17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2004 PAZ/ SAGLIK Dünyadaher 3 kişiden biripanik atakbelirüsıgösteriyor, her 10 kişiden biriise sıradabekliyor Bedenin sahte alarmı D K alp çarpıntısı, terieme, titreme, nefes darlığı, bulantı, karın ağrısı, karıncalanma hissinden ölüm korkusuna kadar çok sayıda belirti gösteren panik atak, ergenlik sonrası ve 30'lu yaşlarda başlıyor. Uzmanlar, panik atağın, üzerlerindeki sosyal baskılann daha fazla olması nedeniyle kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görüldüğüne dikkat çekerek panik atağa sosyal fobi, depresyon ve madde kuflanımının da eşlik edebileceğine işaret ediyorlar. Panik atak, endişeli ve panik düşüncelerin oluşturduğu büyük korkuların fiziksel yansıması olarak taımlanıyor. ŞULE KÖKTÜRK ünyada her 3 kişiden bin panik atak belirti- leri gösteriyor, her 10 kişiden biri ise panık atak için sırada bekliyor. Kalp çarpıntısı, ter- leme, titreme. nefes darlığı, bulantı, kann ağrısı, kanncalanma hissinden ölüm korkusuna kadar çok sayıda belirti gösteren panik atak. er- genlik sonrası ve 30'lu yaşlarda başlıyor. Uzman- lar, panik atagın, üzerlerindeki sosyal baskılann daha fazla olması nedeniyle kadınlarda erkek- lere oranla 2-3 kat daha fazla görüldüğüne dik- kat çekerek panik atağa sosyal fobi, depresyon ve madde kullarumının da eşlik edebileceğini ifa- de ediyorlar. SAVAŞ YA DA KAÇ Bedeninizin bır felaket anında nasıl tepki gös- tereceğini gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Örneğin bir yangında kalbimiz daha hızh çarp- maya başlar, midemiz kasılır, terler ve titreriz. Tehlikeyle savaşmak için "savaş ya da kaç" tep- kisini de\Teye sokanz. Panik atakta aynı tepki- ler oluşuyor, ama bir farkla. kaçacak sahıci bir tehlike bulunmuyor. "Sahte aJarra" olarak ad- landınlabilecek bu tepkilerin neden böyle yer- siz bir şekilde başladığını ise keşfedemeyiz. Pa- nik atak, genellikle hastalık, hamilelik. uyuştu- rucu bağımlıhğı, ilişkilerde yaşanan sorunJar, sevilen bir yakının kaybı, ev taşıma ya da uzun süren bir sıkıntı sonrasmda göriüebiliyor. Bu sahte alarm tepkileri birkaç kez tekrarlandıktan sonra bu kez hep aynı olaylar karşısında ortaya çıkıyor. Birçok panikkurbanının ataklar arasındakı za- manı, geiecek paniğin korkulan ile geçiyor. çün- kü paniğin ne zaman nerede geleceği hiç belli olmuyor. Her an akıllarda olan "süpriz atak" düşüncesi nedeniyle atakla ilgili olduğu düşünü- len her fiziksel ve zihinsel belirti, ataklan tetik- liyor. Hatta bu kişilerde paniğe kapılma korku- su o kadar çığınndan çıkıyor ki paniğin kendi- sinden çok daha fazla korku yaratıyor. DUYCUSAL VE FİZİKSEL SİDDET Psikiyatr Doç. Dr. Armağan Samancı, kaygı bozuklukJannın genellikle kadınlarda daha sık görüldüğüne işaret ederek *Panik atak da ka- dmlarda erkekkre oranla 2-3 kat daha fazla gö- rülüyor. Bunun en önentfi nedeni cinsiyet fark- lıoğKİjr. Kadınlar, olaylardan ve sosyal baskılar- dan daha çok payuu ah\ or. Kadınlar gerek duy- gusal gerek fiziksel şiddete maruz kalryorlar. PsüdyatrikrahatsEüklann da stresk doğru oran- Olı olduğunu düşünürsek kadıniann da bu ra- hatsıztakiara daha çok yakalanabileceğinidiişü- nebiüriz'' dedi. Kadının toplumda daha düşük statüde göste- rildiğini de voırgulayan Samancı. kadıniann ge- netik ve hormonal olarak da panik bozukluk göstermeye dahayatkın olduğunu kaydederek şöy- le devam etti: -Kadınlar, gelişmişduygusal yapıian nedeniy- le duygusal travmaiardan daha çok etkileniyor- lar. Hormonlann da etkisigöz ardı edilemez. Öst- rojen veprogesteron hormon düzeylerideğişken- lik gösterebilrvor, hormonal yapı duygusal yapı- yı etlrîlediği için duygusal dalgalanmalara yol açabiliyor ve bu da beyindeki khnyasal yapıyı et- kffiyor." KORKULARIN NEDENİ YOK Ömür Hayat Hastanesi'nden psikyatr Uz. Dr. FikretHacıosman da panik atak vakalannın top- lumda görülme sıkJığının son yıllarda arttığını açıklayarak "Panikduygusunun insanı nerede ve nasılyakalayacağı hiç belli olnıaz. Bu duygu o ka- dar ani ve uç noktada oluşur ki kişi öleceğini sa- nır. Öylesine acı verir ki kişi aynı duyguyu yaşa- maktan ölüm kadar korkar. Böylece her nefes ah- şında tetikteolur, tehükeü durunılan gözler veani bir atağa yakalanmamava çahşır. İşre panikatak denilen şey budur. Panik atak, endişeli ve panik düşüncelerin oluşturduğu büyük korkulann fi- ziksel yansunalarıdır. Bu korkuların bir nedeni yoktur, çünkü gerçek bir tehlike sonucu oluşma- nuşlardır. Ancak bir kez bu duyguyu yaşadıktan sonra en ufakendişe bile sinir sistenümia uyara- rak gittikçe artan ölçülerde panik, stres ve kor- ku yaraör" diye konuştu. Panik ataklann farkında olmadan öğrendiği- mizhareketler sonucunda oluştuğunu belirten Ha- cıosman, "Yapmanızgerekenbuharekefleriyap- nıamayı öğrenmektır" diye konuştu. Panik atağın iki aşamalı çalışmayla önlenebi- leceğini anlatan Hacıosman şöyle devam etti: "Onceflikle kişi içten içe yaşadığı endişe duy- gusunu kontrolalüna alarakpaniğekapılma kor- kusunu azaltmah, Udnci olarakda panikatakya- ratabilecekolaylardan ve duygulardan kaçınma- yı sona erdinneüT* KORKU VE RAHATSIZLIK Panik bozukluğun 13 bedensel belirtisi bulunuyor ve bu belirtilerin dördünün eşlik ettiği yoğun korku ve rahatsızlık hissi panik atağın en önemli habercilerini oluşturuyor. Bu belirtiler genellikle 10 dakika gibi bir sürede yoğunlaşarak doruk ""N noktada sıkıntı vermeye başlıyor, sonra *\ ( da genellikle yavaş yavaş azalıyor. Bir / J kez olması durumunda panik nöbet / / olarak adlandınlan olay tekrarlayabiliyor ve tekrar aynı şeylerin olacağı korkusuyla beklemeye başlıyor. Bu anksiyete nedeniyle dışarı yalnız çıkmaktan 7 korkuyor, yanında birisi olmadan uzağa grtmekten kaçınmaya başlıyor. Belirtileri: • Çarpıntı, kalp atımlannı duyumsama. • Terleme. • Titreme ya da sarsılma. • Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma. • Soluğun kesilmesi. • Göğüs ağnsı ya da göğüste sıkıntı duyma. • Bulantı ya da kann ağnsı. • Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma. • Dış dünya ya da kendi gerçekliğini kaybetmiş gi- bi hissetme. Kimliğini, kişiliğini kaybediyor hissi. • Çıldıracağı korkusu. • 01üm korkusu. • Uyuşma ve kanncalanma duygusu. • Üşüme, ürperme ve ateş basması. TÜRK/YE'Yİ DOLAŞACAK- Genetiği değiştirifmiş organizmalann zarartarına karşı kamuoyunu uyarmak ve bilgiiendirmek amacıyla 2 Kasım'a kadar Türkiye'yi dolaşacak, canavar domates, bugün Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda, pazartesi günü de Kadıköy Iskele Meydanı'nda olacak. Canavar domates daha sona sırasıyla Izmit, Bursa, Izmir Muğla, Oenizli, Antalya. Tarsus, Adana, İskenderun, Antakya, Diyarbakır Tunceli, Trabzon, Samsun ve Ankara'ya gidecek. (Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU) Imzalar temiz istanbuJ Haber Servisi - •'Genetiği Değiştirilırüş Organizmalara Hayır Platformu", IMF ve Dünya Ticaret Orgütü tarafindan sofralara "Frankenştayn gıdalar" getirildiğini belırterek "femiz ve güvenli gıda istiyoruz" sloganıyla imza kampanyası başlattı. Kampanya süresüıce, düzenlenen çok sayıda etkinliğin arasında Avrupa'da Genetiği Değiştırilmiş Organizmalar'a (GDO) karş] düzenlenen eylemlerin semboJü olan 'canavar domates balonu' nun Türkiye'ye turu da var. Turda toplanan imzalar TBMM'ye sunulacak. Taksim Gezi Parkı girişinde bir araya gelen platform üyeleri, yaptıklan açıklamada ülke içinde deneme amaçlı üretime izin verilen GDO'larla ilgili herhangi biryasal düzenlemenin olmadığını belirttiler. "GDO'lu üriinlerin Türkiye'de serbestçe ithati, üretimi ve kuüanımının önlenmesi için yasal aıçındüzenlemderin bir an önce yapılması gerektiği" vurgulanan açıklamada şöyle denildi: "Uzman hastahklar ve böcekiere direnç gösteren transgenik bitkilerin aierjik potansheUerinin vüksek olduğunu söylüyor. Denevier, genedk yapısı değiştihlen patateslerin fareier için toksik olduğunu, bağışüdık sisteminde bozukhıklar, viral enfeksiyonlar gibi birçok etkileri bulunduğunu orta>a çıkarmışnr." Yaşam tarzı ve hareketsizliğîn sonucu Diyabet çocuklarda görülmeye başlandı Kanserekarşı 'açıkolun' İ ngiltere Başbakanı Tony Blair'in karısı Cherie Blair, meme kanseriyle mücadele eden bir örgüte destek vermek amacıyfa kamera karşısına geçti. Cherie Blair, hastalığa karşı duyarlılığı arttırmak ve kadıniann, kendilerini daha net ifade etmeleri için mücadele veren "Breast Cancer Care" örgütünün, üzerinde "Açık Olun-Be Up Front" yazılı tişörtünü giydi. (Fotoğraf: AP) lstanbul Haber Senisi - Türkiye"deki erişkinlerin yüzde 7.2'sinin mücadele ettiği diyabetin Tip 2 türü artık gençler ve çocukJarda da görülmeye başladı. Uzmanlar, yetişkin diyabet hasta sayısınuı 2030 yılına kadar dünyada iki katına çıkmasının beklendiğini ifade ederek diyabetin önüne geçilmesı için fast food ahşkanlığı ve hareketsiz yaşam alışkanlıklannın değiştirilmesüü önerdiler. Pfizer ilaç firmasınca düzenlenen medya bilgi paylaşun günlerinde konuşan SSK Göztepe Eğıtim ve Araştırma Hastanesi îç Hastalıklan Klinık Şefi Prof. Dr. Aytekin Oğoz, "Tîp 2 dij'abet, 40 yaşından önce nadiren görülürken ergenlik çağmda kolaylıkla rasüanabilen bir hastalık haline geldi Hastalık 6-7 yaşındaki çocuklarda dahi nadiren de olsa «örülebih\or" dedi. Tip 2 diyabetin genç yaşta görülmesinin genç yaşta kalp krizini beraberinde getirdiğüıi ifade eden Aytekin Oğuz, şöyle konuştu: "Bunun • Uzmanlar diyabetin önüne geçilmesi için fast food ahşkanlığı ve hareketsiz yaşam alışkanlıklannın değiştirilmesini önerdiler. en önemli nedeni besienme ahşkanhğı ve hareketsiz yaşam. Bizi ne ilaçlar ne de genetik mucizeler kurtanr. Yaşam tarzunızı ve besienme ahşkanhklannuzı mutlaka değiştirmeliyiz.'' Türkıye'deki erişkınJerin yüzde 7.2'sinin diyabet hastası olduğunu belirten Oğuz, yetişkin diyabet hasta sayısının 2030 yılına kadar dünyada iki katına çıkmasının beklendiğini bildirdı. Diyabet v e yüksek tansiyon arasındaki ılişkiye de değinen Prof. Dr. Oğuz, şeker hastasının tansiyonunu kontrol etmenin, şekerini kontrol etmek kadar önemli olduğuna dikkat çekerek "Büyük tansiyonu ne kadar düşürürseniz o kadar iyi" dedi. Aytekin Oğuz, diyabetik üriinlerin bir kandırmaca olduğunu vurguluyarak "Süpermarkederin diyabetik üriinreyonlanndanürün alma ahşkanhğı kazanmaym. İçlerinde oldukça ciddi kalori var. İnsanlar kalorisi az samp abarbh şekilde \iyoriar" dedi. PAZAR ORHAN BURSALI Bekleyen Derviş: Türkiye Türkıye-AB ilişkiierinin geçmişine bakarsak, er büyük nrsatı Ecevit kaçırtmıştır ülkeye. Yunanis- tan'ın üyeliği sırasında, Avrupa'dan gelen öneriye Ecevit bircümleyle Türkiye henüzAB'yefozaman- kiAET'ye) hazırdeğil" diyerek, AB üyelik ilişkimi- zi askıya alan siyasetçidir! "Solcu 'luğundan mı, yoksa "kısa görüşlülûğün- den" mi, "ulusalcıttğından" mı sorusunun yanrtı herhalde araştınlacaktır.. Ama son iktidan döneminde AB üyeliği için ça- lışması, ülkemizdeki kısa bakışlı politikalann tarih- sel çelişkisini de gösteriyor. Aynca, birpolitikacının, kurumsal-ulusal temel ko- nuda, tek başına böyle bir tarihsel karann sorum- luluğunun altma girebilmesi hayret vericidir. Belki de bunu ülkemizde kurumsal demokrasinin ne de- rece işler olduğuna ilişkin bir başka güçlü tarihsel kanıt olarak incelemek gerekir! Evet kısa bakışlı, günlük veya en çok iktidarsü- resincegeçeriı politikalan IşteTürkiye'nin, sahip ol- duğu muazzam enerjisine rağmen, neden uzun vadeli plan ve programlar uygulayamayarak, bü- yük merhaleler halinde ileri atılımlar yapamadığı- nın temel nedeni.. 59. Hükümeti kurduğumuza göre, hükümet ba- şına düşen ortalama 1.5 yıllık iktidar süresi, politik programlann içeriksizJiğinin ve gerçekleştirilemez- liğinin temel göstergesidir! Işte, neden hâlâ bu durumdayız, sorusuna yanıt aranacak ana başlıklardan biri! • * • "AB'ye hazırdeğiliz!" yanıtından bu yana 30 yıl kadar bir süre geçti.. Dikkatinizi çekerim: Bu süre, yani AB'ye hazır değiliz yanıtından sonraki dönem, yakın zamanda Cumhuriyetin başının en çok belaya girdiği zaman dilimidir de! Şöyle bir anımsayalım: • Sağ-sol iç çatışması, ABD desteğinde büyük toplumsal kargaşaiığın körtjkfenmesi ve 12 Eylül dar- besı.. • Askeri yönetim, Yeşil Kuşak Projesi, Islamcı güç- lere büyük destek, Evren'in dıştan kullanılarak ül- kenin Islamileştirilmesı girişimleri.. • Errnenilerin diplomatlanmıza saldınlan.. • Kürtlerin aynlıkçı terörü ve Güneydoğu savaş- lan, PKK.. • Yunanistan'la savaş eşiğine gelen gerilimler.. • 20yıllık savaş ve gerilim ekonomilerinin yol aç- tığı muazzam harcamalar.. • Iç-dış güvenlik konulannın sürekli öncel/k al- ması.. • Veee ekonomik iflaslar... • Bütün bunlann sonucu plansızlık, kalkınmaviz- yonunun ufuktan kaybı.. günlük, günü, iktidar sü- resini kurtarmaya yönelik politikalar.. • Bu günlük politikalara uygun, küçük, çapsızsi- yasi lideıiikler.. • Büyük hortumlamalar.. • Vee çöken, iflas eden Türkiye tablosu... • Bu tablonun yarattığı doğal sonuç: Dışa gide- rek bağımlı, kendi ayaklan üzerinde duramayan, IMF'ye ve diğer ü/kelere yalvar yakar muhtaç bir ülke.. • Dolayısıyla dış baskılara, dış niyetlere, Türki- ye'ye yönelik dış politik alçaklıklara açık bir ülke.. yani güneyde Suriye'nin hainliği... Yunanistan'ın aynlıkçılara desteği... Birçok AB ülkesınin aynlıkçı teröre gizli açık siyasi desteği... "Siyasi çözüm" taleplerinin ortaya çıkması... Bunlann hepsi, Ecevrt'in AB ile bağlan kopar- masından sonra gerçekleşti! • • • AB'ye ret, bütün bu sonuçları doğurdu demryo- rum. Ama bilimsel düşünce, burada güçlü "illiyet bağ- lan" varsa, bunlan en azından araştırmayı öngö- rür. Bilimsel önsezim, ilk yargım şunu söylüyor: 1) Eğer AB üyeliği reddedilmese, süreç o za- mandan başlasaydı, yukanda saydığımız olaylann önemli bir kısmını Türkiye yaşamazdı! 2) Türkiye ve yurttaşlan bugün olduğu yerden kat- bekat daha iyi konumda ve daha mutlu olurdu! Bugün Kopenhag kıstaslan çerçevesinde yaptı- ğımız ve hepsinin yarariı olduğuna inandığım bü- tün reformlan çok çok önceden gerçekleştirecek- tik; aynca AB ekonomik krrterlerine uymak duru-;' munda kalacaktı bütün siyasiler. Babalannın çiftli- ği gibi ülkeyi har vurup harman savuramayacaklar ve bugünkü gibi ülke çökerten hortumlama koşul- lan büyük ölçüde engellenmiş olacaktı. AB ülkeleri, kendi içlerinde, kendi üyesi bir ülke- ye karşı "yabancımuamelesi" yapamayacak, Tür- kiye AB'de söz sahibi olması nedeniyle de aynlık- çı teröre gizli açık destek çıkacak ülke ya olmaya- cak ya da hem sayı hem de destekleri itibanyla mi- nimal düzeyde kalacaktı... Güvenlik sorunu sürek- li birinci gündem maddesi olarak kalmayacak ve kaynaklar kalkınmaya seferber edilebilecekti.. Hem kendi kaynaklanmızı daha akılcı kullanarak hem de AB'den alacağımız desteklerie Türkiye bü- tün yapısal sorunlannı çok önceden çözme şansı- nı yakalayacaktı.. Sonuç olarak, AB ile üyelik ilişkilerini 30 yıl önce başlatmış bir Türkiye'nin, paradoks gibi görünse de "ulusal bakımdan" ekonomik, askeri ve siya- si güçlü bir ülke olma olasılığı... ...Bugünün"ulusal bakımdan", ekonomik vesi- yaseten zayıf, dışa bağımlı ve dış etkilenmelere son derece açık bir ülke konumuna göre... ...bin kat daha fazla olacaktı! öyle değil mi? Salı günü devam: Türkiye hep "AB'yi Bek/eyen Derviş" olarak kalabilir!... obursali« cumhuriyetcom.tr Güneydoğu'da kcamıkla savaş • DhARBAIOR (Cumhum^t) - Diyarbakn- Sağlık Müdürü Dr. Namık Kubat, kızamık hastalığma yakalanan her 100 çocuktan üçünün yaşamını yitirdiğini söyledi. Kubat, Bağlar Sağlık Ocağı'nda Kızamık Aşı Günleri'nin başlaması nedeniyle düzenlenen törende, kızamık hastalığının, Türkiye'de çocuk sağlığı açısından en önemli sorunlardan biri olduğunu ve hastalığın 3-4 yılda bir büyük salgınlara neden olduğunu belirtti. Bu hastalıkla müeadele için başlatılan kampanya kapsamında il genelindekı 9 aylık ve 14 yaş arasındaki yaklaşık 350 bin çocuk aşılanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle