20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak S B PB B B B B B B 10 9 12 12 11 10 12 9 9 Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya tf^\ HABERLERlN DEVAMI Sinop 8 Y 8 Y 7 Y 7 S 4 S 5 S 0 PB 1 B 16 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van Kars B B B B B B K K PB 14 15 6 7 4 7 1 1 9 i SısJı Bulutlu Yurtiun kuzey ve doğu kesımlen parçalı çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadenız, Smop çevrelen ıle sabah saatlennde Doğu Anadolu'nun guneydoğusu yağışlı. dığer yerter az bulutlu geçecek Marmara ıle yurdun ıç ve doğu kesımlen nde sıs gorulecek. Hava sıcaklığı kuzeybatı kesımlerde bıraz artacak, dığer yerterde değışmeyecek. t Çok bulutlu 12 ARALIK 2004 PAZAR DIŞ MERKEZLER Oslo B Helsınkı PB Stockholm B Londra B Amsterdam B Brüksel B Parıs B Bonn B Münih B ü 2 4 1 5 1 4 4 3 Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B 4 PB 12 B 3 B 5 B 8 Y 17 B 14 B B 4 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire 5 Şam C3Kartı PB 11 \ Sulu kar > GOK gürültülü PB 5 9 Y K 12 Y 21 K Y PB Y 2 15 4 14 . Yagmurtu G U N C E L CÜNEYT A C Y R K R AÜ E • Baştarafı 1. Sayfada güller açıyor. Bu içerikteki son yazılarda çeşitli olasılıklar sıralanıyor. Fakat nedense AB Konseyi'nden geçmesi olası son taslakta Türkiye'nin kabul etmemesi gereken kimi koşullara tek sözcükle olsun değinilmiyor. Artık kamuoyunun da yakından tanıdığı, kim olduklarını isim isim bildiği kimi yazarlar, memleketi sever olmaktan soyutlanmış, Avrupa Birliği sever konumda. Uzun bir müzakere süreci. Belki on, belki on beş, hattayirmi yıl. AB dayatmalarını sineye çeksek bile AB istediği zaman Türkiye'yi dışlama olanağını elinde tutuyor olacak, yıldız yazarlarımızdan tık yok. Yazarlarımızda tık yok da hükümette var mı? Koşulsuz tam üyelik sloganına takılmış, o başkentten diğerine gidip geliyor. Koşulsuz tarihte ısrar ettiğine göre kimi koşullann 17 Aralık karanna yazılmakta olduğunu biliyor. Velakin medyaya yansıyan, üye ülkelerin açıklamalarında yer alan koşulların hemen hepsine karşı mıdır bu hükümet; yoksa karşı çıksa bile karar metninden çıkanlmasını sağlayamayacağı için kimilerine (veya hepsine) göz mü kırpıyor, henüz bilinmiyor. Son taslakta da değişen bir şey yok. örneğin vatandaşlanmızın serbest dolaşım hakkı sürekli kısıtlanmak isteniyor. Müzakereler olumlu sonuçlansa da Türkiye'nin üyeliği, örneğin Fransa'da (veya bir başka üye ülkede) referandumdan geçecek ve bugünkü eğilimler Fransız halkına on, on beş yıl sonra da egemen olursa üyeliğimiz reddedilecek. Güney Kıbrıs'ın bastırmasıyla Kıbns'ı tanımayı sağlayacak paragraf yerli yerinde. Yunanistan'ın dayatmasıyla Ege sorunu Lahey'e gidiyor. Tanma kısıtlamalar getiriliyor. Saymakla bitmez koşullar, koşullar... Ama hükümet gibi tarih almaktan, müzakere masasına oturmaktan başka, gözü bir şey görmeyen AB sever yazarlarımız yazılarında, TV'den döktürdükleri yorumlarda koşul moşuldan söz açmıyorlar. Efendileri AB! ••• Bu tutum bugün ortaya çıkan bir tutum değil. AB'nin kimi koşullara hazırlandığı aylardır biliniyor. 6 Ekim'de yayımlanan AB ilerleme raporunda bugün sözü edilen koşulların hemen hepsi yer alıyor. Türkiye'ye iltimas geçtiğini öne süren eleştirilere o zamanki genişlemeden sorumlu komiser Verheugen, biraz bekleyin. Raporumuz çıksın, ağır koşullar içerecek göreceksiniz, demeye gelen demeçler veriyordu. Rapor bir dizi koşul içererek çıktı. Bir saatte yüzlerce sayfayı okuma marifeti gösteren Başbakan, raporu dengeli bir rapor diye övdü. Böylece, bugün yeniden tartışma piyasasını saran koşulları o gün sineye çekmiş, sindirmiş oldu ve fakat: 17 Aralık'a kadar Kıbrıs'ı tanıma dayatmasına karşı çıkış dışında Türkiye'yi şamar oğlanına çevirecek koşullann kararda yer almaması için gerekli direnci hemen hiçbiralanda gösteremiyor. Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, dil sürçmesi diye geçiştirdiği Kürdistan tanımının "Türkiye'de sıkıntı yarattığını, oysa her vatandaşın o devletin parçası olmayı istememe hakkına sahip olduğunu" söylüyorve.. hervatandaşın (tabii Kürtlerin) "sizin değil kendi devletimi istiyorum diyebilmeli" diyen konuşmasının üzerinden iki gün geçiyor. İki Batılı gazetede Zana'lı Kürtlerin özerklik isteyen ilanları yayımlanıyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin durumu anayasaya aykın buluyor. Adalet Bakanı Çiçek Cemil ise bölücülük mü, değil mi; TCY'ye aykırılık var mı, yok mu söz etmiyor. Savcılar harekete geçmiyor. Taslaklardaki sınıriı iyileştirmeler bile iktidara, yıldız yazariara yeterti. Onlar için koşullu tarih "mutlu son!" Kadınlar eve dönüyor Kadınlann çalışma hayatından çekilmesisonucu, işgücüne katılma oranı da düştü. y Son biryü içinde 'ev işleriyle meşgul olmayı seçen kadın sayısında patlama yaşandı I Baştarafı 1. Sayfada • Eksik istihdam edilen kadın sayısı 131 binden 115 bine inerken işsiz kadın sayısı da 666 binden 660 bine indi. Buna karşın kadınlardaki işsizlik oranı, geçen yılın aynı dönemıne göre yüzde 0.1 arttı. Geçen yıl yüzde 9.4 olan kadınlardaki işsizlik oranı, bu yılın 3. döneminde yüzde 9.5 oldu. İstihdam edilebilecek kadın sayısı artarken "istihdam edilen, eksik istihdam edilen ve işsiz olan" bir başka deyişle işgücü piyasasındaki kadın sayısının azalması kadınlann iş hayatından çekildiği şeklinde yorumlanıyor. • Kadınlann çalışma hayatından çekilmesinin bir sonucu olarak, kadınlann işgücüne katılma oranı da düştü. Buna göre, geçen yıl yüzde 28.8 olan kadınlann işgücüne katılma oranı, bu yılın G U N D E M M SAAB LA UT F ABY OYAN: KIRSAL CÖÇÜN ETKİSİ VA CHP Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan, kadınlaruı iş dünyasından giderek çekihnesinde kırsal kesimden şeİıirlere dönük göçün de etkisi olduğunu belirtti. DlE'nin de bu açıklamayı yaphğını ifade eden Oyan, şöyle devam etti: "Kırsal kesimden gelen kadınlann kendilerine uygun iş bulamadıkları için kentte ev işleriyle uğraştığı belirtiliyor. Ancak biz bu gerekçenin abartıldığını ve bu sayede işsizlik oraniannın daha düşük gösterildiğini düşünüyoruz. Üstelik kadınları yeni iş alanlan için eğitmek de de\letin görevidir. Genel düşünce, ücretlerin düştüğü bir dönemde işsizliğin gerilemediğidir. İşgücüne katılımın sürekli yüzde 50'nin altında çıkmasL, işsizliğin azalmadığını gösteriyor." 1 yıl içinde çalışmak yerine "ev işleriyle meşgul olmayı seçen" kadın sayısında artış gözlendi. Geçen yılın 3. döneminde 12 milyon 584 bin olan ev işleriyle meşgul kadın sayısı bu yılın aynı döneminde 664 bin artarak 13 milyon 248 bine çıktı. • tşbaşı yapmaya hazır olup işgücü piyasasmda yer almayan kadm sayısı da 250 binden 504 bine çıktı. • Kadın öğrenci sayısı 1 milyon 307 binden 1 milyon 246 bine inerken emekli kadın sayısında da benzeri bir eğilim yaşandı. Emekli kadın sayısı 582 binden 483 bine düştü. Çalışamaz durumdaki kadınlann sayısı da geçen yılın aym dönemine göre 200 bin artarak 1 milyon 505 binden 1 milyon 705 bine çıkü. CHP'üOğuzOyan aym döneminde yüzde 27.7'ye düştü. • Tüm bu gelişmelerin ışığında işgücüne dahil olmayan 15 yaş ve üzerindeki kadın nüfusu 1 milyona yakın arttı. Geçen yıl 17 milyon 602 bin olan işgücüne dahil olmayan kadın nüfusu, bu yılın aynı döneminde 18 milyon 185 bin oldu. • DÎE'nin verilerine göre, son • Baştarafı 1. Sayfada giderier... Sırtınızda çanta varsa, bıçakla bağlan kesip alıriar..." Bütün bunlan dinlerken, bizim ülkemizde de durum iyi değil ama, bereket günlük yaşam bu kadar tehlikeli değil derdik... Şimdi artık diyemiyoruz. ÂKP iktidarının ülkeye kazandırdığı önemli sektörlerin başında kapkaç geliyor. Gazetelerin 3. sayfa haberierinin klasiği de bu oldu. Ucu ölümle sonuçlanan olaylar da kanıksandı kanıksanacak... Öyle ki, bir delikanlı trende cep telefonu için öldürülüyor. Organları birkaç kişiye yaşam katıyor. Elbette bu yanı insani ve haber değeri taşıyor. Ama kapkaçın neden böylesine vahşi bir boyut aldığı, bunun altında nelerin yattığı sorgulanmıyor. Hafta içindeki haberlerse işin daha da ürkütücü boyutlara ulaştığını gösteriyor. Artık kapkaçın tek yönlü bir sektör olmaktan çıktığı anlaşılıyor. Şu sürece bakın: Anadolu'nun değişik illerinden çocuklar kapkaççılık yapmak için ailelerinden isteniyor. Aile "çocuğum biraz para kazanacak" beklentisi içinde veriyor. Çocuk Istanbul'a getirildiğinde özel bir kurstan geçiriliyor. Yani eğitim yüzü görüyor! 3 günde bu eğitimi tamamladıktan sonra işe gönderiliyor. Günde bir kapkaç şart. Yapamazlarsa kursu veren hesap soruyor... Bunlar gazetelerde zanlıların ifadelerine dayanılarak yapılmış haberler. Iddiaya göre çocuklar kapkaçtan elde ettikleri her şeyi "büyüklerine"getiriyorlar. Karşılığında çocuğun ailesine de ayda 300 milyon lira para veriyorlar! Çocuğun kira bedeli olarak! Yüzde 23 artış Aktardığımız tablo Türkiye'deki en güçlü sigortanın, yani aile sigortasının da yıpranmaya başladığını gösteriyor. Bir aile çocuğunu nasıl kapkaççılara "kiraya" verebilir? Eskiden benzer "sektör" dilencilikti. Alanın uzmanlan çocuklan devşirirler, büyük kente getirirler, göstermelik olarak orasını burasını sararlar ve dilendirirlerdi. Akşam da hasılatı toplayıp pay ederlerdi. Vıcdana dayalı bu sektörün yerini zora dayalı kapkaç almış görünüyor. Neden böyle oldu? İnsanlann artık dilencilere para verecek vicdanı ve cüzdanı olmadığı için mi? Ekonomik durum kötüleştiği için mi? Toplumsal dokumuz bozulduğu için mi? Anlaşılan o ki, tümü. 1012 yaşında kapkaçla gözünü dış dünyaya açan bir çocuk ileride ne olur? Bu işin ustası olur. Işini geliştirir. Yeni iş alanlan yaratır. Hükümetin bu gidiş karşısındaki arayışlan, sorunun etrafında dolaşmaya dönük. Başlangıçta kapkaça daha ağır ceza vermenin önlem olduğunu sandılar, olmadı. Şimdi nedenlere inmeye çalışıyorlar. Altından da şu dört etken çıkıyor: Eğitimsizlik, göç, sorunlu aileler, ekonomik zorluk... Hükümet ve hükümet medyasına göre ekonomi iyiye gidiyor ama, bu iyilik çok da hayra yorulacak gibi değil! Emniyet kayıtlarına göre 2004'te kapkaç bir önceki yıla oranla yüzde 23 artmış. Bunun üzerine korunmanın yollannı geliştirmişler. 43 yol saptamışlar. Işte bazılan: Çok az para taşıyın. Karanlık ve tenha yerierde dolaşmayın. Saat ve adres soranlara karşı dikkatli olun. Saldın olursa direnmeyin, yüksek sesle yardım isteyin. Ben bu önlemleri anımsıyorum... Iç dengesi altüst olmuş, toplumsal dokusu bozulmuş, umut yorgunu ülkelerden! ankcumwcumhuriyetcom.tr DEHAP'hMutiar. Diyabgyolu açıjkın DEHAPlı kadınlar, AB'den müzakere tarihinin ahnacağı 17 Aralık öncesinde, "Kürt sorununun çözümü konusunda şiddetin durdurulması ve diyalog yolunun açılmasım" istedi. Galatasaray'da bir araya gelen grup adına bir basın açıklaması yapan DEHAP tl Kadın Kollan Vönetim Kurulu Üyesi Kadriye Kanat, Türkiye''nin zenginlikleriyle uyum içinde ortak bir tarih ve miras üzerinde şekillenen bir ülke olduğunu belirterek, "Bölünme fobileri aşılarak öz dinamiklerimize güvenerek tüm sorunlarımızı aşabiliriz. Türk'ü, Kürt'ü. Lazı, Çerkezi, Ermenisi ve Süryanisiyle temelleri atılan Cumhuriyerimiz, bürünlüğün temel güvencesidir" dedi. (Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU) 'Türkiye'deki Kürtler ne istiyor' başlıklı ilanla ilgili tartışmalar büyüyor Aslan'ın savunması alınacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) tki yabancı gazetede yayımlanan "Türkiye'deki Kürtler ne istiyor" başlıklı ilanla ilgili tartışmalar büyüyor. îlanın altına imza atan CHP Ağn Milletvekili Naci Aslan ın parti tarafından savunmasının isteneceği bildirildi. îlanın altında imzası bulunanlardan bazılannın "ilanın içeriğini" bilmedikleri ve onaylamadıklan ortaya çıktı. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Yerlikaya, Türkiye'de demokratik haİdann gelişmesini en çok CHP"nin istediğini ancak gazetelerdeki ilanda "federatif bir çözüm" önerildiğine dikkat çekerek "Bu sistem çözüm değildir, bu üniter sistemimize de zarar veren bir anlayıştır" dedi. Leyla Zana'lar da böyle söylüyor. Biraz çarpık bir olay ile karşı karşıyayız. Biz savunmasını alacağız." Aslan ise "ilanın içeriğini bilmediğini, özerkükle ilgili ifadelere katılmasının söz konusu olmadığmT bıldirdı. SHPTı Dikıli Belediye Başkam Osman Özgüven de "Böyle bir metinden haberi olmadığuu, kimsenin kendisini aramadığını ve imza da atmadığını" söyledi. ilanın altında imzası yer alanlardan Yaşar Seyman ise "imzasının arkasında olduğunu, ancak ülke bütünlüğünü savunduğunu, federasyon istemesinin kesinlikle söz konusu olamayacağını" bildirdi. Kendilerl kullanılıyor1 Seyman, ilana nasıl imza verdiği sorusunu şöyle yanıtladı: "Beni tstanbul'dan arkadaşım Nimet Tannkulu aradı, savunulan düşünceleri özetledi. Bana özetlenen metinde otonomi yoktu. Ben de onay verdim. İngilizce metinde otonomi yok. Ben Cumhuriyet kadınıyım. Kürtçü değüim, önder de değilim. Ulkesinin AB'ye girmesini isteyen bir Kürt kadınıyım. Metin değiştirilmiş olabilir. Bunu yapanlar kendileri kaybediyor, kendi niyetlerini ortaya koyuyor. Ashnda kullamlan kendileri. Araya niyetlerini sokuşrurup sonra da kıyamet kopunca geri adım atanlan Kürt halkı değerlendirecektir." Başbakan Recep Tayjip Erdoğan, "Hangi vicdanla bu aziz milleti. bu coğrafvanın ruhuna, hamuruna, birikimine yedi ALGÖZÜMSEYREYLE IŞILÖZGENTÜRK Cesaret nedir? • Baştarafı Arka Sayfada bulmuştu. Öylesine sadeydi. Üstelik artık hafifçe sarkmış göbeğini hiç umursamıyordu, yüzündeki çizgileri umursamadığı gibi. Çizgilerini utnursamadığı gibi onlan sevdiği çok belliydi. Onlan kapatmak için herhangi bir makyaj hilesine başvurmamıştı. Şöyle diyordu: "Bütün bu çizgilerde derin acıların, büyük mutlulukların, hayal kınklıklarının, başarının, sevmenin, ihanetin izleri var. Beni ben yapan bunlar, beni böyle sevin!" Siyah tişörtü ve pantolonu çıkanp, çok zayıf bedenini sımsıkı saran o kırmızı tuvaleti giydiğinde, cesaretine hayranlığım bir kez daha artı. Küçük göğüsleri görünüyormuş umuru değildi, kollan sarkmıştı umuru değildi. O kendisiydi. Sarkmış göbeği, sarkmış kollan, hiç olmayan göğüsleriyle o yeni bir kadındı. Hayatı boyunca hep cesur olmuştu. Ona bütün şarkılan, bütün aşklan işte bu cesareti kazandırmıştı. Yaşamı koskocaman bir yaşamdı, sarkık kollar bu durumda kimin umurunda olabilirdi? Sahnede ona eşlik eden bütün müzisyenlere teşekkür ederken öylesine sıcaktı ki onun yaman bir ekip arkadaşı olduğunu da keşfettim. Işte müzik böyle bir şeydi, değiştiren ve insanı güzelleştiren bir sihirdi. Konserden çıkıp Beyoğlu'nun arka sokaklarmda yürürken kendi kendime mınldanıyordum, cesareti yeniden anımsadığım için mutluydum. [email protected] Toplumsal uzlaşma' tHD Başkanı Yusuf Alataş da yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Ne ilan metnindeki talepler bölümünün üstünde yer alan anlatım ve örneklere; ne de bunlara dayanıiarak gazetelerde yapılan değerlendirmelere katümam kesinlikle mümkün değildir. Çoğulcu demokrasi ilkeleri çerçevesinde sorunun demokratik çözümü toplumsal uzlaşma ile bulunacaktır. 'Kürt sorununa dikkat çekme' amacım aşan ifade ve karşılaştırmalar ile bunlardan kaynaklı yorum ve değerlendirmeleri bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum." kat yabancı olan örneklerle mukayese etmeye kalkıyorlar. Bu, yenilir yutulur bir şey değil" dedi. Erdoğan, Brüksel dönüşünde Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin "ilana" ilişkin sorusu üzerine, Türkiye'nin içinden geçtiği demokratik açılım sürecini, AB sürecini, yakalanan huzur ve istikran baltalamak isteyen bazı odaklann, özellikle yabancı basın üzerinden çirkin bir oyun tezgâhlamaya niyetlendiklerini belirterek buradaki metin veya metinlerin bunu ifade ettiğini söyledi. Acılıs fiyatı 1 trilyon 950 milyar 'Kaplumbağa Terbjyecisi'satüıyor Haber Merkezi Osman Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Terbiyecisi" tablosu l trilyon 950 milyar lira açılış fiyatıyla Antik A.Ş.'de müzayedeye çıkıyor. Özel müzelerin talip olduğu Türk resim sanatınnı en ünlü resmini kimin alacağı bugün saat I4.00'te belli oluyor. Geçmişte Öctisat Bankası'na ait olan tablo koleksiyonu şimdiki sahibi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından satışa sunuluyor. Swissotel'de düzenlenecek müzayedede 322 tablo ve 22 adet îznik seramikleri açık arttmnaya çıkacakMüzayedede; Nazmi Ziya'nnı "Sokak Manzarası", Sabri Berkel'in başyapıtlan, NurullahBerkveZekiFaik îzer'in en önemli çalışmalanndan örnekler de satışa çıkacak. 'Anlamak mümkün Başbakan Erdoğan, "Bu aziz milleti, hangi tarihi, hangi sosyolojik, hangi coğrafya, hangi iktisat, hangi siyaset kriteriyle birbirinden ajırmaya gayret ediyorlar, bunu anlamak mümkün değil. Ama hiç ümitlenmesinler, bunu da gönül rahathğı içinde söylüyorum. Biz bu O\TIna gelmeyiz. Bu tezgâha gelmeyiz. Türkiye bu oyuna gelmez ve bu millet bu oyuna gelmez, bunu da böyle bilmelidirler" diye konuştu. 'Henüz görüşmedlk' İlan metnıne ımza atan Ağn milletvekili Aslan ile henüz görüşnıediklerini belirten Yerlikaya, şunlan kaydetti: "Sanıyorum CHP'nin grup toplantısında bu konu ele alınacaktır. Kendisi de söz alarak konuşabilir. Gerçi kendisi bazı gazetelere 'Bu olaylarla ilgim yok' diyor. Ama ÇOK ACI KAYBIMIZ Bir devrimci yürek sustu. Çok sevgili varlığuruz TBB Başkanı, yabancı gazetelerde yayımlanan ilanda suç unsuru bulunmadığını söyledi Ozok: Birbirimize saygı duymahyız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Özdemir Özok, iki yabancı gazetede yayımlanan ve Kürtlere "özerklik" tanınmasını içeren ilanı eleştirerek "Türkiye'nin, aynı coğrafyayı paylaşan, ortak değerleri savunan insanlann birlikte ürettiği ülke haline gelmesi gerekir" diye konuştu. TBB Başkanı Ozdemir Özok, Leyla Zana öncülüğündeki bir grubun Herald Tribune ve Le Monde gazetelerinde yayımladıklan "Türkiye'deki Kürtler ne istiyor" başlıklı ilanı değerlendirdi. Özdemir Özok, insam insan olarak kabul eden, etnik, dinsel ve mezhepsel fark gözetmeyen bir değerden hareketle, ülke birliği ve bütünlüğünü hedef alan söz ve davranışın yanmda olamayacağını kaydetti. Ilandaki değerlendirmelere kesinlikle katılmadığının altını çizen Özok, "Türkiye'nin aynı coğrafyayı paylaşan, ortak değerleri savunan insanlann birlikte ürettiği ve değertendirdiği ülke haline gelmesini istiyorum" diye konuştu. Özok, ilanda suç unsuru bulunup bulunmadığına ilişkin soru üzerine, "Son yasal düzenlemeler karşısında suç unsuru göremiyorum. Özellikle anayasanın 90. maddesinin son fıkrasına eklenen tümceden sonra ...Eyleme dönüşmedikçe suç olarak göremiyonım" şeklinde konuştu. MUZAFFER ÖZKOLÇAK'ı (Tıbbiyeli Uzun Muzaffer) (19212004) kaybettik. Acımız sonsuzdur. O'nu 12 Aralık 2004 Pazar günü, Lüleburgaz'm Osmancık Köyü'nden ikindi namazını müteakiben sonsuzluğa uğurlayacağız. Sevim Ufuk Umut Nilgün Banu ÖZKOLÇAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle