20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2004 PAZARTESİ İNCELEME Türkiye 2005 Haziran ayında sekiz ülkeyle birlikte Avrupa Birliği'yle anlaşma imzalayacak Once enerji toplıuuğu üyeliği ürkiye Avrupa Enerji Topluluğu üyesi olmayı taahhüt etti.Topluluğu Kuran Anlaşma 2005 Haziran ayında AB ile 9 ülke tarafından imzalanacak, altı ay sonra yürürlüğe girecek. 17 Aralık zirvesinin gölgesinde kalan bir gelişmeyi 14 Aralık Atina Enerji Bakanlan Toplantısı sonrasında yapılan bir açıklamayla yaşadık. Atina'da bir araya gelen; bir tarafta, 25 AB üyesi ülke enerji bakanlan ve diğer tarafta, Türkiye'nin de dahil olduğu 11 Güneydoğu Avrupa ülkesinin enerji bakanlan: Avrupa yanmadasında(Peninsula)* tek enerji piyasası oluşturma yolunda "Enerji Topluluğu" oluşturan anlaşma metninin "temel prensipleri" üzerinde anlaştıklannı açıkladılar. Brüksel'den yapılan açıklamaya göre: Enerji Topluluğu'nu kuran anlaşma 2005 yaz aylannda imzalanacak. AB açısından Enerji Topluluğu kurulması; AB'nin Güneydoğu AvrupaOrtadoğuHazar bölgeleriyle enerji bağlannın kurulmasını sağlarken Yunanistan'ın AB enerji şebekesinden izolasyonuna son verecek AB enerji kaynaklannın çeşitlenmesini ve enerji güvenliğinin güçlendirilmesini sağlayacaktır. Aynı zamanda Güneydoğu Avrupa ülkeleri açısından "Enerji Topluluğu"nun oluşturulması, Sovyet dönemi sonrasında bu bölgede bütünüyle bir enerji arzı güvenliği oluşturulması açısından önemlidir.** T 41 yıldır çalışılıyordu 17 Aralık zirvesinin sonucunda Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin önkoşullar yerine getirildikten sonra Ekim 2005'te başlaması ve ucu açık olarak 1015 yıl sürmesi hedeflenirken Türkiye 2005 yazında topluluk kuran anlaşma imzalandıktan sonra beklemeden Avrupa enerji topluluğunun üyesi haline gelecek. 41 yıldır tamamlanılmaya çalışan bir süreç, ucu açık görüşmelerle 1015 yıl daha ertelenirken enerji alanında bu denli çabuk gerçekleşen üyelik. Cumhuriyet tnceleme sayfasında bu hafta okurlarla iki temel metin üzerinden 2005 yaz aylannda hayata geçecek olan Enerji Tek Pazan'nı oluşturan Enerji Topluluğu'nun oluşum sürecini ve Tek Piyasa'nın getireceklerini paylaşmak istiyoruz. Bir noktayı başlangıçta hatırlatmakta yarar görüyoruz. Bu anlaşmaya konu olan enerji pıyasalan bu aşamada, elektrik ve doğalgaz ikilısinden oluşmaktadır. Ancak ileride petrol de kapsanacaktır. Enerji TekFazan'na ilişkin siyasi karar nereden kaynaklandı? Sürecin başlatdmasuu tdm istedi? Taraflar nasıl ortaya çıkü? Anlaşmanın AB Konseyi ile Atina sürecine taraf AB üyesi olmayan ülkeler arasında ımzalanması öngörülmektedır. Anlaşmanın 2005 yaz başında ımzalanması halinde, bir ulus üstü yapıyla ulusdevletler arasında, yeni bir ulus üstü yapı oluşturan bilinen ilk anlaşma olacaktır. Bölgesel Enerji Piyasası oluşturmaya yönelık ilk anlaşma taslağından 14 Aralık 2004 tarihlı Bakanlar Konseyi'ne sunulan son taslağına kadar sürecin "Bölgesel Enerji Piyasalan" olan adı son taslakta (Enerji Topluluğu Anlaşma taslağı ı Versiyon FV5 .TREN C2/EC/BD/kbD/2004) açık bir biçimde "Enerji Topluluğu Anlaşması" olarak yer almıştır. 17 Aralık zirvesinin hararetle ANKARA (ANKA) 12 başlık Kısacası 2006 başında Enerji piyasa kurallan) iletim 44 md. arasında düzenlenen; Tek tartışıldığı bir ortamda beklenmedık bır hızla ve 103 maddeden oluşan Topluluğu Anlaşması yürürlükte sistemlerinde: ECR: 1228/2003/ Iç PazarDış Enerji Ticareti 2005 yazında imzalanmak üzere üzerinde anlaşmanın son taslağı üzerinde olacak. Anlaşmayı genel EC, 26 Haziran 2003 (sınırötesi Politikalan bölümleri en önemli anlaşma sağlandığı açıklanan "Enerji 14 Aralık Atina toplantısında hükümleriyle belirleyen tek elektrik değişim ağı). bölümler. Her türlü sımrlamalan Topluluğu" anlaşmasımn yürürlüğe bakanlar arasında "genel pazan oluşturan esas dışlayan ve iç duvarlann gırmesınden itibaren kuşkusuz Türkiye'nin prensçler" üzennde anlaşma düzenlemeler AB'nin elektrikCüvenll Işletmeclllk olmadığı bir ortak enerji pazan enerji polihkalan üzerinde radikal sağlandığı açıklandı. gaziletim sistemleri ve çevre ve üçüncü ülkelerle enerji ithal değişiİdikler oluşturacaktır. Anlaşmanın, Anlaşmanın Haziran 2005 konusundaki temel Çevre konusundaki ve ihracı ıletiminde, çevre başlangıçtakinden farklı hale gelmış olan tarihinde imzalanmasını takip dırektiflerinden oluşuyor. düzenlemeler daha aynntıh. koşullannı öncelikli olarak göz taraflanna baktığımızda Türkiye'nin dolaylı eden altı aylık dönem ıçinde üye Elektrik de ECD: 2003/54/EC of Kyoto Protokolü bir ön şart önünde tutarak gerekli bir vesayet anlaşmasıyla karşı karşıya ülkeler parlamentolan tarafından The Avrupa Parlamentosu ve niteliğinde. Bu arada sınır aşan olduğunu görüyoruz. Atina süreci olarak düzenlemeleri yapmak ve ülke onaylandıktan sonra yürürlüğe Konseyi 26 Haziran 2003 tanımlanan sürece taraf ve şu anda henüz AB sular üzerindeki kullanımlara içi eneıji pazarlannda güvenli girmesi beklenıyor. Üye üyesi olmayan ülkelerden 2010 yılına kadar (elektnk iç piyasa kurallan), gaz ilişkin etki değerlendirmesi işletmeciliği sağlayacak ülkelerin tamamının da onayı AB üyesi olması beklenen Bulgaristan, da ECD:2003/55/EC of Avrupa yönünden arananlar gene AB düzenlemeleri yapma beklenmeden üçte ikisınin onayı Romanya ve Hırvatistan ayn tutulduğunda, Parlamentosu ve Konseyi 26 direktifleriyle düzenlenmekte. yetkileriyle donatılmış, tek ortak "Enerji Topluluğu" anlaşmasının taraflan sonrasında yürürlüğe girebiliyor. Haziran 2003 (doğalgaz iç Kuşkusuz anlaşma taslağının 40 politika. olarak bir yanda AB Konseyi'nın diğer tarafta Arnavutluk ile eski Yugoslavya 2002 yılında Avrupa Komisyonu'nun girişimi karann ana kaynağı görüldüğü gibi komisyon. Dört grup var***: Taraf ülkeler, siyasi Federasyonu'ndan kopmuş üÛcelerin ve bu süreci başlatıyor. AK'nin girişimiyle Taraflann ortaya çıkması gibi bir durum söz kanlımcılar, sponsor ve gözlemciler. Türkiye'nin olacağı görülmektedir. AK,. SMHIO Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan, konusu değil, komisyon belirlediği ülkeleri 2004yıtutda süreci fuzlamhnp "bölgesel eneıji Enerji Topluluğu Anlaşması'na petrol Makedonya, Hırvatistan, Romanya, Bosnadavet ediyor. Davete icabet edenlerin tamamı piyasası'' oluşturma iradesini "topluluk kurma" sektörünün de kahlması için öneri getirmiş Hersek, Yugoslavya Federasyonu ve mutabakat zaptını imzahyorlar. 2002 Kasım karanna dönüştüren geüşme nereden bulunmaktadır. Böylelikle, enerji sektörüne Yunanistan'dan oluşan Güneydoğu Avrupa ayında imzalanan bu ilk mutabakat zaptından kaynakkuuü. ilişkin karar alma süreçlen bütünüyle yeniden ülkeleri, AB'nin elektrik piyasasına ilişkin sonra 2003 yılında, aralık ayında ikinci bir Bu soruyu net bir biçimde yanıtlayabılmek tanımlanmaktadır. direktifini esas alan, bölgesel bir elektrik mutabakat zaptı daha imzalanarak doğalgaz oldukça güç. 2004 yılının bahar aylannda piyasası oluşturulması ve daha sonra ikinci enerji gurubu olarak bu sürece dahil yukanda belirtilen iki ayn zaptın öngördüğü oluşturulan bu piyasanın AB ıç elektnk *AB basın merkezi 14 Aralık 2004 tarihli basın ediliyor. Atina sürecinin adı da doğalgazın uluslararası hukuka tabi bir anlaşmanın ortaya piyasasıyla bütünleştirilmesini öngören, sıyasi açıklaması Brüksel. katılımıyla birlikte Güneydoğu Avrupa Enerji çıkması beklenirken haziran ayında "Daimi iradelerini gösteren bir mutabakat zaptını Düzenleme Formu adını alıyor. Atina sürecine "AB basın merkezi 14 Aralık 2004 tarihli baUst Düzey Gurup" Güneydoğu Avrupa Kasım 2002 tarihinde imzaladılar. Imzalanan ilişkin 2002 yıhndaki ilk zaptı imzalayan sın açıklaması Brüksel. Elektrik ve Gaz Düzenleyicilen Kurulu mutabakat zaptı, Atina Süreci dıye bilinen ulusal devletler, 2003 yılı aralık ayındaki kurulması konusunda hazırlanmış olan *** G.Doğu Avrupa Bölgesel EnerjiPiyasası ve Güneydoğu Avrupa Elektrik Düzenleme mutabakattaysa farklı olarak, bir "Bölgesel Enerji PiyasasT metnini Bakanlar ABlçıEnerji Prvasası 'naEntegrnsyonumutabakat Formu'nun genel çerçevesini belirledi. Siyasi sınıflandırmaya tabi tutularak taraf oluyorlar. Konseyi'ne, "Güneydoğu Avnıpa Enerji zaptı. Atina Memorandumu 8 Aralık 2003. Ulkeferin genel prensipler üzerinde vanhgı anlaşmaya göre ülke içi enerji pazarlannda güventi işletmecilik sağlanacak. Anlaşmayla iç duvaıîaruı obnadığı ortak bir enerji pazan kunılucak. Topluluğu" olarak göndermiştir. Avrupa Konseyi temsilcilen önlerine gelen bu taslağı Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu kurulması sürecinin yol haritasmı banndıran bir tartışma ve istişare belgesi haline getirerek taraflara göndermiştir. Ortaya konan anlaşma taslağı bütünüyle Avrupa Birliği'ni kuran anlaşma esas alınarak hazırlanmış bir taslak olup 14 Aralık basın açıklamasında sözü edilen ve üzerinde taraflarca "genel prensiplerinde" anlaşma sağlanmış olan taslaktır. 2005 vazında İmzalanacak Çevre için Kyoto protokolü ön şart olacak 2000 yılından sonra hızla büyüyen ekonomide çalışan sayısının azalması ve reel ücretlerin düşmesi dikkat çekiyor Büyümenin yapısı ürkiye ekonomisi 2001 yıhndaki dibe vuruştan sonra 2002,2003 ve nihayet 2004 yılını da yüzde 5'in üzerinde yüksek bir büyüme oranıyla tamamlıyor. 2002 yılındaki beklenmedık yüzde 7.9 oranındaki büyüme 2001 yılında yaşanan tahribahn etkilerinin azaldığı bir yıl olarak değerlendirilmesi nedeniyle yeni istihdam yaratması beklenmiyordu. Ancak 2003 yılındaki büyümenin negatif, 2004 büyümesinin yarattığı yeni istihdam etkisinin ise beklenenden olduk'ça düşük bir düzeyde kalması, "istihdam dostu büyüme" diye yeni bir kavramı gündeme getirdı. Genel kabul gören yaklaşım "Türkiye gibi geüşmekte olan ülkelerde büyük miktarlarda iş yaratmanın tek yoiunun hızlı büyümeden geçtiği" yolunda. Üç yıldır büyüme hedeflenn ve en iyimser beklentilerin bile üzerinde seyredıyor. Özellikle bu yıl üçüncü çeyrekten sonra yavaşlasa da ekonomik büyümede tam anlamıyla patlama yaşandı. 2002 yılındaki yüzde 7.9 büyümenin 2001 krizüıde ortaya çıkan, işgücü de dahil, atıl kapasitenın kullanılmasıyla sağlandığı ve bu nedenle net istihdam arhşı sağlamasının beklenemeyeceği yorumu yapılıyor. Ancak 2003 yılında yüzde 5.8 oranındaki büyüme tanm dışındaki sektörlerde sadece 90 bin kişiye yeni iş yaratabildi. Sanayi sektöründeyse istihdam 100 bin kişi azaldı. 2004 yılındaki "ekonomik patlama" ise her yıl 800 bin kişinin istihdama katıldığı Türkiye'de 200 bine yakın kişiye ek istihdam sağlayabildi. TÜSlAD geçen hafta Türkiye'de "İşgücü Piyasasnun Kurumsal Yapısı ve İşsizlik" başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda, yüksek büyümenin istihdam T Reel Ücret 1997 1998 1999 2OOO 2OO1 2OO2 2OO3 2OO4* 100.0 98.6 108^4 11O.2 94.6 87.8 82.3 82.7 Verimlilik 100.0 100.0 105.2 114.5 113.1 124.6 133.8 144.3 Işçi Sayısı 100.0 100.2 91.2 89.1 81.7 82.2 83.7 85.4 Üretim 100.0 1OO.1 95.9 1O2.1 92.4 102.5 112.O 123.1 GSYİH 100.0 103.1 98.3 1O5.5 97.6 105.3 111.4 122.1 *llk dokuz aylık dönem. GSYİH yıllık tahmin. yaratmamasının, "firmalann kriz sonrasuıda tşgücünü daha etkin kuDanmaya başlamalan, emeği asgari düzeyde tutacak teknolojiler kullanılmaya başlanması ve uygulanan maB disiplin nedeniyle kamu kesimindeki istihdamın giderek azalülması ve nihayet istihdam üzerindeki vergflerin yüksekKği" gibi nedenlerden kaynaklandığı vurgulandı. Bu nedenlerin büyük bölümü geçerli olsa da bu olumsuzluğu tam olarak açıklamaya yetmiyor. istihdam üzerindeki yüklerin yüksekliğinin yeni istihdamı sınırladığı savıysa kayıt dışı çalışmanın yüzde 50'nin üzerinde seyrettiği Türkiye gibi bir ülke için fazla gerçekçi gözükmüyor. Asıl nedeni yakalayabilmek için büyümenin yapısının sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz. Büyümenin, harcamalar cephesinden temel bileşenlerine baktığımızda özellikle 2004 yılında yüksek bir ithalat arhşı, ithalat kadar olmasa da ihracat artışı ve özel nihai tüketim harcamalan ve özel yahnmlardaki arhştan kaynaklandığım gözlüyoruz. Özel nihai tüketim harcamalanndakı büyümenin daha çok üst gelir gruplannın talebiyle ilgili olan dayanıklı tüketim mallanndan kaynaklandığı anlaşıhyor. Gıda ve dayanıksız tüketim mallanna olan talep hâlâ 2000 yıh seviyesinde geziniyor. Cıda tüketimi azaldı Son dört yıllık dönemdeki nüfus artışıyla birlikte değerlendirdiğimizde özellikle kişi başına gıda tüketiminde azahnadan bile söz edebiliyoruz. Harcamalann finansmanınınsa dış açıkla, diğer bir ifadeyle dış borçlanmayla finanse edildiği gözleniyor. Küçük bir örnekle açıklamak gerekirse dışardan borçlanılıp otomobil ithal edilerek sağlanan bir büyüme nasıl yeni istihdam yaratabilsin ki? Istihdamsız büyüme Türkiye ekonomisinin 1990'lardaki istikrarsız büyümeküçülme dönemini geride bırakacak bir yapısal dönüşümü gerçekleştiremediğini ortaya koyuyor. Süreç fazla değişmiş değil. Kamu kesiminin hâlâ yüksek seyreden tşve tşçi Bulma Kıınunu önünde iş arayanlar gelecek yıDarda giderek büyüyecek. İşgücü arzuıdaki bu arüş trendinin en az 30 yıl daha devam edeceği hesaplanıyor. borçlanma gereksinimi ve buna bağlı yüksek reel faız kısa vadeli yabancı sermaye için Türkiye'yi cazip bir ülke konumunda tutmaya devam ediyor. Yurtdışuıdan Hazine'nin borçlanma gereksinimi için çeşitli yollarla gelen kısa vadeli yabancı sermaye, bir süre ekonomide borca dayalı bir "Lale Devri" yaşanmasuıa yol açtıktan sonra ekonomik dengelerin sürdürülemez bir noktaya gittiğini gördüğünde hızla çıkryor. "Lak Devri" boyunca hızla şişen balon, kısa vadeli yabancı sermayenin çıkışında patlıyor. Bu yapıdaki bir büyümeyse geniş kesimlerin yoksulluğunu arttınyor. 2000 yıluıdan sonraki gelişmelere baktığımızda, artan üretim, artan ihracat, artan verimlilik ve nihayet hızla büyüyen ekonomiye karşılık azalan iki kalem görüyoruz. Bunlardan birini çalışan sayısı diğerini de reel ücretler oluşturuyor. Geniş kesimlerin, iş olanaklan ve satın alma gücü büyümüyor. Aksine daralıyor. Bir bakıma yoksulluk artıyor. istihdam arttıramamak ve işsizlik sorunu gelecek yıllarda da artarak sürecek. Çalışabilir nüfusun artışını sürdürmesi, tanm sektöründeki istihdamın daralmaya gelecek yıllarda da devam edecek olması, kadın nüfusun giderek artan bir oranda işgücüne katıhna zorunluluğu, işgücü arzını gelecek yıllarda da arttırmaya devam edecek. işgücü arzuıdaki bu artış trendinin en az 30 yıl daha devam edeceği hesaplanıyor. DtE'nin istatistiklerine 2.5 milyon olarak yansıyan işsizlerin sayısını bu düzeyde tutabilmek için yılda en az 500 bin kişilik yeni istihdam yaratmak gerektiği hesaplamyor. işsizlik oranının bugünkü yüzde lO'a yakın düzeyinden aşağı çekilebilmesiyse 500 binin üzerinde bir istihdam yaratılmasını gerektiriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle