29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 11 KASIM 2004 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL VurdunAtatürkOUuğunu...' Dün 10 Kasım'dı. Mustafa Kemai Atatürfc'ün 66. ölüm ydönümü... Ne çabuk geçti bunca yıl! Atatürk'ün ya- Şıdığı günlerde yaşamış olmak, hele onu yakından gö- roilmek!.. Bır kez Şehzadebaşı'nda Iran Şahı ile geçerken. Bir k-i de Beyazıt'ta tek başına bizlere selam verirken.. Biz Isanbullularabu kadan düştü! Ankara'dakileranlatırlar- a onu, at üstünde, arabada, yaya gezip dolaşırken gırduklennı, k/skanırdım... Onu görmek değıl önemli olan, düşüncelerini benim- srnek, yaşatmak.. Benim kuşağımın büyük çoğunlu- ğı 66 yıldır yolundan şaşmadı. Tek tek bozukJar çıktı. Aatürk çizgisınden koparak, hatta ona karşıt çıkarak, yczlaştırmaya çalışarak Türkiye'yı, nerdeyse Cumhuri- y£ı, devnmlen tanınmaz hale getirerek... Dturdum kıtaplan kanştırdım. önce kendiminkileri!.. "/tatürkYaşadımı?"dtyesormuşum. "Atatürk Bir Gün Ge/ecek" demışim. "Atatürkçülük Savaşımtz"\ anlat- mık ıstemişım... Aynca yazılar yazılar. Anılar, yaşantılar, özemler... <uşaklar birbırini izledi. Hain çevrelerin bütün yok et- me, yozlaştırma çabalan boşa geçtı. 0 yıne yaşamak- ta.etkısıni sürdürmekte... Bır gün çıkıp geleceğıni, Ata- türk adının bütün bir ulusun simgesı olduğunu duyuru- yo- jiiirierle, şiirlerte, şiirlerie!.. Dostum Vecihi Tîmuroğlu'nun "Atatürk Şiirieri" (ön- cü Yayınları) seçkısmı kanştırıyorum. Çok seçki çıktı, arra Timuroğlu'nunkı daha değişık, Atatürk'ün kışıliğı- ni çok daha lyi tanıtan, sevdiren... Imuroğlu, Atatürk şiirierinin çeşitliliği üzerinde ayn ay- rı curmuş... Kimi ıçtenli, kımi ıçtensiz, kımi yasak savar gib, kımi görev olarak!.. Sayısız şiir vardır, amaçoğu man- zumedir, hem de kötüsünden!.. Timuroğlu hepsini ele almış, değerlılen ayn bir yana koymuş, iyı de etmış... Sağlığında yazılan şıırler devrim ateşinı duyuruyor. lyi de <ötü de yazılmış olsa bir duygu coşkusu var. Abdül- hak Hamit'ten Mehmet Emin Yurdakul'a. Hececilere kadar. ölümünden sonra yazılanlar ise daha etkıli! 1938'den günümüze kitaplarda devrim bağlılığının, bir ulusal benimseyışın izleri... Ama bır de 12 Eylül sonra- sı var. Timuroğlu şöyle yazmış: "12 Eylül 1980'den sonra Atatürk şiiriyazılmadı. Bu- gün de yazılmıyor. Bu durum 12 Eylül'ün yorumunda dikkate alınmalıdır. Bir kez 12 Eylül hareketinin Ata- türkçülüğe karşı nıteliği çıkıyor ortaya." Gerçekten de 12 Eylül 'heykel Atatürkçülüğü' mas- kesını takmış, ama ne kadar gerçek Atatürkçü varsa on- larlauğraşmış, hapisleretkmayaçalışmıştr... Atatürk adıy- la, Atatürk devriminin yozlaştınldığı bir dönem olmuş- tur. Evet, şıirierle andım. Ceytuın Atufun, Necatigil'in, Anday'm. Nâzım'ın, Dağlarca'nın, Külebi'nın, daha nice genç, yaşlı şainmızın... Onu Behçet Necatigil'in şu dizeleriyle hep biriikte analım: "Ben evvelden yurt deyince Böyle düşünürdüm yurdumu Yurdun, Atatürk olduğunu Anladım Atatürk ölünce." Atatürk'ü Anlamak... Vecihi TİMUROĞLU A vrupa Birliği'ne girmek, Cum- hunyet hükümetlennın tek sı- yasası oldu. Cumhuriyet'i ku- ran Mustaia Kemal'in yüce ere- ği, ümmet yapısından kurtara- rak ulus toplumu yapmak istediği Türk top- lumunun çağdaş uygarlığın üstüne çıkması- dır. Atatürk, yaşamında bu ereğine ulaşabi- lecek yollan döşedı, ama kendisınden sonra gelenler, onun açtığı yollan birer birer boz- dularya da kapadılar. Çağdaş dünyaya açıla- cakpencere bile bırakmamaya büyük çaba gös- terdiler. Avrupa Birliğı yolunda, özellikle AKP hü- kümeti, Batı emperyalizmıne büyük ödünler verdi. Kendisinden önceki hükümetler de Av- rupa Birlıği yolunda önemli adımlar attı. An- cak, Demirel ve Özal hükümetleri bile, Cum- huriyet'in onurlu bir devlet olduğunu unut- mamaya çalıştılar. Ecevit ise bu konuda özen- liydi. Belki, Tansu Çilkr ile DenizBaykalbir ölçüde dağınıktılar. Gümrük Birliğı 'ne girmek için gözlenni kararttılar. Ne ki, Recep Tayyip Erdoğan, Cumhunyet'in değerlerine saygılı davranmayı beceremedi. Dınsel eğitim gör- mesi, onun neden Cumhunyet'e sahıp çıka- madığını kanıtlıyor. Çünkü, Cumhuriyet bı- lımsel dünya görüşünü ve olgucu bilimlerle gelışmış bır bılinci gerektınr. Salt ıktidannı- zı korumak için Atatürk'e saygılı görünürse- nız, inaklarınız (dogma) yönetir sizi. Çünkü, Atatürk ilkeleri, kafanızda bilinçle yer alma- mıştır. Tayyip Erdoğan'ın Atatürk'e ve Çum- huriyet'e ne değın yabancı olduğunu göste- ren en önemli gösterge, Batı'nın kurt dıpio- matlannın bugüne değın söylemeyı göze ala- madıklan düşüncelerini, artık rahatlıkla söy- leyebilmeleridir. Doğrusunu söylemek gere- kirse, bu ülkeye, "milliyetçi cephe" modelle- nyle en büyük kötülüğü yapmış olan Süley- man Demirel döneminde bile, hiçbir Batılı, Atatürkçülüğün Türkıye'nın önünde "engel olduğu"nu söyleyememiştir. Bay Erdoğan, Meclıs'te anayasayı değıştırecek çoğunluğu elınde bulundurmanın ve de Baykal gibi bir hoş muhalefetin varhğuıın verdiği rahatlıkla, kendısıni Türk ulusunun temsilcisi değil de, bır Arap kabılesinın şeyhı gıbi görüp Batılı emperyalistlere düediİderi ödünlen verdi. Bir toplumda, her zaman Tayyıp Erdoğanlar çı- kabilir. Bu durum, beni çok üzmüyor. Çün- kü, her toplumda inaklanyla öne çıkan önder- Önemsiz Derslerin Önemi R esim, müzik ve beden eğitimi dersleri konusundayaygınbirkanı var: Bu ders- ler "önemsizr. Öğrencılerya da veli- ler çoğunlukla bu derslerden zayıf alındığın- da "OnemK değfl!" der. Resim, müzik ya da beden eğitimi dersleri sırasında öğrenciler, varsa bir sonraki ders saatindeki yazılı-söz- lülere çalışmayı yeğlerler. Üniversite ya da Li- se Seçme Sınavı (OSS, LGS) için test çalışır- lar. Üniversiteye girmek için çaba harcayan- lar da "önemB" damgası vurulan bölümlere giremeyince birçoğu boşta kalmamak için "müzik, resim. beden eğitimi" alanlanna is- temeye istemeye yönelirler. Resim dersleri- nin haftada bir saat olması da insanlarda is- ter istemez bu bakış açısının yaygınlaşması- na neden oluyor. Okulda dışlanan resim ve sa- nat eğitimi, beden eğitimi, toplumda da ister istemez dışlanıyor. Adamın biri evlendiğinde bir yakını, eşi- nin meslek dalını sormuş: "Resim öğretme- ni!" sözünü duyunca, "Keşke matematik ya da fen bügisi öğretmeni ofeaydı!" demiş. Oy- sa resim öğretmenliğini önemsiz sayan bu kı- şi bir süre sonra yakalandığı psikolojik sıkın- tıdan kurtulmak için hekim önerisi ile resim dersi almaya ve resim yapmaya başladı. Bu- na ne buyurulur? tnsanoğlunun bedensel. ruh- sal ve düşünsel gelişimi açısından büyük bir öneme sahıp olan resim, müzik, beden ve sa- nat eğitimine en dinamik çağlannda önem vermeyenler, yıllar sonra bunun acısını ve aç- lığını çekiyor. Milli Eğitim Bakanı, eğitimde yeni bir dö- nemın başladığından söz ediyor. 1950'li yıl- lardan bu yana sürekli olarak dış ülkelerden ömeklerle eğitimi boyayıp duruyorlar. Taşı- ma suyla değirmen döndürmekle kendi ken- dimizi aldatmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Eğitimin içine düştüğü çıkmaz, ülkenin yan- nının ne olacağını gösteriyor. Eğitim bir rant kapısı oldu. Ne yazık ki bir kısun yayıncılar, yöneticiler, öğretmenler öğ- renciye artık para gözlükleriyle bakıyor. LGS'ÖSS'li yaşam ders kitabından öğrene- meyen öğrenciyi test, dergi, yardımcı kitap al- maya götürüyor. Okulda, sınıfta öğrenemeyen öğrenci dershane ya da özel kursla öğreniyor. Yülarca okulda dirsek çürüten öğrenci, sözüm ona sihirli değneklerle bilgileniyor. öğret- menin, eğitimin her firsatta kendisinden, sır- tından paralar kazanmak için an kolladığını gören bugünkü çocuk büyüyünce ne olacak? 0 da ulusunun sırtından nasılparakazanacagını düşünecek? YaşarÖZTÜRK5//ıyfe ler olmuştur. Tarihsel birikimi olan toplum- lar, daha doğrusu uluslaşrmş toplumlar, böy- le önderleri, bir çırpıda silker atarlar. Ancak, Cumhuriyet'in yetiştirdiği kadrolar da Ata- türkçülüğün, Türkıye'nin önünde engel oluş- turduğunu söyleyince iş değişıyor. Yazık kı görsel ve işitsel basında, Cumhuriyet'm bili- nen yazarlan dışındaki yazarlar, Erdoğan'ades- tek verdıler. O zaman, şu gerçek çıkıyor kar- şımıza: 1946'dabaşlayan eğitimde geridönüş, ereğine varmıştır. KöyEnstitülerininkapatıl- ması, Halkevleri ile Halkodalan'nın defter- lerinin dürülmesi, toplumda onanhnaz yara- lar açmışur. Imamhatip oloıllan ile Kuran kurs- lan, işlev lerini başanyla yerine getirmişler. Da- ha bundan bu"kaç gün önce, Bay Erdoğan, katıldığı bir bilimsel toplantıda, "Bin dokuz yüz larkh vıllann dogmalanyla, demokrasi yüriitüJemez" dedı. Oysa, bizler, bin dolcuz >üz kırklı yıllarda, liselenmızde Kant'ı, Des- cartes'ı, Goethe'yi, Dostoyevsld'yı, \lrgili- us'u, Aristotetes'i, Heraklietes'i okuyorduk. Bay Erdoğan, eğer bu yazuru okuyorsa, bu dü- şünürlerm ve yazarların adlannı bile şu anda duyuyordur. 194O'lı yıllarda, Türkiye Çum- huriyeti'nın liselerinde, olgucu (poatif) bihm- lenn dışmda hiçbir "dogma" okutulamazdı. Inaklar, dinlerin temel dayanaklandır. Bilim- de inaklar olmaz. 194O'lı yıllarda, bızim ıçın en doğru yol gösterici bilımdi. Bize hiçbir zaman, Kuran yol göstermedı. Inaklar, bizim düşüncelerimizi yönetmedi. Bay Erdoğan'ın ve Batıh siyasacılann Ata- türk'ü engel görmeleri beni rahatsız etmez. Bugüne değın de etmedi. Çünkü Batılılar, 1919'da yurdumuzu işgal ettiler, bölük bölük böldüler. Mustafa Kemal istenci, o saldınyı Akdeniz'in lacivert sula- nnda boğdu. Izmir Körfezı, bir süre kirlen- diyse de 9 Eylül 1922 'de ak köpüklerle yeni- den dalgalandı. Kendılerinı bir zamanlar top- lumsalcı (sosyahst) olarak gösterenlerin bu Ba- tılı safsatasına ve AKP öğretisine katılması sarsıyor beni. "Dostun oku yarakr beni" di- yemiyorum, çünkü Atatürk'ü anlamayan Marksçının AKP'li okunun temrenı, emper- yalist ağısıyla yağlanmıştır. Gumhuriyet'in değerlerini sarsan durum budur. Düşününüz ki, Lozan'ı imzalamayan ABD'nin Başkanı Haçlı Komutanı Bush, Bay Recep Tayyip Erdoğan 'ın gerçek dostudur ve dünün Marksçılan da onun destekleyici- si. Atatürk'ü anlamayan ve dinsel eğitimden yana olan herkes, Türkiye Gumhuriyeti'nin önünde engeldir. Geleceğimizin aydınlık ol- masmı istiyorsak, tek dayanağımız Atatürk yo- ludur. Çünkü, tarihimizin tek devrim deneyi- mi Atatürkçülüktür. Atatürk'ün sol yanı ya- ralanmamahdır. PENCERE İslamcılık Mizaha Yabancılaştınp.. Pazar günü bu köşede 'Eğinli' ile 'Şeytan'm ortaklı- ğına ilışkin bir fıkra anlatmış- tım; mizah bu ya, öyküdeki cinfikir Eğinli, Şeytan'm canı- naokuyordu... Yavuz Donat salı günü Sa- bah'taki köşesine fıkrayı ak- tardıktan sonra yazının yankı- larınıdayansıtmış... Diyor ki Donat: "Bu yazı üzerine öncekigün ve dün Eğinli Ticaret Bakanı Ali Coşkun'a telefon yağdı: - Demek siz Şeytan'a bile pabucu ters giydiriyorsunuz. Arayanlann içinde Bakan- larda vardı, parti yöneticile- ride, herpartiden milletveki- li de." Ali Coşkun kendisıni savun- muş: "- Aslında bu bir Of (Trab- zon) fıkrasıdır... Türküsü bile vardır... Ismail Türüt söyler... Eski Başbakanlardan Şem- settin Günaltay, ünlü şair Behçet Kemal, Maliye Müs- teşarı Hasan Basri Aktan hep Eğinli... Soranm, hangi- miz Şeytanız?" MaşallahL Ali Coşkun'un mizah anla- yışına bakarsanız bu Ticaret Bakanı Eğinli meğinli değil!.. Yavuz Donat siyasal kulis- te bir Eğinli yoklaması yap- mış, kımleryok kı!.. Içışlerı Ba- kanı Eğinli Abdülkadir Aksu da diyor ki: *- Şeytan ne göktedir, ne yerdedir... Şeytan ne Of'ta, ne Eğin'dedir... Şeytan her yerdedir... Şeytan'm bellibir memleketi olmaz.. Sayın Ali Coşkun 'un alınganlıkgöster- mesine gerek yoktur." • Ikınci Dünya Savaşı'ndan sonraki nüfus patlaması Ana- dolu'da göç dalgasını yarat- tı; çoğu kasabanın iki ayağı oluştu; biri Istanbul'da öteki Avrupa'da... Eğinlilerdeaçıl- dılar. Bizim tarihimizde mizah, Batı'nın soğuk kültürüne taş çıkartan bir zenginlik taşır. Göçle dünyaya açılan insanı- mızın zekâsı büsbütün bılen- di. Bu köşede anlattığım fık- rayı üreten Eğinlinin ta kendi- sidir. Bir Eğinli fıkrası daha anla- tayım. Eğinli askere gitmiş. Komutan erieri toplamış so- ruyor - Nerelisin oğlum?.. - Bursalıyım komutanım.. - Bursa'dan ne çıkar?.. - Şeftali komutanım.. - Oğlum sen nerelisin?.. - Zonguldaklıyım komuta- nım.. - Zonguldak'tan ne çıkar?.. - Kömürçıkarkomutanım.. - Oğlum sen nerelisin?.. - Antalyalıyım komutanım.. - Söyle bakayım, Antal- ya'dan ne çıkar?.. - Portakal çıkar komuta- nım!.. - Oğlum sen nerelisin?.. - Eğinliyim komutanım.. - Eğin'den ne çıkar?.. - Adam çıkar komutanım.. - Ulanne demek bu?.. - Şeftalisi, kömürü, porta- kalı olmayan yerde ne çıkar komutanım? Komutan emretmiş! - Eğinliyi karargâha yazıcı yapın!.. • Mizah sofulukla bağdaş- maz, gerçeği aydınlatan zekâ şimşeğidir, ılımlı Islamcının çı- karcı doğasından hiciv türe- mez; espri güleçtır, Fethul- lah Hoca'nın salya sümük ağlatılarına aşılanan cemaat- ler nükteye yabancılaşıriar... Yazıyı yine Eğinlinin üretti- ği bir Eğin fıkrasıyla noktaia- yalım: Eğin'in Esertepe köyünden ünlü Kömürcü Hoca'nın yolu Sıvas'a düşünce rahmetli ca- miye varmış, bakmış ki kürsü- deki imam kadınlan çekişti- rerek takıp takıştırmalarının günah olduğunu söylüyor.. Lafa kanşmış: - Hocam, demiş, evet, gü- nahtır ama, geberesiceler ne kadar takıp takıştırsalar, o kadar yakışıyor. Axess ile Başarılı fırsatlar:Philjps, Samsung, Siemens cep telefonları peşin fiyatına 10 taksitle! 17.900.000 TLden başlayan taksitlerle! 27.000.000 TLden başlayan taksitlerle! 18.000.000 TLden başlayan taksitlerle! PHILIPS * SİEMENS rûobile i stoktaria smtlıdr, 16 Kartn 2004 tarit*w kadar geçw1Wtr. j www.basari.com.trl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle