Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 OCAK 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DİZt
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, yazdığı diğer makalelerde de Islami demokrasi isteğini dile getirdi
Dine dayalısistemi savunan adamT"*^ ün,Dinçer'inBigiveHikıııetDergisi'nin
/ 1 1995 yılı, 12. sayısında çıkan yazısının
* S sosyal bilimler açısından analizi yapıl-
mıştı. Acaba, Dinçer'ın başka yazılan var mı?
Dınçer acaba başka yazılarında da aynı düşün-
ce yapısını mı sürdürüyor? Dinçer'ın, aynı der-
gide yayımianmış başka yazılannı da inceledik.
Aşağıda yazılann da çözümü yapılmıştır. Önce-
likle, Bflgi ve Hikmet Dergisi hakkuıda alt sütun-
da bilgi verilmiştır.
Bu makaleleri bulup çıkaran ve özetleyen ga-
zetemiz yazarı IşıkKansu. Dinçer'in Islami de-
mokrasi ıstediğini yazdı. (Cumhuriyet 25.12.2003)
Derginin "Yaz 1993 ve 1994" sayılannda, "De-
mokrasi \eden tstenir"ve "Ekonomide Yeni Bo-
yuüar" adlannı taşıyan yazılan yazdı.
Dinçer, tanm toplumunun tek gerçeği olan ta-
biatın yerini günümüz toplumlannda bilgi ve
teknolojiye bıraktığını aktararak "Ancakbuger-
çeğin bağu yarabcıdan kopuktur; kendi yaran-
cısından bağını kopararak uzaklaşan insanm
şimdilikbubagıkurTnagirişimininolmamasıen-
dişe vericidir" diyor.
Burada Dinçer. açıkça orta çağlann düşünce
sistemine özenmektedir. Bılindiğı gibi Aydınlan-
ma Devrimi'nden önce, "insanın bağı", "yara-
tanma" kesin bağlılıktı. Eleştirel akıl yoktu. Din-
çer, bu bağ kurma girişiminin olmamasını "en-
ÖMER DtNÇER
Ensar Mıkfi
kurucular
kurulu üyesi
~TT"zxmx Yönetimi Temel Kanunu tasansının
§C da baş miman olarak bilinen Başbakanlık
_£. V . Müsteşan Ömer Dinçer in kurucular ku-
rulu üyesi olduğu Ensar Vakfi' nın senedinde "mü-
li ve manevi değerlere bağh kabflh etö gençlere her
derecede tahsfl imkânı haarlamak. Kuranı ke rim
kurslan açmak, inıam hatip liseterindeeğitimveöğ-
retimin daha verimii hak geunesi için her türlü ça-
hşmayı yapmak, mezunlan arasuıda irtibaü sağla-
mak" amaçlan da yer alıyor. Ensar Vakfi Mütevel-
li Heyeti Başkanı Ahmet Şişman'ın aynı zaman-
da, Ömer Dinçer'ın 1993-1995 yıllan arasında yaz-
dığı makalelerini yayımladığı "Bflgive Hflanet" der-
gjsinin sahipliğini üstlendiği belirlendi. Bilgi ve Hik-
met dergisinin Ankara sorumluluğunu da Başba-
kan Erdoğan'ın danışmanı, onun konuşmalannı
yazan AKP Milletvekili ÖmerÇefiküstlenmişti.
Vakıf-Rabtta lllsklsl
AKP Istanbul Milletvekili ve eski Istanbul Bü-
yükşehirBelediyesi Genel Sekreteri Mustafa Açı-
kahn, Beyoğlu Belediye Başkanı ve Istanbul Bü-
yükşehir Belediye Başkan adaylığı için adı geçen
AKP'li KacKrTopbaş ile yıne AKP'li Bağcılar Be-
lediye Başkanı Feyzuflan Kryıkhk'ın da Kurucu-
lar Kurulu üyesi oldugu Ensar Vakfi'nın genel mü-
dürlüğünü Sabahattin Karasu yürütüyor. Kara-
su'nun adı, bombalı bir saldın sonucu 1993 yılın-
da yaşamını yitiren gazetemiz yazan Uğur Mum-
cu'nun "Rabrta" adlı kıtabında, Suudi Arabistan
Krallığı tarafindan kurulmuş "Rabrta" örgütünün
parasıyla 12 Eylül'den hemen sonra yurtdışına
imam olarak gönderilen din görevlileri arasında ge-
çiyor. Vakfin bir diğer kurucusu Ömer tztop da yi-
ne Rabıta parasıyla yurtdışına giden imamlar ara-
sında yer alıyor.
Plldcat ceken Islmler
ömer Dinçer'in geçmişte görev yaptığı Marma-
ra Üniversitesi'nden çok sayıda öğretim üyesinin
de Ensar Vakfi'nda kurucular kurulu üyeliği yap-
ması dikkat çekiyor. Bunlar arasında Prof. Dr. Ce-
lal Erbay, Prof. Dr. LKafi Dönmez, Prof. Dr. tsma-
U E. Erünsal, Prof. Dr. LLütfî Çakan, Prof. Dr. M.
Aldf Adın sıralanıyor. Ensar Vakfi'nda aynca, çok
sayıda ilahiyatçı ve Diyanet Işleri Başkanlığı yet-
kilisinin de kuruculuk görevi üstlendiği saptandı.
Istanbul Bağcılar'da 1998 yılında kurulmuş özel
"Ensar KolejT ve çeşitli kitaplar basan "Ensar
Neşriyat Şirketi" bulunan vakfin yayınlan arasın-
da Prof.Dr. HavTeddmKaraman'ın "Türkrye'dels-
lamlaşmaveÖnündekiEngeUer'' adlı kitabı dayer
alıyor.
Bir
Bürokratın
Kamu Yönetimi Ögretim Üyesi
Dr. ALEV COŞKUN
aşbakanlık Müsteşan açıkça şunlan söylüyor: 1. Din'e dayalı bir
sistem öneriyor. 2. Bunu sağlamak için Prens Sabahattin'in "Adem-
i merkeziyet" düşüncesine paralel bir düşünce sistemi geliştiriliyor.
3. Din ve vicdan özgürlüğü, devletin ideolojik karakteri olmalıdır deniliyor.
4. Başbakanlık Müsteşan tüm yazdıklannı ve düşündüklerini Kamu
Yönetimi Temel Yasası Tasansı ile hayata geçirmek istemektedir.
dişe verid" olarak görüyor.
Aynı derginin "Bahar 1994" sayısında yayım-
lanan "Demokrasi Neden tstenir" adlı makale-
sinde Dinçer, "toplumun en üstve büyükbirim-
lerinden en alt ve küçük birimine kadar adem-i
merkezi bir şekilde örgütfcıunesi" gerektiğine
değinerek "Böylece, haDan kendisrvieflgflikarar-
lan kendisinin ve yerinde verebfleceği bir yapıya
ulaşıhıuş olur. Merkezi bir örgûtknme yapısına
sahip topiumlar, sağhkh bir katıhm gerçekleşti-
remezler'' görüşlerini savundu. Dinçer" ın maka-
lesinde yer alan kimi bölümler şöyle:
• Devletin ideolojik bir karakten, halkı sade-
ce belirli sınırlar içinde söz sahibi kılmakta, ço-
ğu kere din ve vicdan özgürlüğü gibi en tabıi in-
san haklanyla ilgili talepler dahi devletin kah ce-
zalandırma gücü karşısında bastınlmaktadır.
• "tslam düşüncesi ve tarih görüşü açısmdan
incelendiği zaman, yukanda genel olarak çerçe-
vesi çizilen demokrasi düşüncesinin meşruiye-
ti kabul edilemez." (s. 102)
• "_düşü)en fonksiyonel demokrasi anlayışı-
m, tsiam düşüncesinin hoşgörü ile karşdayacağı
söytenemez." (s. 103)
• "_ Islam inancının ortaya koyduğu hak öl-
çülerini yerine getirmede halİon iradesini ön pla-
na çıkaracak, aktif kaühnun sağlandığı yeni bir
demokrasi düşüncesine ve uygulamasına ihtiyaç
oldugu söylenmetidir." (s. 103a)
• Ülkemizde mevcut demokratik uygulama-
lann muhtev asına bakıldığı zaman, özürlü oldu-
ğu ve insanm bu ihtıyacına yeteri kadar cevap
veremediği görülmektedir. Dolayısıyla. Islam
inancının ortaya koyduğu hak ölçülennı yerine
getirmede halkın idaresinı ön plana çıkaracak,
aktifkahlımın sağlandığı yeni bir demokrasi dü-
şüncesine ve uygulamasına ihtiyaç olduğu söy-
lenmelidir.
Bu yazılar. yeniden analize tabi tutulmaya ge-
rek kalmayacak derecede açıktır.
Bu makalelerde sözü edilen demokrasi, demok-
rasi kültüründen nasibini alamamış bir işletme
iktisadı öğretım üyesinin demokrasi konusundaki
bilımsel olmayan bölük pörçük fikırleridir. Za-
ten bu yazılar için gösterilen kaynaklarda: "Or-
ganizasyon teorisT, "Orgütsel DavTanış" gibi
makalelerden yararlanılmış. Oysa, demokrasi-
yi anlamak için önce karanlık ortaçağı, Sanayi
Devnmi'nden sonra oluşan burjuvaziyi, 18. yüz-
yılda doruğa erişen Aydınlanma felsefesini iyi
bilmek gerekir. Bunlan bilmeden de demokra-
si teorisı ve demokrasi fikn anlaşılamaz, özüm-
senemez. Bunlar bilinirse din devleti, laik dev-
let üdlemini anlamayabilıriz. Prof. Dinçer'in ör-
iddiaetti
Türban eylemi yapanlar da Ömer Dinçer gibi laiklik ilkesinin yerini daha müslüman bir yapıya devretmesi gerektiğini savunuyor.
Görüşlerinin
~T\ aşbakanlık Müsteşan Prof. Dr.ÖroerDin-
r i çer, "21. yüzyüa girerken dünya ve Türki-
A-J ye gündeminde Islam'
1
konulu sempoz-
yumdakı görüşlerine sahip çıktı. Dinçer, Başba-
kanlık Basın Merkezi aracılığıyla bir açıklama
yapn. 19-21 Mayıs 1995'te Sıvas'ta düzenlenen
sempozyumdaki görüşlerinin bir bütün olarak de-
ğerlendirilmesini isteyen Dinçer, yaptığı çalışma-
nın "takryye bdgesi türünden yakışıksız ifadder-
kbağtammdj>n kopanttgmı" öne sürdü. O dönem-
deki konuşmasında laiklik ilkesinin yerini "daha
Müslüman bir yapıya devretmesi gerektiğmi" sa-
vunan Ömer Dinçer, yaptığı yaalı açıklamada da
>
r
aklaşık 9 yıl önceki bu görüşlerinin Türkiye'de-
ki gehşmelerle doğrulandığıru, birçok bilim ada-
mının da benzer sonuçlara ulaştığını öne sürdü.
Dinçer'in 3 Ocak 2004'te yaptığı basın toplan-
tısı gazetede şu haberle yer almıştı:
BaşbakanhkMüsteşan Prof. Dr.Ömer Dinçer,
1995 yümda Sıvasta sunduğu '21. Yüzyıla Girer-
ken Dunya ve Türkiye Gündeminde tslam"konu-
lu makaksivie Ugili sorulardan kaçmdL
Cumhurivet ve laiküğe iüşkin ısrarb sonüara
kaı^nc(\anıtiar\ermektenkaçınanDinçeı;'Cum-
huriyet döneminde doğmuş bir kişınin Cumhuri-
yete karşı olması için aklını peynir ekmekle ye-
mış olması lazım' demekle yetindi Dinçer, Baş-
bakanlıkta gazetedlere kahvaltıh basın toplanüsı
düzenledi Dinçer'in, 'Cumhuriyetin ışlevsızliğı-
ni' ve siyasal Islami savnnan görüşlerine ifişldn
makaleye dair >^mt vereceği beklentisi nedeniyle
toplanüya kanlım otdukça vüksek okhı. Ancak
Dinçer. toplantıda bu yöndeki sorulara yanıt ver-
mek yerine gazeteciierin sorunlannı dinlevip Baş-
bakanhk'ta karşılaştığı güçlükleri anlatmayı ter-
dhetti. Gazeteciierin şikâyçderini bir bir not alan
Dinçer, konu tekrar kendi makalesine inşknı soru-
lardayoğunlaşmca,yDrum yapmak istemediğini söy-
ledL Gazetecikrin ısrarfa sorulanndan bunalan
Dinça;kısaaçıklamalaryapmaklayçtindL Dinçer'in
gazeteciierin sorulannaverdigi \anraarözetie şöy-
le:
- Sizce Cumhuriyet ve laiklik neyi ifade ediyor?
Dinçer: Başka sorusu olan var mı?
- Makalenizin birinci bölümünde de tarikaaan
övdüğünüz izlenimi çıkıyor. Bu yönde de eieştiri-
ler var. Açüdamamz olmayacak mı?
Dinçer: Cumhuriyet döneminde doğmuş bir kı-
şinin Cumhuriyete karşı olması için aklını peynir
ekmekle yemiş olması lazım. Beni şimdij'e kadar
tanımış olmanız lazım. Benim tüm sözlerimde
açık olduğum, samimi olduğum ve beynimin ar-
kasında başka planlan olmayan bir insan olduğu-
mu şimdiye kadar fark etmiş olmanız lazım. Bu-
nu fark etmedıyseniz, zaten sizin gazeteciliğiniz
de sorgulanır
- Bu makaleden dolayı devletin hassas kurum-
lanyia sorununuz oldu mu?
Dinçer Ha>nr olmadı. Hiç olmadı.
- Makalenizin ortaya çıkmasuıdan sonrazordu-
rumda bırakmamak için Başbakan'a gidip istifa-
nın venneyi düşündünüz mü?
Dinçer: Ha>ir, niye edeyim. Arkadaşlar bu ül-
kede bazı şeyler dışından gorüldüğü gibi değil. Bu
açıklamalanmı da yazmayın. Çünkü cevap verdık-
çe karşı taraf da çıkıyor. Mevcut tartışma ortamı-
mızm çok sağlıklı oldugunu duşünrnüyorum. O yüz-
den kaçınıyorum, bazı sorulara yanıt vermekten."
Bu basın toplanhsı nedeniyle Hürriyet Başya-
zan Oktay Ekşi "KaçamakYapıyor" adlı yazısın-
da (4 Ocak 2004) Dinçer'in açıklama yapmaktan
kaçındığını belirtti.
Ekşi şunlan yazdı.
Demek istediğimiz. Sayın Dinçer'in "kaçamak"
yanıtlarla gerçeği saklayamayacağıdır. Nıtekım
bu sözleri söylemek üzere çağırdığı gazeteciierin
"laikBğe baktşT hakkındaki sorulara verdiği ya-
nıt da, en az yukandakı kadar "kaçamak"nr. Şöy-
le dıyor:
"Ben konuştukça, karşı taraf (karşı taraf dedı-
ğı laikcumhuriyeti savunanlar) cevap v«rdikçebü-
yüyecek bir mesele- Ülkeyi germeyeflm."
Yanıtın anlamı çok açık. Dinçen
"Cumhuriyetflkesininyerini kaahmabiryöne-
time devretmesi gerektiği ve nihayct Laiklik flkesi-
nin yerinin lslamla bütünleşmesi (laikükten vazge-
çilmesi demekistiyor ama cesaret edemiyor) gerek-
H olduğu kanaatini taşryorum. Böviece Türkiye
Cumhuriyeti'nin başlangıcta ortaya koyduğu, bü-
tün temel ilkelerin. Laiklik. Cumhurivet ve Mflü-
v^tçSkgibibb\oktemdakeıım>mıi(J)dahaMü»-
lüman bir yaprva devretmesi zorunhıhığu ve arnk
bunun ramanınm geldiği düşüncesini taşryorum''
şeklındekı sözlerinden kesınlikle vazgeçmediği-
ni ifade ediyor. Burada dikkat edilecek nokta şu-
dur: Evet Dinçer, cumhuriyete karşı padışahlığı is-
temiyor. ama başka bir cumhuriyet istiyor. Islamın
egemen olduğu bır Islam cumhuriyeti istiyor.
gütsel davranış, işletme iktisadi gibi konulan in-
celerken demokrasiyi anlamak yönünde bir ça-
ba sarfetmediğı açıkça görülüyor. Ama Imam Ha-
tipte okurken aldığı din kültürü ve siyasal isla-
ma bağlanması nedeniyle kimı kavramlara din-
sel fikirler yükleyerek demokrasinin esasmı an-
lamadan siyasal islamm iktidara el koymasmı öne-
ren fikirler üretiyor. Bu bölük pörçük düşünce-
ler bilimsel ohnaktan çok uzaktır. Çağdaş demok-
rasinin laiklik ilkesi olmadan gerçekleşemeye-
ceğini, Dinçer anlayamamış.
Başbakanlık Müsteşan Dinçer açıkça şunlan
söylüyor:
1. Din'e dayalı bir sistem öneriyor. Bunun adı
"İstarni Cumhuriyet" ya da "tslami demokra-
si" olabilır, yeter ki "tslamiesaslar" kabul edil-
sin.
2. Bunu sağlamak için Prens Sabahattin'in
"Adem-i merkeziyet" düşüncesine paralel bir
düşünce sistemi geliştiriliyor.
3. Dinçer'e göre: Din ve vicdan özgürlüğü, dev-
letin ideolojik karakteri olmalıdır.
4. Başbakanlık Müsteşan tüm yazdıklannı ve
düşündüklerini Kamu Yönetimi Temel Yasası
Tasansı ile hayata geçirmek istemektedir.
Yarın: Kamu yönetlmlnde
yeniden düzenleme nedir?
BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARLIĞI
Bürokrasinin
tepesindeki
makam
7
azdığı yazılar bunlann arkasında dur-
ması ve hazırladığı Kamu Yönetimi
Yasa Tasansı ile gündemin birinci mad-
desine oturan Prof. Omer Dinçer neden bu ka-
dar gürültü kopanyor. Hemen herkes, tüm
başyazarlar Ömer Dinçer hakkında yazılar
yazıyorlar, neden? Bunun nedeni sadece Din-
çer'in fikirleri değildir. Işgal ettiği pozisyon
ve makamı Türk siyasal ve anayasal siste-
minde son derece önemlidir. Başbakanlık
Müsteşan, Türk kamu yönetiminde bürokra-
sinin en üstündeki kişidir.
Bürokrasinin en giıçlü kl$lsl
Türk anayasa ve siyasal sistemine göre Baş-
bakan. "BakarüarKunıhı'nunbaşbakanıdır
n
ve "bakanhklar arasında işbhüğmi sağlar,ge-
nel siyasetin yüriitülmesini gözetir."
Kamu yönetimi öğretim üyesi, Prof. Eryıl-
maz'ın da belirttiği gibi "Başbakanm, Bakan-
lar Kurulu'nda önemli bir sryasi lideıük ko-
numu vardır. Bakanlar Kurulu üyeteri içinde
arük eşitler arasuıda birincUik (primus inter
panes) değildir. Başbakan Bakanlar Kuru-
lu'nda daha güçlü ve hâkim pozisvondadır. (B.
Eryümaz, Kamu Yönetim 1999, s. 89) Kuşku-
suz 1982 Anayasası ile bu derece güçlenmiş
olan başbakanhğm, müsteşan da Türk mer-
kez bürokrasisinin en güçlü kişisi konumuna
gelmiştir.
Her belge ellnden geclyor
Başbakan'a sunulan her e\Tak, her belge
muhakkak Başbakan Müsteşan'nın parafını
taşır. Başbakanlık Müsteşan Başbakan adına,
tüm bakanlıklara, tüm merkez ve yerel bürok-
rasiye tek başına imzalayarak yazı ve direktif
gönderebilir. Başbakanlık Müsteşan Başbakan-
lık'a verilen görevlerin yapılmasmı ve bakan-
lıklar arasında eşgüdum ve işbirliğini saglamak-
la görevlidir. Başbakanlık Müsteşan, merke-
zi yönetimdeki bütün müsteşarlann başıdır.
Başbakan siyasal bir kişilik olarak bakanlık-
lara yön verir. Başbakanlık Müsteşan, Başba-
kan adına, onun direktif ve emirleri yönünde
merkez bürokrasisini yönlendirir. Devlete iliş-
kin en derin bilgiler burada toplanır. MlT ra-
porlan buraya gelir. Başbakanlık Müsteşa-
n'nın örtülü ödenekten en kritik istihbarat bil-
gilerine kadar her şeyden bilgisi vardır. Işte Is-
lamcı Dinçer'in böyle bir makamda otunnası
kuşkulan arttınyor...
21 Mayıs tarlhlerlnde yap
Diııçer: Lafldiğin yerini lslamla bütünleşme ahııalı
on değişme ve gelişmeler
karşısında ortaya çıkan üçüncü
tespit ise, özellikle insanlarda
bağımsızlık duygusu temayülünün
artmasıdır veya devlet yönetimine
yönelik olarak katılma taleplerinin
çoğalmasıdır. Yine bunu aslında
ilkeler açısmdan göz önüne
aldığirmz takdirde Türkiye'de
cumhuriyet ilkesinin yerini kahlımcı
bir yönerime devretmesi gerektiği ve
nihayet laiklik ilkesinin yerinin
îslamla bütünleşrnesinin gerekli
olduğu kanaatini taşıyorum. Böylece
Türkiye Cumhuriyetı'nin başlangıcta
ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin
laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik
gibi birçok temel ilkenin yerini daha
çok katılımcı daha adem-i merkezi
daha Müslüman bir yapıya
deıvretmesi zorunluluğu ve aruk
bunun zamanınm geldiği
düşüncesini taşıyorum.
Bu bakış açısmdan hareketle
dünyadaki değişme ve gelişmeler
karşısında, "Türkiye 3e dünyadaki
tslami harekerJerin gekceği nasi
ohn"?" sorusuna aşağıdaki gibi cevap
vermek mümkün olur:
Siyasi öncelikli Islami hareketler
açısından dünyaya baktığımız
takdirde birtaİam gelişmelerin
oldugunu görmemiz mümkündür.
Bunlan gruplandıracak olursak
Afganistan, Pakistan ve Cezayir
siyasi önceükli Islami hareketin
başanya ulaşamadığı ülkeler olarak
değerlendirilebilir. Iran, Malezya ve
Sudan ise gelecekte belirsizliklerin
olduğu ülkeler olarak tammlanabilir.
Afganistan'daki siyasi gelişme, daha
çok milliyetçilik temayülleri
taşımakta ve kültürel öncelikli
Islami hareketlerin ohnadığı bir
görünüm arz etmektedir. Hatta bu
ifadeyi yukanda saydığımız
ülkelerin tümü için de söylememiz
mümkündür. Istisna olarak belki
Pakistan'ı bunlann dışında tutmak
mümkün. Tebliğ cemaati ile Cemaat-
i Islami hareketlerinin hem kültürel
öncelikli hem de siyasi öncelikli
hareketleri kapsadığını
söyleyebihriz; ama aralanndaki
üıanılmaz kopukluk sebebiyle
Cemaat-i Islami'nin özellikle
Ziyau'1-Hak hareketiyle
gerçekleştirdiği faaliyetlerin
sonunun gelmemesi, bizim için ders
alınması gerekb bir gelişmedir.
Nitekim bugün orada 9 tane tslami
hareket bir araya geldiği halde
Butto'ya yetışememektedir. tran'ın,
Malezya'nın ve Sudan'ın ise umutla
beklediğimiz ama belirsizük ifade
eden bir yapısı vardır.
Kültürel öncelikli hareketler
açısmdan baktığımızda Mısır'daki
Oıvân-ı Müslimin hareketi ve daha
sonra onun bölünmesiyle ortaya
çıkan akımlann çok etkin sonuçlar
aldığmı ifade etmek de zordur.
Türkiye'nin tüm Islam ülkeleri
içerisinde çok önemli bir yeri
bulunduğunu ifade etmemiz doğru
olur, kanaatindeyim. Çünkü hem
kültürel öncelikli îslami hareketlerin
yoğun bir şekilde uygulandığı ve ön
planda olduğu, hem de siyasal
öncelikli Islami hareketlerin yine
etkin bir şekilde bulunduğu ve
iktidara doğru yürüdüğünü
görmemiz mümkündür. Her
ikisindeki gelişme de paraleldir.
1980'li yıllardan sonra birbirine
karşı kapalı olan bu hareketlerin
açüdığım ve etkileşim halinde
olduklanm görüyoruz.
SÜRECEK