Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ARALIK 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 İlan üzerine notlar CHP Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan, "Türkiye'de Kürtler Ne Istiyor?" başhklı ilana ilişkin küçük notlar çıkarmış: Kürtler, Türkiye'de azınlık konumunda değildirier. Civar ülkelerin tümündert daha fazla topluma entegre olmuşlardır. Ama, ilana bakılınca ırk esaslı bir örgütlenme gündeme getiriliyor. Bu; birieştirici değil, ayıncı bir model oluşturma hevesidir. Irak'ın kuzeyinde ABD'nin bir Kürt federe devleti kurma ya da en azından ona kalkan olma durumu açıkça ortadayken, ilandayeralan önerilerin Iskoçlaria, Laponlaria karşılaştınlması gibi natf yorumlaryapılarrıaz. Hiç kimse "Türkiye'de de böyle yapılırsa dunım bölünmeye grtmez' türü bir saflık düzeyinde olamaz. Elbette devlet, Kürt kökenli yurttaşlann eğitime, küttüre, ekonomik kalkınmaya, işsizliğe, fırsat eşitsizliğine dayalı tüm eleştiri ve önerilerine daha büyük ilgi ve daha büyük kaynak ayırmak zorundadır. Türkiye'de köye dönüş projesinin de mutlaka tamamlanması gerekiyor. Bunlarda hemfikiriz. Ama, bunlara ilanda önerildiği gibi Avrupa Birliği desteği ve yönlendirmesi ile girişemeyiz. AB çifte standart uygulamıyorsa, samimiyse, ikiyüzlü değilse ve bize mali destek vermek istiyorsa, AB üyeliği süreci fırsatı var. Buyursun versin bölgesel kalkınma fonlannı, biz de bunlan herhangi bir siyasal müdahale olmadan kullanalım. Leyla Zana öncülüğündeki bir grup, Herald Tribune ve Le Monde gazetelerinde yayımladıklan ilanda "Kürtlerin kendi örgüt, kurvm ve partilerini" oluşturmasının garanti attına alınmasını istiyorlar. llanın altına bakıyorsunuz; Türkiye'de kurulmuş ve kökenine bakılmaksızın tüm yurttaşlann üyeliğine açık olduklannı kamuoyuna açıklamtş, ancak bir bölümü çoğunlukla Kürt kökenlilerin örgütlendiği ve yönettiği DEHAR DEP, HADEP, HEP, ÖTP gibi partilerin başkanlan, eski başkanlan, yöneticileri, eski yöneticileri ile eski milletvekillerinin imzası var ve bunlann hemen hemen hepsi Kürt kökenli. llanın altına bakıyorsunuz; Türkiye'de kurulmuş ve köken aynmı yapmadan üye kaydettiğini duyurmuş bulunan Insan Haklan Derneği gibi, KESK gibi, Tüm BelSen gibi, EğitimSen gibi, Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği gibi, Basisen gibi, TürkTabipleri Birliği gibi, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti gibi çeşitli dernek, oda ve sendikalarda genel başkanlık, genel sekretertik dahil yöneticilik yapmış ya da yapmakta olan birçok kişinin de imzası var ve bunlann hemen hemen hepsi Kürt kökenli. llanın altna bakıyorsunuz; Türkiye'de kurulmuş, halen çalışmalannı sürdüren ve Gazeteci Atilla Özsever, tüm iletişim fakültelerinde okırtulması gereken Tekelci Medyaya örgütsüz Gazeteci" başlıklı çalışması ile Sedat Simavi ödülünü kafaaliyetlerini doğrudan "Kürt kökenliler" için sürdüren Demokratik Uzlaşma ve Kürt Sorununda Çözüm Girişimi (DEMOS), Kürt Kültürü ve Araştırma Vakfı (KÜRTKAV), Toplumsal Sorunlan Araştrma Vakfı (TOSAV), Istanbul Kürt Enstitüsü ile Toplum ve Hukuk Araştırmalan Vakfı (TOHAV) gibi kurum ve kuruluşlann başkanlannın, yöneticilerinin imzalan da var ve bunlann da hemen hemen hepsi Kürt kökenli. ISIK KANSU Yaşananın özeti Sorumlu aydının işi akıp geçen zamanı süzüp yaşananın anlamını tanımlamak değil midir? Muzaffer llhan Erdost'un, geçen hafta sonu TİHAK toplantısında yaptığı da budur. Erdost, "Azınlıklar Sorunu" adlı konferansını bitirirken yaşananı apaçık özetlemiştir: "Azınlık istemleri, dayatmalan, ne denli gerici ise, ülke o denli gericiliğin karanlığına çekiliyor. Bugünün azınlık haklan, yannın federasyonuna ve yannın federasyonu, yeni devletlere aynşmaya giden yolun ilk durağıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'/n atbnı çizdiğigibi, AB'nin üyesi olacaksak, onuriubirüyesiolalım. Salya sümük, yalvaryakar üyesi olunacaksa, biz o üyeliği kabul etmeyeceğiz. Üyeliği, ülkemizi bölüp pazarlayacak, gizli amaçlan için bir araç olarak kullanacaksa AB, biz o üyeliği kendisine iade edeceğiz. AB 'ye girmek için ulusun özünden kopanlarak satılan topraklanmız dahil her şeyi geri alacağız. İşçi sınıfını olduğu kadar, köylüsünü bin bir oyunla yok eden karar ve yasalann yerine, bu ulus, laik, özgür, demokrat ve devrimci yasalar geçirecektir. AB, Türkiye 'nin toprak bütünlüğüyle olduğu kadar, ulusun ulus olarak kimliğiyle, kapalı ya da açık biçimde oynamaktan kaçınmalıdır. Gerçekten ve içtenlikle insan haklannın savunuculan iseler, insan haklannı kendi siyasi amaçlannın aletiyapmaktan vazgeçmelidiher." SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU Metin ve imza çozumlemesi RA3WJKSW&] 'Özel Statü' Tuzağı... Özal'ın "üyelik talebi" Komisyondan çevrikJiğinde (1989), Brüksel'de nedenlerini araştrmıştım. 63 Anlaşması'nı imzalayan Komisyon görevlilerini bulup konuşmuş; onlardan "tarihi bir analiz" istemiştim. 63'te Ankara Anlaşması'nı imzalamak için Türkiye'ye gelen delegasyon üyelerinden Francesco Fresi; "AET; Türklerin siyasi ve ekonomik taleplerini ciddiye almıştı ama hiç ciddiye almadığı birkonu varsa, o da tam üyeliği ilgilendiren maddeydi" demişti; "6'larbu konuya hiç önem vermiyordu. Bu madde sırf Türkteri tatmin edecek bir anlaşma maddesi olarak Ankara Anlaşması'na eklenmişti. Gerçeğe dönüşeceği hiç düşünülmemişti..." Komisyonda basın görevlisi olarak yer alan Ingiliz gazeteci John Lambert da, "Havayı tamamıyla Yunanlılaria imzalanan Ortaklık Anlaşması 'nın şartladığını" söylemışti: "Komisyonun havası... 'Yunanlılaria böyle bir anlaşma imzaladığımıza göre, Türkiye'ye de bir şeyler yaptğımızı göstermeliyiz' şeklindeydi. Tam üyelik sorununun mümkün olduğu kadar güç ve uzak bir ereğe dönüştürülmek istendiğini gayet iyi hatrlıyorum.7//( girişimiyapmakla Yunanlılarakıllılıketti, Türkterkabasaba biranlaşmayla yetinmek zomnda kaldı, şeklinde konuşmaiara şahit olduğumu anımsıyorum...' 70'lerin ikinci yansında Türk masasına" bakan Charles Caporale ise "Türkiye ve Yunanistan'ın farklıyollann yolcusu olduğunu anlamak için Ankara ve Atina anlaşmalannı karşılaştırmak yeterii" demişti; "Anlaşmalara göz attığınızzaman; Atina Anlaşması 'nın Yunanistan 7 tam üyeliğe hazıriamak için yapıldığını, Ankara Anlaşması'nın bunun gerisinde kaldığını görüyorsunuz... Yunanistan anlaşması, ortak tanm politıkasının 'müzakeresini' içeriyorbu. Ankara Anlaşması Türkiye 'nin ortak tanm politikasını olduğu gibi kabul etmesini öngörüyordu. Yunanlılar'ışçilerinserbestdolasımındadaTürkiye'den ileri, otomatık şekilde işleyen haklarelde etmişti...' Tüm bu imzalardan çıkan sonuç ne? Kürtler, »İtHI Türkiye Cumhuriyeti'nde parti de kurabiliyor, kurulmuş partilere de girebiliyor, genel başkan ve genel sekreter dahil yönetici olabiliyor, milletvekili seçilebiliyorlar. Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti'nde vakrf, dernek ve sendika kurabiliyor, kurulmuş vakıf, dernek ve sendikalara girebiliyor, genel başkan ve genel sekreter dahil yönetici olabiliyorlar. Hatta Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti'nde doğrudan Kürtlerin sorunlan ile ilgili demek, ü vakıf kurabiliyor ve bunlann yöneticileri olabiliyorlar... Bu tablo karşısında Leyla Zana ve arkadaşlarının yabancı gazeteler aracılığıyla Avrupa Birliği'ne selam gönderen ilanlarında ileri sürdükleri "Kürtlerin kendi örgüt, kurum ve partilerini kurmalannın garantiye alınması" önerisi, yurttaşlığı reddedip kendilerine "ayncalık (imtiyaz) verilmes/"ndenöte, "aynlma" d\leğini, niyetini çağrıştırmazmı? Kürt kökenlilerin, parti, demek, vakıf, sendika kurduklan ve yöneticisi olabfldikteri Türkiye'de "yalnızca Kürtlerin üye ve yöneticisi olduğu sendika, dernek ve partilerin oluştunılması" istemi hangi çağdaş ve demokratik ilkeyle bağdaşır? Tıpkı Zana ve arkadaşlan gibi bir grup Türk toplaşıp "Yalnızca Türk kökenlilerin üye ve yöneticisi olduğu örgüt, kurvm ve partiler kurulsun" dese, bu ırkçılık sayılmaz mı? yük birkesiminin medyanın tekelciyapısınavehabercilik anlayışına tepki gösterdiği bir ortamda, ödüljürisinin de bu toplumsal duyarlılığa katılması sevindirici." Duyarlık zandı. AtHlaözsever'e 'Odülü nasıl karşıladınız?" diye sorduk. Kısaca yanrtladı: "Medyanın yozlaştığı, kamusalanlamda gazeteciliğin yapılamadığı, toplumun bü 'Müzakere çerçevesindeki' mayın... Niye böyle uzun uzun tarih anlatıyorum? "Ortaklık Anlaşması" yıllan alışkanlıklannın çünkü, 17 Aralık zirve yaklaşımına ve taslaklara bire bir yansıdığını görüyorum... Nedir bunlar derseniz: 1. Aradan sanki 40 yıl geçmemişcesine... tam üyelik sorununun hâlâ mümkün olduğu kadar güç ve uzak bir ereğe dönüştürülmek istenmesi... 2. Türkiye'nin yolunu bu kez de Hırvatistan'dan "ayn tutma" istemi... Bu artık bir Brüksel klasiği oldu... 63'te farklı çerçevelerde kurgulanan Atina ve Ankara anlaşmalanndan sonra, AB Helsinki'de de aynı şeyi yapmış; bizimle birlikte "aday" ilan ettiği diğer 12 ülkeyle "müzakere açarken"; Türkiye ile aemamıştı. Şimdi de son anda kuyruğa giren Hırvatistan'la Türkiye'nin "müzakere çerçevesini" ayn tutmaya çalışıyor. İşte 17 Aralık'ta Türkiye'yi bekleyen en büyük tuzak budur. Türkiye'yi bir biçimde gene "izole etmek" ve diğer aday Hırvatstan'dan "soyutlamak"... Buyapıldığı anda; tüm diğer paragraf ya da cümlelerde ne söylenirse söylertsin, bir "özel statü" ya da "özel adaylığın" y d u açılmışolur... Bunu nerden çıkardın diyenlere, taslak metinlerin 22. paragrafını dikkatle incelemelerini öneririm. "Hırvatistan "\a Türkiye için düşünülen 'farklı müzakere çerçevelerinin' anahtan; 22. paragraftaki tek bir sözcüğe gömülmüş: "This" ve "eacrı". Bu metinlerin teknik dilinden anlayan diplomatlarca şimdiye dek çıkan "en iyi taslak metin" olarak adlandınlan ilk metinde "bu (this) müzakere çerçevesi" ıfadesi kullanılıyor... İlk metindeki "bu" sözcüğü, tüm adaylar için geçerli otacak "aynı modalitelere sahip bir müzakere çerçevesi" ima ediyor. Son iki taslakta ise, "bu" sözcüğünün yerini "her" (each) kelimesinin aldığını görüyoruz. "Bu yani tek müzakere çerçevesi" yerine ayn ayn ele alınabilecek "her müzakere çerçevesi" deniyor. Uzman diplomatlar işte burada bir alicengiz oyunu kurgulandığını düşünüyor. Son taslaklara şekil veren 1 Aralık tarihli COREPER tutanaklanna dönüp baktığınızda, bu konunun Brüksel'deki AB daimi temsilcilen tarafından açıkça tartışıldığını görüyorsunuz. "öze/sfafü"cephesi; FransaveAvusturya "Hırvatistan 'la Türkiye 'ye aynı müzare çerçevesi uygulanmasını sakmcalı" buluyor. Dönem Başkanı Hollanda da dönüp onlara "Yok canım, olurmu öyle şey!" 6emiyor. Ya ne diyor "AB'nin adaylararasında aynmcılık yaptığına dair malzeme üretmeyelim!" Ortaklar belli ki bunun üzerine "cinfikir" bir buluşta brleşip; 22. paragrafa "Bu muzakare çerçevesi" yerine "Hermüzakere çerçevesi" tanımını koyuyoriar. Ve buna uyanmayacağımızı varsayıyoriar. Bir ülke bu kadar da aptal yerine konur mu? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞtPAL KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak <ı turk.net Emekli Aylığuuıı Kesilmesi (Sakadar) SORU: İşyerimizde sakat kadrosunda bir çahşanımız emekli olmak istemektedir. Süresini doldurduğunu ifade ediyor. Sorumuzşu: Emekli olduktan sonra, yeniden çahşırsa, emekli maaşı kesilir mi? Çahşanımız, SSK sigortalısıdır. (A.D.) YANTT: Anayasanın "Sosyalgüvenlikbakınundanözelolarak korunması gerekenler" başlıklı 61. maddesinde: " Devlet sakatlann korunmalaruu ve toplum hayaüna intibaklannı sağlayıcı tebirleri ahr" denilmekteyse de sakatlann toplum yaşamına uyum sağlamalan için alınan önlemlerin yeterli olduğunu ve sakatlann özel olarak korunduklannı söylemek olanaksızdır. Ancak, yasalarda sakatlar için çok yetersiz de olsa bazı uygulamalar öngörülmüştür. 1475 sayılı Iş Yasası'nın 25. maddesiyle işverenlere "sakat khnseyi" çahştuma yükümlülüğü getirilmiştir. "A) İşverenler 50 (elü) veya daha fazla işçi çahşürdıklan işyerlerinde yüzde 3 (üç) oranında sakat kimseyi meskk, beden ve ruh durumlanna uygun bir işte çalıştırmakla yükümlüdürier." "Sakatlann tstihdamı Hakkında Tüzük"ün 2. maddesine göre, "Bedende, zihinsel ve ruhsal özürieri nedeniyle çahşma gücünün en az yüzde 40'ından (lark) yoksun olduğu sağhk kurulu raponıyla belgelenenler" sakat sayıhrlar. Tüzüğün 10. maddesi uyannca: "Sakathk daha düşük ücretie çahşürma sebebi olamaz. Sakat işçiler, diğer işçikre yapılan sosyal yardımlardan aynen yararlanırlar. Toplu iş sözleşmelerine sakat işçiler aleyhine hükümler konulamaz." 193 sayılı Gelir Vergisi Yasası'nın 31. maddesine göre çalışma gücünün en az yüzde 40'ını yitirenler üçüncü derece sakat sayılmış ve aylık ücretinin 110 milyon lirası vergi dı>ı bırakılmıştır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nuı 60. maddesine göre: "Sakathklan nedeniyle vergi indiriminden yaraıianmaya dak kazanmış dunımda olan sigortahlar, yaşlan ne ohırsa oV»un, en az 15 yıldan beri sigortah bulunmak ve en az 3.600 JÜn malullük. yaşhhk ve ölüm sigortalan primi ödemek koîuluyla yaşhhk ayuğmdan yararlanırlar." Işinden aynlan ve yaşlılık aylığı da bağlanan sakat bir sigortah da diğer sigortahlar gibi yeniden ve SSK kapsamında çahşmaya başladığında. almakta olduğu yaşlılık ayhğı iseği dışında kesilmez. Çalışmasını sosyal güvenlik destek priTii ödeyerek sürdürür. Bu uygulamada hiçbir aynm yapılmaz. \ncak bu konuda uyuhnası gereken kurallar, SSK Genel Vlüdürlüğü'nün 27.5.1986 günlü, 3529 sayıh genelgesinde jçıklanmıştır: "(...) Ük defa yaşhhk ayhğı bağlanacak sigortahnın, sosyal TÛvenUk destek primi ödeyerek aynı işyerinde sürdürecek olnası durumunda da tahsis talep tarihinden önce işyerinden lyrıhnış ohnası şarttır. Bu itibarla, ilk defa yaşhhk ayhğı bağlanacak sigortahnın jncetikle cari usuDere göre tahsis talebmde bulunması sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çahşmaya devam edecekie bu hususta örneği kurumca haznianan dflekçeyk aynca müacaat etmesi gerekmektedir." Kısaca, 3529 sayılı genelgedeki, "Işinden aynlan ve sos, al güventik destek primi ödeyerek çahşacağını yazıh istekte julunarak yerine getirdikten sonra, yaşhhk ayhğı bağlanan, iakat statüsündeki bir sigortahmn, sosyal güvenhk destek priTii ödemek koşuluyla yaşhhk ayhğı kesilmeksizin çahşmasım ster eski işyerinde, ister bir başka işyerinde sürdürmesi, yaşıhk ayhğuun kesihnesini gerektirmez." ^Konuyla ilgili yargı karan özeti: 1) "ÖZET: Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşhhk ayhğı ümaktayken sigortah bir işte çahşmaya başlayanlann ayhkan, sosyal güvenlik destek primi ödedikleri sürece kesilmez. kaşhhk ayhğının kesiüp kesUmeyeceği konusunda ayhk sahilinin tercih hakkı vardır. Sigortahmn tercihi kesilmesi ve idenmiş olan ayhklan geri istemesi kanuna aykmdır." (Yargıtay 21. Hukuk Daıresi'nin, 21.2.2000 tarih, 2000/1366 3sa$ ve 2000/1322 Karar) { dVH^SHARBÎ SEMİHPOROY YAV, BZA VI semihporoy(a yahoo.com BULMACA HAYAT EPlK TİYATROSU Mt/srAra B/LGJ/V , EMNIYET6N.MD.LÜ&J KAPKAÇA VE SOYGUNA SEDAT YAŞAYAN hayatBpik(amynet.com |ÖZEUE"BVDEN DENILEN 43 YÖNTEM YE.RtNi .1 TEKÖNEM ı&ETIRILEBtURDI; ADALETE V TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 13Arahk Fofoğraf/arın doğal ' bukluâ' wtmc.nuuntazarOsan.com 1323'M 8U&JN, l'NGİLTBRB'OE /t£?NÇ BİR AV S'tLAHt OEueHDİ. BiÜUeU "Ç/F7£"l£eDEH KÜÇÛK BİR FAÜKLA AfRlLAN SİLAHIN ĞZeUİĞİ, UAMLUSUUUU HEMEN ALkovanlart, INA MOMTB eOiLEH BİR FOTOĞRAF UA9 YerteşHrildiği yer, KİUASI mŞIMASFfDI. NOfİMAL 8iü FiO BüyuKi/muf kamera komnı, ÇBK BÛYÜIUJJĞLIMDEH.İ MAIdHA, BİR O KaCOtn aym büjükJ/v*üş KJJÇÛK FİLM içetZİYORDU. TETİK ÇBprafı, K.İLDİĞ/HDE, TEPESİNPEICi DEtOANÇĞR, O MeJefi hulan bir afif.. oPTüfZAröeü ÇALiçneiYOR. ve söfSÜNTÜ FİLM£ YANStyoeDU. BUNMM SONRA DA SlRA, KABTA 8ASILMASINA 6EÜYOePU.Ç0K SAYIPA BULUNPuHULABİlBH KAMERA. KOVMIAR1NIN ÖZEL.ÜKLE KANSJ2 AV. YUKARIDAN AŞAĞIYA: aLIK İÇİN İOBAL OLOU6U DÜŞÜNÛU&KTEYDİ. 1/ Mimarlıkta, yağmur suyunun çatının dışına atılması için yapıya dik olarak düzenlenen kısa oluk... Kuzu sesi. 2/ Madenleri yontmaya yarayan çelik araç... tslamTC hktan önce Kâbe'de duran putlara verilen ad. 3/ Bir tür ZEYTÎNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN ufak ve hafif motosiklet... Anadolu'da kurulmuş eski bir Esas No: 2004/734 uygarlık. 4/Asya ve Afrika'nın tropikal bölgelerinde yaKarar No: 2004/795 şayankısahortumlubirhayvan. 5/Halojenlergrubunun Hâkim: Kemal Guzel 20998 dördüncüametaliolanyalıncisim... Birmeyve. 6/Fas'ın Kâtip: Zarif Nalbantoğlu plaka işareti... tnsaru istenmeyen seçeneklerden birini izMahkememize ait 2004/734 Esas 2004/795 Karar sayılı dosyada Sivas merkez, Porsuk, cilt no: 172, hane no: 16'da kayıtlı bulunan lemeye zorlayan durum. 7/ E>üz kenarlı şapka. 8/ MuğÖmer ve Ayfer'den olma 11.6.2003 doğumlu Ceren Zeynep Daştan'a Kastamonu, Tosya, Cumhuriyet, cilt no: 00003, aile sıra no: 17, la ilinde antik bir kent... Müstahkem yer. 9/ Duyu organsıra no: 55'te kayıtlı Kamil ve Dilber'den olma 1961 doğumlu Gülseren Erşan'ın açümış bulunan Zeytinburnu Aile Mahkemesi'nin lannın dıstan algıladığı bir nesnenin bilince yansryanben2004/568 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere kayyun olarak tayin edilmiştir. 18.8.2004 Basın: 56563 , zeri... Dökme demir, pik. j; A KANSIZ AV/. SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Kesinti göstermeksizindeğişmez bir düzenlilikle yinelenenolaylardizisi...AtasözlerinedayanandidaktikÇınşııri 2/ Bir tümceyi ohışturan bırimlerdenherbiri... Acılar, aynhklar.sevilerüstüne yakılmış türkü. 3/Lokantalarda garsonlann yemeği veren arkadaşına "kalsın, vazgeçüdi, verme" anlamında söyledikleri söz... Temel, esas. 4/ Patenle ka>ina eylemi. 5/ Bir yanşın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her 8 biri..."Gültenlidu 9 dakh, kömür gözlü, sürmeli" (Yahya Kemal). 6/Ohımsuzhıkbeürtenbirönek... Bir tarafa yönelme. dönme. II Ege Bölgesi'nde yaygrn bir halk oyunu. 8/ Mersin'in bir ilçesi... Bir mağazanın yalnız bir tür eşya satılan bölümü. 9/ Bir kimsenin davranışlanna temel olan ahlak ilkelerinin tümü... Kırklareli'nin lğneada beldesinde, birçok kuş türünü banndıran bir göl