atılan "Piyasalarda Mis- terNo tedirginliği" manşetini mi?.. Belki de işin sırn Mehmet Ali Birand'ın New York'tan yazdığı şu satırlarda yatıyor: - Her an yeni sürprizlerle dolu, her gün yeni bir krizle karşı karşıya kalınacak 8 haftalık bir maraton başlıyor. Belki de başlamadan bite- cek. Ancak buradaki hava, VVashington ve Brüksel'in bu defa, böylesine birçözüm olana- ğını kaçırmaya hiç niyetli görünmedikleri şek- linde... Gördüğünüz gibi Rum tarafının uzun boylu ha- zırlık yapmaya, yeni taktikler geliştirmeye hiç ihti- yacı yok, masaya bir ellerine Tayyip Bey'in sözleri- ni, diğerine Türk gazetelerini alıp otursunlar kâfi ge- lir!.. Kısaca söylemek gerekirse dışansıyla içerisi Kıbns'ın ipini çekmek üzere!.. İşin geriye kalan kıs- mı yalnızca zaman meselesü. - Hurşrt Tolon Paşa'nın kulaklan çınlasınü! Kadeh ve limuzin UtandımL Yüzüm kızardı... Güney Kore Cumhurbaşkanı Roh, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın onuruna verdiği yemekte kadeh kaldırmadı. Sonradan orta- ya çıktı ki, Güney Kore'nin Ankara Büyükelçisi ön- ceden uyarmış: - Türkiye'nin dini ve gelenekselâdetlerinden dolayı içki kadehi kaldınlmaz!.. Dünyanın her yerinde (şeriatçı ülkeler hariç) ge- lenektir; anlaşmalar sonrası konuk onuruna verilen davetlerde "şerefe" kadeh kaldırılır. Bizim Cum- hurbaşkanımız da bunu yapar, başbakanlanmız da yapardı... Son olay dünyanın Türkiye'ye bakışını gösteriyor. Artık yerimiz şeriatçı ülkelerin yani, ne yazık ki!.. Bitmedi, Tayyip Bey Hyundai fabrikasını gezerken başkan Junk Mongkoo, "Size bir hediye vermek istiyorum. Birotomobil beğenin" demiş. Türkiye'nin Başbakanı da 80 bin dolariık limuzini seçmiş... - Kanım donduü! E-posta: umitzileli(attnet.nettr B U L M A C A SEDAT YAŞAYA.N SOLD.VSSAĞA: 1/ Üzerinde besmele ya da maşallah yazılı altvn nazarhk. 2/ Küçük tekne kaptanı...Kırk- lareli'nin Iğne- 5 ada beldesinde. zengin bir kuş yapısına sahip oluşuyla tanın- g mış bir göl. 3/ 1 2 3 4 Birnota... Asya ile Avrupa'yı ayıran dağ sırası. 4/ Kuralına uygun olarak... Yahv'a Kemal'm hece ölçü- süyle yazdığı tek şiiri. 5/ Resim yapan sanat- çı. 6/ Yağı alınmış süt ya da yoğurda verilen ad. 7/Romatizmaağn- sı... Su birikmış çukur 8 ya da hendek. 8/ Rüt- 9 besiz asker... Bütün kutsal Hint metinlerinin başında ve sonundayinelenen mistik hece... Kimı hastalüdara karşı bağışıklık sağla- mak için vücuda verilen enyık. 9/ Istem dışı yapılan hareket... "Gülten—-": Şairimız. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Küçük hamur parçalarının yağda kızartıldıktan sonra şerbete atılmasıyla yapılan bir tatlı. 2/Başkan... Sözününeri, güvenilirkimse. 3/Birsorueki... "Yal- vaç —-": Özellikle çocuk yapıtlanyla tanınmış ya- zarımız. 4/Âdet yennı bulsun diye, şeklen... tlkel bir silah. 5/Güney gökkürede biryıldız takımı. 6/İnsaf- sız, acımasız. 7/Rüzgâr... Doğru yoldan sapmak. 8/ Koca... Kemiklerin yuvarlak ucu... Daha iyi ürün el- de etmek ıçın bir ağaçtan başka bir ağaca dal nak- letme işi. 9/ Sıcak bölgelerde yetışen çok sert bir ağaç... Kazak ve Kırgızlarda saz şaırlerine verilen ad
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle