19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER YUNANİSTANA CİDECEKLERDİ Kaçak teknesi battı: 9 ölü tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Seferihisar'a bağh Doğanbey beldesi açıklannda, içinde 20 kaçak göçmen bulunan tekne battı. 9 kişinin cesedi karaya vunırken 4 kişi de yaralı olarak kurtuldu. Seferihisar Kaymakamı Mehmet Gödekmerdan. kaçaklardan birinin Türk, 6'sının Somali, I3'ünün de Moritanya uyruklu olduğunu bildirdi. Edinilen bilgiye göre Özdere'den Yunanistana kaçak götürmek amacıyla 20 yolcusuyla hareket eden tekne. Doğanbey açıklannda fırtına nedeniyle alabora oldu. {Caçaklardan 4'ünün kurtulduğu, 9'unun cesedinin sahile vurduğu olayla ilgili 7 kişinin daha arandığını belirten Kaymakam Gödekmerdan, "Diğer kişilere sağ ya da ölü henüz ulaşıiamadı. KurtuJanJann herhangi bir sağlık sorunu yok. Bu kişikrin sorgusu sürüyor. Kurtulanlar arasuıdaki Türk, kendisinin de müheci olarak teknede bulunduğunu söylüyor anıa biz yine de yurtdışına kaçak vollarla adanı götüren şebekeye mensup oiabileceği ihtimali üzerinde duruyoruz" diye konuştu. Sahil Güvenlik Bölge Komutanhğı ekiplerinin kaza yerinde inceleme yaptıklan da bildirildi. SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk $- YURTTAŞ - İŞSİZLİKTEN EMEKÜYİM ABİ.. Kapkaççılann saldınsı sonucu oğullarını yitiren Canıdemir ailesinden mektup var: Başka ailelerincanıyanmasıntstanbul Haber Servisi- tstanbul'a gelmek için bindiği Adapazarı Ekspresi'nde cep telefonunu çalmak isteyen kapkaççılann saldınsına uğ- rayarak yaşamını yitiren AhmetHa- kanCanıdemir'ın(l8) ailesi, böyle acılann bir daha yaşanmaması için yetkilileri ve yurttaşlan duyarlı ol- maya çağırdı. Canıdemir'in babası Mumammer Canıdemir, kamuoyuna yaptığı yazı- lı açıklamada, oğullanrun ölümiine ne- den olan saldında tedbirsiz davranan görevliler hakkında suç duyurusunda bulunacaklannı belırterek "50 km. ba- la giden bir trenin kapısı nasıl acıtayor" diye sordu. Gasp suçlanna ilişkin ce- zalann caydıncı olması gerektiğine dikkat çeken Canıdemir. "Bu çocuk- ian suçta kullananlar hakkında daha ağır yapünmlar olmahdır. Gasp su- çundan ceza alanlar F tipi cezaevîerin- de olmalan gerekirken aflarla dışan çıkıp suç işlemeye devam edıyorlar" dedi. Tutuklu ve hükümlülerin toplu- ma kazandınlması çalışmalanna ağır- lık verilmesi gerektığini de vurgulayan Carudemir şöyle devam etti: "Ülkenin birçok yerinde tekrarla- nan bu oiaylann sona erdiribnesine iliş- kin bugüne kadar yeterta' ve somut bir çözüm bulunamamışor. Saldırganlar. basit bir kapkaç ya datinerciolavı de- nilerek serbest bırakümışlardır. Oysa- ki bu olaylar gasp terörüdür. Ülkenin genel asayişi içinde değerlendirilerek tedbir ahnması zorunludur." Kışilen suç işlemeye ıten nedenle- rin irdelenmesi, okullarda vatandaşlık dersine ağırlık verilmesi ve aıle içi eğı- timin sağlanması gerektigini kayde- den Canıdemir, bu olaylara katılan gençlerin çoğunun işsiz olduğunu, bu anlamda ekonomik önlemlere de ihti- yaç duyulduğunu ifade etti. Toplu taşıma araçlannda modern güvenlik sisteminin bir an önce kurul- ması gerektiğine dikkat çeken Carude- mir şöyle devam etti: "Bumennırolay- lann tekrarlanmaması için kamu ku- rum ve kuruluşlannın. görsel ve yazıh fletişön araçlaruun srvfl tophun örgüt- lerinin ve yurttaşlann duyarh davran- ması gerekmektedir." ANADOL: TCY YÜRÜRLÜCE GİRSİN ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal AnadoL Türk Ceza Yasası'nın l Ni- san 2005 'te yürürlüğe girecek olan kapkaçla ilgili maddesinin yürürlü- ğünün öne alınmasını istedi. Anadol, emniyetin trenlerde gü- venliği Demiryollan Genel Müdür- lüğü'ne bırakmasını da eleştirirken "OzeBeştirmeakunına ayakuydur- duiar,ozaman emniyetin görevi ne" diye sordu. Anadol, dün Izmir Mil- lervekili Canan Arrtmanla düzen- lediği basın toplantısında, son gün- lerde yoğunlaşan kapkaç olaylan üzerinde durdu. Göç, varoşlarm şehirleri ışgali ve işsizlik sorunlarının altını çizen Anadol, bu ortamda "suç"un orta- ya çıkmasının doğal olduğunu söy- ledi. Anadol, Arıtman'ın kapkaç suçunun tanımlanmasına ilişkin bir yasa önerisi verdiğini ve TCY de- ğişikliği sırasında bu önerinin ay- nen yasaya girdiğini aktardı. Anadol, "TCY'nin kapkaçla ilgi- li maddesininyürürlüğü hemen öne çekümelidir" dedı. Kmlay'da seyyar satıcı eylemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Zabıtanın "ekmek parası kazanmalannı engellediğini" iddıa eden seyyar satıcılar, protesto için Kızılay'da tezgâhlannı ateşe verdiler. Ankaray'ın Milli Müdafaa Caddesi çıkışında bir araya gelen seyyar satıcılar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve zabıta ekipleri aleyhine bir süre slogan attılar. Zabıtanın "ekmek parası kazanmalannı engellediğini" iddia eden seyyar satıcılar, bunu protesto etmek için daha sonra Ankaray çıkışına kurduklan tezgâhlan, üzerine gaz dökerek ateşe verdiler. Fîdyecilere 32 yıl hapis cezası • KAYSERİ (AA) - Kayseri'de, ışadamı Halis Cimşif in oğlu EbubekirCimşit'i(l7) kaçırarak 750 milyar lira fidye istedikleri iddiasıyla yargılanan 5 sanıktan 4'üne 7 ile 32 yıl arasında değişen hapis cezalan verildi. l. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, tutuklu sanıklar Battal Koçak, Kenan Maraşlı, Nazım Budak ve Tuğba Kurt ile tutuksuz yargılanan Gülsüm Maraşlı hazır bulundu. 36 telefonları piyasada • AıNKARA (AA) - Yıllardır beklenen ve cep telefonu teknolojisini tümüyle değiştirecek 3. kuşak (3G) cep telefonlan piyasaya çıktı. Ingiliz mobil telefon devi Vodafone'un 13 A\Tupa ülkesinde dün başlattığı 3G cep telefonu sistemi ile "kullanıcılann birbirini görerek konuşmalan, vizyondaki en yenı filmleri ya da televizyon izlemek, video konferans görüşmesi yapmak, çocuklan ya da yaşlılan telefonla görerek kontrol edebilmek" mümkün olacak. Avrupa'da 3G telefonlann satış fiyatı 200 ile 500 Euro arasında bulunuyor. Yüksek Mahkeme, 3 ayı geçmeyen cezalarla ilgili TCY hükmünün iptal istemini reddetti Parasıoknayançok yatacak lyunseverler g y nın Türkiye'de arbk turnuvalan da düzenleniyor. Kökeni Amerika'ya da- yanan The CPL turnuvasının istanbul ayağını düzenleyen Digimaxi'nin elektronik spor kolu yöneticisi Murat Yılmaz, "Elektronik oyun gele- cek sene tüm Türkiye'de bilinen bir konsept haline gelecek" dedi. Sürmeli Hotel'de 6/7 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen The CPL tur- nuvası, yurtdışı ve yurtiçinden gelen takımlarla bir oyun festivaline dö- nüştü. 80 oyuncunun yanştığı 100 bin dolar ödüllü turnuvada, kaza- nan takım Dallas'ta düzenlenecek büyük finale gitmeye hak kazandı. Annenin öliimü velidedeoğlu ailesinde acı gün tstanbul Haber Servisi - Çanak- kale şehitlerinden er AfiyetuBah'ın kızı, yazarlanmızdan MeriçVeö- dedeöğhı'nun annesi Mediha Ka- racaovah(95) önceki gün yaşamı- nı yitirdi. Mediha Karacaovalı dün Göz- tepe Tütüncü Mehmet Efendi Ca- mii'nde düzenlenen törenden son- ra ikindi namazmın ardından top- rağa verildi. Törene, Velidedeoğ- lu'nun ailesi, yakınlan ve dostlan katıldı. Karacaovalı, Bursa'nın Yu- nanlılarca işgali sırasında çocuk yaşta olmasına karşın Kuvayi Mil- liye'ye destek verdi. Karacaova- lı'nın babası Afiyetullah da Ça- nakkale Savaşı'nda şehit oldu. Anayasa Mahkemesi'nin karanna katılmayan üyelerden Fazıl Sağlam ve Tülay Tuğcu, parasızlığın cezalandınldığını belirterek karann eşitlik ilkesine aykın ve sosyal hukuk devlet ilkesinin de kaba bir ihlali olduğunu ifade ettiler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, 3 ayı geçmeyen hapis cezalannda ön ödeme yapılmaması halinde yargılama sonunda verilecek cezanın yan oranında arttınlmasını öngören Türk Ceza Yasası (TCY) hükmünü anayasaya uygun buldu. Karara katılmayan üyeler karşıoylannda, yoksulluk nedeniyle ön ödemeyi yerine getirmeyenin cezasını artırmayı öngören kuralın "parasizhğın cezalandınlmasT olacağına işaret ettiler. Kara Ku\-vetleri Komutanlığı 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak ön ödeme kurumundan yararlanmak istediği halde ekonomik imkânsızlık nedeniyle yararlanamayan bir kişinin salt bu nedenle aynı suçu işleyen bir başka kişiden daha fazla ceza almasını öngören TCVnin 119 4. maddesinin anayasanın eşitlik ilkesine aykın olduğunu belirtti. Anayasa Mahkemesi, söz konusu düzenlemenin iptal istemini 3'e karşı 8 üyenin oyuyla reddetti. Mahkemenin gerekçeli karan, Resmi Gazete'nın dünkü sayısında yayımlandı. Karara katıhnayan Ali Hüner. "Sanık bir erdir. Er ve erbaşlann ihtiyaçlannın devlet taranndan deruhte ve temin olunacağı gösterilmektedir. thtiyaçları de\ letçe temin edilen bu şahıslar için ön ödeme şartı getirilerek bu şarb yerine getirilmediği takdirde verilecek cezamn yan oranında artonlacak şeklindeki bir anlayışL, adalet, \icdan ve hukuk devieti Ukesiyle bağdaştırmak mümkün değüdir" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin karara katılmayan diğer üyeleri Fazıl Sağlam ve Tülay Tuğcu da karann eşitlik ilkesine açıkça aykın ve sosyal sosyal devlet ilkesinin de kaba bir ihlali olduğunu vurguladı. Sağlam ve Tuğcu, karşıoylannda şu görüşlere yer verdiler: "Kuşkusuz bir kişinin işledigi fülin karşıhğı olan cezayı çekmesi doğaldır. Ancak ön ödemeyi imkânsızlık nedeniyle yerine getiremeyen ve bu yüzden üstetik hapis yatma yaptarunı ile karşı karşıya gelen bir künsenin bu cezasını arürmayı öngören bir kural, parasızlığın cezalandnılmasmdan başka bir antun taşıyamaz." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Atatüpk'ü Doğru Algılamak Her ülke, kurucusuyla övünür ve onun koydu- ğu çizgiyi, (genellikle) korumaya çalışır. Fakat ku- rucusuyla, yani Mustafa Kemal'le övünmeye, bizim kadar hakkı olan bir başka ülke anımsamı- yorum. 20. yüzyılda pek çok lider ortaya çıkmış- ken bunlann büyük bir bölümü unutuldu ya da unutturuldu gitti. Ama Mustafa Kemal, hâlâ biz- lere yol gösteriyor. Öylesine canlı yaşıyor ki, Atatürk'e fazla sempati duymadığını tahmin ede- bileceğimiz kimileri bile adını dillerinden düşür- müyorlar. Fakat Atatürk'ü sevmek ve yolunda gitmeye çabalamak başka; Atatürk'ü kullanmak", Ata- türk'ün "ticaretini yapmak", her türlü kanunsuz- luğu yapıp Atatürk'ün arkasına sığınmak başka şey... Bugün, bu konuyagirmek istemiyorum. • • • Atatürk öldüğü zaman, dünyada yoktum. Ama daha sonraları "nefesi", bizlere kadar geliyordu. Zira, öğretmenlerimiz Atatürk dönemi öğretmen- leriydiler. Devrimin heyecanını yüreklerinde du- yuyor ve bizlere aktanyorlardı. Zaman zaman o öğretmenlerimizin yarattığı boşluğu doldurama- mamızın tedirginlik ve sıkıntısını duyar ve yaşadı- ğımız kimi olumsuzlukların nedenini burada ara- nm. özellikle 12 Eylül sonrasındaki, (sözde ve sah- te) Atatürkçüler döneminde, bambaşka bir Ata- türk yorumuyla karşılaştık. Ağızlarından hiç dü- şürmeseler bile Atatürk'ün çizgisine giremeyen- ler, Atatürk'ü kendi çizgilerine çektiler. Imam hatip meslek liselilere, tüm üniversitelerin kapılan o dönemde açıldı. Üniversitelerde "siya- sal Islamcılar", o dönemde yönetime atanmaya başladılar. (Daha önceleri hayal bile edemezlerdi.) Ortaöğretime zorunlu din dersi o dönemde ko- nuldu. Uçan kuştan haberdar olan istihbarat ör- gütlerinin, Turgut Özal'ın Nakşibendi olduğu ko- nusunu nasıl "atladıklannı"(\), hâlâ anlayabilmiş değilim. Ve moral değerelerimizin böylesine al- tüst edildiği bir dönemde, inanılmaz bir "vurgun ve soygun dönemi" başladı. tşler, eskilerin deyi- mi ile "şirazesinden çıkınca" 12 Eylül'ü yapan güçler, bu kez "28 Şubat Muhtırasını" yaşama geçirdiler ama, korkanm çok zaman yitirildi. • • • Atatürk, "Türk aydınlanmasının" mimarıdır. Gözlerini çağdaş uygarlık düzeyine çeviren ve edebiyatıyla, bilimiyle, sanatıyla vb. akla gelen ve gelmeyen her şeyiyle çağdaş uygartığı, Türki- ye'ye de egemen kılmaya çabalayan bir önder- dir. Sevgı dolu kocaman bir yüreği ve gülen göz- leri vardı. Fakat Atatürk'ü kendilerine benzetme- ye çabalayanlar, kendi "otoriter" ve "yan faşist" yapılannı meşrulaştırmak için Atatürk'ün o gülen yüzünü kararttılar ve otoriter, elitist bir Atatürk imajını yurturmaya çabaladılar. Ülkemizin nitelikli genç kuşaklannın, bu imaja sıcak bakmayacakları çok açıktı. özgürlüklerin egemen olduğu ve bir bilgisayar tuşuna bas- makla her yere ulaşılan bir çağda, bu türden yaklaşımlann sevimli olması beklenebilir miydi? Neredeyse 45 yıldır, bu konularda okur yaza- rım. Atatürk'ün Kıbrıs'la ilgili tek konuşmasına rastlamadım. Ama bugünlerde kimi kalemler, Atatürk'ün Kıbrıs'la ilgili söylediklerini (kaynak belirtmeden) yazıyorlar. Hayret ediyorum... • • • Atatürk gerek askeri ve gerekse siyasal yaşa- mında en büyük saygıyı, ulus iradesine ve bunun gerçekleştiği Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne göstermiştir. Bununla ilgili birkaç örnek vermek istiyorum. Dumlupınar Meydan Savaşı kazanıl- mıştır. Orduya yayımladığı bildirıde şu satırları görüyoruz: "... Büyük ve necip milletimizin feda- kârtıklanna layık olduğunuzu ispat ediyorsunuz. Sahibimiz olan büyük Türk milleti, istikbalinden emin olmaya haklıdır..." Kendilerine Türk milletinin sahip olduğunu dile getiren Mustafa Kemal nerede, kendini bu mille- tin sahibi zanneden sahte Atatürkçüler nerede... Bir örnek daha vermek istiyorum. Tarih 4 Ekim 1922. Mustafa Kemal, Izmir kurtanldıktan sonra ilk kez TBMM kürsüsündedir: "... Meclisimizin civanmert ve kahraman or- dulannın başında, bir asker sadakat ve itaatiyle emirlerinizi yerine getirdiğimden dolayı, bir in- san kalbinin nadiren duyabileceği bir memnuni- yet içindeyim... ... Böyle bir milletin aciz bir ferdi olmakla en büyük saadeti hissediyonım..." TBMM'ye böylesine saygı duyan bir Mustafa Kemal nerede, TBMM'yi tek cümleyle kapatan sözde Atatürkçüler nerede?.. • • • 12 Eylül'ün üzerinden de, neredeyse çeyrek yüzyıl geçti. Ve Atatürk tüm karşıtlarına ve onla- rın günümüzdeki uzantılarına, sözde ve sahte dostlarma rağmen ayaktaysa ve tüm variığımızla içimizde duyabiliyorsak, attığı temellerin çok sağlam olmasındandır. Daha mutlu 10 Kasım'lann umudu ve inancıy- la... Cöldeki kirlilik üst seviyede Küçükçekmece'de balık ölümleri Haber Merkezi - Kü- çükçekmece Gölü'nün yüzeyinde e\'sel ve sana- yi atüdannın oluşrurdu- ğu kirliliğin gölde yaşa- yan canlılan tehdit eder bir seviyeye geldiği ve çok sayıda canlının yok olduğu açıklandı. Küçükçekmece Bele- diyesi'nden yapılan açık- lamada, gölün üzerinde oluşan yosunlu bir taba- ka nedeniyle mahsur ka- lan ördeklerin balıkçı kepçeleriyle kurtanldjğı bildirildi. Göl suyunun içindeki oksijenin azal- ması nedeniyle de balık ölümleri yaş&ndığı vur- gulandı. Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay. yıllardır sürege- len kaçak yapüaşma, ev- sel ve sanayi atıklannın abtılması nedeniyle gö- lün ekolojik dengesinin bozulduğunu söyledi. Bu arada, CHP istan- bul Milletvekili Mehmet AB Ozpolat, göldeki kir- liliği TBMM'ye taşıdı. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi veren Öz- polat, "Idrlttığiniçmesu- yu" için tehlike oluşturup oluşturtıadığını sordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle