Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
& KASIM 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Asli görevini yap!
Duyduk ki, Türk-lş yönetimi de,
SSK hastanelerinin sendikalara
devredilmesi önerisi karşısında
DİSK'in açıklamasına benzer bir
tavır geliştirmek üzereymiş.
Ancak bir farkla... Türk-iş'in
tutumu "koşullu evet" yönünde
olacakmış. Sızan bilgilere
bakılırsa, Türk-lş'in koşullan
arasında "kısa vadeli sigorta
kollarından tahsil edilen
primlerin tamamının
öngörûlecek süre içinde
hastane yönetim fonuna
aktanlması ve tahsil edilen
primlerin öngörülen sürede
yönetim fonuna
aktanlmamasından doğacak
zararlann tümünün
karşılanması" gibi istemler de
bulunacakmış... Dahası Türk-iş,
yalnızca "bugüne değin siyasi
müdahalelehe kurumun
kaynaklarının yanlış kullanılması
nedeniyle uğradığı zarariarının
güncel değerler üzerinden
karşılanmasını" talep etmekle
kalmayacak, "devletin kamusal
sağlık için ayırmak zorunda
olduğu payın da düzenli olarak,
oluşturulacak fona
aktanlmasını" gündeme
getirecekmiş. Türk-lş, bir
"küçük" konunun daha altını
çizecekmiş. O "küçük" konu da,
"SSK hastanelerini alın, başınıza
çalın" demeye getirenlere, tüm
vatandaşlara ücretsiz sağlık
hizmeti sunmanın sosyal
devletin "asli görevi" olduğunu
anımsatmakmış: "Türk-lş'in asıl
ve üzehnde tartışmaya yer
olmayan talebi budur. Bu
haktan vazgeçilmesi asla kabul
edilemez. Türk-lş, bu konudaki
mücadelesini sürdürecektir."
ISIK KANSU
HizmetRecep Tayyip Erdoğan, sendikacılara
"Madem SSK hastanelerinin Sağlık
Bakanlığı'na bağlanmasını
istemiyorsunuz, siz işlet/n; ama ben size
beş kuruş vermem" deyince, DİSK
yönetiminden yanıt geldi:
"Hastanelehn işletmesini devralmaya
talibiz."
Bu yanıt, DİSK içinde üç ayn kanat
yarattı...
Birinci kanada göre, DİSK'in çıkışı
doğruydu ve yapılması gereken
yapılmıştı.
Ikinci kanada göre, DİSK'in çıkışının
"ironik" biryanı vardı. Yani, ciddiliği
tartışmalı bir öneriye karşı ancak böyle
birtepki gösterilebilirdi...
Üçüncü kanada göre ise, DİSK'in çıkışı,
Erdoğan'ın sosyal devleti reddeden
yaklaşımına ortak olmak anlamına
geliyordu: "Dileriz, DİSK yöneticileri, bu
tepkileri ile sosyal sigorta, sosyal
güvenlik ve sosyal devlet
kavramlarından hiçbir şey anlamamış
olduklarını ortaya koymuyorlardır.
Çünkü, son açıklamalan bu kavramlan
reddetmek anlamına geliyor. Asıl
savunulması gereken, bir ulusal sosyal
güvenlik politikasının belihenerek sosyal
sigorta hizmetlerinin bu politikaya göre
verilmesidir. Bu durum ortaya
konulmadan yapılacak her iş ve eylem
AKP iktidannın yapmak istediklerine
hizmet etmek demektir."
AKP'nin kadrolaştığı, kadrolaşır-
ken görevden almalar yaptığı, gö-
revden almalaryaparken hukuka ay-
kın işlemlergerçekleştirdiği, bu hukuka
aykın işlemter hakkında davalar açıldı-
ğı, davalarda idare mahkemelerinin yü-
rütmeyi durdurma ve iptal kararlan ver-
diği, kararların uygulanmaması karşı-
sında da mağdur olmuş devlet memur-
lannın ilgili bakanlar hakkında 'görevikö-
tüye kullanma" gerekçesiyte yargı organ-
lanna başvurduğu biliniyor.
Elimizde, yakın tarihlerde yargı organ-
lannca hükme bağlanmış üç karar bu-
lunuyor. Her üçü de Kültür ve Turizm Ba-
kanı Erkan Mumcu hakkında "yargı
karannı" uygulamadığı gerekçesiyle ya-
pılan şikâyetler üzenne venlmiş ve bir-
Bakan şikâyet edilirse
birierine benziyor.
Birini ömekverelim: Erkan Mumcu'nun
mahkeme karannı uygulamadığı için ya-
pılan şikâyeti Ankara Cumhuriyet Baş-
savcılığı incelemiş ve şu karara varmış:
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın
100, TBMMIçtüzüğü'nün 107. madde-
sine göre, başbakan ve bakan hakkın-
daki soruşturma yetkisi TBMM'ye ait
olup başsavcılığın bu kişiler hakkında
soruşturma ve kovuşturma yetkisi bu-
lunmadığından, mevcut anayasal sis-
tem nedeniyle şikâyet edilen Erkan
Mumcu hakkında soruşturma açılma-
sına yer olmadığına karar verildi."
Savcılığın bu karanna itiraz edil-
••• miş. ItirazıincelemeklegörevliSin-
can Ağır Ceza Mahkemesi Başka-
nı da "Erkan Mumcu hakkında görevi
kötûye kullanmak suçundan dolayı so-
ruşturma açıldığı, soruşturma sonunda
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
takibata yer olmadığına karar verildi-
ği"r\i belirterek itirazı reddetmiş.
Kararlan, hukukçu dostlanmıza okut-
tuk. Şu yoruma vardılar
"Savcılık yetkisizlik karşısında fezle-
ke düzenleyerek durumu TBMM'ye bil-
dirme yerine, soruştürmaya yer olma-
dığına hükmetmiş. Mahkeme de, yapıl-
mamış soruşturma üzerinden soruş-
turma yapılmış gibi karar vermiş. Van-
lan sonuç ise, suçun sabit olmadığı!.."
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Sigortalıya Yanlış ya da
Eksik Bilgî Verilmesi
SORU:
Değişik kavnaklardan edindiğim bilgilere göre, sigortahhk sü-
rem, prim ödeme gün sayım ile emeklüik yaşım dolmaktadır. Ben
de bu bilgilere güvenerek SSK'ye emekülik dilekçemi vereceğim.
Ancak bana verilen bilgüer doğnı degilse, uğrayacağım zaran
sigorta karşdar nu?
(C.Ç.)
YANIT:
Resmi belge niteliğinde olmayan bilgi ve belgeler emeklilik
işlemlerinde geçerli sayılmayabilir. Size verilen resmi belge-
lerde, sonradan bir yanlışlık ya da eksiklik bulunduğunda na-
sıl bir işlem yapılacağı konusuna yargı açık ve kesin çözüm ge-
tirmıştir.
(1) "Somut olayda, sigortahnın başvuru tarihi olan 24.4.1995
tarihinde 60/A -C maddesinin öngördüğü 25 yüdan beri sigor-
tab olnıa koşulu hariç diğer koşullara sahip olduğu, 25 yıldan
beri sigortalı olnıa koşulu da iki gün sonra 26.4.1995 tarihinde
gerçekleştiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Baş-
ka bir anlatımla. sigortahnın 26.4.1995 tarihinde yukanda sözü
geçen maddenin aradıgı tüm koşullara sahip olduğu açık-seçik-
tir. Hal böyle olunca, sigortahya yeniden tahsis dilekçesi vermek-
sizin, giderek önceki dilekçesi göz önünde tutularak koşullann
oluştuğu tarihi takip eden 13.1995 tarihinden itibaren yaşhhk
aybğı baglanması gerektiği söz götürmez. Tersinin kabulü, da-
valı kurumun anayasadan kaynaklanan sosyal güvenlik ödevi-
nin zorunlu sonucu olan, koşullann oluşması tarihini takip eden
aybaşından itibaren yaşulık ayhğı bağlaması yerine bağlamama-
sından kaynaklanan kusurundan yararlanmak olur ki, bu du-
rumun hak ve nasafet (insaf) kuraOan ile bağdaşmadığı ortada-
dır. (...)"
(Yargıtay21.HukukDairesi,29.1.1996tarih, 1996/261 Esas,
1996 310 Karar)
(2) "Davacı, yaşhhk ayhğuıa hak kazanıp kazanmadığı konu-
sunda davalı kurumun gerekli bilgileri sağîıkh ve gerçeğe uygun
bir biçimde verme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek yanhş
büdirimde bulunması sonucu, bu cevaba güvenerek yaşhhk ay-
hğı bağlanacağj inancıyla işinden aynlmasından dolayı uğramış
olduğu zarann gideribnesini istemiştir. („.)
Bu durumda, zarann kapsamınm saptanmasuıda haksız ey-
lemin niteligi ile davacuun istek ve amacmm göz önünde tutul-
ması gerekir. Hal böyle olunca da, kurumun haksız eylemi so-
nucu davacının nıaJ \ arhğmda husule gelen zarann, davacıya bag-
lanması gereken v aşhhkayhğı olduğu yönü açıktır. Başka bir an-
laomla, kurumun cevabı yanüücı nitebkte olmasaydı, davacmm
mal \ arhğında gelecekte ortaya çıkacak çoğahnanm, yaşhhk ay-
hğı tutan kadar olacağı kuşkusuzdur. Böylece, zarann ve taz-
minatm betiıienmesinde, davacıya olağan olarak baglanması
gereken yaşhhk ayhğına üişkin kazanç miktanmn göz önünde
tutulması gerektiği ortadadır. (_.) Haksız eylem olayda gerçek-
leşmiştir. O halde, zarar haksız eylem olmasaydı mal varhgı ne
olacak idiyse, haksız eylemin gerçekleşmesiyie meydana gelen
mal varlığı durumu arasuıdaki farktan ibarettir. Bu da kural ola-
rak davacuun açıkta kaldıgı döneme Uişkin olarak kazanç kay-
bından ibaret olup genel kurul olarak BJCnin 325. maddesinin
de uygulanması gerekir. Olayda işin özelhği de dikkate ahndı-
ğuıda, hükmedilen miktarm behrlenmesinde bir tsabetsizUğin
bulunmadıgından direnme karannın onanması gerekir. (_)"
Yukanya aldığımız yargı kararlan uyannca, sigortahya ek-
sik ya da yanlış bilgi verilmesi sonucu oluşan zararlann sigor-
ta kurumunca karşılanması gerekir.
Kaynak: (1) Lebib Yalkın Yayınlan, Yargıtay Kararlan, Sıra
No:481,(2)SıraNo:319
Toprak ve su
elden çıkıyor
Türkiye Yol-iş Sendikası, Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün
kapatılmasına ilişkin yasa tasa-
nsı ile ilgili bir inceleme yayımla-
dı. Sendika, incelemesine şu adı
koymuş:
"Devleti toprak ve su yöneti-
minden kovma ve federal örgüt-
lenmeye doğru büyük adım ta-
sarısı hakkında rapor."
Incelemede, tasanyla "toprak
ve su yönetiminin dağıtıldığını",
tanmsal arazilerin kullanımına izin
verilmesinden tutun, yeraltı ve
yerüstü su kaynaklannın yöneti-
mine değin bir dizi yetkinin 81
ayrı yerel idareye, il meclislerine
terk edildiği belirlenmiş:
"Tasanyla yapılan iş, köy yol-
lannın yapımı-bakımı gibi basit
birinşaat faaliyetinin yerel mec-
lislere bırakılması değildir. Yapı-
lan iş, insanlanmızı birbirine bağ-
layan yol ağıyla yolgüvenliğinin,
ülkenin toprak ve su gibi iki te-
mel vartığının devlet tüzelkişiliği-
nin yetki alanı dışına çıkanlma-
sıdır. Yapılan iş, toprak ve su gi-
bi iki vazgeçilmez ulusal varlığa,
yerel çıkar gruplanyla yabancı
kişi ve şirketlerin sınırsız-dene-
timsiz el koymasına izin verilme-
sidir. " AKP iktidannın hazırladığı
Cumhuriyet karşrtı sözde kamu
yönetimi reformunun Cumhur-
başkanı ve halk tarafından geri
püskürtüldüğünü anımsatan Yol-
Iş Sendikası, dalgınlığa düşül-
memesi için bir kez daha uyan-
yor
"AKPiktidan, sözde kamuyö-
netimi reformu içerisinde geçi-
remediği hükümleriparçalayarak
yasalaştırmaya çalışmaktadır."
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak o turk.net
IOTOBÜSTEKİLER KEMAL IRGENÇ k_urgenc(ayahoo.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA hayatepik : mynet.com
BAYINDIRLIK BAtCANI
BİR MÜTEAHHİTİN
ÖZEL UÇASlNDA
SÖRÜLMÜS!!!!..
N'APÎİM ?
O DA BENİ
ÜCAŞINA
BINDIRIYO I
I' 1 FT'l
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAM 8 Kasun icicw.munUaz-arikan.com
KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2002 970 Vasiyetname
Muns Zafer Gökman'ın vefatı ile munsın sağlığında Kadıköy 7.
Noterlığfnde düzenlenmiş 4.9.1997 tanh. 35806 yevmiye no'lu va-
siyetname mahkememıze ıhbar edilmış olmakla,
Tüm aramalara rağmen muasçılardan Şerif Lütfü Savut kızı, Ni-
lüfer Nebıle Savut'un adresı tespıt edılemediğinden MK'nun 597.
maddesı gereğınce ilan yapılmasına karar verilmiş olup. ışbu ılan ta-
rihinden itibaren 1 ay içinde adı geçen mirasçınm mahkememıze
müracaatı. duruşma günü olan 24 02.2005 tanh saat 9.45'te mahke-
merruzde hazır bulunması, aksi takdu-de vasiyetnameyi kabul etmış
sayılacağı hususu ılanen teblığ olunur. 04.11.2004 Basın: 50539
GRETA GARBO'YÜ KfM
1928"O£ BUGÜN, İSVEÇLİ FİLM yoNETMBNt
, 4-S ^ffMPA ÖİMÜfTÜ
İ '
ÖNCÜ
ÜMLÜ 8//S YÖNE7TM&N&İ.
srrLLE&'(SAĞPA), 1324- y/LfA/£>A " SÖSTA
A4OLANPER 'OEN, r£T£fV£IÇU fK/ K'Z ÖĞ-
i 6öNDEGMESıMi /sretfffrr.
PAN 8İSİ, Sie£7» -tOffSA 6US774PSSOM 'OU.
"
8O 'ya İLK
J. rAMİ, yAYGfN
HOLLYU/OOP'A
AZS/ME,
Çr MAU&TZ S77U.££ PEĞİU>f,
İNCESUİCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN EK SIRA CETVELİ İLANI
Dosya No: 2001 13 Iflas
Müflısın adı soyadı. adresi. Çınkur Çınko Kurşun Metal San. AŞ, Kaysen Adana Karayolu 22 km. lncesu
Sıra cetvelinm ılanından sonra masaya geç kayıt yaptıran alacaklılar ile ilgili gereklı tahkık ve tetkık ışlemleri bitirilmiş ve hazırla-
nan Ek Sıra Cenelı incelemeye hazır bulundurulmuştur.
Sıraya ait itırazlann ılan tarihinden itibaren 7 gün içinde lcra Tetkik Mercıi Hâkimliği'ne. alacağın esasına ve miktanna ilişkin itiraz-
lann ise ılan tarihinden ıtıbaren 15 gün içınde Aslıye Ticaret Mahkemesi'ne llK'nun 235. maddesine göre yapılması gerekmektedir.
llK'nun 232, 234 ve 235. maddelen gereğınce teblığ ve ılan olunur 11 10.2004 Basın: 47424
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Süpep Güç
Talibanlaşınca...
"Tannnın hükümeti altında iki ulust" Thomas Fri-
edman'ın "New York Tımes"ta çıkan son yazısının
başlığı buydu.
Bush'un ikinci bir dört yıl için Beyaz Saray'a seçil-
mesiyle ABD'nin "nasılbirülkeye?" dönüştüğünü sor-
guluyor Friedman:
"ABD insanlann cinselşeçimlerine hâlâ kanşmayan
bir ülke mi? Kadınlann hâlâ kendi bedenlerini kontrol
etme hakkına sahip olduklan birülke mi? Kurucu ata-
larımızın devlet-kilise arasına koyduğu aşılmaz du-
varlar ve sınıhann hâlâ muhafaza edildiği söylenebi-
lırmi? Dinin bilime müdahale etmed'ığisöylenebilirmi?''
Din sınırlan genişletiliyor...
"Gülle" gibi sorular bunlar. "Batı demokrasilerin-
de" asla sorgulanamayacağını düşündüğümüz kaza-
nımlan temelinden sorgulayan sorular... Sorgulamak-
tan öte Friedman, bu kazanımlann yavaş yavaş elden
kayıp gittiği düşüncesinde. Ünlü yazar, seçimlerin ar-
dından derin bir kaygıyla uyandığını söylüyor. Ve özet-
le "Bu seçimlene" diyor, "biz yalnız bir başkan seç-
mekle kalmadık; bir anlamda Amerikan anayasasını
yeniden yazdık!"
Sebep: Bush'un din sınıriannı "modem birdemok-
rasi" için kabul edilemeyecek alanlara taşıması ve ge-
nişletmesinde...
Bush'la Kerry arasında öyle çok da büyük bir fark
olmadığını düşünenlere duyurulur... ABD gibi bir süper
gücün "Talibanlaşmasr öyle hafife alınacak bir olgu de-
ğil. Dünya bundan etkilenecek. Afganistan dağlannda
Bin Ladin'e savaş açan ABD, baş Taliban olup çıktı.
Bush'a oy veren "Evanjelistler" için "kürtaj" günah
ve suç mesela. Ama "elcktrikli sandalye" ya da "ölüm
cezası" suç değil. "Kürtaj yapan dokİora ölüm ceza-
sı verelim!" diyenler bile var. Çocuk aldırmak "cina-
yet"; Irak'a bomba yağdırmak ve binlerce sivili öldür-
mek "cinayet" değil. Kitie imha silahlan palavralannın
kıymeti harbiyesi yok. Ama sıra "Monica kaçamağı-
na" gelince "ahlak söyleminden geçilm'ıyor"'. Hak, hu-
kuk, bireysel özgüriükler bilinci talebi sıfır; "yurtta ve
cihanda her türlü kaba güç ve kabadayılığa başvur-
mak" talebi meşru. Bireyin silahlanması ve "silah ta-
şımak" özgüriüğü meşru da değil, "kutsal" hatta. Tüm
bunlar "Talibanlık" değilse nedir? Bush'u ikinci kez ik-
tidara getiren ABD, böyle bir ABD işte.
Başkan yapan 'kırtsal ittrfak'
Kiliseler aracılığı ile örgütlenmiş militan bir seçmen
kitlesi bu. "Evanjelistler" ya da "yeniden doğmuş Hı-
ristiyanlar" (imanı yeniden keşfetmek anlamında) ola-
rak adlandınlıyorlar. Ve hâlâ Darvrin'le uğraşıyoriar.
Okullarda sabah derslerin dua ile başlamasını istiyor
ve Darvvin'in evrim teorisinin ders krtaplanndan yokedil-
mesini savunuyoriar. Siyasete müdahale ne kelime; dü-
pedüz din üzerinden siyaset yapıyorlar.
"Christian Coal'ıtion ofAmerica" (Amerika Hıristiyan
Koalisyonu) olarak adlandınlan bu büyük yelpaze Pro-
testanlardan Katoliktere hertürlü mezhebi kapsıyor. Pa-
pazlardan Hıristiyan gençlik kollanna, düzenli kiliseye
giden ve ahlaki değerieri savunan komşuluk komite-
lerine (ANC-Advisory Neıghbourhood Commissioners-
Komşuluk Danışma Komiserieri) dek tüm "dinci mu-
hafazakârtan" kucaklayan bir "Kutsal Ittifak" bu. Ki-
me karşı? Ljberaller, Bin Ladin ve başta Avrupa olmak
üzere ABD'nin kaba gücünü sorgulamaya cüret eden
herkese, yani dünyanın gerisine, "kötülere" karşı. Ki-
min adına? "Tannnın mesajcısı"Ç) Bush adına.
Bu ortaçağ ittifakını Bush kampanyasının miman, "dâ-
hi çocuk" Karl Rove akletmiş. Tabandaki Evanjelist-
leri; "komşulukkomiteleri" kanalıyla kilise kilise; hane
hane harekete geçirerek sandıkta oy kullanmalannı
sağlamış. öyle ki "Amish"ler bile sandığa gitrntş. ABD'yi
tanıyanlar bilir. "Amishler köktendinci Hıristiyan mez-
heplerin en azılılanndandır. Bilgisayaria oy kullanmak
şöyle dursun, otomobil, telefon, elektrik düğmesi kul-
lanmazlar. Bu kez krtleler halinde, öbek öbek sandığa
gitmişler. ABD'de katılım oranı nasıl böyle tavan yap-
tı sanıyorsunuz? Demokratik bir uyanış mı oldu? Karl
Rove sağ olsun!
Friedman gibi görmüş geçirmiş bir siyaset yazan,
işte bu yüzden dehşete düşüyor. Yalnız 0 değil; "Demok-
rat kamp" topyekûn dehşet içinde. Kerry'ye oy veren
"Kalifomiya "da yan şaka- yan ciddi "Acaba ABD'den
aynlıp bağımsız devletmi kursak?"\arbşmaian yaplıyor.
Bu dinci-faşist-sağ viraj karşısında kaçacak delik
arayan Amerikalılar intemette "Fransa'ya mı; Kanada'ya
mı göçsek?" diye papatya falı açıyor.
Hadi onlar Kanada'ya gitti diyelim. Biz ne yapacağız?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDA.NSAĞA:
1/îstanbul'un
Fatih semtin-
de Bizans dö-
nemindenkal-
ma sütun. 2/
tngiltere'de
çokse\ilenbir 5
cins bira...
"KuyTuksaBa-
yan" da deni-
len bir kuş. 3/
Savrulmak
içinhazırlanan
dövülmüş ekin yığı-
nı... Karagöz ve or-
taoyununda Yahudi
tiplemesine verilen
3
ad. 4/Birrenk... îstav-
rit balığının küçüğü.
5/ Kaslann kasılma-
sını giderdiği için he-
kimlikte kullanılan, 8
beyaz yadamorrenk- 9
te çiçekler açan bir bitki. 6/ Dövülmüş et, bulgur
ve soğanla yapılan ızgara köfte... Cılız, zayıf. II
Otomobilde direksiyon ile tekerlek arasuıdaki bağ-
lantıyı sağlayan mil... tnce kamış. 8/Kazak baş-
kanlanna verilen ad... Uzaklık işareti. 9/Boğano-
tundan çıkanlarak hekimlikte kullanılan zehirli
bir madde.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/Uyku ile koma arasında derin baygınlık hali. 2/
Soğukla sıcak arası... Bir uçağın ya da geminin
izlediği yol. 3/Budizm'in, Japonya'da büyük önem
taşıyan kolu... Ağn'nın bir ilçesi. 4/Küçük akar-
su, dere, çay... Molibden elementinin simgesi. 5/
EskiTürklerdedoğumtannsı... Unvan. 6/Birgös-
terme sıfatı... Din ve mezhep işlerini ele alan,
bunlarla ilgili olan. II Turşusu yapılan bir tür ya-
ban soğanı. 8/Uğramış, yakalanmış, tutulmuş...
Boru sesi. 9/ Halk dilınde "hastahk, dert'" anla-
mında kullanılan sözcük... Belli, açık.