19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2004 CUMA HABERLER Beş yöneticinin öldürülmesi KONGRA GEL'in Suriye örgütlenmesine büyük darbe vurdu BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ PKK infazında üç kuşku MEHMETFARAÇ KeridikMusul yolunda PKK kadrolanna yönelik üçüncü saldında öldürülen 5 üst düzey yönetici, örgütün Suriye koordinatörleri olarak gösteriliyor. PKK'nin yayın organlan faillerle ilgili hedef göstermekten kaçınırken cinayetlerin El Kaide'nin eylem bölgesinde yaşanması dikkat çekiyor. Orgüt içi kavga ve PKK'den rahatsız olan Suriye istihbaratı da kuşkulu görünüyor. Musul, bölgede faaliyet gösteren tüm Kürt gruplan için tehlikeli bir bölge haline geliyor. Son 15 günde bölgede çoğu Irak Ulusal Muhafızı olan Kürt kökenli 50 kişinin cesedinin bulunması. KYB, KDP ve diğer gruplan tedirgın ediyor. ABD'ye destek verdiği için KYB'nin bürolan, araçlan ve peşmergeleri saldınya uğruyor. Eylemlerin büyük bölümünü Urdünlü Ebu Musab Zerkavi'nin yönettiği Irak El Kaıde Cıhad Örgütü gerçekleştiriyor. • Musul'da Kürt gruplanna yönelik saldınlarda PKK'liler de hedef oluyor. 5 KONGRA GEL yöneticisinin öldürülmesi olayında kuşkular üç noktada yoğunlaşıyor. Cinayetin örgüt içindeki kavga nedeniyle işlenmesi bir ihtimal olarak öne çıkıyor. PKK'liler "ihaneften şüpheleniyoriar. Örgütün faaliyetierinden rahatsız olan Suriye istihbaraü da fail olarak gösteriliyor. El Kaide'nin Kürtler ve Araplan birbirine düşürmek için peşmergelerden sonra PKK kadrolannı hedef almış olabileceği iddiası da güçlü görünüyor. Cinayetin yöntemi de son olayla benzerlikler taşıyor. Badosıva'nın içinde bulunduğu otomobilin önünü iki araçla kesen 6 kişi, onu kaçırarak kafasına ve kalbine ikişer kurşun sıkıyor. PWD'liler, cinayeti KONGRA GEL militanlarının işlediğini ileri sürüyorlar. PKK yöneticilerinden Mahir kod adlı Tahsin Inanç'ın bu olaydan kısa süre sonra Musul 'da silahlı saldınya uğraması da aydınlatılamıyor. larına katıldığı, Irak'ın güneyi ve kuzeyinde faaliyet yürüttüğü, KONGRA GEL Yürütme Konseyi'ne seçildikten sonra örgütün Suriye koordinasyonunda yer aldığı belirtiliyor. Fuat kod adlı Himmet Toknıak, gruptaki tek Türk yurttaşi olarak dikkat çekiyor. 1973 Malazgirt doğumlu olan Tokmak'ın, 1991 'de PKK'ye katıldıktan sonra Kuzey Irak'ta faaliyet yürüttüğü ve mayına basarak bir ayağını yitirmesinin ardından Suriye koordinasyonunda görevlendirildiği bildiriliyor. 1974 Halep doğumlu Zekeriya tbrahim'ın ise 1996 yılında PKK'ye katıldığı, Kuzey Irak'taki kamplarda faaliyet yürüttükten sonra Suriye'de örgüt adına çalıştığı söyleniyor. Ciwan kod adlı, 1974 Kobani doğumlu Hacı CumaB de Hakurk kampında faaliyet yürüttükten sonra PKK'yi güçlendirmek için Suriye'ye gönderilen üst düzey isimlerden biri olarak gösteriliyor. Musul'da öldürülen 5. kişi olan Cemil kod adlı, 1962 Kobani doğumlu Nebo AH'nin de Suriye'de PKK çalışmalarına katıldığı ifade ediliyor. 'BiLİNÇLI BİR KOMPLO' Musul'daki bu saldırı giderek giz perdesine bürünüyor. KONGRA GEL yetkilileri saldınnın "biünçli, önceden tasaıiannuş bir komplo olduğunu, grubun uzun süre izkndiğuıi" öne sürüyor. Kuzey Irak'ta tüm Kürt gruplan cinayetleri kimlerin işlediğini tartışıyor. PKK'nin yayın organlarında olay sadece "komplo'' olarak tanımlanıyor. KONGRA GEL, olayın Islami güçlerin etkin olduğu alanda yapıldığuıa özellikle dikkat çekiyor. Geriye üç olasılık kalıyor: Cinayetin örgüt içindeki kavga nedeniyle işlenmesi bir ihtimal olarak öne çıkıyor. PKK'liler "manetten" söz ediyor. Suriye'nin faaliyetierinden rahatsız olduğu PKK'ye gözdağı vermiş olabileceği belirtiliyor. El Kaide'nin Kürtler ve Araplan birbirine düşürmek için peşmergelerden sonra PKK kadirolannı da hedef almış olabileceği iddiası da güçlü görünüyor. Hay Sebetaş Temuz mahallesi YoNTEM BENZERLICI Bölgede daha çok peşmergeler üzerinde yoğunlaşan saldırılarda, son 3 ayda ise PKK kadrolan da hedef alınıyor. PKK'den koparak Osman Öcalan'ın kurduğu PWD'ye katılan Sapur Badosıva'nın (Sipan Rojhilat) 5 Eylül 2004 'te, KerkükMusul yolunda kaçınlarak öldürülmesi olayının failleri bulunamıyor. Cinayette iki unsur dikkat çekiyor. Ilkinde. Badosıva'yı vuranlann aynı bölgede bulunan PKK denetimindeki Mahmur Mülteci Kampı'nda banndıklan ileri sürülüyor. TEK TÜRK YURTTAŞI SON OLAY KUŞKULU KONGRA GEL'in 5 üst yöneticisinin aracı ise 29 Kasım'da Musul çıkışındaki sanayi bölgesinde silah zoruyla durduruluyor. Hay Sebetaş Temmuz semtine götüriilen 5 kişi, Badosıva cinayetinde olduğu gibi kafalan ve göğüslerine kurşun sıkılarak öldürülüyor. Öldürülenlerden 1971 doğumlu MeysaBaki'nin(ŞilanKubani) 19861987 yıllannda Suriye'de PKK saf ALTINBAŞ'IN ÖLDÜRÜLMESİ AKP'UNasıroğlu: Işkence davası düşebilir • Yargıtay, üniversite öğrencisi Birtan Altınbaş'ı işkenceyle öldüren dört polise ceza indirimi uygulanmasını yerinde görmedi, ancak şimdi de zamanaşımı riski doğdu. maİL tstenirse bu yapüabiANKAR\(Cumhuri\« Burosu)Yargıtay, Hacet Hr. Ama zamanaşımına uğratmamak için özel çaba tepe Üniversitesi öğrencigerekhor. Umanm bu kasi Birtan Alünbaş'ı 1991 rar sonucu kötü etkflemez" yılında gözaltında işkendiye konuştu. ceyle öldürmek suçlamaYargıtay 1. Ceza Dairesıyla yargılanan 4 polisin si, sanıklar Tanser Kaycezalannda indirim yapılhan,TalipTaştan. Mehmet masını yerinde görmeyerek Kırlacı ve Muammer mahkümiyeti aleyhte bozEti'nin beraat kararlannı du. Ancak Yargıtay'ın kaise onadı. ranyla 14 yıllık geçmişi olan davada zamanaşımı Yargıtay' ın bu karannın olasüığı gündeme geldi. ardından sanıklar, Ankara 2. Ağır Ceza MahkemeAltınbaş, 15 Ocak si'nde üçüncü kez hâkim 1991'de öldürüldüğü için davadaki 15 yıllık zamana karşısına çıkacaklar. Ankara 2. Ağır Ceşımı süresi 15 za Mahkemesi, Ocak 2006'da daha önce de sadolacakEğerbu nıklanmahkum süreye kadar daetmiş, bu karar va karara bağda Yargıtay c a lanmazvekesınusul yönünden leşmezse sanıkbozulmuştu. lar hakkındaki Iddianamede kamu davası zaBirtan Altınmanaşımı nedebaş'ın Hacetteniyle düşecek. pe Üniversitesi Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Altın Birtan Altınbaş. MühendislikFakültesi Bilgisayar Bilimbaş'ın işkenceyle öldürülleri son sınıf öğrencisiymesine ilişkdn davanın temken yasadışı bir örgüte üye yiz incelemesini sonuçlanolduğu iddiasıyla, 9 Ocak dırdı. Yüksek Mahkeme, 1991'de gözalnna alındıişkencecilerin cezalannda ğı ve 15 Ocak 1991'de duindirim yapılmasına vize rumunun ağuiaşması sonuvermedi. cu kaldınldığı Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde SANIKLARA öldüğü belirtiliyordu. YARAYABILIR Iddianamede, sanıklaBirtan Altınbaş'ın avukan Oya Aydm, karann hu nn anlatımlan, otopsi tutanaklan ve Adli Tıp Kukuk açısından olumlu olrumu Başkanlığı'nın raduğunu belirterek "Ancak karar saniklara yarayabi poruna göre, samklann, Kr. Bundan sonra 1 yıBıksü Altınbaş'a uyguladıklan re var. Bu dosyayı zamaşiddetin sonucunda öldünaşmuna uğratmâmakiçin ğünün anlaşıldığı kaydeen hızlı usuller uygulandiliyordu. 'Polis yola kim çıksa öldürecekti' Haber MerkeaMardin Kızıltepe'de bir babaoğulun öldürülmesiyle ilgili araştırma yapan Meclis Insan Haklan Komisyonu Heyetı üyesı AKP'li Mehmet Nezir Nasıroğlu, polisin kendilerini ikna edemediğini belirterek "Bizceçaüşmaolmamışnr" dedi. Soruşturmayı Kızıltepe Cumhuriyet Savcısı'nın titizlikle sürdürdüğünü söyleyen Nasıroğlu, izlenimlerini şöyle aktardı: "Polis 'dur ıhtan' vertfik diyor ama kanaatimce öyle bir şey de obnamışnr. Öyle görünüyor ki başıboş bir operasyon yaprimış. O saada Mardin yolunda kim çıksa tarayıp öldürülecektL Polisin görevi infaz değH Suçhıyu yakalamak ve adli mercilerc teshm etmek." DEHAP Şanlıurf a ll Başkanlığı, Mardin Kızıltepe'de 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ile babası Ahmet Kaymaz'ın öldürülmesi olayını protesto etmek için basın açıklaması yaptı. (AA) RENK VE DEMOKI sa zamanda yargı önüne çıkanlması gerektiğini belirterek "Her kim yaşanan banş ortamını bozmakis%orsa şunu bilsinkr ki halkm eü sürekli onlann yakasmda olacakür. Sorumlular bir an önce yargı önüne çtkanlsm"dedi Tüzel ise yaşanan olayın toplumda büyük bir infial yarattığmı ve herkesin vicdanını sızlattığmı ifade ederek olayın hâlâ Kürt sorununda çözüm istemeyen bir yaklaşımın ürünü ol Kızıltepe'de Kaymaz ailesini ziyaret eden EMEP Genel Başkanı Tüzel: 'Devlet yetkisi teröre dönüşmüş' DİYARBAKIR/ŞANLIURFA (Cumhuriyet Bürosu) Güvenlik güçleri tarafından öldürülen 12 yaşmdaki Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ın ailesine taziye ziyaretinde bulunan Emeğin Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel olayı, devlet yetkisinin teröre dönüştürülmesi olarak niteledi. Levent Tüzel ve partisinin Diyarbakır II Başkanı İlhan Übay, ilk olarak Kızıltepe Belediyesi'ne giderek Cihan Sincar'ı makammda ziyaret etti. Sincar, olaym faillerinin en kı 'HuKUKSUZLUKVAR' duğunu kaydetti. Tüzel, "Yaşanan bu olayda açıkça devlet yetkisini teröre dönüşrürme var. Hukuksuzluk\ar. Bu olaydaöyle görünüyor ki hâlâ terörkt avına çıkar gibi hareket edikliğini gösteriyor" diye konuştu. Kaymaz ailesinin evine giden Tüzel olayla ilgili bilgi aldı. D E R \ P Mardin II Başkanı Cemal \eske ve ÎHD Mardin Şube Başkanı Hüseyin Cangir'in de katıldığı ev ziyaretinde konuşan Veske, Başbakan Recep Tavyip Erdoğan' ın yaşananlan sıradan bir olay gibi yansıttığını \airgulayarak "Birkaç poltsi suçlamak devietin potitikalannı aklamaknr" dedi. Şanlıurfa'da Karakoyun lşmerkezi'nde bir araya gelen DEHAP üyesi grup adma basm açıklamasını okuyan partinin Gençlik Kollan Sözcüsü Mehmet Eroglu ise cinayeti kınadıklannı belirterek"Birkaç gün önce Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinde de 19 yaşında bir çoban öldürüldü. Her iki cinayetin faillerinin bir an önce bulunup cezalandınlmasını istiyoruz" şeklinde konuştu. 28 Kasım 2002, iki büyük değerimizi kaybettiğimiz birtarihtir: O günün sabahında Prof. Bülent Tanör, akşam da Melih Cevdet Anday aramızdan aynlmıştı. Bu yılın 28 Kasım'ında da onlan andık; mezarlanna gidip güllerimizi bıraktık. Bu yıl, Bülent Tanör'ü anmak, pek ciddi bir eserle de oluyor. Legal Yayıncılık'tan çıkan Bülent Tanör Armağam'nın üstünde durup okurlara tanıtmalıyız. • Prof. Öget Öktem Tanör'ün, çok kişinin katkısı ile de yayıma hazırladığı bu 1000 sayfalı dev eser, duyarlı bir "Sunuş"un arkasından, Bülent Tanör'ün özgeçmişi ve yayınlarını, bir 40 kadar incelemecinin kaleminden çıkmış bilimsel yazılan içeriyor; onlara, Tanör'le kucaklaşan anılar, fotoğraflar, ölümünün ardından yapılan hassas açıklamalar ve daha başka ekler... Benzeri az ve Bülent Tanör'e yakışır bir çalışma. Prof. Tanör, adı ön sırada geçen bir anayasa hukukçusu ve siyasal bilimci idi. Yayımlanmış kitap ve makalelerinin listesıne baktığımızda, üstünde özellikle durduğu konu ve kavramlar belli oluyor: Anayasal gelişme ve dınamikler, demokratikleşme, düşünce özgürlüğü, insan hakları ile temel hak ve özgürlükler, sosyal haklar, laiklik ve demokrasi. Son olarak, onların, üstünde geliştiği tarihsel zemin ve sağlam bir bilimsel düşünce ve yöntem. Bülent Tanör, bu bütünlüktedir. Ve şaşırtıcı bir güncellik içinde hepsi de... Armağan'a katkıda bulunan bir 40 kadar bilimsel makalenin ortaya koyduğu da başta şu: Prof. Tanör'ün etkisi, Istanbul üniversiteleri ile sınırlı kalmamış, Anadolu'daki üniversitelere de taşmış; genç araştırmacılar, ondan yola çıkan "espri" ile, zengin bir dağar üzerinde düşünüyor ve ilginç sonuçlara vanyorlar. O zenginliklerden işte yeni örnekler: Modernleşme ve Türkiye modeli; Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin yeri; uluslararası adalet ve etnik çatışma sonrasında toplumsal uzlaşma; Türkiye'nin demokrasi sorunlan ve Avrupa Birliği; ekonomi ve demokrasi; uyumsuzluklanmız ve yeni uyum yasalan; Türkiye'de Kopenhag ölçütleri çerçevesinde demokratikleşme; Avrupa düzeni ve anayasal düzen ilişkileri; yeni ortamda, feminizmin anlamı ve çocuklann hakları... Görüldüğü gibi, konular çeşitleşiyor ve yeni anlamlar kazanıyor. • Bülent Tanör'ün, bir kırk yıllık sabırlı emeğin ve göz nurunun ürünü olan eserierin içinde, birçalışması, Kurtuluş Kuruluş, apayn bir değertaşır. Orada Tanör, bir fikir tarihçisi, birsosyolog vedevrimci kimliği ile karşımızdadır. Yazar, söz konusu eserinde, Türkiye'nin 1918'den başlayarak yaşadığı büyük dönüşümü anlatır: önce, bir ulusal kurtuluş savaşıyla bağımsızlığın kazanılışı, sonra, bağımsız bir devlette, 1940'lara kadar uzanan reformlar dizisi konu edilir. Kısacası, "Türk Devrimi"ni anlatır Tanör. Bize göre, onun baş eseri, en kalıcı ve yol açıcı çalışma budur. Türk Devrimi ya da Kemalizm, çeşitli ve birbirine zıt değeriendirmelerin konusu olmuştur, bugün de olmaktadır. Gerçek nedir? Prof. Tanör'ün şu saptamaları pek önemlidir: "Türkiye, emperyalizme ve ortaçağ kunım ve ideolojilerine karşı mücadeleden geçerek, özürtü de olsa bugünkü siyasal, hukuksal, kültürel ve sosyal düzeyine gelebildi. Bireyin ve sivil toplumun önünün açılmasında önemli engeller aşıldı. Ülke, 50 yıllık çok partili rejimini ve siyasal çağdaşlaşmasını da bu büyük çapta devrim olayına borçlu görünmektedir" (s. 410). Sadece bu da değil: "Büyük çoğunluğuyla kamuoyu odakları ve sivil toplum kunıluşları (basın, yayın, partiler, sendikalar, dernekler, meslek kuruluşlan, üniversiteler, vb.) demokrasi ve insan haklan sorunlannın aşılmasında, Türk Devrimi'nin ürünlerini birer engel olarak değil, asgari müştereklerya da bir tramplen olarak algılamaktadır" (s. 412). "Asgari müşterekler" ya da ileriye doğru sıçrayışta bir "tramplen": Tarihin ve yaşamın akışının Türk Devrimi'ne ve Kemalizm'e biçtiği rol bu! Sapla samanın özellikle son yıllarda birbirine pervasızca karıştınldığı bir ortamda, Prof. Bülent Tanör'ün o büyük çaptaki "devrim olayı" ile ilgili bu yerinde ve dürüst saptaması önemlidir ve onun bilim yaşamının olanca onurunun başında gelir. özetle, Bülent Tanör Armağanı apayn birönemdedir; onu hazırlayıp yayımlayanlara şükran borçluyuz... Bülent Tanöp'e Armağan... işkence ile Mücadele Semineri' • ANKARA (AA) Ingiltere'nin Türkiye Büyükelçisi Sir Peter \Vestmacott, işkenceye sıfir tolerans anlayışının Kopenhag kriterleri ve Türkiye'nin gelişmesi açısından önemli olduğunu söyledi. Uluslararası Barolar Birliği, Adalet Bakanlığı ve tngiltere Büyükelçiliği taranndan ortaklaşa düzenlenen "îşkence ile Mücadele Semineri" dün Çankaya Midi Otel'de başladı. İki gün sürecek semınere, İngiltere Büyükelçisi Westmacott, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Hamsici, Adalet Bakanlığı Eğitim Daire Başkanı Haluk Mahmutoğullan, Uluslararası Barolar Birliği yetkilileri ile çeşitli illerden gelen hâkim ve savcılar katıldılar. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hamsici konuşmasında, insan haklan ihlallerinin dünyanın her tarafında olabildiğini kaydederek " İnsan haklan ihlallerini önlemenin yollanndan bin de bu ihlallerin tespit edilmesi ve bu ihlalleri yapanlann cezalandınlmasıdır" dedi. ÇİÇEK: ÖLÜM ORUCU EYLEMLERİ AZALDI ANKARA (ANKA) Adalet Bakanı Cemil Çiçek, F tipi cezaevlerine karşı tepki olarak başlaülan ve yüzlerce tutukluhükümlünün ölümüne ve sakat kalmasına yol açan ölüm orucu eylemlerinin oldukça azaldığını açıkladı. Çiçek, 3 Kasım 2004 tarihi itibanyla açlık grevi eylemlerinin sona erdiğini, ölüm orucuna katılanlann sayısının ise 8'e düştüğünü bildirdi. Çiçek, Adalet Bakanhğı'nın 2005 mali yüı bütçe görüşmeleri için hazırladığı sunuş konuşmasında bakanlığına ilişkin bazı istatistiklere de yer verdi. Çiçek, F tipi cezaevlerine karşı tepki olarak başlatüan ve çeşitli isteklerle sürdürülen açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerinin oldukça azaldığını ifade etti. Eylemlerin başladığı 20 Ekim 2000 tarihinde süresiz açlık grevine katılanlann sayısının 1596, 20 Kasım 2000 tarihinde ölüm orucuna başlayanlann sayısının ise 432 olduğuna işaret eden Çiçek, 3 Kasım 2004 tarihi itibanyla açlık grevi eylemlerinin sona erdiğini, ölüm orucuna katılanlann sayısının ise 8'e düştüğünü bildirdi. CAZİ LİSESİ'NDE İŞKENCE İDDİASI ANKARA (AA) Insan Haklan Demeği (ÎHD) Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Avukat Mahmut Nedim Eldem, Gazi Lisesi'ndeki işkence iddiasıyla ilgili olarak, "işkenceyi yapan pobs ve buna göz yuman okul yönetimi" hakkında suç duyurusunda bulunacaklanm bildirdi. Eldem, işkenceye uğradığı iddia edilen öğrencinin babası Cemalettin K. ile birlikte IHD Ankara Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Eldem, eğitim kurumlannda şiddetin yaşanmaması gerektiğini belirterek işkence olayıyla ilgili olarak Içişleri Bakanlığı'nın basında çıkan haberlen ihbar kabul ederek idari soruşturma başlattığını söyledi. Eldem, kendilerinin de uişkence\i yapan polis ve buna göz yuman okul yönetimi" hakkında suç duyurusunda bulunacaklanm ifade etti. I.K'nin babası oğlunu Ankara Lisesi'ne kayıt yaptırmak için götürdüğünde işkenceyi yapan polisi orada gördüklerini ve polisin çocuğa, "Seni kendi menfaaün için dövdüm. Seni bu okula kayıt yapbrahm'' dediğini savundu. Balkan Kardeşlerin davası • ANKARA (AA) Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ebru ve Işık Balkan adlı iki kardeşin öldürülmesiyle ilgili dava dosyasını, "eksiklik" nedeniyle yerel mahkemeye iade etti. Daire, temyiz incelemesini yaparken dosyada eksiklik tespit etti. Yüksek mahkeme, dava dosyasını, bu eksikliği tamamlaması için yerel mahkemeye iadı etti. Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Seylan Çördük ve Sacettin Yıldız'ı, Ebru ve Işık Balkan kardeşleri "taammüden, planlayarak ve gasp amacıyla öldürdükleri" gerekçesiyle ayn ayn 2'şer kez müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Mahkeme, Çördük ve Yıldız'a l'er yıl da hücre hapsi cezası vermişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle