19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET HABERLER SEFİNEİ TERAKKİ Çık KACIM1 HAKLAYAYlM DTJRÜST ÎABİATLI İSTANBÜL EFBNDİSÎ ABDÜLCANBAZ* IN HARİKULÂDE MACSRALARI KISIM tEEMİLİ BÎRUEN Ml SAYFA TURHAN SELÇUK GEÇMtŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Nasreddin Hoca'mn Torunları Başlığı yukandakı gibi artık ama, söz konusu ettiklerimizin, ustalarımızdan Ayhan Yetkiner'in mizah dünyamızın ünlülerini anlattığı kitabındakilerle bir ilişkisi yok. Fıkradaki Nasreddin Hoca'mn politikacı torunlanndan söz ediyoruz. Nasreddin Hoca, köylülerin birine borçlanmış ama ödemeye gücü yetmiyor. Bir gün bakmış ki alacaklısı eve doğru geliyor. Hemen yekınıp eline geçirdiği çalı çırpıyı bahçesının kenanna dikmeye başlamış. Kolay gelsin Hoca. Bizim alacaktan ne haber! ödemek için önlem alıyorum. Ne olacak bu çalılar? Koyun sürüleri geçerken yünleri bu çalılaratakılacak. Toplayıp eğirecek ve iplik yapacağım. Onlan satınca borcunu ödenmiş bıl. Alacaklı, projenin hayalcıliği karşısında yapabileceği tek şeyi yapmış. Kahkahalarla gülmeye başlamış. Hoca fırsatı kaçırır mı? (Pişkinliğe vurmuş deyip garip Hoca'y üzmeyelim.) Lafını alacaklının kulağına tıkamış: Peşin parayı görünce nasıl da gülersin! ••• Dünya Bankası (DB) ile Uluslararası Para Fonu'ndan (UPF IMF) "elaman" demişken bir de başımıza Avrupa Biriiği (AB) çıktı. 17 Aralık'ta müzakere tarihi alacağız ya. Ekonomik yönden Kopenhag ölçütlerine de uymaya çalıştığımızı göstermemiz gerekiyor. Zira hukuk alanında Maastncht ölçütlerine uymak(?) yetmiyor. Bu nedenle hazırlanan Katılım öncesı Ekonomik Programı (KEP) hakkında, kasım sonunda Avrupa Birliğı Komısyonu'na, Aralık'ın başında da lütfedip bizlere bilgı venldi. Ve denildi kı: "Kopenhag ölçütlerine uygun olan program, UPF ile yapılacak üç yıllık standby anlaşmasının temelıni oluşturacak." Yani AB yetmezmiş gibi Amerika Birteşik Devletleri (ABD) ile de cebelleşeceğiz. ••• Pembe gözlüklü medya, KEP'ten o denli mutlu kı, neredeyse yere göğe koyamadı. Iktidann hazırladığı senaryonun iyımserlik uyandıracak içeriğı birkaç santimlik, kötümserliği sürdürecek bolümü de birkaç milimetrelik harflerle okurlara iletildi. Hoca'mn ruhunu şad ettiren bilgiler, üç yıllık dönemde 15 milyar dolann geleceğine ve 1.6 milyon kişinin iş bulacağına ilişkin olanlardı. Türkiye'de 1.6 milyona iş bulmak gerçekten önemliydi. Ama üç yılda işe girmek zorunda olanlar, yılda 1 milyondan 3 milyona ulaşacağı için, işsizler ordusuna 1.4 milyon genç daha katılacaktı. 3 yıllık süreçte, bu yıl 154.8 milyar dolar düzeyınde öngörülen dış borç toplamının 2007'de 173 milyar dolara yükselmesine karşın, Gayri Safı Yurtiçi Hasıla (GSYİH) yükseleceğinden(?) borcumuzun buna oranı Maastricht ölçütlerine uygun hale gelecekmiş... Ne hikmetse artan borç tutarı herkesi etkiliyor ama, yurt içi hasıla artsa da alt gelir gruplanna yansıtılmıyor. Bu nedenle dolann yükselmesi için sadece ihracatçılar değil, günde bir iki dolarla geçinmek zorunda olan 10 milyona yakın yurttaş da dua ediyor. ••• Şair Eşref'in kısa boylu bir dostu varmış. Rastlaştıklarında dostu yakınmış: Ne sen sor, ne ben söyleyeyim... Gırtlağıma kadar borç içindeyim. Eşref'in cevabı şöyle olmuş: Haline şükret. Ya ben ne yapayım? Ben senden üç misli uzunum! Pembe camlı gözlüklerin gerçeği değiştirenleri de yapılsa, keyfımize diyecek olmayacak ama, körolası birtürlü becerilemiyor... oerinc(« cumhuriyetcom.tr. Tan gazetesi, 59 yıl önce bugün 'Kahrolsun komünizm' çığlıklanyla yıkıldı Serteller'den Felluce'ye ettiği... REFtKERDURAN ir konuşmamızda Zekeriya Sertel ışaretparmağıyla birkaç kere şakağına vurarak ıç geçirmışti: Bızde her şey var da akıl yok, akıl! Gerçekten de iyı arsamız, genç nüfusumuz, teknık gelişmemız, eğitim ve para birikimimiz var. "Dinamizm" dedikJeri köşe dönme hırsımız da eksik değil çok şükür. Öyleyken borç batağında, el kapısında, kim olduğumuzu ve nereden gelip nereye gittiğımizi bilememenın şaşkınlığı ıçınde debelenmekteyız. Nedir noksanımız? Toplumun aklı onu insanca yaşamaya götürecek olan kesimin bılinç gücüdür. Ve o kesimin adı Sol'dur. Türkiye'yi bocalatan da işte o gücün eksikliği. "Niçin eksk?" derseniz, nedeni açık: tlk fılizlenmesınden bu yana Türk solu kendini çelmelemiş. Sabiha Sertd'in yaşamöyküsü ıçin o kesimin yakın geçmişinı araştınrken akıl almaz gaflet, dalalet, hatta hıyanet örnekleriyle Serteller göz karşılaşarak dehşete kamaştıncı bir kapıldım. Kişisel özistisna güvensizlik, doyumsuzluk, çekememezoluşturuyorlar. Kendi saflannda lik gibi "adi* kusurlar yüzünden de yıllar, firgörünenlerin satlar, insanlar yitip ihanetine gitmiş. Kıstası belıruğradıklan halde siz "Şu bizdendir, bu sola küsmemiş, değjktir* ayınmlan süama rekli dağınıklığa yol açmış.Etkinözeleştidüşündüklerini ri ise yok gibi. dosdoğru 0 bulanık tabloda söylemekten de Serteller göz kamaştıgeri kalmamışlar. ncı bir istisna oluşturuyorlar. Kendi saflannda görünenlerin ihanetine uğradıklan halde sola küsmemiş, ama düşündüklerini dosdoğru söylemekten de geri kalmamışlar. Örneğin solculuğu "kendinden menkuT ideoloji züppelerinin bölücü özentılerini bakın nasıl kınayabilmiş, toplumculuğumuzun çocukluk yıllanndakı bağnazlığı nasıl eleştirebilmiş Sabiha Hanım: "Daha demokratik burjuva inkılabının tamamlanmadığı bir devırde burjuva demokrasisini kökunden inkâr etmek, ilerici harekete geçecek yolu ükamak demektir.Burjuva ilnıi tabu gibi kenara anbyor, bu flhn hazinelerinden faydalanmak suç sayıhyordu. 'Burjuva kültürünü okuyup da ne yapacaksm?' diyorlardı. Koyu sekterier sosyalizmi nkarahkta eşitKk sayryor, insan gibi yaşamayı burjuvahk diye hoş görmüyorlardı. Sosyatizmin hedefinin bfitün çahşanlann hayat seviyesini yükseitmekolduğu gerçeği unuruluyor, üstu başı perişan gezmek marifet sayıbyordu. Bunlara göre halk yok, yalmz emekçi sııufı vardL Bu düşüncenin, hareketi kitleden nasıl uzaklaşürdığmın farkında değildiler. Onlara göre i>i bir sosyaüst olmamn şartı mutlaka hapishaneye girmek çıkmaktı" Toplumculuk iddiasında bulunanlann anlaşılmaz nedenlerle birbirine cephe almalan günümüzde de sürüp gitmekte. Onlar Sabiha Sertel'in akılcı yaklaşımlannı benimseyip anlamsız çekişmelerden vazgeçmedikçe ne kendileri bocalamaktan kurtulabilir, ne de Türkiye. s Solun sola 'Nedir noksanımız?' Doç. Dr. Y1LDIZ SERTEL abiha ve Zekeriya Sertel tkincı Dünya Savaşı boyunca, Türkiye 'nin Nazi Almanyası'ndan yana savaşa girmemesi içinamansız bir mücadele vermışlerdi. Çıkardıklan TAN gazetesinin Nazı yanlısı faşistlerin saldınsına uğramasının bir nedeni de buydu. Mezardan başlannı kaldınp bugünkü Türkiye'nin emperyalist Amerika'nın peşinde bir savaşa katılmak tehlıkesınde olduğunu görselerdi acaba ne diyeceklerdı? 'HAYALETÖFKE1 Bugün, bütün Türkiye hatta bütün dünya, Felluce faciasının doğurduğu dehşetle çalkalanıyor. "Hayalet Öfke" operasyonunun sonucu yerle bir edılmış bir kent, her şeyden yoksun bir halk, öldürülen 200 direnişçi, 800 sıvil, bınlerce yaralı. Yardımdan yoksun bırakılan, öldürülen yaralılanyla Felluce tarihe yüz yılın en büyük barbarlığı olarak geçecek. Katliamı gizlemek ıçin kenti abluka altınaalan,basınıdenetleyen ABD, kimyevi sılahlann kullanıldığı, yerlerdesilahyarası almayan ölülenn yattığı haberlerinin dışan sızmasınıönleyemiyor. Dünyada ve Türkiye'de tepkiler büyüyor. Bayazıt Meydanı'nda, Taksım'de, Ankara'da, Izmır'de binlerce yurttaş, "Katil Bush" diye bağınp Amerikan ve Israil bayraklannı yakıyor. ABD'nin bir katliama dönüşmüş olan saldınsını kınıyor. Bush'un ve kabinesinin cezalandınlmasını ıstiyor. Çünkü onlar Irak'a uluslararası yasalan çiğneyerek girdiler ve sürekli insanlık suçlan, savaş suçlan işliyorlar. 'İDARECİLER NE YAPIYOR?' Peki, bütün bu olaylann içinde, Türkiye'nin idarecileri ne yapıyor? Washington'a yapılan telefonlar, üzüntü ifadeleri kimseyi kandırmıyor. Çünkü facia büyüktür ve ortada yargılanması gereken suçlular vardır. Ne yazık ki, AKP hükümeti, daha saldın başlamadan önce ABD'nin isteklerine boyun eğdi. Irak'a asker göndermek, savaşa gidecek Amerikan askerlerine geçit vermek istedi. Savaşa kanlmak anlamına gelen bu vaatlerve hatta gizlianlaşmalarTBMM'nin onayını ahnayınca, Türkiye bu korkunç maceradan kurtuldu. Ancak, Meclis'e sunmadan frak'a asker göndermegayretlensürüyor. 14Ekim 2004'te Ta>\ip Erdoğan'ın başkanlığmda yapılan, Genelkurmay Başkanı'nın ve birkaç bakan, general, Dışışleri Bakanlığı ve MİT temsilcısinin katıldığı bu toplantıda, "Kerkük'e müdahale planı yapıldL Kerkük'e 20 bin Tük askerinin gönderflmesini öngören bu proje 27 Eldm'de MGK'de tarüşıldı ve ABD'den yeşfl ışık abndığı söykndL Bu proje Meclis'e sunulmuyor. Her ne kadar gerekçesi, Kerkük'e tek bir etnik grubun egemen olmasını önkmek*1 ise de bunun ABD desteğı ıle veya ona karşı kak batakhklanna girmek olacağı açıktır. Orada şoförlerimiz öldürülüyor, hükümet hiçbir şey yapmıyor. Acaba askerlerimizin tabutlan gehneye başlayınca ne yapacak? 'SlRADA TÜRKİYE VAR' Recai Kutan çanlanm çaldı. "Sırada Türkiye var" dedi. Ancak, bu tehlikeyi Mustafa Balbay, nisan ayında yayımlanan kitabında etraflıca anlatmıştı: "ABD, tüm Türkiye'yi açık üs olarak istedi" başlığı altında, B Gazete yerle bir edildi • Düşünce ve basın özgürlüğü istemiş, yolsuzluklan açıklamışlardı. • Iktidar partisi CHP'ye karşı çıkmış, demokrasiye geçişi bu iktidarın yapamayacağını söylemiş, seçimtere gidilmesini istemişlerdi. CHP'den aynlıp yeni bir parti kurmaya yönelen BayarMenderes grubuyla işbirliği yapıyorlardı. Binlerce kişinin Tan gazetesinin rotatiflerini tahrip ettiği ve kâğıt bobinlerini ortalığa saçtıklan sırada Istanbul'da sıkıyönetim vardı ama gazeteyi yerle bir eden binlerce gençten bir tanesi bile gözaltına alınmadı. Olaydan birkaç gün sonra gazetenin yöneticileri (soldan sağa) Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel, Cami Baykut ve Halil Lütfü Dördüncü) "Meclis'in ve hükümetin manevi şahsiyetine hakaref'ten mahkemeye verildi. (Fotoğraflar: CUMHURİYET ARŞİVİ) 4 Aralık 1945, Tan gazetesinin barbarca gösterilerle yıktırıldığı gün. Gazete, "Kahrolsun komünizm" ve "Serteller'e ölüm" çıghklarıyla yakıldı. Yıldız Sertel, 4 Aralık 2002'de gazetemizde yayımlanan yazısında Serteller'in saldırıya uğrama nedenlerini şöyle sıralıyordu: • Savaş yıllannda, Türkiye'nin Nazi Almanyası'ndan yana savaşa girmemesi için Nazi yanlısı politikacılara ve gazetecilere karşı gelmişlerdi. Vefatının beşinci yıldönümünde büyük hukukçu hükümetinin bızi istememesi sayesinde atlatıldı. Bugün, Irak "savaşı" sonu belirsiz bir • Türkiye, 2. Dünya faciaya dönüştüğü sırada, hâlâ Kerkük'e Savaşı'na girmekten asker gönderilmesinden söz ediliyor. Her çeşit vahşete başvurarak bir imparabanşçı, temkinli ve bağımsız torluk kurmak hevesinde olan Bush idapolitikalar sayesinde kurtuldu. resinin Iran'a, Suriye'ye ve sonra KafBugün aynı politikayı uygulayacak kaslar'a, Orta Asya'ya yayıhnak nigüçlü politikacılara gereksinim var. yeti gizlenmiyor. Bu girişimlerinde Türkiye'yi üs olarak kullanmak, ABD Ancak yalnızca direnen için bir stratejik zorunluluktur. gazeteciler, gazeteler, sivil LUTFÎ DURAN! saygı ve hasretle anıyoruz. AİLESİ Çok değerli varlığımızı, Babamız toplum örgütleri ve siyasi partiler var. TEHLIKE ÇANLARI... AKP hükümetinin ise daha hangi pazarlıklara girişeceğini, gizli veya açık hangi anlaşmalan imzalayacağını bilmek zordur. Ancak bir şeyi biliyoruz. O da Türkiye için tehlike çanlannın çabnakta okluğudur. Türkiye, Ikinci Dünya Savaşı'na girmekten İsmet İnönü idaresinin banşçı, temkinli ve bağımsız politikası sayesinde kurtulda Serteller gibi Nazi tehlikesine karşı savaşan gazetecilerin de bunda, ufak da olsa bir payı oldu. Bugünkü Türkiye'de öyle basiretli politikacılar yok, bağımsız bir dış politika yok. Ancak direnen gazeteciler, gazeteler, sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler var. Kentlerimizin meydanlannda ideolojileri, dünya görüşleri farklı yurttaşlar Amerikan emperyalizminin vahşetini suçlamakta birleşiyor. Mehmetçiği satılmaktan, yurdumuzu yakılıp yıkılmaktan kurtaracak olan da desteklememiz gereken bu yurttaş girişimleridir. ABD'nin 15 Ekim 2002'de Türkiye'ye verdiği brifınglerde istediklerini şöyle sıraladı. Incirbk, Afyon, Diyarbakır, Antalya havaalanlannda ağir bombardıman uçaklan konuklandmlması; Mersin, Iskenderun limanlanmn silahlı kuvvetlerinin geçişinde kullanılması, Diyarbakır, Batman ve Silopi'nin birliklerin geçiş yeri olarak kullanılması. ("Irak Batakhguıda Türk Amerikan İfişkfleri" tst. s. 1121) ABD işgal anlamma gelen bu isteklerinden bugüne kadar vazgeçmedi. Hatta bunlara Karadeniz kıyılannda limanlar da ekledı. Türk birliklerinin Amerikan güçleriyle beraber "Kuzey Operasyonu'na katılmasr önlendi. 2003 Eylülü'nde, Devlet Bakanı Babacan, 8.5 milyar dolarlık kredi karşılığı Irak'a asker gönderme konusunda pazarhğa girişti. Bu tehlike de Irak MURAT YAĞAN'I kaybettik. Bu zor günümüzde yanımızda olan, cenazeye katılan, çelenk gönderen, telefon eden, acımızı paylaşan herkese teşekkür ederiz. Çocukları Özlem ve Suat YAĞAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle