22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 5 KASIM 2004 Cl 14 J V U J - j l U J x kultur@cumhuriyet.com.tr İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nce 'Carmen' operasmm ilk sahnelenişi dün AKM'de yapıldı Aşk, tutkuve kıskançlıkAYÇATEZER Sıradan bir askerin, güzelliği ve çekiciliğiyle bütün erkekJerin ba- şını döndüren Carmen'e âşık olma- sının ardından bütün yaşamının trajik bir şekilde değişmesini an- latan; aşk, tutku ve kıskançlık do- lu biryapıt... istanbul Devlet Ope- ra ve Balesi, Fransız besteci Geor- geBizet'nin 'Carmen' adlı opera- sının ilk sahnelenışini dün Atatürk Kültür Merkezi'nde yaptı. Bizet'nin en çok tanınan, en çok oynanan ve en beğenilen yapıtı Carmen, ProsperMerimee'nin ro- marundan operaya uyarlanmış. Da- ha önce de 'Itafya'da Bir Türk' ve 'La Traviata' operalannı sahneye koyan Beppe de Tomasi'nin yöne- teceği yapıhn orkestra şefliğini, aynı zamanda İstanbul Devlet Ope- ra ve Balesi'nin müzik direktörü olan Ajıtom'o Pirolli üstleniyor. Tuttaılu blr flfglcl... Koro şefliğini Fausto Regis'nin yaptığı eserin dekoru Bebçet Ma- lüder'e, kostümü Ayşegül Alev'e, afişi MehmetGüleryüz'e, koreog- rafisı SelçukBorak'a, ışığı Ahmet Defhe'ye ait. Ispanya'da geçen, Çingene Çarmen'in Don Jose ile olan tutkulu ilişkisini konu alan yapıtta, Carmen rolünüAyHnAteş, Jaklin Çarkçı; Don Jose rolünü HakanAysev,Efe Kışlaü; Escamil- lo rolünü Suat Ankan, Önay Gü- nay; ve Micaela rolünü E\Ten Ek- şi,AyşeSezerman dönüşümlü ola- rak oynayacaklar. 4 perdelik Carmen operası Sevil- la'de geçer. Fabrikada çalışan, gü- zelliği ve çekiciligiyle bütün er- keklerin başını döndüren Carmen, inatçı hayranlannı reddederek yal- nızca köyündeki sevgili Micaela'ya gönülden bağh ve sadık olan On- başı Don Jose'yle ilgilenmektedir. Sigara fabrikasmda bir kızla kav- ga eden Carmen, onu bıçaklar. • Fransız besteci George Bizet 'nin 'Carmen' operasını ünlü İtalyan yönetmen Beppe De Tomasi sahneye koyuyor. Orkestra şefliğini Antonio Pirolli 'nin üstlendiği yapıtın koro şefliğini Fausto Regis yapıyor. Prosper Merimee 'nin romamndan operaya uyarlanan yapıtın dekoru Behçet Malikler 'e, kostümü Ayşegül Alev 'e, afişi Mehmet Güleryüz 'e, koreografisi Selçuk Borak 'a ve ışığı Ahmet Defne 'ye ait. Yüzbaşı Zuniga, Carmen'i sorgu- ya çeker. Ama Carmen konuşma- maİcta kararlıdır. Zuniga, kızı tu- tuklamaya karar verir ve Don Jo- se'ye Carmen'ı hapse götürmesi- ni emreder. Don Jose, özgürlüğüne kavuş- mak için bütün cazibesini kullanan Carmen'in kaçmasına göz yumar. Bunun üzerine Zuniga onbaşıyı tutuklar. Don Jose hapisten çıktık- tan sonra Carmen'le buluşur ve Carmen'e duyduğu büyük aşktan dolayı askerliği bırakıp dağda ka- çakçılık yapmaya başlar. Don Jo- se'nin aşkından sıkılmaya başlayan Carmen, boğa güreşçisi Escamıl- lo'yla birlikte olur. Kıskançlıktan deliye dönen Don Jose, Carmen'i bıçaklayarak öldürür. Carmen'i, sayısını hatırlayama- dığı kadar çok sahneye koyduğu- na deginen ünlü Italyan yönetmen Beppe De Tomasi, "Carmen'i her sahnetevisimdedahafarkb bir Car- men'le karşılaşıyorum. O da be- nlnıle birlikte olgunlaşıyor. Ama samrun tstanbuJ Devlet Opera ve Balesi için yaptığım bu Carmen, sonuncusu olacak.Çünkii arnk onu sahneyekoymaktançokyoruldum" diye konuştu. Dünyanın bırçok önemli sahnesınde Carmen'i sah- neye koyduğunu dile getiren De Tomasi, her sanatçının Carmen'e farklı bir yorum kattığını, bu ne- denle de her Carmen yapımının birbırinden farklı olduğunu sözle- rine ekledi. Ünlü yönetmen bura- dan ünlü tenor Luciano Pavarotti ile 'La Boheme' operasını çalış- mak üzere Italya'ya gideceğini söyledi. Carmen'in, 1875'te Paris'te ilk sahnelenişınde çok büyük hayal kınkhğı yaratmasına rağmen Bi- zet'nin ölümünün hemen ardın- dan dünyanın en çok oynanan ope- ralanndan biri olduğuna dikkat çeken istanbul Devlet Opera ve Balesi Sanat Yönetmeni Suat An- kan, "Carmen her sahnelenişinde büyük ses getiren bir opera. l zun zamandan beriCarmen'eara ver- miştik.Bu jTİın teması 'aşk" oldu- ğunda tabii Id ilk akhmıza gelen, yepyenibir anlayışla Carmen'i sun- makoldu" diyerek operayı tekrar sahneleme nedenlerini açıkladı. Peneylmli blr kadro Yenı birkadroyla çalıştıklannı di- le getiren Ankan, daha önce yal- nızca tek temsil için gıttiğı Ro- manya'da Carmen'de rol aldığını belirterek kadroda yer alan sanat- çılann nisan ayından beri bu ya- pım için hazırlandıklarının altmı çizdi. Orkestra şefi Antonio Pi- rolli'nin daha önce ülkemizde ve yurtdışında defalarca Carmen ya- pımlannda göre\- aldığına, dolayı- sıyla artık Carmen üzerine uzman bir orkestra şefi olduğuna deği- nen Ankan, onun birikımlerinden yararlanarak az provayla da olsa çok ince işçilik çalışarak ıstedik- leri sonuca vardıklannı söyledi. Bu yıl Aspendos Festivali'ne 'Carmen'operası ve 'Romeo&Ju- liet' balesiyle katılacakiarını vur- gulayan Ankan, bu sezon 'Em- rah üe Sehihan' balesinin, 'West SideStory'müzikalinin, 'Beüsario' operasınm ve Romeo&JuIiet'in ilk sahnelenişlerini gerçekleştire- ceklerini ve Behsario operasıyla büyük ıhtımalle Italya'ya turneye gideceklerini sözlerine ekledi. Çallı, 11 yıldır yapmayı düşündüğü tabloyu geçen aylarda tamamladı 'CumhuriyetŞehitleri' tablosu EBRIERDOGAN Ressam Yaşar Çalh, UğurMumcu'dan bu yana haince saldınlarla öldürülen gazetemiz yazarlanru, resmettiği "Cumhuriyet Şehhieri'' adlı tabloyla ölümsüzleştirdi. Tablo, Çallı'nin 12 Kasım'da sona erecek sergisinden sonra Cumhuriyet gazetesine armağan edilecek. 'Cumhuriyet Şehitleri'nin bir ağıt olduğunu anlatan Çallı, 11 yıldır • Yapıtlan Türkiye'deki ve yurtdışındaki sanatseverlerin büyük ilgisini çeken sanatçının sergisinde, Anadolu'nım güzel doğasını, geleneksel yaşammı içten ve sade bir üslupla anlattığı özgün resimleri yer alıyor. yapmayı düşündüğü tabloyu, geçen aylarda tamamladı. Bu tabloyu, Mumcu'nun öldürülmesinin ardından yapmaya başladığını dile getiren Çallı, "1993'te Uğur Mumcu'nun öldürülmesüıden sonra, eskizler halinde çalışnıava başladım. Şehitler çoğalmaya başladıkça, insanda tepkisel bir çalışma hırsı oluyor. Tabloyu bu duyarhhkla yaptım" diye konuştu. Bir dönem, şehitlerin her binnin portresini yapmayı tasarladığını. ancak bu tabloyla tamamını anlatabildiğini düşünen Çallı, "Bu tabloda giivercinler, tüm katledilenleri simgeliyor. Güvercinler, onlann her biri. MumJanıı ortasındaki boş çerçeveden saçılan ışık da geleceğin aydınhğı anlamına geliyor" diyor. Gençliğinde yaptığı imzasız resimlerın tbrahim Çalu imzası atılarak satılmasından rahatsız olduğunu anlatan Çallı, resimlerin müzayede kataloglannda bile yer aldığmı söyledi. Çalıntı resimler nedeniyle kamuoyunu bilgilendirmek için bir açıklama kaleme aldığını dile getiren Çallı, şunlan ekledi: "Bu resimlerle buluşmaktan heyecan duydum. Ama ucuz sahtekâr bir eün idriettiği tbrahim Çallı imzası ve hele hele arkasındaki aptalca taklitten tiksüıdim. Sahtekâruğuı ne aşağılık boyutiara ulaştıgı çok düşündürecek." Yaşar Çalh'mn Toprak Sanat Galerisi'ndeki sergisi, gördüğü yoğun ilgi nedenıvle 12 Kasım'a dek uzatıldı. Yapıtlan Türkiye'deki ve yurdışındaki sanatseverlerin büyük ilgisini çeken sanatçının sergisinde. Anadolu'nun güzel doğasını. geleneksel yaşamını içten ve sade bir üslupla anlattığı özgün resimleri yer alıyor. Cumhuriyet dönemi ressamlan geleneği çerçevesinde. tartışmasız bir ustalığın ürünü yapıtlar veren Çallı, önümüzdeki dönemde. Cumhuriyet gazetesiyle aynı bahçe içinde bulunan eski Ittihat ve Terakki binasının resmini yapmak istediğini de sözlerine ekledi. Yaşar Çallı kimdlr? 1941 yılında Denizli 'de doğan Çallı, istanbul Güzel Sanatlar Akademisf nde, Halil Dikmen ve Zeld Faik İzer atölyelerinde resım eğitimi gördü. Eczacıbaşı Seramık Fabrikalarf nda Prof. Dr. Sadi Diren ile 10 yıl seramik ve heykel çalışmalan yapan Çallı, 1978'de Dolmabahçe Sarayı'na, saray ressamı olarak atandı. 1981-2001 yıllan arasında TBMM sanat danışmanı v e ressamı olan sanatçı, pek çok devlet adamının da portresini yaptı. Denizli Belediyesi'nce her yıl düzenlenen Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisi'nin kurucusu olan Çallı, yurtdışı sergilennın yanı sıra, Türkiye'de de 100'ün üzerinde kişisel sergi açtı. Koç Allianz Fotoğraf Yarıçması Uçuşan kareler belirlendi r Kültür Servisi -11. Koç Allianz Fotoğraf Yanşması'nın sonuçlan açıklandı. Koç Allianz Fotoğraf Yanşması 'nin siyah-beyaz dalda birincisi istanbul 'dan Orhan Yayla, renkli dalda birincisiyse Van'dan A. Fatih Sönmez oldu. Iki ayn dalda düzenlenen yanşmaya yaklaşık 1300eserkatıldı. Yanşmada dereceye girenlerin ödülleri, 30 Kasım 2004 Salı günü Koç Allianz Oditoryumu'nda düzenlenecek törende verilecek. Yanşmanuı siyah-beyaz daldaki birinciliğine Orhan Yayla (istanbul), ikinciliğe K. Gürcan Oztürk (istanbul), üçüncülüğe de Şekip Ayhan Tünel (istanbul) layık görüldü. Renkli fotoğraf dalındaysa birinciliği A. Fatih Sönmez (Van), ikinciliği Hasan Metin Soner (Ankara), üçüncülüğü de Tufan Kartal (istanbul) aldı. Adana'dan Van'a, Izmir'den Gaziantep'e kadar Türkiye'nin dört bir yamndan fotoğraflann gönderildiği yanşmada, her iki kategoride belirlenen birinciler 4 milyar 500 milyon, ikinciler 3 milyar, üçüncülerse 2 milyar TL ödül alacak. Yanşmanın seçici kurulu Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Öner Gezgin, fotoğraf sanatçılan Şakir Eczacıbaşı, Ani Çeük Arevyan, Arif Aşçı ve Merih Akoğul'un yanı sıra Koç Allianz Sigorta AŞ Murahhas Azası, Koç Allianz Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü M. Kemal Olgaç ve Fotoğraf Dergisi Editörü Nadir Ede'den oluşuyor. YAZIODASI SELtM tLERl Eskişehir'deHaftaSor Arsen Gürzap. yedi sekiz aydır Eskişeh gidip geliyordu. Orada ŞehirTiyatroları'nda Ç hov sahneye koyuyor, eşsiz Vişne Bahçesi Eskişehir'i, genç oyuncu arkadaşlarını, Eskiş hir'e yepyeni, uygar bir çehre kazandıran Y maz Büyükerşen'i çok seviyor. Yedi sekiz a dıranlatıyordu... Ben de hep gitmek istiyordum, peşine tal lıp. Geçen kış, Doğan Kitap, Tepebaşı Be/ediyı si'nin çağrılısı olarak, şubatta gitmiştik. Belec ye Başkanı o zaman Ahmet Ataç'tı. Olağanü; tü güzel bir geziydi. Tadı damağımda kalmışt Geçen cuma yine yola koyulduk. Ertesi gec Vişne Bahçesi'nin galası. Arsen enikonu hey€ canl/. Pastırma yazının sıcacık günü. öğleden sonra dörtte Büyükşehir Belediye si'nin yeni kültür merkezine vardık. Konukevi ne faJan uğramadan, doğruca tiyatro salonu. Gör kemli bir yapı. Hele sergi salonu büyüleyici. Vişne Bahçesi'nin kadrosu hazırlanmış, Arsen' bekliyorlar. Işıktı, kostümdü, dekordu, soluk so- luğa bir çalışma başladı. öyledir son provalar, Herkeste telaş, tedirginlik, yarın gece ne olacak kaygısı. Bir iki saat izledim. Ây ışığı, yükselen dolunay. Işık provası. Etki- lenmemekeldedeğil. Baktım, birandaçalışma- nın içindeyim; o kadar ki, bilgiçliklertaslayaca- ğım. Arsen'den izin istedim. Sevgili Ayfan'la ikisini tiyatroda bıraktık. Gün batmıştı. Istanbul'dayken elli bin kere hava raporlarını dinledim. Gece, Eskişehir beş derece. Yanımda kalın kalın kazaklar. Şimdiy- se, günbatımında ılık bir gece başlıyor. Handiy- se yaz gecesi. Âziz dostlarım Sena, Ahmet, Olcay Bomon- ti'deyiz. Çocukluğumun içkili lokantalarını ha- tırlatıyor Bomonti. Müthiş koyu sohbet, siyaset- ten edebiyata, Çehov'dan hayata. Gece öylesine etkileyicı ki, biz de bir Çehov oyunu yaşıyoruz; Vişne Bahçesi de olabilir, Mar- tı, Vanya Dayı, belki de Üç Kızkardeş. Şubatta Kazan Lokantası'na gitmiş, nefis ye- mekleryemiştik. Kazan'ın sahibi Necati Bey de bize katıldı, biraz da yemeklerden konuşuldu... Sonra ertesi akşam: Tiyatroya giderken, ba- na artık her şey, yaşadığım her şey Çehov gibi geliyordu. İnce bir hüzün sarıp sarmalamıştı. Oyun saat dokuzda başlayacak. Çok genç oyuncu kadrosunun içten heyeca- nını kuliste izlemek... Sonra biz seyirciler içeri- ye, salona geçtik, yerlerimize oturduk. Lopahin sahnede uyuyordu. Birazdan tren gelecekti. Lu- bov Andrevna geri dönüyor! Vişne bahçesinin acı alınyazısmı izleyeceğiz. Buz revüsünü andırır, oyuncuların sahnede adeta uçuştuğu, düşsel denebilecek tablolar oluşturduğu bir reji. Ertesi sabahArsen Gürzap'a böyle söyleyeceğim. Etem Özbora'nın alabildiğine işlevsel, bir yandan da alabildiğine şiirli dekorunu Yüksel Aymak'ın vişne ağacı gölgeleri, dolunay yük- selişleriyle bezenmiş nefis ışık tasarımı bütün- lüyor. Sonra Hale Eren'in inceliklerle donanmış kostüm çalışması. Derken Gaye Çağlayan'ın içe işleyen müzik seçimleri. Sahneden dinledi- ğimiz duyarlı çeviri, Belgi Paksoy'un çevirisi... Vişne Bahçesi beni bir kez daha çıldırttı. Genç oyuncu kadrosunda, özellikle kompo- zisyon rollerinde olağanüstü başarılı oyuncular var. Çehov'un çetrefil tiyatrosunu, gencecik yaş- larında bize yaşattılar. Çehov, ayrılıklar demektir. Ertesi gün öğleyin o ayrılık yine gelip çattı. Istanbul'a geri dönü- yorduk. Oğleye doğru Olcay'la vedalaştık. Sha- kespeare'in kapısında Sena ve Ahmet'le. Gi- den bizdik ama ne tuhaf, Vanya Dayı'nin son sah- nesini andırıyorduk, Vanya Dayı'yı, Sonya'yı an- dırıyorduk. Belleğimde kaldığı kadarıyla, o sözler, kopuk kopuk: Dinleneceğiz dayıcığım, ölünce, biz hep çalışacağız, dünyayı bir uçtan bir uca merha- met örtecek... Öneriler: Sergi/ "EylülFotoğraflan", Gültekin Çizgen'in yapıtlan, İstanbul Fotoğraf Merkezi (Tarlabaşı Bulvan, No: 272) K Ü L T Ü R I Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle