20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2004 SALI HABERLER Avrupa cimri davrandı • AB, müzakere süreci ve sonrasında Ispanya'ya 200 milyar, Portekiz'e 85 milyar, Yunanistan'a da 90 milyar Euro yardımda bulundu. Polonya için yalnızca 20002006 döneminde 15.3 milyar Euro aynldı. Türkiye ise gelecek 10 yılda sadece 5.5 milyar Euro yardım alabilecek. AYHAN ŞtVIŞEK ANKARA Türkiye, AB ıle 3 Ekim 2005' başlayacağı katıhm müzakerelerini 2014 yılından önce tamamlayamayacak. AB, gelecek 10 yılda Türkiye'ye 5.5 milyar Euro yardımda bulunmayı planlarken bu kaynak tarım ve çevre gibi önemli müzakere başlıklannda gerekli reformları karşılamıyor. Polonya'ya yalnızca 20002006 döneminde 15.3 milyar Euro ayıran AB, Türkiye'ye yapacagı yardımı, mali sıkıntıları nedeniyle ancak AB, Türkiye için 2014'e kadar yalnızca 5.5 milyar Euro yardımda bulunmayı planlıyor SALI ORHAN BURSALI Korkunç bir Tsunami dalgasına yol açarak 15 bin civannda insanın ölümLrıe neden olan 9 büyüklüğündeki Sumatra depreminin dehşetini hissedebilmenin bir yolu da, bizim Kuzey Anadolu Fayı'nın 1000 kilometrelik kısmının bir defada kınldığını varsaymaktır. KAF, Bingöl'de Karlıova'dan başlayarak Bolu üzerinden Kocaeli, Marmara Denizi'ni yanp geçer ve Ege'nin kuzeyinde sona erer. Bu güzergâh 1500 km. kadardır. 7.4 büyüklüğündeki Kocaeli depreminde kırılan fayın uzunluğu ise 220 km. kadardı. 1000 km'lik bir fay kınlması, sadece Kocaeli görünttilerinin daha geniş kesimde yaygınlaşması anlamına gelmeyecektir. Aynı zamanda büyüklüğü de 9 ve üzerine çıkacak ve yeryüzünde yaratacağı hasar da onlarca kez daha şiddetli olacaktır. Şükür, KAF çok parçalı, Türkiye'nin 8'in pek üzerinde deprem yaşama olasılığı yok gibi... Ama, daha büyüğünü yaşamaya gerek var mı? Sumatra'da 1000 km. uzunluğunda fayın 9 büyüklüğünde bir depremle kınlmasının yarattığı sonuç, Kocaeli deprem sonucuyla hemen hemen aynı! ••• Uzakdoğu'daki bu depremin ülkemizi de vurabileceğini vazeden ve temeli olmayan bu tür spekülasyonlanyla haberde öne çıkabileceğini doğru olarak öngören televoleci görüşler bir yana, beklenen Marmara depremi üzerine tartışmalan anımsamakta yarar yok mu? Uzakdoğu depreminde doğanın veya yerkürenin büyük şiddeti acaba bize bir şeyler söylüyor mu? Bazı bilimcilerimiz, Marmara'da tehlikenin en büyüğüne işaret ederken, onlara nasıl da kızıp köpürdük, felaket tüccarlan dedik! Ve depremin büyüklüğünü az gösterenleri ise sevdik! Halbuki, doğanın yaratacağı şiddeti tam olarak ölçmek asla mümkün değildir. Ancak tehlikenin ve beklenen felaketin en büyüğüne işaret etmek, alt ve üst sınırlanyla düşünmek, bilimin gereğidir. Bilim, doğa söz konusu olunca, hiçbir şeyi tam olarak öngöremeyebilir. Bu anlamda bilim, insanın o müthiş aklı, yarattığı teknoloji.. özetle insana ait her şey çok küçük... Ama, doğaya ait her şey de çok büyüktür. ••• Yerküre, yaşayan, canlı bir sistemdir... O, bütür evreni düşünecek olursak, muazzam büyüklükte bir sistemin minnacık birparçasıdır. O muazzam sistem dediğimiz "canlı" evren uzay, 14 milyar yaşında ve müthiş bir devinim içinde yaşıyor. Biz, yerkürenin dinamizmiyle asla başa çıkamayız.. Biz doğayla boy ölçüşemeyiz.. depremde de kayıp veririz, sel felaketinde de.. volkan patlamalan ve göktaşı çarpmalanndada... Kasırgaların, tayfunlann sahip olduklan enerjiyi, gelecekte de kontrol edebilecek bir gücü, teknolojiyi insanoğlunun yaratabileceğini hiç düşünmeyelim... Binlerce kilometre büyüklüğünde, hareket halinde levhalar üzerinde yaşryoruz. Bu levhalann üzerinde hem karalar hem denizler var. Bu levhalar birbirlerinin altına giriyor, üstüne çıkıyoriar.. ve işte o anlarda müthiş enerjiler açığa çıkıyor. Sumatra'da 1000 kilometrelik bir dalma batma bölgesinde deprem gerçeklesmiş. Hint levhası, Burma levhasının altına dalmış. Bu bölge aynı zamanda, çeşitli levhalann, ömeğin Avrasya, Avustralya levhalannın girişim alanı. Hint ve Avustralya levhalan yılda 6 cm. kuzeye doğru hareket halinde. Bu son dalma hareketi 1000 km'lik bir alanı kapsıyor. Artçı depremleri incelediğinizde, bunlann 1000 km'lik fay boyunca dağıldığını görüyorsunuz.. (Haritalar vb. bakmak için: www.usgs.gov) En büyük depremler, birtektonik levhanın diğerinin altına girmesi (dalma batma hareketi) sonucu ortaya çıkmakta.... 1960'daki Şili (9.5), 1964 Alaska (9.2), 1952 Kamçatka (9).. hep levhalann bu hareketlerinin ürünüydü.. ••• . . Bize düşen ne? 1) Doğayı tanımak ve bütün muhtemel hareketleri ve özellikleri ve tabi olduğu yasalar hakkında bilgi sahibi olmak.. 2) ve doğayla uyumlu bir yaşama refleksi (doğa veya çevre ahlakı!) geliştirmek.. Birincisi için bilime ihtiyacımız var.. Şükür, bilim, doğayı doğru anlayabilme konusunda rafine yöntemler geliştirdi ve güvenilir bilgiler sunuyor bize. Ama bu yetmez, bilime daha fazla olanak tanımalıyız. Çünkü son depremde, bilimin geliştirdiği Tsunami'yi haber veren sistem, Tsunami'yi görememiş ve alarm verme gereğini duymamış! Çünkü Tsunami beklenilenin tersi hareket etmiş. Ikincisi ise biz insanlan, devlet vb. gibi organlan ve bunlan yönetenleri ilgilendiriyor.. Bugüne kadar bu organlar ve yöneticileri "Allah'ın işi" deyip ölenlerin ardından namaza durmuştur. Henüz ise namazlannı bitirememişlerdir... obursali@ cumhuriyet.com.tr. Deprem, Tsunami, Doğa TÜRKİYE, AB'NİN EN FAZLA MAL SATTIĞIALTINCI ÜLKE OLDU 28.2 milyar Euro 'luk ithalat ANKARA (ANKA)Türkiye, Avrupa Birliği'nin en fazla mal sattığı altıncı ülke konumuna yükseldi. Eurostat'ın verilerine göre AB ülkelerinin bu yılın ilk dokuz ayında AB dışına yaptığı ihracat yüzde 8 büyüyerek 704.2 milyar Euro'ya ulaştı. Söz konusu ihracatın yüzde 3.6 sını oluşturan 28.2 milyar Euro'luk kısmı Türkiye'ye yapıldı. Türkiye, AB ülkelerinden yaptığı bu büyüklükteki ithalatla, AB'nin en fazla ticaret yaptığı ilk 10 ülke ıçerisindeki yerini korudu. AB'nin Türkiye'ye ihracatı Euro bazında 2003 yılının aynı dönemine göre yüzde 34 oranında artış kaydederek en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke 20142020 bütçe döneminde arttırabileceğini belirtiyor. Bu durumda, Türkiye'nin müzakereleri tamamlayarak tam üyelik aşamasına geçmesi, ancak 2014 yılından sonra gerçekleşebilecek. Türkiye, 17 Aralık karannm ardından AB ile ilişkilerde yeni bir döneme giriyor. 3 Ekim 2005'te müzakerelere başladıktan sonra adayiçerisindeki en yüksek hıza ulaştı. Bu büyümeyle Türkiye, geçen yılın aynı döneminde yedinci sırada yer aldığı AB'nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında altıncılığa yükseldi. AB en yüksek ihracatı 173.2 milyar Euro'yla ABD'ye yaparken ikinci sırada 55 milyar Euro'yla Isviçre, üçüncü sırada ise 35.6 milyar Euro'yla Çin yer alch. AB ülkelerinin aynı dönemde Türkiye den yaptığı ithalat ise yüzde 18 artarak 22.4 milyar Euro'ya yükseldi. Türkiye yaptığı bu ihracatla AB'nin gerçekleştirdiği ithalat içerisinde yüzde 2.7 oranında bir pay aldı. AB aynı dönemde en yüksek ithalatı da yine 118.1 milyar Euro'yla ABD'den yaptı. Çin ise AB'ye sattığı 90.4 milyar dolarla ikinci sırada yer aldı. AB'nin ihracatında altıncı, ithalatında ise yedinci sırada bulunan Türkiye ise 5.8 milyar Euro'luk fazlayla AB'nin dış ticarette en çok fazla verdiği üçüncü ülke konumuna geldi. reci ve sonrasında uyum için 19862006 döneminde Ispanya'ya 200 milyar Euro, Portekiz'e 85 milyar Euro ve Yunanistan'a da 90 milyar Euro hibe ve Avrupa Yatınm Bankası kredisi ayırdı. AB ile müzakereleri yürüten ülkelerden Romarrya, 20002006 döneminde 5.1 milyar Euro alırken aynı dönem için Bulgaristan'ın al dığı yardnn 2.8 milyar Euro oldu. 1 Mayıs'taüye olan Polonya'ya ise aynı dönem için 15.3 milyar Euro aynldı. 2014 yılı beklenecek Nüfusu ve büyüklüğü ile Polonya'dan daha geniş olan Türkiye, müzakerelere başlayacağı 2005 yılmda AB'den yamızca 300 milyon Euro, 2006 yılında ise 500 milyon Euro yardım alacak. AB'nin 20072013 bütçesinde de Türkiye'ye ortalama 4.5 milyar Euro aynlması planlanıyor. Bu yardım 2007 yüından itibaren kademeli olarak arttınlacak ve 2013 yıluıda l milyar Euro'ya ulaşacak. Türkiye, AB 'nin aday ülkelere müzakere sürecinde yaptığı ciddi yardunlan görebihnek için ise 2014 yılını beklemek zorunda kalacak. AB, mali sıkıntıları gerekçe göstererek Türkiye 'ye yardımlann ancak 20142020 bütçe döneminde ciddi bir oranda arttınlabileceğini belirtiyor. AB ile müzakerelerin en zorlu konulannı oluşturan tanm ve çevre gibi müzakere başlıklannda uyumun, AB'nin ciddi bir mali yardımı olmadan karşılanamayacağı belirtiliyor. Türk bürokratlann AB'ye uyum konusunda yaptığı çalışmalar, tanm ve çevre gibi alanlarda 2030'lu yıllara uzanan projeksiyonlan içeriyor. lık sürecinin gerçek zorluklanyla tanışacak olan Türkiye, sağhktan eğitime, tanmdan çevreye uzanan ve 115 bin sayfaya ulaşan AB müktesebatına uyum sağlamak zorunda. Tam üyelik aşamasına geçebilmek için tamamlanması gereken bu uyum çalışmalan, ancak AB'nin sağlayacağı mali destekle sonuçlandınlabilecek. Avrupa Birliği, müzakere sü CHP'DEN GEÇ NOTAYA ELEŞTİRİ Hükümetin beceriksidiği ortaya çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Muhalefet, AB'nin 17 Aralık Brüksel doruğundan "zafer" havasıyla dönen AKP hükümetinin, "kahcı ktsıtiamalar" konusunda sonradan AB'ye "nota" vermesini, "beceriksizliğin sonradan telafı edilmeye çanşdmasT olarak değerlendirdi. CHP Istanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, Türkiye'ye kalıcı kısıtlamalann uygulanacağının Brüksel doruğu öncesınde Hollanda Başbakanı Balkenende tarafından iletilen taslaklardan belli olduğuna işaret etti. O dönemde Dışişleri Bakanı AbduIIah Gül'ün, "Konıma tedbirieri Türkiye tarafindan kesinHkle kabul edilemez, bunlar AB'nin esprisine a> kındır" dediğini anımsatan Elekdağ, "Ne var ki AB zirvesi karan, sözünü ettiğimiz bu daimi kısıtiamalann Türkiye'ye uygulanabileceğini öngörmektedir" dedi. TBMM'de 20 Aralık'ta yapılan görüşmelerde de Gül'ün, Meclis kürsüsünden, zirve karanndan "daimi kısıtiamalann kaldınldığrru ısrarla vurguladığını belirten Elekdağ, "Ancak Sayuı Gül'ün söylediklerinin tam tersine, 17 Arahk karannın 23. maddesinin 3. paragrafi, Türkiye'ye daimi koruma ^ tedbirlerinin. • CHP'nindış kısıtlamalann politika uygulanabileceğini f , ıçenvor eoruşune yer kurmaylan, verdî. Serbest dolaştm, hükümetin yapısal politikalar ve Brüksel tanm sektöriine dönük doruğunda kısıtlamalann Türkiye koyamadığı tavn dışmdaki hiçbir aday uUceye nntavla telafl uygulanmadığını notayla telatı belirten Elekdağ, bu etmeye çalıştığını ı n e d e niyle koşu vurguladılar. Inal Türkiye'nin AB içinde Batu, Türkiye'nin yararlanabileceği en aleyhine olan daha t e m e l haklardan mahrum bircok kormda edileceğini vurguladı. DirçoKKOnuaa Zirve sonrasında Isveç nota v e n l m e s ı Başbakam'mn, "Türkiye gerektiğini bu koşullan nasıl kabuf SÖy ledi. etti anlayamıyorum. Türk ^ ^ ^ ^ gerekü"di" ^ ^ hevetinin daha fazla şu direnmesi ^ ^ dediğini anımsatan Elekdağ, görüşleri dile getirdi: "tnşallah, AB makanılan Türkiye'nin bu girişimi üzerine bize, 'Bu yazboz tahtası değil, müzakerelerde aklınız nerdeydi' demezler. Bu ilginç örnek. işlerin ne denli dirayetsizce, beceriksizce yürütüldüğunü ortaya koyuyoıf Türkei in die EU? Schüssel hat JA gesagt, auch Grüne und Hâupl sagen JA zum Beitritt. Avusturya'da refemndum ısrarı Avusturya'da koaüsyon hükümetinin küçük ortağı aşın sağa Ozgürhlkçüler Partisi (FPÖ) Vıvana Teşküaü'nın başkanı HeinzChristian Stracbe, gazetdere verdiği ilanda, "Türkiye'nin AB üyeligine 'nayır' dediğinT beurterek "referandumun yasal olarak garanti edilmesinin talep etti. Strache ilanda, "Schüssel (Başbakan) 'evet' dedL Yeşjİler ve Haeupel de (Sosyal Demokrat Partili Myana Vatia) 'evet' dedL Ben 'hayır' diyorum" ifadesini kuDandL (AA) Die Türkei gehört nicht zu Europa! lch verlange: Jetzt Volksabstimmung gesetzlich garantieren! HC Stnehe und die grofie Mehımit ier f lch sage: NEIN! Talat'ın hedefi Denktaş Başbakan Mehmet Ali Talat bağımsız KKTC'nin hayal olduğunu, 1974 harekâtmın üstüne yatıldığını ve sorunlann giderek büyüdüğünü söyledi ANKARA (ANKA) KKTC Başbakam Mehmet AK Talat, halen başbakanlığını yapmakta olduğu ve cumhurbaşkanlığrna aday olması beklenen Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) bağımsızhğının hayal olduğunu ileri sürdü. Talat, "Bağunsız KKTC bir hayaldi. Bunu kimse gönnedi mi" diye sordu. Haber Türk televizyonunda katıldığı bir programda açıklamalarda bulunan Talat, KKTC Cumhurbaşkaru Rauf Denktaş'ın. dünya koşullannın değiştiğinin farkında olmadığını savunarak "Onun yapüğı mücadele çöktü. Statükocu anlayışla bir yere vanlamayacağt görüldü. Bağansızhk, egemenlik kıhfi bu gerçeği değjştirmez" diye konuştu. AKP'nin, Kıbns politikasına yeni bir çehre kazandırdığını söyleyen Talat, "Bağımsız KKTC bir hayakü. Bunu kimse gönnedi mi? Bu, Turan ülküsü gibi bir hayaldi. Bağımsız KKTC oldu da bugüne kadar ben mi engeUedhn? Biz kaybedilmiş bir davayı devraldık. Rum yönetimi hukuken Kıbns'm tamamını temsil ediyor, anıa meşru değil tabii kl Ama uluslararası arenada hukuk geçerli oluyor" şeklinde konuştu. Talat, "Ama biz bu politikamızı sürdürürsek bunlann hepsini aşacağiz. 1974 Banş Harekâti bir anlaşma ile sonuçlandınlamadı. Askeri harekâtm üzerine yatüdı ve sorunlar birikerek bugüne kadar geldi" dedi. Rum lider Tasos Papadopulos'un "her türlü çılgmhğı'' yapabileceğini kaydeden Talat, "Geçmişi buna müsait, ama Türkiye'yi veto edemez. Bunu derse AB içinde bu, tepkiyle karşılanabilir. Papadopulos'un variığı bizim için ashnda bir nrsatur" diye konuştu. Tasos Papadopulos: Mehmet AM Talat BM'nin hakemliğini kabul etmeyiz HaberMerkeaRum Yönetimi lideri Tasos Papadopulos, bazı koşullann yerine getirilmesiyle müzakerelere hazu^ olduklarmı ancak müzakerelerde BM'nin hakemük rolünü ve baskıcı takvTmi kabul etmeyeceklerini söyledi. tktidar partisi AKEL'in yaym orgam Haravgi gazetesine demeç veren Papadopulos. "Annan Planı'nıyapdacak özlü değişiklikİerden sonra Ud tarafin onayıyla referanduma götürecek, iki toplum arasmda üzerinde anlaşmaya vanlmış bir çözümün öngörülmesi koşuluyla, müzakerelere hazmz'' dedi. Papadopulos, "Şimdi 3 Ekim 2005'e kadarki takvim Türk tarafi için geçerlidir. Buna rağmen takvim belirlenmesini verimsiz görüyorum'' diye konuştu. Rum lider, "Türldye 3 Ekim'e kadar Kıbns Cumhuriyeti'ni lağvedecek bir çözüm bulunmasını ve Kıbns Cumhuriyeti'ni tanıma yö nündeki kaçınümaz yükümlülüğünden kurtulmayı hedefKyor" dedi. EŞÎT HAKLARA SAHtP OLACAK ADALET BAKANI CEMİL ÇÎÇEK: HoUanda güvence verdi VVASfflNGTON (AA) AB Dönem Başkanı Hollanda'nın Dışişleri Bakanı BernardBot, Türkiye'nin AB'ye girmesınin 1015 yıl alacağnıı, üyelik sürecinin tamamlanmasıyla diğer AB ülkeleriyle aynı haklara sahip olacağinı belirtti. The Washington Times gazetesinde "Tüıidj^Avrupa'j'a Aittir'' başlığıyla yayımlanan makalesinde, AB'ye üyeük sürecinin Türkiye'yi çoktan değişimden geçirmeye başladığını ve aynı şekilde Türkiye'nin üyeliğinin AB'yi de derinden etkileyeceğini kaydeden Bot, şu ifadelere yer verdi: "1015 yıl içinde AB halkı. 80 milyonluk bir ülkeyiiçme alacak. Büyüklüğü bu ülkeyeABkararlarmda daha geniş bir söz hakkı verecek, Önümüzdeki yıllar Türkiye'deki ekonomik bü\üme>i geliştirmek, AB'nin kurumsal, sosyal ve ekonomik çerçevesini gefiştirmek için kuflanumah. Eğer başardı olursak Türkiye'nin üyeliğinin etkisini yumuşatabiHriz. Kırsal alanhnndan miKonlarca insanın AB'nin başka bölgelerine göç etmesi veya Türkiye'nin AB kaynaklannı emeceği korkulannın da temebiz olduğu kanıtianacak." Açıklamalar çelişkili değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, müzakerelerin başlaması beklenen 3 Ekim'e kadar Güney Kıbns RumYönetimi'ni dolaylı tanıma anlamına gelen Gümrük Birliği Anlaşması 'nin imzalanacağını ortaya koyarak "Bu hususun bir neticeye bağlanması gerekmektedir" dedi. 3 Ekim'den önce Kıbns sorununu çözmek istediklerini kaydeden Çiçek, Annan Plam zeminindeki müzakerelerin tekrar başlayabileceğini, bu yöndeki çabalannı sürdurdüklerini büdirdi. Başbakan Taj yip Erdoğan başkanlığındaİd Bakanlar Kurulu'nda AB süreci ve 17 Arahk'tan çıkan kararlar da değerlendirildi. Bu konuda açıklama yapan Çiçek, "Arukl7 Arahk «eridekahntştir. Türkiye'nin bundan bö\1e 3 Ekim 2005 tarihi vardn'' diye konuştu. Çiçek, o tarihe kadar izlenecek stratejiyi görüştüklerini ifade etti. Çiçek, Dışişleri Bakanhğı'nın kalıcı sınırlamalann adil olmadığı yönünde AB'ye nota vermesine karşın hükümetin 17 Aralık'ta Türkiye'nin başanlı olduğu yönündeki açıklamalannın birbiriyle çelişmediğini savundu. r Batu: Daha çok nota verllmell CHP'li înal Batu ise npta verilmesini olumlu karşıladığım, ancak Türkiye'nin aleyhine olan daha birçok konuda nota verihnesi gerektiğini vurguladı. Verilen notanın, hükümetin 17 Aralık doruğu sonuçlannı "olumlu göstenne" çabasının anlamsızlığını ortaya koyduğunu kaydeden Batu, "Dışişleri bürokratlan görevlerini yapmışbr ve hükümetin 17 Arahk belgesinini nasıl yorumlanması gerektiğini ortaya koymuştur" dedi. Batu, sadece derogasyonlar (kalıcı kısıtlamalar) değil, Kıbns, eşitlik iîkesi, açık uçlu müzakere konulan ile referandumu gündeme getiren Fransa ve 4vusturya'yajja nota verilmesi gerejjtiğini savundUj, J '50695206058 no'lu nüfiıs cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SEZGİN HATİPOĞLU"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle