Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 KASIM 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ BASEV
DÜNDENBUGÜNE ARAFAT-Ortadoğusiyasetinin 50yıldırenönemüisimJerindenolanFiMstinDevletBaşkanj, 1970deÜrdün'ün
başkenti Ammandaki Fiüstin Kurtuluş, Orgiitü merkeanden zafer işareti yapnğı günlerde yurtdışmda halkının haklan için mücadele
ediyordu. Yaşamı boyunca sayısız Kderleel sıkışan -bunlar arasmda 1993 Ekimi'nde biraraya geldiği dönemin Cumtaurfoaşkanı Süleyman
Demirel de var- Arafat, Eyföl 1995'te VVashington'da dönemin ABD Başkanı Bifl Chnton ve İsrail Başbakanı Izak Rabin'ie defalarca
yapüğı banş görüşmekrinden biri için daha masaya oturdu ve yine Filistin'in haklanndan ödün vermeyi reddetâ. 29 Eldm'de ise 2001'den
beri terk etmediği Filistin topraklanna ve halkına büyük olasıhkla sağ olarak dönemeyeceği bilinciyle veda edip Fransa'ya ghti. (AFP,AP)
Yaser Arafat, yıkık dökük bir karargâhta ve hastanede olduğu gibi her zaman büyük bir lider olarak anılacaktır
Yerinidoldurmak çokzorKARMA NABULSt (*)
F
ilistin lideri YaserArafat' ın hale-
fi olmak üzere bir aday gösterme-
mesınin ve yokluğunda kaosa yö-
nelik bir boşluğun oluşturulmasının
nedeni araştınhyor son günlerde.
Bu iki soru hakkında ortaya çıkan en
önemli nokta, yanıtlan arandığında
ortaya çıkan savlar ve unsurlardır. Ön-
celikle komada olan, hatta bazı çevre-
lerce öldüğü bile söylenen Filistin li-
deri banşın önünde engel olarak görü-
lüyor. Günümüzün banş yanlısı kahra-
maru liberal basının Gazze'den çekil-
me planı sayesinde kahraman ilan et-
tigi israil Başbakanı Ariel Şaron. Ba-
tı'da yapılan Ortadoğu tartışmaları üç
ana başlıkta yoğunlaştı son dönemde.
Birincısi Arafat'ın barışa giden yol-
da destekçi, ortak olmadığı, terörü teş-
vik ettiği; ikincisi özellikle isrihbarat ser-
visleri söz konusu olduğunda yöneti-
mi, gücü elinden bırakmayacağı; sonun-
cusu ise demokratik olmadığı ve Filis-
tin'deki kurum ve yönetim birimlerin-
de yapılması gereken reforma izin ver-
memesiydi. Ancak, demokrasiye kar-
şı çıkan Filistinliler değil. Onlar var
güçleriyle demokrasiye baglı kalmaya
çalışıyorlar. Demokratik olmayan ve
Filistin halkını temsil edemeyecek li-
derler bulmaya yarayacak kurum ve
yönetim şekli üretmeye çalışanlar ABD
ve İsrail. Ortada otorite boşluğu yok.
Ortada Filistin Kurtuluş Orgütü (FKÖ),
Filistin Ulusal Konseyi, Gazze ve Ba-
tı Şeria'da yasama konseyi var.
Muhammed Pahlan...
ABD, israil ve Ingiltere hükümetle-
ri 2000'den beri çekilme planı uygulan-
dıktan sonra Gazze'nin bir "savaşağa-
sı" tarafındanyönetilmesinisağlamak
için baskı yapıyorlar. Onu Ingiltere'de
eğittiler. Bu adam,Gazze'de adı en çok
yolsuzluğu kanşanlardan biri olarak
tanınan, eski güvenlik şefi Muham-
med Dahlan. Bir süredir Arafat'ın se-
çilerek başkanı olduğu Filistin Kurtu-
luş Örgütü'nün başkanlığını ve seçim-
le devlet başkanı olduğu Filistin Yöne-
timi'nin liderliğini bırakmasını istiyor-
lardı. Çünkü kontrol edebileceklerine
inandıklan birini bulmuşlardı onun ye-
Yenüginin nedeni:
Demokratların
vizyonuyokANDREICHERNY(*)
D
emokratlar, 3 Kasım Çarşamba
sabahı uyandıklannda geçmişte
hiç tecrübe etmedikleri yeni bir
durumla karşılaştılar. Artık şüphesiz
ABD'nin azınlıkpartisiydiler. Başkan-
lık koltuğunda rakipleri oturuyordu. Se-
nato ve Temsilciler Meclisi ve valilik-
lerde de çoğunluk Cumuhuriyetçiler-
deydi. Yüksek mahkemede de muhafa-
zakâr çoğunluk egemendi.
Ben hem Al Gore için hem de John
Kerry için çahşmış olmaktan gurur du-
yuyorum. tkisinin de seçün kazanama-
mış olması tamamen onlann suçu değil.
Demokratların bugünkü durumuna ne-
den olan temel sorun partinin hedefinin
ne olduğuna, tam olarak hangi noktadan
dünyaya baktığına dair kesin ve net bir
tavn olmamasıdır. Bu durum yıllarca
aktivistler tarafindan göz ardı edildi.
Demokratlann birçok alanda ürettiği
akla yatkın ve doğru po-
litikalan var. John Kerry
de bunu açıkça ifade et-
ti. Ancak ihtiyaç duydu-
ğumuz şey Başkan Ge-
orge W. Bush'un deyi-
şiyle "vizyon". ABD'nin
nereye doğru yol aldığı-
nı ve onu nereye götür-
meyi istediğimizi anla-
tan bir dünya görüşü...
Demokratlar, 20'nci yüzyılın büyük
bölümünde sıkıcı bir vizyona sahip ol-
dular. "Hükümetprogramlarnla Ame-
rikalılannyaşammıdaha güvende veda-
ha istikrarh hak getireceğK" görüşünü
savundular. 1996 yılında, Bill Cuntonbi-
ze bu çağın geride kaldığını anlattı. *Bü-
yük ve güçlü hükümeC çağT kapanmış-
n. Haklıydı. Dünya değişmışti. Ancak,
parti en önemli sorunun yanıtını bula-
madı: "Bundan sonra ne olacak?" Bu,
seçim kampanyası sırasında yanıtı ara-
nacak bir soru değil elbette...
Basın, kampanya sırasında görevli-
lerin değişmesini abartıyor. Kerry'nin
kampanyası sırasında "Kimiçerde,kim
dışardakakn" tartışmalan, sık sık "Kam-
panvanın söylemi sola kaydı. merkeze
kaydı" gibi siyasi ifadelerle yorumlan-
dı. Yeni danışmanlar taktik değişikliği
• Demokratlar,
Bush'unki gibi
ABD'nin nereye yol
aldığını anlatan çarpıcı
bir dünya görüşüne,
başka bir deyişle
vizyona sahip olmalı.
yapabilir, yeni mesajlarüretebilir, ancak
onlann partileri için geniş bir vizyon
yaratma çabalan da boşa gidecektir. Bu
vizyon adaylann televizyon ekranında
karşı karşıya geldikleri taroşmalardan çok
önce oluşmuş olmalı. Tabii bunun oluş-
ması için de partinin hangi yöne koştu-
ğunu bilmesi gerekiyor.
Kerry kendlnl anlatamadı
Kampanya süresince seçmenler ve
Demokrat aktivistler değişim istedikle-
rini söylediler. Ancak Kerry'nin ne ya-
pacağını, ne düşündüğünü bilmiyorlar-
dı. Onlara Kerry'nin dünyayı nasıl gör-
düğünü net bir şekilde anlatmadık.
Cumhuriyetçilerin ise ABD'nin gele-
ceği konusunda net bir vizyonu vardı.
Biz vizyon üreteceğimize Nancy Re-
agan'ın eski yöntemi olan "Sadece 'ha-
yır' de* söylemini benimsedik. "Bush'un
çevre kattianunı durdur", *Bush'un kim-
seyesöz hakkı vermeyen
tek tarafhhğuu sona er-
dir" sloganlan güzeldi,
ama yeteri kadar iyi de-
ğildi. Sonuçta Curnhu-
riyetçiler Keny'yi ta-
nımladı, çünkü biz ta-
nımlayamamıştık.
Partinin bundan son-
ra ne yapması gerektiği-
ni tam olarak bilmiyorum. Ancak bildi-
ğim kesin bir şey var ki o da bazı önem-
li sorulan yanıtlamamız gerektiği. Kü-
reselleşen dünyada Demokratlann eko-
nomik vizyonu nedir? Birçok Ameri-
kalmın karar alma aşamasında daha
çok söz hakkı sahibi ohna isteğine na-
sıl yanıt verebihriz? Ulusal güvenlikko-
nusundaki vizyonumuz Cumhuriyetçi-
lerin dış politikasını eleştirmek dışında
nasıl daha geçerli hale getirilebiür? Biz
bugün bu tartışmalan halının altına iter-
sek günümüzden dört yıl sonra, bir son-
raki seçimde masada oturan başkalan bi-
zim karşüaştığımız sorunlarla karşılaşa-
cak. Ve ABD'nin aynı seçim sonucunu
bir kez daha göğüsleyemez.
(New York Tımes, ABD, 5 Kasım)
(*) Kerry 'nin Şubat 2003 'ten 2004
Nisanı 'na kadarki danışmanlanndan
• iyi bir lider olmak için öncelikle kendi halkını temsil
etmelisin ve dış güçlerin işgali ya da sömürgeci yönetim
esnasında onlan terk etmemelisin. O zaman kınk dökük bir
karargâhta, hastanede, hapishanede ve öldükten sonra bile
büyük bir lider olabilirsin. Işte, Filistin halkının yüzde yüz
güvenini kazanan ve yaşamı boyunca bu güveni sarsmayan
Yaser Arafat böyle büyük bir lider.
rine. Arafat'ın ağırlaşan sağlık durumu- geçmeyi reddederek temsil etti, karşı-
na bakılırsa onun yerine birini koyma
isteklerinin gerçek olmasına çok yak-
laşmış gibi görünüyorlar!
Filistin yönetiminde Arafat yanhla-
n ve karşıtlan Dahlan'ın ulusal çıkar
ve reforma karşı olduğunun bilincine
vararak yönetime girmesine karşı çık-
tılar. Durum Filistin'de böyleyken Dah-
lan Ingiliz basınında hâlâ genç bır re-
formcu olarak tanıtıhyor. Ve paralı
adamlan olan Gazze'deki güvenlik çe-
teleri de hâlâ "reformun yeni sesleri"
olarak nitelendiriliyor.Arafat tüm Filis-
tinlileri, sürgüne gitmeyi reddederek
lığında Filistinliler de onu destekledi,
hâlâ da destekliyorlar.
Oslo'nun mlmarı
(tedavi için Fransa'ya giderken döne-
bileceği garantisini almasa asla Filis-
tin'i terk etmezdi), Camp David'de ödün
vermesi istenen bazı haklardan vaz-
Filistinliler özgürlükleri, yaşamlan
için savaşmaya devam ederken neler
kaybettiklerini biliyorlar. Ancak Ara-
fat'ı destekliyorlar, çünkü Filistin Ii-
derinin onlan temsil ettiğini biliyorlar.
Bu güven Arafat'ı Filistin halkuıdan
en fazla fedakârlık isteyebilecek lider
konumuna getirdi. Her şeyden önce o,
İsrail parlamentosu Knesset'te anlaşma-
yı veto eden israil başbakanlan Ehud
Barak ve Ariel Şaron'un tersme Oslo
Banş Antlaşmasf nın miman. 2000'de-
ki Camp David görüşmelerinde döne-
min İsrail Başbakanı Barak, Filistinli-
lerin Kudüs ve mülteci haklan gibi te-
mel konularda ödün vermelerini, hat-
ta bunlardan vazgeçmelerini istedi. An-
cak Arafat buna karşı çıktı. Bu neden-
le de Barak onu îsrail'i yok etmek is-
teyen bir terörist olarak nitelendirdi.
Dönemin ABD Başkanı BiDCUnton
ve Barak'ın Camp David sonrasında
ürettikJeri Filistinlilere "herşey"in su-
nulduğunu ve onlann karşılığında hiç-
bir şey vermediklerine ilişkin savı de-
falarca çürütüldü. Ancak, aynı söylem
ABD ve tngiliz basınında sürekli tek-
rarlanıyor. fşin daha da kötüsü bu id-
dia Israillilerin korkulannı ateşledi. Şa-
ron da bu korkuyu topraklannı geniş-
letmiş bir İsrail için yakıp yıkmak ve
bağımsız Filistin devleti olasıhğmı bi-
le reddetmek için kullandı. Şaron'un
başdanışmanı Dov VVeisglass'ın geçen
ay dediği gibi:
"Çekilme planının önemi banş süre-
cini dondurmasıdır. Bu da Filistin dev-
letinin kurulmasının engellenmesi de-
mektir"
Ancak, ne ilginçtir ki politikacılar ve
gazeteciler çekilme planına banş süre-
cine doğru atılan olumlu bir adım ola-
rak övgüler yağdınyorlar.
Halkını terk etmeven lider
Ve -belki bu satırlar yayuniandığın-
da Arafat ölmüş olacak ama- Likud
yandaşlannın stratejisini çok iyi anla-
yan Filıstmliler, Arafat'ı komadayken
bile desteklemeye devam ediyorlar.
Ölürse de izinden gidecekler ve yerini
zor dolduracaklar. iyi bir lider ohnak
için öncelikle kendi halkını temsil et-
melisin ve dış güçlerin işgali ya da sö-
mürgeci yönetim esnasında onlan terk
etmemelisin. O zaman kınk dökük bir
karargâhta, hastanede, hapishanede ve
öldükten sonra bile büyük bir lider ola-
bilirsin. Bu, Filistinlilerin neden bu ka-
dar büyük çoğunlukla Arafat'a oy ver-
diklerinin, bugün oy vermeleri gerek-
se ve sağlıklı olsa yine onu seçecekle-
rinin açıklamasıdır.
(The Guardian, İngütere, 5 Kasım)
(*) Eski FKÖ Ingiltere Temsilcisi,
Nullfıled Üniversitesi
araştırma görevlisi
HİÇBİR İŞİ DOĞRU
YAPAMAZ MISIN SEN?
HESAPLARIMZA GÖRE IRAKTA
ANİDEN, VAR OLDUĞUNU
İDOİA ETTİĞİMİZ SİLAHLARI
BULMALIYDIK. KAYBETMEK
İŞİN İÇİNDE YOKTUII1
ÖZÜR
DİLB1İM
'OICKAMCA
BBJdDE
&MOADIĞINIZ YE»
UNUTMUŞSUNUZDUR
Yolsuzlukla mücadele...NADİRŞAHHÜSEYİN
Yö
n
r
olsuzluk, büyük ölçüde hükümetlerin işleyişiy-
le ilintilidir. Hükümetlerin işleyiş biçimi değiş-
meden yolsuzluğun da tamamen ortadan kaldı-
nlması bu nedenle mümkün olamaz. Yolsuzlukla mü-
cadele, devlet düzeninde reform yapılmasına bağımlı-
dır. Yeni devlet başkanımız Susilo Bambang Yudhoyo-
no'nun önceliği reform. Bunu söylerken reformun sa-
dece değişiklik anlamına gelmediğini "iyiye" değişik-
lik anlamını taşıdığının altını çizmem gerekiyor.
Ortada yolsuzluğa karşı açılan
savaş var. Devlet Başkanı Susilo, bu
savaşın başında, partizanlık ve yol-
suzlukla mücadeleye kendini ada-
dığını göstermek için başsavcıyı
makamında ziyaret etti. Bu belki ilk
bakışta anlamlı bir ziyaret, olum-
lu bir ilk adımdı. Ancak, devlet
başkanının savcılık çatısı altuıda çok sistematik şekil-
de yolsuzluk yapıldığınuı bilincinde olması gerekir.
Başsavcılık şimdiye kadar hiç şüpheliler ve suçlular
hakkında mal beyanı ve gelirlerin nereden geldiğinin
kanıtlanması, "Nereden buldun?" soruşturması için
başvuru yapmadı. Bir gün biryetkiliye nedenini sordum.
Yanıb şöyle oldu:"Başsavahğm otoparknugördünüz mü
hiç? Oradaki pahata otomobilleri gördüğünüzde 'Nere-
den buldun?' soruşturmasmı neden yapamadığunıa an-
larsınız. Çünkü maaşlarunızla böyle otomobiller alama-
yacağumza göre ilk kurbanlar biz oluruz."
Usulsüzlüğün ve yolsuzluğun devletin en güvenil-
mesi gereken ve en üst düzeydeki kurumlannın içine
• Hükümetlerin işleyiş
biçimi değişmeden
yolsuzluğun tamamen
ortadan kaldırılması
mümkün olamaz.
girmiş olduğunun bir kanıtı da Nevada Üniversitesi pro-
fesörlerinden Bruce Markell'ın bir anısı. Markell, bir
Endonezya ziyareti sırasında bir grup savcıyla yemek
yediğini ve adam kayırma, torpil konusundaki sohbet-
lerini şöyle anlatıyor: "Ben adam kayuınayL, torpilyap-
mavı yolsuzluğun bir rürü olarak nitelendirdiğimi söy-
lediğimde masadakiierin benimle aynı görüşte ohnadı-
ğını gördüm. Savcdardan biri akrabalann. arkadaşla-
nn kavnlmasmın hoşbirşe> oimadığınısöyiediğimde' Pe-
ki o zaman güç ne işe yarar' yanıtını verdL''
Peki bu şartlar altında devlet başkanı ne yapmalı?
Öncelikle hükümette karar alma
mekanizmasında olan herkes ka-
muoyuna şeffaf davranmalı. Bütün
programlar denetlenmeli. Yönet-
melik ve kanunlann komplike ol-
duğu, bunlann bazen duyurusu ya-
pümadan değişikliğe uğradığını bi-
liyoruz. Kesin olmayan ya da ek-
sik bilgiler çoğu kez yetkililere harç, rüşvet, komisyon,
pul parası ödemeye mecbur ediyor. Yolsuzluk arttikça
önlenmesi zorlaşıyor. Bu nedenle yapılması gereken
ikinci şey, kamu hizmetlerinde reform ve memurlann
rüşvet almalannı engellemek için maaşlann arttınlma-
sı. Üçüncü ve belki en önemlisi, iyi yönetim ve huku-
kun üsrünlüğünün geçerli olduğu yolsuzlukla mücade-
le stratejilerinin güdülmesi. Dördüncügörev halkın sa-
vaşa kahhmını sağlamaktır. Yolsuzluk yaptığım bildi-
ği kişi aleyhine suç duyurusunda bulunmak ve tanıklık
etmek halkın savaşa yapacağı en büyük katkı olur.
(The Jakarta Post, Endonejya)
PaMstan ve
Afganistan
dost olmalı
H
amid Karzai'nin Afganistan devlet
başkanlığı seçimindeki zaferi, Taliban
rejiminin düşmesinden sonra ülke
insanının onun cesur politikalanna verdiği
destek olarak nitelendirilmeli. Geçen üç yıl
içinde Karzai, sadece Taliban'ın uzantılannın
değil, savaş ağalannnı da muhalefetiyle boğuştu.
Buna ek olarak suikast ginşimlerine de maruz
kaldı. Elde ettiği en büyük başanlardan biri,
ülkede "işleyen" bir yönetimin, devlet düzeninin
sağlanmasıydı. Bu zor bir görevdi. Çünkü bu
alanda deneyimli isimler, uzun süren sivil savaş
döneminde yurtdışına kaçmışlardı.
Seçimin iki olumlu yanı vardı.
giddetslz ve adll bir seçim oldu
Ilki, "Şiddetsiz geçti" denecek kadar az sayıda
üzücü olay yaşanmasıydı. Taliban, seçim öncesi
savurduğu tehditlere rağmen seçim sürecini
baltalamak konusunda başanlı olamadı. Kayıt
süresince seçim bürosundaki görevlilere yapılan
saldmlara rağmen seçmenler bu tehditlere kulak
asmadı ve Afgan halkının büyük bölümü sandık
başına giderek oyunu kullandı. Bu da halkın
demokrasiye olan bağlüığının bariz bir
göstergesiydi. Söylenecek ikinci olumlu şey ise
devlet başkanlığı seçiminin "hakça" geçtiğiydi.
Gerçi seçim sonucu işe usulsüzlük kanştığı
gerekçesiyle geç açıklandı. Ancak BM yetkilileri
konuyu araşnrdılar ve ortada seçim kanununa
aykın bir durumun olmadığını saptadılar ve BM
ile Afganistan karma komisyonu Karzai'nin
yüzde 55.4'lük oyla seçildiğini açıkladı.
Karzai'nin önündeki beş yıl kolay geçmeyecek.
Geçen gün BM'nin üç görevlisinin kaçınlması,
işinin ne kadar zor olduğunu göstermeye yetecek
sadece bir örnek. Ülkenin büyük bölümünde
kanunlar işlemiyor. Çünkü devletin eli o
bölgelere henüz uzanmış değil. Taliban'ın
yönetim içindeki kadrolaşması yok olmuş
olabilir ancak hâlâ saldın düzenleme şanslan var.
Bir de kendi yasalannı yazan savaş ağalan, aşiret
liderleri var. Karzai'nin zaferi, Pakistan
açısından memnuniyet verici. Ortak dil, kültür ve
dinleri olduğuna bakılu-sa Pakistan ve
Afganistan'ın banş, uyum ve iyi komşuluk
ilişkileri içinde yaşamaktan başka çareleri yok.
tki ülke de terorizm tehlikesiyle karşı karşıya.
Ve, bu alanda işbirliği yapmalı. Afganistan'ın
istikrarh ve banş içinde olması, Pakistan'ın
yaranna olur. Bu nedenle Islamabad
Afganistan'ın yeniden yapılanmasına yardım
etmek için elinden geleni yapmalı.
(Dawn, Pakistan, 5 Kasım)