Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19EKİM2004SALI
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
SAHNEDEIM AYŞEGÜL YÜKSEL
Resital tadında performansSeyirci sıralanna doğru hafif eğimli, dik-
dörtgen bir platformu aydınlatan donuk be-
yaz ışık altında bir rolden ötekine, bir gerçek-
lik düzlemınden bir başkasırıa geçerek devı-
nen, sıyah gıysili üç oyuncu.
Platformun bittiği noktada yükselen bir fon
perdesi. Perdenin gerisindeki varlığı zaman
zaman -ışık değişimiyle- görsel düzeyde de
belirginleşen siyah tuvaletli bir piyanistin
parmaklaraıdan dökülen miLzik.
Donuk bir 'siyah-beyaz'lıkta oluşturulmuş
sahne fotoğrafında, ışık-söz-mimik-jest-ko-
reografi-piyano müzıği-şarkı etmenlerinüı
bütünlediği bir devinim...
Yönetmen Mustafa Avkmuı. DTCF Tiyat-
ro Bölümü'nü bıtırdığınden bu yana Paris'te
yaşayan ve tıyatro için üreten AB thsan Ka-
leci'nin 'Schubert ve Şevki Bey' adlı oyunu-
nu Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahneler-
ken işte böyle bir yaklaşım uygulamış. Tiyat-
royu tiyatro yapan tüm öğelerin etkin bir bir-
liktelik ıçinde devindiği total (bütüncül) per-
formans' anlayışıru yetkinlikle yaşama geçir-
mış.
Romantllc duyarlılık
Görsel ve işıtsel düzeyde 'düş' ile 'gerçek'
arasında gidip gelen oyunun içeriği, soyutla-
maya dayalı bir sahne anlatımı gerektiriyor.
Çünkü karakterlerin eylemi baglamında adım
adım gelişen bir öykü yok sahnede. 'Schu-
bert ve Şevki Bey* romantik duyarlılığın an-
latımına adanmış bir metin. Doğumdan ölü-
me giden yaşam yolculuğu boyunca, evrenin
gizemıni 'sezinleme' ve kendı içindekı 'tan-
nsalhğı' yakalama çabası içinde doğaya ve
aşka kenetlenen. kendini toplumdan soyutla-
mış, içe dönük bireyin duygular ve sezgiler
düzleminde yaşadığı hüzünlü ve tutkulu se-
rüvenini dile getiriyor.
Bu serüven, dünyamızda gerçekten de ya-
şamış, ama biri doğduğunda öteki çoktan öl-
müş olan, dahası farklı coğrafyalarda ve kül-
türlerde yaşadıklan için farklı duyarhlıklar-
la yetişmiş iki büyük sanatçının sahnede kar-
şı karşıya getirilmesiyle oluşuyor.
Oyunun kahramanlanndan biri Batı müzi-
ğinin romantik döneminin dervlerinden Franz
Schubert, öteki de usta işi bestelerini Haa Arif
Bey'in Tiirkmüziğinde oluşturduğu 'roman-
tik ekoT ('şarkı'ekolü) doğrultusunda yap-
mış olan Şevki Bey. Biri Viyanalı, öteki ts-
tanbullu; biri 19. yüzyılın başlannda, öteki
ise sonlannda yaşamış ve üretmiş.
Ama ne rastİantı. ikisi de 31 yaşındayken
ölüyor. İkisi de sıradan ailelerin çocuklan. tki-
si de yetenekleri nedeniyle genç yaşta etkili
çevrelerin gözüne girebilecek konumda. îki-
si de sıradan değerlere bağlanarak ulaşılabi-
lecek rahat bir yaşama karşı çıkıyor. tkisi de
doğada ve aşkta tannsallığı arayışın hüznü-
nü ve yalnızlığını yaşıyor. Yazar Kaleci'nin.
Şevki Bey'in ağzından Istanbul Boğazı'nı
betimleyişi, romantik duyarlılığın nasıl da
çarpıcı bir anlatımı: "Boğaz, topraklar ara-
sında akan bir düştür. Tannnın soluğu. Onun
ustafa
Avkıran'ın Ankara
Devlet Tiyatrosu'nda
sahnelediği 'Schubert
ve Şevki Bey'i Ali
îhsan Kaleci yazmış.
Biri Batılı, öteki
Doğulu iki büyük
bestecinin
paylaştıklan
'romantik' duyarlılığı
yansıtan oyunun
metni de, sahne
yorumu da 'Batı'nın
tadı'nı yansıtırken
'Doğu'nun lezzeti'ne
uzak düşüyor.
kryisında, sabahlara dekakan sularda yitik bir
arkadaşı arar gibi kahnm."
Sanatın parayla sevlşmesl
Ali fiısan Kaleci'yi esinleyen, iki farklı kül-
türden ve zaman diliminden gelen bu iki sa-
natçının örtüşen özellikleri olmuş. Yazar, iki
kahramanını 'gerçekûstû' bir düzlemde bu-
luşturarak 'sanat' (yaratı) ve 'sanatçı' (yara-
tıcı) duyarlılığına odaklanan şiirsel bir sahne
metni oluşturmuş. Kaleci'nin metni bir boyu-
tuyla da sanatçının 'saücı', izleyicisinin de
'ahcı' konumunda olduğu, 'sanatçı' ile 'zena-
atkâr' arasındaki aynmın belirsizleştiği, da-
hası, 'sanatçı' kavramının gösteri piyasasına
nasılsa girmiş herhangi biri için kullanılan bir
'yafta'ya indirgendiği toplumlann eleştırisini
yapıyor: "Ah, anlaşılmak! tşte sanatın paray-
la sevişmeye başladığı yeni dünyada en çok kul-
lanılacak söz!"
Ne ki Kaleci, iki kahramaniiidan Schubert'in
yaşantısıru daha ağırhklı biçimde işlemiş. Bu
nedenle Şevki Bey'in simgelediği kültüriin
ağırlığı yansımıyoroyuna. Yönetmen Avkjran
bu 'denge eksiküği'ni gidermek, aynı zaman-
da da sahnelemedeki konsepti gerçekleştire-
bilmek için dokuz rolün, aynı giysiler içinde
üç oyuncu tarafından canlandınlmasını ön-
görmüş. Şevki Bey'i oynayan oyuncuya da
böylece sahneyi öteki oyuncularla eşit düzey-
de paylaşma olanağı tanımış.
Schubert aflırlıklı yorum
Ancak, 'total performans' anlayışına göre
oluşan sahne estetiği Batı kültürüne ve Schu-
bert'in müziğine büsbütün yaslanmış. Bırbaş-
ka deyişle. sahnelemeye 'Baü'ıun tadı' ege-
men olurken, 'Doğu'nun lezzeti'nden, özel-
likle de Şevki Bey'in müziğinden iz kalma-
mış. Metindeki eksıklikten kaynaklanan ve
sahnelemede giderilmeye çalışılan 'eksenkay-
masT daha da belirginleşivermiş.
Cç oyuncunun, yönetmenin konseptine sı-
kı sıkıya bağlı bir düzen içinde hem bireysel
olarak hem de takım oyunculuğu açısından ba-
şanlı olduğu görülüyor. ÜnsalCoşar. Kaleci'nin
Schubert'ini duyarlılıkla sırtlıyor: özellikle
bırdenbire oluşuveren duygu yüklü sahneler-
de 'sahici' olmayı başanyor. Ehin Beşikçioğ-
lu. ölüm meleği Genç Kız'la başlayıp başka
karakterleri de kucaklarken hem duygu akta-
nmında güçlü yorumlar sunuyor. hem de oyu-
nu baştan sona saran (Ovül Avlaran imzalı)
koreografiyi alıp götüren dinamik güç olarak
sahne olayının estetık bütünlüğüne katkı sağ-
lıyor. Harun Özer, yalnız Şevki Bey'e değil,
oynadığı öteki rollere de soluklu yorumlar ka-
tıyor. Piyanist A. N. Nihan Turnagöl ise piya-
nodaki performansı ve fon perdesinin ardın-
daki bugulu görüntüsüyle yapımın görsel-işit-
sel düzeyde vazgeçilmezı.
'SchHbert ve Şevki Bey' özellikle Schubert
severlere seslenen, sahne deviniminde de mü-
zik duyarhğını yansıtan bir tiyatro resitali ni-
teliği taşıyor.
Sezona Ahmet Mümtaz Taylan'ın ödüUü oyunu 'Misafir' ile girmişti.
Eskişehir yeni
sahnesini açıyor
ÖZNUROGRAŞ
Eskişehir- Sezonu 12 Ekim'de Ah-
met Mümtaz Taylanın ödüllü oyunu
"Misafir" ile açan Eskişehir Büyükşe-
hir Belediyesi Şehir Tıyatrolan
(EBBŞT) Ekimin sonunda üçüncü sah-
nesıne kavuşacak. Yeni sahnenin per-
desi ölümünün 100. yıldönümünü do-
layısıyla Anton Çehov'un "Vişne Bah-
çesi" oyunuyla açılacak.
Arsen Gürzap'ın yönettiği oyunda
eski değerlerin yok olup yeni değerle-
rin var olmaya başladığı geçiş dönemi
Rusyası. eski görkemli günlerini geri-
de bırakmış aristokrat bir ailenin pen-
ceresinden anlatılıyor.Eskişehir Bü-
yükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan
Genel Sanat Yönetmeni Yıldınm F.
Urağbuyıl tiyatronun beşınci yaşını kut-
lamaya hazırlandıklannı ve geçen se-
zonda on beş farklı oyunla toplam 175
bin seyirciye ulaştıklannıbelirtti. Bu se-
zon ilk kez sahnelenecek olan diğer
oyunlann arasında Yiınus Emre'nın şi-
irlerinden derlenen "Emrem Yfanus"
sahne gösterisinin tasan yönetmenliği-
ni EBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Yıl-
dınm F. Urağ üstleniyor. Besteciliğini
Nedim Yıkfazın sürdürdüğü. Mustafa
Sekmen tarafından yönetilen oyun, ilk
gösterimini aralık ayında yapacak.
Yine aralık ayı içinde Ozen Yula'nın
"Gözü Kara Alaturka" oyunu yaza-
nn rejisiyle seyircilerle buluşacak.
Çocuk oyunlan repertuvarına da ye-
ni bir oyun ekleyen Şehir Tiyatrolan,
yazar Martin Plesek'in "Küçük Par-
mak" eserini sahnelemeye hazırlanı-
yor. Berkay Akın tarafından çevrilen
ve yönetilen oyun, kasım ayında sah-
nelenecek. E.B.B.Ş.T. aynca geçen
sezon sahnelediği. "Hadi ÖMürsene
Canikom". "Söz Veriyonım'' ve Er-
gin Orbey'ın yönettiği "Resimli Os-
manhTarihi" oyunlannı bu yıl da se-
yircisiyle buluşturmaya devam edecek.
Enka Oditoryumu'nda 2 Kasım'da Brahms Trio konseri var
Kış etkinlikleribaşlıyor
Şrek Broadway'e
uyarlanıyor
• ANKARA (AA) - En iyi animasyon dahnda 2001 yılının Oscar
ödülünü alan 'Shrek' filmi, Broadvvay'e uyarlanıyor. Entertaüıment
Weekly dergisinin haberinde, 'Shrek 1 'den uyarlanacak müzikalin,
'Amerikan Güzeli' ve 'Azap Yolu'nun başanlı yönetmeni Sam
Mendes tarafından sahneleceği bildirildi. Haberde, 2006'da
sahnelenecek müzikalin Dreamworks film stüdyolan tarafından
destekleneceği belirtildi.
KüMr Servisi - ENKA
Kültür ve Sanatın 16 yıl-
dan bu yana sürdürdüğü
etkınlıkler, ENKA Vaİcfı
Sadi Gülçelik Spor Site-
si"nde yer alan ENKA Odi-
toryumu'nda 2 Kasım- 28
Aralık tarihleri arasında
her akşam saat 20.00'de
gerçekleşecek. Kış etkinlik-
lerine Istanbul'dan katıla-
cak topluluklann yanı sıra
Roma'dan Teatro Vascello,
Moskova'dan BrahmsTrio
ve Ankara'dan Ankara
Ekin Tiyatrosu konuk olu-
yor. 2 Kasım'da Brahms
Trio konseri müzikseverler-
le buluşacak. Natalya Ru-
binstein (pıyano). Dmitri
Vasih'ev (keman), VTadi-
mir Balshin den (viyolon-
sel) oluşan ve 1987 yılın-
dan bu yana sanat yaşamı-
nı sürdüren topluluğun re-
pertuvannda Teleman ve
Hajdn'dan Sviridov'a ka-
dar değişik dönemlerden,
farklı üsluplardan besteci-
lerin yapıtlan ytx alacak.
9 Kasım'da Ankara Ekin
Tiyatrosu Raşit ÇeKkezer'in yazıp
yönettiği 'Hiçbir Şe\" adlı oyunu
sahneleyecek. Başrolleri deneyim-
li oyuncular Hakan Çimenser, Sab-
ri Ozmener ve İpek Atagün payla-
şıyor. Oyunda gündelik yaşamda-
ki yozlaşma. değersizleşme, çürü-
me anlatılıyor. Çocuğuna baba ara-
yan genç kadınla, babasımn para-
sını kumarda yok eden genç ve pa-
ra hırsı içinde mali danışmanlık
bürosunu yaşatmaya çalışan bir
adamın hikâyesi konu ediliyor.
Teatro Vascello...
23 Kasım'da Roma'dan Teatro
Vascello'nun sunacağı '\Vomenof
Trachis - Le Trachinie' (Trakhis
Kadınlan) adlı oyun, tiyatrosever-
lerle buluşacak. Sophokles'in oyu-
nunu Ezra Pound tngılizceye uyar-
lamış. Oyunu sahneye koyan Gi-
ancarlo ÎS'anni ise Italyanca çevi-
risını de üstlenmiş. Oyunun mü-
zikleri Paolo Vandi'ye ait. Oyun-
• ENKA Kültür ve Sanat'ın 16 yıldan bu yana sürdürdüğü
etkinlikler, ENKA Vakfi Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde yer
alan ENKA Oditoryumu'nda 2 Kasım- 28 Aralık tarihleri
arasında her akşam saat 20.00'de gerçekleşecek.
cular ise Manuela Kustermann,
Paolo Lorimer. Massimo Fedele.
Mauıtoo PaDadüno, Sara Borsaret-
fi, Marco Vergani ve Chiara Bigj-
oni. Koroda ise GabrieDa AieDo e
Pilar, VaJeria Andreozzi, Gea Lu-
cetti. Beatrice Magalotti. RHa Ru-
bino yer alıyor.
3qKasımdaGönûlİJlkü-Gazan-
fer Ozcan Tiyatrosu 'Kirahk Da-
ire' adlı yeni oyunlannı sahnele-
yecek. GeorgeFeydau'nunyazdı-
ğı oyunu uyarlayan Gazanfer Öz-
can. Engin Gürmen'in sahneye
koyduğu oyunda, Gazanfer Öz-
can. Gönül Ülkü, Nedim Doğan,
Oktay Tosım, Mustafa Ersin Öz-
ben, Le\1a Üner, Bahar Karade-
niz. Ebru Tekgündüz, Sinan Yıldı-
nm, Merve Yıkünm rol ahyorlar.
7 Aralık'ta Clara Schumann
eserlerinden oluşan bir ilk seslen-
dirim yer alacak. Konserde Ezgi
Sa>'dam (mezzo-soprano), Leyla
YeniseyArta>-(pıyano), AidaBoy-
dağ (keman), SevilGökdağ (viyo-
lonsel) çalacak. Programın birin-
ci bölümünde yer alan yapıtlar
Türkiye'de ilk kez seslendirilecek.
14 .Aralık"ta Ve Diğer Şeyler top-
luluğu Aksak İstanbul Hikâyeleri
adlı oyunlannı sahneleyecek. Oyu-
nu yazan ve yöneten Yeşim Ozsoy
Gülan. Sanat yönetmeni ise Gen-
coGülan.
Semaver'den yeni oyun
21 Aralık'taSemaverKumpan-
ya 'Diktat' adlı yeni oyunlannı
sahneleyecek. Enzo Cormann'uı
vazdığı oyunun çevirisi Nükhet
lvet'e ait. Işıl Kasapoglunun sah-
neye koyduğu oyunun başrolleri-
ni Köksal Engür ve Bülent Emin
Yarar paylaşıyor. Film, iç savaşta
ayn saflarda çarpışmış iki karde-
şin yirmı beş yıl sonra karşılaş-
malannı ve hesaplaşmalannı an-
latıyor. 28 Aralık'ta ise BurçinBü-
ke piyano resitali müzıkseverler-
le buluşacak. (0 212 276 22 14)
YAZIODASI
SELİMİLERİ
Mevsim Biterken...
Rüyamdaki Sofralar'da anlattığım Azra
Hanım, enginarlar kraliçesiyken, bazı yaz
sonlannda, güz başlangıçlarında, birdenbire
bamya kraliçeliğine göz dikerdi.
Onun öyle, bitmez tükenmez bamya
düşkünlükleri olurdu. Fakat hep mevsim
sonlannda, bamya el ayak çekerken. Bu yüzden
de Azra Hanım, "Mevsim biterken bir bamya
yemeği yapayım dedim..." diye söze başlardı.
Pendikli Azra Hanım'ın bamya yemekleri,
aside ya da bamya dolması gibi, yapılması,
kotarılması zor işlerden değildi. Bamyanın
tadını kaçırmayalım. Zaten ayıklaması zordur!"
Pendik'in bahçelik bostanlık olduğu o
günlerde, dondurulmuş bamyanın b'sinden
kimsenin haberi yoktu. Mevsiminde bamya
taze taze yenir, ya da, öz be öz kuru bamyayla
kış yemekleri yapılırdı.
Azra Hanım, "mevsim biterken", manavına,
kasabına koşuyor, alışverişini yapıyordu.
Bugünkü yemeğimizin adı, 'etli bamya'. Adından
da anlaşılacağı gibi, manavdan bamya alınacak.
öyle fazla almanıza gerek yok. Etli bamyanın
özelliği, etinin bolcatutulması. Yanm kilo bamya
yeterli.
Manava gitmişken, tabii, domates, limon da
alacaksınız. Evde kalmamışsa, kuru soğan.
Böylece manav faslı noktalanacak. Sırada
kasap.
Kasaptan "parça et" alınacak. Parça et
dediğimiz, kürek veya kol. Kasap parça eti
gayet güzel hazırlayacak. Hemen eve dönecek,
murfak faslına geçeceksiniz.
Et, incecik kıyılmış soğan ve bir miktar
margarinle hafif hafif kavrulur. Margarinin miktan,
etin yağlı olup olmaması göz önünde tutularak
tespit edilir.
Gayet güzel hazırlanmış -Her ne demekse?-
parça eti hafifçe kavurduktan sonra; iki adet
domatesin suyu çıkarılacak, ayrıca üç bardak
içme suyu ilave edilerek parça et pişirilecek.
Pişmesine iyice yakın tuz ve karabiber konacak.
Bu arada bamyalar özenle ayıklanacak. önce
tuzlanacak, sonra limon suyuyla ovulacak.
LJmon suyu yerine sirke kullanan hanımlar da
varmış. Ama Pendikli Azra Hanım sirkeyi pek
salık vermez. Sirke, bamyanın ekşisini
pekiştirmez, kızıştınrmış...
Şimdi tencere değiştirilecek. Pişmekte olan
et, yeni tencerenin ortasına alınacak. Çevresine
bamyalar sıra sıra özenle dizilecek. Tabii,
dizmeden önce bamyalan soğuk sudan acele
acele geçireceksiniz, birkaç kez.
Rüyamdaki Sofralar'da "Enginar Güzelleri"
yazısını okuyanlar hatırlayacak: Azra Hanım
için yemek, tadı, lezzeti kadar gözü de
okşamalıdır. Bu yüzden yeni tencereye
bamyaların dizilişi beceri istiyor.
Etli bamya ağır ateşte bir güzel piştikten
sonra, yuvarlak servis tabağına derhal ters yüz
edilecek. Etlerortada, çevrelerindedizim dizim
bamyalar...
"Mevsimi bitmeden," diyordu Azra Hanım,
"etli bamya, damaklarda yazdan son birlezzet
bırakır."
Yine mevsimi bitmeden, geçmeden yapılan
bir başka bamya yemeği, Ermeni mutfağının
gözdesi zeytinyağh bamyaydı. Azra Hanım'a
bakılırsa, zeytinyağh bamya, yalnız Ermeni
mutfağının değil, aynı zamandaGirit mutfağının
da gözdesiydi.
Girit mutfağı soğanı biraz daha cimrice
kullanıyordu, hepsi bu! Ermeni mutfağı soğan
ve sarmısak konusunda her zaman "bonkör'öü.
Yemekleri farklı kılan da soğanla sarmısak
bolluğuydu.
Derken mevsim bitiyordu. Ne etli bamya, ne
zeytinyağh bamya. Küçücük küçücük, hepsi
tombalacık kuru bamyalann mevsimi başlıyordu.
Elbette onların da ayrı tadı vardı. Iplere tek tek
dizilmişler, size gülümseyip duruyorlar. O güzellik
yetmez mi?
Azra Hanım hem soruyor; gülümseye
gülümseye, başını sallaya sallaya hem
yanıtlıyordu...
öneriler:
Kitap/lçimde Bir Boşluk Var, Altay öktem, Sel
Yayıncıhk, 2004. (Hayatı sevmek istryorsanız...)
Betzdorf kenti orkestrası
• DEN1ZLİ (AA) - Almanya'nın Betzdorf
kenti orkestrası, Pamukkale
Üniversitesi'nde (PAÜ) konser verip
müzikal oyun sundu. PAÜ Kongre ve
Kültür Merkezi'nde 2 saat süren etkinlikte,
85 kişilik orkestra, verdiği konserin yanı
sıra, 'Güzel Kız' ve 'Canar' adlı oyunlan
müzik eşliğinde sundu. 750 kişilik salonun
dolduğu konserde, Denizli Valisi Gazi
Şimşek, konser sonrası yaptığı
açıklamada, bu tür etkinliklerin, farklı
ülkelerin kültürlerini görme olanağı
sunduğunu söyledi. Bu arada, konser
bitiminde sahneye çıkan tiyatrocu Özlem
Aydmer, Denizli Belediyesi Şehir
Tiyatrosu yönetmeni Deniz Kaptan'ın
işten çıkanlmasını protesto ederek
Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi'yi
suçladı. Zeybekçi ise bu protestoya
alkışla karşılık verdi.
Hadra hamamı yenileniyor
• MERSİN (AA) - Tarihi Hadra
hamamının restorasyon çalışmalanna,
Istanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)
Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim
Dalı öğretim görevlileri ve öğrencilerinin
katılımıyla başlandı. Akdeniz Belediye
Başkanı Kenan Yücesoy, Hadra
Hamamı'nın, Mersin'in en önemli
yapıtlanndan biri olduğunu, çalışmalann
kısa sürede tamamlanacağını belirterek,
"Mersin'i Yeniden Kazanalım" tasansı
kapsamında, yapının sağlamlaştınknası
ve yeniden kullanımı için öneriler
hazırlanacağını belirtti.