23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 KASIM 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA İNCELEME JVfüslüman kökenli azınlıklann hedef oldugu Hollanda'ya artık dehşet ve korku egemen Hoşgörüyerinineiretebıraktı Teslimiyet adlı filmde işkence görmüş bir kadın vücuduna yansıyan Kuran sureleriyle Müsliimanlan kızdıran Theo van Gogh'un öldürülnnesinin ardından ortaya çıkan durum, "Hoşgörü ülkesi Hollanda nereye gidiyor" sorulanna yol açtı. Gidişata kesin bir teşhis koymak kolay değil. HALUKBAKIR A.MSTERDAM - Film yapımcısı Theo van Gogh'un Fas kökeaıli Muhammed Bouyeri tarafın- dan 2 Kasım 'da Amsterdam 'da öldürülmesinden bu yana Hollanda'da oTtamı tanımlamak için en çok kul- lanılan sözcükler dehşet, korku ve nefret oldu. Uygarlıklar savaşı, sız-biz aynşması gibi kavram- lann da sık sık diJe getırildiği açık oturumlarda "Müslümanlarla Vlüslüman olmayanlar bir arada nasılvaşayacak" sorusuna yanıt arandı. Bu arada ca- mi ve kiliselere molotofkokteylleri aöldı, Uden ken- tinde Türk çocuklanrun gittiğı bir Islam okuJu ya- kıldı. Ardından Lahey'de radikal Islamcılann otur- duğu bir eve yapılan ve yanm gün süren baskın, ül- kede savaş havası yarattı. CAMIYE KUIMDAKLAMA Dün de Helden kasabasında bir cami yandı. Ca- minin bağlı olduğu vakfın başkanı, camınin kundak- landığını öne sürdü. Bazı yetkıli, azman ve politikacılann radikal Is- lamcılara karşı alınabilecek önlemleri sayarken MüslümanJann rümürıe seslenir tonda konuşmala- n, bu kategoride tanımlanagelen Türk ve Faslılar- da "Yinebizdetı hesap soruhıyor" yakınmalanna ne- den oldu. Yerleşik düzeni, çok külrürlü toplum an- layışını savunan sol elitlen ve Müslüman göçmen- leri hedef alan Pim Fortuyn'un bir çevreci tarafin- dan öldürülmesinderı sonra sol partiler, göçmenler konusundald yumuşak ta\irlan nedeniyle şiddetli eleş- tirilere hedef oldular. 'HOLLANDA NEREYE GÎDIYOR' 'Teslimiyet' adlı filmde işkence görmüş bir ka- dın vücuduna yansıyan Kuran sureleriyle Müslüman- lan kızdıran Theo van Gogh'un öldürülmesinin ar- dından ortaya çıkan durum, "Hoşgörü ülkesi Hol- landa nereye gidiyor" sorulanna yol açtı. Gidişata kesin bir teşhis koymak kolay değil. Çünkü küçük- lügüne karşın örgütlenme ve refah düzeyiyle Batı ülkeleri arasında ön sıralarda yer alan Hollanda, dünyada olup bitenlerle bağlantılı oluşumlann şe- killendiği bir laboratuvar gibi. Hollanda ordusun- da yarbaylık yapan bir tanıdıgım, geniş kitlelerce paylaşılan bu korkulan şövle dile getiriyor: " Yıllardır bize ırkçıderler diyedüşüncderimid söy- leyemedik. Bugünku durum, her isteyeni buyur et- memian. boşgörümüzün, safhğımıan somıcu.Kram arukFashlannsataşnıaandankorktuguiçinkcntmer- kezinegitmiyor. Bir Müslüman nasılolurda Hollan- da'vı tslanı devieti yapmaya kalkar? Savaşlar zaten hep din nedeniyle çıkmıjor mu? Asünda Müslü- manlann bu beyni yıkanan gençleri ihbar etmeleri lazun. Ama bu durumlar da geçer. Avrupa şanıpi- >onu olursak bugünleri unuturuz. Lahe\ 'de yapılan baskınla dişlerimizi göstermemiz iyi okîu. Evde ön- ceden dedikleri gibi çok nıiktarda patiayıcı degil üç el bombası çıkö, ama oJsun." Newsweek muhabiri 81 yaşındakı gazeteci Friso Endt ise içinde bulunulan belirsizlik durumunu kı- saca "Lükse fazla ahşük,göçmenlertabiiId gefecek" diye özetliyor. HULLAlMDALILAK AKTIK HUZURSUZBiraraştBinaraporunagöre,HoIlandalılartopluınunkatılaşmasındankaygı duyuyor. Refah devletinin giderek vok olmasL planh, güven dohı bir yaşam tarzma ahşımş HoUandahlarda huzursuzluk yaratnor. Diğer taraftan isee\dekigekneksel ortamla sokaktaki vaşanı arasında bocalayan Faslı gençler,HoUandahlann kendilerini sevmediğini, onlardan korktuklannı göriince hırçınla§ı>or. 80"li \ülarda çeşitli etnik gruplara avncahk tannan azuıhk politUvaJan. ülkedckı hoşgörünün bir örneği olarak sunulurdu. Son yıllarda toplum bürünüyle sağa ka>dı. Van Gogh'un öldürüldüğü akşam Dam Mevdanı'nda toplanan on bin kişinin önünde konuşanAzmhidarBakanıRrta Verdonk," Veter artak, bundanötesineizin vok" derken adeta tüm göçmenlere sesleniyor, hoşgörü potitikalannın artık bittiğini haber veriyordu. Hoşgörü ve karşıhkJj sayguıın bitip nefret ve şiddetin başladığı yerde neler olacağını \aşa>ip göreccğiz. (A?) 'Hollanda'daki saatli bomba Almanya sokaklannda patlayabilir' Beriintizermdekikorku OSMANÇÜTSAY FRA>fKFUKr-Almanya'da, hü- kümet partileri ile muhalefet çevre- lerinin belirgin bir suskunlukla ge- çiştirmeye çalıştığı gözlenen Hol- landa olaylannın, Berlin başta olmak uzere Türklerin yoğun olarak yaşadığı bazı şehir- lerde yinelenmesinden korkuluyor. önlemler alınmazsa benzeriç savaş sahnelerinin Alman- ya'da da gözlenebileceğini ileri süren bazı bi- lim adamlan ve siyasal gözlemcilere göre, ba- şansız kalan uyum süreci ve göçmenler ara- sında hızla yayılan yoksulluk, şeriatçı terör odaklannın elini güçlendiriyor. Kimi çevre- lerce "provokatör" olarak da nitelenen Hol- landalı yönetmen Theo van Gogh'un kasım ayı başında bir şeriatçı tarafindan sokak or- tasında öldürülmesiyle başlayan olaylann, 200 bin Müslümanın yaşadığı Alman baş- kentine de sıçrayabileceğine yönelik uyanlar, giderek artıyor. CöZLER ALMANYADA Yeşiller Partisi'nden Avrupa milletvekili Cem Özdemir, Avrupah Müslümanlan Is- lamcı azınlık ile araya ciddi bir mesafe koy- maya çağırırken, Almanya Türk Toplumu • Bilim adamlan Almanya'da sokak çatışmalannın elinin kulağında olduğunu genç yabancılann, özellikle de Türklerin bir türlü uyum sağlayamadığını söylüyor. Başkanı Prof. Dr. HakkıKesldn, Hollanda 'da- ki bazı hatalann Almanya'da tekrarlanmama- sını istedi. Prof. Keskin, Hollanda'da her di- ni grubun kendi okulunu kurabildiğine, bu- nun da radikal dinci görüşler ve şeriatçılar doğ- rultusundaki yorumlan güçlendirdiğine işa- retetti. ATT Başkanı, "Ahnanya'dabuyolda- kibaa eğUimlerekarşı uyanda bulunuvt>ruz" derken, Almanya'da da tıpkı Hollanda'da ol- duğu gibi genç yabancılann işsizlik oranının genel ortalamanın çok üzerinde olduğuna dikkat çekti. SOKAK ÇATIŞMALARINA DIKKATI Türk üniversitelerinde ders \eren ve kitap- lan Türkçede de yayımlanan Uluslararası tliş- kiler Profesörü Ba&sam Tibi, Hollanda'daki gelişmelerın kendisıni şaşırtmadığını belirtri. Prof. Dr. Tibi, insanlann Almanya'da olduğu gibi Hollanda'da da birlikte ve iç içe değil, sa- dece yan yanayaşadıklanm savunarak, bunun paralel toplumlar oluşturduğunu bildirdi. So- kak çatışmalannın elinin kulağında olduğu görüşünü dile getiren Bas- sam Tibi, genç yabancılann, özellik- le de Türklerin bir türlü uyum sağla- yamadığını söyledi. Suriye asıllı Al- man bilim adamı, Almanya'da siya- setin sürekli uyumdan söz ettigini. ancak bu- nun için somut bir şey yapmadığını, oysa ci- hat ve şeriat anlayışına Avrupa 'da yer verilme- mesi gerektiğini kaydederek "Bu bomba bir günpaüa>^cak- Yakmda Almanya'da da iç sa- vaş sahneJeri >aşanacak" diye konuştu. ALMAN SAĞI Bu arada federal meclisteki en sağ parti Hı- ristiyan Sosyal Birlik (CSU) Genel Sekreten Markus Söder, "sol göç shusetinin bu ola>1ar- labaşansızlığının kanıtiandığı* yorumunu yap- tı. CSU'lu politikacı, Hıristiyan Batı kültürü- nün öncü kültür olduğunu ilen sürerek, ezan- la çan sesinin, Islami ba\Tamlarla da Noeî'in bir tutulamayacağını sa\ıındu. "YeşjDer böy- le istrvttrdu, ama bu saçma olur" şeklinde ko- nuşan Markus Söder, aynı nedenle okullarda haç olacağını ama başörtüsüne yer verilme- yeceğini ifade ederken, Müslümanlann, bu ülkede yaşayacaklarsa terorizmle araya çok da- ha açık bir sınır çızgısi çekmesinı istedi. GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP KontraseksüelKadınlar! Merakla bekliyordum ne zaman ve nasıl bir ad koya- caklar diye. Fazla gecikmedi, baktım. adını 'kontrasek- süe/"koymuşlar. Yani 'kontraseksüel kadınlar1 . Hani otu- zuna gelmiş, eğitimli, kariyerli, çalışan ve ekonomik güç sahibı kentli kadınlar var ya, kadın denilince en çok ko- nuşulan, hakkında yazılan, çizilen gündemden inmeyen kadınlar. Işte 'kontraseksüel' onlara konulmuş bırad. Za- ten 'metroseksüel erkek'l&n sonra 'kontraseksüel ka- dın' adeta kaçınılmazdı ve isim de hemen bulundu. In- giltere'de yapılan bir araştırmada çalışan kadınlann üç- te binnın kontraseksüel adı verilen bu yeni kategonye gir- dığı ortaya çıkmış. Bu kadınlann bırönemli özedıklen' de aile kurmayı hayal bıle etmemelen, çocuk yapacaklarsa bunu otuz ikisınden sonra yapmayı düşünmeleri. Aynca bu kadın tipi, "Sex&The City" dizisinin karakterlerinden Samantha'ya benzetiliyor. Halkla ilişkileruzmanı olan Sa- mantha New York'ta birev alıyor ve kazandığı parayla is- tedığı gibi yaşayıp eğleniyor. Güzel restoranlara gidiyor, bir gecelik ilışkiler yaşıyor, kendı başına da bir erkekle ol- duğu kadar mutlu yaşıyor. Aynca kontraseksüellerin sa- yısının artması en çok da erkekleri mutlu ediyormuş. Çünkü kontraseksüel kadın, beraber olduğu erkekten uzun sürelı bir ilişki beklemıyormuş. Aynca bu tip kadın, beraber olmak istediği erkeğe bunu söylemekten de çe- kinmiyormuş. • • • Şimdi durum bu. Bu ama, Ingiliz SundayTimes gaze- tesi yazan India Knight da yazdığı yaada gerçek hayat- ta bir aıle ve sevgili hayali kuran Britget Jones karakte- rine benzemek isteyen kadınlann Samantha'ya benze- mek isteyenlerden çok daha fazla olduğunu ıddia ediyor: "20 yaşında bir kızın eğlenip keyfîne bakmasını anlanm. Bu 40 yaşında da kabul edilebilır. Ama 50yaşına gelmiş birkadının ofiste tek başına erkek araması vekımse sor- madan ne kadarşahane seks hayatı olduğunu anlatma- sı bence çok acıklı. Bu kadınlar ıçten içe ağlıyohar, ama bunu gizlemek için özgûr ve çok eğlenen kadın havası- na bürünüyoriar." • • • Ingıltere'de araştırmayla belirlenen bu tıp, yani kont- raseksüel kadınlann bızde de olması normaJ. Ancak ben sayılannın çok az olduğuna inanıyorum.. Ancak şu var ki bu sayı her geçen gün artma eğilimi göstenyor. Sonra ne- den artmasın ki? Sabah'ta Balçiçek Pamiryazdı geçen- lerde. Pamır, bizde de otuzlu yaşa gelmiş, eğitimli, eko- nomik güç sahibi, çalışan kentli kadınla- r içinden, değil evlenilebilecekflört dahi edilebilecek er- kek bulamamalanndan yakınan kadınlan anlatıyordu. Bu yakınmalar gerçegi yansıtıyordu. Bu yakınmalann atrn- da yatan nedenler nedir acaba? • • * • öncelikle bizde erkekler ne kadar eğitimli de olsalar entelektüel de olsalar henüz bu kadın tipinı, yani güçlü kişiliği olan, erkekle aynı donanıma sahip, para kazanan, kendi ayaklan üzennde durabilen bir kadını kabullenme aşamasına gelemedıler. Babadan kalma kadına bakış açısı hâlâ devam ediyor. Kadın hiçbir zaman kendileriy- le eşıt olmamalı, aynı basamakta durmamalıdır. Onlann yeri bir alt basamak olmalıdır. Kaldı ki bugün erkekler, ka- dınlar gibi otuzlu yaslarda değil, ancak kırklı yaşlarda ol- gunlasabiliyorlar. Bırde erkeklerin tercihi aile kurmaktan daha çok, değişik partnerierle cinselliği yoğun yaşamak- tan yana. Zaten kontraseksüel kadınlann ortaya çıkma- sından en çok mutlu olanlann erkekler olması da onlann bu tercihlerini göstenyor. • • • Kadın hangi nrteliklere sahip olursa olsun, onun dogal yapısı değişik partnerierle anlık, kısa süreli ilişkiler yaşa- masına uygun değildir. Her kadın devamlı yaşayabilece- ği bir aşkı ve sevgıyi arar. Her kadın yaşamında özel bir erkeğin ilgisini ister. Böyle bir ilgiden yoksun yaşamanın zor olduğunu bilir. Ama ya boyle bir erkeği bulamıyorsa? Veya bulduğunu zannedip sonra yanıldığını anlıyorsa? ll- la böyle bir erkek olsun hayatında diye, kişiliğinden ödün vererek kendinı olduğundan daha değersız bir duruma, statüye getırmek, en azından böyle bir görüntü vermek ve buna da katlanmak mümkün müdür acaba? Mümkün olmaz ise geriye onun için bir Samantha hayatı yaşamak- tan başka çare de kalmaz. Bence metroseksüel erkek ti- pi, kontraseksüel kadının oluşmasından sonra ortaya çı- kan erkek tipidir. Kontraseksüel kadın olmasa metrosek- süel erkek de olmazdı. Ancak ne hıkmetse kontraseksü- el tanımlaması olmadan metroseksüel tanımlaması ya- pdmıştır. Sanki metroseksüel erkekler var diye onlann ta- lepleri doğrultusunda kontraseksüel kadınlar ortaya çık- mış gibi. Bu da haksızlık doğrusu. scakiralp(a mynet.com.tr KÜLTÜ* • SANAT Bifl WALTER SALtES FfcMl MOTŞŞIKLET GÜNLÜĞÜ GAELGARCIABERNAL B0DRK3O DE LA SERNA MIA MAESTRO Halkımızın bayramını kutlar barış, kardeşlik, sağlık ve mutluluklar getirmesini dilerim. OSMAN ÖZGÜVEN Dikili Belediye Başkanı BAYRAMINIZI EN ÎÇTEN DILEKLERİMLE KUTLAR; SAĞLIK, MUTLULUK VE BAŞARILIGÜNLER DÎLERİM. MUSTAFAUĞUROKAY SALÎHLİ BELEDİYE BAŞKANI TC BAMRKÖY 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004/654 Karar No: 2004/806 Mahkememizden venlen karar gereğince, Nevşehir ili, Merkez ilçesi, Ra^it Bey Mahallesi, Cilt No: 21, Hane: 27'de kayıtlı bulunan Mehmet ve Elife'den ol- ma 1341 doğumlu Meliha Soyer'ın hastabğı nedeniyle kısıtlaamasına ve kendisine Istanbul, Üsküdar, Ihsaniye, Cilt: 22, Hane: 935'te kayıtlı bulunan kızı Nermin Soyer Eren'in vasi olarak tayinıne 23.09. 2004 tarihinde karar verilmış- tir. llan olunur. 22.10. 2004 Basın: 51456 PhVf/f SK\fM.fKI İI(.İ\( K\İK K()\l I \R. KASIM'2004 ^ SAYI 247 BODRUM'ÜA Ol.UŞTlHU'l AN Sİ \'(,l (..LMBERİ DIZH MOIORI \RI)A >Aklf OTOPIIOTIAR V'K KL11AMM.ŞLKİİI1-R! TfRK V.ATANDASJ \KI\\ Uf ) Un\</BUK\MI Demirciler Sıtesı, 8 Cadde, No. 71 Zeytınburnu- ISTANBUL Tel (0212) 664 16 94 - 510 28 71 Faks (0212) 558 67 85 DİVRfĞl KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 199611 Davacı Süîeyman Güven tarafindan davalılar Hıdır Yılmazer, Elıf Özçelık. Ibrahım Çak- mak ve Fatma Yılmaz aleyhıne açılan kadastro tespitine ıtıraz da\asının vapılan açık yargıla- ması sırasında verilen ara karar gereğince. Adreslen tespit edılemeyen Fatma Vılmaz'ın tüm aramalara rağmen adresı tespit edıleme- dığınden adına duruşma günü ve dava dılekçesı tebhs edılememıştır Dıvnğı, Bayırlı Köyü, 880, 890, 889. 861. 870. 878 ve 884 no"lu parsel hakkında açılan da- va ile ilgılı olarak yukarıda ismı vazılan şahsa 3402 savılı yasanın 36 1. maddesı gereğince ılan yolu ile tebliği öngörülmüş dava dosvasmın duruşması 28.12.2004 günü saat 9.00'a bıra- kılmıştır. Belınılen günde mahkememıze müracaat etmesı ve ibraz etmek ıstedigı delıllenni sunması. gelmedığı, kendisıni bir vekılle temsıl ettırmedığı ve mazeret de bıldırmedığı aksı halde 3402 savılı yasanın 29. maddesı gereğı jokluğunda duruşmanın devam edeceğı, dava dılekçesı verı- ne geçerlı olacağı hususu ılanen teblığ olunur. 05.10 2004 Basınr4-7685 "Prometheus'un haklı olduğunu bugün de savunanlann, dünyada olup bitenleri anlamak ve her şeye rağmen yaşamı daha anlamlı kılmak isteyenlerin sanıldığından da fazla olduğu açık... Ancak. bunlar bir araya gelebilecekler mi? Bunu zaman gösterecek." SEROL TEBER 1938-2004 15 Kasım Pazartesi günü saat 11.55'te Beylerbeyi Camii'nden uğurlayacağız. Anma toplantısı, 16 Kasım Salı günü saat 14.00'te îstanbul Erkek Lisesi karşısındaki Istanbul Tabip Odası'nda yapılacak. Semra, Doğu, Ozge Teber ve Serol'un arkadaşları Serol Baba Seni çok özleyeceğim Selma Ünal BOZOVA SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No 2004 83 Davacılar Mehmet Alı Çoban. Abdullah Çoban ve Abdulganı Çoban vekılı Av Velı Tuğluk tarafından daıalılar Abdulkadır Ça/dıran, Şevket Çaldıran ve Ragıp Çaldıran alevhıne açılan hukmen tescıl (ferağa ıcbar) davasının vapılan açık duruşmalan sırasında venlen ara karan ge- reğınce. Mahkememızce venlen 30 01 2003 tarıh ve 2001 350 esas. 2003 49 karar sayılı dava- nın reddıne daır ılamın davacılar vekıhnın temyızı uzenne Yargıtav 14 Hukuk Daıresı'nın 2004 6524 esas, 2004 119 savılı karan ile bozularak mahkememıze göndenlmesı üzerıne, mahkememız esas deftenne kaydı vapılmış, dosva 2004 83 esas numarasını almış ve duruşma _günü 24 12 2004 tarıhıne bırakılmış olup, vapılan tum araştırmalara rağmen adreslen belırle- nemeven. davalılar olan Abdulkadır Çaldıran. Şevket Çaldıran ve Ragıp Çaldıran'a Yargıtay bozma ılamı ve dosya>a venlen yenı duruşma gunünün 24.12 2004 tanhı olduğuna. davalıların duruşma gununde mahkemeye gelmedıklerı takdırde yokluklarında karar verılecegı hususu ıla- nen teblıS olunur 11.06 2004 Basın 31458
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle