Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2004 PAZARTESİ
HABERLER
YÖK protestosunu demokratik bulmadığını belirterek 'Polisin de bir yere kadar sabn var' dedi
Erdoğan 'cop'u savunduRtZE (Cumhu-
riyet) - Başbakan
Recep Tayyip Er-
doğan öncekı gün
YOK'ü protesto
için düzenlenen
eylemleri demok-
ratik bulmadığını
ifade ederek "Olay-
/ lar sırasında emniyet
teşküatının sabruıı gör-
dünüz. Polisin de bir
yere kadar sabn
var" diyerek ey-
lemlere biber
gazıyla müda-
haleyi savundu.
Erdoğan, NA-
TO karşıtı ey-
• Ankara ve îstanbul'daki YÖK'ü protesto eylemlerinde polisin öğrencilere göz
yaşartıcı bomba, biber gazı ve copla müdahalesine Başbakan destek verdi.
Erdoğan, "bu tür gösterileri demokratik bulmadığını" da söyledi.
lemler sırasında da emniyet gö-
re\ lilerinin sert tutumunu "polis
göreviııi yapü" diye savunmuştu.
Erdoğan Rize'nın Çayeli ilçe-
sinde Milli Eğıtım Bakanlığı Hiz-
metiçi Eğitim Enstitüsü ile Ah-
met Hamdi Ishakoğlu Anadolu
Denizcilik Meslek Lisesi'nin or-
tak açılış törenine katıldı.
Yardımsever işadamlarından
memleketlerine eğitim ve sağ-
lık kurumu yaptırmalannı ıste-
yen Erdoğan şöyle konuştu:
" Nedense eller cebe pek gitnü-
yor. Alacak sanki öbür dünyaya
götürecek. Halbuki eğitimde, sağ-
bkta ne yatmm yaparsa onunla
birtikte o gidecek. Gelin sağken
bu yaürımlan yapalım. Ondan
sonra da ebediyen haöra bıraka-
hm. tnsanoğhı nedense kuyu yap-
mayı sevmez ama minare yap-
mayı sevh'or. Bunun nedeni ku-
yunun görülmemesi, minarenin
de görüJmesi. Haynn en güzeh'
sağ elin verdiğini sol etin gönne-
mesidir."
Erdoğan, AB konusunda karar-
lı olduklannı ve hükümetin üze-
rine düşen görevleri yerine ge-
tirdiklerini ifade ederek "Arük
17 Aralık surecinde AB ülkeleri-
nin üzerine düşen görevi yapma-
sını bekhyoruz. Eğer 17 Aralık'ta
2002 Kopenhagzirvesinde bize ve-
rilen söz yerine getirilmeyecek
olursa Türkiye, Kopenhag siya-
si kriterlerinin adını Ankara kri-
terieri koyar yohına devam eder"
dedı.
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan, Ankara ve Istanbul'da
Dinçer: Öğrenciler
eylemlerde haklı
HaberMerkea-Eğirim-
Sen Genel Başkanı Alaad-
din Dinçer. "Pofislerin har-
cadığı para ünhersitelere
kaynak olarak aynlsay dı,
öğrenciler bueyfemleriyap-
maya gerek duymayacak-
larth." dedi. Ankara'daki
eylemlerde gözaltına ah-
nan 50 kişi tutuksuz yargı-
lanmak üzere serbest bı-
rakıldı.
Eğitim-Sen Genel Baş-
kanı Aiaaddin Dinçer, Eğı-
tim-Sen Aydın Şubesi ta-
rafindan organize edilen
"YûksekÖğretimin Sorun-
lan ve Demokratik Üniver-
rite" konulu konferansta
yaptığı konuşmada, olay-
lann her yıl tekrarlandıgı-
nı ve devletin kendi ku-
rumlanna muhalifolan her
kesime karşı hep acımasız
davrandığını söyledi. Öğ-
rencilerin taleplerinde hak-
lı olduğunu belirten Din-
çer, "Başta İstanbul ve An-
kara olmak üzere. Türki-
ye'nin çeşitli illerinde olay-
lara müdahale eden polis-
lerin harcadıgı para üni-
versitelere kaynak olarak
aynlsay dı, öğrencilerbu ey-
lemleriyapmaya gerekduy-
mayacaklardı. Dünkü ka-
ranlık tablo yaşanmaya-
cakn" diye konuştu.
YÖK'ü protesto eyle-
minde, 2911 sayılı Toplan-
tı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanunu'na muhalefet et-
mekten gözaltına alınan,
8'i 18 yaşından küçük 50
kişi dün gönderildikleri
Ankara Cumhuriyet Savcı-
lığı'nda ifade verdikten
sonra tutuksuz yargılan-
mak üzere serbest bırakıl-
dı. Ankara'da düzenlenen
eylemde çıkan olaylarda
eylemcilerin yol açtığı
maddi zarann 100 milyar
liranın üzerinde olduğu tah-
mirı edıliyor. AJınan bilgi-
ye göre, eylemde, 3 oto-
mobile zarar verildi, Va-
kıflar Bankası Kolej Şu-
besi'nin camlan kınldı,
OYAK Genel Müdürlü-
ğü'nün önündeki banka-
matik cihazına zarar veril-
di, bina camlan kınldı ve
yangın çıkanldı.
YÖK karşıtı eylemlerde polisin sert rutumu nedeniyle öğrencilerin yanısıra yurttaşlar ve gazeteciler de yaralandı. (AA)
YÖK'ü protesto amacıyla dü-
zenlenen gösterileri değerlendi-
rirken şunlan söyledi:
"Gösterileri demokratik bul-
muyonım. Bu tür gösterileri hak
arayışı olarak doğru bulmuyo-
rum. Düşünce, fikir özgütiüğü
açısından, Özgürlüklerin arayışı
açısmdan bu yol kullanüması ge-
rekfi yol değildir. Kalkıp çevrede-
ki cam çerçeveyi indireceksin,
kalduım taşlanm sökeceksin ve
araçlann üzerine atacaksın, po-
lisi molotofkokteylrvle, şununla
bununla taciz edeceksin... Bu-
nunla geçmişte bir yere vanlma-
dı, bundan sonra da bir yere va-
nlamaz. Emniyet teşkUaümızuı
sabruu gördünüz. Polisin sabn
da bir vere kadar."
Hastane açılışı
Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan daha son-
ra Ishakoğlu Çayeli Dev-
let Hastanesi Ek Hizmet
Binası ve Şevki Balcı
Acil Ünitesi'nin açılışı-
na katıldı.
Çayeli Devlet Hasta-
nesi'nde 4'ü kadrolu,
2'si geçici olmak üzere
6 uzman doktor bulun-
duğunu belirten Başba-
kan Recep Tayyip Er-
doğan, "GÖnülarzueder
ki bu sayıartsm. Biz gön-
dermenin gayreti içinde-
yiz. Ama oıilar gelme-
menin gayreti içindeler.
İstiyoruz ki, sağhk hiz-
meti ülkenin her yanına
eşit oranda dağılsın. Va-
tandaşlann ayaklanna
kadar hizmetgebin" di-
ye konuştu.
Erdoğan'ın hediye araç tutkusu belediye başkanlığı dönemine uzanıyor
Iddiadan da uçak kazanmış
CHP'li Sav'dan hükümete:
'Atatürkbunları
sopayla kovalar'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel Sek-
reteri Önder Sav, Islam
Özel Sektörünün Gelistiril-
mesi Anlaşması'yla şeriat
hükümlerinın kabul edil-
mek istendiğini belirterek
"Negünkrekaldhk!Atatürk
mezarmdan doğnAa bun-
lan sopa ile kovalar" dedi.
CHP Ankara II Kadın
Kollan Kongresi dün Çan-
kaya Beledıyesi Vedat Da-
lokay Balo Salonu'ndaya-
pıldı. Kongreye katılan
CHP Genel Sekreteri Sav,
49 yıllık siyasi yaşamında
kadınlann çok önemli bir
yeri bulunduğunu, partili
kadınlann çalışmalanyla
başanlı olduğunu kaydet-
ri. "Kimi beninı yüzüm-
den ezryet çekti. Ama doğ-
rulanndan sapmadan yü-
rüdüler" diyen Sav, Ata-
türk ve Atatürkçü kadro-
nun, kadınlara getirdikle-
ri haklar nedeniyle gerici
ve yobazlann boy hedefı
olduğuna işaret etti. Ata-
türk'ü ve yaphklannı iç-
lerine sindıremeyenlerin,
onu ve yolunda yürüyen-
leri "dinsizMIde'' suçladığı-
nı anlatan Sav, "Ben,Cum-
huriyete, demokrasinin
rüm değerlerine karşı çt-
kanlar gibi, Sıvas'ta din
kardeşleriıü yakan yobaz-
largibi sözde dindar olaca-
ğuna,dinsiz. mason. dikta-
tör dedikleri Atatürk'ün
izinde olmayı her zaman
yeğlerim" dedi.
Laiklikten asla ödün ver-
meyeceklerini vurgulayan
Sav, CHP'nindebirtartış-
manın içineçekilmekisten-
diğini söyledi. Kongreye
tek aday olarak giren Se-
\1mDoğana\T
, Kadın Kol-
lan Başkanlığı'na seçildi.
ANKARA (ANKA) -
MAN'dan bir otobüs. Hyun-
dai'den iki otomobili hediye ola-
rak alan, Airbus anlaşması kar-
şılığında istediğı hediye uçak ye-
rine Maybach otomobil alabilen
Başbakan Recep Tay>ip Erdo-
ğanın, işadamlarından uçak ta-
lebinin İstanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanlığı döneminde
başladığı öğrenildi.
Fransızlarla Airbus uçaklan-
nm alımına ilişkin anlaşmanın
• Erdoğan'ın, belediye başkanlığı döneminde
armatör Kahraman Sadıkoğlu ile girdiği iddia
sonucu bir küçük uçak kazandığı ortaya çıktı.
imza töreninde kamu demırba-
şına kaydedilmek üzere orta men-
zilli uçak istemesi olayı, Erdo-
ğan'm bu konuda belediye baş-
kanlığı dönemine giden bir dav-
ranış biçimini ortaya çıkardı.
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın, Fransızlardan Airbus iha-
lesi karşılığında hediye olarak
talep ettiği V1P uçağı, "pazarük
marjı kahnad^ı" için verilme-
mış, ancak Almanya Başbakanı
Gerhard Schröder'in girişimi
üzerine yaklaşık 1.5 triryon lira
değerinde Maybach otomobil
Türkiye'ye hediye edilmişti.
Edinilen bilgilere göre, Erdo-
ğan"ın işadamlanndan uçak ta-
lebi belediye başkanlığı döne-
minde başladı. Erdoğan, ünlü ar-
matörlerden Kahraman Sadı-
koğlu ile "kazanması haünde
uçak talep edeceği" bir iddıaya
girdı. Erdoğan, iddia sonucu Sa-
dıkoğlu "ndan küçük bir uçak ka-
zandı. Erdoğan, Sadıkoğlu'ndan
kazandığı uçağı, istanbul Büyük-
şehir Belediye Başkanlığı hizme-
tinde kullandı. Bu uçağın halen
Büyükşehir Belediye Başkanh-
ğı'nca kullanıldığı belırtildi.
Emin Şirin, 2000 yılında cezaevinde geçen konuşmayı Meclis'e taşıdı
'Çakıcı'ya karşılık Ladin'
Alaattin ÇakKL
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- istanbul Bağımsız Milletvekili
Emin Şirin, Alaattin Çalacı'nın 2000
yıh mayıs aymda Kartal Cezae\i 'nde
milletvekillerine verdiği ifadede.
"kendisine karşüık Ladinin ölüsü-
nün teslimi için FBI ile pazarhk ya-
püdığuu" söylediğıne dikkat çekti.
Şirin, Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın yanıtlaması istemiyle verdi-
ği soru önergesinde, Çakıcı 'rnn söy-
lediklerinin MlT aracıhğıyla kont-
rol edilip edilmediğini sordu.
Şirin, soru önergesinde, 21. dö-
nemde TBMM'de Mesut Yılmaz,
E>üp Aşık ve Yaşar Topçu hakkın-
da kurulan soruşturma komisyonu ça-
hşmalannı anımsattı. Emin Şirin her
üç siyasetçinin de "yasadışı örgüt-
lerie ve mensuplanyia biıükte hare-
ket ettiklerl örgüt mensuplaruun iş-
ledikleri suçlann ortaya çıkanlma-
suu engelledikleri ve suçlulan hima-
ye ettikleri, devlet ihalelerinde çete-
lerle işbüiiği yapüklan, hükümetin
çeteler ve maf\ a ile mücadelede izle-
diği poütikanuı başanya ulaşmasuu
engelleverek göre%1erini kötüye kul-
landıklan" gerekçesiyle kurulan ko-
misyonun 3 Mayıs 2000 tarihinde
Kartal Cezaevi'ne giderek burada
Çakıcı ile görüştüğünü anımsattı.
Rapora da aynen alınan ifadesine
göre Çakıcı, henüz ikiz kuleler sal-
dınlan gerçekleşmediği için en azm-
dan Türkiye'de çok iyi tanınmayan
Ladin hakkında şunlan söylemişti:
"(Izmir millerveküi Salih Dayı-
oğlu'nun 'Alaattin Bey, Mesut Yıl-
maz'ın sizi öldürtme hadisesi ol-
duktan sonra sizin Mesut Yılmaz'a
herhangi bir tehdit veya baskı, teh-
dide varan yaklaşımınız oldu mu?'
sorusuna) Bakın efendim. bunlar
tekKf ettiler CIA'ya beıüm için.As-
hnda FBIva ettiîer tektif. Dediler
ki, Çakıcı'run karşıhğında biz size
Usamebin Ladin'in ölüsünü Afga-
nistan'da teslim edelim. General
Dostum'u iyi kullanarak. Vardı ya
Özbek generaL Onun Türkiye'yle,
senisle Uişkileri son derece iyiydL
Teklif edfldi, bunu Amerikahlar ka-
bul etmedL"
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Hamdullah Suphi Tannöver, Cumhu-
riyetin kuruluşyıllannın önemli isimlerin-
den birisiydi. llk Meclis'e milletvekili se-
çilen ve Milli Eğitim Bakanlığı da yapan
Tannöver, Türkçülük hareketinin en ta-
nınmış ismi ve hatibidir. Türk Ocaklan
onun adıyla özdeşleşmişti. Neredeyse
yaşamı boyuncaTürkOcaklan'nın genel
başkanlığını yaptı.
Türkçülük hareketinin yayın organı
Türk Yurdu (1910-1931) dergileri, Tübi-
tay Yayınlan tarafından geçen yıllarda
yayımlanmışt. Eski Türkçe yazıdan ye-
nı dile uyarlanan Türk Yurdu dergilerini
kanştınrken aerginin 8. cildinde (1924-
1925) Hamdulah Suphi Tannöver'in Mec-
lis'teki bir konuşması ilgimi çekti. Cum-
huriyet modemleşmesine ve kadınlann
toplum içine çıkmaana kızan bir tutucu
milletvekilinin eleştirilerine cevap veren
Tannöver, bugün için de örnek olarak alı-
nacak önernlı vurgular yaparak o günün
yenıleşme anayışını dile getirir. 14 Şu-
bat 1925 yılındakı konuşma, Batı ve uy-
gariık arasınctaki ilişkiye ilginç gönderme-
Cumhuriyetin Kuruluşu, Yenileşme ve Batı
lerde bulunuyor.
Tannöver'in bu konuşmasınaTürk Yur-
du dergisi o dönemde şöyle bir giriş yaz-
mıştı: "BûyükMilletMeclisi'nin 14Şubat
tarihli içtimaında (toplantısında) Erzunım
Mebusu Ziyaeddin Efendi'nin teced-
düt (yenileşme) aleyhine irad ettiği nu-
tuk dolayısıyla Hamdullah Subhi Bey,
Türkiye 'de teceddüdün nerelerde aran-
ması icap ettiğinigösteren birnutuk irad
etmişti. Büyûk Millet Meclisi bu nutkun
memleketin her tarafından neşir (yayın-
lanması) ve tamimine (genelge ile duyu-
rulması) karar verdi."
Tannöver'in o zaman Türkiye'nin herya-
nında yayımlanan bu önemli konuşması
bu köşeye sığmayacak kadar uzun. Dık-
katçekici bölümlerini yayımlıyorum: "Ar-
kadaşlar! Bütün dünya üzerinde bir es-
kiyeni mücadelesi vardır... Eskiyeni mü-
cadelesi, eski Yunan topraklan üzerinde
cereyan ettiği gibi, Avrupa tarihimalum-
dur... Eskiyeni kavgası orada da din sa-
hasında, ilim sahasında, sınaat ve sanat
sahasında, hersahada cereyan etmiştir."
"... Bizim toprağımızda eski ve yeni
mücadelesi, en sarih (açık) şekilde te-
barüz ettiği (belirginleştiği) müddeti alı-
yorum, en aşağı bir asırdır. İki asırdan
beri başlamış demek için tarih esbabt
kafiye (yeterli sebep) gösteriyorsa da
bir asırdan beri demek daha emindir...
Son aylarda memleketin herköşesinde
kulaktan kulağa fırsat bulunduğu vakit,
Meclis'in nıhu gevşemiş zannedildiği
vakit, Millet Meclisi'nin kürsüsünde ba-
zıyevmi (günlük) gazetelerde, muttarin-
den (sürekli olarak) muayyen bir mec-
muanın sayfalarında bir tehlike sesi
memlekete mütemadi (durmaksızın) ni-
da ediyor (sesleniyor): Islam kadınlan-
nı fuhşa sürüklüyorlar, sariıoşluğu hi-
maye ediyorlar, ahlakı tereddiye uğra-
tıyorlar (geriletiyorlar), mukaddesatı di-
niyeihmal ediliyor... Tehlike var, tehlike
var, tehlike var."
Hamdullah Suphi, iddialardan birisınin
de şöyle ifade edildiğini aktanyor: "Bazı
türediler, bazı serseriler 'Avrupa mede-
niyetini rezailiyle (rezıllığiyle) beraber ala-
lım' diyorlar..."... "Kimlen kast ettikleh-
nı isimlehyle söyleyebilirim... Bazı kim-
seler demişler ki garp medeniyetini 1e-
zahatleri, levsiyyatı (pislikleri) ile beraber
alacağız... Hatırlarsınız, vaktiyle Meşru-
tiyetzamanlannda yine böyle mukadde-
sat ayaklar altına alınıyor diye tahrikata
(kışkırtmaya) başlamışlardı."
Hamdullah Suphi'nin bu iddialara kar-
şı Bat uygarlığını tanımlayışı önemlidir. Gü-
nümüzdekı tartışmalara da ışık tutacak ni-
\eiMed\r."Karşımızdakilerzannediyorlar
ki, medeniyet bir kıtadan diğer bir kıta-
ya geçefcen gümrüklere uğruyor. Ziya
Efendi hazretleriyle beraberbirkomisyon
teşkil edenz, önlerine kâğıtlannı alırlar ve
dışandan içeriye ne gelirse madde mad-
de görüher. O gelen ne? Lokomotif, bu-
yursun içeri. Bu gelen ne? Dans! Kabul
etmiyoruz. Pek iyi bilirsiniz, medeniyet-
ler bir memlekete girerken gümrüklere
uğramaz, şunun bunun mûtalaasını al-
maz, tasvibini beklemez."
Bu konudaki düşüncelerini şöyle sür-
dürüyor: "Gelenler, eğer birtakım ihti-
yaçlann, birtakım zaruretlerin netice-i ta-
biiyesi (ihtiyaçlann sonucu) ise mutlaka
içerigirer. Mani olamayız... Birdevirki,
hükümetini tenkit ve murakabe eder (de-
netler). Kanaatinimatbuatında (yayın or-
ganlannda), kürsüsünde ve her yerde
söyler, onun ahlakıyükselmiştir. Siyase-
tin bu geniş şetdiyükselen o ahlaktan doğ-
muştur... Teceddüt (yenileşme) bize hür-
riyet aşkını veren bu yeni tenbiyemiz-
dir..."
Tannöver'in," yenileşmenin ve ilerle-
menin bir bütün olduğuna dikkat çek-
mesi önemli. Batı uygarlığının da bir bü-
tün olduğunu söylemesı bugün için de çok
anlamlı değil mi?
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Dünyayı Değiştiren
İnsanlar...
Insanlık tarihi boyunca "dünyayı değiştiren insanlar"
olmuştur.
Isaac Newton, buluşlanylabilinenleri değiştirmiştir.
Charles Danvin, Evrim Teorisi'yie o zamana kadar
bilinenleri değiştirmiştir.
Albert Einstein, fizikte bilinenleri değiştirmiştir.
Skjmund Freud, ruhbilimde bilinmeyenleri bulmuştur.
Steven Spielberg, sinemada yeni ufuklar açmıştır.
Bill Gates, bilgisayar yazılımında bir çağı başlatmıştır.
Bu "dünyayı değiştiren insanlar' ne yapmışlardır?
O zamana kadar bilinenlerin değişmezliğini sarsmış,
yerine yeni bilgileri koymuşlardırya da bilinmeyen bir
şeyi bulmuş (keşfetmiş) ya da bilinmeyen bir şeyi
yaratmışlardır (icat etmişlerdir).
Mustafa Kemal Atatürk ne yapmış da "dünyayı
değiştirmiş"lk?
2004 yılında, 21. yüzyıldaAtatürk'ü nasıl anlamalıyız?
Bir vatan kurtancısı kahraman olarak mı?
Yeni bir ülke yaratıcısı olarak mı?
Bilinen, sayılan, yinelenen devrimlerin öncü lideri
olarak mı?
Atatürk, bunlardan çok daha fazlasıdır. Atatürk
bunlann özünü oluşturan bir "dünya değiştiricisi"d\r.
Bakınız Atatürk dünyada neleri değiştirmiştir?
Büyük bir savaşla çökmüş, büyük devtetfertarafından
artık yutulup ortadan kaldınlmasına karar verilmiş bir
ulusun, bu büyük güçlere kafa tutabileceğini, karşı
koyabileceğini, savaşacağını, iyi yönetıldiği zaman da
bu savaşı kazanabileceğini göstererek "dünyayı
değiştirmiştir".
O zamana kadar, kahramanca savaşmış topluluklar
olmuştur, ama büyük güçlere karşı savaş kazanan bir
toplum olmamıştır.
Atatürk, bütün küçük uluslara büyük bir ateş yakmış,
sömürgeciliğe en büyük darbeyi vurmuştur.
Savaşı kazandığı zaman bu işin bıtmediğini, yeni
başladığını söyleyerek nasıl büyük bir "kurucu başkan"
olduğunu göstermiştir.
"Kurucu başkan" olarak bugün "eğitici liderlik-
coaching" biçiminde yeniden keşfedilen liderliğin ilk
örneklerinden birisini vermiştir.
Bugün, 2004 yılında, Arapça ezanın değiştirilmesinin
akıllara bile gelemeyeceği Türkiye'de halifelik kaldınlmış,
saltanata son verilmiştir. Cumhuriyet yönetimi, hiç
kimsenin aklına bile gelmeyecek olan bir karariılıkla
gerçekieştirilmiştir.
Dünya üzerinde "yeni, en üst düzeyde saygın,
devlet başkanlarının ziyaret ettiği, her konuda
görüşünün dikkate alındığı bir Türkiye" yaratmıştır.
Bütün bunlann olabileceğini kanrtlayarak "dünyayı
değiştirmiştir".
Hareketin felsefesini Fransız Ihtilali'nden, Insan
Haklan Bildirgesi'nden alan Mustafa Kemal, uygariığın
Rönesans'la veAydınlanma'ylaotabileceğini kavramıştır.
Hiçbir dogmaya yer vermeyen, hiçbir tabuyu
banndırmayan felsefesini, büyük zekâlara yakışan bir
politika ile uygulamaya koymuştur
Stratejisi de, taktikleri de deha düzeyindeki zekâsının,
sarsılmaz iradesinin, en güç zamanlarda bile eksilmeyen
geleceğe güvenişin ve sosyal etkisinin adım adım
izlenecek kanıtlandır.
O günlerin Türkiyesi'nden bugünün Türkiyesi'ne
gelişin hikâyesi gerçekten ibret vericidir.
Bugün bütün olanakların daha fazla olduğu, her
alanda yetişmiş insan gücüne sahip olduğu açık olan
Türkiye'nin Avrupa'nın kapısında nasıl yalvar yakar
olduğuna ibretle bakmak gerekiyor.
Bugün, o günlerden çok daha büyük bir potansiyele
sahip olan Türkiye'nin bağımsızlığını nasıl kaybettiğini
çok iyi anlamak gerekiyor. ABD'nin siyasal ve ekonomik
güdümünde, Avrupa'nın kapısında el pençe divan
duran bir ülke. Utanç verici bir düşüş.
Bütün uygar hamlelerin dış dinamiklere bağlandığı
Türkiye'nin 1920-1938 yıllan arasındakı on sekizyılına
çok iyi bakılması gerekiyor.
Evet, sadece 18 yıl.
Birde 1980 ile 1998 arasndaki on sekiz yıla bakarsak
aradaki nitelik farkını çok daha iyi anlanz.
Atatürk'ten sonra kaç on sekiz yıl geçti.
Atatürk, kesinlikle dünyayı değiştirmişti.
Ya onun kurduğu modem Türkiye?
Bugünün Türkiyesi nasıl (ve nereye doğru) değişiyor
dersiniz?
e-mailfg superonline.com Faks: 0 212 513 90 98
Samsun Kız Yetistirme Yurdu
AKP'li vekil SES
afişlerini indirtti
MEHMET ÖZDEMİR
SAMSUN - AKP
Samsun Milletvekili Ce-
malYıhnazDemir, ön-
cekı gün II Sosyal Hiz-
metler Müdürlüğü'ne
bağlı Samsun Kız Ye-
tiştirme Yurdu'nun pa-
nosunda asılı olan Sağ-
hk Emekçileri Sendika-
sı'nın (SES) afişlerini
"Burada başka sendika
yok mu?" diyerek in-
dirtti. Demir'e tepki gös-
teren SES Samsun Şu-
besi Baskanı Süleyman
Bal,4688 Sayılı Yasa'ya
dayanarak yetkili olduk-
lan işyerinde panoya
afişler astıklannı anım-
sattı. Bal, "Yasalarauy-
gun olarak asılmış olan
pano. yine yasalara uy-
gun olarak hazırianmış
obn afişleri gayri nizami
şekilde almayeddsini sa-
ym miDervtkiB kendism-
de nasıl görmüştür" di-
ye sordu.
Ülkü Ocaklan Trabzon Subesi:
Ulkücüler bayılmaz!
AHMETŞEFtK
TRABZON - Ülkü
Ocaklan mensubu bir
grup, geçen hafta hükü-
metin yabancılara mülk
satışı ile ilgüi uygulama-
larına tepki göstermek
amacıyla AKP İl Baş-
kanlığı önünde toplan-
dı. Basın açıklamasını
okuyan Özgür Kaplan
bir an fenalaştı. Kaplan,
arkadaşlannın yardımıy-
la kısa sürede kendine
geldi. Ertesi gün yerel
gazetelerde haber "Basm
toplantısında baygınlık
geçirdi" biçiminde yan-
sıtılınca Ülkü Ocaklan
Trabzon Şube Başkanı
Tolg» SKrikay? bir açık-
lama yaptı. Sivrikaya
açıklamasında. "Arka-
daşlanmız basın açıkla-
masıyapbktan sonra oru-
cun etkisiyie biraz fena-
hk geçirdL Baygınlık ge-
çirmemiştir. Llkücüler
ba^ihnaz" dedi.