19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12ARALIK2004PAZAR OLAYIAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Göreceksiniz işler yine pamuk ipliğine bağlanacak... Kehanet mi? Sağduyulu bir öngörüş mü? Hep umutlandık, hep bekledik, daha doğrusu hep uyutulduk! Kendimiz istedik, işimize geldi, günler geçsin bakalım ne olacak diye diye!... Geldik dayandık 17 Aralık'ta, dört yol ağzına... Hangi yöne gitsek? Hangi yön yararlı? Ne var ki kendi isteğimizle seçemiyoruz yürüyeceğimiz yönü... Başkaları var? Bir değil, on değil, tam yirmi beş denetmen, müfettiş, ne ad verirseniz verin!.. En başta büyükler, Almanı, Fransızı, IngilizJ, Italyanı, ardından ötekiler... Bakacaklar, ölçecekler, biçecekler, oldu, olmadı, olacak, belki bir gün, on yıl, yirmi yıl, daha mı uzak! Hem de son durakta durmak, bitti demek de yok. Bir kapıdan gireceğiz, ama önümüzde bir çıkış kapısı olmayacak... Bize tanınacak on, yirmi, otuz yıllık çalışma süresi kimin işine yarayacak diye sorarsanız, yanıt şudur: AKP iktidanna, partisine, anlayışına, özlemine... "Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır", "Camiler kışlamız, minareler süngümüz" diyenlere!.. Yirmi beş ulus bizden ne istiyorsa verelim, bu arada biz de yasalarımızda, anayasamızda, sözde demokrasimizde kendi yararımıza ne yapacaksak yapalım, diye düşünenlere!.. Bizans'ın Çocuklan Osmanlı'nın Çocuklan... Öyle anlaşıhyor ki omuzlarının üstünde Osmanlı kafası taşıyan politikacılardan kurtulamadığımız sürece, Türk insanına türlü acılar çektiren Osmanlı kafasından kurtulmak da olanaksızdtr. Günümüz koşullannda Türk insanına yakışan, ne Bizans'ın, ne Osmanlı'nın çocuklan olmaktır. Cumhuriyetin çocuklan olmak yeterli bir onurdur. M. İskender ÖZTURANLI ransız Cumhurbaşkanı vaşa sürüJdeyenkr, kendi başlaruun kaygısma duşerek, ülkeden kaçnıışlar. Padişahnk ve haüfeiik orununda bulunan Vahdettın, soysuzlaşmış, yalnız kendisini ve tahtmı güvenceye bağlavabilmek için düşler arkasında, aiçakça yollar araştirmakta. Damat Feıit Paşa' nm başkanhğmdaki hükfimet güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahuı istekierine uymuş ve onunla biıükte kendilerini konıyabilecek herhangi bir durunıa boyun eğmiş. Ordunun silah ve cephanesi elinden ahnmış ve alınmakta... ttilaf Devletleri ve askerleri tstanbul'da. Adana iline Fransızlar, l rfa, Maraş, Antep'e İngilizler grinıişler. Antalya ve Konya'da İtaJyan birlikkri, Merzifon'la Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her yerde yabancı devletkrinsubayvememurbnveözeladanılan çalışmakta. En sonunda ttilaf Devletleri'nin onayı fle Yünan ordusu 15 Mayıs 1919'da tzmir'e çıkanbyor." Görülüyor ki Osmanlı Devleti diye bir devlet 1919'da ortalarda yok. Türk ulusu Atatürk'ün önderliğinde toplanarak Bağımsızlık Savaşı'nı başlatmış. Osmanlı Padişahı ve adamlan bu savaşı engellemek için her türlü önlemler peşinde. Türk ulusu tüm bu iç ve dış engelleri aşarak tarihte görübnemiş bir zafere ulaşmış ve yeni bir devlet kurmuş. Padişah ve halife yurdu terk edip gitmişler. Artık Osmanlı Devleti diye bir devlet söz konusu değil. Ve Atatürk devrimleriyle birlikte yeni bir devlet, yeni bir vatan, yeni bir toplum yaratılmış. Yeni bir insan doğmuş. Osmanlılık düşüncesi yerine Türklük düşüncesi egemen ohnuş. Cumhuriyetin ilanında doğanlar bugün 81 yaşında. Daha sonra doğanlann hepsi Cumhuriyetin çocuklan. Ne var ki Osmanlı Devleti'nden kurtulan Türk ulusu, Atatürk döneminde Osmanlı kafasından da kurtulduğu halde, daha sonraki yöneticiler, bu kafadan kurtulamamışlar. 1950 karşıde\Tİminden sonra bu kafa yeniden hortlamış. CelalBayarve Adnan Menderes ıkilisi, "Siz istersenizhilafetibilegetirirsiniz" söylemleriyle bu kafayı gün yüzüne çıkarmışlardır. Öyle anlaşıhyor ki omuzlannın üstünde Osmanlı kafası taşıyan politikacılardan kurtulamadığımız sürece, Türk insanına türlü acılar çektiren Osmanlı kafasından kurtulmak da olanaksızdır. Günümüz koşullannda Türk insanına yakışan, ne Bizans'ın, ne Osmanlı'nın çocuklan olmaktır. Cumhuriyetin çocuklan olmak yeterli bir onurdur. PENCERE Şahane Bir Bahane Değerli hukukçu dostum Erol Ertuğrul, geçen günkü yazısında "AB Bahane, At Şahane, Yeni Türk Ceza Yasası uygulamada örtülü biraf yasası oldu. Buyasadan en çokşeriatçılar, yobazlar yararlandılar" diyordu. 17 Aralıkta AKP iktidan nasıl bir tutum takınacak? Bir süredir bir çeşit meydan okuma var! "Hayırderiz, Avrupa bizi istemiyorsa biz de Avnıpa 'yı istemeyiz, biz bize yeteriz, bizbüyük devletiz, yetmiş milyonuz" diye bir bağırmalar çağırmalar... Tayyip Beyler, Gül Beyler gerçekten bu denli ulusalcı mı, bu denli yürekli mi? Çok kalmadı! Brüksel toplantısında bir kopma, biraynlık, bir uyuşmazlık beklenebilir mi? Ben sanmıyorum... Yine işler belli bir uzak tarihe bağlanacak, gelecek yıl, daha sonraki yıl, bir daha toplanıp görüşelim denecek? O toplantılar sonunda müzakerelerin başlatılması üç yıl, beş yıl sonraya derken yine, birkaç yıl sonraya!.. Halkımızın bir kez daha güzel sözler, güzel yazılar, güzel umutlarla kandırılması!.. Iki yıldır AB'ye giriyoruz diye nice özlemler gerçekleştirilmedi mi? On ya da yirmi yıl daha "Demokrasi amaç değil araçtır" çizgisinde Türk ulusunu oyalamak, sonunda da ülkeyi kendilerine benzetmeyi sağlamak!.. Avrupa Birliği umudu, bahane, AKP'nin hesabı ise gerçekten şahane!.. Enver Paşa'mn Romanı Sürüyor... Enver Paşa'nın hayatı bir macera romanı yazannın kaleminden çıkrnış gibidir; bu inanılmaz öykünün birkaç yaprağı da Padişah Ikinci Abdülhamit'in kardeşi Şehzade Süleyman Efendi'nin kızı Naciye Sultan'la evliliğidir. Naciye Sultan 30 yaşındaki Enver Bey'le nişanlandığı zaman daha on ikisindedir... 1911'denikâh kıyılır.. Ancak Enver Bey, Naciye Sultan'ı 1914 yılında görebilecek, düğün de o yıl yapılacaktır.. Peki, Naciye Sultan nasıl yetişmiştir?.. Çocukluğu ve gençliği nasıl geçmiştir?.. • Naciye Sultan o yıllan anılannda şöyle anlatıyor: "Yazlan Nispetiye Köşkü 'nde, kışlan Feriye Sarayı'nda otururduk. Yan yana olan kardeş saraylannın arasında bile yüksek duvarlar vardı. Her çocuğa maaş bağlanırdı. Her çocuğun kalfası, arabası, lalası ve tablacısı vardı. Biraile sofrası görmemiştik. Hepimiz kendibaşımıza yemek yerdik. 4050 odalı saraylarda bile yemek odası diye bir şey yoktu. Herkesin yemek tablası kendi odasına gelirdi. Şehzadeler ve sultanlar için mektep de yoktu. Dışardaki mekteplere de tabii gönderilemezlerdi. Biz gene saraya gelen özel hocalardan bazı dersler alırdık. özetle serbest hayatın hasretini çekerdik. Nitekim bugün düşünüyorum da, her şey pahasına tekrar o hayata dönmek istemem." • Enver, 1908 Meşrutiyet eyleminde başı çeken subaylardandı, 'Kahramanı Hürriyet' ilan edildi, Naciye Sultan'la fotoğrafını bile görmeden evlendi. Birinci Dünya Savaşı yenilgisi, Enver Paşa'yı Orta Asya'da Pamir dağlanna sürükleyince yine nişanlı olduğu yıllardaki gibi, Naciye Sultan'a mektup yazmak faslı başladı; ama bu kez cebinde eşinin fotoğraflan vardı. Naciye Sultan'a yazdığı en ilginç mektuptan satıriar " ...Sabah namazından sonra, senin ve yavrulanmızın fotoğraflannızı yakarak ağladım. Taassuba (bağnazlık) dokunan her şeyi ortadan kaldırmak için yanımda bulunan eserieri de yaktım. Sizin resimleriniz de böylece yandı." Enver Paşa'nın romanında çarpıcı olan sayfalardan biri, taassup (bağnazlık) yüzünden fotoğrafını bile görmedigi genç bir kızla evlenmek, sonra da yine aynı gerekçeyle evlendiği kadının fotoğraflannı yakmak faslıdır. • Evet, Enver Paşa'nın hayatı bir macera romanı gibidir; ama, okunduğu zaman da laik Cumhuriyetin hepimiz için ne demek olduğu dört dörtlük bir bilinçle algtlanır... Peki, bu roman bitti mi?.. Yokcanım... Türkiye'nin Istanbul'unda ve Orta Asya'nın Afganistan'ında tesettür sürüyor; kadın günah gibidir... Bugün de laik Cumhuriyetin iktidar koltuklanna oturmuş olanlann kadın saçının görünmesini bile günah sayıp tesettürü öngörmeleri günümüzün başta gelen siyasal sorunlanndan biri değil mi?.. Jacques Chirac, Türkleri de içine alan bir yaklaşımla "Biz bepimiz Bizans'ın çocııklanyız" biçiminde talihsiz bir söz söylemişti. Bu söz, türlü tartışmalara neden oldu. Bu düşünceye destek verenler de oldu, karşı çıkanlar da. Ve sonunda Devlet Bakanı KürşadTüzmen, "BK" dedi, "Bizans'mdeğflOsmanh'ıunçocuklanyız." Ve şu, her yana çekilebilecek olan tümceyi de ekledi sözlerine: "Avrupanın ne çocuğu olduğunu Avnıpahlar bffir." Bu tümceler de hiç kuşkusuz yeni bir tartışma yaratacaktır. Çünkü Türk ulusu ne Bizans'ın, ne de Osmanlı'nın çocuklandır. Bilindiği gibi Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı sonunda yenik düşmüş, Atatürk'ün Söylev'de çok doğru olarak belirttiği gibi, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşullan ağır bir ateşkes antlaşması imzalamıştı. "Büyük Savaşın uztın yüb n boyunca ulus yoksul ve yorgun bir durumda. Ulusu ve yurdu genel sa F Feminizmin Tutarsızlıklan... NecdetTEZCAN Hareketin her şeyden önce erkek düşmanlığını körüklediği bence yadsınamaz. Körüklediği bir yana dönüşme eğilimi gösterdiği söylenebilır. Feminizmin hak ve eşıtlik arayışma kimsenin bir diyeceğı olamaz. Hatta bu arayışa, "kadın haklan" yerine "insan haklarT gözüyle de bakılabilır. Erkekler yanlışsa eğer, bunun en önemli suçlusu eğitim biçimidir. Çocuklann, erkek çocuklann da eğıtımınde analann, yani kadınlann önerni, katkısı yadsınabılır mi? Öyleyse neden istemedikleri erkek tıpı yetiştırmekteler? "Eşhfik1" aravışlannda da "sayısalhk" öne çıkanlmakta. Örneğin, parlamentoda yüzde 50 de kadın oimalı yaklaşımı sağlıklı olamaz. Kapılar kadınlara kapalı değil ki... Dışını sıkan (ki öyleleri de var) siyasete atılır, hak ediyorsa istediği yere ulaşır. Aynı arayışta hep gözde yerler, işler hedeflenmekte. Şimdiye değin hiçbir feministten "Bizi de askere ahn, savaşagönderin" söylemine rastlamadrm. Ya da inşaat işlerinde, çöpçülük.. ve benzeri ağır ve pis ışlerde biz de vanz dediklerini du>madım. Ezilen kadınlanmız elbet var. Ama nedense, onlann sesi yok. Ekonomik durumu, sosyal konumu düzelen kadınlar bu şov arayışlann içinde daha çok. Feminizm sömürüsü yaparak kıtaplar yazan ve köşeyi dönenler de az değil hani. Erkek milleti çok mu rahat, hiç ezilmiyorlar mı acep? Gözyaşıyla, dırdırla, anlamsız kaprislerle baskı altında tutulan, yaşamaktan yüdınlan erkekler az mı sizce? Baskı, dayak, şiddet taciz... Bunlar zaten insanlık ve yasadışı. Bu tipler azınIıkta bile olsa. insanlığm yüz karası.Peki, onlan yola getirmede kadınlann etkısi olamaz mı? Çünkü kadınlann silahlan da az değil hanil!.. Ve son bir soru: Kadınlar, yani analar çocuklanna bedensel acılara dayanan cezalar vermiyor mu? Açıkçası çocuklanna dayak atmıyorlar mı? Baskı ve şiddet uygulamak ne denli yanlışsa; çocuklan şımartrnak da o denli yanlıştır ve eğitsel değildir. Günümüz kadınlan da bu yanılgının içindedir. Eünde kaşıkla çocuğunun peşinde koşturanlar az mı? "Tosunculdar'' neden çoğalıyor dersin? Kanun gücünde kararname konumuna gelen "kadınlann yaşı sorulmaz" neyin nesi? Kadının adı yok anladık da.. yaşı da mı yok?.. Farklı ihtiyaçlara farklı kombiler Alarko'da. Bu kadroyla artık herkes bir Alarko kombi sahibi olacak, G©»leri • Sergi 1 31 Aralık 2004 Karma Resim Seramik Sergisi PtYANO V£ İAttAI GAl£1dSİ ^ ' ^ münascbetıyie ystanlanna, d€ğ6rü muştefifenne, nrt&tıkh armağan vermekten mutlu oöcax1ara f ok «f jon fı>J(fı > » ı ( ısırleri Nüzhetiye Cd. No.36 BEŞIKTAŞ ISTANBUL Tel: 227 03 28 • 227 86 40 DoğalgazveLPGTi Kombi S E R E N A Doğalgazvel • 23 3 29 5 kW kapasıtt aralıgnla t a c a « hame* 4 SfM model •'. 9! 4e uöşan v e m * saOlaranyatat Bsarrafu •", 40 • 100 arasnda lyahanaUen kapjs*! komrolü • J T 36 "C'de ıbUkada 9 5 121 s e * su • i f l n * k m » * cMımı sssn»»* ana Bşhsi ve Ufcnm Mayt» • • Otoma* öypass ssttmıyie a s c ça*şma>a K»? tamna • 3 hdi grtutesyw pompası •" 11 garânt • 9 5 23 3 *W srasmda ajartaraMefitepastetontrolü T 35 *C de daUata 9 5 It aak su • 5 JSft * » r o n * dıeckup sSKrnyte area K$m w Mönm k s ^ # • Otoma»typassscstemıyle susuz çatşraya kar? Itorura 3 rv2k sttitisfiB pcnpisı GALERİ ve SERGİ O bakraç OALERİSI SÜLEYMAN SAİM TEKCAN AYSEN ERTE REYHAN ELBİRÜLER İlanlannız İçin (0212)293 89 78 perareklam@perarekiam com.rr Özgün Baskı Resım Sergisi 1131 Aralık'04 Tel 0216 362 18 26 Fax 410 91 97 Snan Ercan Sok No 38 Öztor Sıtesı B Blok 81090 Kozyatağı Istanbul www bakrac com Pazaf harç açığız 11 00 18.00 perarekbm@superonlıne com www.perarekbm.com.tr ATAG Duarrpi Yağupab Kazan ve Komüer SUPERCOMFORTB^^ • KlssktoınfiiCTegöre \ 3'., • % 92,6'ya utaşan v e m * sa(bnan yatat ösam*ı • 17 32 kW arasmla ayaiaraUen kapaate tartrott •Du«asslEknc*]|Gi«tıctwsijrekisjcaksu • 8 251 boytole super scak su tanfcfu • i T 30 T d e 10 dak*ada 130 1751 srak su • LCOekmvtdptalınagâslEigefı • Oş l a n SKaMtyra göre çalışma oanaOı (opsıyonel! • Yerden sıtma sstemme uygun •Otomattbyf>assss»myle • 3 Kzt aıiojlasyni pomoası • 2 hızks'lojiasyonpofnpası • Kasfcad uyguBm» k 480 KWye uöşan kapase •% 16 lOOansnbTOditeyontt kapasitt kcrtn* w yatat Bsam*j • % 25 100 modü&syortu sıtıteyon pomfiEiyta enerji«yaM Osamfu •GradCTLre.5^T^|6^l^ııtehom«nscaW*anışı,rııaBiTium'/akjtta • Uzunonitjriupa5lannB2Ç68(an3eşan)or •0uşı»Hi«si«ılanle(Nox12(pm.CO;Hppm)ç8OTyç».>3rt • Zanıt tHötrien y * eden A»Legcna«3 Pragram . • 235 kW kapasede bacat« tometk 2 tartcb model • Yuks* venmk o t e r a * e ş s * r ; , ^ • Kjreç muna lortoıyonu • \ 9t.€"ya uiaşan venfnie saOlanafi yafcıt tasamjfu • 9 8 215 kW arasnaa ayanaraüiefi öpasse kontraiu • il 30 °Cde datdada 1 \î It scak su • 6 LfDi eieKran* dıedıup SBtomyte anza teşte ve tafenm l o t j ^ # Günboyu Türkülerle Ciriş salonları Pazartesi, Salı, Çarşamba Crup Söylenmemiş Türkü | Perşembe, Cuma, C.tesi, Pazar DoğalgazveLPGli Kombi CRUP BERFİN "Türküleri yakanlar, yasaları yapanlardan daha güclüdur" Sark salonunda Pazartesi, Salı, Çarşamba İBRAHİM | Perşembe, Cuma, C.tesi, Pazar NİHAT Bayındır Sokak 14/D Kızılay Tel: 435 26 81 ALA»(O KOMBÜBtlN ORTAK ÖZHJJOB4 • BeMroA a e ^ e n ^ •teıtmawtaianıms ^ %'resnde sureM ve tam alev maltilasyira • l>vn^s>,r» de alev konM ennyet • Baa eımyR anınsm (bacat tıplefr Moansıyâ • A*Tupa Normianra v/gm. öüşü*; emısyonb], yütasfc vernıfi çevre ttostu uryrfcr • C£ ve TSE öelpelı D NŞ A 4 4 4 O 1 2 8 A IM HATTI Daria aynntıh bılgı ıçın m. alarkocarrier.con.tr ALARKO CARHER S«UY1 VE TtCARET /LŞ. Tel 102621648 60 00 S e d a l S ı m w S * l t a « 0 6 5 5 0 Ç a n ü y a • AKKARA *4O7 KOMBİ GERÇEK KOMBi, GERÇEK KONFOR Ttl |02W«32560 13 35210 Plsaport IZHtR ZyapJB BUlvan ÇMıl HH No 2 S M 01130 AD«KA T« (0322) « 7 62 23 02.12.2004 tarihli Cumhurıyet Gazetesi'nde yayımlanan akademik kadro ilarumızda; • Ûctisadi ve Idari Bılımler Fakültesi Üretiın Yönetimi ve Pazarlama ABD Arş. Gör. kadrosu ve Muhasebe ve Finansman ABD Arş. Gör. kadrosu sehven yayınlanmıştır. • Tıp Fakültesi tç Hastalıklan ABD Arş. Gör. kadrosu 7. derece, • Mühendislik Fakültesi Mekatronik Mühendısliği Bülümü Arş. Gör. kadrosu 7. derece. • Fen Edebiyat Fakültesi Yüksek En. ve Plaz. Fiziği ABD Arş. Gör. kadrosu 7. derece olarak, düzeltilmiştir. llgililere duyurulur. Basın: 56670 KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle