Katalog

28ARALIK2004SALI CUMHURİYET SAYFA 17 M .1 dentesom3cumhuriyetcom.tr nkara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Psikiyatri Kliniği ve Anksiyete Bozukluklan Araştırma ve Eğitim Derneği'nin katkılanyla mart ayı içinde Dördüncü Anksiyete Kongresi düzenleniyor. Kongrenin onursal başkanlığını Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ile Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mahmut Koç paylaşıyor. Kongre Başkanlığmı ise hastanenin 2. Psikiyatri Klinik Şefi Doç. Dr. Nesrin Dilbaz üstleniyor. Anksiyete nedir? Tıp Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Altınok bu sorunun yanıtını şöyle veriyor: "Bir iç çattşmanın ürünü olan anksiyete yani bunaltı, aslında her insanın zaman zaman yaşadığı bir duygudur. Anksiyete bozukluklannda bu bunaltı bazen paniğe varacak derecede şiddetlenebiliyor. Anksiyete belirtileri korkuya benziyor, ancak bu korkuda yaşamı ya da güveni tehdit eden gerçek bir tehlike var. Anksiyete bozukluklannda bunattıya neden olan etmen net olaTel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212J512 44 97 Uİ Tathses dövdükten 3 sonra özür dilermiş... 6 Önce döt, sonra öv! Asya'da 8.9'luk deprem olmuş... "Marmara'nın kıvmetini bileHmr GÖRÜŞ Sınırlar TFTT'ye "Sınırlar Arasında" programı yapmaya başlayan Banu Avar'ın adının Mehmet AN Anksiyete rak tanımlanamıyor. Kaynağı belirsiz, kişinin kabul edemediği dürtüleri bilince çıkmaya başladığında anksiyete ortaya çıkıyor." önemli bir konu... Peki kongre nerede yapılıyor? Tunus'un Hammamet kentinde. Kongre başkanı Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, Tunus'u seçmelerinin gerekçesini şöyle açıklıyor: "Sizleri ülke sınırian dışında ağırlamak istedik. Tunus'ta Kuzey Afrika'nın birçoğumuz için yeni olan özel mekânlan ile tanışırken, diğer yandan olgu sunumlan ile interaktif birformat düşündüğümüz anksiyete bozukluklan kongresinde, ülkemizin en değerii hocalannı ve meslek yaşamında ilk merdivenleri çıkan meslektaşlanmızı ağırlamaktan büyük mutluluk duyacağız." Kongrenin dili Türkçe. Tüm konuşmacılar Türki sahtecilikten 11 ay 20 gün hapis cezası aldığı davadaki müfettiş raporiannda sahte Birand'ın TRTyi dolandırdığı ve evrakta faturalannda geçtiğini yazmıştık. Banu Avar açıklama göndermiş: "Ben tıpkı Mithat Bereket, Can Dündar, Deniz Arman, Turan Yavuz, Cüneyt özdemir programında muhabir ve yapımcı olarak çalıştım. 1991 yılında konuştum. Sorulara cevap verdim ve zaten ondan sonra programdan aynldım." şirketlerin sahte ye'den. Hiçbir yabancı bilim adamı katılmıyor. Ama kongre Tunus'un turistik bir beldesinde bol yıldızlı bir otelde düzenleniyor. Kongrenin açılış kokteylinden, Tunus'taki turistik gezilere kadar bir dizi programın masrafını altı ilaç firması karşılıyor. Amaç anksiyete üzerine konuşmak mı yoksa ilaç firmalarının parasıyla Kuzey Afrika'nın özel mekânlannı tanımak mı? Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer, Türkiye'de düzenlenebilecek ulusal bir kongrenin yurtdışında yapılmasına ve kongrenin bazı harcamaJannın ilaç firmalan tarafından karşılanmasınatepki gösteriyor. Hekimlerie ilaç firmalan arasındaki bu tür bir ilişkinin Türk Tabipleri Biriiği'nin giderek daha çok çiğnenen "Hekim ve İlaç Tanrtım tlkeleıf'ne aykın olduğunu bildiriyor. AcabaTunus gezisinin onursal başkanı Sağlık Bakanı Recep Akdağ bu konuda ne diyor? gibi bir ara 32. Gün Başbakanlığın önemli işgüzanlığı Eski Cumhurbaşkanlanndan Turgırt özal'ın kardeşi Yusuf Bozkurt Özal'ın Süleymaniye Camisi'nin haziresine gömülmesine ilişkin Bakanlar Kurulu izin kararının Danıştay tarafından iptali üzerine Başbakanlığın, müsteşaryardımcısı imzasıyla temyize gitmesine Prof. Dr. Aydın Aybay şu değerlendirmeyi yapıyor: "Temyiz dilekçesinde Osmanlı döneminde birçok vakıf, mescit, cami, zaviye haziresine yüzlerce önemli şahsiyetin gömüldüğü belirtildikten sonra, 'Nitekim 23 Teşrinisani 1924 senesinde vefat eden zamanın Başbakan ve Cumhurbaşkanı Ismet Inönü'nün kayınvalideleri de Hacı Bayram Veli Camisi'nin zaviye ve kısmen mezarlık olan bölümüne defnedilmiş' olduğu bildiriliyor. ö n ce tarihten başlayalım: 23 Teşrinisani 1924 senesi denmez; tarihinde denir. Sene denecekse '1924 senesinde' demek yeter. Teşrinleri, kanunlan ise artık kullanmıyoruz. Inönü'nün kayınvalidesinin gömü tarihi 1924 yılı içinde bir gündür. Cenazelerin köy ya da belediye mezartıklanna gömülmesi zorunluluğunu getiren Umumi Hıfzısıhha Yasası'nın kabul tarihi 24 Nisan 1930'dur. Istisnai hallerde bu mezariıklar dışına gömü izni Bakanlar Kurulu'nca verilir. Daha önce böyle bir izne gerek yoktu; onun için bay müsteşaryardımcısının konuya Ismet Paşa'yı da kanştırarak, bozma gerekçesi yazması gereksiz bir işgüzarlıktır. 1924'te, Ismet Paşa hem Başbakan hem Cumhurbaşkanı değil, sadece başbakandır. Dilekçede yazıldığı gibi umumi mezariıklar dışı gömüler için Bakanlar Kurulu sadece 'önemli şahsiyetler' için karar verebilir. Bir cumhurbaşkanının eşi, anası, kardeşi, başkaca bir neden yoksa 'önemli şahsiyef değildir! v r TRT müf ettişleriyle diğerleri gibi ben de Temsilci tarama sürecinde Türkiye'yi kaynanalann kaynanası Semra Hanım temsil etsin. Hiç olmazsa onun reytingi daha fazla!" Aydoğan Yavaşlı: "Avrupa Birliği ile yapılacak Batı Uygarlığı mı? geri kalmış, Inka ya da Afrika uygariıklannda demir atmışlarBatı Avrupa ve ABD kendini dır. Kendinin dışındakileri antik Yunan uygariığına bağlar. "barbar, vahşi, inançsız, paIngiliz ozanı Shetley şöyle gan, Isa'danyoksun"gibi yayazmıştı: "Tümümüz Yunanlıkıştınmalariaanlatıyoriardı. Bayız. Yasalanmız, yazınımız, di tı uygarlığı "beyaz adamın yünimiz, sanatlanmızla." Hiçbiri kü" ve "uygariaştırma misyodoğru değil. Yasalann kökeni nu" gibi sorumluluklaryüklençeşitli ve daha çok Roma. Bamiş, bu amaçlaria kimini devirtı yazınında Yunan etkisi yok miş, kimini asmış, kimini kengibidir. Din Ibranilerin Musa ve dine hizmetle görevlendimnişısa'sına gider, Zeus çevresintir. Ancak, yansız ölçülere gödeki kalabalık tanrılar ailesine re, bu uygarlığın başlangıcı düdeğil. Sanatlarda Dorik, lonik pedüz soygun ve katliamdır. ve Korint sütunlan sürer ama Yasa üstünlüğü diye bir kavçok geniş bir etki yelpazesi ram vardı ama, yasanın kendi söz konusudur. Chirac da genelde haksızlıklann koruyu"Tümümüz Bizanslıyız" deculuğudur. mişti ama onun atalan (ülkeye Bugün, "pazarın gizli eli" adını veren) Kuzey Avrupa'nın ağır bir yumruk gibi işliyor. AyGenmanik kavmi Franklardı. nca, ABD başta olmak üzere Onun ülkesinde her yurttaş Batı, "uygariık üstünlüğünü" "Fransızdır" ama, Türkiye'de korumak için askeri gücünü anlaşılan (bir avuç Türk vali dı durmadan arttınyor, kendi gişında) azınlıktan geçilmiyor! bi olmayan yeriere müdahaleBatılılann kendilerine göre, dalerde bulunuyor, onlann doğal ha çok yöneten seçkinler sınızenginliklerini, teknolojileri ve fının anlayışı ve çıkan çerçevedeneyimli girişimleriyle çıkartısinde bir uygariık ölçüsü var. yor. Giderek, biri anlaşılan Bu anlayış çerçevesinde, kimi "yüksek", öteki "düşük" dübaşka topluluklar ya uygar dezeyde olmak üzere iki uygariık ğillerdir ya da birtüriü yeterin arasında "son silahlı çatışma" ce uygar olamazlar. Birtakım da söz konusudur. Avrupalıların bize de 21 'inci "YükseMik "ten söz ederken, yüzyılda söylemek istedikleri her ne kadar kendini Batı uyşu: "Bizim gibi olmalısınız, agariığından sayan ABD'de 12 ma olamazsınız ki!" yaşında kızlar hamile kalıyor, 13 yaşındakiler birbirini öldüS. Huntington'asorarsanız, rüyor, 14'lükler uyuşturucu "evrensel" olan yalnız Batı uymüptelası oluyor, 15'likler gariığıdır; ötekiler yereldir, yöAIDS'le savaşıyor, 16'sındakireseldir. ölçülerine bir bakın: leraldıklan diplomalan okuya(Anayasa, özgüriük, haklar ve cak bilgeliği bile kazanamıyor laiklik yanında) Devlet desteve zaten büyümüşler de nükğinde sınıflı toplum, kişisel gileertestleri yapmak için binlerrişim, serbest pazar, liberalizm, yasa üstünlüğü, toplum ce yıllık Bikini sakinlerini o adalardan zoria çıkanp atıyoriarsa sal eşitsizlik, kültürel hiyerarşi, da... teknolojik ilerieme ve bazılan için çok yüksek yaşam düzeEski Yunanlılar kendilerinyi. Bunlar, iddiayagöre, Islam, den olmayanlara (örneğin raKonfüçyüs, Japon, Hindu, kipleri Perslere) "barbar" deBudist ve Ortodoks kürtüriemişlerdi. Eski Romalılar baskı riyle çatışır. Herkes Batılılann altında tutmak istediklerine ölçülerini (onlar herhalde daha aynı yakıştınnayı yaptılar. Budeğerii olduklanndan) benimgünkülere göreyse aradaki semeye çalışmalıdır ama, ne farklılık "doğanın kendinden yazık ki beceremezler! ve kişinin büyük ölçüde genlere bağlı özelliklerinden" geOnlara göre, bu fark kendiliyor. Uzun sözün kısası, bu yoni 400 yıl öncesinden gösterrumlar aslında şuna hizmet miştir. Uygar olmayanlar ilk içindir: Eşitsizlikleri koruyacak sermaye birikimini yapamave arttıracak siyaseti uygulamış, denizaşın sömürgeciliğe mak. girişememiş, köle ticaretinde TURKKAYAAIAOV Ç t Z G t L t K KÂMİL MASARACI kamilmasarac'Kqmynet.com H A R B Î SEMİH POROY semihporoy o yahoo.com HAYAT EPtK TÎYATROSU TUKETI Ö CEPHANE BEDEN DESIL MUSTAFA BILGÎN BU SUZEL KAMPANYAYA ŞİR I ONERISI DE BENDEN: hayatepikco mynet.com AMERIKAN MAUARINI BOYKOT V CAÖftlSI J TARTIŞMAYALIM"!. "AMERİKAN MAU KULLANIYORSAN Beş genç sanatçıyı da davet ederek onlann da katkılanyla düzenlediğim "Kuratoryal ŞizofreniKoyun Platformu" sergisinin AKM'deki açılışı, büyük bir ilgi, 2 bin 500'ü aşkın kalabalık izleyici grubu katkısı ve yoğun sanatsal tartışma ortamında açıldı. Gelen 41 canlı koyun dışında, Adnan Tönel'in yönettiği 20 kişilik "Altın Boğa Termosifon Grubu" nefis teatral gösterileriyle geceye renk katt. Denizhan Özer'le beraber ve kişisel olarak yaptığım işlerin yanı sıra Volkan Aslan'ın büyük ilgi gören "Guncel Sanatçı Andı", Murat Çelik'in "KüratörKaç Sanatçı Tut" işleri, Bülent Bakan'ın çok ilginç küçük kolaj çalışmalan ile AKM'nin dev sergi salonu renklendi. Tabii ki o koyunlan galeri mekânında görmek farMı bir okuma ve yabancılaşma etkisi yarattı, iki ayn düzeyde sanatsal ve politikfarklı algılamalar sağladı. Tabii risk faktöfü son ana kadar canlı kaldı. Günlerce sabahlanarak özverili bir ekiple çalışıldı ve sergi son yanm saatte ancak bitti. 19 Ocak'a kadar sürecek olan bu gösteriyi lütfen kaçırmayın. Serginin ana teması, sanatçılann ve ikinci okumada halkın koyunlaştınlması, sergi düzenleyicilerinin ve tabii siyasi liderierin artan tehlikeli egemenliğiydi... Onlann "çoban", halkın ve genç sanatçılann "koyun" yerine konulduğu bir dünyada, demokratik özgür yaşam ve üretim alanı tabii ki daraltyor. Serginin bir faydası, sanat dünyasının bu gizli kalmış "iç çekişmeleri"n\ topluma duyurabilmesiydi. Küratörler, yani sergi düzenleyicilerinin bir kısmı, dünyada ve ülkemizde sanatçılan ve işlerini tek başlanna seçerek, hatta kavramını, adını, mesajını saptadıklan sergide neredeyse toptan işler sipariş ederek, birbirleriyle kurduklan iletişim ağıyla dünyaya yayılarak, kişisel iktidar hırsıyla hareket ettiler. Sanatçılann özgüriük alanlannın kaybolduğu bu dünyada, mesleklerini deforme eden bu küratörler "mütevazılık" kelimesini yok ederek kendilerini en önde görüp yaratıcılan çekinmeden 2. plana attılar, onlann alanını çiğneyip geçtiler. Nasıl olsa çok geniş sayıda sanatçı, çok az sayıda küratör vardı. fşte bu ortamda, ortaya yapay, yeni birtürev çıktı: Bağımsızlığından vazgeçerek küratörün egemenligine teslim olmuş artistler, yani "kuratristler". ömeğin önümüzdeki yıl, Istanbul Bienali için "saptanan'konu... "Istanbul"1. Dışandan özel davet edilen isimler olacak, içeriden de "küratörüyle iyi geçinen" gençlerin projeleri arasından bazılan seçilecek. Yıllardır Istanbul Bienali'nin, Türk sanatının A milli takımı ile hiçbir ilişkisi kalmadı. Küratörier, yine yalnız siparişlerine heyecanla yanıt verecek, genç ve kişiliği henüz doğal olarak fazla olgunlaşmamış isimleri alacak ve böylece o olayın tek yıldızı otarak medyada parlamaya devam edecekler, olayın tümü tekellerinde kalacak ve kurumlan kullanarak güçlerine güç katacaklar. Aslında çok düşündürücü bir durum. Türkiye'de, devletrn ilgi gösteremediği, bütçelerin daraldtğı sanat alanında, iyi niyetle bazı vakıflar, bazı bankalar, çağdaş sanata "Güncel Platformlar" sunuyoriar. Ama binbir başka dertle uğraştıklan için bu organizasyonlan kimlerin eline teslim ettiklerini bilemiyoriar. Bir "küratör" düşünün ki diğer ünlü bir küratör bayanımızı kastederek "Onunla çalışırsanız benimle çalışamazsınız, sizin defterinizi dürerim" gibi laflar ediyor, çekinmeden benzer cümleleri ve görüşleri bizim kuşağın sanatçılanna bile söylüyor... Aynı küratörümüz, uluslararası sanat eleştirmenleri demeğine, ülkemizi küçük düşüren bir mektup yazarak "Bu kadını başkan yaparsanız size savaş açanm" diyebiliyor ve nihayet bu hırslı dostumuz karmaşjk ruh halinin yansıması olarak çevresine yaydığı bir hayali masalı artık çekinmeden medyaya söylemeye başlıyor. "Güncel sanatı bu ülkeye 10 yıl önce Ç) ben getirdim..." Yani artık hedef, işine gelmeyen verileri silerek tarihi açıkça tahrifata uğratmak. Ne yazık ki bu gülünç "kan davalan" arasına sıkışan genç sanatçılar da şaşkın şaşkın bu alaturkalıklan seyredip neden hırsı aklından ewel giden insanlann önüne "ciddi" kurumlar tarafından yem olarak atıldıklannı merak ediyoriar. Anlayacağınız, siyasetteki tekelci, antidemokrat liderlerimiz, delegeleri tehdit eden yıkıcı tavırian ve egosantrik kimlikleriyle sanat dünyasını bile etkilemişler! Her şeyi kontrol edip, tarih yuttuımacalanna girişip "tek adam" olacağım diye, koca koca kurumlann imkânlannı tekellerine alanlar, kötü liderierden çok farklı mı? Işte bu ortamda, açılışta koyunlann ortasındaki skeçleri izleyen halkasoruyorum; Sizkoyun musunuz?" Inanılmaz şekilde hep bir ağızdan gülerek yanıtlıyoriar "Evet, evet, vallakoyunuz". Halkımız da kendinin o koyunlar gibi, kaderini çobanından bekleyen genç sanatçıya benzediğini biliyor. Ama işin çıkış yolunu ne yazık ki bulamadan! Küratöriere de, lideriere de gereksinimimiz var. Ama nerede duracagını bilen, hırs değil, diyalog ve sinerji arzusuyla hareket eden adam gibi adamlan görmek istiyoruz. Hırsından bilincini yitiren "güncel" komedyenleri değil. email: [email protected] Faks: 0212 227 34 65 Çobanlar, Koyunlar ve Halkımız Üzerine BEDRİ BAYKAM BULMACA SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKtLER KEMALVRGENÇ [email protected] TE$EKKÜR Ikizlerimizin dünyaya gelmesinde emeği geçen değerii doktorlanmız Sn. Cengiz Alataş ve Sn. Cem Fıçıcıoğlu na teşekkür ederiz. Ahmet Özdemiroğlu SOLDANSAĞA: 12 1/Yağıalınmış sütten yapılan ve "çökelek" dedenilenpey „ nir. 2/Japonlirikdramı... Eski Roma'da soylulardan oluşan yöneticilermeclisi.3/ Havaya firlatı g " lan bir plakanın vıırulması ilkesine dayalı atıcılık dalı... Asya'da bir ülke.4/Varhğınyapısma kanşmış olan... Arka, geri. 5/ Anadolu halklannın en eski ana tannçası... Lifleri dokumacılıkta kullanılan değerii bir bitki. 61 Yapma,etme...Birçif 8 te kürekli küçük san 9 dal. II Manisa ilinde, 3 4 5 67 TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28Arahk tmcK.mumtazarüian.com MESSİNA FELÂKET1L 13O8'P£ BUGÜkt, İTALYA'/VW ÇİiueYİUOe SÜYÛK 8İR P& RBA OLOIJ. özeaJıcte, CAIA&ÜA eöusesi i AMSl'NI AYteAU MESSİNA BO&AZI VE ÇEVR££İNt £TIdLEYEtJ PBPREM, MESSİNA kCEUTİNİ YeejjE. Bf£ ETMİŞTİ. PEPIZ£hlLE, MESSİfjA 'MIH PEKIİZ Kly/SI 7O sAAirİMenes KAPAB. AŞAĞI eüŞMÜf, 6 METOE yüKSEGJĞiuDs Dey eie PALGA OSUTE ÇAGM k&lhinizri kx»n*yun TÜRK KAI.P VAKh'l 19 Mıryts CtuL Nn: 8 J V / / Istanbul » y/ 212 212 OT O7 Faks. 212 212 6K 35 (SAK 3O B/IV K/ÇİYr PE http://tvtv*v. tk v. org. tr ll; tkvCMtlcr.im.tr CEMrfT// OEPeEMİV SOkJlMOAKi TOPIAM ÖLÜ SAYfSI İSE BSSİU K.İŞİYİ gUUlAUÇTU.. Messina gSrulüyor. "ulusal park" kapsamına alınmış dağ... Gümüşün simgesi. 8/ "Üç gün vermedik sana / Adiloş Bebem" (Ahmed Arif) tçe doğmayla akla gelen yaratıcı düşünceyadaduygu. 9/Osmaniye ilinde, Aslantaşdadenilen ve "ulusal park" kapsamına abnan ünlü Hitit yerleşmesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ev yaşamını konu alan ve ev içi sahneleri canlandıran resim tarzı. 2/Anadolu'nun birçok yöresinde kukla oyununa verilen ad... tlave. 3/Bir renk... Üzüm veren bitki. 4/ At ya da araba uşağl... Kimi kâğıt oyunlannda aynı cins iki karta verilen ad. 5/Kuzusesi... "Yunus " : Ünlü gazeteci ve yazanmız. 6/ Kayuıbirader... Ayduı'uı Söke ilçesinde ünlü bir antik kent. 7/Antalya yakınlanndaki ünlü arkeolojik mağara... Tavlada " ü ç " sayısı. 8/ Asya'da yaşayan yabanıl bir keçi... Görünmez âlem. 9/ "Denemeİer'' adlı yapıöyla ünlü Fransız yaza* t *