Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2004 CUMARTESİ
HABERLER
DÎSK Genel Başkanı Çelebi: Hastanelerin devrinin amacı, sağlık sistemini piyasalaştırmak
6
SSKlerözerideşmelTSüleyman
çelebiz
HastaneLerin
Sağlık
Bakanlıgı'na
devri,
hükümetin
çok önceden planladıgı
"Sağlıkta Dönüşüm
ProgramTnın ilk adırnıdır.
Bu programa göre bir süre
sonra herkes parası kadar
sağlık hizmeti almaya
başlayacak.
CENGİZYILDIRLM
DÎSK Genel Başkanı Sû*eyman
Çelebi, SSK hastanelerini Sağlık Ba-
kanJığı'na devretme girişiminin, hü-
kümetin çok önceden planladığı
"Sağhkta Dönüşüm ProgramTnın
ilk adımı olduğunu. bir süre sonra
Sağlık Bakanlığf nın sağlık hizme-
ti veremeyeceğini belirtti.
Çelebi, AKP hükümetinin bu gi-
rişimi ile hastanelerin "ticaretha-
ne", hastalann da "müşteri" olaca-
ğını söyledi. DİSK. Genel Başkanı,
DİSK'ln sosyal güvenlik sisteminde çözüm önerileri:
Tek bir sigorta oluşturulsun
DÎSK'in, bakanlığın "Sosyal Güvenlik Sisteminde
Reform ÖnerisTne ilişkın değerlendirme raporunda,
sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri ıçin çözüme
ilişkın bazı önenlen özetle şöyle:
t/ Ücret ve maaş karşılığı çahşanlann tüm
işgöremezlik durumlannı kapsayan tek bir sigortanın
oluşturulması, bu sigortanın işçıler tarafindan
yönetilmesi.
• îşyerlerinin denetim ve teftişinin sigortaya bağlı
müfettişler tarafindan yapılması.
*' Iş ve işçi bulma işlevinın sigorta tarafindan yenne
getirilmesi.
*/ Sigorta alacaklannın öncelikli olması.
\/ Kayıt dışına ağır cezai yaptınmlann getirilmesi.
• Çalışma sürelerirun kısaltılarak sigorta kapsamının
genişleştilmesi.
^ Sağlık hizmetlerinin devlet eliyle işletilmesi.
^ Gelire göre artan oranlı vergileme sistemiyle oluşan
genel bütçeden finanse edilmesi.
• Bütün nüfusu sağlık güvencesi kapsamına alması.
• Koruyucu hekımlik hizmetlerinin, ağırlığını arttıran
bir biçimde ele alınması.
• Nürus cüzdanını gösteren herkesin sağlık
hizmetinden faydalanacağı bir yapıya kavuşturulması.
"Hükümet sağlık sorununu çözmek
istiyorsa, öncelikle sağhğa aynlan ka-
mu payını artürsın, yeni hastaneler
ve dîspanserler yapsın. personel ek-
sikliğini hızla gidersin" dedi.
Çelebi, Emek Platformu'nun alan-
larda protesto ettiği, ancak milyon-
larca kişiyi ilgilendirmesine karşın
yazılı ve görsel medyada istenildi-
ği oranda yer almayan, SSK hasta-
nelerinin Sağlık Bakanlığı'na dev-
redilmesını amaçlayan yasa tasan-
sına yönelik sorulanmızı yanıtladı.
- Hükümetin SSK hastanelerinin
Sağlık Bakannğı'na devredilmesini
amaçlayan yasa tasansı Mecüste gö-
rüşülüyor. Sendikalar başuıdan be-
ri bu tasarrya karşı çıkryor. Neden?
Hükümet, SSK hastanelerini Sağ-
lık Bakanlığı'na devretme girişimi
ile sağlık hizmetlerini tek elde top-
layacağını ve SSK'lilere daha iyi
sağlık hizmeti vereceğini iddia edi-
yor. Oysa gerçekler hiç öyle değil.
Aslında SSK hastanelerinin Sağlık
Bakanlığı'na devri, hükümetin çok
önceden planladığı "Sağhkta Dönü-
şüm ProgramTnın ilk adımıdır. Bu
programa göre bir süre sonra Sağ-
lık Bakanlığı da sağlık hizmeti ver-
meyecek, yani hastane işletmeye-
cek. Bugün Sağlık Bakanlığı'nda
toplanmaya çalışılan hastaneler bir
süre sonra II Özel Idareleri'ne dev-
redilecek, oradan da yerel yönetim-
lere devredilecek. Daha sonra ise bu
hastaneler 49 yılhğına kiraya veri-
lecek, yani özelleştirilecek. Hasta-
neler ticarethane, hastalar müşteri
olacak. Herkes parası kadar sağlık
hizmet almaya başlayacak. Işte biz
buna karşı çıkıyoruz.
İZMİR TABİP ODASI
Hekimlerhak
yitiminden
çehniyor
tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'nın da aralannda
bulunduğu pek çok kurumun
çekinceyle baktığı SSK hastanelerinin
Sağlık Bakanlıgı'na devri konusunda
hekimler bilgilendiriliyor. Hekimler,
devrin ardından çıkartılacak yasalarla
tüm hakJannı yitireceklerini
vurguluyor. Lzmir Tabip Odası ve SES
Izmir Şubesi yöneticileri, SSK
hastanesi çalışanlanna yönelik
toplantılarla devrin gerireceği
sorunlan anlatıyorlar. SSK Terpecik
Eğitim Hastanesi'nde düzenlenen
toplantıya kahlan Dokuz Eylül Tıp
Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim
Dalı'nda Doç. Dr Ata Soyer, yıllar
içinde yaşanan krizlerle hekimlerin ve
diğer sağlık çahşanlannın gelirlerinin
eridiğıni söyledi. Yıllar içinde
hekimlerin ek iş yapma oranının da
arttığını kaydeden Ata Soyer, "Ülkede
toplam 11 milyar dolar sağhğa
aynbyor. Bunun yüzde 27'si ilaç ve
teknoloji için kulİaıuhyor. Özel sektöre
ve ilaca aynlan para yıllar içinde
giderek artu. Yani devlet sağhktan elini
çekmeye çahşıyor" dedi. SSK
hastanelerinin devrinin de bir parçası
olduğu Genel Sağlık Sigortası ile
bütçeden sağhğa aynlan payın daha
da azalacağını vurgulayan Doç. Soyer,
"Sistem prim toplamaya dayanryor.
Türkiye'de yaklâşık 3 milyon işsiz var.
Bu kişilerden nasıl prim toplanacak?"
diye sordu. SSK Tepecik Eğitim
Hastanesi'nden Dr. Suat Kaptaner de
"Örneğin performansa dayah
ücretiendirme getirildL Bu ücretin
kaynağı döner sermaye. Oysa döner
sermaye en geç 1 Ocak 2007'de
kalkacak. Yani ortada çahşanlara
ödenecek para kalmayacak" diye
konuştu.
T r • • • • • • > riwl%s*flsi t f v Emek Platformu'nun düzenlediği, "Ankara Yürü\üşü"ne
XUlrUyMST*2 UifudlC ÇlKTl kaülmakü^reDi\arbakır\lanyolaçıkangnıbun,Âdanave
Gaziantep'tekisendikaüyeleri\1ebirtikteyapuğı\iiru\üşlerde
polisle sendikacüar arasında "yuriiyüş güzergahT nedeniyle arbede yaşandı. Yürüşüye İstanbuTdan kaülan grup
ise dün gece Eskişehir'e vartn. İsmettnönü Caddesf nde karşüanan İstanbul grubu bugün sabah saaüerinde Ankara'ya
geçecek. Miting için Diyarbakır ve Van'dan yola çıkan gruplarda bugün Ankara'da olacak. (Fotoğraf: AA)
KESK Genel Başkanı Sami Evren'den AKP hükümetine eleştiri:
'Yılonıa sürüldeııiyonız'BURSA (AA) - KESK Genel Başkaru Sami Evren,
"uygulanan pohtikalann, Türkfye'yi ekonomik ve
sosyal anlamda ciddi bir yıkuna doğru süriiklediğjni"
savundu. KESK tarafından hazırlanan "Sosyal Bir
Türkiye İçin Tarüşma Başlıklan" adlı "Sosyal
Program"ı, dün Bursa Serbest Mali Müşavirler
Odası'nda düzenlenen basm toplantısında açıklayan
E\Ten, gelir dağılımı adaletsizliği. işsizlik ve
yoksulluğun dayanılmaz ölçülerde arttığını.
demokratikleşme sorunlannın, köklü bir çözüme
kavuşturulamadığını söyledi. îç borçlann 1996
yılından bu yana yüzde 470, dış borçlann yüzde 80
arttığını, bütçede eğitime aynlan payın 1990 yılından
bu yana yüzde 43, sağhğa aynlan payın yüzde 26
azaldığını, işsizliğin 1996 yılından bu yana iki kat
artarken, özel sektörde haftalık çalışma süresinin 54
saate çıktığmı kaydeden Evren. Devlet Istatistik
Enstitüsü'nün verilerine göre, Türkiye'de 20 milyonu
aşkın kişinin yoksulluk sınınnın altında yaşadığını,
GSMH'den eğitime yüzde 2.2 pay aynldığını, 15 yaş
üstü nüfusun yüzde 15'inin okuma yazma
bilmediğini söyledi. Evren, "Uygulanan poütikalar,
Türkiye'yi ekonomik ve sosyal anlamda ciddi bir
yıkıma doğru sürüklemektedir
r
dedi.
Ankara'da bir araya gelecek işçiler SSK hastanelerinin devrini protesto edecek
Emek Platformu alanlardaANKARA (Cumhumet Bürosu)
-Emek Platformu bileşenleri, SSK
hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na
devri ve Köy Hizmetleri Genel Mü-
dürlüğü'nün kapatılmasını protes-
to etmek için meydanlara iniyor.
Miting, bugün Ankara'da gerçekle-
şecek. Mitingde 5-6 bin polis me-
murunun görev alması bekleniyor.
Hipodrom alanında sabah saat
10.00'dan itibaren bir araya gelme-
ye başlayacak eylemciler, saat
11.00'de Kazım Karabekir Cadde-
si, Talatpaşa Bulvan'nı takiben Ata-
tiirk Bulvan'ndan Sıhhiye Meyda-
nı'na kadar yürüyerek burada "Sos-
>al Devlet ve SosyalAdalet tstiyoruz"
mitingini düzenleyecekler. Türk-Iş,
KESK ve DİSK yönetimleri, mi-
toge en genis katılımı sağlayabil-
• Hipodrom Alanı'nda sabah saat 10.00'dan itibaren bir araya
gelmeye başlayacak eylemciler, saat 11 .OO'de Kazım Karabekir
Caddesi, Talatpaşa Bulvan'nı takiben Atatürk Bulvan'ndan
Sıhhiye Meydanı'na kadar yürüyerek burada "Sosyal Devlet ve
Sosyal Adalet îstiyoruz" mitingini düzenleyecekler.
mek için çok sayıda otobüsle üye-
lerini Ankara'ya taşıyacak. Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün
kapatıknasından en çok etkilene-
cek sendikalar arasında yer alan Yol-
Iş'in mitinge, 800'ün üzerinde oto-
büsle yaklâşık 40 bin üyesini getir-
mesi bekleniyor. SSK hastaneleri-
nin devrine karşı çıkan Hak-Iş, ye-
rel yönetimlerin güçlendirihnesine
katkı sağlayacağı gerekçesiyle Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün
kapatılmasmın da protesto edilece-
ği mitinge katıhnama karan aldı.
Türkiye Kamu-Sen ise düzenleme-
lerden etkilenecek Türkiye Sağlık-
Sen ve Türkiye Imar-Sen ile birlikte
mitingde bulunacak. Memur-Sen
ise mitinge, temsilci düzeyinde ka-
tılacak.
Kapatılacak sokaklar
Ankara Emniyet Müdürlüğü de
yaptığı açıklamada, yürüyüş nede-
niyle bugün saat 09.00'dan itibaren
bazı cadde ve sokaklann araç trafi-
ğine kapatılacağını açıkladı. Bu cad-
de ve sokaklar şöyle sıralanıyor:
"Hipodrom Caddesi Yenimahal-
le kavşaktan Hasırcılar Kavşağı'na
kadar olan alan, Kazım Karabekir
Caddesi Kazım Karabekir Kavşa-
ğı'ndan Tandoğan Kavşağı'na kadar
olan alan, Atatürk Burvan Osman-
h Kavşağı'ndan-Kızılay Kavşağı'na
kadar olan alan; Mkhatpaşa Cad-
desiZiyaGökalpKöprüsü'nden Sıh-
hiye istikametine, Süleyman Sun
Sokak ve açüan yollar. Mehmet Al-
onsoy Buhan Sıhhiye Kavşağı'ndan
Talatpaşa Burvan'na kadar olan
alan, Abdi İpekçi Parkı'na açılan
sokaklar, Cumhuriyet Caddesi Ba-
ruthane Kavşağı'ndan Talatpaşa
Burvan'na kadar olan alan."
- "Sağhkta Dönüşüm Programı"m
biraz açar mısınız?
Genel Sağlık Sigortası'nın, toplu-
mun tüm kesimlerine sağlık hizme-
ti sağlamak amacıyla kurulacağı be-
lirtiliyor. Gerçekte, bu sigorta, sağ-
lığm piyasalaştınlmasında gerekli
olan araçlardan biridir. Genel Sağ-
lık Sigortası'nın Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı üzerinden yürü-
tülmesinin temel nedeni ise SSK
hastanelerinin bu sisteme eklenmek
üzere tasfıye edilmesi ya da mülki-
yet değiştirmesi gereğidir. SSK has-
taneleri ile ilgili olarak düşünülen-
ler, SSK'nin kurumsal yapısının göz
ardı edildiğini, kurum yönetiminin
bu alandaki iradesinin yok sayıldı-
ğını da ortaya koymaktadır.
Kapsamlı plan
- Yani, siz bugünkü adımın daha
kapsamlı bir planın parçası olduğu-
nu mu söylüyorsunuz?
Bunu biz söylemiyoruz. Hükümet
bunu baştan beri ilan ediyor. Özet-
le, Genel Sağlık Sigortası bir sağlık
finansmanı aracı olarak tasarlan-
maktadır. Bu işleyişin gerçekleşme-
si, devlet sağlık hizmeti sağlamak-
tan çekilecek ve primli bir sistem
yürürlüğe girecektir. Bu seçimin an-
lamı, sağlığın bir hak olmaİrtan çık-
ması, toplumsal boyutunun ortadan
kalkarak kışiselleşmiş ve özelleşmiş
nitelik kazanması ve sağlık hizmet-
lerinin pnm karşılığı satın alınır ha-
le gehnesı demektir.
- SSK hastaneierinin hukuken dev-
redilemeyeceği de iddia edihyor?
Yasa taslağı her türlü hukuki temel-
den yoksundur. SSK hastaneleri iş-
çi ve işveren primleriyle oluşmuştur.
Bu hastanelerin gerçek sahipleri de
prim ödeyenlerdir. Satış, hibe gibi
mülkiyetin el değiştirmesi sonucu-
nu doğuran hukuki girişimler iki ta-
rafın onayını gerektirir. Bu olayda
hem devreden hem de\xalan hükü-
mettir. Her ne kadar sağlık tesisleri-
nin bedeli karşılığı devTedileceği söy-
lense de bir ödeme yapılmayacağı
açıktır. Kaldı ki SSK gayrimenkul-
leri üzerindeki tasarruf yetkisi SSK
Yönetim Kurulu'na aittir. SSK Yö-
nerim Kurulu tam özerk değildir. Yi-
ne de işçi ve işverenler temsil edil-
mektedir. Bunlann görüşü dahi alın-
madan bir girişim hukuk dışıdır.
- HükümetSSKhastanelerinin Sağ-
uk Bakanlığı tarafindan daha iyi iş-
letileceğini iddia ediyor?
Rakamlar bunun tersini gösteri-
yor. Bugün SSK her şeye rağmen
daha etkin, daha kaliteli ve ucuz ma-
liyetle sağlık hizmeti veriyor.
Slyasllerln suçu
- Başbakan, hastaneleri çahşanla-
ra devredebileceklerini söyledi. Siz
de kabul ertiniz. Bunu açar nusınız?
SSK, kuruluş kanunu itibanyla
özerk olması gereken bir kurumdur.
SSK. işçi ve işveren primleriyle oluş-
muştur. Devlet Avrupa'da olduğu gi-
bi sosyal güvenliğe düzenli katkı
yapmakta, sosyal güvenliği "kara
delik" gibi göstermektedir. Oysa
SSK, hükümetler tarafindan bu ha-
le getirilmiştir; çünkü bir hükümet ku-
rumu gibi işletilmiştir. Hükümetler
SSK'yi keyfi biçimde yönetmiş ve
özellikle 1980'lerden sonra kuru-
mun içinin boşaltıhnasma sebep ol-
muşlardır. "SSK hastane çahşöra-
mryor. Bunlan Sağbk Bakanlığı ça-
hşürsm'' demek kamu sağlık siste-
mini özelleştirmenin ilk adımıdır.
Başbakan hastaneleri çalışanlara dev-
retmeyi önerdi, biz de kabul ettik. Biz
neyi kabul ettik? SSK hastanelerini
özel hastane gibi işletmeyi mi? Ha-
yır. Biz, SSK'nin ve hastanelerinin
kuruluş kanununda olduğu gibi ger-
çekten özerk hale gelmesini talep et-
tik. Bizimki SSK hastanelerinin tüm-
den elden çıkmasına ve sağlık hak-
kınm ticarileştirilmesine karşı bir
haykınştır. Başbakan'a yazdığımız
mektupta dedik ki, "SSK hastanele-
rinin başta ash' unsur olan prim öde-
yen işçi ve işverenler olmak üzere,
hastane sağhk çahşanlannın, hizmet
alan emeknierin ve hükümet dilerse
kamunun da temsil edileceği bir yö-
netim >apısı ohışturularak hastaneiş-
letmelerini almaya hazınz." Bızım
istemimiz özerkliktir.
- Asıl çözüm ne?
Hükümet sağlık sorununu çözmek
istiyorsa öncelikle sağhğa aynlan
kamu payını arttırmalı, yeni hastane-
ler, dispanserler yapmalıdır. Perso-
nel eksiği hızla giderilmelidir. Bunun-
la birlikte sağlık çalışanlanrun ücret-
leri ve özlük haklan iyileştirilerek,
temel sendikal haklan sağlanarak
tam gün yasası uygulanmalıdır. Bu-
nun için sağhğa piyasa mantığıyla
bakmaktan vazgeçilmelidir.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Huntington'dan 'Karşı-
Atatüpk' Modeli...
Türk okuru, en azından "Cumhuriyet" okuru, S.
Huntington'ı yeterince tanıyor. Bu sütunda benim
de 16 ve 23 Kasım tarihlerinde, "Uygarlıklar
Çatışmasrrun özellikle de ülkemize ilişkin bölümleri
üzerine iki yazım yayımlandı. Bu hafta, söz konusu
yazarın, yine ülkemiz üstüne savlarının sonucu
olan kimi "öneri" ve "öngörü "lerinden söz etmek
istiyorum..
• • •
Huntington'ın küçümsenemeyecek birkapsam
ve "önem"e sahip kitabındaki "ana fikir" çok
kabaca (ve tam bir doğrulukla) şöyle özetlenebilir:
Insanlık tarihinin geçmişinden bu günlere farklı
uygarlıklar (ve bu uygarlıklann çekirdegini oluşturan
farklı dinler) birbirleriyle çatışa gelmişlerdir. Bunlann
birbiriyie uzlaşması olanaksızdır. Temelı Hıristiyanlık
olan Batı uygarlığı da bu uygarlıklardan birtanesidir.
Hıristiyan olmayan toplumlann Batılılaşma çabası
boşunadır. Bu gibi çabaların sonucu (Kemalist
Türkiye modelinde görüldüğü gibi) "bölünmüş
ülkeler" yaratmak olacaktır... Huntington bu
noktadan hareketle, kitabında "Kemalizm"\,
modernleşmeyi (teknık alanda ilerleme) ve
"Batılılaşma"y\ (Batılı değerterin kabulü) tek ve
aynı şey olarak anlayan evrensel bir ideoloji olarak
tanımlayıp eleştiriyor... önceki yazılanmda aktardığım
gibi, Huntington'a göre günümüz Türkiye'si
bölünmüş bir ülkedir. Yazar kitabının bu sava ilişkin
sayfalarında, kendi içinde "bölünmüş" bu ülkenin,
Batılı olamadığı ve bunun yani sıra Batı'ya
yaranamadığı gibi, aıt olduğu uygarlıktan da
kopmuş, dışlanmış olduğunu ileri sürüyor. Oysa bu
ülke, Huntington'ın sözleriyle, "Islamın çekirdek
devleti olmak için gerekli tarihe, nüfusa, ortadüzey
bir ekonomik gelişmişliğe, ulusal biriiğe, askeri
yetenek ve geleneğe sahiptir..." (a.g.y. s.263)
• • •
Yukardaki satırların, bizdeki Islamcıların,
Osmanlıcıların kulağına pek hoş gelebileceği
kuşkusuz. önceki iki yazımda da belirttiğim gibi
Amerikalı siyaset bilimci tam olarak bizdeki bu
çevrelerin duygu, düşünce ve özlemlerini dile
getiriyor. Huntington'ın savlan, "dei'e"ömeğinetıpa
tıp uyuyor. Hangi eğrısini düzeltmeli? Uygarlık
kavramının çekirdegini "din"e indirgeyici yaklaşım
yanlış. Batı uygarlığı olgusunu (çok açık dile
getirilmemiş olsa da) Hıristiyanlığa indirgeyici
yaklaşım yanlış. Bu uygarlığın temelleri demek
olan (ve büyük ölçüde dinsel bağnazlığa karşı
oluşturulmuş) hümanizm, akılcılık, düşünce
özgürlüğü, toplumsal dayanışma vb. değerlerinin
evrensel olamayacağını, bir başka deyişle, Batılı
olmayan toplumlann bu değerleri benimseye-
meyeceklenni açık ya da kapalı ileri süren yaklaşım
yanlış ve kasıtlı. Sınıfsal, bölgesel, ülkesel çıkar
çatışmalarını ve en önemlisi de emperyalizm
gerçeğini "uygarlıklar çatışması" adı altında
"kamufle" etmeye çalışma yaklaşımı yanlış, kasıtlı
vetehlikeli. Samuel Huntington'ın savlarını bunca
"önemseyiş "imin nedeni, bu savlann değerli oluşu
değil, bilimsel düşünme disipliniyle taban tabana
zrt (ve kasıtlı olarak yapılmış) bir düşünce karmaşası
içinde, ABD emperyalizminin bugünkü ideolojisini
bire biryansıtmakta oluşlan ve ülkemiz Türkiye'nin
de bu emperyalizmin "eme/"lerinin tam olarak
odağında bulunmakta oluşudur...
• • •
Daha önce yayımlanan yazılarımdan birindeki
"kılçık" örneğini yinelemek istiyorum... Kemalist
devrimin oluşturduğu Türkiye modeli, "Uygarlıklar
Çatışması" savına bir karşı sav gerçekliğiyle, ABD'Iİ
yeni emperyalizm kuramcısının boğazında bir kılçık
gibi duruyor. Huntington bu kılçığı ne çıkarabiliyor,
ne yutabiliyor, yutkunup duruyor... Fakat bununla
yetinmeyerek, Türkiye'nin "bölünmüş" bir ülke
olmaktan kurtulması ve daha da öte, "Islam
uygariığı"n\n "çekirdek" (öncü, lider vb.) devleti
olabilmesinin yolunu öneriyor... Bu yol, bir karşı-
Atatürk'e sahip olabilmekten geçmektedir... Kitabın
ilgili bölümlerinden kimı satırlan birlikte okuyalım:
"Türkiye kendisini laik bir ülke olarak tanımladığı
sürece Islamın lideriiğine soyunma olasılığı yoktur.
Bununla birlikte, Türkiye kendisini yeniden
tanımladığı takdirde ne olur? Türkiye bir noktada
Batı dünyasına üyelik için yalvanp duran birdilenci
olarak oynadığı hüsran verici ve aşağılayıcı rolden
vazgeçip, Batı'nın temel Islami muhatabı ve
düşmanı olarak oynadığı çok daha etkileyici ve
onuriu tarihsel rolü yeniden üstlenmeye hazırhale
gelebilir. " Bunun nasıl başarılabileceğini de
yine Huntington'dan okuyalım: "Türkiye bunu
yapabilmek için Atatürk'ün mirasını, Rusya'nın
Lenin 'in mirasını reddedişinden daha eksiksiz bir
şekilde reddetmek zorunda kalacaktır. Böyle bir
hamle aynı zamanda Atatürk'ün kalibresinde
bir lideri, Türkiye'yi bölünmüş bir ülke olmaktan
çıkanp çekirdek bir devlet haline getirmek için
gerekli siyasal ve dinsel meşruluğu kendisinde
toplamış olan bir lideri gerektirir..." (a.g.y. 263,
264. sayfalar)
ABD emperyalizminin, belki 1970'lerden ve daha
da öncelerden bu günlere Türkiye için "Atatürk
çapında(!)" bir karşı-Atatürk modeli üstünde kafa
yorduğu, çalıştığı ve küçümsenemeyecek adımlar
atmış olduğu gün gibi ortada...
Asıl sorun ise, ülkenin geleceğini "Atatürk'ün
mirası"n\n izini sürmekten geçtiğini düşünenlerin,
ABD'Iİ kuramcının sözlerinde en açık biçimde dile
getirilmiş bir gerçeği ne kadar görebildikleri ve bu
alandaki gerçekten "bölünmüş "lüğü aşabilmek
için gerekli bilinçlilik ve çabayı ne ölçüde göstere-
bildikleridir...
ataol b@cumhuriyet.com.tr
Faks:(0212)513 85 95
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2004 868
KararNo:2004 1016
Hâkim: Kemal Güzel 20998
Kâtıp: Zanf Nalbantoğlu
Mahkememize aıt 2004 868 esas. 2004 1016 karar
sayılı 1.10.2004 tarihlı ılam ile İstanbul, Fatıh. Uzun-
yusuf, Cilt No: 67, Hane No: 1003'te kayıtlı bulunan
Yaşar ve Gülter'den olma 29 4. 1989 d.İu Süleyman
Turgutalp'ın vesayet altına alınarak kendisıne aynı yer-
de nüfusa kayıtlı ablası 1962 d lu Serpıl Turgutalp va-
si tayin edilmiştir. 1.10.2004
Basın. 52383