20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER AB savaşıbaşladı EBRU TOKTAR ANKARA Brüksel'deki 17 Arahk doruğunun ardından, müzakere sürecinde görev almak isteyen kurumlar arasında kıyasıya bir rekabet başladı. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), müzakerelerde ekonomik ve sosyal etkilere ilişkin koordinasyonu yürütmek isterken Dışişleri Bakanlığı çiftbaşhlığın oluşmaması gerektiğini savunuyor. Devlet Bakanı Mehnıet Aydın ise müzakerelerin sıyası boyutuna katılarak Avrupa kamuoyunun Türkiye'nin üyeliğıne yönelik iknası sürecinde görev almak istiyor. Kıbrıs koşuluyla 3 Ekim 2005 'te müzakerelere başlama tarıhi alan Türkiye, AB sürecinde aktif görev almak isteyen kurumlar arasında büyük bir yanşa da sahne oluyor. Müzakere sürecinde aktif görev almak isteyen kurumlar arasmda büyük bir yanş yaşanıyor IM I I I I H H I ımııd CHP'nin rüyası... Unakıtan'ın imkânı! DlŞİŞlerİ Bakanllğl: AB ile müzakere sürecinin ve dış politikanın sadece kendisi tarafmdan yürütülmesini ve çiftbaşhlığın oluşmamasını istiyor. Devlet Bakani Âydin: Avrupa kamuoyunun iknasında görev almak istiyor. DPT: AB'de ekonomik ve sosyal etkilere ilişkin koordinasyonu yürütmek istiyor. Başbakan Yardımcısı Abdüiatif Şener'e bağlı DPT, AB'ye üye olan ülkelerin müzakere sürecini inceleyerek "Kanhm Müzakereteri" başlıklı kapsamlı bir rapor hazırladı. Müzakerelerin dış politıka ayağının Dışişleri Bakanlığı'nca, ekonomik ayağının kendi kurumunca yürütülmesini isteyen DPT, bunun dışındaki oluşumlann çiftbaşlılık yaratarak müzakere sürecinin uzamasına neden olacağını savundu. DPT Raporu'nda, AB Genel Sekreterliğı'nin AB Müsteşarlığı'na ya da AB BakanlığYna dönüştürülmesı görüşüne karşı çıkıldı. DPT Raporu'nda; müzakere sürecine katılacak gruplann AB fonlanyla eğıtılmesı görüşüne deyerverildi. Türkiye'nin 17 Aralık süreci öncesinde öne çıkan isimlerden biri olan ve çok sayıda Avrupa ülkesini hükümeti temsilen ziyaret eden Devlet Bakanı Mehmet Aydın da süreçte aktif olarak görev almak istiyor. Başmüzakerecinin 31 ana başhkta yürüteceği teknik müzakereler dışında Avrupa kamuoyunun Türidye'ye ilişkin önyargılannın kınlması, din ve kültür farkına ilişkin kaygılannın giderilmesi ıçin de ayn koldan çalışma yapılması gerektiğini savunan Aydın, bu yöndeki görüşlerini içeren bir raporu Başbakan Tayyip Erdoğan'a sundu. Aydın raporunda, AB ülkelerinin müzakere sürecinden örnekler venrken ziyaret ettiği ülkelere ilişkin izlenimlerini de anlattı. Raporda, Avrupa kamuoyunun ikna edilmesi için sık sık AB ülkelerinin ziyaret edilmesi, Türkiye'yi anlatan seminer ve konferanslar düzenlenmesi, Avrupa medyasıyla yoğun iletişim kurularak ilanlar verilmesi gerektiği belirtildi. Erdoğan'ın Aydın'ın bu görüşüne sıcak baktığı öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı'ysa müzakere sürecinin tamamen kendi güdümünde olmasını isterken bu süreçte ba şaktör olarak görev almak istiyor ve yetkilerini paylaşmaya yanaşmıyor. Polonya'nın tanm müzakerelerini yürüten eski Tanm Bakanı Yardımcısı Jerzy Plewa'nın görüşleri çerçevesinde AB yol haritasını hazırlayan Tanm ve Köyişleri Bakanlığı da bu konuda bir rapor hazırladı. Raporda, Polonya'nın tam üyelik müzakerelerine "DışjşleriBakanhğı, Avrupa Oe Bürünleşme Komitesi Ofîsi ve Başbakanhk" olmak üzere üç devlet organıyla katıldığı, ancak bunun büyük tartışmalara neden olduğu anlatıldı. Raporda, "Başlangıçta Başbakanhk Müsteşan'nın yürüttüğü başmüzakerecinin daha sonra Dışişleri Bakanı'yla olan yetid çaüşmasına son vermek üzere düzenleme vapılnuş ve başmüzakered Dışişleri Bakanlığı \ apeı içine yerleştuilmiştir" deıiıldı. • OÇ 'TANHÜKÜMETE ELEŞTİRİ: 'Geç inukal sorunu olan bir kadro' ANKARA (CumhuriyetBürosu)Dışışlen Bakanlığı'mn AB Komisyonu ve dönem başkanlığına kalıcı sınırlamalarla ilgıli itirazlanm bir notayla bildirdıgıne dikkat çeken CHP Grup Başkanvekili HahıkKoçAslında, Türkiye Cumnumeti Dışişleri Bakanhğı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na nota vermiştir" dedi. Koç, "Türkiye'nin geç intikal sorunu olan bir kadroyla karşı karşıya olduğunu" savundu. Koç, dün düzenlediği basın toplantısında, 17 Aralık AB zirvesi ve sonrasında hükümetin çelişkili tutumuna dikkat çekti. Türkiye'nin 17 Aralık'ta kesin bir yol güzergâhı almadığını vurgulayan Koç, "Başbakan ekştiriler karşısında bocalamaya başladL Arük günah çıkarma toplanülan yapıyor. Freni tutmayan bir üslupla savunma yapmaya çahşıyor ve en hi savunma sakhndıranlaytşrytahareketediyor" dedi. Koç, Türkiye'nin 17 Aralık'ta Kıbns'ı tanıma koşuluna bağlı olarak müzakere tanhı aldığını, görüşmelenrun ucunun açık olduğunu ve kalıcı kısıtlamalar öngörüldüğünü yinelerken "Türkiye'nin geç intikal sorunu olan bir kadroylakarşıkarşrya olduğunu" savundu. Koç,"Dış^leriBakannğı'nın verdiği nota, astanda Başbakan'a verilmiştir. Başbakan'ı bu vahim çeBşkflerinden dolayı, kendi deyişiyie, kalbi duygulanmla selamlıyorunT dedi. Başbakan Erdoğan'ın Kıbns'ta referandum sürecinde "Türkryedilencideğir dediğini ammsatan Koç, "Şimdi, Eminönü Betediyesi'nden Yeni Cami önünde yer tahsisi istesm. Kendi kendine nota veren bir hükümetle karşı karşıyayız" açıklamasını yaptı. Koç, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün "Gençliğimizde radikaldik, lslam devleti gibi konuşmalanmız vardı" sözleri anımsatılarak yöneltilen bir soru üzerine de "Herhalde bu sözler, bukalemun siyaseti uvguladıklan anlamına gelryor. Yann ne olacaklannı bflemeyiz" diye konuştu. Milletvekillen deneyimleriyle bilirter ki, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın katıldığı komisyon toplantılan bir "stendup" gösterisini aratmaz. Unakrtan, vergi tasansının görüşüldüğü PlanBütçe Komisyonu'nda esprili üslubunu elden bırakmadı. CHP milletvekillennin bir dizi eleştırisine karşı Maliye Bakanı, "Vergi konusunu eleştirirken etmfı da birgörün. Dünya ne yapıyor görün" diye söze başlayınca CHP'Iİ Mustafa Özyürek uyarma gereği duydu: "Sayın Bakan siz bizi istihza (taşlama) edici konuşmasanız, derdinizi anlatsanız daha iyi olur." Bakan geri adım atmadı: "Ben derdimi anlatıyorum zaten. İstihza bölümüne de geleceğim." Karşılıkh sataşmalar sürünce Komisyon Başkanı Sait Açba, "Sayın Bakan muhalefete değıl de iktdara bakarak konuşsanız" ncasını dile getirdi. Unakrtan "Sayın Başkan kime bakacağtmı sınıriarsanız buraya yeni kaideler getirilir. Yani bu tarafa (muhalefet sıralan) perde mi çekelim?" deyince Açba, "Tamam ara sıra bakabilirsiniz" diye uyansını yumuşattı. "Bizim yoğun) yiyişimiz de budur" diye devam eden Unakrtan, önce gelir vetgisi tarifesinin üst diliminde indirim yapılmasını eleştiren CHP'lilere döndü, sonra vazgeçerBk iktidar milletvekillerine yöneldi: "6u tarafa bakıp konuşayım, madem alınıyohar. Efendim, 'Orasından indirdin de burasından niye indirmedin... Üstten indirdin de alttan indirmedin...' Imkânım olsa da hepsini indirsem." Gülüşmelerin ardından bu kez CHP Trabzon milletvekili Akif Hamzaçebi, gelecek yıl bütçesıne ilişkin tahminini dile getirdi: "2006 butçesini belki başka bir hükümet yani başka birpartinin hükümeti yapacaktr." Maliye Bakanı'nın yanrtı hazırdı: "Insan umduğu müddetçe yaşarmış. Umut etmek hakkınız tabii. Ama böyle rüyalaria hareket etmeyin. Olmayacak duaya da amin dıyemem." Mustafa özyürek, "Bu iktidar sürerse Sayın Bakan'ın yine burada oturacağından şüphem yok" deyince de Unakrtan tevazu göstecdi: "Yok, bu sandalyeler geçicidir. En azından uçakta çok karşılaşıyoruz, hangi tarafa dönsek herkes birbirine 'Sayın Bakanım, Sayın Bakanım...' Birgün bize de diyecekler." Asena, Semra Hanım tutanaklarda... TBMM'de bütçe görüşmeleri sırasında TVIerde artık ana haber programlanna bile damgasını vuran magazinleşme de gündeme geldı. CHP'Iİ Yılmaz Ateş, yayınlardakı "vahim" görüntüye dikkat çektı: "Ulusal yayın yapan bir televizyonda, yanşmanın aktöheıi olan 35 yaşındaki çocuklardan oluşan 'Çocuktan Al Haberi' adlı programdaki yayırta bir bakmakta yarar var. Programı yapan hanımefendi soruyon Asena kimdir, ne iş yapar, Ibrahim Tathses'/n nesidir? 4 yaşındaki çocuğun cevabı şu: 'Ibrahim Tatlıses'in kanlanndan biridir.' Ne iş yaptığını daha iyi anlatabılmek için de 4 yaşındaki ktz çocuğuna göbek atbnlıyor. Bitmedidaha. Bir başka sorv: 'Kaynana nedir, Semra Hanım kimdir?!.' Sayın Başkan, değerii milletvekilleri; 35 yaşlanndaki çocuklara öğretilen işte bunlar. Çocuklar için yapılan programlar bunlar." AKP'lı Zeynep Tekin Börü de aynı konuya değindi: "Artk, anne, baba, çocuk hep biriikte izlemekten hayâ ettiğimiz televizyonlanmızda, her gün biraz daha zıvanadan çıkan yanşmalar, yayınlar, rektamlar, röntgencilik programlan ve benimle evlenir misin, gelinim, kaynanam olur musun Avrupa Biriiği'nin önüne geçti, hepimiz bunu ızliyoruz, bu durumu izliyoruz daha doğrusuprogramlanndan, erkekterin makyaj yapacağı, ağda yapacağı, peruk takacağı en güzel kadın olan erkek yanşmalanna geldı, dayandı iş. Başta, insanlanmcan tepkisini çekecek, midesini bulandıracak bu programlar, televizyonlanmızda başka kalıtelı yayınlar bulunmadığından, gene, ayn kanallara geri dönülüp izlenecek ve zlendikçe zihınlerde zamanla belki de doğallaşacak birprognam daha. Bugüne kadar kötü olan her türlü vasfı allayıp pullayarak, albenili yapan yapımcılar, artk, eşdnselliği özendirici yayımcılığa kadar götürdüler işi." Erdoğan, Belediye Yasası 'nı savundu Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP İstanbul İl Başkanhğı'nın Kızılcahamam Asya Termal Tatil Köyü'nde düzenlediği eğjtim toplantısına kaüldı. Yerel yönetim reformu öngören yasa tasanlannı savunan Erdoğan, Belediye Yasası'nı Anayasa Mahkemesi'ne görüren Cumhurbaşkanı AJunet Necdet Sezer'in eleştirilerini kastederek "Mahalli idarelere güvensizlik, bana göre topluma karşı beslenen güvensizliğin yansımasıdır" dedi. Erdoğan, yerel yönetim reformuna ilişkin çabalaruun "ciddi bir tutuculuk, direnme ve engellenme" ile karşüaştığını sa\ıındu. (Fotoğraf:AA) Baykal, 17 Aralık'ta alınan kararla ilgili bir 'karartma' uygulandığmı söyledi Nota asbnda hükümete ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lıden Deniz Baykal. "Dışişleri Bakanbğı'nın AB notasının asünda. kalıcı kısıtlama yok, diyen hükümete verikiiğinin söyledi. Baykal, Kıbns'ta çözümün anahtannın ABD ve Ingiltere'de olduğunu vurgularken "ABD, Denktaş veya Talat'ı ABD'w davet etse ya da bir ABD uçağı KKTC'ye inse, Rumlar, eyvahKKTCyitanıyacaklardiyeçözüme yanaşmak zorunda kahr" görüşünü dile getirdi. Baykal, dün CNN Türk'te yayımlanan "Ankara KuKsi'' programına katıldı. Baykal, 17 Aralık zirvesinde Türkiye için alınan ka • Kıbns'ta çözümün ABD ve Ingiltere'de olduğunu söyleyen Baykal, "Bir ABD uçağı KKTC'ye inse Rumlar 'eyvah KKTC'yi tanıyacaklar' diye çözüme yanaşmak zorunda kalır" dedi. rann iyi bir karar olmadığım, bu kararla ilgili olarak açık bir "karartma'' uygulandığmı söyledi. Baykal, "fnsanlar içlerinde bir umutyaşatmak istiyor. Zorhıklar var ama bir şekilde gireriz, diyorlar. Senin vatandaşm serbest dolaşamaz, diyoriar. Daha vatandaşımız bunu fark etmedL Kahcı kıottamalann kalHınhnag için Tiir ldye AB'ye resmen nota veriyor. Hani, kaha kısıdama yok, diyor du hükümet Dışişleri'nin verdiği bu nota ashnda bizim hükümete verilmiştir'' dedi. AB yolunda ilk önemli yanlışın zina krizi olduğunu vurgulayan Baykal, kendilerinin bu sorunun aşılması için gösterdiklen çabalann altım çizdi. Baykal, "Başbakan. hakhyız. diye krizi tırmandırdL Sonra gitti Brüksel'de teslim okhT dedi. Baykal, "Türkiye Kıbns Rum kesimini tanımadan müzakerele rebaşlayamayacağıiçinRumlann çöziimü geciktirerek sorunu 3 Ekim 2005 sonrasına itelemek isteyeceğini'' söyledi. 3 Ekım"e dek çözüm için AB'nin de BM'nin de etkili olmayacağını kaydeden CHP lıden, "Çözümün anahtan ABD ve İngiltere'dedir. ABD, Denktaş veya Talat'ı ABD'ye davet etse ya da bir ABD uçağı KKTC'ye inse, Rumlar, eyvah KKTC'yi tanıyacaklar, diye çözüme yanaşmak zorunda kalır. ABD ve bazı büyük AB ülkeleıi anlaşmaohnazsa KKTC'yi detanımak zorunda kahnz, anlaşın, diye Rumlara baskı kurmak zorunda" görüşünü dile getirdi. CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldınm'ı kamuoyu, ünlü "Taşköprü sarmısağı"n\, TBMM kürsüsüne çıkarmasıyla tanıyor. Sarmısak üreticisinin sorunlannı kamuoyuna duyurma amacıyla yaptığı bu girişimle adı, "sarmısakçı vekil"e çıkan Yıldınm, son olarak "Tosya Sankılçık pirinci"n\n tanrtımına soyundu. TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdü'in, milletvekillennin yöresel ürünlerinı Meclis kürsüsüne çıkarmalanna yasak getinnce, Yıldınm bu kez tanrtım faaliyetlenni "kulisler ve TBMM lokantasına" kaydırdı. Kastamonu'dan Sarmısak tamam, sıra pirinçte. getirdıği pirinçlerTBMM lokantasında Yıldınm'ın "tarifine" göre pışınlıp milletvekili, personel ve diğer konuklara "ücretsiz" olarak ikram edildi. Yıldınm, TBMM basın bürosunda da minik torbalann içinde dağıttığı Sankılçık pirinciyle yapılacak pilavın tarifini vermeyi de unutmadı: "Bu ithal pirinçlere göre pariak görunmeyebilir. Ama lezzeti çok farklı ve güzeldir. Bir bardak pirince, 2 bardak su koyacaksınız. Ondan sonra tereyağı ilave edeceksiniz. Sonra da Taşköprü sarmısağıyla yapılmış cacıkla afiyetle yiyeceksıniz..." SP mitingi 'AKP işbirlikçi' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Saadet Partisi'nce düzenlenen "Zalimlere Lanet" mitinglerinin Izmir ayağmda, Irak'ta yaşanan katliamlann yam sıra AKP'nin tavn protesto edildi. Gündoğdu Alam'nda gerçekleştirilen mıtinge yaklaşık 5 bin kişi katıldı. SP Genel Başkan Vekili Recai Kutan'ın da yer aldığı mitingde "Kahn^ sun ABD, işbirlikçi AKP", "Coniler camide, Tayyip nerede" sloganlan atıldı. Partililer, "AllahunAKP'>iafifet!", "Zalimkr için yanan ampul" pankartlan taşıdı PERİNÇEK, BAZI PARTİLERİN YAR1Ş İÇÎNE GlRDİĞtNl SÖYLEDİ AB Komisyonu iyi müzakereci en hain olan y İstanbul Haber Servisitşçi Par doğaniannyaniAmerikaveAvruyönündeki sözlerini de ammsatan Perinçek, bir başbakanın kendi götisi Genel Başkam Doğu Perinçek, pa'nın programı uygulamyor. Milbazı parolenn Avrupa Bırliğı (AB) B olarak büinenbirçokçevTe, CHP. revini yabancı bir ülkenin projesiyile daha iyi müzakereci olma ya DSP, BCP, TSK'nin komuta kade le tammladığuıı ifade etti. Kıbns mesi ve a> dınlar. Erdoğan ile aynı konusuna da değinen Perinçek, nşı içinde girdiklerini belirterek "Erdoğan bir kâğıt imzaladı diye "AB ile en i>i müzakereci en hain AB'yi savıuıuyoıiar. Komutanlar olandır" dedi. Pennçek, ABD'nin yandgı içinde. Böyle Atatürkçülük Kıbns verflmeyecek" ifadesini kulhedef aldığı ülkelerin Avrasya cep ohnaz" dedi. Perinçek, Türkiye'nin, landı. Perinçek, Türkiye'nin du. rumununçokvahim hesinde bir araya gelmesi gerektiğini • Kuzey Irak'ta üstü örtulü bir ABDTürk çarpışması olduğuna dikkat çeşunlan söyledi. başladığını savunan Perinçek, "ABD'nin hedef aldığı kerek"Yönelensöyledi: tehPerinçek, Beşikülkeler Avrasya cephesini oluşturmalıdır" dedi. ditier çokckkti. Kutaş'taki Elif Düğün zev Irak'ta üstü örSalonu'nda"ABkapısuıda Türkiye; üyelikmi,köTelik AB'nin büyük holdinglerine tes tühl bir ABDTürk çarpışması başladL Ama Türkiye'nin direnme kalim edildiğini vurgulayarak söz mi?" başlıklı bir konferans verdi. Türkiye'nin tarihi içinde Batı ile konusu çevrenin rolünün de Erdo bihyeti var. Bunu göğüslev ecek bir bütünleşme, yani sömürgeleşme ğan'ın kandıramadığı kesimi al hükümet hrda kurulmaİL l Ikemiz ve milli devlet olmak üzere iki stra datmak olduğunu söyledi. Erdo Amerika'ya yenilmez. ABD'nin tejiyle karşı karşıya olduğunu be ğan'ın, "ABD'nin BOP'u içinde hedefaldığı ülkeler Avrasya cephesini oluşturmah." lirten Perinçek, "Bugün Tayyip Er Diyarbalar'ı merkez yapacağız'' İlk heyet 14 Ocak'ta Haber Merkezi AB Konseyi'nin 17 Aralık'ta Türkiye'ye müzakere tarihi vermesinin ardından, AB Komisyonu'nun ilk heyeti ocak aymda Türkiye'ye gelecek. Heyet, 14 Ocak'ta yapılması beklenen Ortak Izleme Komitesi toplantısma katılacak. 14 Ocak ve sonrasında, Türkiye ekonomisindeki gelişmelerle ilgili bilgi toplayacak olan heyet, AB'nin yapacağıfınansman yardrmlan konusunu ele alacak. AB heyetinin, ekonomik çalışmalar konusunda da görüş alışverişinde bulunması bekleniyor. Meclis'in şahsiyetini rencide eden kim? Başbakan Tayyip Erdoğan'ın defalarca uyanda bulunmasına karşın iktidar milletvekilleri Meclis çalışmalanna katılımı bir türlü sevemedi. Milletvekillennin hükümet bütçesine gösterdiklen ilgi de sınırjı kaldı. DYP Denizli milletvekili Ümmet Kandoğan, Dışişleri ve Içişien bakanlıklan bütçesi üzerinde konuşmadan önce üşenmemiş genel kuruldakıleri saymıştı. 40 kişinin salonda bulunduğunu söyleyen Kandoğan "Oğleden önce de 21 kişi vardı. Böyle mi olması lazım? Bu, iki butçeye milletvekillerinin ne kadar değer ve önem verdiğinin bir göstergesidir" dedi. Ancak oturumu yöneten AKP'Iİ Başkanvekili Nevzat PakdU, Kandoğan'a hak vermek yerine uyarmayı yeğledi. Pakdil, "Milletvekillerimizi ve Meclisimizin şahsiyetini rencide edici konuşmalara lütfen yer vermeyelim. Bütun milletvekili arkadaşlanmtz çalışmalannın ve sorumluluğunun bilincindedir. TBMM üyeteri gerektiği şekilde görevlerini yspıyor" görüşündeydi. Ancak iki gün önce oturumu yöneten CHP'Iİ TBMM Başkanvekili Ali Dinçer de Hazine bütçesine katılan milletvekili sayısının 50'yi bulmadığını belirterek grup başkanvekillerini uyarmıştı. Zaten ondan önceki gün de Başbakanlık bütçesi CHP'nin karar yeter sayısı istememesi nedeniyle 30 dolayında milletvekilinin et kaldırmasıyla kabul edilmişti! Ama AKP'li başkanvekiline göre parlamentoya katılmayanlar değil, katılıp milletvekilini uyaranlar "Meclis'in şahsiyetini rencide ediyordu!" Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle