Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
«9EKİM2004SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Bürokra&imiz
hantnlmış.
Yalan. iş
yaptımuısını
bibnivoriar!
Bektronik posta: derazsom@ctsnhuriyetcom.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.5121» 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Adalet Bakanı, yetkisi olsa
ciğer sökermiş...
"Neyse ki kann deşen Jak'a
özenmemjs!"
Çanakkale'nin Biga
ilçesinde AKP'li
belediye; Bahriye Üçok
Parkı'nın adını Çınarlı
Park'a çevirdi. Böylece,
Kurtuluş Savaşı
A sırasında Ankara
l | Hükümeti'ne karşı
W başlatlan Anzavur
X isyanlannın Ahmet
Anzavur tarafından
ilk planlannın yapıldığı
parktaki çınar artının
değeri daha iyi ortaya
çıkarblmış oldu.
Pamuk
Anıl Öçal: "Pamukta
dışa bağımlılık artmış...
ABD'nin ak' pamuklar
içinde besleyip
büyüttüğü Islamcı
iktidar suyu da rthal
edecek ama zemzem
suyu yetersizJ"
nkara Üniversitesi iletişim Fakültesi öğren-
cilerinden Serkan Deniz, geçen pazar sa-
at 16.00 sularında Anıtkabir'i ziyaret ediyor.
Aynı gün; Galatasaray Spor Kulübü'nün
100. kuruluş yılı da Ankara'da bir dizi etkinlikle kut-
lanıyor. Serkan Deniz, çevreyi çınlatan bir müzikten
rahatsız oluyor... Sonra:
"Acaba yanlış mı duyuyorum dedim, hayır duy-
duklanm doğruydu. Bangır bangır müzik geliyordu,
bir yerterden. Kabrin bulunduğu alanda bu olamaz
dedim kendi kendime. Büyük bir şaşkınlıkla Aslanlı
Yol'a doğru geldim. Artık çalan parçanın sözleri de
netleşiyordu: Haydi bastır Galatasaray!
Daha da şaşkın bir şekilde müziğin kaynağını ara-
dım acizane birçabayla. Anıtkabir'in akustiği, mima-
risinden dolayı oldukça iyi, bu sebeple müzik kabrin
sütunlarından çıkıyormuşçasınaşiddet kazanıyordu.
Sesin yoğunlaştığı, Ismet Inönü'nün kabrine doğ-
ru gittim; Anıtkabir'in dışındaki Anrtpark'taGalatasa-
Anıtkabip'de
ray'ın kutlama provası yapılıyordu.
Bir ara ezan okundu, hemen müziğin sesini kıstı-
lar. Ezan bitince müziğin sesi tekrar açıldı.
Anıtkabir'de yakın zamanda açılan müzenin girişin-
de birsivil memurayöneldim, 'Müziğin bu kadaryük-
sek sesle çalınmasına karşı bir şey yapılamaz mı' di-
ye sordum. Yanıtı 'Adamlar kutlama yapıyor, sesini
kıs diye uyanrsak, yeni Atatürk düşmanian yaratmış
oluruz; hassas bir durum, bir yasaklama gelse hal-
kın gözünde antipati yaratılır' oldu.
Kurtuluş Savaşı Müzesi'nden çıktığımda, başka
pop parçaları, Anıtkabir'in duvarlarına çarpıyor, be-
nim de içim içimi yiyordu. Sivil kıyafetli görevlilere
yöneldim, 'Bir mezarlığın yanından geçerken eğer
arabanın teybi açıksa kısartar mı sizin oralarda' di-
ye sordum; 'evet' dediler. Peki bunu niye yaparlar
dedim ve onlar cevap vermeden 'Bunun temelinde
ölenlere saygı vardır. Atatürk'ü sevmek zorunda de-
ğiller ama saygı göstermeleri gerekirdi' dedim ve
yanlarından ayrıldım. Bu etkinliğe izin veren Melih
Gökçek'in başında olduğu belediyenin çalışanlan
da saygılı olmalıydı. Anıtkabir'in bulunduğu yerde bir
türbe olsaydı, yine aynı davranışı gösterirler miydi
acaba?
Nizamiye kapısına doğru bir üsteğmen gördüm,
yanına gittim, sesleri duyup duymadığını sordum,
duyduğunu söyledi. Peki bundan rahatsıziık duymu-
yor musunuz, dedim. Verdiği yanıt üginçti: Kutlama-
lar var ve Anıtkabir'in sınırian dışında gerçekleşiyor,
bu duvariann dışında olan herhangi bir şey bizi ilgi-
lendirmez!
Nizamiyeden çıkarken arkama baktım ve içimden,
'Seni korumanın sınırlannı bir duvarla çizdik; rahat
uyuyabiliyor musun, Atam' dedim."
BirayMete Neptun:
"Türkiye'de iki grup
insan var. Toklar grubu,
her yıl ramazanda bir ay
aç kalmayı deniyor.
Açlar grubu, senede bir
ay fftar çadıriarmda
karnını doyurabiliyor."
Mahya
Akrf Kökçe: "Irak için
bir mahya önerisi: Hoş
geldin ya ramazan, def
ol ya Amerika!"
SESSÎZ SEDASIZ (!) İngilizlerin kitap okuma alışkanlığı
Hürriyet'ten Doğan Hızlan, geçen-
lerde İngilizlerin kitap okuma alışkanlı-
ğıyla ilgili bir yazı yazmış... Londra'dan
Genç Köylü. Hızlan'ı bu konuda biraz
bilgilendirmek istiyor:
"Ingiltere'de kitaplar, kitapçılarda
üzerindeki etiket fiyatlanndan veya bir
miktar indirimli olarak satılır. Fiyatları
sterlin olarak belirtenmiş kitaplar, Ingil-
tere'nin en ücra köşelerinde de, Lond-
ra'nın merkezinde veya havaalanlann-
da da böyle satılır.
Geleneklerine bağlı olarak tanınan In-
gilizler, 30 küsuryıldır Avrupa Biriiği için-
de oldukları halde kitap alışveriş tarzla-
rında bir değişiklik sağlayamamışlardır.
Türkiye'de ise, Türk yazarlann, Türk-
çe yazdığı, Türk konulu ve Türkiye bas-
kılı kitapları. Türkiye'nin Avrupa Biriiği
hamlesine en büyük katkıyı sağlayan
Doğan Grubu ticarethanelerinden
DG'nin Atatürk havaalanı dış hatlarter-
. #
minalindeki dükkânında Euro fı-
yatlı olarak satılmaktadır. Müş-
terilere kolaylık sağlamak için
kitaplara fiyat etiketi konulmamış
ve böylece fiyat okuma zahmeti orta-
dan kaldınlmıştır. Müşteri hizmeti bu-
nunla da sınıriandınlmamış; kitap fiyat-
lannın önce liradan Euro'ya, sonra Eu-
ro'dan liraya dönüştürülmesi sırasında
bir miktar artıyor olması olanağı da ya-
ratılmıştır.
Zaten önemli olan Euro'yu benimse-
miş olmamızdır. Çünkü, Avrupa Biriiği
her fırsatta 'yasa yetmez, uygulamayı
görelim' demektedir!"
Yüksek Yerilim Hatt
Sürekli globalleşmeyelim lütfen...
Biraz da insanlaşalım beyler!
ordincutkuıayahoo.com
Düzene Uygun Milli Yarar
FİKRETİLKlZ
5237 sayılı Türk Ceza Kanu-
nu'nun 305'inci maddesinde
"Temel milli yararlara karşı
hareket" herkesin düzene uy-
gun düşünmesini istiyor. Yasa
koyucu düzene uygun kafalar
istiyor. Aydınlar. gazeteciler, ya-
zı yazanlar, panelde konuşanlar,
sivil toplum kuruluşlan aniden
"sanık" olabilirier. "Temel milli
yararlara karşı fiillerde bulun-
mak maksadıyla " yazı yazdıkla-
rı, konuştukları, toplantı veya
yürüyüşe katıldıklan için yargıla-
nabilirler. "Yabancı kişi veya ku-
ruluşlardan doğrudan doğruya
veya dolaylı olarak" kendisi ve-
ya başkası için "maddi yarar
sağlayan" vatandaş suçlanabi-
lir. Avrupa Biriiği fonlanndan al-
dıklan paralarla çocuklar veya
eğitim konusunda çalışan sivil
toplum kuruluşlan yabancılar-
dan "maddiyarar" sağlamışsa-
yılırsa cezası üç yıldan on yıla
kadar hapis ve on bin güne ka-
dar adli para cezası.
Bu suçun oluşması için, kas-
tınızın ötesinde belli bir amacın
variığı aranacaktır. Acaba ara-
nacak olan "amaç" nedir? Fiili-
nizde temel milli yararlara karşı
eylemde bulunmak amacınız
var mı, yok mu? Eğer temel mil-
li yararlara karşı hareket etmek
gibi bir "amacınız" varsa suç-
lusunuz. Aynca suçun oluşma-
sı için para gibi bir yarann kabul
edilmış olması yeterlidir. Ancak
bu "kabulün" de belirii temel
milli yararlara karşı eytemlerde
bulunmak amacıyla veya bu ne-
denle gerçekleşmesı gereklidir.
Sağlanan yaran yani parayı ka-
bul etmek, suçun tamamlanma-
sı için yeterlidir. Aynca fiilin temel
milli yararlara karşı eylemde bu-
lunmuş olmak biçiminde ger-
çekleşmesi suçun oluşması için
zorunlu değildir.
Basın, bu yenı suçtan özellik-
le nasibini almış. Suçun savaş
sırasında işlenmesinde ya da
"yarann basın ve yayın yoluyla
propaganda yapmak için veril-
miş" veya vaat edilmiş olması
halinde verilecek ceza yan ora-
nında arttınlacaktır. Basın sürek-
li, potansıyel suçlu.. Savaşta ve
banşta bu suçu işleyebileceği,
"maksadrnm hep var olacağı
kabul edilmiş. örnek gerekçe
de var. "... basın yayın yoluyla
propaganda yapmak üzere pa-
ra veya yarar veya vaat kabul
edJmiş ise ceza arttınlacaktır.
Pa~a, yarar veya vaatkabulü su-
retyle bugün Türk askerlerinin
Kıtns'tan çekilmesi veya bu kc~
nu1a Türkiye aleyhine bir çö-
zün yolunun kabulü için veya
sır Türkiye'ye zarar vermek
nruksadıyla tarihsel gerçeklere
ayıın olarak I. Dünya Savaşı
soırasında Ermenilen'n soykın-
rrti uğradıkiannın basın ve ya-
yrryoluyla propagandasının ya-
pıtnası gibi." Gibilerden bir ör-
ne.. Annan Planı'nı Ingilizce
ve'ürkçe olarak on bin adet ba-
saf Kıbns ve Türkiye'de dağıt-
nmi< üzere yayımlamanız, bu-
najı için Birleşmiş Milletler'in
vediği fondan para almanız ve
"mksadınız" temel milli yarar-
lamE karşı hareket mi sayılacak?
ül< yıldan on yıla kadar hapis
cezası ileyargılanacaksınız.. Fi-
il basın yayın yoluyla gerçekleş-
tiği için cezanız yarı oranında
arttırılacak.. Resmi görüşten
farklı düşünüyorsunuz ve ma-
kale yazdınız. Yazamazsınız.
Düşünemezsiniz. Aksi takdirde
suçlanacak mısınız? Suçun
oluşması için "amaca" bakıla-
cak. Artık gerisini siz düşünün.
"Amacınızı" tüm kanıtlarıyla or-
taya çıkaran iddianamelerı gö-
zünüzün önüne getirmeye çalı-
şın. Geçmiş sıkıyönetim dö-
nemlerinde yazılmış, altında as-
keri ve sivil savcıların imzalan
bulunan "temel milli yararlan-
mızın" ne olduğunu anlatan id-
dianameleri anımsayın. Bazı ge-
rekçeli kararlarda ve iddianame-
lerde sanıkların ne kadar vatan
haini ve Ermeni yanlısı olarak
suçlandıklarını ve amaçlarının
vatanı nasıl bölmek olduğunu
unutacak kadar zaman geçme-
di. Zaten kurulan DGM'ler bu tür
kararlan ve iddianameleri unut-
turmadı ki...
Türk Dil Kurumu sözlüğüne
göre "milli" sıfatı Arapça köken-
li. "Milletle ilgili, millete özgü,
ulusal" demek. Yarar denilince
de çıkar, kâr ve menfaat veya
bir şeyden elde edilen sonuç ve-
ya fayda anlaşılmalı. Maddenin
gerekçesinde "temelmilliyarar"
kavramının içerik olarak kapsa-
mının çok geniş olabileceği, ey-
lemde bulunmak maksadının
saptanmasında duraksamaya
neden olabileceği daha başında
kabul edilmiş. Bu nedenle de
maddeye son fıkra olarak "fe-
mel milli yarar" deyiminden ne
anlaşılacağı yazılmış.
Acaba temel milli yarar ne
demek? Dönmezertasansında
bu deyimden anlaşılması gere-
kenler olarak sayılanlar daha
çok... AdaJet Komisyonu, sayı-
lanlardan " ..diplomasi ve sa-
vunma araçlan. Türkiye'de ve
yabancı ülkelerde yaşayan va-
tandaşların esenliği. Milletin
içinde bulunduğu doğal çevre,
ekonomik ve bilimsel olanakla-
nnın temel unsurian ve kültürel
variığı anlaşılır" kısmını çıkar-
mış. Çok iyi etmiş. Ama madde-
nin tamamıçıkarılmalıydı. Kalan
kavramlarla TCK 305. madde-
nin son haline göre temel milli
yarar deyiminden; "bağımsızlık,
toprak bütünlüğü, milli güven-
lik ve Cumhuriyetin anayasada
belirtilen temel niteliklerianlaşı-
lır."
Bu madde basın için, bilgi
edinme ve ifade özgüriüğü için
çok tehlikelidir. TCK 1 Nisan
2005 tarihinde yürüriüğe girme-
den bu madde kaldırılmalıdır.
Yürüriüğe girmeden kaldırılan
madde olmalıdır.
Gerçekleştirilmek istenen
"düzene uygun kafalar" yetiş-
tirmektir. Düzene uygun düşün-
meyenleri, yazanlan, basını, ga-
zetecileri, fikrini söyleyenleri
hapse atmak; düşünce ve ifade
özgüriüğünü cezalandırmaktır.
Resmi görüşe uygun düşünmek
zorunda değilim. Sizin gibi dü-
şünmediğim için cezalandıra-
mazsınız. Amacım "muhalif" di-
ye hapse atarak, muhalefeti
susturamazsınız. Unutmayın,
darağacına giden sadece kafa-
lardır, fıkirlerdeğil...
ÇtZGİLlK KÂMlL MASARACI kamilmasaraci'i mynetcom
HARBt SEMtH POROY semihporoy(a yahoo.com
OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(Q yahoo.com
HAYAT EPÎK TtYATROSU MUSTAFA BÎLGIN hayatepikıa mynet.com
. A&IkUĞIM>A SAPKA YAPILDI!.)OEMIREL İÇÎN 4.20 m. ENtNDE. 1.6 m. YÜKSEKLİSrNDe
SUNA DA SUtCUft
SAPKA
BAHSt &EÇEN ŞAPKA DA
OLABÎLtRDİ !..
i 1 1 I L_J L_î
TARİHTE BUGÜN MUMTAZARIKAN 19Ekim tctncmunUaz-arikan.com
SSff^&şsıaanşşsassîa
BINBiR 6£Cf MASALL
r
0?MSM'&!^^^-^SMW^^M
I92c'pe BuGüfJ, üzeniNDe
YA2I BULUMA/J SiH K/ier, İSVİÇHE'OBPos-
{/£eJu>f. nAerı, ut CHAUX DE PONK
MARCEL MAUVAtS BİR. DOCTUUA
LIŞflMlŞ BOYUTVIICİ
BU POSTA KARTtNtti ARKA YÜZÜMPB
TAM 23.1S4- KEUME. (j2S BİN HAJZP)
gULUfJUYtySDU.
KOMU 'BifJS/'e GECE MASAUARl*NOAH
AUfJAAtfT/. AYM SÖLUM, KİTAPTA 74
SAYfiAYt SULUYOePU.
1
YANDA, TAUAMt 3SS SATtE OÇA/J YAZI-
AtfM SOL ÜST KÖŞGSİ BÜYÜTİJLMÜ$
OLARAK GÖRÛLÜYOR..
ANKARA 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2004/35 Karar No: 2004247
Davacı Satı Acıerik tarafindan davalı Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan isım tashihi davasının mahkememızce yapılan yargılaması sonunda,
Çankırt ili. Çerkeş ilçesi, Yeniköy Köyü. Cilt 55, Hane 16da nüfusa kayıtlı Ahmet ve Arife kızı 13.4.1988 d.lu Satı Acıerik'in nüfiısta Satı olan
isminin Sıla olarak düzeltılmesine karar verilmıştir. MK'nın 26 maddîsi gereğınce ilan olunur. 16.06.2004 Basın: 46900
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
Tarihi Değişöpen
Yoksul Aşk
Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık seçımi kısa sü-
re sonra yaşanacak. "Bush mu, Keny mi?" sorusunun
yanıtı, yalnız Amerikalılan değıl, tüm dünyayı ilgilendiri-
yor. Ama bugün gelmekte olan bu seçimden değil, bir
öncekinden söz edeceğim.
Size kalkıp Küba'da "yoksul bir kadının, 1990'lann
sonlannda yaşadığı bir ılişki, tüm dünya tarihini değiş-
f/rd/'dersem, herhalde bana pek inanmazsınızdeğil mi?
Halbuki bu olay yaşandı, asağıdaki satıriardan da bunu
kanıtlayan hatrfatmalan bulacaksınız.
Juan Miguel Gonzales bir Kübalı. Eşi öizabethten,
1991 Mayıs'ında boşanan Mıguel'ın, buna rağmen 6
Aralık 1993'te doğan bir oğlu oluyor. Daha sonra çocu-
ğun annesi, Lazaro ısımlı bir başka Kübalıya âşık olu-
yor. Oğlu Elian, çoğu zaman babasıyla ya da büyük an-
nesi ve büyük babasıyla yaşıyor.
Buna rağmen annesi, oğlunu ve yeni sevgilisi Laza-
ro'yu yanına alarak diğer 11 göçmen adayı ıle beraber
Amerika'ya kaçmak için bir küçük tekneye binıp okya-
nusa açılıyor. Tarih 22 Kasım 1999. Kotay mı, Pasifik ok-
yanusunun göbeğinde, dev canavar balıklann ve fırtna-
lann arasında aradıklan "cennet"e ulaşmak! Tekne ala-
bora oluyor ve 12 kişı boğulup gidiyor. ıki yetişkin Küba-
lı kurtulup karaya çıkıyor. (Amerikan yasalanna göre su-
da yakalanıriarsa, ülkelenne iade ediliyorlar, karaya ayak
basarlarsa göçmen oluyorlar.) Üçüncü ve son kurtulan
bir batık parçasına tutunup azgın sularla boğuşan he-
nüz altı yaşını doldurmamış olan küçük Elian.lnanılmaz
bir dirençle bu küçücük çocuk 48 saat boyunca azgın
sularla mücadele etmeyi başanyor. Fort Lauderdale'in i-
ki mil actğında Donato Dalyrmple isimli bir adam, te-
sadüfen küçük Bian'ı buluyor. Çocuk böylece Florida'da-
ki büyük dayısına veriliyor ve - hatırlayacaksınız- Ameri-
ka ve Küba arasında diplomatik bir krize yol açıyor. Çok
uzun suren tartışmalar sonucunda, 27 Kasım'da oğlunu
gen almak ıçın Amerika'ya giden babası Juan Migue), 22
Nısan'da Elıan'a kavuşuyor. Tabıi büyük dayı Gonza-
lez'ın büyük itirazlan ve tepkileri arasında.
Çocuğun Mıami'de buyük dayısının evınden federal
ajanlar tarafından nasıl "görkemli" (!) bir baskınla alınıp
götürüldüğünün medyayansımalannı, belki hayal meyal
hatıriayacaksanız. Tüm dünyanın gözü önünde, sekiz a-
jan ve üç görevli kadın, otomatik silahlaria kapıya daya-
nıp çılgın gibi ağlayan Elian'ı kaptklan gibi helikopterier-
le Homestead üssüne, oradan da Vvashıngton D.C.'ye
götürüyorlar.
Dünya, tartışmalan ve Supreme Court'un aldığı karar-
lan gün be gün takip ederken özellikle Miamililer de. bu
tavra tepki göstenp çocuğu hem de mafya inini basar-
casına gelip kaçıran ajanlardan çok, CKnton hükümeti-
ni suçluyoriar. Halbuki karan hukuk alıyor, hükümet yal-
nız başsavcı Janet Reno'nun karannı uyguluyor Tabii
Clinton hükümetı, olaya uluslararası ve ulusal hukuk açı-
sından dikkat etmekle yetinıyor.
Elian, 28 Haziran 2000 tarihinde, babasıyla beraber
Küba'ya dönüyor ve krallar gibi karşılanıyor, Rdel'in hu-
zuruna çıkıyor. Miamililer ise otomotiktüfekleri ve Elian'ın
gözyaşlannı unutmuyorlar.
Sıra başkanlık seçımine geliyor. Bush ve Gore arasın-
dakı büyük çekişme, son anda artık Florida seçım so-
nuçlannı beklıyor. önce Bush kazanmış gibi gorünürken
sonra ıtirazlardan oylann elle tekrar sayılması gerekiyor.
Hatriarsanız, bir ayı aşkın süre bu konuda her kafadan
bir ses çıkıyor. Florida Yüksek Mahkemesi ve "US Sup-
reme Court'farklı düsünüyoriar. Sonuçta 13 Aralık'ta ke-
sin karar nıhayet çık^or ve Bush başkanlığı kazanıyor,
hem de verilen alt miiyon oy üstünden yalnız kımine gö-
re 327, kimıne göre 930 oy farkla, o da nihai, toptan el-
le sayım yapılmadan.
Rorida, normalde büyük farkla demokratlara oy vere-
cekken Bian Gonzalez olayının büyük etkileriyle, bınler-
ce oy son aylarda saf değiştiriyor ve belki 200-300 bin
kişı bu olay yüzünden Bush'a oy veriyor.
0 günlerde Akşam gazetesınde yayımlanan "Bush
seçilirse, dünya kana bulanır" kjdıasını taşryan makale-
mi hatııiıyorum. Bush bu şartlarda başkan oluyor ve
2001 'de 11 Eylül, belki de ona olan yoğun tepkiden ya-
şanıyor. Gerisi ise zaten Bush'un direkt "katastrofik" et-
kilen, yani Irak savaşı, binlerce ölü, Ortadoğu dengete-
rinin, ittifaklannın değişmesi.
Işte böyle sevgili okuyucular... Anne Bizabeth, Laza-
rov'a âşık olmasa, onunla yeni dünya hayalleri kurmasa
ya da bir köpekbalığı rotasını değıştirip Elian'ı akşamüs-
tü tatlısı niyetine ham yapsa (iyi ki yapmadı), dünyanın
yörüngesi tamamen farklı akacak. En alakasız, en saç-
ma görünen detaylar, tüm insanlığın kaderini değiştiren
sayfalar açabiliyor.
2000'de çıkan romanım "Kemik", bu tesadüfi insan
ilişkilerinin dünyayı toptan nerelere kaydıracağını en de-
ğışik ömeklerle hatırlatyordu. Bugün yurürken dikkatli c-
lun. Otobüsü kaçıran veya sokakta eşiyle tarbşıp aynlan
herhangi bin veya az, geleceği yerinden oynatıyor ola-
bilirsiniz...
e-mail: bedbay - tnn.net Faks: 0212 227 34 65
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4
SOLDANSAĞA:
1/ Türkiye ile
Bulgaristanara-
sındakisınırka-
pılanndan biri.
2/BatıAnadolu
köy yığidi...
Kansızlık.3/In-
ce Talaş... Edir-
ne'nin bir ılçe-
si.4/Sanrenkli
bir üziim cinsı.
5/Kısa kesilmış
dal... Osmanlı-
lar döneminde
Macaristan ve Slovenya
dolaylannda sancak
beylerine ve küçük
prenslere verilen san. 6/
îran'ın plaka işareti...
Doğaüstü varlıklarla
ilişki kurma sanatı. 7/
5
Bir meyve... Güney kı- 6
vılanmızda iri bir martı
türüne verilen ad. 8/Dü- 8
şünce... Hatay ilinde bir 9
ırmak. 9/ Göğüs ya da
akciğer hastalıklanna ilişkin olan.
YUKARTOAN AŞAGIYA:
1/Aiyon'un Sultandağı ilçesine bağlı, kirazve vişne üre-
timiyle tanrnmış bir belde. 2/Günlük yaşama ait küçük
ve geçici belgeleri toplama şeklindeki koleksiyoncu-
luk. 3/Alçak, aşagılık... Eski dilde akciğer. 4/" Yaşadınv'
— ağaçlan şahidimdir" (B.R. Eyuboğlu)... Danimar-
ka'nın plaka işareti. 5/ Akım şiddetı birimi kiloamperin
simgesi. Başansızlık, sonuçsuzluk. 6/Bir işin tamam-
lanması için tanınan ek süre... Bizmut elementinin sinv
gesı. 7/ Tropıkal Amerika'da yetişen ve meyvesi baha-
rat olarak kullanılan bir ağaç. $/Kuzu sesi... Tırsi balı-
ğına verilen bir başka ad. 9/ Üç ya da daha çok direği
bulunan yelkenli gemilerde arka direk..• Vilayet.