22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 KASIM 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK SEFİNE-İ TERAKKİ TURHAN SELÇUK *nDÜRÜSI TABİAILr İSTANBUL EFENDİSİ AIBBÜLCAtfBAZ* IN HARİîrjIÂDE MACERA1ABI KISIM tEKMİLİ BİEDEN Akdoğan, müziğiyle insanı anlattı, albümünün ve romanının onlarla buluşmasını göremeden göçüp gitti Aşkınveinancın ozanıHATİCE TUNCER "Beni sevenler, gidiyonım" mısrasında, dostlanna haberini vermişti belki de... Yayım- landığını göremediği "TuncayAkdoğan Şar- lalan" albümünde okuduğu şiinnde "Sev- dikkrim ve beni sevenler bağışlayın/Su akryor ve ben gidiyorum.." dıyordu. Kilyos Mezarhğı'nda buz gibı karlı hava- da üzeri toprakla örtüldükten sonra da dost- lan Tuncay'ın gıttiğine inanamadı. Acının sessizliğınden başka bir ses yoktu, ve kimse bıralcıp gidemedı. Eskı Grup Yorum müzıs- yenlerinden Serdar Keskin, gitarıyla Tun- cay'ın başında tüm dostlarla birlikte usulca söyledi: "Haziranda Ölmek ZonJ" Yaşamlannın bir dönemınde onunla tanış- mış, birlikte şarkılar yazmış, üretmiş, çal- mış, "sofculuğun cezasım çekmiş" müzisyen- ler için Tuncay'ı uğurlamak daha da zordu. Gülüşii gözler önüne geldi; şarkılan, birlik- te geçirilen zamanlar anımsandı. DiSİPLİNLİ VE ÇALIŞKAN Yorum'u üç arkadaşıyla birlikte kuran Me- tinKahraman, Tuncay'1 1980'lerdeMarma- ra Ünıversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda tanıdı. Okuldaki Ruhi Su geleneğinı devam ettiren koroda yetişen Tuncay Akdoğan'ın cu- rası ve vokaliyle gruba katılması önemliy- di: "Disipünli, çanşkan, Yorum'un kurum- sallaşmasında önemli rol üstienen bir emek- tardL." Ortaköy Kültür Merkezı'nde, Kadıköy'de bir hyatro bınasında, Edirnekapı'daki evde sa- atlerce bıkmadan yapılan çalışmalarda Tun- cay da önemli katkılarda bulundu. Kahra- man, Tuncay' ın gruptaki "beste yapan, arka- daşlannın tüm sorunlanyla ilgüenen, gerek- tiğinde herkesle kavga etmesini de bilen rolü- nü" anımsadı. Yorum'a ilk katılanlardan Kemal Sahir Gü- rel, 1986 yılının sonlanna doğru Karaköy'de köprüalünda bir kafede buluşup Tuncay'ın tarz, müzikalite ve Yorum'un mücadelesini sürdü- rebilecek nitelikleri taşıyıp taşımadığını an- lamak istemişti. "Sıynhp Gelen", "Haziran- da Ölmek Zor/Berivan", "Türkülerle" al- bümlerinde Yorum'la birlikte çalışan Tun- cay, "Cemo" albümünün çahşmalan sırasın- da, 1989'da gruptan aynldı: "Tuncay, sanatsal tarzıyla hayan ifade eder- ken insanlara yaşama gücünü sunmaya çah- şırdı. 80'lerdeki ve 90'lardaki toplumsal ya- şamla bütünleşen müzik aktivitesini ve üre- timleri önemsiyorum. Tuncay da onlardan birisiydi. Yorum, asbnda bir aile gibiydi bizim için. Tuncay'ın ölümüyje biz geçmiş günleıin biraz daha farkma vardık." KlZILIRMAK DÖNEMİ " 1990yıhnda kurduğu Kralırmak grubun- dan 1998 yıhnda aynldı" gibi kuru bir ifade, Ikay Akkaya ve Ismail İDtnur'un, Tuncay'la clan dostluklannı, müzikal gelişmelerini an- latmakta yetersız kalır: "Oysa biz hiç kopmadık birbirimizden. Üs- teiik gruptan aynldıktan sonra hayan daha çok paylaşmaya başladık. Gerek günlük yaşamı pa\laşmak, gerekse birbirinüzin çahşmalan- 1a katküarla, 0 süreci hiç bitirmedik."1 llkay, Yorum'dan aynhşından sonra bir so- b albüm hazırlamak için Tuncay'dan yardım istediğinde yenı bir grup fıkri doğar ve Isma- î'e teklıf götürürler. llkay'la Ismaü'in Tun- cay'la anılan birbinnden ayrılamayacak ka- <2i ortak: "Beste ve sözlerini hemen bizimle paylaşmü. Söytemeye utandığıiçin haydı söy- k' diyeyalvannük. Boğazuu açar, ışıklan ka- paür, 'susun, mum yakın' derdi. Ne kadan fai merakta bırakmak için, ne kadan muzip- fk için, anlayamazdık. Ulkenin en çalkantıh, Hzim de en coşkulu dönemlerimizdi. Ashn- ta en güzel şarkılannı Kızılırnıak'ta yapu. O arküann büyükçoğunluğuda Çığlık' albü- nümüzde yer aku." Gruptan aynlması, müzik yaşamında hep "uncay'la çalışan llkay için sancılı bir dönem ıldu: "İki ay konuşmadım onunla. Benim Yine" albümümdeonun'Gece Yolcusu'ad- 1 şarkısını sövJemiştim. Onun henüz yayım- ınmamış albümünde de söyledim. Ben zaten iirinde "Sevdiklerim ve benisevenler bağışlayın/Su aktyorveben ' gidiyorum." diyordu. Gelecekyü, yazdığı kitabınu TÜYAPKüap Fuarı'nda 'kahramanlartyla birlikte' imzalamayı planhyordu. Kızdıklannı, romanında kö'tü son yazmakla korkutuyordu. Dostlan yaşamını yitirdiğine inanamadu *. "***' -«»* Tuncay'ın bütün şarkılannı çok severek söy- ledim.'1 Tuncay, Kızılırmak"ın yenı hazırladığı al- bümünün çalışmalanna kahlmak, kendı al- bümünde "Ölüm Tath Bir Türküdür"de îl- kay'la düet yapmak ister. Salı günü görüşme- yi kararlaştmrlar. ama pazartesı sabaha kar- şı Tuncay artık gitmiştir: "Geçmişimizle he- saplaşmak üzereyine kavga etmeye basjamış- ük. Duygu dozu yüksek, herkesin en derinin- de ne hissedhorsa söyleyebildiği kavgalardL İçinde çok derin bir sevgi banndıran öfkelen- nıelerdi onlar." FANTASTIK ROMAN Akşam ne kadar kavga etseler de güne Is- mail'le tavla oynayarak başlayacaklanru bi- liyorlardı. Tuncay'ın artık bir kozu vardı üs- telık. Yazdığı fantastık romanda tüm tanı- dıklan yer alıyordu. Kızdıklannı, romanın- da körü son yazmakla korkutuyordu. Gele- cek yıl TÜYAP Kıtap Fuan'nda kıtabını "dünyada ilk kez bir romanm kahramanla- nyla birtikte" imzalamayı planhyordu: "As- hnda hem bir soru sorup gitti, hem de cevabı anlatmaya çahşü. Bizi en çok yaralayan, şar- kılannı topladığı albümünün ve romanmm din- k\icileriy le, okuyuculanyla buluşmasmı gö- remeden gitmesi oldu. Buluşturacağız, çalış- malannıtopariayıpyayunJayacağız_ Kim bi- lir belki de görecektir." Ismaıl, yangın gecesı Tuncay'la geç saat- lere kadar bırlikteydi ve evine bırakmıştı. Bu uzun yıllar süren dostlukta günlük yaşamda yalnızca Tuncay'ın "Serirvencfler" çalışma- lan sırasında uzak kalmışlardı. SERÜVENCILER Tuncayın, "Ben Arap'un,rockarabeskya- pacağun" diye rutrurduğu günlerde Lazca rock müzik yapan Zugaşi Berepe grubu da da- ğılmıştı. Tuncay'ın serüvene birlikte çıkmak ıstediği bu genç rockçılardan bin de Kaznn Kojiıncu'ydu. Ama Serüvenciler albümünü tamamlamak üzereyken Koyuncu grubu bı- raktı: "Bana bu viizden kırgınlığı olduğunu bühorum. Yaratüğı eserler birtakun sırlann ifadesiydL Ölümü ve acıyı anlatan şarküar yazmış olsa da yaşamayı ashnda çok sevhor- du. Tuncay hep şaka yapıyordu. şaka gibi ya- şıyordu, ama şaka \ apnıadığı şey şarkılan>- mış. Albümünde bir şarkısını sö\lememi is- temişti, ama albümü bitereceği zamam he- saplayamadmı. Bu albüme şimdi bir şarkı söyleyebinnm, hatta yüz albüm olsa yine söy- lerim. Ama şarkısuu onun gözlerine bakarak söylemek isterdim. İçimde öyle bir şey kaku." Tuncay, ardına düşen ve yanında kalan Uğurcan Sezen, Gürsoy Tanç, SerdarŞengül, Fırat Başkale ve RemziÇoban'dan oluşan Se- rüvenciler'le arabeskten rocka özgün tınıla- ra uzanan şarkılardan oluşan " Veda" albümü- İzleri hiç silinmez... Bir serüvencinin ardından söylenecekleri IVıncay, "Veda" albümünün kapağında kendisi yazmıştı: "Serüvenciler... Işıkta koşan, ışıkta kınlan pervaneler. Onlar yoldur, yolcudur, yol pınandır, çobanyıldızıdır. Günün göryaşlarıyta yıkarlar yüzlerini. Aşkın ve inancın ozanıdırtar. Tarih kitaplannda pek geçmeseler de onlan unutturmak asla mümkün değildir. Çünkü izleri hiç silinmez..." nü 1999'da tamamladı. Serüvencıler'den Fırat Başkale, Tuncay'ın yemeden, içmeden yaşayabileceğini, ama müzıksiz yaşayamayacağını yıllar süren ar- kadaşiıklanboyuncagözlemışti: "Veda,tam da deprem su*asnıda çıkmışü. satmadı. Serü- venciler diye prodüksiyon şirketi kurduk. Genç birine albüm yapük satmadı, bana al- büm yapük satmadı. Beklentikrin hepsi ala- şağı oldu,ama bize patronluk yapmak isteyen insanlara restimizi çekebUryorduk." Tuncay Akdoğan, haziran ayında Istan- bul'daki NATO zirvesini protesto için hazır- lanan "İstanbul NATO'ya Kapılannı Kapa- öyor" albümünün müzik yönetmenliğini üst- lenmış, kısa sürede yetiştırmişti. "TuncayAkdoğan Şarküan" albümünün ka- yıtlannı Yorum yıllanndan tamdığı Anado- lu Müzik yöneticisi Cem Ydmaz'a vermişti: "Albüm çıkacagı için mutluydu. Bu, dosüa- rrvia birtikte üretmenin mutluhıguy du. Sahgü- nü uğrayacaktL." 24 Kasım Çarşamba akşamı televızyon ka- nallannda Beyoğlu'nda bir yangın sonucu yaşamını yitiren Tuncay Akdoğan'ın topra- ğa verildiğı haberleri yer aldı. ilk kez televizyon haberlerinde bu kadar uzun anlatılıyordu, tıpkı iki yıldu- her pazar günü müzik röportajlan yayunlanan bu say- fanuı, ölümünden sonra Tuncay Akdoğan'a aynlması gibı... ' GÖRÜŞ ŞAHNAZÇAKIRALP AtatÜPk'ün Koltuğu! Genelde siyasi konulan pek yazmak istemiyo- rum. Çünkü bu konunun o kadar uzman yazarı var ki, bana söz düşmez gibi geliyor; geliyor degil, düş- mez de zaten. Bir tiyatro oyuncusu olarak günlük siyaseti sadece basından takip ediyorum, daha doğrusu takip etmeye çalışıyorum. Çalışıyorum da, bazen öyle konular oluyor ki, bunlan birtüriü çöze- miyorum. örneğin, basınımızda genel olarak seçim- lerden çok önce başlayan ama seçim örtcesi yo- ğunlaşan ve sonrasında da aralıksız devam eden bir "Deniz Baykal aJerjisi" var. Neredeyse tüm ba- sın, Sayın Baykal'ın karşısında. Hani biryerierde Bay- kal lehine bir şey söylemek, yazmak neredeyse ola- naksız. Sizi küçümseme edasıyla alaycı bir bakış karşılıyor. Ama neden Baykal'a karşı olduklarını da bir türlü net ve inandıncı biçimde söyleyemiyorlar. Söyleyebildikleri, seçimde CHP'nin başarısız ol- ması, etkili muhaiefet yapamaması vs. gibı haklılık- lan her zaman tartışılabilecek ve şüpheli gerekçe- ler. Ama bunlardan çıkardıkları kesin yargı, Baykal ile CHP bir yere gidemez, Baykal değiştirilmelidir vs.. • • • Oysa seçimlerden önce Meclis'te var olan tüm partiler, üstelik bunlann iktidan paylaşanlan, muha- lefette olanlan da dahil hepsi barajın altında kaJmış- lar, Meclis dışında olmasına karşın CHP yüzde20'ler civarında oyla Meclis'e girebilmiş. Seçim öncesı esen AKP rüzgânnı basın da körüklememış miydi? Seçimde hem CHP'nin aleyhinde AKP'nin lehinde vaziyet alacaksınız hem de sonra CHP'yi ve Sayın Baykal'ı seçimlerde başansızlıkla suçlayacaksınız. Buna rağmen CHP Meclis'e girmışse ve hiçbir par- ti barajı aşamazken CHP barajı aşmış ve ortaya çı- kan tabloya göre önemli bir oy oranına ulaşmışsa, basının bu konuda insafsız eleştiride bulunmaya ne derece hakkı vardır, bu tartışılır... AKP'nin seçim başansında kusuru baraj altında kalan partilende ara- mayanlann yine de önemli başarı sağlamış CHP'de ve Baykal'da kusur aramaları insafsızlık değil mı- dir? Seçimlerden bu yana etkili bir muhaiefet yap- madığı iddiası da haklı bir iddia değil. CHP olma- saydı bugün Türkiye Irak çıkmazının içinde olma- yacak mıydı? Ve ülke ne durumda olacaktı? Bugün Baykal'ı köşelerinde yerden yere vuran o iinlü ka- lemler, Türkiye Irak savaşına girmeli, diye yırtınan- lar değil mı? Baykal ve CHP, Türkiye'yı sonu bilin- meyen bir felakete gitmekten alıkoymamışlar mı- dır? Felluce'ye bakmaya bıle gerek yok. Savaşa gır- meyen Türkiye'nın verdıği kayıplar bile yeterli. Ya türban, ya imam hatipler, ya YOK, ya orman alan- ları, ya zina gibı meselelerde ya CHP'nin duyarlılı- ğı ve karşıcıhğı olmasaydı? • • • Şimdi de Sayın Sangül dolayısıyla Baykal'a bir veryansındır gidiyor. CHP 81 yıllık yaşamında; Cum- huriyet'in temel ilkelerinin, Atatürk Devnmleri'nin, uy- gar yaşamın güvencesi olma misyonu yanında yol- suzluklann, rüşvetın, suiistimallerin de şıddetle kar- şısında olan bir siyasi kurumumuz değil midir? • • • Atatürk, Ismet Inönü, Bülent Ecevit, Artan Öy- men ve Denız Baykal... Hepsi parti kurallan içinde, parti örgütü içinde ilçe kongrelerinde, il kongrele- rinde, parti kurultaylannda bu görevlenne mücade- le ederek ve hak ederek geldiler. Hepsi de kadro- lanyla, programlanyla geldiler. Başta Ismet Paşa, Al- tan öymen de Deniz Baykal da 0 makamdan aynı kurallar içinde aynldılar. Kimse o makamda zorla tel- mak için direnmedi, direnemez de. Hiçbirı de "po- pülist politikacı" olmadı.. Hepsinde de devlet adam- lığı nitelikleri üstündü. Sayın Baykal "Atatürk'ün kol- tuğu" derken bunlan anlatmak istiyordu bence. CHP, cumhuriyetimizin kurucusu olan partidır. CHP, demokrasinin kurucusu olan partidir. CHP cumhu- riyet ilkelerinin, Atatürk devrimlerinin, çağdaş ya- şamın güvencesi olan partidir. CHP'yi yıpratmaya çalışanlar unutmasınlar ki, CHP'ye herkesten çok ihtiyacı olanlardır. scakiralp" mynet.com Kalan arşivinden Urfa'dan Üç Musiki Ustası Urfa müzik tarihinin en büyük seslerinden Mukim Tahir, Kel Hamza ve Bekçi Baku-'ın arşiy kayıtlanndan oluşan "Urfa'dan Üç Musiki Ustası" adlı albüm, Kalan Müzik tarafından 2 CD ve kitapçık halinde yayımlandı. 11 bin yıldan daha eskilere uzanan tarihı boyunca birçok uygarlığa ev sahiplıği yapan Urfa'da müziğin zen- gin kültür birikimı içinde ayn bir önemi vardır. "Doğumdan ölüme ka- dar hav^ünuı her kesitinde müziğin yer tuttuğu" Urfalılardan biri olan araştırmacı-yazar Abuzer Akbıyık al- bümü yayına hazırlarken arşivlerde kayıtlar arasında uzun süre çahştı. Dünün ve bugünün şarkılan Dilmener'den pop gecesi Yazar, müzik eleştirmeni Naim Dilmener Tü- nel'dekı Babylon'da geçen perşembe akşa- mı 1960'lardan günümüze Türk pop müziğinin ünlü şarkılarından hazırladığı bir program sundu. Ge- cenin onur konuğu Ayten Alpman. genç müzisyen Nad Gür'ün gitan eşliğinde "Tek Başına", "Memleke- tim", "Yanunda Olsa", "Birazcık Umuf şarkılannı söyledi. Yeni bir albüm çalışması içinde olduğunu anlatan Alpman, "Arük Tek Başı- na'dan, Memleketim'den kurtula- caksunz" dedı. Dilmener, eskı Türk fıhnlennden görüntüler eşliğinde Ajda Pekkan. Cici Kızlar, Yeşim, Sezen Aksu'dan şarkılann yanı sıra Ahmet Kaya'nın da sesini dinletti. Ayten AJpman.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle