17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2004 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EYET / HAYIR OKTAY AKBAL Adam Aramak Derken... öneml olan yaşadığımız curcuna içinde "adam" aramaktı. bir değil, bırçok "adam"... Yani toplum- da umut yyandıran, Atatürk ilkelerine, devrimine sahip çıkarak, içine gömülmekte olduğumuz geri- cılik batağına saplanmamızı önleyecek adamlar, insanlar, liderier, öncüler!.. Oysa, yine, kimileri içlerindeki duygulan tutama- mışlar. Derier ki 'Baykal'la hiçbir iş olmaz, Cem'le anlaşmaian bir şeye yaramaz! Vaktiyle şunu yap- tı, bunu etti, seçimde CHP'yi yenilgiye sürükledi, şimdi kalkmış onu 'adam' sayıyorsunuz, öncü, ön- der olmasını istiyorsunuz... Mersin'den bir okur Tuğrul Tol yazıyor: "Baykal acaba ak!ı ve ulusalcılığı mı savunuyor? Adam gi- bi adamlann öpünü tıkayan gerçekte Baykal de- ğil mi? Attan Öymen tam bir sempati yakalamış- ken CHP'yi entrika ile ele geçiren Baykal değil mi?" Işçi Partisi Genel Sekreteri M. Bedri Gürtekin de "Tutumumuz açık ve nettir. Milli Demokratik Dev- rimimizin tarihimizin içinden çıkmış programı ola- rak 6 Ok temelinde bütün ulusal güçleri birleştir- mekpartımizin hedefidir. Sayın Baykal ve CHP bu , yönde bir irade ortaya koyduğu zaman sadece memnuniyet duyanz ve böyle bir gelişmeyi kendi başanmız sayanz" diyor. Eski CHP milletvekillerinden dostum Rahmi Ku- maş gönderdiği yazıda: "Baykal ve Cem çoktan siyaset düzleminin dışına çıkmış olmalıydılar. Ken- dileri bunu beceremeyince halk onları becermiş- tir" dedıkten sonra şunları ekliyor "Solu toparlayacak kişi güzel konuşan, eylem- lenyle konuşmalarına inandıncılık veren, Atatürk, Inönü çizgisini günümüze uyartayacak yetenekte, geçmişiyle solda birikimi olduğunu kanıtlayan bir halk çocuğu olacaktır." Benim de beklediğım 'adam' böyle biri, ama nerde? Biryerlerde mi saklanıyor? Yoksa yetişmiş değerli insanlanmız politikaya girmekten mi korku- yor? Ya da yollan mı engellenıyor? Neyse yazıma değişik yorum yapan okuriar da oldu. Telefonda bir bayan okur nerdeyse ağlaya- rak, bir Atatürk birlıkteliğinin kaçınılmaz olduğunu, böyle bir görüşü ortaya attığım ıçin teşekkür etti- ğini söyledi. Daha başkalan da var. Ama en ilginci Keban'ın Baymdır köyünden Hasan Basri Bu- lut'un faksla yolladığı kısa mektup: "Ben Cumhuriyet çocuğuyum. 'Cumhuriyet' okuyorum. Gazetemi itina ile biriktiriyorum. Çün- kü bu benim kazancım, tarihim. Bugünkü Cum- huriyet gazetesinde 'Adam Arıyorum' başlıklı ya- zınızı okudum. Yazınızı keseceğim, camlandınp laik Cumhuriyet Atatürk köşesine asacağım. Size saygılar sunanm." Işte öyle anlayan var, böyle anlayan var! Benim istediğim Türkiye'de gericiliğe, irtica heveslılerine, ülkeyi AB'nin, ABD'nin isteklerine boyun eğerek, Fethullah Hoca'nın dilediği gibi, yavaş yavaş şe- riat devletini kurmaya giden bir akışın önlenmesı... Kiminle olurseTOİsun, Baykal'la, Cem'le. Karayal- çın'la, Ecevit'le, Perinçek le. SarıgüTle, hatta DYP'yle, MHP'yle, ANAP'la tüm ötekı partilerie... 2007'ye iki yıl var. AB'nin istediği gibi seçim kon- tenjanı yüzde 10'dan yüzde 5'e indirilmezse, baş- ta CHP ve liden önce parti içinde sağlam bir bir- liktelik ve dayanışma kuramazsa; demokrasi yan- lısı partilerle gerçek bir işbirliği, cephe ortaklığı oluşturamazsa; iyi bilelim, AKP ve Tayyip Bey ta- kımı, TBMM'de bir kez daha çoğunluğu elde eder! Ne mi olur sonra? Cumhurbaşkanlığına Tayyip Er- doğan seçilir. Anayasa Mahkemesi de, Danıştay da, YÖK de, Yargıtay da, üniversiteler de bambaşka birçizgiyegetırilir!.. Böyle bir Türkiye'de yaşamak ister mısiniz? Is- temezsenız, bir kez daha söyleyeyim, elimizi ça- buk tutalım, aklımızı başımıza alalım... ARDAHAN SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo:2001 125 Mıras buakanlar Ardahan ılı merkez Alagöz köyü cılt: 4, hane: 64'te kayıtlı ıken 02 11.1955 tarihinde vefat eden 1301 d lu Muhlise Kaya ve aynı yer nüfu- suna kayıtlı iken 15.05.1976"da vefat eden Mansur oğlu Mıihlıse'den olma Ismaıl Kaya'nın miras şırketı- ne temsılci olarak atanması ıçin davacı Ükser Kaya tarafından hasımsız olarak mahkemeınıze açılan mi- ras şirketıne mümessıl tayıni davasının yapılan yargı- laması sırasında venlen ara karar uyannca; Murıs Şükrü ve Anahamm'dan olma 1301 d.lu Muhlise Kaya'nın 19 12 19"9 tarihinde vefat eden mırasçı oğluAbdullah Kayanın 25.10.1999 tarihinde vefat eden mirasçı oğlu Örhan Kaya'nın sag eşi Is- maıl kızı Ayşe'den olma 1953 d.lu mırasçı GüJer Ka- ya'nın tüm araştırmalara rağmen adresi tespit edile- mediğinden 26.10.2004 günü saat 09.00'da bizzat Ar- dahan Sulh Hukuk Mahkeme Salonu'nda hazır bu- lunması veya kendılenni bir vekılle temsil ettirmesi aksi takdırde davacı Üsker Kaya'nın murisler Muhli- se Kaya ve Ismail Kaya'nın mıras şirketine mümessil atanmasını kabul etmış sayılacağı. duruşmalara yok- luğunda devam edilip karar verileceği. dava dılekçesi. meşruhatlı duruşma gününü bıldırır davetiye yerine kaım olmak üzere ılan olunur Basın: 46644 Bilim Tarihinde Acı Sayfalar... İnsanlık çok acı ve karanlık yollardan geçerek bugünlere ulaştı. Bilimin aydınlığını sürekli ve etkili kılabilmek için, kendi karanlığımızı ve bilim yıldızlanmızı hiç unutmadan, gelişmenin ancak öz iç dinamiklerimize dayandığında ve itici gücünü oradan aldığında bizi yannlara taşıyacağını bilmeliyiz. AhmetBAYEVDIR B ilimin gelişim sürecıne yapa- cağımız kısa biryolculuk biz- leri dinsel bağnazlığın kör kuyulannda yitip giden bin- lerce yıldızla karşılaştınr. Her dönem bağnazhğının yapısal ve kuramsal açıdan farklılığına karşın temel olgu 'dog- matiklik' sürekli korunmuştur. Kesin ve mutlak bilgi iktidar sahiplerinin elınde ak- lın ve bilimin şüphecılığini boğup insan- lığa büyük acılar yaşatmıştı. Bizim bilim taribimizde de bu acılann binlercesine ta- nık olunur. Batı'dan ve bizden yitip giden bilim yıl- dızlannın birkaçının portrelerinden bir kolaj yaptık. Ortaya çıkan resmin hüznü- nü ve görkemini paylaşalım istedik: a) Giordano Bruno: Italyan düşünür ve bilim adamıdır. Dinsel ve dogmatik 'ev- ren' kuramına karşı çıktığı ıçin 1600 yı- lında Roma'da dıri din yakılrruştır. Bilim tarihinin öncü ve önder saydığı bir kişilik- tir. Yakıldığı yerde bugün heykeli dikili- dir. b) Nadajh San Abdurrahman Hoca: 1s- tanbul'da Behram Kethüda Medresesı'nde müderrislik yapan bir bilgüıdi. 'Evrenin sonsuziuğuna ve bu evrende doğa yasala- n dışında olayiar olmayacağına* ınamyor- du. Bu inancından dolayı zındıklığına hük- medildi. 1602yılındadivanıhümayun'da 'şemşir-ı şeriar'la (şeriat kılıcı) boynu vu- rularak idam edildi. (Bruno'nun adının yaygınlığına karşın Abdurrahman Ho- ca'nın adıru sanını bilen yok gibi.) c) GaMleo: Bilim dünyasının unutulmaz gerçek bir öncüsüdür. "Göziem ve deney- lerden çıkan sonuçlarla doğadaki değiş- mez yasalan bubna yöntemi' bilımde mey- dana getirdiği en büyük devrimdir. Engı- zisyon'da yargılanmış, yaşamının son yıl- lannı zindanda kör olarak geçirmiştir. B. Russell: "Galileo, büyük İtalyanlann so- nuncusu oldu" diyor. d) MoUa Lütfi: Şaka ve mizaha düşkün bu seçkin bilim insanımız, birkaç dil bilen, hem dini hem de pozitif bilimlerde kahcı eserler bırakan bir bilim şehıdımizdir. Iç- tenlikli bir Müslüman olan Molla Lütfi, derslerinde dinin daha çok vicdani ve ru- hi kısımlanna önem vermekteydi. Bu tu- tumu ve felsefeye düşkünlüğü yüzünden yargılanarak 'zındıklığına' hüküm veril- miştir. 1494 yılında Sultanahmet Meyda- nı'nda 'şemşir-4 şeriat'la boynu vurularak idam edihniştir. Yargılanması sırasında sa- vunmalan ve haksız yere öldürülmesi, bil- ginlerin ve halkın üzüntüsüne neden olmuş ve şairler ölümüne birkaç tarih düşürmüş- lerdir. A. Adıvar: "_ Cereyan tara ve sa- vıınmalan bakunından bir dereceye kadar Sokrat trajcdisini andıran bu vaka, Os- manlıTürkryesi'ndeitimvefikiruğruna uğ- ranılan ilk felaket olsa gerektir." e) Lâri Mehmet Efendi: Bilgi ve zekâ- sıyla seçkin bir konumda olan bu kişinin imamlık da yaptığını görüyoruz. Görüş ve düşünceleriyle ateist bir kımlikliliği or- taya çıkıyor. 1665 yılında Parmakkapı'da boynu vurulmuştur. "Kafir Hattryla" ya- zılmış bırçok kitabının bulunduğunu dü- şünürsek, Arapça, Farsça, Türkçenin dı- şında belki de birkaç dil daha bildiğini söyleyebiliriz. Yukanda önemli ve özellikli bulduğu- muz beş bilim insamnın trajedisini gördük. Bu sayryı binlere çıkarmak sanınm olanak- lıdır. Düşünsel ve dinsel özgürlükler için yiten değerleri arunadık bile. Doğrudan bilimsel kimliği olanlan ör- nekledik. Dönem olarak da çok sınırlı bir süre içinde gezindik. Bizim bilim tarihi- mizi yazacaklann daha nice kayıp yıldı- zı, bağnazlığın kör kuyusunda bulacağı- na inancım tamdır. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: İn- sanlık çok acı ve karanlık yollardan geçe- rek bugünlere ulaştı. Bilimin aydınlığını sürekli ve etkili kılabilmek için, kendi ka- ranlığımızı ve bilim yıldızlanmızı hiç unut- madan, gelişmenin ancak öz iç dinamik- lerimize dayandığında ve itici gücünü ora- dan aldığında bizi yannlara taşıyacağını bilmeliyiz. AB'nin Israil - Filistin Sorunu Bilançosu İsrail ve Filistin, banşı hedeflemedikçe banş için arabuluculuk girişimleri başanya ulaşamaz. Inşa edilen Duvar yaşatılabilir bir Filistin Devleti'ni imkânsızlaştınrken, Şeyh Yasin suikastından sonra müzakerelerin asıl muhatabı Arafat'ın hedef gösterilmesi, hem ABD'ye hem de AB'ye biçilen rolün değişmeyeceğini gösteriyor. Mehtap SO YLER Yeditepe B ir AB ıcadı olan "YolHaritası",BM ve Rusya'nın ken- dinden menkul kat- kıları ve ABD'nin Irak buna- lımında (krizinde) uğradığı hayal kınklığını onarmak ama- cıyla Avrupa'ya verdiği ödün sonucunda Şaron ve Ebu Ma- zen tarafından geçen yılın ma- yısında imzalandı. AB, Mad- rid Barış Doruğu'ndan on üç yıl sonra ABD'nin sürdüğü "Ortadoğu Barış Süreci" (ODBS) markalı cipin arka koltuğuna, yanında Filistin Yönetimi, ön koltukta israil ol- mak üzere yerleşti. Fakat ABD temmuz ayında Akabe'de ya- pılan doruğa Şaron, Ebu Ma- zen ve Kral Hüseyin'i davet edip öbür üçlüyü dışlayarak bu dörtlü arabuluculuk inisi- yatifine fiilen el koydu. Son durağın adıru iki devlediçözüm koyan, fakat vanlacak yerin neye benzediğini bildirmek gibi bir amaç taşımayan Yol Haritası başka bir Oslo An- laşması ya da El Halil Proto- kolü haline geldi ve kısa süre sonra işlevsizleşti. Yine önceki anlaşmalar son- rasında olduğu gibi coğrafi ve nüfussal (demografik) den- geleri altüst eden bir haritayı otuz yedi yıldır elinde tutan îs- rail, direksiyonu çoktan Yeşil Hat'tan kınp Filistin yerieşim- lerine doğru çevirmiş durum- da. Artık Şaron ve ABD, tek taraflı aynhna planının ayrın- tılannı tartışıyor. Önce Gaz- Üniversitesi Araştırma Görevlisi zeŞeridi'ni terk etmeyi plan- layan Şaron'un önemli şartıy- sa Gazze'deki Israilli yerle- şimcilerin, yüzde 40'ını ken- dine katmayı planladığı Batı Şeria'yayerleştirilmeleri. Şa- ron'un Gazze'den çekildikten sonra arkasında güçlü bir Ha- mas bırakmayacağını hem is- rail halkına hem de uluslara- rası topluluğa kanıtlama çaba- sının bir sonucu olan Şeyh Ya- sin suikastı ise hahtalı ya da haritasız barış olasılıklarını uzun süre toprağa gömeceğe benziyor. Centilmenler Kulübü'nün Ortak Kınama ve Temennile- ri: 1980VenedıkBıldırısi"yle iki devlet çözümünü ve Filis- tin Kurtuhış örgütü'nün Filis- tin halkının temsilcisi oldu- ğunu savunmasında olduğu gibi gündem ve politika belir- lemede ABD'den daha uzak görüşlü olmuş AB, iş bunlan uygulamaya gelince kurum- laşma sorunlan, "yüksek po- litikalar"ın aşılmazhğı ve ABD ve israil 'in baskısı ne- deniyle kötürümleşiyor. Dış yardım bütçesinin üçte birini ODBS'ye ayıran, süre- ce akıtılan uluslararası yar- dımda açık farkla önde olan ve doğrudan mali yardımıyla Fi- listin Yönetimi'nin halen ayakta kalmasında en önem- li etken olan AB, israil - Fi- listin sorununda kayda değer bir siyasal varlık gösteremiyor. Bu aynı zamanda AB içinde yönetimsel düzlemde ekono- mik bütünleşme-siyasal ay- rışmayla yaşanan şizofreni- nin dış politikada daha çarpı- cı bir şekilde yansıması. AB Ortadoğu'ya ne kadar güçlü ta- rihi, kültürel ve ekonomik bağ- larla bağh olursa olsun ortak dış politika kararlan Bakan- lar Konseyi'nde uzlaşma sağ- lanmadığı sürece ahnamıyor. 15 üye ülkenin ortak dış po- litikada uzlaşması bugüne ka- dar asgari müşterekte olmuş- ken genişlemeden sonra 25 ülkeyle karar uygulamak bir kenara. karar almanın bile na- sıl mümkün olacağı belli de- gil- Ortak bildirilerle kınama ve temenniler iletılirken dış po- litika araçları olan "ortak ey- lemler" özellikle İsrail - Filis- tin sorunu söz konusu oldu- ğunda yok sayılıyor. Batı Şe- ria'yı ve Gazze Şeridi'ni 157'ye bölen denetim nokta- lannın arasındaki Bantustan- lara sıkışan Filistin halkının uzun zamandır Apartheid ko- şullannda yaşamasına karşın AB, 1993 'te Güney Afnka'ya uyguladığı ekonomik yaptın- mı israil'e uygulamıyor. Hatta AB doğrudan yardım- lanyla yapılmış olan yollann, elektrik ve iletişim hatlannın operasyonlar sırasında yok edilmesi halinde bile üst dü- zey eleştirel bildiriler yayrm- lamak dışında bir önlem almı- yor. Aksi halde zaten ABD ve israil tarafından istenmediği oyunda tamamen elenecek. Öte yandan, Batı Şeria'nın il- hak edümesine yol açacak olan ve AB'nin ortak bildiriyle kı- nadığı Duvar'a karşı Ulusla- rarası Adalet Divanı'nda (UAD) açılan davada Filistin- lilere AB'den beklenen des- tek gelmedi. UAD' nin karar vermede yet- kilı olmadığını savunan AB, aksi halde önünü alamayacak- lan ve sonunda gelip onlara dokunacak bir mekanizmayı İsrail aleyhine çalıştırmak is- temedi. Oysa herhangi bir yaptınm gücü olmayan UAD kararla- n, Filistin halkının su kaynak- lanna erişim, tanm, ulaşım, eğitim gibi en temel haklan- nın ihlali olan ve işgal top- raklannı açık cezaevine dö- nüştürmeye başlamış olan Du- var'ın ve çizdiği sınınn meş- ruiyetini hukuksal olarak açık- lığa kavuşrurarak insan hak- lannın garanti altına alınma- sı ıçin uzun vadede önemli kazanımlar sağlayabilir. Hak- lar banşçıl yollardan sağlana- madığı müddetçe Filistin in- tihar saldınlarının artması, her saldınyı Israil'in suikast ope- rasyonlarının izlemesi ve şid- det döngüsünün devam etme- si kaçınılmaz. Kısacası israil ve Filistin, barışı hedeflemedikçe barış için arabuluculuk girişimleri başanya ulaşamaz. Inşa edilen Duvar yaşatıla- bilir bir Filistin Devleti'ni im- kânsızlaştınrken, Şeyh Yasin suikastından sonra müzake- relerin asıl muhatabı Arafat'ın hedef gösterilmesi, hem ABD"ye hem de AB'ye biçi- len rolün değişmeyeceğini gösteriyor. Ikisi de her zaman olduğu gibi çatışma çözümü yerine çatışma yönetimiyle meşgul olacak. PENCERE f Derin Devletin Medyası?.. Bizim medya 'Derin Devlet'ten çok yakınır; 'tür- lü çeşitli' köşe yazarlarının sakız gibi çiğnedikleri konudur bu!.. Kişi özgürlükleri karşısında 'Derin Devlet'] yerden yere vurmak edebiyatı gazetecilik- te balonlu çiklettir, şişirir şişirir patlatırsın... Eskiden 'Derin Devlet' korkutucuydu; ama, AB eğik düzeyinde nereye kaydığı belli olmayan Tür- kiye'de şamar oğlanına döndü... Derin Devlet ne yapar?.. Bu yazının köşe çizgilerini çekmek için bir ara- ba dolusu Derin Devlet marifeti içinde yalnız biri- nin adını vermekle yetineyim: Telefon dinler!.. • Telefon garip bir aygıttır, herif açıp biriyle cilve- leşmeye başlar: - Yavrum benim!.. Karşıdaki: - Kimsiniz, tanıyamadım?.. - Nasıl tanımazsın yavrum?.. - Aaaa.. delinin zoruna bak!.. Ben neden senin yavrun oluyor muşum?.. - Geçen akşam böyle konuşmuyordun ama, se- nin tatlı dilini ısırmıştım... - Deli misin sen?.. Bu kadan yeter, konuşmayı kaydettin mi, al sa- natelevole haberi!.. Ancak, 'İnsan Haklan', anayasa, babayasa, öte- ki kanunlar ve manunlara göre telefon konuşma- lannı dinlemek yasaktır... • Peki, AKP iktidara geçtikten sonra Derin Devlet kimin telefonunu özellikle dinledi?.. Yargıtay Başkanı'nın!.. Inanılacak şey değil!.. Bir devlette üç kuvvet vardır Yasama.. Yürütme.. Yargı... Yargı tümünden de önemli sayılabilir; çünkü bu yolda özdeyiş var: "Adalet mülkün temelidir." AKP'nin 'Dehn Devleti', itin, uğursuzun, mafya- nın, kaçakçının, yasadışının telefonlannı değil, Yar- gıtay Başkanı'nın telefonlannı dinliyor... Cumhurbaşkanı'nın telefonunu da dinliyor mu?.. Bu ne biçim 'Derin Devlet'?.. Peki, yargı gücünün başındaki kişinin telefonu- nu yargı kararı olmadan dinleyen 'Derin Devlet' kaydettiği konuşmalan kimlere sızdırdı?.. Gazetelere.. Medyaya!.. • Peki, Derin Devlet'ten yakınıp demokrasiden ve hukuktan dem vuran medya ne yaptı?.. Derin Devlet ile işbirliği yaptı!.. Yargıtay Başkanf nın kişiliğinde yargıyı vurmak için Derin Devlet'in yasadışı yollardan sağladtğt-hukuk, akıl, delil açısından üç kuruş otuzpara etmeyen- dinleme kayıtlanna dayanarak günlerte süren ya- yınlar yapan medya şimdi ne yapacak?.. Karalamak ıçin seferber olduklan Yargıtay Baş- kanı -üstelik- aklanınca, utanmadılar mı?.. Utanmak da bir erdemdir. ARDAHAN SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2004/127 Davacı Cengiz Topçu vekili Av. Müzeyyen Çıftçi tarafindan hasımsız olarak mahkememize açılan kayyum atanması davasının yapılan du- ruşması sırasında venlen ara karar gereğince; Davalı Ardahan ıli merkez Halilefendi Mahal- lesı nüfusuna kayıtlı Haydar oğlu Maksut De- ğer'ın ya da mırasçılannın 30 gün ıçensinde ila- nın yayımından ıtibaren mahkememize başvur- malan, aksi takdirde Ardahan ıli merkez Kara- göl Mahallesı 16 ada 31 nolu parsel ve 17 ada 15 ve 16 nolu parseller hakkındaki paylaşım da- vasında 3561 sayılı yasa gereğince hıssesine ıl defterdarının kayyum olarak atanacağı hususu ilan olunur. Basın: 46647 ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No 2004 435 Karar No: 2004/623 Hâkım: Kemal Güzel 20998 Kâtıp: Zarif Nalbantoğlu Mahkememize ait 2004 435 Esas 2004/623 Ka- rar sayılı 16 6.2004 tarıhli ilam ile, Istanbul. Zey- tinburnu, Telsiz, cılt no: 9, hane no: 233'te kayıtlı bulunan Dursun Ali ve Nezahat'tan obna 1985 d lu Sına Doğan'ın vesayet altına alınarak kendısine Erzıncan, Refahiye, Aydoğan, cilt no: 0105, aile sı- ra no 00029, sıra no: 0077'de kayıtlı Hilmi ve Me- lahat'tan olma 1966 d.lu Gülçin Doğan vasi tayin edihniştir. 16 6.2004 Basın: 46834 4000 hupontuk harteiatnızcum Lstecudlnlz aömledi seçUı, sizin için bter tevgi meicduuzı uahcLHna, ceoine, tncuxşetine ucLzcdun. Jrâteneniz o özet inJancn bağ narflerinaen nol ailâmeleri uapatım. .^Tuaknakıntza uuaun hemerinlz mi uonf ^Muanhabıtarınuı ini aün . 1 J. I û. dJ 0 I . / / A ÛI nuJcutr edelun, Jıze en Liucunlu kemerı uarcualun.^y*rmaç özaUruih // II I I ve özallntükie, sizin için uapacadunız o hacLzr çoh Şeu var ki... odvantag* + • • Gallerla a.v.m dgr 374. 34710 Ataköy / istanbul Tel <0 212) 560 88 95 Faks: (0 212) 560 39 26 vvww.rovalbreed.com • [email protected] 11 ıııanvıızı e edinl \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle