Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 14KASIM2004PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Friedrich Naumann Vakfi GüneyKafkasya bölge direktörüDr. WolfgangJohn ile bölge siyasetini konuştuk
S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOĞLU
leyla.tavsanoglu(5 ciunhuriyetcom.tr
Güney Kafkasya Türkiye 'nin burnunun dibinde. Ancak
Türkiye, sivil alanda tarihten beri bu ülkeleri ihmal eîmiş.
Sovyetler Birliği 'nin dağılmasıyla birlikte Batı
Avrupa 'dan, ABD 'den pek çok sivil örgüt Azerbaycan,
Ermenisîan, Gürcistan insanına siyaset, barış kültürü,
demokrasi bilinci vermek için üç iilke arasında programlar
düzenlemiş. Ama bizimkiler sivil alanda hiçbir şey
yapmamışlar. Sadece askeri alanda, o da önce
Azerbaycan, sonra da Gürcistan ordulanna eğitim
vermişler. Güney Kafkasya'dasivil girişimler ve kriz
yÖnetimleri alanında en eîkin sivil toplum kuruluşlanndan
birisi liberal eğilimli Alman Hür Demokrat Partisi 'ne
bağlı Friedrich Naumann Vakfı. Bu vakfın bölge direktörü
Dr. Wolfgang John 'la geçen hafta Gürcistan da bir sivil
toplum seminerindeydik. Toplantılann arasında oturduk
ve bu bölgenin potansiyellerini, demokrasiye geçiş
sancılarını, her üç ülkede hukuk devleti kurulmasının
gerekliliğini ve Türkiye 'yle ilişkileh konuştuk.
Kimseyenibirsavaşistemiyor- Temsilcisi olduğunuz Friedrich Naumann
Vakfı Doğu Avrupa ve özellikle de Güney Kaf-
kasya 'da toplumlar arası yakınlaşma ve anlaş-
nta konulanndapekçokprojedüzenliyor. Bupro-
jeler birbirleriyle nasıl örtüşüyor?
JOHN - Vakfimızın yönetimi özellikle Güney
Kafkasya'daki bu üç ülkeyle ilgili projeleri öbür-
lerinden ayn tutma ve bu bölgeye daha yoğunluk-
la odaklanma karan aldı. Güney Kafkasya'da ön-
celikle siyaset eğitimi üzerinde çahşıyoruz. Zaten
Friedrich Naumann Vakfi'nin başlıca görevi bu-
dur. AJtmışın üzerinde ülkede bu alanda faaliyet
gösteriyoruz.
Öncelikle gençlere siyaset eğitimi veriyoruz.
Güney Kafkasya"dakı siyaset eğitimi faaliyetleri-
miz konferans, seminer ve atölye çalışmalan çer-
çevesinde Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenis-
tan'da her alandan insanlan kapsıyor.
Bunlara ek olarak bu üç ülke arasında çeşit-
li konularda diyalog programlanmız var. Orne-
ğin gazetecilerle iletişim ve bilgi akışı, ağırlık-
lı olarak siyasilerle kriz yönetimi (conflict re-
solution) ve ekonomik işbirliğinin yanı sıra Gü-
ney Kafkasya'da dini ve azınlık haklan konu-
lannı ele alıyoruz.
10 yıldır ateşkes sürüyor
- Bu toplantılar ve karşılaşmalardayol alına-
biliyor mu? Yani olumlu sonuçlara ulaşılabili-
yormu?
JOHN - Şimdilik yaptığımız çalışmalara iyim-
ser bakıyoruz. Bakın, Güney Kafkasya'da 10 yıl-
dan fazla zamandır ateşkes sürüyor. Tabii ki bu ke-
sin banşın ilan edildiği anlanuna gelmiyor.
Bu da, kabul edersiniz ki, savaştan çok daha iyi-
dir. Şimdilik ortam sakin. Birlikte çahşuğımız ki-
şilerin büyük çoğunluğu bölgede arük yeni bir sa-
vaş istemiyor. Aralanndan kimilerinde aykın gö-
rüşler olabilir. Ama ben çoğunluk için konuşuyo-
rum. Üstelik son iki üç yıldır da Güney Kafkas-
ya'daki bu üç ülkede ciddi bir ekonomik hareket-
lilik yaşanıyor. özellikle de Gürcistan'da bir süre-
dir demokrasi ve Avrupa değerleri anlayışı yerleş-
meye başladı.
Gürcistan öraeği, öbür iki Güney Kafkasya ül-
kesi için önemlidir. Burasının Avrupa ve Atlantik
ötesi ilişkiler üzerinde çok önemli bir rol oynaya-
cağını görüyoruz.
- Bu nasıl olacak?
JOHN - Bir kere Avrupa, ABD ve NATO bu
bölgede ciddi olarak faaliyet göstenyorlar. Bu
saydıklanmın bölgedeki işbirlikleri çok önem-
lidir. Sanıyorum bu faaliyetler Güney Kafkas-
ya'daki elit tabakayı. krizlerin üstesinden gelme
ve ülkelerini ekonomik ginşimlere açma konu-
sunda iknacı olacaktır.
Slyasl öneme sahip
- Burada yaptığımız toplantılarda Azerbay-
can, Ermenistan ve Gürcistan temsilcilerinin
hepsinin X4 TO 'ya ve AB 'ye üyelik hedefıne ki-
litlendiklerinigördüm. Hatta yanılmıyorsam bu
hedeflerine ulaşabilmek için de Türkiye 'yibir köp-
rü olarak görüyorlar. Bu izlenimimdeyanılıyor
olabilir miyim?
JOHN - Hayır. Bunun gerçek olduğundan emin
olabilirsiniz. Biz de Friedrich Naumann Vakfi ola-
rak Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği sürecinin olum-
lu yönde gelişmesini istiyoruz; bundan umutluyuz.
Bu süreci desteklemek yoluyla da Türkiye'nin
AB üyeliğinin Güney Kafkasya'nın kalkınması
ve gelişmesinde olumlu etkisi olacağının umudu
içindeyiz. Bizim edindiğimiz izlenim Güney Kaf-
kasya bölgesinin büyük ölçüde siyasi öneme sa-
hip olduğudur.
Bir bölgenin öneminin ölçüsünün orada yaşa-
yan insanlann sayısı ya da ekonomik üretim ka-
pasitesi değil, Doğu ile Batı'nın buluştuğu nokta-
da bulunması olduğunu anlamalıyız. Yani Asya ve
Avrupa arasuıda gelecekteki işbirliğini yapılandı-
racak ve Hıristiyan ve Müslüman âlemlerinin ge-
lecek ilişkileriyle ilgili kararlann alınacağı bölge
olması orasının önemini arttırmaktadır. Bu önemin
gittikçe artmakta olması Almanya ve AB 'deki ön-
Dr.WOLFGANGJOHN
Dresden-Doğu Almanya doğumlu.
Yükseköğrenimini Dresden Üniversitesi
Matematik ve Fizik Bölümü 'nde yaptu Soğuk
Savaş döneminde Sovyetler Birliği'nin etkisi
altında bulunan sosyalist Doğu Almanya 'daki
Liberal Demokrat Partisi'ne çok genç yaşta
katılarakpolitikaya atıldı. Partide siyaset
eğitimi kolunda çalıştı. 1989'da Berlin Duvan
yıkılınca Liberal Demokrat Partisi'nin Batı
Alman Hür Demokrat Partisi'yle birieşmesiyle,
o dönem Batı Almanya'nin başkenti olan
Bonn 'a taşındı ve partinin uluslararası ilişkiler
bölümünde görev aldu İki Almanya 'nin
birleşmesinden sonra Avrupa 'yla İlgili Dış
Politikalar, Ekonomik Gelişme ve İşbirliği
Dairesi sorumlusu oldu. Bu görevini 1992 'ye
kadar sürdürdü. 1993 'te Hür Demokrat
Parti'ye bağlı Friedrich Naumann Vakfı 'na
girdi Önce Baltık ülkeleri, daha sonra
Bulgaristan, 1996'dan beri de Romanya, Bulgaristan ve Güney Kafkasya ülkeleri
sorumlusu olarak görev yapıyor. Vakfın Güney Kafkasya projesini Ocak 1996'da başlattu
Mart 1998 'de de "Güney Kafkasya Ülkeleri Diyalog Toplantıları "na öncülük ettu
de gelen siyasi şahsiyetler tarafindan giderek da-
ha fazla algılanmaktadır.
- YaniAB 'deyenikomşu bölgelerprogramı açı-
sından mı Güney Kafkasya 'nin önemi daha iyi
anlaşılıyor?
JOHN - Evet. Bız de Friedrich Naumann Vakfı
olarak önümüzdeki birkaç yıl AB'nin yeni kom-
şu bölgeler programını desteklemeyi görev biliyo-
ruz. Bildiğiniz gibi biz liberal, Hür Demokrat Par-
ti'ye bağlı bir vakıfiz. Dolayısıyla da bu bölgede
liberalizmi yaygınlaştırmayı ve güçlendirmeyi he-
deflıyoruz. Dikkat ederseniz son yıllarda üç Gü-
ney Kafkasya ülkesinin parlamentolannın üyele-
ri ağırlıklı olarak Avrupa Konseyi Parlamenter
Asamblesi 'nin liberal grubuna bağlıdırlar. Biz va-
kıf olarak bu kişileri bölgede doğal ortaklanmız
olarak kabul ediyoruz.
- Bu bölgedegörüştüğüm kinıikriSovyetler Bir-
liği 'nin yeniden hayata geçeceği görüşündeler.
Siz bu olasılığı nasıl değerlendiriyorsunuz?
JOHN - Ben böyle bir olasılık görmüyorum.
Bana kalsa böyle bir ihtimal yok. Bakın. Bağım-
sız Ülkeler Topluluğu (BDT) Sovyetler Birliği "yle
birleşme değil. eski Sovyet ülkelerınin çok düzen-
li bir biçimde boşanması için kurulmuştu.
Eski So\yet deneyimi, bu ülkelerin yeniden ko-
münizm bayrağı altında bir araya gelmesinin ola-
naksızlığını kanıtlamıştır. Bu olgunun tekrarlan-
ması bana hiç de mümkün görünmüyor.Ama bu-
rada sorulması gereken başka bir soru, bu ülkele-
rin Rusya'yla gelecek ilişkilerinin nasıl olacağı-
dır. Biz, Güney Kafkasya ülkelerinin Almanya ve
Rusya'yla çok iyi ilişkiler geliştirmesüıi arzu edi-
yoruz. Rusya'mn demokrasisi ve ekonomisini en
kısa zamanda çok geliştirmesini umuyoruz.
Aşiret geleneğl
- Bir de bu bölgede GüneyKafkasya birliği ku-
rulmasıgibibirfikrin doğduğunu gördüm. Böy-
le bir birlik kurulmasının sizce olasılığı nedir?
Yoksa bu bir ütopya olmaktan öteye geçemez
mi?
JOHN-Bu anlamda ütopya diyebiliriz. Ama Gü-
ney Kafkasya ülkelerinin, aralanndaki sorunlan çöz-
me, ilişkileri düzeitme ve uJusa] çıkarlannı koru-
yarak ekonomik ve siyasi işbirliğinı yerleştirme bağ-
lamında ise çok da ütopya değil.
Sakın yanlış anlamayın. Bu bölgede milliyetçi-
lik güçlü değil. Toplumsal yapılan eski aşiret ge-
leneğine dayanıyor. Güney Kafkasya ülkelerine,
ulusal çıkarlannı korumayı öğrenip birbirleriyle da-
ha sıkı ilişkiler kurmalan gerektigi bilinci içinde
yaklaşmalıyız. Bu da Avrupa'yla daha yakın iliş-
kiler kurmalannın önkoşuludur.
- Güney Kafkasya ülkelerinin ekonomilerinin
çok zayıf olduğunu biliyoruz, Ama bunun yanı
sıra zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sa-
hip olduklan da biliniyor. Ancak bu ülkelerin ürün
çeşitliliklerini arttırmak ve ekonomilerinigeliş-
tirmelerini sağlamak için sizce neleryapılmalı?
JOHN - Güney Kafkasya'nın doğal kaynaklan
dediğiniz gibi bölge için çok önemli varlıklar. Ama
bölgenin insan kaynaklan bana göre çok daha
önemli.
Güney Kafkasya tipik bir kalkınmakta olan böl-
ge değil. Unutmayalım ki burası bir zamanlar bir
süper gücün bir parçasıydı. Dolayısıyla bölge in-
san] da çok yüksek nitelikli.
Güney Kafkasya'nın ihtiyacı, girişimlerin haya-
ta geçmesinı sağlayacak bir siyasi sistemdir. Gü-
ney Kafkasya insanı çok faal. Üstelik komünizmin
o çok zor koşullarında bile etkindiler. Dolayısıy-
la bu insanlann önlerinin açılması lazım.
Bunu yapmak için de bu bölge ülkelennde hu-
kuk devletini, bağımsız yargıyı yerleştirmek, ye-
ni seçimlere gidilmesıni sağlamak, kayıt dışı eko-
nomiyi kayıt altına almak için çok iyi çalışan bir
vergi sistemi oluşturmak gerekiyor. Burası için
Batı'dan büyük büyük yardımlara ihtiyaç yok.Bu
insanlarla deneyimlerimizi paylaşıp onlara önle-
rinde ne gibi firsatlar olabileceğini göstermeyi,
Batı'nın yaptığı yanlışlan tekrarlamamalanm an-
latmayı amaçhyoruz. Sanıyorum, kısmen de olsa
doğru yönde bir gelişme kat ettiler. Hatta, yolsuz-
luğu azaltmak için önlemler alma yolunda olduk-
lannı da söyleyebilirim.
- Hâlâ yolsuzluk oranı çok yüksek, öyle değil
mi?
JOHN-Evet. Özellikle Gürcistan'da bugün ar-
uk bununla mücadele için baa kararh adımlar atıl-
dığim da kabul edebiliriz. Aynca burada eski hü-
kümet döneminde bilmediğimiz bir gerçek de bu-
gün ortaya çıktı. 0 da işkencenin varhğı. Ama bu-
nunla da şimdi mücadele ediliyor.
I Türkiye ile ilişkiler konusunda görüş birliğine varılamadı1
Almanya'da koalisyon ihtimalivar
- Bu bölge ülkeleri ve insanlan, AB
üyelikleri yolunda Türkiye 'nin
Avrupa 'yla aralarında bir köprü
oluşturmasını hedefliyorlar. Ama
Almanya 'da özellikle Hıristiyan
Demokrat Partisi ve onun lideri
Angela Merkel Türkiye'nin hiçbir
zaman Avrupalı olamayacağını,
dolayısıyla da ona tam üyelik değil,
özel bir statü verilmesini istedi Sonra
bundan geri adım attı. Yine de
kafaların değiştiğini söylemek
mümkün değil. Siz bu görüşlere
katılıyor musunuz?
JOHN - Konunun bu özelinde onunla
aynı fikirde olmadığımı söylemeliyim.
Ama Hıristiyan Demokrat Partisi'nin
2006'da yapılacak Alman Federal
Parlamentosu seçimlerinden sonra
benım partim olan hür demokratlarla bir
koalisyon kurması ihtimali vardır.
Almanya'da Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili
çeşitli görüşler var. Hiç kimse
Türkiye'yle ilişkiler olmasın, demiyor.
Ama bu ilişkilerin ne kadar yakın olması
gerektiğinde henüz görüş birliğine
varılmış değil. Kendi adıma ve yakm
çevrem adına konuşmam gerekirse çoğu
Türkiye'nin uzun vadede tabii ki AB
üyesı olması gerektigi görüşünde.
Kimileri ilişkilerin tabii ki çok yakın
olması gerektiğini, ama Türkiye'ye
üyelik verilmemesinin daha iyi
olacağını söylüyor.
'Güney Kafkasya'da sınırlar ekonomik gelişme önünde engel1
Üretim kaynaklançeşitlenmeli
- Bölge ülkeleri, doğal kaynaklar
bakımından zengin olmalarına karşın
enerji darlığı yaşandığı biliniyor.
Teknolojiyi geliştirmeleri için neyapılıyor?
JOHN - Ben enerjiden pek anlamadığım için
bunu bilemeyeceğim. Ama bu bölge
insanlan yüksek teknolojiye sımsıkı
sanlıyor. Bunun öneminin bilinci içindeler.
Burada küçük yatınmlarla çok iş
başarabilirsiniz. Demın dediğim gibi
insanlar çok yüksek nitelikli; çok iyi eğitim
görmüşler. Çağdaş teknolojiyi çok iyi
anlayan mükemmel yazılımcılar var. Burada
gençlere baktığınız zaman hepsinde
bilgisayar var. Internet bağlantısı da iyi.
Dolayısıyla burada ileri teknoloji için büyük
bir gelecek olduğunu düşünüyorum.
- Peki, ya yabancı yatırtmlar?
JOHN - Büyük şirketler var. Ama bunlar
ağırlıklı olarak petrol ve doğalgaz sektörüne
yatınm yapıyorlar. Bu ülkelere gerekli olan
tanm sektörüne, turizme yatınm
yapılmasıdır. Üretim kaynaklan
çeşitlendirilmelidir. Bu ülkelerin büyük bir
turizm potansiyelleri var. Ama bunlan
yapabilmek için de daha önce söylediğim
gibi sağlam bir siyasi sistemin oturtulması,
hukuk devletinin, şeffaf demokrasinin
oluşturulması ve yargının bağımsız hale
getirilmesi şarttır. Aynca Güney
Kafkasya'da sınırlar hâlâ ekonominin
gelişmesi için önemli bir engel. Bu
sınırlann açık olması ekonomik işbirliğinin
geüşmesi açısından çok önemlidir.
Türkiye
Avrupa Birliği'ne
hazır
- Türkiye'nin ve Türklerin AB'ye
üyeliğe tam olarak hazır olduklanm
düşünüyor musunuz?
JOHN - Ne yazık ki ben Türkiye
uzmanı değilim ve Türkiye'ye genelde
dışardan bakan birisiyim. Ama
Türkiye'de görebildiğim yerlerden yola
çıkarak söylüyorum, ülkeniz AB
üyeliğine hazır. Bunda kuşku yok.
Hatta, öbür bazı aday ülkelerden çok
daha hazır olduğunu da söyleyebilirim.
Ama tam üyelik sürecinin de çok zor
ve zorlu olacağını da söylemem
gerekiyor. Evet, Türkiye çok önemli
yasalan parlamentosundan geçirdi.
Şunu da hatırdan çıkarmamamız lazım:
Kültürlerimiz farklı. Bu külrürleri de
uyumlu hale getirebilmeliyiz. Türkiye,
Müslüman kimliğiyle Avrupa
ülkelerine külrürel zenginlik getirebilir.
Biz liberaller, AB'nin bir Hıristiyan
kulübü olması gerektigi varsayımına
kesinlikle karşıyız. Bize göre AB,
farklı kültürler ve farklı dinlere açık
siyasi bir kulüp olmahdır.
Zaten Türklerin AB içinde yerinin
olmadığını söylemek abestir. Çünkü
Türkler AB içinde yıllardır varlar.
Üstelik Türkler Almanya'nın
kalkınmasına da büyük katkılarda
bulunmuşlardır. Bunu da kesinlikle
aklımızdan çıkarmamalıyız. Çok iyi
vergi mükeüefleridir ve bütün
kentlerimize renk katmışlardır. Bugün
Almanya'nın bir parçasıdırlar. Türkiye,
AB'nin uluslararası ilişkilerinin
gelişmesi ve Asya'ya uzanmasında çok
Önemli bir rol oynayacaktır.
Türkler daha yakın
- Peki, Türkiye Güney Kafkasya 'da
hâlâ var olan bu gergin durumu
gevşetmek için bir rol oynayabilir mi?
JOHN -Bence Türkiye bu bölgede
önemli bir rol üstlenebilir. Bir kere
Türkiye bu bölgeye coğrafi olarak çok
yakın. Aynca Türkler, anlayış olarak bu
bölge insanına biz Batı Avrupalılardan
çok daha yakm. Bunu iyi biliyorum. îki
taraf birbirlerini çok daha doğru
anlayabilir. Türklerde, Güney
Kafkasya 'nin çok zor koşullarının
üstesinden gelmelerini sağlayacak iş
deneyimleri ve anlayışlan da var. O
nedenlerle Batı Avrupalı özellikle
küçük yatınmcı bu bölgeye gelme
cesaretini kendisinde bulamıyor.
Haneye artı puan
Ermenistan'da bile Türkler için aynı
firsatlar var. îki ülke arasında
diplomatik ilişki bulunmamasına ve
ilişkilerin hiç de normal olmamasma
karşın Türkiye'den kimi yatınmcılann
artık Ermenistan'da yatınm yaptıklannı
biliyoruz. Bu da bence Türk
yatınmcılann hanesine bir artı puandrr.
Bir başka unsur da Güney Kafkasya'da
Türkçenin yaygın olarak
konuşulmasıdır. Dolayısıyla da Güney
Kafkasya Türkiye'nin doğal ortağıdır.
Buna ek olarak Güney Kaıkasyahlarm
Türkiye'de pek çok akrabalan var.
- Peki, daha özelinden bir soruya
gireyim. Türkiye Ermenistan 'daki
durumla ilgili nasıl bir siyaset
izlemeli, sizce?
JOHN - Türkiye'nin şu aşamada
yapması gereken Ermenistan'la sınırı
açmak, ticareti ve alışverişi
özendirmektir. Bu yapılırsa durum
hızla değişecektir.
Sınırın öte tarafı
- Türkiye bunu yaparsa
Ermenistan 'la diaspora arasındaki iç
içegeçmiş ilişkiler değişebilir mi?
JOHN - Bu konuda bir şey söylemek
zor. Ama, öncelikle sınırlann açılması
Ermenistan toplumunu rahatlatacaktır.
Ermenistan insanı böylece kendine
güvenini kazandığında bunun
diasporayla da ilişkileri üzerinde etkili
olacağmı düşünüyorum.
Bu, aynı zamanda sınınn öte tarafinda
yaşayan Türklere de yardımcı olacaktır.
Aynca, biz her zaman Ermeni
ortaklanmıza soykınmın hiçbir
zaman siyaset gündeminin başına
oturtulmaması gerektiğini telkin
ediyoruz. Bu konuyu tartışmayı
tarihçilere bırakmak lazım.
Onlara Almanya deneyimini
gösteriyoruz. Almanya da geçmişte
olanı geride bıraktı ve Fransa ve
Polonya gibi ülkelerle ilişkilerini
normalleştirdi; işbirliğini geliştirdi.