19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-14 EKİM 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 AB siireci: Önce bayram, sonra kazık saymu! Bektronikposta:dentzsofn®cun*w1y8tcom. Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Barzani, Kerkük için Türkiye'ye rest çekmiş... "Çeker tabii: elinde üç coni. iki DBDaz vaıi" AskerlikBir yurttaş, bilgi edinme hakkını kullanarak Genelkurmay Başkanlığı'na soruyor Sedat Peker askerliğini ne zaman yaptı; yapmadıysa gerekçesi neydi ya da halen asker kaçağı mıdır? Muğla Oğretmen Evi'nin bahçesinde bulunan Atatürk büstünün kaidesindeki "Atam, kurduğun laik cumhuriyeti özgüriük ve anlayış çerçevesinde yükselteceğiz" yazısı siyah boya ile kapatılmış ve binanın girişindeki Atatürk fotoğraflan kaldınlmış olup "Atatürk Köşesi" şimdilik bir köşede muhafaza attında tutulmaktadır. Taktik Ayşe Meral: "Geçenlerde 'Insan Haklannda Yeni Taktikler' sempozyumunun açılışına katlan en büyük ihlalci ABD'nin Ankara Büyükelçisi acaba ne gibi taktikler vermiş olabilir?" umhuriyet okurlan varya, valla korkulur. Eğer bir şey söyfüyorlarsa mutlaka bir brldikleri vardır. Bildiklerinin, gördüklerinin, söyledikle- rinin arkasında sonuna kadar duaııiar. Hiç ödün vermezler. Bazen konuyu kapatmış gibi görün- seler de yeri geldiğinde taşı gediğine koyariar. Nasıl mı? Aynen şöyle... Nisan 2002'de, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesine gitmişti. Bele- diyede yurttaşlarla konuşurken, geçimini pazarcılık yaparak sağlamaya çalışan emekli astsubay Seçkin Bilgiç, "Avrupa Birliğı hakkındanedüşünüyorsunuz" diyesormuş, Baykal daAB'ninTürkiye'yi istemediği- ni ancak almak zorunda olduğunu, Türkiye'nin gere- kirse kapısında yatarak, gerekirse bacasından gire- rek AB'ye üye olacağını anlatmıştı. Seçkin Bilgiç üs- teleyip, "Mahallede sekiz çocuklu dul bir kadın var. Kadın zor durumda, zengin bir adama göz koymuş. Kadın, illa beni alacaksın diye tutturmuş. Fakat ada- Mahallenin dulu mın hem kadında gönlü yok, hem kadını beğenir gi- bi olsa bile sekiz çocuğun sorumluluğunu üstlenmek istemiyor. Adam kaçıyor, kadın adamın yakasını bırak- mıyor. Sizin anlattığınız AB'nin kapısının önünde yat- mak, bacasından girmeye çalışmak da buna benzi- yor... Ne dersiniz" diye sorunca Deniz Baykal'ın yanı- tı "Kaşımayalım" olmuştu. Seçkin Bilgiç, Baykal'ın görüşünü öğrenmekte ısrar edince de CHP'lilerin "Ta- mam kardeşim, kapat... Konuşma" uyanlarıyla konu kapatılmış ancak bu tartışma Vaziyet'e yansımıştı. Bunun üzerine, CHP'nin o dönemki yöneticilerin- den Yılmaz Ateş bizi aramış ve Baykal'ın "Böyle bir olay yok" dediğini, CHP Mustafakemalpaşa llçe Başkanı'nın da böyle bir olay olmadığını söylediği- ni bildirmiş ve hatta Deniz Baykal gibi entelektüel bi- rikimi olan bir siyasi liderin, vatandaşı muhatap alıp "mahallenin dul kadını" diyaloğuna girmeyecegini anlatmıştı. Biz bunları da yazmış ve "Halk tabakasının sözüne inanıp entelektüel birikimi olan bir siyasi lideri üzdü- ğümüz için özür dileriz" diyerek konuyu kapatmıştık. Geçen gün zırtelefon; Mustafakemalpaşa'dan Seç- kin Bilgiç anyor. Hal hatır bile sormadan lafa giriyor. Siyasi hayatını AB üzerine kumnuş Mesut Yılmaz'ın bile AB'nin raporlannı terbiyesizlik, sömürge valiliği tavrı olarak nitefediğini, Deniz Baykal'ın ise Recep Tayyip'i onurla desteklediğini açıkladığını ve koluna girip 17 Aralık'ta AB toplantısına gideceğini hatırlatıp "Gördünüz mü şimdi 'mahallenin dul kadını' diyalo- ğunun aslını astarını" diyor. Biz lafı değiştiımeye çalışıp, CHP'nin eski ilçe baş- kanını soruyoruz; "Deniz Baykal onu milletvekili yap- tı ve Ankara'ya yanına aldı" diyor. Cumhuriyet okuriarı böyledir işte... SESSÎZ SEDASIZ (!) Geyik Muhabbeti'nin bile içi boşaldı! Mizah yazan dostumuz Cihan De- mirci diyor ki: "Bundan tam 22 yıl önce 1982'de bir hainlik yaparak dilimize, argomuza, mi- zahımıza 'Geyik Muhabbetı' sözcük- lerini sokmuştum. Amacım çok konuşup, boş konu- şanlarla dalga geçmekti sadece. An- cak 1990'lann başında içi boşalmaya başlayan toplumumuz bu sözcükler- den 'Muhabbeti' attı ve sadece 'Ge- yik'le yetinmeye başladı. O zaman demiştim; bu kadar içi bo- şalmış bir toplum yakında 'Geyik'ten de sıkılıp sondaki iki harfi yani 'ik'i de atar ve ortada sadece 'Gey' kalır diye. Mizahçı öngörüsüyle bu dediğim de oldu. Artık 'Geyik' de bitti... Şu sıralar ortalıkta sadece 'Gey' var. Bundan sonrası mı? Bu işin sonu 'G' noktasına kadar gidecek korkanm." Cihan'ın yeni öngörüsünün de bir- kaç yıl içinde gerçekleşeceğine inanı- yorum... Ancak "G"ye gelmeden önce sırada "A" ve "B" gibi başka harfler var; "Geyik Muhabbe- ti"nin bu boyutunu da Akif Kökçe açıklıyor "Kızdırmasınlar, A planı olmazsa; B planını devreye sokanz, üstelik C pla- nımız da var, kızarsak D planını bile uy- gulayabiliriz, diyorlar... Kimi kandınyoruz; dünya âlem biliyor ki eni topu iki planımız var; AB planı ile ABD planı." Yüksek Yerilim Hatb Bayram değil seyran değil, medyamız AB konusunda halkı niye öptü? ordincutkufn yahoo.com Yorumsuz - Küreselleşme DENİZBANOGLU Dünya üzerindeki ve denge- lerindeki hızlı değişimler sonucu olsa gerek, ister istemez yeni kavramlar, oluşumlaria tanışıyo- ruz. "Küreselleşme" de bu yeni düzen anlayışının getirdiği olu- şum-kavramlardan biri. Ülke sorunlanyla ilgilı duyariı yurttaş olmanın getirdiği sorumlulukla, biz de bu yeni kavramlann içe- riğini doldurmak üzere, doğaldır, bir yandan uzman kişilerin yo- rumlanna kulak verirken, konu- ya ilişkin yazılan kitap ya da araştırmalan okumayı sürdürü- yoruz. Kimi uzmanlar "küresel- leşmeyi", 21. yüzyılın biçim de- ğiştirmiş "emperyalizmi"olarak tanımlarken, kimileri de "deği- şim ve gelişimin" olmazsa ol- maz'ı diye kabullenilmesi gerek- tiğini ileri sürüyor. Kavramın ya da oluşumun, ekonomik, siyasal, kültürel ve toplumsal temeli olduğundan, tanımını ve yorumunu, kuşku- suz konunun uzmanlanna bıra- kırken, merakiılanna, bu uzman- lann görüşlerini "yorumsuz" ak- tarmanın en doğrusu olacağını düşündüm. Kanştırdığım kitap ve araştırmalardan ilginç buldu- ğum görüşleri iletmekle yetin- dim. Yorum okurtanndır. "Birie- şik Devletler bilgisayar firması Sun Mikro-Sistemleri'nin üst düzey yöneticisi John Gage, "Küresel Ekonomide Teknoloji ve Iş" konulu tartışmalı toplan- tıda, şu görüşü ortaya atıyor: "Iş arayanlardan beşte biri, tüm ürünlen üretmeye ve yüksek ni- telik gerektiren işleri yapmaya yeter. Hangi ülkede olursa ol- sun, bu yüzde yirmi, yaşamda, kazançta, tüketimde ve katılım- da aktif olacaktır." Peki iş ara- yanların yüzde sekseni işsiz mi kalacak? "Çalışmaya Son" ad- lı kitabın Amerikalı yazarı Je- remy Rrfkin, "yüzde seksen iş- sizi büyük sorunlarbeklediğini" söylerken, Sun'un yöneticisi Gage, "Yiyeceğiyemeği olmak veyayem olmak, işte bütün so- run bu" diyor. "Kısaca, gelece- ğin dünya formülü, 20'ye 80 formülünü gösteriyor. Yüzde 80 işsizler ordusu ise, yani dünya- daki gergin nüfus, eski ABD Başkanı Carter'ın Milli Güven- lik Danışmanı Z. Brzezinski'nin insanlan düşüncelerden uzak tutan, "eğlendir" \ıe "bes/e"for- mülü ile denetim altında tutulu- yor. Dışlanmış yüzde 80'in "titty- tainrnent" ile (beslen-eğlen) te- selli edildiği bir toplum düşleni- yor(1) Istanbul'da düzenlenen 21. Dcnya Felsefe Kongresi'nde, Arierikalı Felsefeci Adamantia PHis, "Küreselieşme ve Kültü- re Kimlik" başlıklı oturumda, "çjnûmüz insanlannın, global- lefnenin yarariı olduğunu san- dflannı" belirterek "Küresel epnomi anlayışıyla devlet oto- ritsi ve çokulusiu şirketler, et- nî farklılıklan politize edecek t> gerginlik ortamı yaratacak- tejır. Bu gerginlik, uluslann et- ri gruplar olarak parçalanma- sayol açacaktır" diyerek, kü- t »ialeşmeyi eleştirmişti.(2) "Bu '* £n/a Bir Meta Değildir" baş- |n yazısında Alman Spiegel «rgsinin yazan Harald Schu- da küreselleşmenin an- cak doğru bir sisteme oturduğu takdirde fırsat olabileceğine de- ğindikten sonra şöyle söylüyon "Fakat ekonomileri güçlü ülke- lerin hükümetleri, küreselleşme sürecindeki ekonomik ağlann ve dünya çapındaki iş bölümü- nün sağladıgı imkânlan, ekono- mik başanya ve refahın yüksel- mesinehizmetedecek biryapı- lanmaya dönüştüremediler." Yazar bu çarpık gelişmeye kar- şı yükselen protesto seslerinin, özellikle para piyasalarına ve sistemin kurumlanna yönelme- sine yol açtığını belirterek, gö- rüşlenni şöyle sürdürüyor: "Eleştirilerden en büyük payı alan kurumsa Uluslararası Para FonulMF'dir. IMF'de, çoğunlu- ğu elinde tutan ABD ve Avrupa ülkeleri, özellikle son 20 yılda yaptınm imkânlanna dayana- rak, bu kurum içinde kendi çı- kartannı dayatmaktadırlar. ABD veAvrupa ülkeleri, IMFkanalıy- la ekonomik açıdan bağımlı ül- keleri zorlayarak liberal piyasa ekonomisine karşı gelmelerine son verilmesini istiyorlar." Ya- zar daha sonra şöyle diyor: "Dünya Tıcaret Sözleşmesi" (GATT) 1995 yılına kadar geliş- mekte olan ülkelere, gümrük vergileri yoluyla kendi ürünlerini sanayi ülkelennin üstünlüğüne karşı korumak hakkını verdi. Güncel Ticaret Sözleşmesi'nin (WT0) de yardımıyla tam da bu kalkınma yolu güney ülkelerini yanya indirirken, yabancı yatı- nmcıların ayaklannın altına kır- mızı halı serdiler. Gelişmiş OECD devletleri de sözlerinde durmayıp, bu ülkelerin ürettikle- ri mallan, kendi aralannda uy- guladıkları vergilerin ortalama dört katının dahafazlasını alma- ya devam ediyorlar. Bu uyarla- ma nedeniyle güney ülkeleri her yıl ihracat gelirlerinden ortalama 134milyarABD Dolan kaybedi- yor." Schumann, küreselleşme- den, gelişmiş ülkelerin de payı- nı aldığına değinerek şöyle di- yor: "Şu sıralarsanayiülkelerin- de devam eden ekonomiyiye- niden yapılandırma süreci, bu ülkelerde eşitsizliği harekete geçirmiştir. Biryandan çalışan- lann maaşlan azalırken diğer yandan sermaye sahiplerinin gelirieri giderek artıyor ve ma- kasın ağzı giderek açılıyor. "(3) Yerin kısıtlı olması nedeniyle örneklemeleri arttırmak olası değil. Sonuç olarak, küreselleş- me olgusunun içeride ve dışan- da ciddi boyutlarda tartışılıyor olması bir gerçeği ortaya koyu- yor: Sadece geîişmekte değil gelişmiş olan ülkeler de, bu ye- ni oluşuma karşı ekonomi poli- tikalannı yeniden gözden geçir- meli ve doğru yapılandırmalıdır. Bu özellikle Türkiye dahil, geîiş- mekte olan ülkeler için daha da yaşamsal bir önem taşımakta- dır. Yoksa Amerikalı uzman Ga- ge'in dediği gibi, "yayiyecekye- meğimiz olacak ya da yem ola- cağız". (1) Globalleşme Tuzağı - De- mokrasiye ve Refaha Saldın; Hans-Peter Martin, Harald Schumann (Ümit Yayıncılık). (2) Bilim ve Gelecek dergisi, Haziran sayısı, 'Globalleştirme çağında insan olmak'. (3) Harald Schumann, 'Küre- selleşme Karşıtlan ne istiyor? KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicaku turk.net ÇİZGtLlK KÂMİL MASARACI kamilmasarac'Kn mynet com HARBİ SEMİHPOROY [email protected] HAYAT EPlK TİYATROSU MLSTAFA hayatepikm mynet.com BEN DE ONU TCU$UM AYDIhTA BENZETtYORUM.. BAK Bt KO5E .. BASBAKANI ATATURJfE BENZETTYORMUŞ !.. "AYDIN" OLARAK YANİ ! TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN UEkim ıcmcmumtaz-arikan.com S£S DUVAR/ ASIUYOR! 194-f'OE 8UGÜH, 8İK UÇAK tUe. tCSZ SES DUVrt& özeu.iKLE, ır. oûAjy^t SAVAÇI 'MOAN SOH&I, ±er DAKİ SELJŞMeceR, Ses UIZtNA ULAŞ-rLMAS/U' AMCAK., UÇAKLAH SES HIZIUA » K C A B TILAR OU/ÇMA<T* /*rcO7Z4G TEYO/SU A///V NE&EN/YLE, OLAY "£E£ " ANILMAKTAY&t. ş ( YEAGE& (VGiG OKUMUf?) , "8ELL X-1" APU BÜNU SAfA/BA/V /U£ te/Çf OLMC/Ç, 12. HtZlA SES DUVAI&NI AÇM/ÇTV. A/of-.- t t Anoak, 12. k*r> yük&ekte. 1O6O k*n/saafe. düşen ses A/»/, l DÜZ ÇİZGİ ÜMtT ZİLELÎ Gerdan Kırarak Bel Bükerek! Almanya'nın ünlü Stem dergisindeki o karikatürü gördünüz mü? Büyük olasılıkla görmemişsinizdir; AB'ye girişimi- zi(!) kutlayan güzide medyamızda böyle bir karikatü- rün yer alması beklenemezdi dojal olarak... Aydın- lık dergisine kapak olan karikatür, Avrupa'nın Türki- ye'yi AB'ye, üstelik 15 senelik bir ucu açık süreçte nereden almayı düşündüğünü pek güzel ortaya ko- yuyoıi Karikatür şöyle: - Bir kapı, üstünde ünlü 12 yıldız, ortasında "Avrupa Biıiiği"yazıyor... Kapının önünde elleri ve ayaklan üzerinde, yani dört ayaklı pozisyo- nunda btyıklı bir yaratık, kapının altına açılmış, köpeklerin eve girip çıkmasına yarayan küçükalt delikten kafasını sokmaya çalışıyor... Hemen ya- ni başında valizi duruyor, sapında da Türkiye Cumhurjyeti'nin bayrağı... Evet, köpek girişiü! Avrupa medyasının ve de ka- rar mekanizmalannın, Türkiye Cumhuriyeti'nin Avru- pa Biriiği macerasına bakışları böyle... - Bizimkiler ise sevinçten göbek atıyor! Lozan öldü yaşasın Sevr! Bizimkileri sevinçten çılgına çeviren rapor ne di- yor? - Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan Lozan Antlaşması yetersizdir diyor! - Yalnızca Rumlann, Enmenilerin, Yahudilerin azın- lık olması yetmez, başta Kürtler plmak üzere diğer topluluklara da azınlık statüsü verilmelidir diyor! - "Sünni olmayan Müslüman azınlık" kavramı ya- ratılarak, Alevilere de azınlık hakkı verilmelidir diyor! - Heybeliada Ruhban Okulu açılsın, Fener Rum Patrikhanesi'ne tüzelkişilik verilsin ve evrenselliği (ekümenliği) tanınsın diyori Aslında son derece ustaca bir diplomatik dille ya- ZJİmış llerleme Raporu'nda Avrupalı, o raporda yer aimayan ama 150 sayfanın özeti olacak şu tek cüm- leyi, hançeresini yırtarcasına haykınyon - Lozan tamam, Sevr'e devam! Bizimkiler ise omuz titretiyor! 'Sömürge valisi tavn!' Bizimkiler takla atıyor, Avrupa ise kaynıyor! Bu rapor bile yetmemiş olacak ki, Avrupa'nın ka- rar mekanizmalan "eşeği 15 yıl sonra bile iyice sağ- lam kazığa bağlayacak" önlemleri şimdiden yaratma- ya çalışıyor... - Almanya'da iki Hıristiyan demokrat parti CDU ve CSU Türkiye'nin AB üyeliğine karşı halktan imza top- lamak için harekete geçti bile. Almanya'nın yakın ge- lecekteki başbakanı olarak görülen Hıristiyan De- mokrat Biriik Gene) Başkanı Angela Merkel, "Tür- kiye'nin imtiyazlı ortaklığı için ve AB'ye tam üye- liğine karşı böyle birgirişimi ben de düşünebili- rim" dedi. Merkel'i hatırlayacaksınız; hani Türkiye ziyareti sırasında Tayyip Bey'in yüzüne "tam üye- lik olmaz, imtiyazlı ortaklık verelim" demişti! - Fransa eski başbakanlarından Edouard Balla- dur, RTL radyosuna yaptığı açıklamada "önümüz- deki uzun dönemde Türkiye'ye geçici bir 'imti- yazlı ortaklık' önerisi götûrülmelidir" dedi. Diğer ülkelerden, örneğin Avusturya'dan, Slovak- ya'dan, Belçika'dan, Hollanda'dan, Danimarka'dan söz etmiyonjm bile! AB'nin iki baş aktöründe yapı- lanlar Türkiye için nelerin tezgâhlandığını gösterme- ye yetiyor! Bizimkiler ise bir yandan göbek atıyor, diğer yan- dan da gerçekleri işaret etmeye çalışanlara öfkele- niyor, "ah bu karamsarlık" başDklan atıyor! Engin kürtüre sahip "köşe yazarlan" Avrupa'nın bu karan bile nasıl büyük zorluklaria aldığını, anlayışlı olmamız gerektiğini, doğal olarak biz Türkl|rden çok korktuk- lannı anlatıyor! Serbest dolaşımın aslında pek matah bir şey olmadığını, nasıl olsa on yıllık süreçte pek çok şeyin değişeceğini yazanlara da rastlanıyor tabii! Bizimkiler, AB'nin en ateşli savunucusu, bu uğur- da elinden gelenin ötesinde uğraş vermiş Mesut Yıl- maz a bile kızıyoriar! Bunlann bu denli öfkesini çe- kecek ne demişti Yılmaz: - Rapor terbiyesizce bir üslupla yazılmış... Sanki bir sömürge valisi gibi davranıyoriar. Mü- zakereler sonunda AB üyeliği diye bir şey veril- miyor. Maalesef kandınlıyonız. Kandınldığımız yetmiyormuş gibi, bir de bayram yapıyoruz.. Bizimkiler gerdan kınyor, bel büküyorü! E-posta: [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLMNSAĞA: 1/ Yapraklan güzel kokulu bir süs bitkisi. 2/Zekâ gerili- 3 ğinin ileri şekli... Doğal ve tarihsel özelliklerin- den dolayı koruma altına alman alan. 3/ Birnota... tn- 9 san dışkısı. 47 Eski dilde su... Önü- ne geldiği birimi bir milyonla çarpan önek. 5/Gürcistan'ın güneybatı ucundaki 4 özerk cumhuriyet. 6/ 5 Yeryüzünün ya da 6 bir parçasuıın, belli bir ölçeğe göre kü- 8 çültülüp düzlem 9 üzerine çizilen taslağı... Eski Mısır'da güneş tan- nsı. 7/Dünya işlerini hoş gören, kalender kimse... Sosyolojide boy. 8/Belirti... Bir soru eki. 9/Ken- dini beğenme, bencillik. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Beyaz ve güzel kokulu çiçekler açan bir ağaç- çık. 2/Tavır, davranış... Eskiden şairlerin kaside- lerinde övgüsünü yaptıklan kişilerden aldıklan para ya da armağan. 3/Bir nota... Üzüm şırasının tortulannı çökertmekte kullanılan, kille kanşık kireçli toprak. 4/Matematikte büyük çarpmalan, bölmeleri, kök ve kuvvet alışlannı yapabilmek için bulunan bir yol. 5/ Yunan abecesinde bir harf... Köpek... Küçükmağara. ^/Orucabaşlama zamanı. 7/Güzelden anlayan ve güzeli en yüce de- ğer sayan kimse... Romanya'nın para birimi. 8/ Kuzey Amerika'da bir şelale. 9/Çinsel güçsüzlük.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle