25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET + 13 ARALIK 2004 PAZARTESİ EVCELEME Prof. Dr. Ahmet Tonak, lokomotif durumundaki ABD'nin dış borç yükünün tehlikeli boyutlara geldiğini söyledi Dünya ekonomisi krizin eşiğinde ABD GSMH'sinin değişimine harcamaların katkısı 2001 GSMH Tüketim Yatınm Net ihracat Devlet 0.80 1.74 2002 ! Prof. Dr. Ahmet Tonak: ABD bir yandan muazzam bir sanayisizleşme süreci yaşamış, diğer yandan da küresel planda rekabet gücünü yitirmiştir. Açıkçası diğer ülkelere satacak mal bulamamaktadır. ABD dış ticaret istatistiklerine bakma fırsatı olanlar bilir, ihracat kalemlerinde sanayi mallarının payı azalırken hizmet sektörlerinin ihracat kapasitesi kısmi olarak artmıştır. Bence bu durum ABD ekonomisinin dış ticaret performansı açısından ileriye dönük umut taşımanın zor olduğunun göstergesidir. kuvvetli olduğunu dikkate alıp değişik senaryolar bağlamında Çin'in, hatta Türkiye'nin ve diğer 3. dünya ülkelerinin ne kaybedeceklennı tahmın etmekte yarar var. Bu tür çalışmalar mevcut Mesela, benim genellikle değerlendirmelerinı izlediğım ve güvendiğim bir kaynak yukarda sözünü ettiğim CEPR'dir Bu kuruluştakı iktisatçılar Türkiye'nin ve Çin'in de içinde bulunduğu 15 ülkenin dolann değer kaybından doğacak olası zarar mıktarlannı hesaplarruşlardır. Üstte soldaki tabloda bu kayıplar hem mutlak değer hem de ülkelerin GSMH'lerinin oranı olarak verilmiştir. Bu değerlendirmede dolann değer kaybına ilişkin 3 senaryo ele alınmış ve söz konusu 15 ülkenin toplam zaran bu grubun toplam GSMH'sinin oranı olarak da hesaplanmıştır: Ele alınan senaryolarda dolar yüzde 13.8,22.8 ve 42.0 değer kaybına uğramakta ve belirttiğimiz 15 ülkelik grubun bu kur düzenlemelerine tekabül eden toplam GSMH zararlan da yüzde 1.8,3.0 ve 5.6 düzeylerinde gerçekleşmektedir. Şimdi, bütün iktisadi kestirimlerde olduğu gibi bu tahmınlerde de dayanılan varsayımlar vardır ve bızatihi bu yüzden tahminlerin tutması söz konusu varsayımlann gerçekçi olup olmadığina ve de politik konjonktüre bağlıdır (tahminlerin dayandığı çerçeve için şu kaynağa başvurulabilir: www.cepr.net/publications/debtgtrends.htm). 2003 2004* 1.90 | 3.00 2.14 2.29 ( 3.90 3.53 0.46 0.27 0.23 (yıllık, yuzde olarak) 1.39 0.37 j 0.66 0.43 0.52 0.20 0.70 0.60 ' 0.79 * 2004 verileri yılın üçuncü çeyreğine aittir. DTÜ îktişadi ve Idari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretün Üyesi Prof. Dr. E. Ahmet Tonak, dünya ekonomisinin motonı durumunda olan ABD'nin krizin eşiğinde bulunduğunu söyledi. Tonak, 3. dünya ülkeleri söz konusu olduğunda dış borçlanma çok daha az düşük boyutlarda iken yapmadığını bırakmayan, fakat bugüne kadar ABD'nin durumuna ilişkin sus pus oturan IMF bile korkulu vaziyetı dile getinnek zorunda kaldığuu belirtti. Prof. Dr. Ahmet Tonak, dünya ekonomisine ilişkin sorulanmızı yanıtladi' ABD'de 1. Bush döneminden başlayarak artan kamu borçlanma, cari işlem açığının yararüğı ve giderek derinleşen sorunlar sık sık basında dile getiriliyor. SizJn görüşünüz nedir bu konuda? Dünya ekonomisinin yakm geleceğini nasd görüyorsunuz? AHMET TONAK Sözünü ettığiniz gelişmeler önemli. Mesela, Cumhuriyet'te geçen haftalarda ya>imlanan söyleşilerde Korkut Boratav, Sinan Sönmez, Ahmet Haşim Köse ve Ahmet Oncü bu gelışmelerin değişık boyutlanna değindiler ve önemli gözlemler yaptılar. Aynca Sefim Somçağ'ın Yann dergisinde ekım içinde yayımlanan yazısı da son derece isabetli tespitler yapmaktaydı. tavsiye ederim. Günün nesnel koşullan ABD kapitalizmine dünya ekonomisinin motonı olma fonksiyonunu yüklemiştir. Son dönemlerde bu işlev borçlanma pompası ile beslenen ABD içi tüketim ile yenne getınlmektedir. Tablo 1,20014 arası ABD harcama kalemlerinin büyümeye katkılannın dökümünü vermektedir. Görüleceğı üzere ABD ekonomisi son dört yıllık sürenin ılk iki yılında, yatınm harcamalannın GSMH'ye katkısının negatif olduğu dönemlerde bile, ancak tüketim artışının hızı sayesinde az da olsa büyüyebilmiştir. O | Dolar değer kaybının 3. dünya ülke rezervlerinde doğuracağı kayıp Az: %13.8 Kayıp (milyor dolar) Orta: %22.8 2.90$ 2.50$ 1.90$ 0.30$ 93.10$ 1.00$ 0.10$ 0.50$ j 9.50$ 1.70$ , 2.50$ ' 4.40$ 6.80$ 0.60$ i 5.30$ Çok: %42 5.30$ 4.60$ 3.40$ 0.50$ 171.60$ 1.90$ 0.10$ 15.60$ 17.50$ 3.10$ 4.60$ 8.10$ 12.60$ 1.00$ 9.80$ Az: %13.8 %1.20 %1.70 %1.30 %1.20 %3.20 %1.90 %2.00 %4.60 %0.90 %1.60 %1.80 %1.50 %2.60 %1.20 %1.00 Kayıp (%GSMH) Orta: %22.8 %1.9O %2.10 %2.00 %5.30 %3.10 %3.30 %7.70 %1.50 %2.60 %3.00 %2.50 %4.20 •' %1.90 %1.70 i %2.80 : Çok: %42 %3.50 %5.20 %3.80 %3.60 %9.80 %5.60 %6.10 %14.10 %2.70 %4.70 %5.60 %4.60 %7.80 %3.50 %3.20 Arjantin Şili Kolombiya El Salvador Çin ve Hong Kong Kazakistan Kırgızistan Malezya Meksika Peru Filipinler Ş£ 1.70$ 1.50$ 1.10$ 0.20$ 56.40$ 0.60$ 0.00$ 5.10$ 5.80$ 1.00$ \ 1.50$ 2.70$ 4.10$ 0.30$ 3.20$ Güney Afrika Taytand Carl açık sorununun derlnleşme ihtimall •^ Tunus Türkiye Konut yatırımlarını da Içertyor Kaldı ki, bu yatınm harcamalan kaleminin tamamı üretime ilişkin sabıt sermaye yatınmı değildir, konut yatınmlannı da içermektedir. Nitekım yatınmlann büyümeye katkısının pozıtıf olduğu son iki yıllık süre içinde de konut yatınmlannın toplam yatınmlar içindeki payı azımsanmayacak düzeyde seyretmiştir. Örneğin 2003 yılında konut yatınmlannın GSMH'ye katkısı (0.43) sabit sermaye yatınmlannın katkısından (0.33) fazla olmuştur. Aynı süre içinde devlet harcamalannın katkısı göreli olarak az olmakla birlikte, özellikle askeri harcamalann büyüme üzerindeki rolünü vurgulamak isterim. 2004 yıluıa ilişkin devlet harcamalannın GSMH'nin artışına 0.24'lük katkısının asli nedeni askeri harcamalann 0.44'lük katkısıdır (devletın sivil harcamalannın ve eyalet'yerel yönetimlerinin GSMH'ye katkılan negatif olduğu için net katkı 0.24 olmuştur). Tamam, kapitalist ekonomiler için gelişmis bir kredi sistemi, hatta borçlanma elzemdir. Fakat, büyümenin dayanağı esas olarak tasarruf ve yatınm kapasitesidir. Devlet bütçesi ve dış ticaret dengesi sürdürülemez boyutlarda açık verir, hane halkı tüketimi doğnıdan iç borçlanma yoluyla, dolayh olarak da ancak dış borçlanma aracıhğıyla sürdürülebiliyorsa vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuz açıktır. tüketimin finansman kaynağı olarak kullanılagelen konut piyasasındaki aşın değerlenmeyi ve yıne bu piyasadaki düşük faizler ve yeniden ipotek yoluyla borçlanmayı kolaylaştıran regülasyonlann yarattıgı emlak balonunu kastetmiştim. Fakat o konuya geçmeden isterseniz bu dış borç meselesinin geri planına da değinelim. Bildiğimiz gibi dış borç, hatta dış borcu doğuran dış ticaret açığı da sebep olmaktan çok günümüz dünya ekonomısi içinde ABD ekonomisinin vardığı konumun sonuçlan olarak anlaşılmalıdır. Bundan kastımız şudur. ABD bir yandan muazzam bir sanayisizleşme süreci yaşamış, diğer yandan da küresel planda rekabet gücünü yitirmiştir. Açıkçası diğer ülkelere satacak mal bulamamaktadır. Bu söyledığimin biraz abartıh bir değerlendirme gibi algılanabileceğinın farkında olmakla birlikte az bilinen ve vurgulanan önemli bir gerçekliği yansıttığını düşünmekteyim. ABD dış ticaret istatistiklerine bakma fırsatı olanlar bilir. ihracat kalemlerinde sanayi mallannın payı azalırken hizmet sektörlerinin ihracat kapasitesi kısmi olarak artmıştır. Bence bu durum ABD ekonomisinin dış ticaret performansı açısından ileriye dönük umut taşımanın zor olduğunun göstergesidir. Dünyanın hiçbir bölgesi ile şu anda mal ticaretinde fazlası olmayan ABD ekonomisuıin dolann değerini düşürerek bu yapısal konumunu değiştirebileceğini ummak naifliktir. Bütün bunlara rağmen genel olarak kabul gören kanı ve beklenti dış ticaret açığının kapanması için dolann Euro karşısında yüzde 40'lara varan değer kaybı yaşaması, hatta böylesi bir düşüşün kaçınılmaz olduğu şeklindedir. Çln ve Japonya'nın döviz rezervierl Bu boyutta kur düzenlenmesinin sonuçlan ohımhı olabilir tni? TONAK Bence bu soru, sorunun kimin açısından sorulduğuna bağlı olarak cevabı da farklı olabilecek bir sorudur. Yine oldukça sık dile getirilen bir olgu, Japonya'nın ve Çin'in elinde büyük miktarlarda döviz rezervı olduğudur. Dolayısıyla bu ülkelerin dolann düşmesinden hoşnut olmayacaklan da malumumuz. Yine de, düşme eğiliminin Dış borç birtktlrme Bu söylediklerinizi biraz açar nusınız? TONAK Şimdi bu çıkmazın mantığı üzerine basında. örneğin yukarda sözünü ettiğim metinlerde, bir hayli duruldu. Fakat, bazı hususlara tekrar değinmekte yarar olabilir Kaldı ki, bir iki daha az ele alınmış boyutu da gündeme getirmenin yararlı olacağını düşünmekteyim. ABD'nin dış borç meselesi ile başlayacak olursak şunu söyleyebiliriz. Bugün var olan durumun iki özelliğinin vurgulanması gerekiyor. Bir kere bu dış borç meselesınin öteden beri şu ya da bu şekilde var olan bir olgu olduğuna değinerek eskiden olduğu gibi şimdi de bir bıçimde düzeltilebihr ve sonın yaratması önlenebilir olduğu iddia edilemez. Çünkü, yukanda sağda Şekil I'den görüleceği üzere yepyeni bir durumla karşı karşıya olduğumuz apaçıktır. Daha 1980'lerde bile ABD ekonomisi dış kaynaklar bakımından fazla vermekteydi. Bu bağlamda açık verme. yani giderek dış borç biriktirme 1990'lann ve günümüz ABD ekonomisinin alameti farikası haline gelmiştir. İkincı özellik bu borcun nicel büyüklüğü ve diğer ekonomileri de derinden etkileme boyutuna ilişkin. Center for Economk PbBcy Research'ün (iktisat Polıtıkalan Araştınna Merkezi) yaptığı projeksiyonlar, 2003 sonu itibanyla 2.4 trilyon dolar olan borçlanmanrn 2009 yılına vanldığında 7 trilyon dolar seviyesine, kişi başrna ise 24.000 dolara varacağını ortaya koymaktadır. Yine 2003 sonu itibanyla gayri safi hasılaya oranı yüzde 22 dolaylannda olan dış borçlanma, 2009'da şu ana kadar hiçbir gelişmis kapitalist ekonominin yaşamadığı yüzde 48 seviyesine erişecektir. Durum o kadar tehlikelidir ki, 3. dünya ülkeleri söz konusu olduğunda dış borçlanma çok daha az düşük boyutlarda iken yapmadığuu bırakmayan, fakat bugüne kadar ABD'nin durumuna ilişkin sus pus oturan IMF bile korkulu vaziyeti kibarca dile getirmek zorunda kalmıştır. Ne demiştir? "Beklenmedik ve büyük boyutlarda kur ayariamalanna" gerek duyulabıleceğinı belirterek kapalı bir biçimde olası bir finansal paniğe dikkati çekmek istemiştir. Bu tahminleri abartıh bulanlara şunlan hatırlatmakta yarar olabilir: ABD dış açıklannın ve kredı pompalanmasına dayah iç tüketimin sürdürülmesi imkânsızlaşmıştır; dünya rezervlerinin IBRD'nin 2003 verilerine göre yüzde 70'i dolar bazındadır (Economist'in geçen sayısında bu oranın şimdilerde yüzde 65 dolaylannda olduğu kaydediliyordu) ve gelişmekte olan ülkelerin dolar rezervleri GSMH'lerinin yüzde 10'unu, hatta bazılan için yüzde 20'sini aşmaktadn. Dolayısıyla. sonın bu ayarlamalann olup olmayacağı değil, ne zaman ve ne miktarlarda olacağı, dolayısıyla 3 dünya ülkelennın olası kayıplar karşısmda ne yapabıleceğidir. (Baknuz yandaki tablo) Korİoıt Boratav la ve Bankalar Birliği Başkanı Ersin Ozince ile (Iş Bankası Genel Müdürü) yaptığı mülakatlara kısaca değinmek istiyorum. Boratav, Türkiye'nin ihracatında Euro'nun, ithalatmda dolann ağırhğinın fazla olduğunu hatıriatarak Eurodolar paritesinin yükselişinin kısa dönemde dış ticaret dengesi üzerinde olumlu etkisi olabileceğinden söz ediyordu. Nokta, bu dunımu, ithalatın artma potansiyelini, dolayısıyla cari açık sorununun dennleşme ıhtımalini Bankalar Birliği Başkaru Ersin Özince'ye soru olarak yönelttiğinde verilen cevap fınans sermayesının şaşkınlığuıın açık ifadesi gibi "Bu sorulannız çok derin. Bunlara kısa cevap vermem mümkün değir dıyor Ozince. Derin soruya, derin cevap! Aynca, OPEC üyelerinin davranışlaruıı da dikkatle izlemekte yarar var. Merkez bankalannın merkez bankası gibi davranması gereken, ama pratikte rapor yayımlamaktan başka bir işe yaramayan Bank for International Settlements son üç aylık raporunda OPEC dolar rezervlerinde temmuzeylül arası yüzde 75'ten yüzde 61.5'e varan bir düşüş olduğunu kaydediyordu. OPEC içinde özellüde Venezüella'run kısmen siyasi nedenlerle de petrol sabşlannda Euro'ya geçışı körüklediği biliniyor. Ortadoğu ülkelerinin merkez bankalannın ve mali spekülatörlerinın dolardan Euro'ya geçmeye başladıklan ve bu eğilimin de dolann düşüşünde payı olduğu artık sık sık New York Times'ın sayfalannda bile boy gösteriyor (6 Aralık 2004). Emlak balonu Emlak balonu dediğiniz durum nedir ve bu getişmeleri ne şekilde etküemektedir? TONAK Balon misalı, abartıh bir biçünde şişirilmiş olduğu belirtilmeksizin, yani adı konmadan ipotek yolu ile konut borçlanmalannın ABD içi tüketimin pompalanmasında oynadığı role basında değinenler oldu. Benim özellikle gündeme getirmek istedığim bu faktörün nicel boyutlan ve aynen 1990'lann 'dotcom'balonu gibi sönmek üzere olan bir hadise olduğu. Hatta daha da ileri giderek şunu da söyleyebilirim: ABD'nin iç tüketim motorlu son 3 yılki büyümesinin esas dayanağı bu emlak balonu ve nispeten daha az oranda diğer tüketici kredileridir. CEPR'den Dean Baker'ın belirttiği gibi bu kredi talebini doğuran nedenlerin başında, bir yanda 1990'lann 'dot com' olgusunun herkesi borsadan parsa kapma telaşı içinde borçlanmaya sürükleyişi, diğer yanda ise 19962001 hariç son 20 yıldır süren ücret durgunluğu gelmektedir. Sonuç rekor seviyede hane halkı borçlanmasıdır. Ipotekh konut borçlan ve diğer tüketim kredileri toplamı 2003 sonu itibanyla hane halkı harcanabilir gelirinin yüzde 108.3 üne erişmiştir! CEPR'nin son 3 yılrn borçlanma artış hızlarmı baz alarak yaptığı projeksiyonlar 2009 yılında bu oranın yüzde 152'ye varacağını gösteriyor. Konut fiyatlannın reel olarak 1995'ten bu yana yüzde 35 arttığım, yeni ev yapım ve satrmlannın artışuun yani sıra, evleri değerlenen konut sahiplerinin düşük faiz ortarmnda yeniden finansman yoluyla ipotekle borçlanmalannı arttırarak tüketimlerini pompaladıklannı da belirtmek isterim. Dolayısıyla ekonominin herhangi bir nedenle duraksamasırun hane halklannrn bu olağanüstü seviyelere erişmiş borcu kaldıramamalan sonucunu doğuracağını ve zaten şu anda rekor seviyede olan kişisel iflaslann da inanılmaz boyutlara varacağını tahmın etmek için kâhin ohnak gerekmez. Kaldı ki, çöken emlak sektörünün bir dizi yan sektörü ve toplam istihdamı da aynca olumsuz etkileyeceğini düşünecek olursak ekonomik durgunluğun emlak balonunun patlayışı ile uzun süreli bir krizi tetiklemesi ciddi bir ihtimal olarak karşımızdadır. Tonak'a göre ABD ekonomisinin yavaşlaması Çin'in işine gelmez. Bu yüzden Çin ABD tahvillerini devamh satuı almaktadır. Çin ve ülkeye giren sıcak para ANKARA (ANKA) Çin ekonomisi nasd gözüküyor? Sanki büyümesi durdurulamaz. çok canlı bir ekonomi gibi? TONAK Sizin canh ekonomi, başkalanmn Çin'in önlenemez büyümesi şeklinde ifade ettikleri durumu, kimi iktisatçılar aşrn ısınan bir ekonomi olarak görüyorlar. Bunu da, Çin'e giren sıcak paraya bağlıyorlar. Nasd yani? Biraz açar mısınız? TONAK Aslına bakılacak olursa Çin gibi muazzam bir ekonominin şu anda bu ülkeye girenden de fazla miktarda yabancı sermayeyi kaldırabilecek durumda olması gerekir. Fakat dolar hegemonyası yüzünden, yabancı sermayeye sadece ihracat yapabilecek sektörler cazip gehnekte ve sermaye bu sektörlere yatınlmaktadrr. Tabii. sermaye de enayi değil ya. varoluş amacı kâr maksimizasyonu olduğu için dolar cinsinden yaptıklan yatınmlannın dolar kazanabilecek sektörlerde gerçekleşmesine ve de sonunda kârlanrun dolar olarak kendilerine dönmesine dikkat etmektedir. Bu da sermayenin rasyonellliği. Yabancı sermayeden Çin'in kalkınmasını amaç edinmesini bekleyecek değiliz. Bunda ne var denOebflir? Gerçekten, alan memnun, satan memnun olduğuna göre bu durumun sakıncası nedir ki? TONAK Buradaki sorun, aslında bızzat 'ihracata dayah sanayileşme1 adı altında bizim gıbı ülkelere de dayahlan iktisat politikalanrun doğasında olan tıkanma potansiyelidir. Bildiğimiz gibi ihracat sektörleri tanım gereği diğer ülkelerin ithalat taleplerinin sürekliliğine bağunlıdrr. Bu sürekliliğin de bir garantisi yoktur. Mesela. ABD ekonomisinin yavaşlaması, resesyona girmesi Çin'in işine gehnez. Dolayısıyla, Çin elinden geldiği ölçüde bu ihtimalin ki artık ihtimal olmaktan çıkmış adeta bir zorunluluk haline gelmiştir gerçekleşmemesi, en azuidan kısa dönem için de olsa geciktirilmesi için elinden geleni yapacaktır. Çin'in ABD devlet tahvillerini bitmez tükenmez bir iştahla satın almasının arkasında bu ekonomik çıkar nedenselliği yatar. Öyle ya, açıklarla finanse edilen ABD tüketimi. baş finansör Çin'in iştaİu kesilecek olursa kısa zamanda sürdürülemez hale gelecek, bu da üretimi yavaşlatarak resesyonu gündeme getirecektir. Çin'de özellikle ihraç mallan üreten sektörlere yapılan yabancı sermayenin yaratacağı sorunlara dönecek olursak. ihracat yapmayan yani iç pazara dönük sektörler açısından bir sermaye sıkıntısı yaşandığını da belirtmemiz gerekir. Kaldı ki, herhangi bir ekonominin ısınması enflasyonu körükleyebilecek eğilimleri hem Çin'de, ardından da örneğm ABD'de yaratacak ve de gıderek büyümeyı yavaşlatacaktır. Bu sürecin işleyişi, dışa vuruş şekh' nasıl olmaktadır? TONAK Bir kere Çin'in aynı zamanda ciddi miktarda dış enerji gereksinimi olduğunu ve azımsanmayacak ölçüde ithalat bağımlılığı yaşadığını hatırlayalım. ABD'de yaşanacak bir enflasyon faiz oranlannın yükselmesine. bu durum da yatınmlann ve borçlanma yoluyla körüklenen tüketimlerin kısıhnasma yol açacaktır. Sonuç, resesyon ve işsizliktir. Sık sık unutulduğu için şunu da vurgulamakta yarar görüyorum; ekonominin gidişatından farklı sınıflann, bızatihi objektif konumlan gereği farklı etkilenecekleri bir gerçektir. Mesela, faiz hadlerinin yüksebnesi mali sermayedarlann işine gelir, yatınmlannın getirisi artar. Oysa, çalışanlar açısından tercih edilen düşük faizdir. Çünkü düşük faiz. ucuz tüketici kredisi. konut kredisi demektir. Konut piyasasındaki değerlenme Daha az ele ahnan boyutlar olarak ABD'nin bu artan dış borç yükünü mü kastetmiştiniz? Voksa bu geuşmelerin başka yanları da mı var? TONAK Hayu, yukarda bahsettiğim dış borç yükünü kastetmemiştim. Aslında, ABD içindeki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle