17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 14 EKİM 2004 PERŞEME HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Ya Haklı Genekçeleni Söyleyiverseler lyi nıyetı kuşku götürmezdi, zeki olmasına zekiy- di, donanımsız da denemezdi. Ama toplumsal tanılan isabetsizdi, daha doğru- su belkı de tanılan isabetliydi de, önerdiği çareler uygulanabilir türden değildi. Yüce, doğru emeller peşinde koşuyor, ama bir yere varamıyor ve ken- disı gibilerte biriikte gittikçe yalnızlaşıyor, k/yıda kö- şede frenklerin marjinal dediğı kişilerden biri hali- ne gelmeye mahkûm bir çizgiyi izliyordu. Hakaz bir gerekçeyle, işlemediği bir suç ısnat edi- lerek içeri atıldığında, o henüz bunlan bilmiyordu. öğrenmesi için biraz daha zaman gerekecekti. Hepımiz uğraüığı haksızlığa isyan ettik, ona des- tek olmaya çaJıştık. Salıverildikten sonra da, yıtirdıği yıllan dolayısıy- la kendisine saygı gösterdik. Ama benzeri çoğu kişinin başına gelmiş bir olay- dan dolayı çok fazla yakınıyor, zamanla can sıkma- ya başlıyordu. Yîne bir gün sonu gelmez yakınma- lanndan birini tutturunca, dayanamayıp çıkıştım: - Yahu şu hayatta o güne kadar yazıp çizdikleri- ni, yapıp ettiklerini düşün! Elinı vıcdanına koyup söy- le, bu kadar çok yanlış ve yanılma ıle sen hıçbırce- zayı hak etmedın mi? Afalladı, doğrudan yüzüne gelen bu soru karşı- sında bırden gerçeği itiraf etmek zorunda kaldı. Gö- nülsüzce de olsa, - Doğru, dedi, haklısın. - lyi ya, diye yanıtladım, otur da bayram et! Hıç değilse seni haksız yere, işlemediğin bir suçtan mahkûm ettiler; ya doğru gerekçelerle cezalandı- nlsaydın, o zaman gıkını çıkaramazdın. Şükreti.. Şük- ret!.. Afallayıp, kaldı. Düşünmeye başlamıştı; gönlü- nü alacak bırkaç sözcükten sonra, biriikte faşizme sövmeye başladık, rahatlamıştı... • • • AB ile karşılıklı önyargılar, art niyetler, bilgisizlik- ler, yanlış anlamalaria dolu olan pek kendine özgü ilişkimize bakar, onlardan bize yönelen haksız suç- lamalar, yanlış tanımlamaJar, yerine getırilmesi ola- naksız ve de gereksiz isteklerle karşılaşıp kızdı- ğımda zaman zaman o arkadaşımla aramızda ge- çen yukandaki konuşmayı anımsar, güler ve ken- di kendıme şükrederim. - Allahtan yanlış yerfere takılıyorlar, ya bir de bi- zim de katılabileceğımiz haklı eleştinleri ve istek- leri sıralasalar, ne yapar, ne cevap verırdik? Geçen gün yine güldüm. Yine AB'den bınlen, haklı bir noktadan yola çıkarak ıpe sapa gelmez laf- lar edivermiş. - Yüzde on barajını kaldınn, yoksa azınlıkJann partilerinin temsıl hakkı yaşama geçmeyecek, bu- yurmuşlar. Şimdi haklı bir noktadan yola çıkıp tümüyle yan- lış bir yere varan ve çok tehlikeli yönelişlerin ipuç- lannı veren bu isteğe ne yanıt vermeli? Matematik yanlışını mı vurgulamafı? Politik ga- fına mı dikkati çekmeli? Kabulüne imkân olmayan hedefıne mi karşı çıkmalı?.. • • • Yüzde on barajın ne kadar saçma olduğunu, is- tikrarderken demokrasinin çoğulculuk ilkesini na- sıl ayaklar altına aldığını, hep biliyor ve söylüyor- duk; son seçimde de, bu garabetin, çarpık sonuç- lannı hep biriikte yaşadık. Ama hazretler, olaya bu açıdan değil de, neden- se (nedeni konusunda ciddi kuşkulanmız var) ka- falanna taktıklan azınlıklar açısından takılıyorlar. Yüzde on barajının birçok sakıncası var. Ama bu barajın "azınlık" olarak nitelemek istediklen, grup- lan ya da grubun pariamentoda temsilini önlediği doğru değil. Her şeyden önce hazretlerin azınlık olarak nite- lenmesini önerdikleri Aleviler, ne böyie bir statüye talipler ne de geçmişteki bir iki istisna dışında böy- le bir parti kurup seçimlere girmeye çalışıyorlar. Kürtleri temsil etmek savındaki partilere gelince: OnlarTürkiye'deki Kürt kökenli yurttaş sayısını 20 milyona kadar çıkanyorlar. Eğer söyledikleri doğ- ru ise, barajı rahatça aşacak seçmen sayısına za- ten sahipler. Onlann barajı aşamamalan, yüzde 10 eşiğinden çok, temsil ettiklerini iddia ettikleri kışilerin, yani Kürt kökenli vatandaşlann, oylannın büyük bölümünü toplamayı başaramamaianndan kaynaklanıyor. Tabii bu arada, etnik veya mezhepsel kökenli partilerin yanştığı bir demokrasinin ne menem bir demokrasi olacağı ve bizzat Avrupa coğrafyası üzerinde, benzeri uygulamalann hangi çarpık, hat- ta tehlikeli sonuçlanvereceğikonusunudadüşün- mediklerini belirtmek isterim. Hazretlerin bu ve bu tür eleştinleri ile isteklerine gülüp geçerken, oh derken, arada düşünüyorum: - Keşke doğru eleştinleri sıralasalar... Çünkü Tür- kiye-AB ilişkilerini sağlıklı bir raya oturtup, iki tara- fın yaranna bir sonuca vardırmak, ancak haklı nok- talara parmak basan eleştiri ve isteklerin öne sü- rülmesiyle mümkün olabilecek. [email protected] CHP komisyonu raporu hazırlıyor Sangül'e tüzük ihlali suçlaması yöneltilecek ANKARA(ANKA)- CHP'li Şişli Belediye Başkanı Mustafa San- gül hakkında partisinin oluşturduğu komîsyon çalışmalannı sürdürü- yor. Edinilen bilgiye gö- re, Sangül hakkındaki iddiaları araştrmak üze- re oluşturulan hukukçu îstanbul milletvekijle- rinden Mehmet AB Öz- polat, İsmet Atalay ve Sım Ozbek rapor yazı- mına başladı. Raporda, Sangül, CHP tüzüğünün 4'üncü ve 5'inci mad- delerini ihlal etmekle suçlanacak. Bu çerçeve- de Sangül'ün ihracının da gündeme gelebilece- ği beürtildi. CHP'nin tüzûğûnün 4'üncü maddesi "Sivasal Yaşam Aniayışı"nı dü- zenliyor. Maddede. ''Si- yasalgörevter,özeJçıkar- lariçinkuIlanıJamaz.S)- yasaJ yaşamda eÖdnBk kazanmak için Idmseye siyasaJ yarar sağlana- maz" deniliyor. Tüzü- ğün %ahşmatikekn"nı düzenleyen 5'ınci mad- desinde ise "Partililer; Özel yaşamlannda, gö- revlerinde, işlerinde ve üyesi bulunduklan ku- ruluşlarda, partinin il- kelerinevedoğrultusuna uygun davranırlar ve ça- ıfadesı yerahyor. İş bırakma eylemi nedeniyle 85 sendika ve sivil toplum örgütü üyesinin yargılandığı dava ertelendi Duruşmasalonudargeldi• Duruşma öncesi adliye önünde toplanan yaklaşık 200 sağlık emekçisi protesto eylemj yaptı. "Sağlık hakkı yargılanamaz" yazılı bir bez afiş taşıyan sağlık emekçileri. "Herkese eşit, ücretsiz sağlık" "Sağlıkçılar değil, AKP yargılansın" sloganlan attı. ŞULEKÖKTÜRK îş bırakma eylemi nedeniyle 11 sendika. sivil toplum örgütü başkanı ve yönetim kurulu üye- lerinin yargılandığı 85 sanıklı da- va. duruşma salonunun yetersiz- liği nedeniyle ertelendi. Sulta- nahmet'teki Istanbul 5. Ağır Ce- za Mahkemesi'nde yapılan du- ruşmada, aralannda Istanbul Ba- rosu Başkanı Kazun Kolcuoğ- Ju'nun da bulunduğu sanık a\xı- katlannın, ayn bir duruşma yeri belirlenmesi talebi kabul edile- rek, daha büyük bır salon istemi Adalet Bakanlıgı'na bildinlmek üzere Istanbul Cumhuriyet Baş- savcıhğı "na yazı yazılmasına ka- rar venldı. 85 sanıkJı davarun görülmesi- ne Istanbul 5. Ağır Ceza Mahke- mesi'nde başlandı. Duruşma ön- cesi adliye önünde toplanan yak- laşık 200 sağlık emekçisi protes- to eylemi yaptı. "Sağük baklo yargüanamaz" yazılı bir bez afiş taşıyan sağlık emekçileri. "Her- keseeşit,ücretsazsağfak'', "Sağtık- çılardeğfl,AKP yargüansm" şek- Yargdananlann sayısı lazla. duruşma salonu da dar olunca sanıklann bir kısmı salon djşında kaldı. linde sloganlar attı. Türk Tabip- leri Birliğı (TTB) Merkez Kon- seyi Başkanı Dr. Füsun Sayek ıle yargılananlardan Istanbul Tabip Odası (ÎTO) Başkanı Prof. Dr. GeoçayGûrsoyve Türk- İş 1. Böl- ge Başkanı FarukBüyükkucak ın da katıldığı basın açıldamasında, TTB, fTO, SES Istanbul Şubele- ri, KESK, DISK. Türk-İş, Hak- Iş, Dev Sağlık-îş, Istanbul Diş HekimJeri Odası, Hasta ve Has- ta Yakını Haklan Derneği, Istan- bul Eczacılar Odası, Istanbul Ve- terinerHekimlerOdası ve Halkev- leri üyeleri yeraldı. Burada bırkonuşma yapan Gen- çay Gürsoy, "Biz faldr-Aıkaranın sağbkbakkmı,aynızamaoda sağ- bk çabşanlannın özlük haklannı savTinuyoruz" dıyerek "Bu dava tarihibirdavadır.İnıuyoruzkiba- ğımsE vargL bu da>a>i beraatleso- nuçlandıracaknr. Ama bizim ta- leplerimiz v« bu taleplerie Ugüiya- sal zemindeki eylemlerimiz de- vam edecek" şeklinde konuştu. Daha sonra Adliye binasına ge- çen sanıklann bir kısmı duruşma salonunun darlığı nedeniyle salon dışında kaldı. Sanıklann isimle- rinin okunmasına geçilmeden söz alan sanık avukatlanndan Bahri Bayram Belen. duruşma salonu- nun yetersizliğine dikkat çeke- rek, sanık ısimlerinin okunma- sından önce, "duruşmanm daha sağhkn yapüabümesi için ayn bir duruşmayeri betirfcnmesi** ama- cıyla da\anın ertelenmesüıi iste- di. Sanıklann ısımlennin okunma- sımn ardından, sanık avııkatlan- nın yeni bir duruşma salonunun belirlenmesi için verdikleri dilek- çe okundu. Talep yerinde buluna- rak, Adalet Bakanlığı 'na bildinl- mek üzere Istanbul Cumhuriyet Başsavcıhğı'na yazı yazılmasına karar venldı. Duruşmanın ardın- dan, Sultanahmet Parkı'nayürü- yerek burada basın açıklaması yapan gruba Romanya, Avoıstral- ya ve Litvanya'dan da temsilciler destek verdi. İZMİR VE ADANA DAH DESTEK 'AKPsağlığa zarar veriyor' t23VÖR/ADANA (Cumhurij«t) - "Meslek Onurumuz, Ücretimiz, Gövencemiz ve Sağük Hakkı Içm Göreve" etkinliğine kabldıklan gerekçesiyle haklannda dava açılan ve Istanbul'da yargılanmalanna başlanan 85 yöneticiye Izmir ve Adana'dan destek geldi. SSK Tepecik Hastanesi'nde açıklama yapan tzmir Tabip Odası Başkanı Zdd Gül, ~E\1enüerimi2İn nedeni herkese oiteaM, eşit, parasız sağlık hizmeti talebi iş güv«ncesi, insanca yaşa\abüecek iicret ve iş koşuOan sağlanması. Ortak çabanuz ülkemiz açısından büviik bir umuda dönüşmüştür. Sağlık Bakanbğı bir ihbar yazıs ile dava sürecini başlatarak, bu umudu etkisizleştirme çabası içindedir" dedi. Türk-Iş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçt CHP Izmir II Başkanı Alaattin Vüksel Izmır Barosu Başkanı Bahattin Ozcao Acar, Mali Müşavirler Odası temsilcilerinin da destek verdiği açıkiamanın ardından sağlıkçılar ana kapıya kadar yürüdü. Hastalann da yoğun ilgi gösterdiği eylemde, "AKP halka hesap verecek", "Sağhk hakkı yargüanamaz", "AKP sağhğa zarar veriyor" sloganlan atıldı. Adana Tabip Odası (ATÖ) Başkanı Dr. Osman Köçükosmanoglu nun da aralannda bulunduğu 10 kışı de dün Cumhuriyet Savcılığı'na, "Bizde aynı swçu işledik, bizi de yargılajın' 1 diye başvurdular. ATO ve SES yöneticilerinden evrakJan tamamJanan 10 kişi daha sonra hazırlanan suç duyurusu dilekçelerini avukatlan Mustafa Çinkıbç aracılığıyla savcılığı tesiım etri. Cünay kızgın CHP'de sular durulmuyor • thraç karanna tepki gösteren Günay, "Haksızlık ve saygısızlık" derken YDK'nin ihraç ettiği Mersin delegesi Mustafa Baysan'ın açtığı davayı gören Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi de ihraç karanrıı iptal etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'den ihraç edilen eski Genel Sekreter Ertuğrul Günay, karan "haksıznk ve saygısızlık" olarak değerlendinrken "Kişisel hırslarmı her şe\in önünde tutanlar, CHPŞi tüketen bir yolda surüktemeye çahşjyortar" dedi. YDK'nin ihraç ettiği Mersin delegesi Mustafa Baysan'ın açtığı davayı gören <Aiikara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi de ihraç karannı iptal etti. Günay, yaptığı açıklamada, "Bu karar on yıOardan bu yana 'en genç ü başkanı' olarak başlayıp genel sekreteıüğe kadar her kaderoeande özvıerivie hizmet eftigim CHP'de, vertüğim emeğe karşı ağır bir haksızhk ve sajpsEÜknr" dedi. Hukuku ve siyasal ahlakı savunanlann CHP'den dışlanmaya çalışıldığını anlatan Günay şöyle konuştu: "Karara şaşırmadım. CHP'yi bir süratir işgal eüniş buhınan dar grupçu anlayışın, halkm sevdiği insanlara karşı tahammülsüztüğünü, giderek korkuya dönüşmüş teplosini herkes \akındân bürvor. Bugün disiptin işkmleri ve ihraç kararlanyia bu anlayıpn can çekijtiği son anlan >aşryoruz. Kişisel hırs \e hesapJannı her şevin önünde tutanlar, CHP'yi de kendiİeriyle biriikte küçülten ve tüketen bir yokb sürüklemeve çahşıyorlar." Günay, yargıya başvurup başvTjrmayacağına gelecek günlerde karar vereceğini söyledi. Gazalcı'dan Ihraca kınama CHP Denizli Milletvekili Mustafe Gazaka. Günay'uı ihraç edilmesini kınadı. Gazalcı, "Insanlann partfli ofana hakuun eüerinden kolavca abnmaması gerekir. Günay'm da iyi bir partib* okhığuna inanryonım" dedi. Öte yandan 3 milletveküi hakkındaki ihraç karannın mahkemece iptal edihnesinin ardından Ankara 19. Asliye Mahkemesi'nden de bir iptal karan geldi. CHP Yüksek Disiplin Kurulu (YDK). Mersin delegesi Baysan'ı, yerel seçimlerde partinin adayı dışında bağımstz bir başka adaya çahştığı iddiasıyla partiden ihraç eönişti. Baysan'ın açtığı davayı gören Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi YDK'nin ihraç karannı iptal etti. Böylece Baysan mahkeme karanyla CHP'ye geri döndü. Sezer, sorunlara siyasal yaklaşımlardan uzak çözümler getirilmesini istedi: Universite tam özerk olmah Sezer,memleketiAfyon'da Kocatepe Üniversitesi'nin açıhşnıakatddL (Fotoğraf: AA) AFWN(Cumhurij«t)- Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer, üniversitelerin, baskılardan, yönlendirmelerden ve keyfi uy- gulamalardan etkilenmeyecek şekilde çalışabilmeleri için tam özerkliğe, demokratik, katılım- cı, çağdaş yapıya kavuşrurul- malan gerektiğiiü vurguladı. Cumhurbaşkanı ^mmm___ Sezer, dün memle- keti Aiyon'da hem- şehrilerinin yoğun ilgisiyle karşılan- dı. Havaalanından \ilayete kadar yüz- lerce kişinin sevgi gösterisi karşısında Sezer zaman za- man makam ara- cından inerek yurt- taşlan selamladı. Sezer daha son- ra Afyon Kocatepe Üni%ersitesi'nin 2004-2005 eğitim ^ ^ ^ ^ ^ veöğretimyüıaçı- — ^ — — lışı törenine katıldı. Üniversite- lerin görevinin ülkenin gereksi- nim duyduğu nitelikli insan gü- cünü yetiştirmek, gençleri öğre- nim gördükleri alanlarda yet- kinlik kazandırarak geleceğe ha- zırlamak, ekonomik ve siyasal yaşamda rolüstlenmek, ülke so- runlannın çözümüne yardımcı olmak olduğunu ifade eden Se- zer, bunun da ancak üniversite- lerde özgür düşünce ortamınm varlığıyla gerçekleşebileceğine işaret etti. ,\ncak üniversitelerin yaşadıklan sorunlann akade- mik eğitimin niteliğini etkiledi- ğini, toplumsal gelişim ve kal- kınmanın önünde engel oluş- turduğunu vurgulayan Sezer, mmm^mm^mm__ şöyle konuştu: "Yaşanan so- runlara, doğru, akılcı, gerçekçi, bilimseffiğiteroel alan, universite dünyasmm,genç- liğin beklenfile- rini karşılayan, siyasalyaldaşnn- lardan uzak çö- zümler üretihne- Bdir. İ nhersite- lerin, baskılar- dan, yönlendir- meterdenvekej- fi uygulamalar- " " ^ ~ " " " ^ ~ — dan etkilenmeye- cekbiçimdeçahşabflmekri için,' tam özerkliğe, demokratik, ka- ühıncı, çağdaş vapı\ a kavuştu- rulmalan gerekmektedir. Bu kapsamda yapüacak düzenle- meler, bium özgürlüğünü gü- vence alüna ahnah, üniversite- lerin kendi kararlannı verme- lerinev« u>gulamalarma oianak tanımalıdır." • Üniversitelerin yaşadıklan sorunlann akademik eğitimin niteliğini etkilediğini ve kalkınmanın önünde engel oluşturduğunu vurgulayan Sezer, öğrencilere "temiz toplumun savunuculan" olmalan çağrısında bulundu. TRT Genel Müdürü, işbaşına geldiğinden bu yana 105 kişiyi görevden aldı Demiröz'ünkadrolaştnayalanıBAHAR1ANRISEVER ANKARA - TRT Genel Müdü- rü Şenol Demiröz, işbaşına geldi- ği günden bu yana aralannda üst düzey yöneticüerin de bulunduğu 105 kişiyi görevden aldı. "TRT'de kadroteşmayok" diyen Demiröz'ün görevden aldığı yöneticiler arasın- da 23 kadın da bulunuyor. Haber- Sen Genel Başkanı Kemal Keleş, TRT'nin siyasal kadrolaşma ve rant uğruna yok edilmek üzere olduğu- nu belirtti. TRT Genel Müdürü Şenol Demi- röz'ün "TRT'de kadrolaşma olma- dığmı" iddia etmesine karşuı, ra- kamlarbunun doğru oünadığını gös- teriyor. Alınan bilgiye göre, Demi- röz işbaşına geldiğinden bu yana kurumda 13 daire başkanı, 12 daire başkan yardımcısı, 5 bölge müdü- rü, 1 bölge müdür yardımcısı, 46 müdür, 17 müdür yardımcısı, 2 şef, 1 vericiler müdürü ve 1 genel sek- reter görevden alındı. Haber Dairesi Başkanı Aydoğan Kdmç, HaberMüdürü GötfemEmir Raşa, TV Dairesi Başkanı Nigün Ar- tun, Ankara TV Müdürü GnrkanEl- larla biriikte görevden alınanlann sayısı I05'e ulaştı. Bu kişilerden 63'ünün Haber-Sen üyesi ohnası dikkat çekti. Aynca 23 kadm yönetici görev- den alınırken, yeni atananlar ara- suıda 9 kadm yönetici yer aldı. De- miröz de, boş olan kadrolarla birlik- • Haber-Sen Genel Başkanı Kemal Keleş, "Demiröz tarafindan göreve getirilen ehliyetsiz, liyakatsiz ve deneyimsiz kişilerin yaptıklan yanlışlar nedeniyle kurumun izlenilirliği ve güvenilirliği her geçen gün azalmaya başladı" dedi. çi, Istanbul TV Müdürü CengizBay- sal, Müzik Dairesi Başkanı Mine ÇalışaJ. Teftiş Kurulu Başkanı Tab- sin Güler, Ankara Radyosu Müdü- rü Bülent Osma ve Başhukuk Mü- şaviri GülenTurgutgörevden ahnan- lar arasmda yer aldı. Diğer çalışan- te bugüne dek toplam 116 atama yaptı. Atamalar çoğunlukla kurum içinden yapılırken, kurum dışuıdan yalnızca 6 kişi atandı. Haber-Sen Genel Başkanı Kemal Keleş, kurumdaki atamalan değer- lendinrken, u Demiröz tarafindan göreve getirilen ehöyetsiz, Byakatsiz ve deneyimsiz kişilerin yapüklan yanhşlar nedeniyle kurumun izleni- Iniiği ve güvenOirn^i her geçea gün azalmaya başladı" dedi. Demiröz'ün bir demecinde, "Kad- rolaşma gibi bir eğOime girerseniz TjaryiyokedersJniz'' dedıgıni anım- satan Keleş, şöyle devam etti: "SaymDemiröz'e soruyoruz: Eğer sizden önce atanan \öneticileri hiç- bir gerekçe göstermeden göre\den ahyor, yerierine 'Bızden olsun ne olursa olsun' mantığıyla atama ya- pnorsanızbunun adı kadroiaşma de- ğil de nedir? TRT siyasal kadrolaş- ma verantuğruna yok edilmek üze- redir. TRT yayıniannda arük hal- kuı ve toplumsal muhalefetin sesi- ni duvmak mümkündeğfl. Demiröz ve ekı'bi TRT'de sansürii yeniden hortlara.''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle