18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZt Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, yazdığı diğer makalelerde de Islami demokrasi isteğini dile getirdi Dine dayalısistemi savunan adamT"*^ ün,Dinçer'inBigiveHikıııetDergisi'nin / 1 1995 yılı, 12. sayısında çıkan yazısının * S sosyal bilimler açısından analizi yapıl- mıştı. Acaba, Dinçer'ın başka yazılan var mı? Dınçer acaba başka yazılarında da aynı düşün- ce yapısını mı sürdürüyor? Dinçer'ın, aynı der- gide yayımianmış başka yazılannı da inceledik. Aşağıda yazılann da çözümü yapılmıştır. Önce- likle, Bflgi ve Hikmet Dergisi hakkuıda alt sütun- da bilgi verilmiştır. Bu makaleleri bulup çıkaran ve özetleyen ga- zetemiz yazarı IşıkKansu. Dinçer'in Islami de- mokrasi ıstediğini yazdı. (Cumhuriyet 25.12.2003) Derginin "Yaz 1993 ve 1994" sayılannda, "De- mokrasi \eden tstenir"ve "Ekonomide Yeni Bo- yuüar" adlannı taşıyan yazılan yazdı. Dinçer, tanm toplumunun tek gerçeği olan ta- biatın yerini günümüz toplumlannda bilgi ve teknolojiye bıraktığını aktararak "Ancakbuger- çeğin bağu yarabcıdan kopuktur; kendi yaran- cısından bağını kopararak uzaklaşan insanm şimdilikbubagıkurTnagirişimininolmamasıen- dişe vericidir" diyor. Burada Dinçer. açıkça orta çağlann düşünce sistemine özenmektedir. Bılindiğı gibi Aydınlan- ma Devrimi'nden önce, "insanın bağı", "yara- tanma" kesin bağlılıktı. Eleştirel akıl yoktu. Din- çer, bu bağ kurma girişiminin olmamasını "en- ÖMER DtNÇER Ensar Mıkfi kurucular kurulu üyesi ~TT"zxmx Yönetimi Temel Kanunu tasansının §C da baş miman olarak bilinen Başbakanlık _£. V . Müsteşan Ömer Dinçer in kurucular ku- rulu üyesi olduğu Ensar Vakfi' nın senedinde "mü- li ve manevi değerlere bağh kabflh etö gençlere her derecede tahsfl imkânı haarlamak. Kuranı ke rim kurslan açmak, inıam hatip liseterindeeğitimveöğ- retimin daha verimii hak geunesi için her türlü ça- hşmayı yapmak, mezunlan arasuıda irtibaü sağla- mak" amaçlan da yer alıyor. Ensar Vakfi Mütevel- li Heyeti Başkanı Ahmet Şişman'ın aynı zaman- da, Ömer Dinçer'ın 1993-1995 yıllan arasında yaz- dığı makalelerini yayımladığı "Bflgive Hflanet" der- gjsinin sahipliğini üstlendiği belirlendi. Bilgi ve Hik- met dergisinin Ankara sorumluluğunu da Başba- kan Erdoğan'ın danışmanı, onun konuşmalannı yazan AKP Milletvekili ÖmerÇefiküstlenmişti. Vakıf-Rabtta lllsklsl AKP Istanbul Milletvekili ve eski Istanbul Bü- yükşehirBelediyesi Genel Sekreteri Mustafa Açı- kahn, Beyoğlu Belediye Başkanı ve Istanbul Bü- yükşehir Belediye Başkan adaylığı için adı geçen AKP'li KacKrTopbaş ile yıne AKP'li Bağcılar Be- lediye Başkanı Feyzuflan Kryıkhk'ın da Kurucu- lar Kurulu üyesi oldugu Ensar Vakfi'nın genel mü- dürlüğünü Sabahattin Karasu yürütüyor. Kara- su'nun adı, bombalı bir saldın sonucu 1993 yılın- da yaşamını yitiren gazetemiz yazan Uğur Mum- cu'nun "Rabrta" adlı kıtabında, Suudi Arabistan Krallığı tarafindan kurulmuş "Rabrta" örgütünün parasıyla 12 Eylül'den hemen sonra yurtdışına imam olarak gönderilen din görevlileri arasında ge- çiyor. Vakfin bir diğer kurucusu Ömer tztop da yi- ne Rabıta parasıyla yurtdışına giden imamlar ara- sında yer alıyor. Plldcat ceken Islmler ömer Dinçer'in geçmişte görev yaptığı Marma- ra Üniversitesi'nden çok sayıda öğretim üyesinin de Ensar Vakfi'nda kurucular kurulu üyeliği yap- ması dikkat çekiyor. Bunlar arasında Prof. Dr. Ce- lal Erbay, Prof. Dr. LKafi Dönmez, Prof. Dr. tsma- U E. Erünsal, Prof. Dr. LLütfî Çakan, Prof. Dr. M. Aldf Adın sıralanıyor. Ensar Vakfi'nda aynca, çok sayıda ilahiyatçı ve Diyanet Işleri Başkanlığı yet- kilisinin de kuruculuk görevi üstlendiği saptandı. Istanbul Bağcılar'da 1998 yılında kurulmuş özel "Ensar KolejT ve çeşitli kitaplar basan "Ensar Neşriyat Şirketi" bulunan vakfin yayınlan arasın- da Prof.Dr. HavTeddmKaraman'ın "Türkrye'dels- lamlaşmaveÖnündekiEngeUer'' adlı kitabı dayer alıyor. Bir Bürokratın Kamu Yönetimi Ögretim Üyesi Dr. ALEV COŞKUN aşbakanlık Müsteşan açıkça şunlan söylüyor: 1. Din'e dayalı bir sistem öneriyor. 2. Bunu sağlamak için Prens Sabahattin'in "Adem- i merkeziyet" düşüncesine paralel bir düşünce sistemi geliştiriliyor. 3. Din ve vicdan özgürlüğü, devletin ideolojik karakteri olmalıdır deniliyor. 4. Başbakanlık Müsteşan tüm yazdıklannı ve düşündüklerini Kamu Yönetimi Temel Yasası Tasansı ile hayata geçirmek istemektedir. dişe verid" olarak görüyor. Aynı derginin "Bahar 1994" sayısında yayım- lanan "Demokrasi Neden tstenir" adlı makale- sinde Dinçer, "toplumun en üstve büyükbirim- lerinden en alt ve küçük birimine kadar adem-i merkezi bir şekilde örgütfcıunesi" gerektiğine değinerek "Böylece, haDan kendisrvieflgflikarar- lan kendisinin ve yerinde verebfleceği bir yapıya ulaşıhıuş olur. Merkezi bir örgûtknme yapısına sahip topiumlar, sağhkh bir katıhm gerçekleşti- remezler'' görüşlerini savundu. Dinçer" ın maka- lesinde yer alan kimi bölümler şöyle: • Devletin ideolojik bir karakten, halkı sade- ce belirli sınırlar içinde söz sahibi kılmakta, ço- ğu kere din ve vicdan özgürlüğü gibi en tabıi in- san haklanyla ilgili talepler dahi devletin kah ce- zalandırma gücü karşısında bastınlmaktadır. • "tslam düşüncesi ve tarih görüşü açısmdan incelendiği zaman, yukanda genel olarak çerçe- vesi çizilen demokrasi düşüncesinin meşruiye- ti kabul edilemez." (s. 102) • "_düşü)en fonksiyonel demokrasi anlayışı- m, tsiam düşüncesinin hoşgörü ile karşdayacağı söytenemez." (s. 103) • "_ Islam inancının ortaya koyduğu hak öl- çülerini yerine getirmede halİon iradesini ön pla- na çıkaracak, aktif kaühnun sağlandığı yeni bir demokrasi düşüncesine ve uygulamasına ihtiyaç oldugu söylenmetidir." (s. 103a) • Ülkemizde mevcut demokratik uygulama- lann muhtev asına bakıldığı zaman, özürlü oldu- ğu ve insanm bu ihtıyacına yeteri kadar cevap veremediği görülmektedir. Dolayısıyla. Islam inancının ortaya koyduğu hak ölçülennı yerine getirmede halkın idaresinı ön plana çıkaracak, aktifkahlımın sağlandığı yeni bir demokrasi dü- şüncesine ve uygulamasına ihtiyaç olduğu söy- lenmelidir. Bu yazılar. yeniden analize tabi tutulmaya ge- rek kalmayacak derecede açıktır. Bu makalelerde sözü edilen demokrasi, demok- rasi kültüründen nasibini alamamış bir işletme iktisadı öğretım üyesinin demokrasi konusundaki bilımsel olmayan bölük pörçük fikırleridir. Za- ten bu yazılar için gösterilen kaynaklarda: "Or- ganizasyon teorisT, "Orgütsel DavTanış" gibi makalelerden yararlanılmış. Oysa, demokrasi- yi anlamak için önce karanlık ortaçağı, Sanayi Devnmi'nden sonra oluşan burjuvaziyi, 18. yüz- yılda doruğa erişen Aydınlanma felsefesini iyi bilmek gerekir. Bunlan bilmeden de demokra- si teorisı ve demokrasi fikn anlaşılamaz, özüm- senemez. Bunlar bilinirse din devleti, laik dev- let üdlemini anlamayabilıriz. Prof. Dinçer'in ör- iddiaetti Türban eylemi yapanlar da Ömer Dinçer gibi laiklik ilkesinin yerini daha müslüman bir yapıya devretmesi gerektiğini savunuyor. Görüşlerinin ~T\ aşbakanlık Müsteşan Prof. Dr.ÖroerDin- r i çer, "21. yüzyüa girerken dünya ve Türki- A-J ye gündeminde Islam' 1 konulu sempoz- yumdakı görüşlerine sahip çıktı. Dinçer, Başba- kanlık Basın Merkezi aracılığıyla bir açıklama yapn. 19-21 Mayıs 1995'te Sıvas'ta düzenlenen sempozyumdaki görüşlerinin bir bütün olarak de- ğerlendirilmesini isteyen Dinçer, yaptığı çalışma- nın "takryye bdgesi türünden yakışıksız ifadder- kbağtammdj>n kopanttgmı" öne sürdü. O dönem- deki konuşmasında laiklik ilkesinin yerini "daha Müslüman bir yapıya devretmesi gerektiğmi" sa- vunan Ömer Dinçer, yaptığı yaalı açıklamada da > r aklaşık 9 yıl önceki bu görüşlerinin Türkiye'de- ki gehşmelerle doğrulandığıru, birçok bilim ada- mının da benzer sonuçlara ulaştığını öne sürdü. Dinçer'in 3 Ocak 2004'te yaptığı basın toplan- tısı gazetede şu haberle yer almıştı: BaşbakanhkMüsteşan Prof. Dr.Ömer Dinçer, 1995 yümda Sıvasta sunduğu '21. Yüzyıla Girer- ken Dunya ve Türkiye Gündeminde tslam"konu- lu makaksivie Ugili sorulardan kaçmdL Cumhurivet ve laiküğe iüşkin ısrarb sonüara kaı^nc(\anıtiar\ermektenkaçınanDinçeı;'Cum- huriyet döneminde doğmuş bir kişınin Cumhuri- yete karşı olması için aklını peynir ekmekle ye- mış olması lazım' demekle yetindi Dinçer, Baş- bakanlıkta gazetedlere kahvaltıh basın toplanüsı düzenledi Dinçer'in, 'Cumhuriyetin ışlevsızliğı- ni' ve siyasal Islami savnnan görüşlerine ifişldn makaleye dair >^mt vereceği beklentisi nedeniyle toplanüya kanlım otdukça vüksek okhı. Ancak Dinçer. toplantıda bu yöndeki sorulara yanıt ver- mek yerine gazeteciierin sorunlannı dinlevip Baş- bakanhk'ta karşılaştığı güçlükleri anlatmayı ter- dhetti. Gazeteciierin şikâyçderini bir bir not alan Dinçer, konu tekrar kendi makalesine inşknı soru- lardayoğunlaşmca,yDrum yapmak istemediğini söy- ledL Gazetecikrin ısrarfa sorulanndan bunalan Dinça;kısaaçıklamalaryapmaklayçtindL Dinçer'in gazeteciierin sorulannaverdigi \anraarözetie şöy- le: - Sizce Cumhuriyet ve laiklik neyi ifade ediyor? Dinçer: Başka sorusu olan var mı? - Makalenizin birinci bölümünde de tarikaaan övdüğünüz izlenimi çıkıyor. Bu yönde de eieştiri- ler var. Açüdamamz olmayacak mı? Dinçer: Cumhuriyet döneminde doğmuş bir kı- şinin Cumhuriyete karşı olması için aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım. Beni şimdij'e kadar tanımış olmanız lazım. Benim tüm sözlerimde açık olduğum, samimi olduğum ve beynimin ar- kasında başka planlan olmayan bir insan olduğu- mu şimdiye kadar fark etmiş olmanız lazım. Bu- nu fark etmedıyseniz, zaten sizin gazeteciliğiniz de sorgulanır - Bu makaleden dolayı devletin hassas kurum- lanyia sorununuz oldu mu? Dinçer Ha>nr olmadı. Hiç olmadı. - Makalenizin ortaya çıkmasuıdan sonrazordu- rumda bırakmamak için Başbakan'a gidip istifa- nın venneyi düşündünüz mü? Dinçer: Ha>ir, niye edeyim. Arkadaşlar bu ül- kede bazı şeyler dışından gorüldüğü gibi değil. Bu açıklamalanmı da yazmayın. Çünkü cevap verdık- çe karşı taraf da çıkıyor. Mevcut tartışma ortamı- mızm çok sağlıklı oldugunu duşünrnüyorum. O yüz- den kaçınıyorum, bazı sorulara yanıt vermekten." Bu basın toplanhsı nedeniyle Hürriyet Başya- zan Oktay Ekşi "KaçamakYapıyor" adlı yazısın- da (4 Ocak 2004) Dinçer'in açıklama yapmaktan kaçındığını belirtti. Ekşi şunlan yazdı. Demek istediğimiz. Sayın Dinçer'in "kaçamak" yanıtlarla gerçeği saklayamayacağıdır. Nıtekım bu sözleri söylemek üzere çağırdığı gazeteciierin "laikBğe baktşT hakkındaki sorulara verdiği ya- nıt da, en az yukandakı kadar "kaçamak"nr. Şöy- le dıyor: "Ben konuştukça, karşı taraf (karşı taraf dedı- ğı laikcumhuriyeti savunanlar) cevap v«rdikçebü- yüyecek bir mesele- Ülkeyi germeyeflm." Yanıtın anlamı çok açık. Dinçen "Cumhuriyetflkesininyerini kaahmabiryöne- time devretmesi gerektiği ve nihayct Laiklik flkesi- nin yerinin lslamla bütünleşmesi (laikükten vazge- çilmesi demekistiyor ama cesaret edemiyor) gerek- H olduğu kanaatini taşryorum. Böviece Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıcta ortaya koyduğu, bü- tün temel ilkelerin. Laiklik. Cumhurivet ve Mflü- v^tçSkgibibb\oktemdakeıım>mıi(J)dahaMü»- lüman bir yaprva devretmesi zorunhıhığu ve arnk bunun ramanınm geldiği düşüncesini taşryorum'' şeklındekı sözlerinden kesınlikle vazgeçmediği- ni ifade ediyor. Burada dikkat edilecek nokta şu- dur: Evet Dinçer, cumhuriyete karşı padışahlığı is- temiyor. ama başka bir cumhuriyet istiyor. Islamın egemen olduğu bır Islam cumhuriyeti istiyor. gütsel davranış, işletme iktisadi gibi konulan in- celerken demokrasiyi anlamak yönünde bir ça- ba sarfetmediğı açıkça görülüyor. Ama Imam Ha- tipte okurken aldığı din kültürü ve siyasal isla- ma bağlanması nedeniyle kimı kavramlara din- sel fikirler yükleyerek demokrasinin esasmı an- lamadan siyasal islamm iktidara el koymasmı öne- ren fikirler üretiyor. Bu bölük pörçük düşünce- ler bilimsel ohnaktan çok uzaktır. Çağdaş demok- rasinin laiklik ilkesi olmadan gerçekleşemeye- ceğini, Dinçer anlayamamış. Başbakanlık Müsteşan Dinçer açıkça şunlan söylüyor: 1. Din'e dayalı bir sistem öneriyor. Bunun adı "İstarni Cumhuriyet" ya da "tslami demokra- si" olabilır, yeter ki "tslamiesaslar" kabul edil- sin. 2. Bunu sağlamak için Prens Sabahattin'in "Adem-i merkeziyet" düşüncesine paralel bir düşünce sistemi geliştiriliyor. 3. Dinçer'e göre: Din ve vicdan özgürlüğü, dev- letin ideolojik karakteri olmalıdır. 4. Başbakanlık Müsteşan tüm yazdıklannı ve düşündüklerini Kamu Yönetimi Temel Yasası Tasansı ile hayata geçirmek istemektedir. Yarın: Kamu yönetlmlnde yeniden düzenleme nedir? BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARLIĞI Bürokrasinin tepesindeki makam 7 azdığı yazılar bunlann arkasında dur- ması ve hazırladığı Kamu Yönetimi Yasa Tasansı ile gündemin birinci mad- desine oturan Prof. Omer Dinçer neden bu ka- dar gürültü kopanyor. Hemen herkes, tüm başyazarlar Ömer Dinçer hakkında yazılar yazıyorlar, neden? Bunun nedeni sadece Din- çer'in fikirleri değildir. Işgal ettiği pozisyon ve makamı Türk siyasal ve anayasal siste- minde son derece önemlidir. Başbakanlık Müsteşan, Türk kamu yönetiminde bürokra- sinin en üstündeki kişidir. Bürokrasinin en giıçlü kl$lsl Türk anayasa ve siyasal sistemine göre Baş- bakan. "BakarüarKunıhı'nunbaşbakanıdır n ve "bakanhklar arasında işbhüğmi sağlar,ge- nel siyasetin yüriitülmesini gözetir." Kamu yönetimi öğretim üyesi, Prof. Eryıl- maz'ın da belirttiği gibi "Başbakanm, Bakan- lar Kurulu'nda önemli bir sryasi lideıük ko- numu vardır. Bakanlar Kurulu üyeteri içinde arük eşitler arasuıda birincUik (primus inter panes) değildir. Başbakan Bakanlar Kuru- lu'nda daha güçlü ve hâkim pozisvondadır. (B. Eryümaz, Kamu Yönetim 1999, s. 89) Kuşku- suz 1982 Anayasası ile bu derece güçlenmiş olan başbakanhğm, müsteşan da Türk mer- kez bürokrasisinin en güçlü kişisi konumuna gelmiştir. Her belge ellnden geclyor Başbakan'a sunulan her e\Tak, her belge muhakkak Başbakan Müsteşan'nın parafını taşır. Başbakanlık Müsteşan Başbakan adına, tüm bakanlıklara, tüm merkez ve yerel bürok- rasiye tek başına imzalayarak yazı ve direktif gönderebilir. Başbakanlık Müsteşan Başbakan- lık'a verilen görevlerin yapılmasmı ve bakan- lıklar arasında eşgüdum ve işbirliğini saglamak- la görevlidir. Başbakanlık Müsteşan, merke- zi yönetimdeki bütün müsteşarlann başıdır. Başbakan siyasal bir kişilik olarak bakanlık- lara yön verir. Başbakanlık Müsteşan, Başba- kan adına, onun direktif ve emirleri yönünde merkez bürokrasisini yönlendirir. Devlete iliş- kin en derin bilgiler burada toplanır. MlT ra- porlan buraya gelir. Başbakanlık Müsteşa- n'nın örtülü ödenekten en kritik istihbarat bil- gilerine kadar her şeyden bilgisi vardır. Işte Is- lamcı Dinçer'in böyle bir makamda otunnası kuşkulan arttınyor... 21 Mayıs tarlhlerlnde yap Diııçer: Lafldiğin yerini lslamla bütünleşme ahııalı on değişme ve gelişmeler karşısında ortaya çıkan üçüncü tespit ise, özellikle insanlarda bağımsızlık duygusu temayülünün artmasıdır veya devlet yönetimine yönelik olarak katılma taleplerinin çoğalmasıdır. Yine bunu aslında ilkeler açısmdan göz önüne aldığirmz takdirde Türkiye'de cumhuriyet ilkesinin yerini kahlımcı bir yönerime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerinin îslamla bütünleşrnesinin gerekli olduğu kanaatini taşıyorum. Böylece Türkiye Cumhuriyetı'nin başlangıcta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı daha adem-i merkezi daha Müslüman bir yapıya deıvretmesi zorunluluğu ve aruk bunun zamanınm geldiği düşüncesini taşıyorum. Bu bakış açısmdan hareketle dünyadaki değişme ve gelişmeler karşısında, "Türkiye 3e dünyadaki tslami harekerJerin gekceği nasi ohn"?" sorusuna aşağıdaki gibi cevap vermek mümkün olur: Siyasi öncelikli Islami hareketler açısından dünyaya baktığımız takdirde birtaİam gelişmelerin oldugunu görmemiz mümkündür. Bunlan gruplandıracak olursak Afganistan, Pakistan ve Cezayir siyasi önceükli Islami hareketin başanya ulaşamadığı ülkeler olarak değerlendirilebilir. Iran, Malezya ve Sudan ise gelecekte belirsizliklerin olduğu ülkeler olarak tammlanabilir. Afganistan'daki siyasi gelişme, daha çok milliyetçilik temayülleri taşımakta ve kültürel öncelikli Islami hareketlerin ohnadığı bir görünüm arz etmektedir. Hatta bu ifadeyi yukanda saydığımız ülkelerin tümü için de söylememiz mümkündür. Istisna olarak belki Pakistan'ı bunlann dışında tutmak mümkün. Tebliğ cemaati ile Cemaat- i Islami hareketlerinin hem kültürel öncelikli hem de siyasi öncelikli hareketleri kapsadığını söyleyebihriz; ama aralanndaki üıanılmaz kopukluk sebebiyle Cemaat-i Islami'nin özellikle Ziyau'1-Hak hareketiyle gerçekleştirdiği faaliyetlerin sonunun gelmemesi, bizim için ders alınması gerekb bir gelişmedir. Nitekim bugün orada 9 tane tslami hareket bir araya geldiği halde Butto'ya yetışememektedir. tran'ın, Malezya'nın ve Sudan'ın ise umutla beklediğimiz ama belirsizük ifade eden bir yapısı vardır. Kültürel öncelikli hareketler açısmdan baktığımızda Mısır'daki Oıvân-ı Müslimin hareketi ve daha sonra onun bölünmesiyle ortaya çıkan akımlann çok etkin sonuçlar aldığmı ifade etmek de zordur. Türkiye'nin tüm Islam ülkeleri içerisinde çok önemli bir yeri bulunduğunu ifade etmemiz doğru olur, kanaatindeyim. Çünkü hem kültürel öncelikli îslami hareketlerin yoğun bir şekilde uygulandığı ve ön planda olduğu, hem de siyasal öncelikli Islami hareketlerin yine etkin bir şekilde bulunduğu ve iktidara doğru yürüdüğünü görmemiz mümkündür. Her ikisindeki gelişme de paraleldir. 1980'li yıllardan sonra birbirine karşı kapalı olan bu hareketlerin açüdığım ve etkileşim halinde olduklanm görüyoruz. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle