22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2004 PAZAı HABERLER DUIVYADABUGUN ALİ StRMEN 'Çlttçi Oostu' Kim? Sevgili, Son günlerde yaşadığımız kimi olaylar, toplum- daki bütün değer erozyonuna karşın 'Ve/a"nın rıâlâ birsemt ismi olmadığını, zaman zaman ve- fa örneklerine rastlanabildiğini gösteriyor. Değerli aydın politikacı devlet adamı Necdet Uğur'un ardından yazılanlar, değerin bu ortam- da bile önemini koruduğunu gösterdi. DünküCumhuriyet'in 13. sayfasındaki haber- de Sadullah Usumi'nin ölümünün ikinci yılında Cumhuriyetgazetesi, TMMOBZİraat Mühendis- leri Odası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve CHP'nin katıldığı bir törenle anıldığı bildiriliyor- du. Otuz beş yıl öncesinden tanıdığım Sadullah Usumi'nin kimiolaylardolayısıylayaşamımda unu- tulmaz biryeri vardır. Şimdi onları anlatacak de- ğilim, onun herzaman birgörev adamı olarak kal- dığını, gazeteciliğini ve milletvekilliğini aynı bilinç içinde sürdürdüğünü belirtmekle yetineceğim. Sadullah Usumi, parlamento üyesi olmadığı za- man bile "çiftçi dostu" olarak milletin vekili ol- mayı sürdürdü. Dünkü Cumhuriyet'in 13. sayfasındayayımla- nan "Yurda Her Yıl300 Milyon Kilo KaçakEt So- kuluyor" başlıklı 1998 tarihli yazısını okuyanlar, onun konulara ne kadar vakrf olduğunu, altı yıl önceki uyanlan dinlenmediği için nereden nere- ye geldiğimizi çok güzel gözler önüne serdiğini görmüşlerdir. • • • Bu türtörenler beni hem sevindiriyor, hem de hüzünlendiriyor. öyleya, bu değerli insanların ar- dından ağıt yakacak yerde, sağlıklarında, onur- la, sabırla, alçakgönüllülükle sürdürdükleri ça- balarının değerlerini onları yitirmeden önce vur- gulamak daha yerinde olmaz mı? Sanıyorum Sadullah Bey sağlığında bu türya- zılarla karşılaşmıştır. Hiç değilse bir tanesiyle karşılaştığını ve büyük çabaları yanında hiç de fazla önem taşımayan, ama çalışmalarına hay- ranlığı dile getiren bu yazıdan duygulandığını bi- liyorum. Sadullah Usumi için gazetecilikdemilletvekil- liği de aynı çabanın iki yüzüydü: Halkın sorun- larını dile getirme ve çözüm arama. Nasıl ki, gazeteciliği dolayısıyla sahip olduğu ifade özgürlüğünü kendi öz malı değil de halkın özgürlüğünün bir parçası olarak kullandıysa, Usumi milletvekilliğini de bir paye değil, bir mis- yon olarak görmüştür hep. Parlamentodayken çrftçinrn sorunlarını Mec- lis kürsüsünden dile getirir, öneriler sunarken daha sonra da aynı şeyi Cumhuriyet'teki kürsü- sünden haykırmış, çözümler aramış, önermişti. • • • Cenab Şahabeddin "Fazla alçakgönüllü ol- ma, insanlarakıllıdeğildirier, anlamazlar"der. Ça- lışkanlığı, fedakârlığı, sevecenliği ölçüsünde al- çakgönüllü olan Usumi'nin çalışmalan, hem ta- rım kesiminin öncüleri, hem de Cumhuriyet'in okurları tarafından gayet iyi anlaşılmıştır. Nüfusunun çok önemli bir kesimi, henüz ye- terli üretkenlikten çok uzaktaki tarım kesiminde olan Türkiye'de yıllardır yanlış tarım politikaları uygulanmıştır. Süleyman Demirel döneminde, oy deposu olan tarımsal kesime, başka kesimlerin zaranna kaynak aktarılırken sürdürülebilir kalkınmanın temelinioluşturabilecek, sürdürülebilir, üretken- liği arttırıcı tanm politikaları uygulanrnamış, po- pülizmle yetinilmiştir. Şimdi ise ABD ve AB kendi tarım kesimlerini desteklerken tarımı rekabete açmak adına, tam tersi biryol tutulmakta, ondan da birincisi kadar zararlı sonuçlar elde edilmektedir. Birkaç yıldır Türkiye'nin tarım sorunlan siyasi arenada hemen hemen hiç dile getirilmiyor, var olan sorunların üstü örtülüyor. AB'ye üyelik sürecinde tarımın sorunlan daha da büyüyecek, daha da önem kazanacaktır. Işin daha korkuncu, tam bu dönemde iktisat (akültelerinde tarım ekonomisi dersleri de kal- dırılmış durumda. Akıl alır gibi değil! • • • Sadullah Usumi böyle bir ortamda, tarım so- ojnlarını sürekli göndeme getirip çareler arayan Dir "çiftçi dostu" idi. Unutmayalım çiftçinin dostu tüm milletin, tüm nalkın dostudur. Türkiye'de, basının işlevini tam olarak yerine getirebilmesi için, bu sorunlan salt popülist söy- emlerle öne sürmek değil, Sadullah Usumi gibi Diddi araştırmalarla gündeme getirmek zorun- dadır. Kısacası, yeni Sadullah Usumi'lere ihtiyacımız /ar. 0 büyük birikime sahip bir kişiyi bugünden /arına ortaya çıkaramazsınız. Ama o yola vakit geçirmeden koyulmada yarar, yararın ötesinde :aruret var. Tekrarediyorum, çiftçinin dostu hepimizin dos- udur. asirmen@cumhuriyet.com.tr Senazeler toprağa verîldi • İstanbuJ Haber Servisi - Tokat'ın Yağmuriu beldesinde güvenlik güçleriyle DHKP-C militanJan arasında çıkan çatışmada, yaşamlartnı yitiren Devrim Ağırrnan, Sebahattin Yavuz ve Mustafa Işeri, Küçükarmutlu'da gerçekleştirilen cenaze töreninin ardından Gaziosmanpaşa'daki Cebeci Mezarlığı'nda toprağa verildi. Pir Sultan AbdaJ Kültür Derneği Sanyer Şubesi'ne bağlı Boğaziçi Cemevi'nde toplanan yaklaşık bin •dşılik topluluk sık sık slogan arttı. Cemevinde Jüzenlenen dini törenin ardından omuzlara alınan tabutlar, binlerce polisin konuşlandınldığı Küçükarmutlu sokakJannda gezdirildi. Otobüs /e özel araçlardan oJuştumlan kortej eşliğinde Tebeci Mezarhğı 'na götürüJen Ağırman, Yavuz /e Işeri'nin cenazeleri, ağıtlar, alkışlar ve ıılgıtlar eşliğjnde toprağa verildi. Başbakan Erdoğan'm, 'yasamanın, yargı ve yürütmenin önünde geldiği' sözleri tepki yarattı 'Demokrasiyikavrayamadı' Erdogan'ın sözlerine tepki yağdı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'm, " Yasama,yargıve yürütmenin önün- de geür" yönündeki sözleri tepki ya- rattı. CHP Genel Başkan Yardımcısı CevdetSelvi Erdoğan'm demokrasi- yi tam anlamıyla kavrayamadığını belirterek "Sayın Başbakan, olaylan sapürarakyenisorunlaraçmakta ken- disi öncüJük vapmaktadır" dedi. Erdoğan'ın önceki günkü grup top- lantısmda, "Yasama,vüriitmeve yar- gtdanöndegefir" dıye konuşması tep- ki çektı. CHP'li Cevdet Selvi, bu ifa- denin Erdoğan'm demokrasiyi tam olarak özümseyemediğini gösterdi- ğini söyledi. Başbakan'ınyanlışlan- nın çok pahalıya mal olduğuna dik- • CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, Başbakan'ın yanlışlannm çok pahalıya mal olduğuna dikkat çekerken CHP MYK üyesi Özyürek ise "Bu ifade anayasamızı bilmemek ve hukuka saygı duymamanın bir sonucudur" dedi. Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya da yasama, yürütme ve yargınm birbirlerine üstünlüklerinin soz konusu olmadığını vurguladı. kat çeken Selvi, şöyle konuştu: "Kuv- vetler aynrru, her birimin görevini en iyi şekildeyapmasL yetki ve sonunlu- hıklannıneşitdüzeydeolmasıdemek- tir. Sayın Başbakan'ın demokrasiyi kavramamış olması, olayı kendine münhasır yorumlamia sürdürmeye çalışması Türkiye'nin başına geldiği günden beri gereksiz sorunlar açıl- masına neden obnaktadır." CHP MYK Üyesi Mustafa Özyü- rek. anayasanın kuvvetler ayrımına dayalı bir sistem öngördüğüne işaret ederek, "Yürütme, yargı ve yasama eşit konumdadır. Biri birinin önün- dediryaklaşuıııson dereceyanhşür.Bu ifade anayasamızı bilmemek ve hu- kuka saygı duymamanın bir sonucu- dur" dedi. Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, TBMM'nın yeni yasama yıhna başlaması nedeniyle verilen kokteylde. gazetecilerin Başbakan'ın bu sözierini sormalan üzerine, "Öy- le dememiştir. Yasama, yürütme ve yargmmsahalanayn ayndır.Hepsi de kendi sahasında tam yetkili çalışır. Birbirierinden üstünlüklerisözkonu- su değUdir" dedi. Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün, dün par- tili il başkanlan ve il müfettişleri top- lanhsında. Başbakan'ın ifadesını *isa- betsiz" diye değerlendirdi. Anayasa- ya göre her üç kuvvetin birbirinden bağımsız olduğunu anlatan Esengün, "Birinin diğerine üstünlüğu ve önce- Bği yoktur ve olmamahdır" diye ko- nuştu. Cephanelik gibi komyonet PKK katliaım İstikJal Caddesi'ndeki yüriiyüşte; "Mimarhk gelecektir", "Çağdaşhk için mimarhk" gibi sloganlar kuüanan mimariann. yurdun de- ğişik böigelerindeki mimarlar odası şubelerinin ba>Taklaruu da taşımalan dikkat çekti. (Fotoğraflar: ALP K A G A N ACÂR) Memurlardan uyanyürüyüşü Kente ve çevreyesaygı gösterilmesi için Tünel'de bir arayagelen grup, mimarsız ve plansız yapılaşmanın Türkiye 'yi kimlik ve çevre erezyonuna sürüklediğini vurguladı Istanbui Haber Servisi - Tür- kiye'nin hemen tüm bölgele- rinden gelen mimarlar, Türki- ye'de mimarbğa saygı" için yü- rüdüler. Aralannda mimar be- lediye başkanlannm da bulun- duğu çok sayıda mimar; "Mi- marlık uygarhkör, mimarhğı dışlamak uygaruktan uzaklaş- makör"diyerek Tünel'den Tak- sim'e kadar yürüdüler. Mimarlar Odası kuruluşunun 50. yıhnı kutluyor. "4 Eldm Dünya Mimarük Günü" için düzenlenen etkinlikler içerisin- de dün de Istanbul'da bir yürü- yüş düzenJeyenMimarlar Oda- sı, kamuoyunun ve ilgililerin dikkatini "Türkiye'ninyeniden mimarukla buluşmasına" çekı- yor. Dünya MimarlıkGünü'nde ve Mimarlar Odası"nın 50. yı- lında, aynı yürüyüşle birlikte "Türkiye Mimarlar Bildirge- sTni de ılan eden oda yetkilıle- ri, özellikle son yıllardaki *mi- marsız ve plansız yapdaşmaya gösterflenhoşgörünün ülke>ige- rfletecegini'' belirttiler. Yaşanmaz kentler gelryor Bildirgeye göre ülkenin he- men tüm kentlerindeki kimlik ve çe\Te erozyonunu yaratan nedenler arasında, mımarlığa gereken önemin ve saygının gösterilmediği imar politıkala- n başta geliyor. Bunun yanı sıra özellikle son depremlenn ardından, mimar- lık kültürü ile yapı kültürü ara- smdaki tarihsel Ûişkinin kopa- nldığına dikkat çeken mimar- lar. bugidişin ülkeyı daha da ya- şanmaz kentlere sürükJeyece- ğüıi anımsatmak üzere, 50 yıl- dan sonra ilk kez topluca yürü- düler. Yürüyüşün sonunda, Tak- sim'deki Cumhuriyet Anıtı önünde mimarlara ve izleyen- lere bir konuşma yapan Mimar- lar Odası Genel Başkanı Ok- tay Ekinci. Türk Ceza Kanu- nu'nda kente ve çevreye karşı işlenen suçlar için düzenlenen maddelerin 2 yıl ertelenmesini de eleştirerek şunlan söyledi: "Yaşadığıınız kentier ve ülke- miz, tarih bo>ıınca düm a>"a mi- marhk dersi veren birikünlerle dolu.Ancakşimdiise bu zengin- ligimiayok etmevanşmdaoldu- ğumuz gibi. çağdaş mimarhğı- nuzı da hızJa dışlryoruz ve nıi- marsızlığı imar düzeni haline getiriyoruz. Bu süreç toplumsal vesiyasal>ozlasmanında besle- >idsioktuğundanmimarlarola- rak tüm ülkeyeve ulusa mimar- hğa sahip çıİalması çağnsuıda buJunuyoruz." Yürüyüşe katılan mimarlar, ellerindeki dövizleri ve Mimar- lar Odası çelengini Cumhuriyet Anıtı 'nakoydu. - önlendî\AN/tSTANBUL (Cumhuriyet) - Van'da düzenlenen operasyonda, terör örgütü PKK' KONGRA GEL'e ait, yaklaşık 48 kilo C-4 tipi bomba yükJü bir kamyo- net ele geçirildi. Örgüt militanlannın kent merkezin- de eylem hazırlığında olduğu açıklandı. Istanbul'da da terör örgütünün sansasyonel eylemlerde bulunmak Grup Yorum'un 82 kişinin bırakılması için başlattığı kampanya Ankara'da sona erecek Adalet için türkü söyleyecekler lstanbul Haber Servisi - Muhalif müzi- ğin sesi Grup Yorum'un, nisan ayında düzenlenen operasyonlarda tutuklanan 82 kişinin serbest bırakılması için baş- lattığı "Adalet için türkü söylüyoruz" kampanyası, yann Ankara'da sona ere- cek. Çeşitli sivil toplum örgütleri ve Grup Yorum elemanlan. bu akşam saat 17.00'de Okmeydanı'ndakı Fatma Girik Parkı'ndan otobüslerle yola çıkacak. Grup Yorum, 1 Eylül'de Ankara'da, ni- san ayında düzenlenen operasyonlarla tutuklanan ve aralannda elemanlan Ali Araa, Muharrem Cengiz ve Korsakoff hastası İhsan CibeHk'in de bulunduğu 82 kişinin serbest bırakılması için bir kampanya başlattı. Ümraniye, Pendik, Esenyurt, Bahçelievler, Yenibosna, Esenler, Bağcılar, Altınşehir, tkitelli, Gazi Mahallesi, Okmeydanı, Küçük Ar- mutlu, Çağlayan, Sangazi ve Sefaköy'de konserler düzenledi. Grup, kampanya kapsamındaki son konserlerini ise "Tür- küJer susmaz, halaylar sürer. Sahte bet- gelerle tutuklananlar serbest bırakılsın" slogamyla Adalet Bakanlığı önünde ve- recek. üzere gönderdiği 1 ör- güt üyesi yakalandı. Örgüt üyesi ile birlikte gösterilen yerlerde ya- pılan aramalarda 5 kilo 695 gram ağırhğında C-4 patlayıcı madde ele geçirildi. Van Em- niyet Müdürlüğü Te- rörle Mücadele Şubesı ekiplerinin yaptığı ça- lışmalar sonucu PKK'KONGRA- GEL'e ait olduğu belir- tilen Fevzi K. yöneti- mındeki kamyonet, Gürpınar Polis Kontrol Noktası'nda durdurul- du. Araçta yapılan aramada, özel bölme- lerde 47 kilo 796 gram C-4 tipi bomba ile 3 bin 103 adet Kalaşni- kof marka silaha ait mermi, 169 adet sa- vunma tipi el bombası, bomba düzeneğinde kullanılan 1 kol saati ve 1 cep telefonu ele geçirildi. Almanya Çürükkaya tutuklandı TUNCELÎ (Cumhuri- j«t)-EskıPKKMerkez Komitesi üyelerinden "ft; Süleyman" kodad- lı SairÇürükkaya nın Almanya'nın Bremen kentüıde tutuklandığı ögrenıldi. 1991'deÇu- kurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenciy- ken örgüte katılan ve merkez komite üyeliği iJe Diyarbakır asİceri kanat soruınluluğu gö- revlerini üstlenen Çü- rükkaya, 2000 yılında örgüt içinde Abduflah Ocalan a muhalif kana- dın bderi oldu. Çürük- kaya'nın 30 Eylül'de Hamburg'da gözaltına alındığı ve Bremen'de çıkanldığı mahkemece tutuklanarak tek kişilik hücreye konulduğu öğ- renildı. Yetkililer, kent merke- zinde eylem hazırhğı içinde olan PKK'KONGRA GEL'e ait kamyonetteki düze- — — neğin etkisiz hale getirildiğini ve sürücünün gözaltma alındığını açıkladılar. Istanbul'da operasyon Öte yandan lstanbul Terörie Mücadele Şube Müdür- lüğü'nden yapılan açıklamada, Istihbarat Şube Mü- dürlüğü ile sürdürülen koordineli çaüşmalar sonucu, PKK/KONGRA GEL terör örgütünün ülke sınırlan içindeki kamplannda siyasi ve askeri eğitim aldıktan sonra sansasyonel eylemlerde bulunmak üzere Istan- bul'a gönderildiği belirlenen 1 örgüt üyesinin yaka- landığı bildirildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyetcom.tr Edvard Şevardnadze, Gürcistan'ın yakın tarıhindeki en önemli Gürcü si- yasetçisiydi. Sovyetler Bırliği dağıl- madan önce Sovyetler Birliği Komü- nist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesiydi, aynı zamanda dışişle- ri bakanıydı. Sovyetlerin barışçı birşe- kilde dağılmasında Mihail Gorbaçov kadar rolü olduğu söyleniyordu. Rus- lar ona "san şeytan" adını takmışlar- dı. Şevardnadze'nin büyük bir kitlesel ayaklanmayla devrilmesınden sonra devlet başkanlığına gelen Mihail Sa- akaşvili, Batı'yayakınlığıylatanınıyor. N/tekim, yönetıme gelmesinden son- ra yönünü ABD'ye ve AB'ye çevirdi. Gürcistan'daki Rus askerlerinin bir an öncegeri çekilmesini ıstedi. Görüşme- miz sırasında da Rus askerlerinin çe- kilmesini istediklerini açıkça belirtti. Kafkaslar Rusya'nın çok önem ver- diği bir bölge. Petrol yatakları nede- niyle buradaki egemenliğini sürdür- mek istiyor. Yakın tarihe kadar bura- Stalin'in Küçük Heykelcikleri daki hegemonyası dasürdü. Bölgesel kargasalıklar Rusya'nın müdahaleleri için elverişli bir zemin hazırlıyor. Gür- cistan'ın Güney Osetya bölgesinde zaman zaman bombalar patlıyor, su- ikastlar yapılıyor. Diğer azınlıklar için- de de ayrıiık eğilımi olduğunu biliyo- ruz. Saakaşvıli'nın Batı'yla ışbirliğini esas alan siyaseti ve "Rus askeriniistemi- yoruz" demesi, Rusya'daki yönetimi çok kızdırıyor. Saakaşvıli'nın bir ABD ajanı olduğunu dile getiriyorlar. Biran- lamda bu süreç bölgedeki Rusya'nın varlığını tehdıt ediyor, bundan hiç hoş- lanmıyorlar. Saakaşvilı ise yoksulluk içindeki Gürcistan'ı ekonomikaçıdan gelıştirebilmekamacıyla Batı yardım- lanna güveniyor. Çünkü Gürcistan do- ğal kaynakları zengin olmayan, sana- yisi olmayan bir ülke. Kalkınmak için yardıma çok muhtaç. Saakaşvili ve ekibi, Rusya yerine Batı'yı tercih edi- yor. Ancak bu bölgede Rusya'ya ka- fa tutmak kolay değil ve riskli. Çünkü Rusya, bölgedeki geleneksel ege- menliği nedeniyle Gürcistan'ın iç is- tikrannı bozabilir, kargaşalık çıkara- bilir. Bu sürecin nasıl gelişeceğini gö- receğiz. • • • Kaldığımız otelin lobisinde satış re- yonunda çalışan genç bir kadınla soh- bet ediyoruz. Saakaşvıli'yi çok beğen- diğini ve desteklediğini söylüyor. Ona bir umut olarak baktığı belli. îngılizce öğretmenliği, spor öğretmenliği gibi birçok özelliği olmasına rağmen bir otelin satış reyonunda çalışmayı ne- den tercih ettiğini sorduğumda, "Ma- aşlarçok dûşük" diyor. Buradaki ma- aşını sordum, aylık 100 Gürcistan La- risı olduğunu söyledi. Türk parasıyla 85 milyon lıra ediyor. Bu parayla ge- çinip geçinemediğini sorduğumda, "Ailemin desteğiolmasageçinemem° cevabını verdi. Emekliler 14 Lari aylık alıyormuş. Türk parasıyla 10 milyon li- ra dolayında. Insanlann hayatlannı nasıl sürdürdü- ğünü merak ettim. Aile içinde çok cid- di bir dayanışma olduğunu söylediler. örneğin aileden birısi bir yabancı şir- kette çalışıp 500-1000 dolar aylık ala- biliyormuş. Ya da ev sahipleri zengin mahallelerindeki evlennı dolar karşılı- ğı kiraya veriyormuş. Gürcistan, yok- sul bir ülke, ancak Tiflis'in sokakların- da insanlar bakımlı, kadınlar güzel ve temiz pak gıyiniyorlar. Bir sefalet man- zarası yok. Son yönetım değişıkliğiy- le birlikte umutlan artmış. Türkler, Gür- cistan'ın en önemli ticari partnerlerin- den. Türkiye'nin bu ülke ile dış ticaret hacmi 2003 yılında 426 milyon dolar. Bu yıl 1 milyar dolar hedefleniyor. ABD ve Ingiltere'den sonra Türkiye en bü- yük üçüncü yatırımcı ülke durumun- da Tiflis'in ünlü Rustaveli Caddesı'nde yürüyoruz. Bol bol kitap satılan bu caddedeki hediyelik eşyalararasında Stalin heykelciği dikkatimi çekti. Da- ha sonra birçok yerdedahaStalin hey- kelciklerini gördüm. Stalin'in Gürcü olduğunu biliyoruz. Ancak, Sovyet re- jiminden çok acı çektiklerini düşünen Gürcüler neden bu rejimin en sert uy- gulamacısını seviyorlardı? Gürcülerin bu soruya şöyle cevap verdiklerini öğ- rendim: "Sovyet rejimi kötüydü, ama Stalin kötü değildi. O iyi biryöneticiy- di." Bunu herhalde Gürcü milliyetçili- ğiyle açıklamak mümkün. Sovyetler'in kaderine 30 yıldan fazla hükmeden bir liderin Gürcü olması onları gurur- landrnyor olmalı. Stalin'in Gürcistan'dasevı'liyorolma- sı anlaşılır bir şey. Peki Türkiye'de ba- zı sol gruplar tarafından sevilıyor ol- masını nasıl açıklamalı? Bu soruya buradan cevap vermek kolay değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle